USÛLÎ

(d. ?/? - ö. 945/1538)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 16. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Dîvân edebiyatına çok sayıda şair yetiştiren Vardar Yenicesi'nde doğdu. Bu şehir, ünlü akıncı ailesi Evrenosoğulları'nın başkenti konumundaydı ve aynı zamanda onların himayesinde gelişen bir bilim ve sanat merkeziydi. Buraya 1430'lu yıllarda önce kalabalık Türkmen grupları iskan edilmiş ve akıncılarla şehir, önemli bir askeri merkez haline gelmiştir. Evrenosoğulları ailesi daha sonra şehir ve çevresinde pek çok vakıf kurarak burayı aynı zamanda bir kültür merkezi haline getirmeye gayret etti. Bu vakıflar aracılığı ile bölgeye yeni bir düşünce, hayat anlayışı ve medeniyet gelmiş, camilerin yanında ve onlarla iç içe eğitim öğretim merkezleri kurulmuş, daha sonra medreseler ve tekkelerle birlikte şehrin kültürel alt yapısı oluşturulmuştur. İstanbul'daki sarayı model alan bir yapılanmaya giden akıncı beyleri, maiyetlerindeki serdengeçti akıncılar yanında, özellikle onları gazaya teşvik edecek, gaziliğin ve şehitliğin faziletlerini nakledecek, kısacası onlara moral verecek kişilere ihtiyaç duydu. Medreselerde yetişmiş, işin daha çok zahiri tarafıyla ilgili bilginler bu rolü yerine getiremezdi. Bu işi, kışın kışlaklarda, baharla birlikte ise akıncılarla birlikte coşup taşan yarı meczup ermiş şairler, dahası Anadolu'nun tamamlanan fethiyle artık faaliyetlerine Rumeli'de devam etmekte olan Horasan erenleri yerine getirebilirdi. İşte Vardar Yenicesi'nde dikkati çeken bu nitelikteki isim, vahdet-i vücûd düşüncesini Anadolu'ya getirenlerden biri olan Şeyh Abdullah-ı İlâhî'dir (ö.896/1491). Akıncı beyi Evrenoszade Ahmed Bey'in, Yenice'ye getirdiği İlâhî, bu şehirde yaşayan aydınları tesiri altına alıp hepsine ortak özellikler kazandıran bir merkez şahsiyet olmuştur. Alem-i tekliften bile âzâde tavırlar, samimi ve derinliği olan bir ruh, hep yükseklerde gezen ve kayıt tanımayan bir aldırmaz tavırla yetiştirilen bu şairler, hür bir derviş duyarlılığı içinde bu kez sahip oldukları birikimi, gaza heyacanını akıncılara aktarıyor, böylece bu tasavvufi hava hepsine kaynaklık ediyordu. Beyin himayesi ve şeyhin himmetiyle Yenice, 16. yüzyıl sonuna kadar, çoğu Osmanlı devletinin asırlar boyu da oldukça tanınmış şairlerini yetiştiren önemli bir beldesi oldu.  

İşte, Usûlî böyle bir ortama doğdu ve bu havayı teneffüs ederek yetişti. Eğitimi hakkında kaynaklar ayrıntılı bilgi vermemesine rağmen bunun bir medrese öğretimi yerine tekke kültüründen beslenme olduğu tahmin edilebilir. Bir süre sonra da 16. Yüzyılın çok etkileyici tasavvuf önderlerinden biri olan İbrahim Gülşenî’nin cazibesine kapılarak Mısır’a onun yanına gitti. Burada da tasavvufi eğitimine devam etti. Şeyhinin ölümü üzerine memleketine döndü. Burada Gülşenîliği geniş kitlelere yayma gayreti içinde oldu. Bu tavrı, sözü geçen tarikat, devrinde mülhidlik ve zındıklıkla irtibatlandırıldığı için hoş görülmedi. Usûlî geri kalan ömrünü Yenice'de akıncı beylerinden Abdî Bey'in yanında ona musahiplik yaparak geçirdi ve onun yanında Vardar Yenicesi’nde öldü (945/1538).

Usûlî’nin Divanı, Kırk Hadis Derleme ve Tercümesi, Miraciyyesi ve Şehr-rengiz’i vardır. Aslında bu dört eseri de divan nüshalarıyla birlikte bulunur. Türünün ilginç örneklerinden biri olan Divan, aruz yanında heceyle yazılmış şiirler de içerir. Bu divanda beş kaside (biri Farsça), on musammat, yüz kırk yedi gazel yer alır. Onun şairlik tarafını yansıtan en önemli eserleri gazelleri ve musammatlarıdır. Konularını genelde ilahî sevgiliden ve aşktan alan, düşündüklerini fazla dolandırmadan sade bir dille anlatan, basit teşbihler, mecazlar ve tasavvufî sembollerle süslenen bu şiirleri çekici kılan unsur, samimiyetidir. Usûlî, zaman zaman fikrî duygu planına yükselterek tasavvufî şiirin lirik örneklerini vermiştir. Musammatlarda ise daha çok etkilendiği Nesimî şiirlerine yazdığı tanzirlere yer verir. Bu tarz şiirlerden biri İbrahim Gülşenî’nin ölümüne yazılmış bir mersiyedir. Divan'ı, Miraciyyesi ve Şehr-rengiz’i Mustafa İsen; Kırk Hadis Derleme ve Tercümesi Gürer Gülsevin ve Adem Ceyhan tarafından yayınlandı. 

Kaynakça

Atıcı, Fatma (2007). Usûlî Dîvânı’nda Cemiyet, İnsan ve Tabiat. Yüksek Lisans Tezi. Eskişehir: Anadolu Üniversitesi.

Ayan, Hüseyin (hzl.) (1990). Nesîmî Dîvânı. Ankara: Akçağ Yay.

Büyükyıldırım, Ayşe (2005). “Usûlî Divanı'nda Tasavvufî Unsurlar”. Osmanlı Araştırmaları: Journal of Ottoman Studies 26: 133-146.

Canım, Rıdvan (hzl.) (2000). Latîfî, Tezkiretü’ş-Şu’arâ ve Tabsıratü’n-Nuzemâ. Ankara: AKM Yay.

Ceyhan, Adem (2001-2003). “Usûlî’nin Hadis ve Vecize Tercümeleri”. İÜ Edebiyat Fakültesi TDED XXX.

Çavuşoğlu, Mehmet (1976). “Hayretî’nin Yenice Şehr-engizi”. Güneydoğu Avrupa Araştırmaları Dergisi IV-V: 81-100.

Demir, Hiclal (2001). Çağlarını Eleştiren Dîvan Şairleri: Hayretî, Usûlî, Hayâlî. Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Bilkent Üniversitesi.

Fâ’izî. Zübdetü’l-Eş’âr. Süleymaniye Kütüphanesi. Şehit Ali Paşa. No. 1877. vr. 34a.

Gölpınarlı, Abdülbaki (1953). Nesimî, Usulî, Ruhî. İstanbul: Varlık Yay.

Gül, Meltem. “Usûlî’nin Dilinde Ahengi Sağlayan Unsurlar Üzerine Bir Deneme”.

 www.idildergisi.com [erişim tarihi: 15.04.2013]

Gülsevin, Gürer (1995). Usûlî’nin 120 Hadis Tercümesi. Afyon Kocatepe Üniversitesi Yay.

İsen, Mustafa (hzl.) (1994). Künhü’l-Ahbâr’ın Tezkire Kısmı. Ankara: AKM Yay.

İsen, Mustafa (hzl.) (1998). Sehî Bey Tezkiresi Heşt-Bihişt. Ankara: Akçağ Yay.

İsen, Mustafa (hzl.) (1990). Usûlî Dîvânı. Ankara: Akçağ Yay.

İsen, Mustafa (2009). “Nesimî’nin Rumelili Bir İzleyicisi: USÛLİ”. Varayım Gideyim Urumeli’ne. İstanbul: Kapı Yay. 167-172.

İsen, Mustafa (1988). “Usulî’nin Yenice Şehr-engizi”. Mehmet Kaplan İçin. Ankara: Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yay. 131-148.

İsen Mustafa (1991). “Divanlarda Heceyle Yazılmış Şiirler”. Türk Kültürü Araştırmaları XXXIX/1-2: 204.

Kesik, Beyhan (2010). “Use of Idioms in Usûlî Divan”. International Review of Turkology III (5): 19-33. 

Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Âşık Çelebi, Meşâ’irü’ş-Şu’arâ (İnceleme-Metin). İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yay.

Kutluk, İbrahim (hzl.) (1978). Kınalızâde Hasan Çelebi, Tezkiretü’ş-Şu’arâ. Ankara: TTK Yay.

Kuzubaş, Muhammet ve Muhammet Özdemir (2010). “Usûlî’nin Rüzgar Kasidesi”. ODÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyal Bilimler Arastırmaları Dergisi1(1): 113-120.

Macit, Muhsin (2012). “Osmanlı Kültür ve Sanatında İbrahim Gülşenî’nin İşlevi”. Bilig 60: 193-214.

Solmaz, Süleyman (hzl.) (2005). Ahdî ve Gülşen-i Şu’arâsı. Ankara: AKM Yay.

Sungurhan Eyduran, Aysun (hzl.) (2008). Beyânî, Tezkiretü’ş-Şu’arâ. Ankara: Kültür Bakanlığı e-kitap: http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/belge/1-83502/beyani----tezkiretus-suara.html [erişim tarihi: 20.03.2013]

Yaşar, Ayşe (1990). 16.Yüzyıl Şairi Usulî Divanı’nda Dinî ve Tasavvufî Unsurlar. Yüksek Lisans Tezi. Elazığ: Fırat Üniversitesi. 

Yazıcı, Tahsin (hzl.) (1982). Muhyî, Menakıb-ı İbrahim Gülşeni. Ankara.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: PROF. DR. MUSTAFA İSEN
Yayın Tarihi: 29.04.2013
Güncelleme Tarihi: 02.03.2022

Eserlerinden Örnekler

Dîvân'dan

Gazel 1

 Vücûd-ı Mutlakun bahri ne mevci kim ider peydâ

 Ene’l-hak sırrını söyler eger mahfî eger peydâ


Meâdîndür kamu eşyâ ider öz kendi zâtından

Kimisi sîm ü zer zâhir kimi seng ü meder peydâ


Bu bâgun ger hakîkatde suyı bir bâgbânı bir

Velî olmuş hakâyıkdan nice yüzbin şecer peydâ


Nazar kıl nev-i insâna kimi zehr ü kimi sükker

Aceb hikmet bir agaçdan olur dürlü semer peydâ


Düzülür nice bin işler bozulur nice cünbişler

Ne kâr-ı bü'l-acebdür bu kim olmaz kârger peydâ


Bu dokuz kubbe vü şeş sû içünde geldün ü gitdün

Ne geldigün kapı zâhir ne gittigün memer peydâ


Şu serverler ki daglar gibi baş egmezdi eflâke

Yatarlar yerde pest olmış ne tîg u ne kemer peydâ


Yolumuz bir beyâbâna irişdi nâgehân k'ana

Girer bin kârbân olmaz birinden bir eser peydâ


Nice şûrîde âşıklar gezerler cümle tâyihler

Bu tîh-i bî-nihâyetde ne reh ne râhber peydâ


Nice gündüz gece oldı nice bin ay u yıl geldi

Dirîgâ olmadı kaldı şeb-i kadre seher peydâ


Nice zahmet çeker kesb-i kemâl idince bir ârif

Belî çok kan yudar kân eyleyince bir güher peydâ


Nice bin âdem oglanı helâk olmak gerek tâ kim

Yalancı kahbe dünyâdan ola bir gerçek er peydâ


Kamu nezzârede ebkâr-ı ma'nî muntazırlardır

Usûlî gibi tâ kim ola bir sâhib-nazar peydâ

(İsen, Mustafa (hzl.) (1990). Usûlî Dîvânı. Ankara: Akçağ Yay. 97.)

 

Gazel 2

Muttasıl sanma bizi cevr ü cefâmın kuluyuz

Dostum gah cefâ gâhî vefânun kuluyuz

 

Şâh-ı hüsn oldun ise devlete magrûr olma

Hey begüm biz dahi seni yaradanın kuluyuz

 

Sana baş eğmezüz âzâdeyüz ey çarh amma

Doğrusun diyelüm ol serv-i revanim kuluyuz

 

Bir büt-i Çîne gönül verdük ise ey zâhid

Bize kâfir deme biz dahi Hudânun kuluyuz.

 

Çün bekâsı yog imiş tâc u kabayı nidelüm

Bu fenâ dünyede bir köhne abânın kuluyuz

(İsen, Mustafa (hzl.) (1990). Usûlî Dîvânı. Ankara: Akçağ Yay. 137.)

 

Gazel 3

Cân u dilden yâr kim ey yâr senden dönmezem

Tîg-ı mihnetle yüregüm yâr senden dönmezem

 

Müdde'îler dâr-ı dünyâda beni Mansûr-vâr

Bogazumdan itseler ber-dâr senden dönmezem

 

Âsitânun kıblegâhından yüzüm döndürmezem

Hem be-hakk-ı Ahmed-i Muhtâr senden dönmezem

 

Şimdi mi didüm belî ancak belâ-yı aşkına

Tâ ezelden itmişem ikrâr senden dönmezem

 

Ayagın topragı hakkıçün bugün bin kerre kim

Başumu yarar ise agyâr senden dönmezem

 

Mü'minüm Kerrâr hakkıçün kitâb-ı hüsnine

Ba'd-ezîn lâzım degül tekrâr senden dönmezem

 

Ben Usûlîyem eger bin kerre kessen başumı

Yine dilümde budur güftâr senden dönmezem 

(İsen, Mustafa (hzl.) (1990). Usûlî Dîvânı. Ankara: Akçağ Yay. 188.)


İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1SIRRÎ, İsa Sırrî Efendid. ? - ö. 1582Doğum YeriGörüntüle
2RÂZÎ, Mahmud Râzî Çelebid. ? - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
3TÂBÎ, Derviş Tâbî Çelebid. ? - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
4SIRRÎ, İsa Sırrî Efendid. ? - ö. 1582Doğum YılıGörüntüle
5RÂZÎ, Mahmud Râzî Çelebid. ? - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
6TÂBÎ, Derviş Tâbî Çelebid. ? - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
7SIRRÎ, İsa Sırrî Efendid. ? - ö. 1582Ölüm YılıGörüntüle
8RÂZÎ, Mahmud Râzî Çelebid. ? - ö. ?Ölüm YılıGörüntüle
9TÂBÎ, Derviş Tâbî Çelebid. ? - ö. ?Ölüm YılıGörüntüle
10SIRRÎ, İsa Sırrî Efendid. ? - ö. 1582Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
11RÂZÎ, Mahmud Râzî Çelebid. ? - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
12TÂBÎ, Derviş Tâbî Çelebid. ? - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
13SIRRÎ, İsa Sırrî Efendid. ? - ö. 1582Madde AdıGörüntüle
14RÂZÎ, Mahmud Râzî Çelebid. ? - ö. ?Madde AdıGörüntüle
15TÂBÎ, Derviş Tâbî Çelebid. ? - ö. ?Madde AdıGörüntüle