Madde Detay
MATLÛBÎ, Ömer
(d. ?/? - ö. 1304/1888)
Âşık
(Âşık / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Matlûbî’nin asıl adı Ömer’dir. Konya’nın Zincirlikuyu Mahallesi, Çelebi Sokağı’nda doğdu (Ergun-Uğur 2002: 103). Doğum tarihi bilinmemektedir. Belirli bir işi yoktu. Ömrünün büyük bir kısmı Konya’da Zincirlikuyu Mahallesinde yoksulluk içinde geçer. H.1304/M.1888 tarihinde Konya’da vefat ettmiştir (Yakıcı 1994: 197).
Matlûbî, hoş sohbet, nüktedan bir kişiliğe sahipti. Âşık tarzının diğer türlerinde de eser vermekle birlikte destan şairi olarak şöhret buldu. Düzenlediği destanları komşularına, yakınlarına, ahbaplarına okur, herkesi güldürürdü (Ergun-Uğur 2002: 103). 19. yüzyılda Konya’nın yaşadığı dillere destan kıtlıklardan biri olan H.1290/M.1873-74 kuraklığı üzerine söylediği 32 dörtlükten oluşan destanı hâlâ belleklerde yaşamakta, dilden dile dolaşmaktadır (Yakıcı 1994: 195).
Kaynakça
Ergun, S. Nüzhet, M.Ferit Uğur (2002). Konya Vilayeti Halkiyat ve Harsiyatı. hzl. Hüseyin Ayan. Konya: T.C. Konya Valiliği İl Kültür Müdürlüğü Yay.
Yakıcı, Ali (1994). “Başlangıcından 20. Yüzyıla kadar Konya’da Âşıklık Geleneği.” Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi/GEFAD, Bahar. 177-204.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: PROF. DR. ALİ YAKICIYayın Tarihi: 06.04.2015Güncelleme Tarihi: 08.12.2020Eserlerinden Örnekler
Destan
Bin iki yüz doksan gelmedi bahar
Kullar kusurunu çekecek zahar
Niyazım Hakkadır hem leyl ü Nehar
Sair yıla nişan oldu bu sene
Yaz geldi inzal olmadı rahmet
Yeryüzünde bitmedi türlü nimet
Günahkâr kulları çok çeker zahmet
Saçılan tohumlar kaldı bu sene
Bu yıllarda geri kalır mı derdik
Verdiği kısmeti alır mı derdik
Ekinsiz harmansız olur mu derdik
Çiftçiler harmansız kaldı bu sene
Bakarsın havaya bir bulut ağar
Bir yandan kum yağar bir yandan tağal
Kudretullahtan geldi bu zeval
İnşallah kemale geldi bu sene
Musallaya çıktık kıldık münacat
İndinde makbul olmadı hacat
Senden biter ya Rab cümle müracat
Her nebatat kesat oldu bu sene
Kasımla karakış girdi zemheri
Ol vakit bellidir kışın cevheri
Kök tatmadık hayvan kalmadı feri
Dilsiz hayvan perişandı bu sene
Erbainde tuttu karın çabası
Hamsin deyince de yağdı babası
Dağlar bağlar giydi beyaz libası
Şiddetli bir şita oldu bu sene
Zemheride kar yolları kapattı
Marta Nevruz ile Nisanı kattı
İnsanın hayvanın hırsı pek arttı
Hâsılı mahlûk perişandı bu sene
Nerdedir kara erkeçli sürüler
Pazar yerine doldu hep deriler
Üçünü hem bir guruşa verdiler
Kul uşağı kanara oldu bu sene
Felek nicelere verdi de aman
Bir lira satıldı bir harar saman
Satanda kalmadı din ile iman
İnsaf u merhamet kalktı bu sene
Sanman pazarına varmağa olmaz
Bahasını asla sormağa olmaz
Kındıra ile ayrık vermeğe olmaz
Yaban hayvanları çöktü bu sene
Muhasaradadır Buğday pazarı
Ekmekçi dükkânın açın nazarı
Zabtiye dayağı memur azarı
Ölümden de beter oldu bu sene
Pazara doldu erkekle karı
Bitirdiler bütün namusu arı
Yardım etsin heman cenab-ı Bâri
Cümle âlem perişandı bu sene
Eğer olmasaydı Konya valisi
Birbirini yerdi hem ahalisi
Cümle mahlûkatın birdir tanrısı
Cümle mahlûk perişandı bu sene
Esat Paşa gibi gelmedi vali
Beş vakit duacı ona ahali
Fukaraya muîn olsun kemali
Arslan paşa medar oldu bu sene
Mevla ömür versin vali paşaya
Dükkânlar açtırdı her bir köşeye
Toplattı deveyi saldı taşraya
Yollar beller perişandı bu sene
Dünyanın işi kaldı ahirete
Ekmekçiler uğradı hem mihnete
Mevla zeval vermesin din devlete
Her kazalar perişandı bu sene
Uymaz efendime gelen müşirler
Kahrolsun aleyhindeki münkirler
Seninçün açılsın ahrette güller
Efendim rızayı buldu bu sene
Tuzcular pazardan tuz kaldırdı
Ekmekçiler akçesini çaldırdı
Sipahi pazarı malı doldurdu
Fukara yerlerde kaldı bu sene
Kömürcüler battı kaldı karaya
Okkası da çıktı yüz on paraya
Ceza-yı nakdi verdiler hem saraya
Onlar dahi fırsat buldu bu sene
Baştan azdı yine bakkal esnafı
Büyüğün küçüğün yoktur insafı
Yılda fasulyenin olmazdı lafı
Okkası dört kuruşa çıktı bu sene
Arsız Konyalıya kar olsa yetmez
Şeker yesen ekmek yerini tutmaz
Varıp almağa da kudretin yetmez
Alil vücut perişandı bu sene
Sabah olur ekmekçiye varılır
Alan alır alamayan bayılır
Şimdiki vakitte hatır satılır
Fukaralar perişandı bu sene
Doldurup doksanı eriştik bire
Mevla cümlemize ganice vere
Kulların kusuru sonuna ere
Umarım ki bolluk geldi bu sene
Niceler sefada nice sıkıldı
Fakirlerin menzilleri yıkıldı
Odun oldu pazarlara döküldü
Fukaralar yurtsuz kaldı bu sene
Gözler kaldı fukaranın malında
Kimi odun tezek çeker dalında
Molla Hünkâr Oğlu kendi halinde
Odunsuz kömürsüz kaldı bu sene
Meram Bağı oldu Tahtalı Dağı
Kesip de yaktılar pelit kavağı
Verdiler hayvana odun ufağı
Meram da sahrasız kaldı bu sene
Yağlı yemeyince gözlerim seçmez
Saat yetmeyince kuşlar da uçmaz
Nohutlu şe’riye boğazdan geçmez
Yiyenler iliksiz kaldı bu sene
Ekmekçi dükkânda hamur yoğurur
Hatunlar da ekmek diye bağırır
Hamile olan pazarda doğurur
Nice rezaletler oldu bu sene
Kışta boranda geldi hem hacısı
İçimizden çıkmaz oldu acısı
Kimin atası ağlar kimin bacısı
Leylekler de şaşkın oldu bu sene
Nice tâlib feyz alırken Konya’dan
Toplanamadılar kıştan boradan
Gelenler durmadı ekmek sormadan
Ulema çömezsiz kaldı bu sene
Emriyle devr eder şems ile kamer
Evvela imandır saniyen amel
Mahlasım Matlûbî ismimiz Ömer
Destanı şayeste oldu bu sene
Ergun, S. Nüzhet, M. Ferit Uğur (2002). Konya Vilayeti Halkiyat ve Harsiyatı. hzl. Hüseyin Ayan. Konya: T.C. Konya Valiliği İl Kültür Müdürlüğü Yay. 103-107.
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 06.04.2015Güncelleme Tarihi: 08.12.2020Eserlerinden Örnekler
Destan
Bin iki yüz doksan gelmedi bahar
Kullar kusurunu çekecek zahar
Niyazım Hakkadır hem leyl ü Nehar
Sair yıla nişan oldu bu sene
Yaz geldi inzal olmadı rahmet
Yeryüzünde bitmedi türlü nimet
Günahkâr kulları çok çeker zahmet
Saçılan tohumlar kaldı bu sene
Bu yıllarda geri kalır mı derdik
Verdiği kısmeti alır mı derdik
Ekinsiz harmansız olur mu derdik
Çiftçiler harmansız kaldı bu sene
Bakarsın havaya bir bulut ağar
Bir yandan kum yağar bir yandan tağal
Kudretullahtan geldi bu zeval
İnşallah kemale geldi bu sene
Musallaya çıktık kıldık münacat
İndinde makbul olmadı hacat
Senden biter ya Rab cümle müracat
Her nebatat kesat oldu bu sene
Kasımla karakış girdi zemheri
Ol vakit bellidir kışın cevheri
Kök tatmadık hayvan kalmadı feri
Dilsiz hayvan perişandı bu sene
Erbainde tuttu karın çabası
Hamsin deyince de yağdı babası
Dağlar bağlar giydi beyaz libası
Şiddetli bir şita oldu bu sene
Zemheride kar yolları kapattı
Marta Nevruz ile Nisanı kattı
İnsanın hayvanın hırsı pek arttı
Hâsılı mahlûk perişandı bu sene
Nerdedir kara erkeçli sürüler
Pazar yerine doldu hep deriler
Üçünü hem bir guruşa verdiler
Kul uşağı kanara oldu bu sene
Felek nicelere verdi de aman
Bir lira satıldı bir harar saman
Satanda kalmadı din ile iman
İnsaf u merhamet kalktı bu sene
Sanman pazarına varmağa olmaz
Bahasını asla sormağa olmaz
Kındıra ile ayrık vermeğe olmaz
Yaban hayvanları çöktü bu sene
Muhasaradadır Buğday pazarı
Ekmekçi dükkânın açın nazarı
Zabtiye dayağı memur azarı
Ölümden de beter oldu bu sene
Pazara doldu erkekle karı
Bitirdiler bütün namusu arı
Yardım etsin heman cenab-ı Bâri
Cümle âlem perişandı bu sene
Eğer olmasaydı Konya valisi
Birbirini yerdi hem ahalisi
Cümle mahlûkatın birdir tanrısı
Cümle mahlûk perişandı bu sene
Esat Paşa gibi gelmedi vali
Beş vakit duacı ona ahali
Fukaraya muîn olsun kemali
Arslan paşa medar oldu bu sene
Mevla ömür versin vali paşaya
Dükkânlar açtırdı her bir köşeye
Toplattı deveyi saldı taşraya
Yollar beller perişandı bu sene
Dünyanın işi kaldı ahirete
Ekmekçiler uğradı hem mihnete
Mevla zeval vermesin din devlete
Her kazalar perişandı bu sene
Uymaz efendime gelen müşirler
Kahrolsun aleyhindeki münkirler
Seninçün açılsın ahrette güller
Efendim rızayı buldu bu sene
Tuzcular pazardan tuz kaldırdı
Ekmekçiler akçesini çaldırdı
Sipahi pazarı malı doldurdu
Fukara yerlerde kaldı bu sene
Kömürcüler battı kaldı karaya
Okkası da çıktı yüz on paraya
Ceza-yı nakdi verdiler hem saraya
Onlar dahi fırsat buldu bu sene
Baştan azdı yine bakkal esnafı
Büyüğün küçüğün yoktur insafı
Yılda fasulyenin olmazdı lafı
Okkası dört kuruşa çıktı bu sene
Arsız Konyalıya kar olsa yetmez
Şeker yesen ekmek yerini tutmaz
Varıp almağa da kudretin yetmez
Alil vücut perişandı bu sene
Sabah olur ekmekçiye varılır
Alan alır alamayan bayılır
Şimdiki vakitte hatır satılır
Fukaralar perişandı bu sene
Doldurup doksanı eriştik bire
Mevla cümlemize ganice vere
Kulların kusuru sonuna ere
Umarım ki bolluk geldi bu sene
Niceler sefada nice sıkıldı
Fakirlerin menzilleri yıkıldı
Odun oldu pazarlara döküldü
Fukaralar yurtsuz kaldı bu sene
Gözler kaldı fukaranın malında
Kimi odun tezek çeker dalında
Molla Hünkâr Oğlu kendi halinde
Odunsuz kömürsüz kaldı bu sene
Meram Bağı oldu Tahtalı Dağı
Kesip de yaktılar pelit kavağı
Verdiler hayvana odun ufağı
Meram da sahrasız kaldı bu sene
Yağlı yemeyince gözlerim seçmez
Saat yetmeyince kuşlar da uçmaz
Nohutlu şe’riye boğazdan geçmez
Yiyenler iliksiz kaldı bu sene
Ekmekçi dükkânda hamur yoğurur
Hatunlar da ekmek diye bağırır
Hamile olan pazarda doğurur
Nice rezaletler oldu bu sene
Kışta boranda geldi hem hacısı
İçimizden çıkmaz oldu acısı
Kimin atası ağlar kimin bacısı
Leylekler de şaşkın oldu bu sene
Nice tâlib feyz alırken Konya’dan
Toplanamadılar kıştan boradan
Gelenler durmadı ekmek sormadan
Ulema çömezsiz kaldı bu sene
Emriyle devr eder şems ile kamer
Evvela imandır saniyen amel
Mahlasım Matlûbî ismimiz Ömer
Destanı şayeste oldu bu sene
Ergun, S. Nüzhet, M. Ferit Uğur (2002). Konya Vilayeti Halkiyat ve Harsiyatı. hzl. Hüseyin Ayan. Konya: T.C. Konya Valiliği İl Kültür Müdürlüğü Yay. 103-107.
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 08.12.2020Eserlerinden Örnekler
Destan
Bin iki yüz doksan gelmedi bahar
Kullar kusurunu çekecek zahar
Niyazım Hakkadır hem leyl ü Nehar
Sair yıla nişan oldu bu sene
Yaz geldi inzal olmadı rahmet
Yeryüzünde bitmedi türlü nimet
Günahkâr kulları çok çeker zahmet
Saçılan tohumlar kaldı bu sene
Bu yıllarda geri kalır mı derdik
Verdiği kısmeti alır mı derdik
Ekinsiz harmansız olur mu derdik
Çiftçiler harmansız kaldı bu sene
Bakarsın havaya bir bulut ağar
Bir yandan kum yağar bir yandan tağal
Kudretullahtan geldi bu zeval
İnşallah kemale geldi bu sene
Musallaya çıktık kıldık münacat
İndinde makbul olmadı hacat
Senden biter ya Rab cümle müracat
Her nebatat kesat oldu bu sene
Kasımla karakış girdi zemheri
Ol vakit bellidir kışın cevheri
Kök tatmadık hayvan kalmadı feri
Dilsiz hayvan perişandı bu sene
Erbainde tuttu karın çabası
Hamsin deyince de yağdı babası
Dağlar bağlar giydi beyaz libası
Şiddetli bir şita oldu bu sene
Zemheride kar yolları kapattı
Marta Nevruz ile Nisanı kattı
İnsanın hayvanın hırsı pek arttı
Hâsılı mahlûk perişandı bu sene
Nerdedir kara erkeçli sürüler
Pazar yerine doldu hep deriler
Üçünü hem bir guruşa verdiler
Kul uşağı kanara oldu bu sene
Felek nicelere verdi de aman
Bir lira satıldı bir harar saman
Satanda kalmadı din ile iman
İnsaf u merhamet kalktı bu sene
Sanman pazarına varmağa olmaz
Bahasını asla sormağa olmaz
Kındıra ile ayrık vermeğe olmaz
Yaban hayvanları çöktü bu sene
Muhasaradadır Buğday pazarı
Ekmekçi dükkânın açın nazarı
Zabtiye dayağı memur azarı
Ölümden de beter oldu bu sene
Pazara doldu erkekle karı
Bitirdiler bütün namusu arı
Yardım etsin heman cenab-ı Bâri
Cümle âlem perişandı bu sene
Eğer olmasaydı Konya valisi
Birbirini yerdi hem ahalisi
Cümle mahlûkatın birdir tanrısı
Cümle mahlûk perişandı bu sene
Esat Paşa gibi gelmedi vali
Beş vakit duacı ona ahali
Fukaraya muîn olsun kemali
Arslan paşa medar oldu bu sene
Mevla ömür versin vali paşaya
Dükkânlar açtırdı her bir köşeye
Toplattı deveyi saldı taşraya
Yollar beller perişandı bu sene
Dünyanın işi kaldı ahirete
Ekmekçiler uğradı hem mihnete
Mevla zeval vermesin din devlete
Her kazalar perişandı bu sene
Uymaz efendime gelen müşirler
Kahrolsun aleyhindeki münkirler
Seninçün açılsın ahrette güller
Efendim rızayı buldu bu sene
Tuzcular pazardan tuz kaldırdı
Ekmekçiler akçesini çaldırdı
Sipahi pazarı malı doldurdu
Fukara yerlerde kaldı bu sene
Kömürcüler battı kaldı karaya
Okkası da çıktı yüz on paraya
Ceza-yı nakdi verdiler hem saraya
Onlar dahi fırsat buldu bu sene
Baştan azdı yine bakkal esnafı
Büyüğün küçüğün yoktur insafı
Yılda fasulyenin olmazdı lafı
Okkası dört kuruşa çıktı bu sene
Arsız Konyalıya kar olsa yetmez
Şeker yesen ekmek yerini tutmaz
Varıp almağa da kudretin yetmez
Alil vücut perişandı bu sene
Sabah olur ekmekçiye varılır
Alan alır alamayan bayılır
Şimdiki vakitte hatır satılır
Fukaralar perişandı bu sene
Doldurup doksanı eriştik bire
Mevla cümlemize ganice vere
Kulların kusuru sonuna ere
Umarım ki bolluk geldi bu sene
Niceler sefada nice sıkıldı
Fakirlerin menzilleri yıkıldı
Odun oldu pazarlara döküldü
Fukaralar yurtsuz kaldı bu sene
Gözler kaldı fukaranın malında
Kimi odun tezek çeker dalında
Molla Hünkâr Oğlu kendi halinde
Odunsuz kömürsüz kaldı bu sene
Meram Bağı oldu Tahtalı Dağı
Kesip de yaktılar pelit kavağı
Verdiler hayvana odun ufağı
Meram da sahrasız kaldı bu sene
Yağlı yemeyince gözlerim seçmez
Saat yetmeyince kuşlar da uçmaz
Nohutlu şe’riye boğazdan geçmez
Yiyenler iliksiz kaldı bu sene
Ekmekçi dükkânda hamur yoğurur
Hatunlar da ekmek diye bağırır
Hamile olan pazarda doğurur
Nice rezaletler oldu bu sene
Kışta boranda geldi hem hacısı
İçimizden çıkmaz oldu acısı
Kimin atası ağlar kimin bacısı
Leylekler de şaşkın oldu bu sene
Nice tâlib feyz alırken Konya’dan
Toplanamadılar kıştan boradan
Gelenler durmadı ekmek sormadan
Ulema çömezsiz kaldı bu sene
Emriyle devr eder şems ile kamer
Evvela imandır saniyen amel
Mahlasım Matlûbî ismimiz Ömer
Destanı şayeste oldu bu sene
Ergun, S. Nüzhet, M. Ferit Uğur (2002). Konya Vilayeti Halkiyat ve Harsiyatı. hzl. Hüseyin Ayan. Konya: T.C. Konya Valiliği İl Kültür Müdürlüğü Yay. 103-107.
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Destan
Bin iki yüz doksan gelmedi bahar
Kullar kusurunu çekecek zahar
Niyazım Hakkadır hem leyl ü Nehar
Sair yıla nişan oldu bu sene
Yaz geldi inzal olmadı rahmet
Yeryüzünde bitmedi türlü nimet
Günahkâr kulları çok çeker zahmet
Saçılan tohumlar kaldı bu sene
Bu yıllarda geri kalır mı derdik
Verdiği kısmeti alır mı derdik
Ekinsiz harmansız olur mu derdik
Çiftçiler harmansız kaldı bu sene
Bakarsın havaya bir bulut ağar
Bir yandan kum yağar bir yandan tağal
Kudretullahtan geldi bu zeval
İnşallah kemale geldi bu sene
Musallaya çıktık kıldık münacat
İndinde makbul olmadı hacat
Senden biter ya Rab cümle müracat
Her nebatat kesat oldu bu sene
Kasımla karakış girdi zemheri
Ol vakit bellidir kışın cevheri
Kök tatmadık hayvan kalmadı feri
Dilsiz hayvan perişandı bu sene
Erbainde tuttu karın çabası
Hamsin deyince de yağdı babası
Dağlar bağlar giydi beyaz libası
Şiddetli bir şita oldu bu sene
Zemheride kar yolları kapattı
Marta Nevruz ile Nisanı kattı
İnsanın hayvanın hırsı pek arttı
Hâsılı mahlûk perişandı bu sene
Nerdedir kara erkeçli sürüler
Pazar yerine doldu hep deriler
Üçünü hem bir guruşa verdiler
Kul uşağı kanara oldu bu sene
Felek nicelere verdi de aman
Bir lira satıldı bir harar saman
Satanda kalmadı din ile iman
İnsaf u merhamet kalktı bu sene
Sanman pazarına varmağa olmaz
Bahasını asla sormağa olmaz
Kındıra ile ayrık vermeğe olmaz
Yaban hayvanları çöktü bu sene
Muhasaradadır Buğday pazarı
Ekmekçi dükkânın açın nazarı
Zabtiye dayağı memur azarı
Ölümden de beter oldu bu sene
Pazara doldu erkekle karı
Bitirdiler bütün namusu arı
Yardım etsin heman cenab-ı Bâri
Cümle âlem perişandı bu sene
Eğer olmasaydı Konya valisi
Birbirini yerdi hem ahalisi
Cümle mahlûkatın birdir tanrısı
Cümle mahlûk perişandı bu sene
Esat Paşa gibi gelmedi vali
Beş vakit duacı ona ahali
Fukaraya muîn olsun kemali
Arslan paşa medar oldu bu sene
Mevla ömür versin vali paşaya
Dükkânlar açtırdı her bir köşeye
Toplattı deveyi saldı taşraya
Yollar beller perişandı bu sene
Dünyanın işi kaldı ahirete
Ekmekçiler uğradı hem mihnete
Mevla zeval vermesin din devlete
Her kazalar perişandı bu sene
Uymaz efendime gelen müşirler
Kahrolsun aleyhindeki münkirler
Seninçün açılsın ahrette güller
Efendim rızayı buldu bu sene
Tuzcular pazardan tuz kaldırdı
Ekmekçiler akçesini çaldırdı
Sipahi pazarı malı doldurdu
Fukara yerlerde kaldı bu sene
Kömürcüler battı kaldı karaya
Okkası da çıktı yüz on paraya
Ceza-yı nakdi verdiler hem saraya
Onlar dahi fırsat buldu bu sene
Baştan azdı yine bakkal esnafı
Büyüğün küçüğün yoktur insafı
Yılda fasulyenin olmazdı lafı
Okkası dört kuruşa çıktı bu sene
Arsız Konyalıya kar olsa yetmez
Şeker yesen ekmek yerini tutmaz
Varıp almağa da kudretin yetmez
Alil vücut perişandı bu sene
Sabah olur ekmekçiye varılır
Alan alır alamayan bayılır
Şimdiki vakitte hatır satılır
Fukaralar perişandı bu sene
Doldurup doksanı eriştik bire
Mevla cümlemize ganice vere
Kulların kusuru sonuna ere
Umarım ki bolluk geldi bu sene
Niceler sefada nice sıkıldı
Fakirlerin menzilleri yıkıldı
Odun oldu pazarlara döküldü
Fukaralar yurtsuz kaldı bu sene
Gözler kaldı fukaranın malında
Kimi odun tezek çeker dalında
Molla Hünkâr Oğlu kendi halinde
Odunsuz kömürsüz kaldı bu sene
Meram Bağı oldu Tahtalı Dağı
Kesip de yaktılar pelit kavağı
Verdiler hayvana odun ufağı
Meram da sahrasız kaldı bu sene
Yağlı yemeyince gözlerim seçmez
Saat yetmeyince kuşlar da uçmaz
Nohutlu şe’riye boğazdan geçmez
Yiyenler iliksiz kaldı bu sene
Ekmekçi dükkânda hamur yoğurur
Hatunlar da ekmek diye bağırır
Hamile olan pazarda doğurur
Nice rezaletler oldu bu sene
Kışta boranda geldi hem hacısı
İçimizden çıkmaz oldu acısı
Kimin atası ağlar kimin bacısı
Leylekler de şaşkın oldu bu sene
Nice tâlib feyz alırken Konya’dan
Toplanamadılar kıştan boradan
Gelenler durmadı ekmek sormadan
Ulema çömezsiz kaldı bu sene
Emriyle devr eder şems ile kamer
Evvela imandır saniyen amel
Mahlasım Matlûbî ismimiz Ömer
Destanı şayeste oldu bu sene
Ergun, S. Nüzhet, M. Ferit Uğur (2002). Konya Vilayeti Halkiyat ve Harsiyatı. hzl. Hüseyin Ayan. Konya: T.C. Konya Valiliği İl Kültür Müdürlüğü Yay. 103-107.
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | MEHMED | d. 1858 - ö. 1920 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | TEVFİK | d. 1884 - ö. 1924 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | Zülfü Livaneli | d. 20 Haziran 1946 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | MEHMED | d. 1858 - ö. 1920 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | TEVFİK | d. 1884 - ö. 1924 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | Zülfü Livaneli | d. 20 Haziran 1946 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | MEHMED | d. 1858 - ö. 1920 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | TEVFİK | d. 1884 - ö. 1924 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | Zülfü Livaneli | d. 20 Haziran 1946 - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | MEHMED | d. 1858 - ö. 1920 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
11 | TEVFİK | d. 1884 - ö. 1924 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
12 | Zülfü Livaneli | d. 20 Haziran 1946 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
13 | MEHMED | d. 1858 - ö. 1920 | Madde Adı | Görüntüle |
14 | TEVFİK | d. 1884 - ö. 1924 | Madde Adı | Görüntüle |
15 | Zülfü Livaneli | d. 20 Haziran 1946 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |