Madde Detay
NEBÎL, Mehmed Nebîl Bey, Hâfız Mehmed Nebîl Bey, Nebîl Bey
(d. 1258/1842-43 - ö. 1307/1890)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Müneccimbaşı Osmân Sâ’ib Efendi ile Şerîfe Sâmiye Hanım’ın oğludur. 1258/1842-3 yılında İstanbul’da doğmuştur. Şeref Hanım (öl. 1277/1860-1), yeğeni Nebîl’in doğumuna “Vücûda geldigi dem söyledim mu’cemle tâm târîh / Bugün togdı Nebîl Beg meh gibi dünyâya hamdolsun” tarihini düşürmüştür (Arslan 2011: 165). Nebîl Bey’in annesinin soyu Sadrazam Abdullâh Nâ’ilî Paşa ve Şeyhülislâm Âşir Efendi’ye dayanmaktadır. Annesinin babası şair Mehmed Nebîl Bey (öl. 1235/1819), dedesi ise vakanüvis ve şair Halîl Nûrî Bey (öl. 1213/1798-9)’dir. Mehmed Nebîl’in teyzesi Şeref Hanım ve kız kardeşi Hadîce Nakıyye Hanım (öl. 1316/1898-9) da şairdir. Şair Şeref Hanım’ın, yeğeni Nebîl’i çok sevdiğini, onun için bir de ninni yazdığını belirten Arslan (2011: 18-19), Dîvân’ının “Târîhler” bölümünden Nebîl Bey’in hayatının bir döneminin izlenebildiğini de buna eklemektedir. Şeref Hanım’ın düştüğü tarihlere göre Nebîl Bey “1258/1842-3’de doğmuş, 1263/1846-7’da sünnet olmuş, 1266/1849-50’da Kuran okumaya ve ta’lîm-i semâ’a başlamış, 1268/1851-2’de Kuran’ı hatmetmiş, aynı yıl rü’ûs almış, 1271/1854-5’te hafız olmuş, 1274/1857-8’te sakal bırakmış ve ta’lîm-i nây eylemiştir”. İbnü’l-Emin’in (Özcan 2000: 1572-74) işaret ettiğine göre Nebîl Bey, Sıbyân mektebinde okumuş ve emsali gibi ona da İstanbul ru’ûsu verilerek henüz on yaşındayken “müderrisîn-i kirâm”dan kabul edilmiştir. Ayrıca Yenikapı Mevlevihanesi Şeyhi Osmân Selâhaddîn Dede’den sikke giymiş, bu dergâhta ney öğrenmiş ve on üç yaşında Kuran’ı hıfz etmiştir. Vâlide Rüşdî mektebine devam ederek “şehadetname”, talik hattı meşk ederek “ketebe” almış ve Meşîhat Mektûbî kalemine girmiştir. 1293/1876-7’te Gümüşhane niyabetine tayin edilmiş, görevdeki süreyi tamamladıktan sonra Rus Harbi esnasında birkaç ay Trabzon’da oturmuş, ardından Ünye niyabetine atanmıştır. 1297/1879-80’de İstanbul’a dönen Mehmed Nebîl, 1300/1882-83’te Selanik mevleviyyetini ihraz eylemiştir. Dört sene İstanbul’da kaldıktan sonra Mukâvelât muharrirliği (noterlik) göreviyle Ayvacık kazasına gitmiştir. Ramazan 1307/Nisan-Mayıs 1890’de geçirdiği kalp rahatsızlığı sebebiyle burada vefat etmiştir. “İrtihâl itdi Nebîl Beg Adne” (Bursalı Mehmed Tâhir 1333: 469) tamiyeli mısraı ölümüne tarihtir.
Mehmed Nebîl Bey’in Hasîbe (d. 1254/1838-9) ve ikiz olan Besîm (d. 1262/1845-6)’le Hadîce Nakıyye (d. 1262/1845-6) adlarında üç kardeşi vardır. 1284/1867’de maliye memurlarından Ârif Efendi’nin kızı Tevhîde Hanım’la evlendiği ve Gâlib Bahtiyâr isimli bir oğlu ile Hammâmîoğlu İhsân Bey’le evli bir torunu olduğu dışında kaynaklarda kendi ailesine dair başka bir bilgi yoktur. Mevlevî tarikatı müntesiplerindendir (Bursalı Mehmed Tâhir 1333: 470). Hakkında torununun eşi İhsân Bey’in verdiği bilgiye göre Nebîl Bey tabiaten müstağnî, zevke işrete düşkün, şuh ve zarif biridir (Özcan 2000: 1572).
Bursalı Mehmed Tâhir, Mehmed Nebîl Bey’in eserlerinden söz ederken “bir sergüzeşt-i âşıkâneden bâhis Hicr ü Visâl isminde gayr-i matbu bir mesnevisi ve Dîvânçe-i Eş’âr’ı vardır” demektedir (1333: 469). İbnü'l-Emin’in Hammâmîoğlu İhsân Bey’den aktardığına göre vefatında aile efradından kimse olmadığı için Nebîl Bey’in eserleri yabancı ellere geçmiştir.
1. Dîvân/Külliyât: Şiirlerinden bir kısmını rüsûmat memurlarından Vâsıf Bey, Külliyât-ı Mîr Nebîl ismiyle toplamıştır. Daha sonra şairin oğlu Gâlib Bahtiyâr Bey’e ulaşan 2793 beyitlik bu Dîvân’ın her sayfası 25 satırlı 124 büyük sayfadan oluşmaktadır. Bazı evrak ve kitaplardan istinsah edildiği anlaşılan metin bir tevhid ve naat ile başlamakta ve “Mukaddime-i Hikâyet-i Dil” serlevhası altında 476 beyitlik Hicr ü Visâl unvanlı âşıkane bir sergüzeşt ile devam etmektedir. 1299/1881-82 yılında tamamlanmış manzumede on altı gazel vardır. Külliyât’ta karışık surette “40 gazel, 2 mersiye, kısmen hiciv ve hezelden oluşan 44 terci, tahmis ve yine bu kabilden 16 manzume, 30 tarih, 11 şarkı, 37 kıta ve 12 müfred” mevcuttur. Bunun yanı sıra İhsân Bey, Hırka-i Şerîf'te Akşemseddîn Mahallesi’nde Sultân Abdülmecîd tarafından Osmân Sâ’ib Efendi’ye ihsan olunan taş konaktaki dağınık evraklar arasında Nebîl Bey’in başı sonu eksik şekilde bulduğu diğer Mecmû’a’sında ise şairin gençlik dönemine ait ve gayr-i müretteb “51 gazel, 23 terkib ve manzume, 22 kıta, 14 şarkı, 74 tarih, 51 beyit ve matla” bulunduğunu da belirtmektedir (Özcan 2000: 1572-73 ). Ne yazık ki Nebîl Bey’in, İhsân Bey’den aktarılan bilgilerde sözü edilen Külliyât’ıyla gençlik dönemine ait şiirlerinin toplandığı Mecmû’a’sının herhangi bir nüshasına kütüphane kayıtlarında henüz rastlanmamıştır.
2. Hicr ü Visâl Mecmû’ası: Şair Nebîl’in günümüze ulaşan tek eseri Hicr ü Visâl Mecmû’ası adıyla “Türk Dil Kurumu Kütüphanesi A/91”de Hâfız Mehmed Nebîl Bey adına kayıtlı mesnevisidir. Başlığındaki “Mecmû’a” kelimesi nüshanın, Mehmed Nebîl Bey’in çeşitli şiirlerinin bir araya getirilmesiyle oluşan bir metin olduğunu düşündürmekteyse de yazma incelenince içinde farklı nazım şekilleriyle kaleme alınmış şiirlerin de yer aldığı küçük bir mesnevi olduğu anlaşılmaktadır. Manzumenin sonundaki tahmisin ise; Nebîl’in Külliyât’ında diğer şiirlerinin yanı sıra bir de içinde 16 gazel olan Hicr ü Visâl unvanlı âşıkâne bir sergüzeştinin de bulunduğuna dair Hammâmîoğlu İhsân Bey’in verdiği bilgiye dayanarak, metnin parçası olmadığını söylemek mümkündür. Ayrıca eserin adının da Hicr ü Visâl Mecmû’ası değil, kaynaklara ve şairin manzumenin 569. beytindeki ifadesine bakılarak Hicr ü Visâl olduğunu belirtmek gerekir. İhsân Bey’in 1299/1881-82’de tamamlandığını belirttiği Hicr ü Visâl, başında 1320 tarihi belirlenen bu tek nüshasına göre sondaki tahmis hariç 610 beyittir. Metinde toplam 144 beyit uzunluğunda 20 gazel bulunmaktadır. Manzumenin 466 beyiti ise mesnevi nazım şekliyle kaleme alınmıştır. Bu noktada Külliyât’la ilgili olarak yukarıda da aktarılan “Mukaddime-i Hikâyet-i Dil” serlevhası ile 476 beyitlik Hicr ü Visâl unvanlı âşıkâne bir sergüzeşt ile devam eder” ifadesi eldeki nüshayla tam olarak uyuşmamakta, ayrıca metinde böyle bir başlık da yer almamaktadır. Manzumenin giriş bölümünde dinî şiirleri sebeb-i te’lîf takip etmekte, daha sonra esas konuya girilmekte, hatimeyi takiben kısmen esas kısma kısmen de hatimeye dahil edilebilecek nitelikteki “Hayâl-i Dil” başlıklı bir manzume ile mesnevi sona ermektedir. Gerek konunun tamamlanması gerek mesnevinin bölüm özellikleri, “Hayâl-i Dil” başlıklı kısmın metnin 564 ile 565. beyitleri arasında bulunması gerektiğini, dolayısıyla eldeki nüshada bu noktada muhtemelen ya kopya edilen metinden ya da müstensihten kaynaklanan bir hata olduğunu düşündürmektedir.
Mehmed Nebîl Bey’in edebî kişiliğine dair kaynaklarda herhangi bir değerlendirme yoktur. Şairin sergüzeşt türündeki mesnevisi için kullanılan “âşıkâne” sıfatının bütün gazelleri ve musammatları için geçerli olup olmadığını, yine kendisi hakkında sıralanan “Mevlevi, rint meşrepli, gönül ehli, müstağni, zevke işrete düşkün, şuh, zarif bir zat” ifadelerinin gazelleri ve musammatları üzerinde ne kadar etkisinin bulunduğunu tam manasıyla belirleyebilmek eldeki birkaç şiir parçasıyla söz konusu değildir. Sadece Hicr ü Visâl’inden hareketle şairin, külfetli bir dille daha çok âşıkâne ve rindâne şiirler yazdığını, bunlarda orijinal bir söyleyiş yakalayamasa da divan edebiyatının aynı tarzdaki örneklerinin başarılı tekrarı düzeyinde kaldığını söylemek mümkündür. Yine de kaleme aldığı belirtilen çok sayıda şiirinden günümüze sadece mesnevisinin bir kopyasının ulaşması, Nebîl’in şair kimliğiyle tanınan etkili bir sanatçı olmadığını göstermektedir.
Kaynakça
Arslan, Mehmet (2011). Şeref Hanım Dîvânı. İstanbul: Kitabevi Yay.
Bursalı Mehmed Tâhir (1333). Osmânlı Mü’ellifleri. C.2. İstanbul: Matbaa-i Âmire.
Hâfız Mehmed Nebîl Bey. Hicr ü Visâl Mecmû’ası. Türk Dil Kurumu Kütüphanesi A/91.
Kurnaz, Cemal, M. Tatcı (hzl.) (2001). Mehmet Nâil Tuman, Tuhfe-i Nâilî - Divân Şâirlerinin Muhtasar Biyografileri. C. 2. Ankara: Bizim Büro Yay.
Kutlar Oğuz, Fatma Sabiha (2014). "Mehmed Nebîl Bey ve Hicr ü Visâl’i". Turkish Studies - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic, 9 (12): 501-562.
Özcan, Hidayet (hzl.) (2000). İbnü’l-Emin Mahmud Kemal İnal, Son Asır Türk Şairleri. C. III. Ankara: AKM Yay.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: PROF. DR. FATMA SABİHA KUTLAR OĞUZYayın Tarihi: 15.07.2014Güncelleme Tarihi: 18.10.2021Eserlerinden Örnekler
Gazel
Renciş-i çerh-i dü-tâdan dâd bir feryâd iki
Baht ile harb ü vegâdan dâd bir feryâd iki
Eşk-i hûnînimden âlem olmada ta’cîz âh
Girye-i subh ü mesâdan dâd bir feryâd iki
Etmedi incâz-ı va’de bûse va’d etmiş iken
Böyle bî-ma’nî vefâdan dâd bir feryâd iki
Yâr ile sahrâya çıksak engeli eksik degil
Ukdeli zevk ü safâdan dâd bir feryâd iki
Başdan aşdı lücce-i deryâ-yı hasret n’eyleyim
Cûş-ı seyl-âb-ı cefâdan dâd bir feryâd iki
Kalmamış âsâyiş ü râhat cihânda ser-te-ser
Şekve-i bay ü gedâdan dâd bir feryâd iki
Bir alay agyâr elinde kalması müşkil Nebîl
Şahs-ı bî-havf-ı Hudâ’dan dâd bir feryâd iki
Gazel
Bir gonce-i sad-berg-i letâfetsin efendim
Bir mihr-i dırahşân-ı nezâketsin efendim
Al destine mir’ât-i mücellâya nazar kıl
Bak kendine dünyâda ne âfetsin efendim
La’l-i lebine benzeye mi seng-i Bedahşân
Sen cevher-i şeh-dâne-i kudretsin efendim
Bûs-ı leb-i cân-bahşın ile mest olur âlem
Çün sâgar-ı ser-şâr-ı mahabbetsin efendim
Agyâra nasîb olmaya nev-bâg-ı cemâlin
Reşk-âver-i gülzâr-ı sabâhatsin efendim
Teşrîfini dört gözle umar haste Nebîl’in
Âşıklara ser-mâye-i devletsin efendim
Gazel
Döküle câm-ı safâ meclis-i rindân üzre
Koyula subha kadar sohbet-i yârân üzre
Seyre çık ey gül-i nev-bâve-i bâg-ı emel
Bülbül-i nâle-keşin lâne-i nâlân üzre
Sana âmâde eyâ nûr-ı dü-çeşm-i âlem
Çeng ü hânende ŧarab emr ile fermân üzre
Germî-i neş’emize reşk ede nâhîd-i felek
Döşene nukl-i şarâb sufre-i meydân üzre
Leşker-i bâm-ı felek dîde-güşâ-yı hayret
Yürü ey nahl-i emel serv-i hırâmân üzre
Verme yüz tard-ı rakîb eyle eyâ nûr-ı basar
Koyma üftâdelerin girye vü efgân üzre
Mâlik-i kalb-ı gınâ dünyede eyler râhat
Ne kadar olsa Nebîl hâk ile yeksân üzre
(Kutlar Oğuz, Fatma Sabiha (2014). "Mehmed Nebîl Bey ve Hicr ü Visâl’i". Turkish Studies - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic, 9 (12): 523, 531, 545).
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 15.07.2014Güncelleme Tarihi: 18.10.2021Eserlerinden Örnekler
Gazel
Renciş-i çerh-i dü-tâdan dâd bir feryâd iki
Baht ile harb ü vegâdan dâd bir feryâd iki
Eşk-i hûnînimden âlem olmada ta’cîz âh
Girye-i subh ü mesâdan dâd bir feryâd iki
Etmedi incâz-ı va’de bûse va’d etmiş iken
Böyle bî-ma’nî vefâdan dâd bir feryâd iki
Yâr ile sahrâya çıksak engeli eksik degil
Ukdeli zevk ü safâdan dâd bir feryâd iki
Başdan aşdı lücce-i deryâ-yı hasret n’eyleyim
Cûş-ı seyl-âb-ı cefâdan dâd bir feryâd iki
Kalmamış âsâyiş ü râhat cihânda ser-te-ser
Şekve-i bay ü gedâdan dâd bir feryâd iki
Bir alay agyâr elinde kalması müşkil Nebîl
Şahs-ı bî-havf-ı Hudâ’dan dâd bir feryâd iki
Gazel
Bir gonce-i sad-berg-i letâfetsin efendim
Bir mihr-i dırahşân-ı nezâketsin efendim
Al destine mir’ât-i mücellâya nazar kıl
Bak kendine dünyâda ne âfetsin efendim
La’l-i lebine benzeye mi seng-i Bedahşân
Sen cevher-i şeh-dâne-i kudretsin efendim
Bûs-ı leb-i cân-bahşın ile mest olur âlem
Çün sâgar-ı ser-şâr-ı mahabbetsin efendim
Agyâra nasîb olmaya nev-bâg-ı cemâlin
Reşk-âver-i gülzâr-ı sabâhatsin efendim
Teşrîfini dört gözle umar haste Nebîl’in
Âşıklara ser-mâye-i devletsin efendim
Gazel
Döküle câm-ı safâ meclis-i rindân üzre
Koyula subha kadar sohbet-i yârân üzre
Seyre çık ey gül-i nev-bâve-i bâg-ı emel
Bülbül-i nâle-keşin lâne-i nâlân üzre
Sana âmâde eyâ nûr-ı dü-çeşm-i âlem
Çeng ü hânende ŧarab emr ile fermân üzre
Germî-i neş’emize reşk ede nâhîd-i felek
Döşene nukl-i şarâb sufre-i meydân üzre
Leşker-i bâm-ı felek dîde-güşâ-yı hayret
Yürü ey nahl-i emel serv-i hırâmân üzre
Verme yüz tard-ı rakîb eyle eyâ nûr-ı basar
Koyma üftâdelerin girye vü efgân üzre
Mâlik-i kalb-ı gınâ dünyede eyler râhat
Ne kadar olsa Nebîl hâk ile yeksân üzre
(Kutlar Oğuz, Fatma Sabiha (2014). "Mehmed Nebîl Bey ve Hicr ü Visâl’i". Turkish Studies - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic, 9 (12): 523, 531, 545).
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 18.10.2021Eserlerinden Örnekler
Gazel
Renciş-i çerh-i dü-tâdan dâd bir feryâd iki
Baht ile harb ü vegâdan dâd bir feryâd iki
Eşk-i hûnînimden âlem olmada ta’cîz âh
Girye-i subh ü mesâdan dâd bir feryâd iki
Etmedi incâz-ı va’de bûse va’d etmiş iken
Böyle bî-ma’nî vefâdan dâd bir feryâd iki
Yâr ile sahrâya çıksak engeli eksik degil
Ukdeli zevk ü safâdan dâd bir feryâd iki
Başdan aşdı lücce-i deryâ-yı hasret n’eyleyim
Cûş-ı seyl-âb-ı cefâdan dâd bir feryâd iki
Kalmamış âsâyiş ü râhat cihânda ser-te-ser
Şekve-i bay ü gedâdan dâd bir feryâd iki
Bir alay agyâr elinde kalması müşkil Nebîl
Şahs-ı bî-havf-ı Hudâ’dan dâd bir feryâd iki
Gazel
Bir gonce-i sad-berg-i letâfetsin efendim
Bir mihr-i dırahşân-ı nezâketsin efendim
Al destine mir’ât-i mücellâya nazar kıl
Bak kendine dünyâda ne âfetsin efendim
La’l-i lebine benzeye mi seng-i Bedahşân
Sen cevher-i şeh-dâne-i kudretsin efendim
Bûs-ı leb-i cân-bahşın ile mest olur âlem
Çün sâgar-ı ser-şâr-ı mahabbetsin efendim
Agyâra nasîb olmaya nev-bâg-ı cemâlin
Reşk-âver-i gülzâr-ı sabâhatsin efendim
Teşrîfini dört gözle umar haste Nebîl’in
Âşıklara ser-mâye-i devletsin efendim
Gazel
Döküle câm-ı safâ meclis-i rindân üzre
Koyula subha kadar sohbet-i yârân üzre
Seyre çık ey gül-i nev-bâve-i bâg-ı emel
Bülbül-i nâle-keşin lâne-i nâlân üzre
Sana âmâde eyâ nûr-ı dü-çeşm-i âlem
Çeng ü hânende ŧarab emr ile fermân üzre
Germî-i neş’emize reşk ede nâhîd-i felek
Döşene nukl-i şarâb sufre-i meydân üzre
Leşker-i bâm-ı felek dîde-güşâ-yı hayret
Yürü ey nahl-i emel serv-i hırâmân üzre
Verme yüz tard-ı rakîb eyle eyâ nûr-ı basar
Koyma üftâdelerin girye vü efgân üzre
Mâlik-i kalb-ı gınâ dünyede eyler râhat
Ne kadar olsa Nebîl hâk ile yeksân üzre
(Kutlar Oğuz, Fatma Sabiha (2014). "Mehmed Nebîl Bey ve Hicr ü Visâl’i". Turkish Studies - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic, 9 (12): 523, 531, 545).
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Gazel
Renciş-i çerh-i dü-tâdan dâd bir feryâd iki
Baht ile harb ü vegâdan dâd bir feryâd iki
Eşk-i hûnînimden âlem olmada ta’cîz âh
Girye-i subh ü mesâdan dâd bir feryâd iki
Etmedi incâz-ı va’de bûse va’d etmiş iken
Böyle bî-ma’nî vefâdan dâd bir feryâd iki
Yâr ile sahrâya çıksak engeli eksik degil
Ukdeli zevk ü safâdan dâd bir feryâd iki
Başdan aşdı lücce-i deryâ-yı hasret n’eyleyim
Cûş-ı seyl-âb-ı cefâdan dâd bir feryâd iki
Kalmamış âsâyiş ü râhat cihânda ser-te-ser
Şekve-i bay ü gedâdan dâd bir feryâd iki
Bir alay agyâr elinde kalması müşkil Nebîl
Şahs-ı bî-havf-ı Hudâ’dan dâd bir feryâd iki
Gazel
Bir gonce-i sad-berg-i letâfetsin efendim
Bir mihr-i dırahşân-ı nezâketsin efendim
Al destine mir’ât-i mücellâya nazar kıl
Bak kendine dünyâda ne âfetsin efendim
La’l-i lebine benzeye mi seng-i Bedahşân
Sen cevher-i şeh-dâne-i kudretsin efendim
Bûs-ı leb-i cân-bahşın ile mest olur âlem
Çün sâgar-ı ser-şâr-ı mahabbetsin efendim
Agyâra nasîb olmaya nev-bâg-ı cemâlin
Reşk-âver-i gülzâr-ı sabâhatsin efendim
Teşrîfini dört gözle umar haste Nebîl’in
Âşıklara ser-mâye-i devletsin efendim
Gazel
Döküle câm-ı safâ meclis-i rindân üzre
Koyula subha kadar sohbet-i yârân üzre
Seyre çık ey gül-i nev-bâve-i bâg-ı emel
Bülbül-i nâle-keşin lâne-i nâlân üzre
Sana âmâde eyâ nûr-ı dü-çeşm-i âlem
Çeng ü hânende ŧarab emr ile fermân üzre
Germî-i neş’emize reşk ede nâhîd-i felek
Döşene nukl-i şarâb sufre-i meydân üzre
Leşker-i bâm-ı felek dîde-güşâ-yı hayret
Yürü ey nahl-i emel serv-i hırâmân üzre
Verme yüz tard-ı rakîb eyle eyâ nûr-ı basar
Koyma üftâdelerin girye vü efgân üzre
Mâlik-i kalb-ı gınâ dünyede eyler râhat
Ne kadar olsa Nebîl hâk ile yeksân üzre
(Kutlar Oğuz, Fatma Sabiha (2014). "Mehmed Nebîl Bey ve Hicr ü Visâl’i". Turkish Studies - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic, 9 (12): 523, 531, 545).
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | Şerafettin Yaltkaya | d. 1880 - ö. 1947 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | Safveti Ziya | d. 1875 - ö. 25 Temmuz 1929 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | Nadir Paksoy | d. 07 Şubat 1952 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | Şerafettin Yaltkaya | d. 1880 - ö. 1947 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | Safveti Ziya | d. 1875 - ö. 25 Temmuz 1929 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | Nadir Paksoy | d. 07 Şubat 1952 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | Şerafettin Yaltkaya | d. 1880 - ö. 1947 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | Safveti Ziya | d. 1875 - ö. 25 Temmuz 1929 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | Nadir Paksoy | d. 07 Şubat 1952 - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | Şerafettin Yaltkaya | d. 1880 - ö. 1947 | Meslek | Görüntüle |
11 | Safveti Ziya | d. 1875 - ö. 25 Temmuz 1929 | Meslek | Görüntüle |
12 | Nadir Paksoy | d. 07 Şubat 1952 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
13 | Şerafettin Yaltkaya | d. 1880 - ö. 1947 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | Safveti Ziya | d. 1875 - ö. 25 Temmuz 1929 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | Nadir Paksoy | d. 07 Şubat 1952 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
16 | Şerafettin Yaltkaya | d. 1880 - ö. 1947 | Madde Adı | Görüntüle |
17 | Safveti Ziya | d. 1875 - ö. 25 Temmuz 1929 | Madde Adı | Görüntüle |
18 | Nadir Paksoy | d. 07 Şubat 1952 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |