Madde Detay
MEMÎ CÂN EFENDİ, Şeyh Muhyiddin Mehmed
(d. ?/? - ö. 1008/1599-1600)
tekke şairi
(Tekke / 16. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Hayatı hakkında bilinenler oldukça sınırlıdır. Doğum tarihi bilinmeyen şair aslen Saruhan’lıdır. Nev‘îzâde Atâyî, şairin nisbesini “Şeyh Muhyiddin Mehmed bin İlyâs Memî Cân-ı Saruhânî”; Ayvansarâyî ise “eş-Şeyh Mehmed Memî Cânverdi Efendi” şeklinde kaydetmiştir (Özcan 1989: 467; Ekinci 2013: 140). Kaynaklarda “Memî Cân Efendi” adıyla bilinen şair, ilk tahsilini memleketinde tamamlamıştır. Tarikat âdâbının gereklerini yerine getirdikten sonra Hüsâmeddîn-i Uşşâkî’nin yanında seyr ü sülûkünü tamamlayarak halifeleri arasında yer almıştır (Yılmaz-Akkuş 2011: 319). Şeyhî ve Müstakimzâde, Memî Cân Efendi’yi Hüsâmeddin-i Uşşâkî’nin de feyiz aldığı Ümmî Sinan’ın (ö. 976/1568) halifelerinden biri olarak göstermektedirler (Özcan 1989: 50; Müstakimzâde: 408a). Bu bilgiler Memî Cân Efendi’nin, önce Ümmî Sinan’a intisap edip ardından Halvetiyye’nin Uşşâkıyye kolunun pîri Hüsâmeddin-i Uşşâkî’den seyr ü sülûkünü tamamlamış olabileceğini düşündürmektedir. Hüsâmeddin-i Uşşâkî’nin 100’ü aşkın halifesi içinde günümüze kadar ulaşabilen yegâne kolun kendisiyle devam etmesi, Memî Cân Efendi’yi Uşşâkîlik tarihinde önemli bir yere sahip kılmaktadır (Kılıç 2004: 86). Sicill-i Osmânî’de Nakşî şeyhi olduğu kayıtlıysa da diğer kaynaklarda bu bilgiyi teyit edecek malumat yoktur (Akbayar 1996: 141). Manisa, Bursa ve İstanbul yöresinde Uşşâkî tarikatının yayılmasında önemli rol oynamıştır. Evliya Çelebi’nin “Kutb-i Aktâb eş-Şeyh Memî Cân Efendi” diye zikrettiği Memî Cân Efendi, on altı halife yetiştirmiş; silsilesi bunlardan Gelibolulu Şeyh Ömer Karîbî’den devam etmiştir. Bir başka halifesi de Bursalı şair Şeyh Mehmed Subhî Efendi’dir (Kılıç 2004: 86). Uzun yıllar kurduğu sohbet ve zikir halkasıyla irşâd faaliyetlerinde bulunan Memî Cân Efendi 1008/1599-1600 yılında İstanbul’da vefat etmiştir. Memî Cân Efendi’nin tekkesi, bir hâne-dergâh olarak Fatih’te bugün cami şeklinde kullanılan Emîr Buhârî Tekkesi’nden Hüsrev Paşa’ya inen (şimdi Sarıgüzel caddesi) yokuş üzerinde bulunmaktaydı. Vefat ettiğinde bu müstakil tekkeye defnedilen Memî Cân’ın ölümüne şair Hâşimî tarafından şu tarih düşürülmüştür: “Eyleyip rûh-ı revan virdi Memî Cân-ı azîz” (1008/1599-1600). Ahmed Rifat Efendi, Memî Cân Efendi’nin türbesini İstanbul ve civarındaki ziyaretgâhlar arasında zikreder (Ahmed Rifat 1299: 151). Türbenin 1920’lerdeki durumu hakkında bilgi veren Hüseyin Vassâf burasının Cibali yangınında tamamen yandığını söyler. Cumhuriyet dönemi imar çalışmaları esnasında türbenin bulunduğu arsa üzerine yeni binalar yapılmıştır (Kılıç 2004: 86).
Şiirlerinde Memî, Memî Cân ve Cânî mahlasını kullanan şairin biri manzum, üçü mensur olmak üzere dört eseri bulunmaktadır:
1. Lübbü’l-Usûl fî Mâ‘rifeti’t-Tarîki’l-Vüsûl: Seyyid Alizâde’nin Şir‘atü’l-İslâm adlı kitabından nakiller, Ferîdüddin Attâr ve Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî gibi sûfîlerden alınan beyitlerle süslenen kitapta daha çok ibadetlerin faziletleri anlatılmaktadır (Kılıç 2002: 210).
2. Metâlibü’s-Sülûk fî Beyâni’t-Tarîki’l-Meslûk: Bu eser bir önceki esere zeyil veya tetimme olarak yazılmıştır. Memî Cân Efendi’nin 998/1590 yılında istiğrak halinde iken müridi Muslihuddîn-i Rûmî’ye imlâ ettirdiği eser, III. Murad’a sunulmuştur (Kılıç 2002: 210).
3. Uknûmü’l-Hikem fî Ma‘rifeti’l-Sırri’l-Kıdem: Memî Cân Efendi’nin III. Murad için yazdığı bir methiyesinin, müridi Mehmed Kadı el-Çorûmî tarafından yukarıdaki adla şerhedildiği kaydedilmekteyse de eser incelendiğinde bu kişinin şârih değil, kâtip olduğu anlaşılmaktadır. Eserde Mehmed Kadı, Memî Cân Efendi’nin önceki iki kitabını Muslihuddîn-i Rûmî adlı müridine, bunu ise kendisine imlâ ettirdiğini belirtmektedir. Esere, Memî Cân Efendi’nin Sultan Murad’ın methine dair yazdığı beş beyitlik bir manzumenin şerhi yapılarak başlanmış, seksen varakta ancak iki beyit şerh edilebilmiştir. Bir şairin kendi şiirini yine kendisinin şerh etmesine güzel bir örnek olan bu kitap, ilk bakışta padişaha hoş görünmek maksadıyla yazılmış gibi zannedilirse de şerhte padişahın adının geçmediği ve mücerret tasavvufi yorumların yapıldığı görülmektedir (Kılıç 2004: 87).
4. Divançe: XVI. yüzyıl tekke şairleri arasında adı geçmeyen Memî Cân Efendi’nin gayr-ı müretteb bir divançesi bulunmaktadır. Klâsik divan tertibinden uzak bir şekilde düzenlenmiş; yaklaşık elli beş şiiri ihtiva eden bir eserdir. Şiirlerin tamamına yakını “Min Kelâm-ı İlâhî” başlığı altında, sanat kaygısından uzak, tasavvufi öğretiyi başta müritleri olmak üzere okuyuculara aktarmak maksadıyla sade bir dille yazılmıştır. Ayrıca şair, Hz. Peygamber’e duyduğu sevgi ve muhabbetin ifadesi olarak birkaç tane naat kaleme almıştır. Bu şiirlerin önemli bir kısmında gazel ve murabba nazım şekilleri kullanılmıştır. Şiirlerin genelinde aruz kusurlarına sıklıkla rastlanmaktadır.
Memî Cân Efendi’nin eserleri üzerinde bugüne kadar yapılan tek çalışma, Mahmut Erol Kılıç’a aittir. Şairin mensur eserleri üzerinde yaptığı araştırmalar neticesinde Kılıç, edebiyat tarihimizdeki birçok mutasavvıf şahsiyette de görüldüğü üzere Mevlânâ’nın Mesnevî’sinden tesirler tespit etmiştir (Kılıç 2002: 205-220). Diğer sûfî şair ve yazarlar gibi Memî Cân Efendi de şiirlerinde sade bir dil; nesirlerinde ise tasavvufi ıstılah ve remizlerin bolca yer aldığı, şiirlerine nazaran kısmen ağdalı bir dil kullandığı görülmektedir.
Kaynakça
Ahmed Rifat, (1299). Lugat-ı Târîhiyye ve Coğrâfiyye. C. I. İstanbul: yyy.
Akbayar, Nuri, (hzl.), (1996). Mehmed Süreyyâ, Sicill-i Osmânî, İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yay. C. III.
Bursalı Mehmed Tâhir (1333). Osmanlı Müellifleri. İstanbul: Matbaa-i Âmire, C. I.
Cunbur, Müjgân (2005). “Memi Can”, Türk Dünyası Edebiyatçıları Ansiklopedisi. C. 6. Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı Yay. 300.
Derin, Fahri Ç., V. Çabuk (hzl.) (1985). Hüseyin Ayvansarâyî, Mecmûa-i Tevârîh. İstanbul: Edebiyat Fakültesi Yay.
Ekinci, Ramazan (hzl.) (2013). Hâfız Hüseyin Ayvansarâyî, Vefeyât-ı Ayvansarâyî. İstanbul: Buhara Yay.
Kılıç, Mahmut Erol (2002). “Manisalı Şeyh Memîcân-ı Sarûhânî (v. 1008-1600) ve Eserlerinde Mevlânâ’dan Tesirler”, I. Uluslararası Mevlânâ, Mesnevî ve Mevlevîhâneler Sempozyumu Bildirileri, Manisa. 205-220.
Kılıç, Mahmut Erol (2004). “Memi Can Efendi”, Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, Ankara, C. 29. 86.
Komisyon (1986). “Memî Cân Efendi”, Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi. C. 6. İstanbul: Dergâh Yay. 246.
Kurnaz, Cemal, M. Tatcı (hzl.) (2001). Mehmed Nâil Tuman, Tuhfe-i Nâilî. C. II. Ankara: Bizim Büro Yay.
Memî Cân Efendi. Dîvân. Süleymaniye Ktp. Hasan Hüsnü Paşa.
Müstakim-zâde Süleymân Sa‘deddin Efendi (2000). Mecelletü’n-Nisâb. Tıpkıbasım, Ankara: Kültür Bakanlığı Yay. vr. 408a.
Özcan, Abdülkadir (hzl.) (1989). Şeyhî Mehmed Efendi, Vekâyiü’l-Fuzalâ. C. 1. İstanbul: Çağrı Yay.
Özcan, Abdülkadir (hzl.) (1989). Nev‘izâde Atâyî, Hadâiku’l-Hakᾱ’ik fi Tekmileti’s-Şakᾱ’ik. İstanbul: Çağrı Yay.
Yılmaz, Ali, M. Akkuş (2011). Hüseyin Vassaf, Sefîne-i Evliyâ. C. 3. İstanbul: Kitabevi Yay.
Yılmaz, Ali, M. Akkuş (2011). Hüseyin Vassaf, Sefîne-i Evliyâ. C. 4. İstanbul: Kitabevi Yay.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: ARAŞ. GÖR. RAMAZAN EKİNCİYayın Tarihi: 14.06.2014Güncelleme Tarihi: 09.12.2020Eserlerinden Örnekler
Min Kelâm-ı İlâhî
İy gönül gel senün ile mest ü hayrân olalum
Zühd ü takvâ içre dâ’im bahr-i ummân olalum
Halvetde uzletde iy dil zâr u giryân olalum
Fahr-i âlem Mustafâ yolında kurbân olalum
Âkıl olan kendü özin ısmarlar iş işine
Her ne kim gelürse ol Hak’dan gelür baş üstine
Ârif-i billâh olan koymaz bir taş taş üstine
Fahr-i âlem Mustafâ yolında kurbân olalum
Ehl-i irfân meclisinde bir dâne câna kıyan
Cân-ı dil levhinde mestûr görinür ma‘nâ ayân
Okuyup ilm-i ledünni vasfını kılup beyân
Fahr-i âlem Mustafâ yolında kurbân olalum
Hak te‘âlâ ismini vasf eyleyen gelsün berü
Zikr iden tâliblere olur habîbi rehberi
Zikr ü şükriyle Memî Cân nice virsün sırrı
Fahr-i âlem Mustafâ yolında kurbân olalum
Memî Cân Efendi. Dîvân. Süleymaniye Ktp. Hasan Hüsnü Paşa 925, vr. 9a.
Min Kelâm-ı İlâhî
İy gönül gel senünile Çîn ilini gezelüm
Kûşe kûşe dervîşâna niçe evler düzelüm
Göz yaşıyla her kapuda yâ Muhammed yazalum
Derdile dermân elinde Hû diyelüm gezelüm
İy dirîgâ kârgâhı halk iden Perverdigâr
Saklıdur elbetde bildüm ara yirde perde var
Seyr ile seyrân iderler cümle âlem sen de var
Derdile dermân elinde Hû diyelüm gezelüm
Saklıdur ol âşikâra kimdür ol olmaz ayân
Ol ayândur ki beyân ki bilmez ol gördüm diyen
Âkıl isen kıl seyâhat aç gözün gâfil uyan
Derdile dermân elinde Hû diyelüm gezelüm
Kimdür ol gör bu cihânda ma‘nâdan ma‘nâ alur
Bilsün ol her ne ederse gine kendüde bulur
Memi Cân dâr-ı fenâda âlemi tolu bilür
Derdile dermân elinde Hû diyelüm gezelüm
Memî Cân Efendi. Dîvân. Süleymaniye Ktp. Hasan Hüsnü Paşa 925, vr. 9a.
Min Kelâm-ı İlâhî
Gör bu gözlerüm yaşı akar hû deyü deyü
Rızâya giren kişi bakar hû deyü deyü
Âh ider mest ü hayrân göz giryân ciger büryân
Sînesi olmuş üryân öter hû deyü deyü
Âşıklar irse bâğa dâğ yakar dahi dağa
Âh idüp onı göğe çıkar hû deyü deyü
Tarîkat erenleri inleşür zârı zârı
Gör Memî cümle varı yakar hû deyü deyü
Memî Cân Efendi. Dîvân. Süleymaniye Ktp. Hasan Hüsnü Paşa 925, vr. 18b.
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 14.06.2014Güncelleme Tarihi: 09.12.2020Eserlerinden Örnekler
Min Kelâm-ı İlâhî
İy gönül gel senün ile mest ü hayrân olalum
Zühd ü takvâ içre dâ’im bahr-i ummân olalum
Halvetde uzletde iy dil zâr u giryân olalum
Fahr-i âlem Mustafâ yolında kurbân olalum
Âkıl olan kendü özin ısmarlar iş işine
Her ne kim gelürse ol Hak’dan gelür baş üstine
Ârif-i billâh olan koymaz bir taş taş üstine
Fahr-i âlem Mustafâ yolında kurbân olalum
Ehl-i irfân meclisinde bir dâne câna kıyan
Cân-ı dil levhinde mestûr görinür ma‘nâ ayân
Okuyup ilm-i ledünni vasfını kılup beyân
Fahr-i âlem Mustafâ yolında kurbân olalum
Hak te‘âlâ ismini vasf eyleyen gelsün berü
Zikr iden tâliblere olur habîbi rehberi
Zikr ü şükriyle Memî Cân nice virsün sırrı
Fahr-i âlem Mustafâ yolında kurbân olalum
Memî Cân Efendi. Dîvân. Süleymaniye Ktp. Hasan Hüsnü Paşa 925, vr. 9a.
Min Kelâm-ı İlâhî
İy gönül gel senünile Çîn ilini gezelüm
Kûşe kûşe dervîşâna niçe evler düzelüm
Göz yaşıyla her kapuda yâ Muhammed yazalum
Derdile dermân elinde Hû diyelüm gezelüm
İy dirîgâ kârgâhı halk iden Perverdigâr
Saklıdur elbetde bildüm ara yirde perde var
Seyr ile seyrân iderler cümle âlem sen de var
Derdile dermân elinde Hû diyelüm gezelüm
Saklıdur ol âşikâra kimdür ol olmaz ayân
Ol ayândur ki beyân ki bilmez ol gördüm diyen
Âkıl isen kıl seyâhat aç gözün gâfil uyan
Derdile dermân elinde Hû diyelüm gezelüm
Kimdür ol gör bu cihânda ma‘nâdan ma‘nâ alur
Bilsün ol her ne ederse gine kendüde bulur
Memi Cân dâr-ı fenâda âlemi tolu bilür
Derdile dermân elinde Hû diyelüm gezelüm
Memî Cân Efendi. Dîvân. Süleymaniye Ktp. Hasan Hüsnü Paşa 925, vr. 9a.
Min Kelâm-ı İlâhî
Gör bu gözlerüm yaşı akar hû deyü deyü
Rızâya giren kişi bakar hû deyü deyü
Âh ider mest ü hayrân göz giryân ciger büryân
Sînesi olmuş üryân öter hû deyü deyü
Âşıklar irse bâğa dâğ yakar dahi dağa
Âh idüp onı göğe çıkar hû deyü deyü
Tarîkat erenleri inleşür zârı zârı
Gör Memî cümle varı yakar hû deyü deyü
Memî Cân Efendi. Dîvân. Süleymaniye Ktp. Hasan Hüsnü Paşa 925, vr. 18b.
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 09.12.2020Eserlerinden Örnekler
Min Kelâm-ı İlâhî
İy gönül gel senün ile mest ü hayrân olalum
Zühd ü takvâ içre dâ’im bahr-i ummân olalum
Halvetde uzletde iy dil zâr u giryân olalum
Fahr-i âlem Mustafâ yolında kurbân olalum
Âkıl olan kendü özin ısmarlar iş işine
Her ne kim gelürse ol Hak’dan gelür baş üstine
Ârif-i billâh olan koymaz bir taş taş üstine
Fahr-i âlem Mustafâ yolında kurbân olalum
Ehl-i irfân meclisinde bir dâne câna kıyan
Cân-ı dil levhinde mestûr görinür ma‘nâ ayân
Okuyup ilm-i ledünni vasfını kılup beyân
Fahr-i âlem Mustafâ yolında kurbân olalum
Hak te‘âlâ ismini vasf eyleyen gelsün berü
Zikr iden tâliblere olur habîbi rehberi
Zikr ü şükriyle Memî Cân nice virsün sırrı
Fahr-i âlem Mustafâ yolında kurbân olalum
Memî Cân Efendi. Dîvân. Süleymaniye Ktp. Hasan Hüsnü Paşa 925, vr. 9a.
Min Kelâm-ı İlâhî
İy gönül gel senünile Çîn ilini gezelüm
Kûşe kûşe dervîşâna niçe evler düzelüm
Göz yaşıyla her kapuda yâ Muhammed yazalum
Derdile dermân elinde Hû diyelüm gezelüm
İy dirîgâ kârgâhı halk iden Perverdigâr
Saklıdur elbetde bildüm ara yirde perde var
Seyr ile seyrân iderler cümle âlem sen de var
Derdile dermân elinde Hû diyelüm gezelüm
Saklıdur ol âşikâra kimdür ol olmaz ayân
Ol ayândur ki beyân ki bilmez ol gördüm diyen
Âkıl isen kıl seyâhat aç gözün gâfil uyan
Derdile dermân elinde Hû diyelüm gezelüm
Kimdür ol gör bu cihânda ma‘nâdan ma‘nâ alur
Bilsün ol her ne ederse gine kendüde bulur
Memi Cân dâr-ı fenâda âlemi tolu bilür
Derdile dermân elinde Hû diyelüm gezelüm
Memî Cân Efendi. Dîvân. Süleymaniye Ktp. Hasan Hüsnü Paşa 925, vr. 9a.
Min Kelâm-ı İlâhî
Gör bu gözlerüm yaşı akar hû deyü deyü
Rızâya giren kişi bakar hû deyü deyü
Âh ider mest ü hayrân göz giryân ciger büryân
Sînesi olmuş üryân öter hû deyü deyü
Âşıklar irse bâğa dâğ yakar dahi dağa
Âh idüp onı göğe çıkar hû deyü deyü
Tarîkat erenleri inleşür zârı zârı
Gör Memî cümle varı yakar hû deyü deyü
Memî Cân Efendi. Dîvân. Süleymaniye Ktp. Hasan Hüsnü Paşa 925, vr. 18b.
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Min Kelâm-ı İlâhî
İy gönül gel senün ile mest ü hayrân olalum
Zühd ü takvâ içre dâ’im bahr-i ummân olalum
Halvetde uzletde iy dil zâr u giryân olalum
Fahr-i âlem Mustafâ yolında kurbân olalum
Âkıl olan kendü özin ısmarlar iş işine
Her ne kim gelürse ol Hak’dan gelür baş üstine
Ârif-i billâh olan koymaz bir taş taş üstine
Fahr-i âlem Mustafâ yolında kurbân olalum
Ehl-i irfân meclisinde bir dâne câna kıyan
Cân-ı dil levhinde mestûr görinür ma‘nâ ayân
Okuyup ilm-i ledünni vasfını kılup beyân
Fahr-i âlem Mustafâ yolında kurbân olalum
Hak te‘âlâ ismini vasf eyleyen gelsün berü
Zikr iden tâliblere olur habîbi rehberi
Zikr ü şükriyle Memî Cân nice virsün sırrı
Fahr-i âlem Mustafâ yolında kurbân olalum
Memî Cân Efendi. Dîvân. Süleymaniye Ktp. Hasan Hüsnü Paşa 925, vr. 9a.
Min Kelâm-ı İlâhî
İy gönül gel senünile Çîn ilini gezelüm
Kûşe kûşe dervîşâna niçe evler düzelüm
Göz yaşıyla her kapuda yâ Muhammed yazalum
Derdile dermân elinde Hû diyelüm gezelüm
İy dirîgâ kârgâhı halk iden Perverdigâr
Saklıdur elbetde bildüm ara yirde perde var
Seyr ile seyrân iderler cümle âlem sen de var
Derdile dermân elinde Hû diyelüm gezelüm
Saklıdur ol âşikâra kimdür ol olmaz ayân
Ol ayândur ki beyân ki bilmez ol gördüm diyen
Âkıl isen kıl seyâhat aç gözün gâfil uyan
Derdile dermân elinde Hû diyelüm gezelüm
Kimdür ol gör bu cihânda ma‘nâdan ma‘nâ alur
Bilsün ol her ne ederse gine kendüde bulur
Memi Cân dâr-ı fenâda âlemi tolu bilür
Derdile dermân elinde Hû diyelüm gezelüm
Memî Cân Efendi. Dîvân. Süleymaniye Ktp. Hasan Hüsnü Paşa 925, vr. 9a.
Min Kelâm-ı İlâhî
Gör bu gözlerüm yaşı akar hû deyü deyü
Rızâya giren kişi bakar hû deyü deyü
Âh ider mest ü hayrân göz giryân ciger büryân
Sînesi olmuş üryân öter hû deyü deyü
Âşıklar irse bâğa dâğ yakar dahi dağa
Âh idüp onı göğe çıkar hû deyü deyü
Tarîkat erenleri inleşür zârı zârı
Gör Memî cümle varı yakar hû deyü deyü
Memî Cân Efendi. Dîvân. Süleymaniye Ktp. Hasan Hüsnü Paşa 925, vr. 18b.
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | Bahadır Yenişehirlioğlu | d. 19 Ocak 1962 - ö. - | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | YÜSRÎ/Yüsri Hızır Efendi, Satranççı Hızır Efendi | d. ? - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | SÂMÎ/NİYAZÎ, Abdurrahman Sami Efendi | d. 06.03.1879 - ö. 31.07.1934 | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | Bahadır Yenişehirlioğlu | d. 19 Ocak 1962 - ö. - | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | YÜSRÎ/Yüsri Hızır Efendi, Satranççı Hızır Efendi | d. ? - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | SÂMÎ/NİYAZÎ, Abdurrahman Sami Efendi | d. 06.03.1879 - ö. 31.07.1934 | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | Bahadır Yenişehirlioğlu | d. 19 Ocak 1962 - ö. - | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | YÜSRÎ/Yüsri Hızır Efendi, Satranççı Hızır Efendi | d. ? - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | SÂMÎ/NİYAZÎ, Abdurrahman Sami Efendi | d. 06.03.1879 - ö. 31.07.1934 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | Bahadır Yenişehirlioğlu | d. 19 Ocak 1962 - ö. - | Meslek | Görüntüle |
11 | YÜSRÎ/Yüsri Hızır Efendi, Satranççı Hızır Efendi | d. ? - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
12 | SÂMÎ/NİYAZÎ, Abdurrahman Sami Efendi | d. 06.03.1879 - ö. 31.07.1934 | Meslek | Görüntüle |
13 | Bahadır Yenişehirlioğlu | d. 19 Ocak 1962 - ö. - | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | YÜSRÎ/Yüsri Hızır Efendi, Satranççı Hızır Efendi | d. ? - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | SÂMÎ/NİYAZÎ, Abdurrahman Sami Efendi | d. 06.03.1879 - ö. 31.07.1934 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
16 | Bahadır Yenişehirlioğlu | d. 19 Ocak 1962 - ö. - | Madde Adı | Görüntüle |
17 | YÜSRÎ/Yüsri Hızır Efendi, Satranççı Hızır Efendi | d. ? - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
18 | SÂMÎ/NİYAZÎ, Abdurrahman Sami Efendi | d. 06.03.1879 - ö. 31.07.1934 | Madde Adı | Görüntüle |