Madde Detay

Sivas'ın Hafik ilçesinde doğdu. İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümünü birtirdi. Öyküleriyle Uç, E ve Varlık dergilerinde yer aldı. Yapı Kredi, Everest, Palto, Granada ve Alkım gibi yayınevlerinden kitapları çıktı.

Edebiyat dünyasında hikâyeci kimliğiye öne çıkan Seyit Göktepe, ilk kitabı Defter ve Çikolata (2004) edebiyat dünyasına adım atmıştır. Aktunç, yazarı ve eseri için "Defter ve Çikolata'daki öykülerde, Seyit'in sesini vurgulamak gerek: O hüzün verici dünyadan öyküler devşirirken 'çığlık' atar. Bir haykırış biçemi geliştirir. Uzun cümlelere düşkündür; ama o upuzun cümlelerini, iki kısa cümleyle, nota'larla örneğin, iskambil simgeleriyle, yazınsal denklemlerle kırar. Kendisine özgü bir biçem geliştirmiştir şimdiden. (...) Seyit'in bu ilk kitabı, yeni öykücülüğümüzde bir gerilim noktası: Geleneğe de geleceğe de önemli bir katkı. İçeriğindeki bilgece gözlemler ve biçemindeki çığlığa bakarak ona 'hoşgeldin genç usta' demek istiyorum." değerlendirmesini yapmıştır. Yazar İlkyazların Anısıyla (2005) adlı ikinci öykü kitabında da Defter ve Çikolata’da ipuçlarını verdiği usta öykücülüğün kapıların açarak yeni arayışların izinde yol almıştır. Ben Ol da Gör (2008) birbirine rahatça eklemlenen, peşi sıra okunduğunda yeniden bütünlerek sevgiyi, ölümü, bağlılıkları dokuyup nakışlayan öykülerden oluşmaktadır. Çelik'e göre Ben Ol da Gör'deki öyküleri kuşatan ortak bir anlam dünyası mevcuttur ve birey olmanın sancısı öykülerin ortak izleğidir (Çelik 2008). Seyit Göktepe, bu kitabında hayatın tam göbeğinden çekip aldığı kimi zamanları, duyguların hassas tartılarında ağırladıktan ve tortulanmasını bekledikten sonra, kendine ait, samimi ve temiz bir dille yeniden kurmuştur.

Yaşamak Üç Defa'daki öykülerde Seyit Göktepe; yeryüzünde var olmanın, göğe bakmanın; suyu, ateşi, toprağı ve rüzgârı duymanın; bir iken bin, bin iken bir olmanın coşkunluğu içinde yaşamanın özüne ermeye çalışır. Kanayan Ruhlara Armağan'da yazar sözcüklerin sıcağından defterinde âdeta bir ev kurar ve bu ev sürekli genişler. Göktepe, Hiçliğin Grameri adlı bir de mensur şiir kitabı yayımlamıştır. Enis Batur'a göre Göktepe Halid Ziya ve Mehmet Rauf'tan gelen mensur şiir geleneğini özümsemiştir. Tosun, Göktepe'nin ilk zamanlardaki öykücülüğünü şu cümlelerle değerlendirmiştir: "Göktepe'nin zamanla hem temaları zenginleştirecek hem de biçimsel zorlamaları aşacak bir birikime sahip olduğu hemen fark ediliyor. Bu ince, derin duyarlık biçimsel rahatlığa, konu, tema çeşitliğine ulaştığında Göktepe kalıcı olmanın da yolunu bulmuş olacak." (Tosun 2004). Göktepe, yayımladığı öykü kitaplarıyla Tosun'un söylediklerine kulak vermiş gibi tema ve izlekleri çeşitlendirmiş, kendi özgü bir dil yakalamıştır. Eleştirmenler ve öykücüler tarafından olumlu eleştirler alan Göktepe, çağdaş Türk öykücülüğünde kendine farklı bir yer edinmiştir.