NAKŞÎ, Ahmed Efendi

(d. ?/? - ö. ?/?)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 16. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

İstanbul-Ahırkapısı doğumlu olan şairin ismi Ahmed olup kaynaklarda Ahmed Efendi veya Ahmed Çelebi olarak geçmektedir. Mahlası nakkaşlığından gelen Nakşî Ahmed Efendi, sanatıyla devrindeki insanları mest etmiş, adeta ünlü ressam Mani’den sonra parmakla gösterilir ikinci bir Mani olmuştur. Nakkaşlık ve hattatlık konusundaki yeteneğinden övgüyle bahseden kaynaklardan biri olan Meşâ´irü’ş-Şu´arâ’da Âşık Çelebi Nakşî’den şöyle söz eder: “Evvelâ nefis bir nakkaştır. Eline yazmak için ince bir kalem alsa adeta gökyüzünde bir kuyruklu yıldız peyda olur. Duvara bir yağmur resmi çizse hemen yağmur yağmaya başlar. Yere bir gül bahçesi çizse, o güllerin kokusundan ve güzelliğinden bir anda yaz mevsimi gelir. Eğer bir içki ve eğlence resmi yapsa görenler sarhoş olur. Eğer bir kadın resmi çizerse de ehl-i mana (Allah’ı bırakıp) resme tapar hale gelir. Şeker yazsa üzerine arılar üşüşür. Gül yazsa kokusu ortalığı kaplar. Şarap yazsa gören insanları sarhoş eder.”. Bunların dışında şiir ve hiciv konusunda da yetenekli olduğu zikredilen Nakşî’nin en önemli özelliklerinden biri de iyi bir astrolog ve muvakkıt olmasıdır. Süleymaniye Camii muvakkıtı olarak ünlenen Nakşî’nin bu sahadaki yeteneğini Âşık Çelebi kendine has üslubuyla: “O bir müneccimdir, yıldızlarla âşıklık derecesinde ilgilidir. Eline hiçbir alet (usturlap) almasına gerek yoktur; zaten yıldız bilimi onun avuçlarının içinde gibidir. O avucunun içi gibi gökyüzünü güneşin ve diğer gezegenlerin hareketlerini çok iyi bilir ve bu özelliği sayesinde namaz vakitlerini tayin edebilir.” şeklinde ifade eder.

Vaktini sürekli, ilimde kemâlât noktasına ulaşmak amacıyla dolu dolu geçiren Nakşî Ahmed Efendi, Sultan III. Mehmet devrinin (1595-1603) ilk yarısında vefat etmiştir. Eserleri hakkında kaynaklar bir bilgi vermeseler de kaynaklarda bazı beyitleri sanatına örnek olarak gösterilmiştir.

Kaynakça

Akbayar, Nuri (hzl.) (1996). Mehmed Süreyya. Sicill-i Osmanî. C.4. İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yay. 1226.

İpekten, Haluk - İsen, Mustafa vd. (1988). Tezkirelere Göre Divan Edebiyatı İsimler Sözlüğü. Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları. 317.

İsen, Mustafa (1994). Künhü’l-Ahbâr’ın Tezkire Kısmı. Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Yayını. 281.

Kılıç, Filiz (1994). Âşık Çelebi. Meşâ´irü’ş-Şu´arâ İnceleme Tenkitli Metin II. Ankara: AÜSBE. 473.

Kurnaz, Cemal ve Mustafa Tatçı (hzl.) (2001). Tuhfe-i Nâilî. Ankara: Bizim Büro Yay. 1091-1092. 

Sungurhan-Eyduran, Aysun (hzl.). Beyânî, Tezkiretü’ş-Şu’arâ. KTB. e-kitap. http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/10733,metinpdf.pdf?0. [erişim tarihi: 11 Haziran 2013]. 214.

Sungurhan-Eyduran, Aysun (hzl.). Kınalızâde Hasan Çelebi. Tezkiretü’ş-Şu’arâ. KTB. e-kitap. http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/10739,tsmetinbpdf.pdf?0. [erişim tarihi: 11 Haziran 2013]. 373.

Şemseddin Sami (h.1316). Kâmûsu’l-Alâm. C.6. İstanbul: Mihran Matbaası. 4598.


Madde Yazım Bilgileri

Yazar: DR. ÖĞR. ÜYESİ ENGİN SELÇUK
Yayın Tarihi: 27.06.2014
Güncelleme Tarihi: 30.10.2020

Eserlerinden Örnekler

Aşağıdaki şiiri Şah Kulu Nakkaş’a bir arzusu için yazdığı rivayet edilir.

Gönlümü eglemege Ali ışkına begüm

Gel bâri eyle sîneme bir zü’l-fikâr nakş

İltüp suya susız getürür Mânîyi revân

Dest-i letâfetinden olan âb-dâr nakş

Alma gözüm yaşını sakın nakş-ı hüsnüni

Su tokununca olmaz igen pâyidâr nakş

Her biri kebkebenün izüdür hâk-rîz iden

Olsa aceb mi yürüdügin reh-güzâr nakş

(İsen, Mustafa (1994). Künhü’l-Ahbâr’ın Tezkire Kısmı. Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Yayını. 281.)

Çâk itme sînen ey dil ol gül-‘izâra karşu

Açılmak olmaz igen ol bahâra karşu

Gönüller murgı konmakdan egilmiş

Nihâl-i tâzedür ol iki ebrû

Toyar mı hançerine teşne gönlüm

Kişi suyı çok içer olsa sayru

(Sungurhan-Eyduran, Aysun (hzl.). Kınalızâde Hasan Çelebi. Tezkiretü’ş-Şu’arâ. KTB. e-kitap. http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/10739,tsmetinbpdf.pdf?0. [erişim tarihi: 11 Haziran 2013]. 373.)


İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1YA‘KÛB, Şeyh Ya‘kûb Efendid. ? - ö. 1642-1643Doğum YeriGörüntüle
2MÂCİD, Mustafa Çelebid. ? - ö. 1719-20’den sonraDoğum YeriGörüntüle
3Kemal Şakir Yakard. 1906 - ö. 1986Doğum YeriGörüntüle
4YA‘KÛB, Şeyh Ya‘kûb Efendid. ? - ö. 1642-1643Doğum YılıGörüntüle
5MÂCİD, Mustafa Çelebid. ? - ö. 1719-20’den sonraDoğum YılıGörüntüle
6Kemal Şakir Yakard. 1906 - ö. 1986Doğum YılıGörüntüle
7YA‘KÛB, Şeyh Ya‘kûb Efendid. ? - ö. 1642-1643Ölüm YılıGörüntüle
8MÂCİD, Mustafa Çelebid. ? - ö. 1719-20’den sonraÖlüm YılıGörüntüle
9Kemal Şakir Yakard. 1906 - ö. 1986Ölüm YılıGörüntüle
10YA‘KÛB, Şeyh Ya‘kûb Efendid. ? - ö. 1642-1643MeslekGörüntüle
11MÂCİD, Mustafa Çelebid. ? - ö. 1719-20’den sonraMeslekGörüntüle
12Kemal Şakir Yakard. 1906 - ö. 1986MeslekGörüntüle
13YA‘KÛB, Şeyh Ya‘kûb Efendid. ? - ö. 1642-1643Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14MÂCİD, Mustafa Çelebid. ? - ö. 1719-20’den sonraAlan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15Kemal Şakir Yakard. 1906 - ö. 1986Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
16YA‘KÛB, Şeyh Ya‘kûb Efendid. ? - ö. 1642-1643Madde AdıGörüntüle
17MÂCİD, Mustafa Çelebid. ? - ö. 1719-20’den sonraMadde AdıGörüntüle
18Kemal Şakir Yakard. 1906 - ö. 1986Madde AdıGörüntüle