Madde Detay
USÛLÎ
(d. ?/? - ö. 945/1538)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 16. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Dîvân edebiyatına çok sayıda şair yetiştiren Vardar Yenicesi'nde doğdu. Bu şehir, ünlü akıncı ailesi Evrenosoğulları'nın başkenti konumundaydı ve aynı zamanda onların himayesinde gelişen bir bilim ve sanat merkeziydi. Buraya 1430'lu yıllarda önce kalabalık Türkmen grupları iskan edilmiş ve akıncılarla şehir, önemli bir askeri merkez haline gelmiştir. Evrenosoğulları ailesi daha sonra şehir ve çevresinde pek çok vakıf kurarak burayı aynı zamanda bir kültür merkezi haline getirmeye gayret etti. Bu vakıflar aracılığı ile bölgeye yeni bir düşünce, hayat anlayışı ve medeniyet gelmiş, camilerin yanında ve onlarla iç içe eğitim öğretim merkezleri kurulmuş, daha sonra medreseler ve tekkelerle birlikte şehrin kültürel alt yapısı oluşturulmuştur. İstanbul'daki sarayı model alan bir yapılanmaya giden akıncı beyleri, maiyetlerindeki serdengeçti akıncılar yanında, özellikle onları gazaya teşvik edecek, gaziliğin ve şehitliğin faziletlerini nakledecek, kısacası onlara moral verecek kişilere ihtiyaç duydu. Medreselerde yetişmiş, işin daha çok zahiri tarafıyla ilgili bilginler bu rolü yerine getiremezdi. Bu işi, kışın kışlaklarda, baharla birlikte ise akıncılarla birlikte coşup taşan yarı meczup ermiş şairler, dahası Anadolu'nun tamamlanan fethiyle artık faaliyetlerine Rumeli'de devam etmekte olan Horasan erenleri yerine getirebilirdi. İşte Vardar Yenicesi'nde dikkati çeken bu nitelikteki isim, vahdet-i vücûd düşüncesini Anadolu'ya getirenlerden biri olan Şeyh Abdullah-ı İlâhî'dir (ö.896/1491). Akıncı beyi Evrenoszade Ahmed Bey'in, Yenice'ye getirdiği İlâhî, bu şehirde yaşayan aydınları tesiri altına alıp hepsine ortak özellikler kazandıran bir merkez şahsiyet olmuştur. Alem-i tekliften bile âzâde tavırlar, samimi ve derinliği olan bir ruh, hep yükseklerde gezen ve kayıt tanımayan bir aldırmaz tavırla yetiştirilen bu şairler, hür bir derviş duyarlılığı içinde bu kez sahip oldukları birikimi, gaza heyacanını akıncılara aktarıyor, böylece bu tasavvufi hava hepsine kaynaklık ediyordu. Beyin himayesi ve şeyhin himmetiyle Yenice, 16. yüzyıl sonuna kadar, çoğu Osmanlı devletinin asırlar boyu da oldukça tanınmış şairlerini yetiştiren önemli bir beldesi oldu.
İşte, Usûlî böyle bir ortama doğdu ve bu havayı teneffüs ederek yetişti. Eğitimi hakkında kaynaklar ayrıntılı bilgi vermemesine rağmen bunun bir medrese öğretimi yerine tekke kültüründen beslenme olduğu tahmin edilebilir. Bir süre sonra da 16. Yüzyılın çok etkileyici tasavvuf önderlerinden biri olan İbrahim Gülşenî’nin cazibesine kapılarak Mısır’a onun yanına gitti. Burada da tasavvufi eğitimine devam etti. Şeyhinin ölümü üzerine memleketine döndü. Burada Gülşenîliği geniş kitlelere yayma gayreti içinde oldu. Bu tavrı, sözü geçen tarikat, devrinde mülhidlik ve zındıklıkla irtibatlandırıldığı için hoş görülmedi. Usûlî geri kalan ömrünü Yenice'de akıncı beylerinden Abdî Bey'in yanında ona musahiplik yaparak geçirdi ve onun yanında Vardar Yenicesi’nde öldü (945/1538).
Usûlî’nin Divanı, Kırk Hadis Derleme ve Tercümesi, Miraciyyesi ve Şehr-rengiz’i vardır. Aslında bu dört eseri de divan nüshalarıyla birlikte bulunur. Türünün ilginç örneklerinden biri olan Divan, aruz yanında heceyle yazılmış şiirler de içerir. Bu divanda beş kaside (biri Farsça), on musammat, yüz kırk yedi gazel yer alır. Onun şairlik tarafını yansıtan en önemli eserleri gazelleri ve musammatlarıdır. Konularını genelde ilahî sevgiliden ve aşktan alan, düşündüklerini fazla dolandırmadan sade bir dille anlatan, basit teşbihler, mecazlar ve tasavvufî sembollerle süslenen bu şiirleri çekici kılan unsur, samimiyetidir. Usûlî, zaman zaman fikrî duygu planına yükselterek tasavvufî şiirin lirik örneklerini vermiştir. Musammatlarda ise daha çok etkilendiği Nesimî şiirlerine yazdığı tanzirlere yer verir. Bu tarz şiirlerden biri İbrahim Gülşenî’nin ölümüne yazılmış bir mersiyedir. Divan'ı, Miraciyyesi ve Şehr-rengiz’i Mustafa İsen; Kırk Hadis Derleme ve Tercümesi Gürer Gülsevin ve Adem Ceyhan tarafından yayınlandı.
Kaynakça
Atıcı, Fatma (2007). Usûlî Dîvânı’nda Cemiyet, İnsan ve Tabiat. Yüksek Lisans Tezi. Eskişehir: Anadolu Üniversitesi.
Ayan, Hüseyin (hzl.) (1990). Nesîmî Dîvânı. Ankara: Akçağ Yay.
Büyükyıldırım, Ayşe (2005). “Usûlî Divanı'nda Tasavvufî Unsurlar”. Osmanlı Araştırmaları: Journal of Ottoman Studies 26: 133-146.
Canım, Rıdvan (hzl.) (2000). Latîfî, Tezkiretü’ş-Şu’arâ ve Tabsıratü’n-Nuzemâ. Ankara: AKM Yay.
Ceyhan, Adem (2001-2003). “Usûlî’nin Hadis ve Vecize Tercümeleri”. İÜ Edebiyat Fakültesi TDED XXX.
Çavuşoğlu, Mehmet (1976). “Hayretî’nin Yenice Şehr-engizi”. Güneydoğu Avrupa Araştırmaları Dergisi IV-V: 81-100.
Demir, Hiclal (2001). Çağlarını Eleştiren Dîvan Şairleri: Hayretî, Usûlî, Hayâlî. Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Bilkent Üniversitesi.
Fâ’izî. Zübdetü’l-Eş’âr. Süleymaniye Kütüphanesi. Şehit Ali Paşa. No. 1877. vr. 34a.
Gölpınarlı, Abdülbaki (1953). Nesimî, Usulî, Ruhî. İstanbul: Varlık Yay.
Gül, Meltem. “Usûlî’nin Dilinde Ahengi Sağlayan Unsurlar Üzerine Bir Deneme”.
www.idildergisi.com [erişim tarihi: 15.04.2013]
Gülsevin, Gürer (1995). Usûlî’nin 120 Hadis Tercümesi. Afyon Kocatepe Üniversitesi Yay.
İsen, Mustafa (hzl.) (1994). Künhü’l-Ahbâr’ın Tezkire Kısmı. Ankara: AKM Yay.
İsen, Mustafa (hzl.) (1998). Sehî Bey Tezkiresi Heşt-Bihişt. Ankara: Akçağ Yay.
İsen, Mustafa (hzl.) (1990). Usûlî Dîvânı. Ankara: Akçağ Yay.
İsen, Mustafa (2009). “Nesimî’nin Rumelili Bir İzleyicisi: USÛLİ”. Varayım Gideyim Urumeli’ne. İstanbul: Kapı Yay. 167-172.
İsen, Mustafa (1988). “Usulî’nin Yenice Şehr-engizi”. Mehmet Kaplan İçin. Ankara: Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yay. 131-148.
İsen Mustafa (1991). “Divanlarda Heceyle Yazılmış Şiirler”. Türk Kültürü Araştırmaları XXXIX/1-2: 204.
Kesik, Beyhan (2010). “Use of Idioms in Usûlî Divan”. International Review of Turkology III (5): 19-33.
Kılıç, Filiz (hzl.) (2010). Âşık Çelebi, Meşâ’irü’ş-Şu’arâ (İnceleme-Metin). İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yay.
Kutluk, İbrahim (hzl.) (1978). Kınalızâde Hasan Çelebi, Tezkiretü’ş-Şu’arâ. Ankara: TTK Yay.
Kuzubaş, Muhammet ve Muhammet Özdemir (2010). “Usûlî’nin Rüzgar Kasidesi”. ODÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyal Bilimler Arastırmaları Dergisi1(1): 113-120.
Macit, Muhsin (2012). “Osmanlı Kültür ve Sanatında İbrahim Gülşenî’nin İşlevi”. Bilig 60: 193-214.
Solmaz, Süleyman (hzl.) (2005). Ahdî ve Gülşen-i Şu’arâsı. Ankara: AKM Yay.
Sungurhan Eyduran, Aysun (hzl.) (2008). Beyânî, Tezkiretü’ş-Şu’arâ. Ankara: Kültür Bakanlığı e-kitap: http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/belge/1-83502/beyani----tezkiretus-suara.html [erişim tarihi: 20.03.2013]
Yaşar, Ayşe (1990). 16.Yüzyıl Şairi Usulî Divanı’nda Dinî ve Tasavvufî Unsurlar. Yüksek Lisans Tezi. Elazığ: Fırat Üniversitesi.
Yazıcı, Tahsin (hzl.) (1982). Muhyî, Menakıb-ı İbrahim Gülşeni. Ankara.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: PROF. DR. MUSTAFA İSENYayın Tarihi: 29.04.2013Güncelleme Tarihi: 02.03.2022Eserlerinden Örnekler
Dîvân'dan
Gazel 1
Vücûd-ı Mutlakun bahri ne mevci kim ider peydâ
Ene’l-hak sırrını söyler eger mahfî eger peydâ
Meâdîndür kamu eşyâ ider öz kendi zâtından
Kimisi sîm ü zer zâhir kimi seng ü meder peydâ
Bu bâgun ger hakîkatde suyı bir bâgbânı bir
Velî olmuş hakâyıkdan nice yüzbin şecer peydâ
Nazar kıl nev-i insâna kimi zehr ü kimi sükker
Aceb hikmet bir agaçdan olur dürlü semer peydâ
Düzülür nice bin işler bozulur nice cünbişler
Ne kâr-ı bü'l-acebdür bu kim olmaz kârger peydâ
Bu dokuz kubbe vü şeş sû içünde geldün ü gitdün
Ne geldigün kapı zâhir ne gittigün memer peydâ
Şu serverler ki daglar gibi baş egmezdi eflâke
Yatarlar yerde pest olmış ne tîg u ne kemer peydâ
Yolumuz bir beyâbâna irişdi nâgehân k'ana
Girer bin kârbân olmaz birinden bir eser peydâ
Nice şûrîde âşıklar gezerler cümle tâyihler
Bu tîh-i bî-nihâyetde ne reh ne râhber peydâ
Nice gündüz gece oldı nice bin ay u yıl geldi
Dirîgâ olmadı kaldı şeb-i kadre seher peydâ
Nice zahmet çeker kesb-i kemâl idince bir ârif
Belî çok kan yudar kân eyleyince bir güher peydâ
Nice bin âdem oglanı helâk olmak gerek tâ kim
Yalancı kahbe dünyâdan ola bir gerçek er peydâ
Kamu nezzârede ebkâr-ı ma'nî muntazırlardır
Usûlî gibi tâ kim ola bir sâhib-nazar peydâ
(İsen, Mustafa (hzl.) (1990). Usûlî Dîvânı. Ankara: Akçağ Yay. 97.)
Gazel 2
Muttasıl sanma bizi cevr ü cefâmın kuluyuz
Dostum gah cefâ gâhî vefânun kuluyuz
Şâh-ı hüsn oldun ise devlete magrûr olma
Hey begüm biz dahi seni yaradanın kuluyuz
Sana baş eğmezüz âzâdeyüz ey çarh amma
Doğrusun diyelüm ol serv-i revanim kuluyuz
Bir büt-i Çîne gönül verdük ise ey zâhid
Bize kâfir deme biz dahi Hudânun kuluyuz.
Çün bekâsı yog imiş tâc u kabayı nidelüm
Bu fenâ dünyede bir köhne abânın kuluyuz
(İsen, Mustafa (hzl.) (1990). Usûlî Dîvânı. Ankara: Akçağ Yay. 137.)
Gazel 3
Cân u dilden yâr kim ey yâr senden dönmezem
Tîg-ı mihnetle yüregüm yâr senden dönmezem
Müdde'îler dâr-ı dünyâda beni Mansûr-vâr
Bogazumdan itseler ber-dâr senden dönmezem
Âsitânun kıblegâhından yüzüm döndürmezem
Hem be-hakk-ı Ahmed-i Muhtâr senden dönmezem
Şimdi mi didüm belî ancak belâ-yı aşkına
Tâ ezelden itmişem ikrâr senden dönmezem
Ayagın topragı hakkıçün bugün bin kerre kim
Başumu yarar ise agyâr senden dönmezem
Mü'minüm Kerrâr hakkıçün kitâb-ı hüsnine
Ba'd-ezîn lâzım degül tekrâr senden dönmezem
Ben Usûlîyem eger bin kerre kessen başumı
Yine dilümde budur güftâr senden dönmezem
(İsen, Mustafa (hzl.) (1990). Usûlî Dîvânı. Ankara: Akçağ Yay. 188.)
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 29.04.2013Güncelleme Tarihi: 02.03.2022Eserlerinden Örnekler
Dîvân'dan
Gazel 1
Vücûd-ı Mutlakun bahri ne mevci kim ider peydâ
Ene’l-hak sırrını söyler eger mahfî eger peydâ
Meâdîndür kamu eşyâ ider öz kendi zâtından
Kimisi sîm ü zer zâhir kimi seng ü meder peydâ
Bu bâgun ger hakîkatde suyı bir bâgbânı bir
Velî olmuş hakâyıkdan nice yüzbin şecer peydâ
Nazar kıl nev-i insâna kimi zehr ü kimi sükker
Aceb hikmet bir agaçdan olur dürlü semer peydâ
Düzülür nice bin işler bozulur nice cünbişler
Ne kâr-ı bü'l-acebdür bu kim olmaz kârger peydâ
Bu dokuz kubbe vü şeş sû içünde geldün ü gitdün
Ne geldigün kapı zâhir ne gittigün memer peydâ
Şu serverler ki daglar gibi baş egmezdi eflâke
Yatarlar yerde pest olmış ne tîg u ne kemer peydâ
Yolumuz bir beyâbâna irişdi nâgehân k'ana
Girer bin kârbân olmaz birinden bir eser peydâ
Nice şûrîde âşıklar gezerler cümle tâyihler
Bu tîh-i bî-nihâyetde ne reh ne râhber peydâ
Nice gündüz gece oldı nice bin ay u yıl geldi
Dirîgâ olmadı kaldı şeb-i kadre seher peydâ
Nice zahmet çeker kesb-i kemâl idince bir ârif
Belî çok kan yudar kân eyleyince bir güher peydâ
Nice bin âdem oglanı helâk olmak gerek tâ kim
Yalancı kahbe dünyâdan ola bir gerçek er peydâ
Kamu nezzârede ebkâr-ı ma'nî muntazırlardır
Usûlî gibi tâ kim ola bir sâhib-nazar peydâ
(İsen, Mustafa (hzl.) (1990). Usûlî Dîvânı. Ankara: Akçağ Yay. 97.)
Gazel 2
Muttasıl sanma bizi cevr ü cefâmın kuluyuz
Dostum gah cefâ gâhî vefânun kuluyuz
Şâh-ı hüsn oldun ise devlete magrûr olma
Hey begüm biz dahi seni yaradanın kuluyuz
Sana baş eğmezüz âzâdeyüz ey çarh amma
Doğrusun diyelüm ol serv-i revanim kuluyuz
Bir büt-i Çîne gönül verdük ise ey zâhid
Bize kâfir deme biz dahi Hudânun kuluyuz.
Çün bekâsı yog imiş tâc u kabayı nidelüm
Bu fenâ dünyede bir köhne abânın kuluyuz
(İsen, Mustafa (hzl.) (1990). Usûlî Dîvânı. Ankara: Akçağ Yay. 137.)
Gazel 3
Cân u dilden yâr kim ey yâr senden dönmezem
Tîg-ı mihnetle yüregüm yâr senden dönmezem
Müdde'îler dâr-ı dünyâda beni Mansûr-vâr
Bogazumdan itseler ber-dâr senden dönmezem
Âsitânun kıblegâhından yüzüm döndürmezem
Hem be-hakk-ı Ahmed-i Muhtâr senden dönmezem
Şimdi mi didüm belî ancak belâ-yı aşkına
Tâ ezelden itmişem ikrâr senden dönmezem
Ayagın topragı hakkıçün bugün bin kerre kim
Başumu yarar ise agyâr senden dönmezem
Mü'minüm Kerrâr hakkıçün kitâb-ı hüsnine
Ba'd-ezîn lâzım degül tekrâr senden dönmezem
Ben Usûlîyem eger bin kerre kessen başumı
Yine dilümde budur güftâr senden dönmezem
(İsen, Mustafa (hzl.) (1990). Usûlî Dîvânı. Ankara: Akçağ Yay. 188.)
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 02.03.2022Eserlerinden Örnekler
Dîvân'dan
Gazel 1
Vücûd-ı Mutlakun bahri ne mevci kim ider peydâ
Ene’l-hak sırrını söyler eger mahfî eger peydâ
Meâdîndür kamu eşyâ ider öz kendi zâtından
Kimisi sîm ü zer zâhir kimi seng ü meder peydâ
Bu bâgun ger hakîkatde suyı bir bâgbânı bir
Velî olmuş hakâyıkdan nice yüzbin şecer peydâ
Nazar kıl nev-i insâna kimi zehr ü kimi sükker
Aceb hikmet bir agaçdan olur dürlü semer peydâ
Düzülür nice bin işler bozulur nice cünbişler
Ne kâr-ı bü'l-acebdür bu kim olmaz kârger peydâ
Bu dokuz kubbe vü şeş sû içünde geldün ü gitdün
Ne geldigün kapı zâhir ne gittigün memer peydâ
Şu serverler ki daglar gibi baş egmezdi eflâke
Yatarlar yerde pest olmış ne tîg u ne kemer peydâ
Yolumuz bir beyâbâna irişdi nâgehân k'ana
Girer bin kârbân olmaz birinden bir eser peydâ
Nice şûrîde âşıklar gezerler cümle tâyihler
Bu tîh-i bî-nihâyetde ne reh ne râhber peydâ
Nice gündüz gece oldı nice bin ay u yıl geldi
Dirîgâ olmadı kaldı şeb-i kadre seher peydâ
Nice zahmet çeker kesb-i kemâl idince bir ârif
Belî çok kan yudar kân eyleyince bir güher peydâ
Nice bin âdem oglanı helâk olmak gerek tâ kim
Yalancı kahbe dünyâdan ola bir gerçek er peydâ
Kamu nezzârede ebkâr-ı ma'nî muntazırlardır
Usûlî gibi tâ kim ola bir sâhib-nazar peydâ
(İsen, Mustafa (hzl.) (1990). Usûlî Dîvânı. Ankara: Akçağ Yay. 97.)
Gazel 2
Muttasıl sanma bizi cevr ü cefâmın kuluyuz
Dostum gah cefâ gâhî vefânun kuluyuz
Şâh-ı hüsn oldun ise devlete magrûr olma
Hey begüm biz dahi seni yaradanın kuluyuz
Sana baş eğmezüz âzâdeyüz ey çarh amma
Doğrusun diyelüm ol serv-i revanim kuluyuz
Bir büt-i Çîne gönül verdük ise ey zâhid
Bize kâfir deme biz dahi Hudânun kuluyuz.
Çün bekâsı yog imiş tâc u kabayı nidelüm
Bu fenâ dünyede bir köhne abânın kuluyuz
(İsen, Mustafa (hzl.) (1990). Usûlî Dîvânı. Ankara: Akçağ Yay. 137.)
Gazel 3
Cân u dilden yâr kim ey yâr senden dönmezem
Tîg-ı mihnetle yüregüm yâr senden dönmezem
Müdde'îler dâr-ı dünyâda beni Mansûr-vâr
Bogazumdan itseler ber-dâr senden dönmezem
Âsitânun kıblegâhından yüzüm döndürmezem
Hem be-hakk-ı Ahmed-i Muhtâr senden dönmezem
Şimdi mi didüm belî ancak belâ-yı aşkına
Tâ ezelden itmişem ikrâr senden dönmezem
Ayagın topragı hakkıçün bugün bin kerre kim
Başumu yarar ise agyâr senden dönmezem
Mü'minüm Kerrâr hakkıçün kitâb-ı hüsnine
Ba'd-ezîn lâzım degül tekrâr senden dönmezem
Ben Usûlîyem eger bin kerre kessen başumı
Yine dilümde budur güftâr senden dönmezem
(İsen, Mustafa (hzl.) (1990). Usûlî Dîvânı. Ankara: Akçağ Yay. 188.)
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Dîvân'dan
Gazel 1
Vücûd-ı Mutlakun bahri ne mevci kim ider peydâ
Ene’l-hak sırrını söyler eger mahfî eger peydâ
Meâdîndür kamu eşyâ ider öz kendi zâtından
Kimisi sîm ü zer zâhir kimi seng ü meder peydâ
Bu bâgun ger hakîkatde suyı bir bâgbânı bir
Velî olmuş hakâyıkdan nice yüzbin şecer peydâ
Nazar kıl nev-i insâna kimi zehr ü kimi sükker
Aceb hikmet bir agaçdan olur dürlü semer peydâ
Düzülür nice bin işler bozulur nice cünbişler
Ne kâr-ı bü'l-acebdür bu kim olmaz kârger peydâ
Bu dokuz kubbe vü şeş sû içünde geldün ü gitdün
Ne geldigün kapı zâhir ne gittigün memer peydâ
Şu serverler ki daglar gibi baş egmezdi eflâke
Yatarlar yerde pest olmış ne tîg u ne kemer peydâ
Yolumuz bir beyâbâna irişdi nâgehân k'ana
Girer bin kârbân olmaz birinden bir eser peydâ
Nice şûrîde âşıklar gezerler cümle tâyihler
Bu tîh-i bî-nihâyetde ne reh ne râhber peydâ
Nice gündüz gece oldı nice bin ay u yıl geldi
Dirîgâ olmadı kaldı şeb-i kadre seher peydâ
Nice zahmet çeker kesb-i kemâl idince bir ârif
Belî çok kan yudar kân eyleyince bir güher peydâ
Nice bin âdem oglanı helâk olmak gerek tâ kim
Yalancı kahbe dünyâdan ola bir gerçek er peydâ
Kamu nezzârede ebkâr-ı ma'nî muntazırlardır
Usûlî gibi tâ kim ola bir sâhib-nazar peydâ
(İsen, Mustafa (hzl.) (1990). Usûlî Dîvânı. Ankara: Akçağ Yay. 97.)
Gazel 2
Muttasıl sanma bizi cevr ü cefâmın kuluyuz
Dostum gah cefâ gâhî vefânun kuluyuz
Şâh-ı hüsn oldun ise devlete magrûr olma
Hey begüm biz dahi seni yaradanın kuluyuz
Sana baş eğmezüz âzâdeyüz ey çarh amma
Doğrusun diyelüm ol serv-i revanim kuluyuz
Bir büt-i Çîne gönül verdük ise ey zâhid
Bize kâfir deme biz dahi Hudânun kuluyuz.
Çün bekâsı yog imiş tâc u kabayı nidelüm
Bu fenâ dünyede bir köhne abânın kuluyuz
(İsen, Mustafa (hzl.) (1990). Usûlî Dîvânı. Ankara: Akçağ Yay. 137.)
Gazel 3
Cân u dilden yâr kim ey yâr senden dönmezem
Tîg-ı mihnetle yüregüm yâr senden dönmezem
Müdde'îler dâr-ı dünyâda beni Mansûr-vâr
Bogazumdan itseler ber-dâr senden dönmezem
Âsitânun kıblegâhından yüzüm döndürmezem
Hem be-hakk-ı Ahmed-i Muhtâr senden dönmezem
Şimdi mi didüm belî ancak belâ-yı aşkına
Tâ ezelden itmişem ikrâr senden dönmezem
Ayagın topragı hakkıçün bugün bin kerre kim
Başumu yarar ise agyâr senden dönmezem
Mü'minüm Kerrâr hakkıçün kitâb-ı hüsnine
Ba'd-ezîn lâzım degül tekrâr senden dönmezem
Ben Usûlîyem eger bin kerre kessen başumı
Yine dilümde budur güftâr senden dönmezem
(İsen, Mustafa (hzl.) (1990). Usûlî Dîvânı. Ankara: Akçağ Yay. 188.)
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | ŞÂNÎ, Yakub Şânî Efendi | d. ? - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | BEYÂZÎ, Mehmed Çelebi | d. - - ö. 1615-1616 / 1626-1627 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | SIDKÎ | d. ? - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | ŞÂNÎ, Yakub Şânî Efendi | d. ? - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | BEYÂZÎ, Mehmed Çelebi | d. - - ö. 1615-1616 / 1626-1627 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | SIDKÎ | d. ? - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | ŞÂNÎ, Yakub Şânî Efendi | d. ? - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | BEYÂZÎ, Mehmed Çelebi | d. - - ö. 1615-1616 / 1626-1627 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | SIDKÎ | d. ? - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | ŞÂNÎ, Yakub Şânî Efendi | d. ? - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
11 | BEYÂZÎ, Mehmed Çelebi | d. - - ö. 1615-1616 / 1626-1627 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
12 | SIDKÎ | d. ? - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
13 | ŞÂNÎ, Yakub Şânî Efendi | d. ? - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
14 | BEYÂZÎ, Mehmed Çelebi | d. - - ö. 1615-1616 / 1626-1627 | Madde Adı | Görüntüle |
15 | SIDKÎ | d. ? - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |