Necati Tosuner

(d. 18 Haziran 1944 / ö. -)
Hikâyeci, Romancı, Yazar, Yayıncı, Reklamcı
(Yeni Edebiyat / 20. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Tam adı Osman Necati Tosuner olan sanatçı Ankara'da dünyaya geldi. Kayseri’nin Develi nüfusuna kayıtlı Tosuner ailesinin yedi çocuğundan biridir. Devlet memuru olan babası Ali Galip Tosuner (1903-1990) ilk evliliğini Kayserili bir aileden gelen Hanım Tosuner (1911-1982) ile yaptı. Ancak bir süre çocukları olmadı. 1925 yılında Ali Galip Tosuner, yine Kayserili olan Hava Tosuner (1900-1987) ile evlendi. Ali Galip Tosuner’in iki eşinden Dr. Mehmet Sami (1926-1992), Dr. Faruk Hami (1928-1997), Memmune (1931), Fikriye (1936), Mahire (1941-1947), Osman Necati (1944) ve Ahmet Vefik (1950) adlarında yedi çocuğu oldu. Dr. Mehmet Sami, Dr. Faruk Hami ve Memmune Hava Tosuner’den, Fikriye, Mahire, Osman Necati ve Ahmet Tevfik Hanım Tosuner’dendir. Ancak kardeşler öz üvey ayrımı bilmeden birlik ve beraberlik içinde büyümüşlerdir (Arseven, 2007: 15). Dört yaşındayken tavanda asılı salıncaktan düştü. Bu kaza sonucunda sırtında kambur oluştu. Çocukluğu ve ilkgençliği son derece sancılı geçen Tosuner, tedavi görmek için hastanelerde dolaştı. Bu durum eserlerinin temasını derinden etkiledi.

İlk ve orta öğrenimini Ankara'da tamamladı. Rahatsızlığı nedeniyle ilkokula 8-9 yaşlarında başladı. Demirlibahçe İlkokulunun ardından Cebeci Ortaokulunu bitirdi. Atatürk Lisesindeki öğrenimini tamamlamadan, ailesinden ayrılıp yazar olma hevesiyle İstanbul'a gitti. 1966 yılında Pertevniyal Lisesinden mezun oldu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümündeki öğrenimini yarıda bıraktı. 1968-1971 yılları arasında Basın İlan Kurumunda memur olarak görev yaptı. 1973 yılında Almanya’ya gitti ve yaklaşık iki yıl kaldı. Almanya’dan döndükten sonra 1977'de Derinlik Yayınlarını kurdu ve yönetti. 1983 yılında yayıncılığa ara vererek reklam sektörüne girdi. 23 Haziran 1979'da Amerikan Kolejinde öğretmen olan Leman Hanım ile evlendi. Bu evlilikleri on dört yıl devam etti ve 1994'te boşandılar. Bir müddet Suadiye’de yaşadıktan sonra Bostancı’ya taşındı. Değişik reklam ajanslarında çalışarak sürdürdüğü reklamcılık işinden 1996’da emekli oldu.

Necati Tosuner; Kambur (1972)’da yer alan "İki Gün" adlı hikâyesiyle TRT 1971 Sanat Ödülleri Başarı Ödülü, Bir Tutkunun Dile Getirilme Biçimi (1997)’nde yer alan "Armağan" adlı hikâyesiyle 1997’de Haldun Taner Öykü Ödülü, Güneş Giderken (1998) adlı hikâye kitabıyla 1999 Sait Faik Hikâye Armağanı, Sancı.. Sancı… (1977) adlı romanıyla 1978 TDK Roman Ödülü, Kasırganın Gözü (2008) adlı romanıyla 2008 Atilla İlhan Roman Ödülü, Susmak Nasıl da Yoruyor İnsanı (2013) adlı romanıyla 2014 Ebubekir Hazım Tepeyran Roman Ödülü, Elde Kitap (2006) adlı deneme-söyleşi kitabıyla 2006 Ömer Asım Aksoy Deneme Ödülü ve Arda’nın Derdi Ne? (2010) adlı çocuk romanıyla da 2011 Türkan Saylan Jüri Özel Ödülü gibi çeşitli ödüllere layık görüldü. Türkiye Yazarler Sendikası, PEN Yazarler Derneği ve Reklam Yazarlerı Derneği üyesi olan Necati Tosuner, hâlen İstanbul'da yaşamakta ve yazı çalışmalarını bu şehirde sürdürmektedir.

Çağdaş Türk edebiyatının mühim kalemlerinden olan Necati Tosuner; roman, deneme, oyun ve çocuk kitapları da kaleme almıştır. Sadece kuşağı içerisinde ya da etkin olduğu 70'li yıllarda değil, çağdaş hikâyeciliğimizde iz bırakmış ve üslûp sahibi bir yazar olmuştur. Hikâyeci kimliğiyle öne çıksa da romanda da başarılı olduğu görülmektedir. Lise yıllarında yazı hayatına başlayıp, 1960'lı yıllarda hikâyelerini yayımlamaya başlayan Tosuner'in "Onunkiler Maviydi" adlı ilk hikâyesi 1963'te Ankara'da çıkan Resimli Posta gazetesinde yer almıştır. 1964’te Varlık ve Milliyet dergilerinde yazmıştır. Daha sonra hikâyelerini; Havadis, Orkun, Yaşasın Edebiyat, Hisar, Yeni Ufuklar, Soyut, Yeni Edebiyat, Gösteri, Türk Dili, Ulus, Türkiye Yazıları, Yeni Gazete, Papirüs ve Sanat gibi süreli yayınlarda yayımlamayı sürdürmüştür. Tosuner'in eserlerini yayımlamaya başladığı dönemler toplumsal açıdan çalkantılı dönemlerdir. O, bu yüzden bireyin iç dünyasına yönelmiş ve bu durumu şöyle ifade etmiştir: "Toplumcular yeteri kadar solcu bulmuyordu beni, varoluşçular da altyapı olarak yetersiz buluyordu. Ben bireyciydim, ama benim bireyci olmak için Sartre falan okumama gerek yoktu. Yeteri kadar bireyci olmaya hakkım vardı benim zaten, bu toplumda yaşıyor olmaktan dolayı...” (Atlas 2013). Bireysel tema ve konulara yönelmesinde toplumun içinde bulunduğu durum kadar yazarın küçükken geçirdiği kazanın yansımaları da etkili olmuştur. Bu bağlamda Tosuner için hikâye bir anlamda dert yanma aracıdır: "Çoğunluk, benim için bir dert yanma işi olmuştur öykü yazmak.” (Tosuner 1975). Dolayısıyla hikâyelerindeki temaların çoğu yaşamıyla ilgilidir ve bazı hikâyelerde de anlatıcı kendisidir.

İnsanı merkeze alarak hikâyelerinin odak noktası yapan Tosuner, realist bakış açısıyla dikkat çekmiştir. Sıradan ve basit insanları konu edinmesi ve gözlemci-gerçekçi yönüyle Sait Faik'ten etkilenmiştir. İlk hikâyelerinde sıradan insanları ele almış ve daha sonra bireyin iç dünyasını yansıtmıştır. Yalnızlık, çaresizlik, arayış, bulamayış, yazgı ve bunların içe işleyen sızısını dile getirdiği Özgürlük Masalı adlı ilk hikâye kitabı 1965 yılında yayımlanmıştır. Özgürlük Masalı, kişinin duyguların bulanıklığına gizlenmiş iç dünyasını gözler önüne sermektedir. Eser Necati Tosuner'in titiz bir yazar olduğunu göstermesi açısından önem taşımaktadır: "Özgürlük Masalı’nın önemi şudur: O güne dek yazdığım otuza yakın öyküyü almadım kitaba. O yaştaki bir yazardan pek umulmayan, öyle nasıl bir seçicilikse! Özgürlük Masalı bugün okunuyorsa, bunu o gün gösterilen seçiciliğe borçlu...” (Salman 2016). Çıkmazda (1969) önünü kimi kez insan selinin, kimi kez yalnızlığın tıkayıp bir çıkmaz sokağa sürüklediği hayatın hikâyelerinden oluşmaktadır. Necati Tosuner bu hikâyelerde insanın öfkesinin kabardığı, sonra yılgınlığa teslim olduğu, ardından direncin yeniden güçlenip o yargıya ve yazgıya başkaldırdığı dönemeçleri anlatmıştır. Çıkmazda’nın satırlarında hüzün ve kaçış gelgitlerinin fısıltıları arasından umuda övgünün sesi yükselir.

Sakatlık konusunu hikâyelerinde sıklıkla işleyen Tosuner, üçüncü hikâye kitabına Kambur (1972) adını vermiştir. İnci Engiün'e göre Tosuner sakatlığını hemen hemen bütün eserlerine yansıtmış bir yazardır (Enginün 2001: 362). Kambur’da bir pencereden izlenen şimdiki zaman, öteki pencerenin önünden geçerken değişmekte; ilk gün son güne dönüşerek akıp gitmektedir. Necati Tosuner’in bu kitabında anlattığı hikâyeler çekinerek, gizlenerek, kaçarak, umuda dair bir küçük çıkış yapamadan yaşamanın hikâyeleri olarak görülmektedir. Yılgınlık içinde oyalanırken umut, bilinmedik bir yerden çıkıp gelir ve âdeta satırlara yerleşir. “Yıllarca ‘kambur’ öyküleri yazdım. Sanılabilir ki, hep aynı eksen çevresinde dönen yazar, bazı şeyleri yinelemek zorunda kalacaktır. Oysa titizlenirsen öyle olmuyor.” (Tosuner, 2013: 118) diyen yazar, her ne kadar kamburluğu ve sakatlığı sık sık işlese de tematik çeşitliliğe önem vermiştir. Paksoy'a göre yazarın eserleri, sakatlık ve buna bağlı olarak gelişen birçok sorunla baş etmeye çalışan bir yüreğin sesi olmuş ve bu eserler, gerçek yaşamı ile ilintili bir şekilde kendi yazarın kendi yaşam öyküsünden beslenerek zenginleşmişlerdir (Paksoy 2017: 12).

İlk üç kitabında bireyin iç dünyasına odaklanan yazar Sisli (1977) ile toplumsal temalara yönelmiştir. Sisli'de Tosuner'in İstanbul, 12 Mart ve Almanya hikâyeleri üç bölümde toplanmıştır. Birbirinden farklı yer ve durumları anlattığı için bütünlükten uzak olsa bile yazarın ince duyarlılığı sürekli hissedilir ve bunu geride bırakır. İsteyiş-kaçınış, bekleyiş-vazgeçiş ve hayatın çarpıcı zıtlığı, yazarın titiz dil işçiliğiyle sergilenmektedir. Bir sayfada şenlik içinde coşan, yüreği sevinçten duracakmış gibi anlatılan insan, başka bir sayfayı saran ürpertiyle donup kalmaktadır. Alttan alta bir ölüm düşüncesi metin boyunca sisler içinde ilerlemektedir. Necati Tosuner Sokağı (1983)'ndaki hikâyelerde fiziksel engelli algısı değişmiştir. Kadınlardan ilgi görmeyen engelli kişiler bu kitaptaki hikâyelerde artık yalnız değildir. İmge, benzetme ve çağrışım yoğunluğunun sezildiği Necati Tosuner Sokağı'ndaki hikâyelerde engelli şahısların sevdiği kadınlar yanında olsa bile bu durum onların açmaza, çıkmaza ve bunalıma sürüklenmelerine engel olamaz.

Tosuner, Çılgınsı (1990)'da kadın-erkek ilişkilerini ve evlilikleri işlemiştir. Aynı şekilde Bir Tutkunun Dile Getirilme Biçimi (1997)'ndeki; "Canan‟ ve "Yusuf‟ hikâyelerinde sıradan evli çiftler ve bunların bazı sorunları; "Yaz", "Hafta Sonu‟ve "Dak Daka Dak Dak…‟ hikâyelerinde evlilikler, ilişkileri bitmiş insanların içinde bulundukları ruh hâlleri ve "Armağan‟ hikâyesinde çeşitli alışkanlıklar anlatılır (Bostan 2018: 222). Yazar, Güneş Giderken (1998)’de yaşlanma duygusunu ele almıştır. Dün gibi gelen anıların eskidiği, tutkuların yıprandığı, telaşların boşuna olduğu, pişmanlıkların geride kaldığı, umutlara ulaşılamadığı fark edilse de, o yaşlanmayan yüreğin nasıl kıpırdandığını hikâyeleştirmiştir. Yakamoz Avına Çıkmak (2000) içindeki kısa hikâyelerle diğerlerinden ayrılır. Yalnızlık temasının baskın olduğu kitapta Tosuner, umudu ve umutsuzluğu anılarla düşler arasındaki gelgite yerleştirirken, hikâyenin sınırlarını genişleten başarılı bir biçim çalışmasını da gerçekleştirmiştir.

Tosuner'in en belirgin ve dikkat çeken özelliği samimi ve içten anlatımıdır. Hikâyeleri genel olarak değerlendirldiğinde; sevgi, yalnızlık, öfke, isyan, ötekileştirme, bencillik, kaçış, umut, umutsuzluk, yaşlılık, çocuk özlemi, ayrılık, yoksulluk, evlilik özlemi ve evlilikten kaçış, hayale sığınma, cinsellik, toplumsal huzursuzluk, çocuk özlemi, çaresizlik ve kıskançlık gibi çok geniş tema ve izleklerin işlendiği görülmektedir. Bostan, Tosuner'in hikâyelerini şu cümlelerle değerlendirmiştir: "Yazarın öykülerinin genelinde mekânın işlevsel olarak bir değer kazanmadığını, insanların içinde bulundukları ruh halleri, psikolojik durumlar ve genel olarak iç dünyalarına ağırlık verildiği için mekân tasvirlerinin yapılmadığını görürüz. Öykülerde olayların gerçekleşme zamanları genellikle kısadır. (...) Necati Tosuner‟in öykülerinde kullandığı kişi kadrosuyla ilgili söylenebilecek ilk söz onun erkekleri sayıca çok daha fazla kullandığıdır. Öykülerde erkek, kadın ya da çocuk olan kişilerin günlük hayatta her zaman karşılaşılabilecek, sıradan insanlar olmaları dikkat çeker. Ayrıca bu kişilerin yaşları üzerinde önemli bir şekilde durulmaz. (...) Üslûp konusunda Necati Tosuner‟in öykülerinde süslemelerle, söz sanatlarıyla yüklenmiş, ağır, ağdalı ifadelere rastlanmaz. Onun dili gibi üslubu da oldukça yalın, akıcı ve sadedir." (Bostan 2017: 222-223).

Kurmaca serüveninde romana da yer veren yazarın bu türdeki ilk eseri Sancı... Sancı... adıyla 1977'de yayımlanmıştır. Almanya’daki ilk kuşak Türklerin anlatıldığı roman 1978 TDK Roman Ödülü'ne layık görülmüştür. Sancı... Sancı...'da 31 Ekim 1961 tarihli Türk İş Gücü Anlaşması çerçevesindeki ilk göç dalgasında Almanya'ya giden Türk işçilerinin maddi, manevi, dini ve kültürel hayatları ekseninde toplumsal düzenin işleyişi ele alınmıştır. Yazar, romanın başkişisi Kambur Osman etrafında gurbet temasını işlemiştir. Yalnızlıktan Devren Kiralık (2000), yazarın yirmi üç yıl aradan sonra yayımladığı ikinci romanıdır. Romanın konusu Türk aile kurumunun yapısıdır. On yedi yıl sonra boşanan çift Beyhan ve Ekrem’in yaşadıkları, romanın olay örgüsünü oluşturur. Bununla birlikte birçok ailenin hikâyesine yer verilir. Bireysel hataların doğurduğu sonuçlar üzerinde durulur. Yalnızlık, pişmanlık ve ihanet temaları işlenir. Bununla birlikte eserde engelli bireylere karşı duyarlı olmayan vatandaşların eleştirisi yapılır. Okuyucuya doğruyu ve yanlışı gösterip uyarı niteliği taşıması açısından önemli bir eserdir (Kundakçı 2018: 43). Tosuner’in Yalnızlıktan Devren Kiralık’ta anlatmaya başladığı hayat hikâyeleri Bana Sen Söyle (2002)’de devam eder. Ama birbirini izleyen bu iki kitap, trajik bir hadiseyle birbirine bağlandığı gibi, aynı nedenle birbirinden ayrılan iki yaşam kesitini ele almakta ve böylelikle birbirinden bağımsız iki roman niteliğini de taşımaktadır.

Necati Tosuner, Bana Sen Söyle romanından sonra yayımladığı Kasırganın Gözü romanı ile birlikte farklı bir roman anlayışı benimsemiştir. Yazarın ikinci evre romanları olarak adlandırabileceğimiz Kasırganın Gözü, Susmak Nasıl da Yoruyor İnsanı!, Korkağın Türküsü ve Çırpınışlar adlı romanları, birinci evre romanları olarak adlandırabileceğimiz Sancı.. Sancı…, Yalnızlıktan Devren Kiralık ve Bana Sen Söyle romanlarından farklı bir yapı ve içerikte oluşturulmuştur (Zeren 2018: 101). Yazar; Kasırganın Gözü (2008), Susmak Nasıl da Yoruyor İnsanı! (2013) ve Korkağın Türküsü (2014) adlı romanlarından oluşan üçlemeye 2006'da başlamış ve 2013'te tamamlamıştır. Üçlemenin ilk kitabı Kasırganın Gözü'nde başörtüsü, din algısı ve Türkçenin kullanımı eleştirilir. Satır aralarında az sözle çok şeyin anlatılmaya çalışıldığı romanda insanlık kavramı üzerinde durulmaktadır. Kasırganın Gözü'nün devamı olan Susmak Nasıl da Yoruyor İnsanı! (2013)'da siyasi eleştiri yapılır. Yazar eleştirlerini başkişi üzerinden yapar. Kardeşliğin ele alındığı Susmak Nasıl da Yoruyor İnsanı!, Kasırganın Gözü gibi olay değil düşünce ağırlıklıdır. 70’li yıllarda Türkiye’yi derinden etkileyen sağcılık ve solculuk üzerinde durularak, bunların Türk toplumuna etkileri gösterilmeye çalışılır. Bir kaçıştan daha çok, kişinin özlediği kendisine kavuşmasının romanı olan Korkağın Türküsü (2014) üçlemenin son kitabıdır. Umut temasının işlendiği bu romanda da olaylar değil fikirler ağırlıklıdır. Adı verilmeyen başkişi vasıtasıyla fikirler aktarılır ve siyasi göndermelerle yazarın kendisi öne çıkar.

Çırpınışlar (2016), romanında yazar toplumsal ve siyasi eleştiri yaptığı üçlemeden sonra bireysel konulara yönelmiştir. Tosuner, çocukluğunu, gençliğini ve yaşlılığını bu romanda anlatmıştır. Bu yönleriyle otobiyografik bir roman olan Çırpınışlar'da yazarın hayatındaki yalnızlık duygusu sezilmektedir. Kitapta sıkıntılı dönemlerine rağmen dünyaya umutla bakan yazar, okura da hayatta umutlu olmanın önemini hissettimektedir. Necati Tosuner, eserlerinde gerek konu açısından gerekse teknik açıdan sürekli yeniliği deneyen, farklı temaları farklı tekniklerle işleyen bir yazar olmuştur. Zeren'e göre birinci evre romanlarında iç monolog, iç çözümleme, bilinç akışı, leitmotiv, geriye dönüş, özetleme gibi tekniklere sıkça yer veren yazar; ikinci evre romanlarından bu tekniklerin yanı sıra parça yazı kullanımı, metinlerarasılık ve üstkurmaca gibi postmodernist tekniklere yer vermiştir (Zeren 2018: 142). Yer yer şiirsel bir dil kullanan yazar Türkçeye karşı duyarlıdır ve dili ustalıkla kullanır. Romanlarında ayrıca; rüya, bilinçaltı, yetersizlik, arayış, eksiklik, sevilme ihtiyacı, hayatı anlamlı kılma, cinsellik ve ölme isteğinden kaynaklı psikanalitik eğilimler de görülmektedir.

Çocuklar için hikâye ve romanlar kaleme alan Necati Tosuner çocuk edebiyatı sahasında da başarılı bir yazardır. 1977'de Keleş Osman Evden Kaçıyor, Keleş Osman'ın "Tarih"le Başı Dertte ve Dayım Balon Olmuş adlı çocuk kitaplarını yayımlamıştır. Dayım Balon Olmuş'taki hikâyelerde; kambur bir dayının çocukluğundan, gençliğinden ve orta yaşlarından hazine değerindeki, güçlü anların sislerden arınıp aydınlığa kavuştuğu görülür ve kederden neşeye, çaresizlikten umuda her renkten duygu can bulur. Necati Tosuner; büyümek, yaşamımızın her alanında süren değişimi göğüslemek; hayatımıza gelenleri, gidenlerle bir arada kabullenmek ve umudu her zaman yürekte taşımak üzerine duyarlı bir çocuk romanı olan Arda'nın Derdi Ne? (2010)'de okurlarını aramızdan bir ailenin sıcaklığıyla buluşturur. 2011 Türkan Saylan Jüri Özel Ödülü'ne değer bulunan kitap; merak ve endişeyle biçimlenen şimdiki zamanı ve geçmişten kopup gelen anıları film tadında bir kurguyla anlatır.

Gücünü yalın ve şiirsel dilinden alan Dur Bakalım Petek (2012)'te yazar, apartman yaşamından, komşuluktan yola çıkarak hak ve özgürlükleri işlemiştir. Romanda, sevgiyle birbirine bağlı bir aile, arkadaşlık ve ilk aşk kıvılcımları okuru sarmalar. Kitabın Adı (2015), gençliğe adım atan bir çocuğun iç dünyasını yansıtmaktadır. Mahalle yaşamında çocuk olma duygusu, büyümenin zorlukları, aile ilişkileri, ve arkadaşlıklar büyük bir yoğunlukla ve zarafetle anlatılmaktadır. Yazar, Yaz Sevenler Kış Sevenler (2019)'de çocukların büyüme yolculuğunda karşılaştığı duyguları hikâyeleştirmiştir. Kusursuz ve duru Türkçesiyle edebiyatımıza katkı sağlayan kazandıran Tosuner, çocuklar için yazdığı kitaplarda; umut, özlem, aile, sevgi ve oyun gibi, çocukluğun iz bırakan duygularını işlemiştir.

Kaynakça

Akdemir, Gamze (2002). "Yaşamın Bitmeyen Öykülerinin Yazarı: Necati Tosuner". Cumhuriyet Kitap. S. 627. s. 4.

Akman Eliaçık, Pınar (2019). Necati Tosuner'in Roman ve Öykülerinin Yapısal, Tematik ve Psikanalitik Açıdan İncelenmesi. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Diyarbakır: Dicle Üniversitesi.

Arseven, Tülin (2004). "Necati Tosuner'in Öykücülüğü". Hece Öykü. S. 3. s. 128.

Arseven, Tülin (2007). Yazgıya Baş Kaldıran Yazar: Necati Tosuner. Rize: Salkımsöğüt Yayınları.

Aslankara, M. Sadık (2002). "Necati Tosuner'in Romancılığına Yeniden Bakmak". Cumhuriyet Kitap. S. 627. s. 5.

Atlas, Derya (2013). "Necati Tosuner: Tanrı Vasat Yazara Acısın". Sabit Fikir. 27 Şubat 2013. http://www.sabitfikir.com/soylesi/necati-tosuner-tanri-vasat-yazara-acisin [Erişim Tarihi: 13. 10. 2019]

Bostan, Burcu (2018). Necati Tosuner'in Öyküleri Üzerine Bir İnceleme. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Ankara Üniversitesi.

Çelik, Behçet (2002). "Bana Sen Söyle". Virgül. S. 52.

Demir, Fahrettin (2001). "Necati Tosuner'den Yaşama Tutulan Bir Projektör: Yalnızlıktan Devren Kiralık". Cumhuriyet Kitap. S. 618. s. 8.

Demir, Fahrettin (2002). "Tosuner'in Öykücülüğü". Cumhuriyet Kitap. S. 627. s. 6.

Enginün, İnci (2001). Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı. İstanbul: Dergâh Yayınları.

Erkekli, Osman Serhat (1999). "Necati Tosuner'le 'Güneş Giderken'den Yola Çıkarak...". Cumhuriyet Kitap. S. 475. s. 9.

Kundakçı, Sümeyra (2018). Necati Tosuner'in Hayatı, Sanatı ve Romancılığı. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Kütahya: Dumlupınar Üniversitesi.

Lekesiz, Ömer (2001). Yeni Türk Edebiyatında Öykü. İstanbul: Kaknüs Yayınları.

Onaran, Mustafa Şerif (2002). "Bana Sen Söyle". Cumhuriyet Kitap. S. 627. s. 3.

Paksoy, Nurhayat (2017). Necati Tosuner'in Hikâyeleri Üzerine Tematik Bir İnceleme. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Kahramanmaraş: Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi.

Salman, Nuray (2016). "Necati Tosuner'le Söyleşi‟. Yitik Ülke. 2 Ocak 2016. https://selinbabila.blogspot.com/2016/01/necati-tosunerle-soylesi-nuray-salman.html [Erişim Tarihi: 13. 10. 2019]

Tosuner, Necati (1975). "Öykü Nedir?". Türk Dili. S. 286 (Türk Öykücülüğü Özel Sayısı). s. 151.

Tosuner, Necati (2013). Elde Kitap. İstanbul: İş Bankası Kültür Yayınları.

Yalçın, Murat (Ed.) (2010). "Tosuner, Necati". Tanzimat'tan Bugüne Edebiyatçılar Ansiklopedisi. Cilt 2. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları. s. 1033.

Zeren, Hüsamettin (2018). Necati Tosuner'in Romanlarında Yapı ve Tema. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Denizli: Pamukkale Üniversitesi.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: İSA KOYUNCU
Yayın Tarihi: 14.10.2019
Güncelleme Tarihi: 20.12.2020

Eser AdıYayın eviBasım yılıEser türü
Özgürlük MasalıEkin Basımevi / İstanbul1965Hikâye
ÇıkmazdaYeditepe Yayınları / İstanbul1969Hikâye
KamburSinan / İstanbul1972Hikâye
SisliDerinlik Yayınları / İstanbul1977Hikâye
Sancı... Sancı...Derinlik Yayınları / İstanbul1977Roman
Keleş Osman Evden KaçıyorDerinlik Yayınları / İstanbul1977Roman
Keleş Osman'ın "Tarih"le Başı DertteDerinlik Yayınları / İstanbul1977Roman
Dayım Balon OlmuşDerinlik Yayınları / İstanbul1977Hikâye
Necati Tosuner SokağıDerinlik Yayınları / İstanbul1983Hikâye
ÇılgınsıÖzgür Yayınları / İstanbul1990Hikâye
Fareli Sokağın Kızı? / ?1991Tiyatro
Kambur ve ÖncesiYKY / İstanbul1994Hikâye
Sisli ve SonrasıYKY / İstanbul1996Hikâye
Bir Tutkunun Dile Getirilme BiçimiYKY / İstanbul1997Hikâye
Güneş GiderkenYKY / İstanbul1998Hikâye
Yalnızlıktan Devren KiralıkDoğan Kitap / İstanbul2000Roman
Bana Sen SöyleDoğan Kitap / İstanbul2002Roman
Elde KitapNeden Kitap / İstanbul2005Deneme
Yakamoz Avına ÇıkmakKanat Yayınları / İstanbul2007Hikâye
Kasırganın GözüKanat Yayınları / İstanbul2008Roman
Arda'nın Derdi Ne?Günışığı Kitaplığı / İstanbul2010Roman
Dur Bakalım PetekGünışığı Kitaplığı / İstanbul2012Roman
Susmak Nasıl da Yoruyor İnsanı!İş Bankası Kültür Yayınları / İstanbul2013Roman
Korkağın Türküsüİş Bankası Kültür Yayınları / İstanbul2014Roman
Kitabın AdıGünışığı Kitaplığı / İstanbul2015Roman
Çırpınışlarİş Bankası Kültür Yayınları / İstanbul2016Roman
Yaz Sevenler Kış SevenlerGünışığı Kitaplığı / İstanbul2019Roman

İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1Ülker Köksald. 12 Ağustos 1931 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
2Şebnem Güngeçirend. 26 Haziran 1973 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
3CEVDET HİKMET ASLANGÜLd. 18.08.1929 - ö. 09.08.2012Doğum YeriGörüntüle
4Hasan Hüsnü Durgund. 1944 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
5Cemal Arzud. 1944 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
6Gürhan Tümerd. 15 Kasım 1944 - ö. 20 Eylül 2013Doğum YılıGörüntüle
7Mustafa Kurtd. 18 Ocak 1977 - ö. ?MeslekGörüntüle
8Orhan Arasd. 10 Ekim 1963 - ö. ?MeslekGörüntüle
9Serap Akıncıoğlud. 02 Mart 1972 - ö. ?MeslekGörüntüle
10Melih Erçind. 12 Ağustos 1919 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
11İhsan Kudretd. 10 Temmuz 1918 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
12Hikmet Hükümenoğlud. 1971 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
13Necati Yıldırımd. 1946 - ö. ?Madde AdıGörüntüle
14NECATİ, İbrahimd. 1845 - ö. 1896Madde AdıGörüntüle
15Necati Cumalıd. 13 Ocak 1921 - ö. 10 Ocak 2001Madde AdıGörüntüle