VAHÎD/MAHTÛMÎ, Mehmed Mahtûmî Ağa

(d. ?/? - ö. 1145/1732-33)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 18. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

İstanbul’da doğdu. Doğum tarihi bilinmemektedir. Asıl adı Mehmed’dir. Mehmed Mahtûmî Ağa olarak tanındı. Babasının adı Mustafa’dır. Enderun’da yetişti. Eğitimini tamamladıktan sonra Hırka-i Saâdet Dairesi’nde göreve başladı. Burada on yıl kadar çalıştı. Kendisine çavuşluk verildi, gedikliler arasına katıldı, hazine ağalığı yaptı. Biniciliği, kılıç kullanma, cirit atma, saz çalıp türkü ve tekerleme söylemedeki maharetiyle Sultan III. Ahmed’in ilgisine mazhar oldu. Padişahın en yakın mahremlerinden biri oldu. Mora seferinden sonra silâhdarlık ve hazine ağalığı görevlerine getirildi 1129/1716-17 yılında azledilerek Sicill-i Osmanî (Akbayar 1996: 928)’ye göre Nevşehirli Damad İbrâhim Paşa ile anlaşamadığı için, Âdâb-ı Zurefâ (Erdem 1994: 268)’ya göre ise Mora seferinde hakkında çıkan ihanet dedikoduları yüzünden Rakka’ya sürüldü. Rakka’da iken Şam, Mekke gibi birçok yeri gezme fırsatı buldu ve hacca gitti. Rakka’da üç yıl kaldı. Bu esnada İstanbul’a dönmek için sarf ettiği çabalar işe yaramadı. Kendisine daha önce verilen tımar sebebiyle Rumeli’ye geçti ve bugün Yunanistan sınırları içinde kalan Yenişehir Fener (Larissa)’e yerleşti. Döneminin önemli kültür merkezlerinden biri olan Yenişehir’de kendisini kısa sürede kabul ettirdi. Şiir meclisleri tertip etti. Sultan I. Mahmûd’un tahta çıkması üzerine bir arz-ı hâl kaleme alarak yeniden silahdarlık görevine atanmayı talep etti. İsteği kabul edildi ve İstanbul’a döndü. Fakat kısa bir süre sonra 1145/1732-33 yılında vefat etti. Vefatına “Âh göçdi Mahtûmî 1145” ifadesiyle tarih düşürüldü. Vefat tarihi Sicill-i Osmanî (Akbayar 1996: 928-929)’de Rebiyülâhir 1143/Ekim-Kasım 1730 olarak kayıtlıdır.

 Eserleri şunlardır:

1. Dîvân: 445 manzumelik bu eser, padişahın emri üzerine 1129/1716-1717 yılında bizzat Vahîd tarafından tertip edildi. Dîvân’ını tertip ettiğinde Es‘ad, Râşid, Seyyid Vehbî, Sâmî, İzzet Ali Paşa, Necib Efendi gibi muasırı şairler tarafından takrizler yazıldı. Dîvân; on dokuz kaside, kırk dört tarih manzumesi, iki terkib-i bend, üç müseddes, Murabbaât ve Şarkiyyât ve Türkmaniyyât ve Gayrihî başlığı altında otuz biri heceyle yazılmış toplam 101 manzume, 198 gazel, yirmi üç rübai, on kıta, otuz bir nazım, on iki beyit ve bir lugazdan oluşmaktadır. Dîvân’ın Süleymaniye Kütüphanesi Hafid Efendi 478/1, Hacı Mahmûd Efendi 3505 ve 5175, Lala İsmail Efendi 499; Millet Kütüphanesi Ali Emiri Efendi Manzum Eserler 491; Beyazıt Devlet Kütüphanesi Veliyüddin Efendi 2678; İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi T. 772, 1757 ve 5490; Atatürk Üniversitesi Seyfettin Özege Kütüphanesi Agâh Sırrı Levend Yazmaları 258; Viyana Milli Kütüphane 33’te olmak üzere çok sayıda nüshası bulunmaktadır (Kahraman 2012: 437; Horata 2007: 487 ve 2009: 82; İKTYDK 1959: 664-669). Dîvân üzerine bir doktora (Kahraman 1995) çalışması yapıldı.

2. Lâlezâr: Eserin yazılış tarihi belli değildir. Vahîd’in sürgün yıllarında Yenişehir için kaleme alınmış bir şehrengizdir. Mesnevi nazım şekliyle yazılan eser 524 beyitten oluşmaktadır. Eser, on iki beyitlik bir tevhitle başlamaktadır. Onu “Nazm-ı Lâlezâr-ı Bütân” başlıklı 158 beyitlik sebeb-i telif bölümü takip etmektedir. Şair bu bölümde insanların vefasızlığından yakındıktan sonra Yenişehir’e yerleştiğini, birkaç arkadaş edindiğini, her gece toplanıp eğlendiklerini anlatarak dört güzeli övmektedir. Dîvân’da da yer alan şehrengizin ayrıca İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi TY. 9860, Millet Kütüphanesi Ali Emiri Efendi Manzum, Edeb ve Muhadara 975, Atatürk Üniversitesi Seyfettin Özege Kütüphanesi ile Milli Kütüphane Yz. FB 533/2 ve Viyana Östereichische 22/2 ve 10’da nüshaları bulunmaktadır (Kahraman 2012: 437; Horata 2007: 487; Levend 1958: 58-59).

3. Sergüzeşt-i Garîb-i Bağdâdî: Dîvân nüshalarının çoğunda bulunan bu manzume haris bir kişiliğe sahip Bağdatlı bir şahsın başına gelenlerin anlatıldığı 120 beyitten oluşan bir mesnevidir (Kahraman 2012: 437).

4. Nâme-i Âşıkâne-i Manzûm: Dîvân nüshaları içindedir. Otuz dokuz beyitlik bir mesnevi olan bu eser, sevgiliye yazılmış bir mektuptur (Kahraman 2012: 437).

5. Arz-ı Hâl-i Berây-i Sultân Mahmûd Han: Eser hâl tercümesidir. Şairin affedilmesi için Sultan I. Mahmûd’a yazdığı seksen üç beyitlik bir mesnevidir. Tam nüshası Süleymaniye Kütüphanesi Lâleli 2012’dedir.

6. Mora Fetih-nâmesi: Vahîd’in tek mensur eseridir. III. Ahmed’in Mora seferini anlatmaktadır. Eserde her güne ait olaylar ve sefer sırasında geçilen menziller kaydedilmiştir. Eser, Sevim Üngün (1965, 1966, 1967) tarafından yayımlanmıştır.

Râmiz (Erdem 1994: 268)’e göre eşi ve benzeri olmayan üstat bir şair olarak tanıtılmış ve gazellerinde Vahîd, şarkılarında Mahtûmî mahlasını kullandığı ifade edilmiş olsa da bu durum bütün manzumeleri için geçerli değildir. Bazen gazellerinde Mahtûmî, şarkılarında Vahîd mahlasını kullandığı da olmuştur. Köprülü (2004: 384-386) ve daha sonra kaleme alınan bazı eserlerde saz şairi olarak gösterilmiştir. Fakat Horata (2009: 83-84)’ya göre Vahîd’in heceyle yazdığı şiirleri onu bir saz şairi olarak nitelendirmeyi gerektirecek ölçüde değildir. Ali Cânip Yöntem (Sevgi, M. Özcan 1996: 239) de Köprülü’nün Mahtûmî mahlasıyla tanıttığı saz şairinin Vahîd Mahtûmî’den başkası olmadığını ifade etmektedir.

Vahîd Mahtûmî; Fehîm, Mesihî, Nâbî, Nevâyî ve çağdaşı Tâ'ib gibi şairlere nazireler söylemekle birlikte, Nef‘î ve Bâkî gibi bir şair olmadığını belirterek kendini tamamen farklı bir vadide koşan Örfî’ye benzetmiştir. Gerek kasidelerinde, gerekse gazellerinde devrin üstat şairlerinden geri kalmayacak şiirler söylemiş; kasidelerinde Nef‘î, gazellerinde ise Nâbî, Sabit ve Kâmî’nin etkisinde kalmıştır. Halk zevkinin dilini ve hayat tarzını şiire taşımıştır. Dîvân’ında giyim, kuşam, musikî gibi kelimelerle örülmüş gazellere rastlanmaktadır. Ayrıca heceyle yazılmış birçok gazel ve şarkısı vardır. 100’ün üstündeki şarkısıyla Enderunlu Vâsıf’tan sonra edebiyatımızın en çok şarkı söyleyen şairi olmuştur. Fakat şarkılarında Nedîm kadar coşkulu değildir. Şarkılarından ve gazellerinden bazıları bestelenmiştir. Halk zevkine yönelişi ve heceyle yazdığı şiirleriyle Sabit’ten Enderunlu Vâsıf’a ulaşan folklorik üslupta incelik ve zarafetin ihmal edilmediği çok önemli bir halkadır. O, bir gazel şairidir. Gazellerinde genellikle âşıkâne ve rindânedir. Gurbette yaşamasının gereği şiirlerinde melankolik bir hava vardır. Şiirlerinde zaman zaman klasik geleneğin dışına çıkan imajlara da rastlanmaktadır. Bazen haksızlıkları ve sosyal aksaklıkları tenkit ederek Nâbî gibi hikemî şiirler de yazmıştır. Eski şiirin kendini tekrara başladığı, divan ve âşık edebiyatı geleneğinin birbirine daha da yakınlaştığı bir dönemde, yenilik adına mahallîleşme akımına bilinçli olarak sarılmıştır. Fakat bu tavrı ve özellikle heceyle halk ağzından şiirler yazması sebebiyle devrinde eleştirilere maruz kalmıştır (Horata 2009: 82-84).

Kocatürk (1967: 243)’e göre en dikkate değer tarafı saray çevresinde yetişmiş bir divan şairi olduğu halde saz şiiri tarzında da birçok şiir yazmış olmasıdır. Saz şiirini dil ve ruh bakımından divan şiirine yaklaştıranların en önemlisidir.

Kaynakça

Akbayar, Nuri (hzl.) (1996). Mehmed Süreyyâ Sicill-i Osmanî, C. 3. İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yay. 928-929.

Büyük Türk Klâsikleri (1987). “Vahîd, Mahtûmî”. C. 6. İstanbul: Ötüken-Söğüt Yay. 295-298.

Büyük Türk Klâsikleri (1988). “Mahtûmî”. C. 7. İstanbul: Ötüken-Söğüt Yay. 358-359.

Erdem, Sadık (hzl.) (1994). Râmiz ve Âdâb-ı Zurafâsı (İnceleme-Tenkitli Metin-İndeks-Sözlük). Ankara: AKM Yay. 268.

Horata, Osman (2007). “Vahîd Mahtûmî”. Türk Dünyası Ortak Edebiyatı, Türk Dünyası Edebiyatçıları Ansiklopedisi. C. 8. Ankara: AKM Yay. 486-487.

Horata, Osman (2009). Has Bahçede Hazan Vakti-XVIII. Yüzyıl Son Klasik Dönem Türk Edebiyatı. Ankara: Akçağ Yay. 81-85.

İsen, Mustafa (1992). “Edebiyat Tarihimizin İlginç Bir İsmi Vahîd Mahtûmî”. Millî Folklor. (14): 21-13. http://www.millifolklor.com/tr/sayfalar/14/14_son_pdf.pdf [erişim tarihi: 22.04.2014]

İsen, Mustafa (1997). Ötelerden Bir Ses-Divan Edebiyatı ve Balkanlarda Türk Edebiyatı Üzerine Makaleler. Ankara: Akçağ Yay. 280-283, 419.

İstanbul Kütüphaneleri Türkçe Yazma Divanlar Kataloğu (1959). “Vahîd-i Mahtûmî”. C. II. İstanbul: Milli Eğitim Basımevi. 663-667.

Kahraman, Bahattin (2012). “Vahîd-i Mahtûmî”. İslam Ansiklopedisi. C. 42. İstanbul: TDV Yay. 436-437.

Kahraman, Bahattin (2009). “Vahîd Mahtûmî Dîvânı’nda Görülen Bir Terim: Türkmaniyât”. A.Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi Sayı (39) . Hüseyin Ayan Özel Sayısı: 499-536. http://www.turkiyatjournal.com/Makaleler/791759654_Bahattin%20KAHRAMAN.pdf [erişim tarihi: 22.04.2014]

Kahraman, Bahattin (1995). Vahîd Mahtûmî, Hayatı, Eserleri, Edebî Kişiliği ve Eserlerinin Tenkitli Metni, Cilt 1-2. Doktora Tezi. Konya: Selçuk Üniversitesi.

Kocatürk, Vasfi Mahir (1967). Türk Edebiyatı Antolojisi. Ankara: Edebiyat Yayınevi Yay. 243-244.

Kocatürk, Vasfi Mahir (1970). Türk Edebiyatı Tarihi. Ankara: Edebiyat Yayınevi Yay. 499.

Köprülü, M. Fuad (2004). Saz Şairleri. I-V. Ankara: Akçağ Yay. 384-386.

Kurnaz, Cemâl ve M. Tatçı (hzl.) (2001). Mehmed Nâil Tuman, Divan Şairlerinin Muhtasar Biyografileri, C. I-II. Ankara: Bizim Büro Yay. 935-936.

Levend, Agâh Sırrı (1958). Türk Edebiyatında Şehrengizler ve Şehrengizlerde İstanbul. İstanbul: Baha Matbaası Yay. 58-59.

Müstakîm-zâde Süleyman Sa’deddin Efendi (2000). Mecelletü’n-Nisâb (Tıpkıbasım). Ankara: KB Yay. 388a.

Sevgi, Ahmet, M. Özcan (hzl.). (1996). Ali Cânip Yöntem’in Eski Türk Edebiyatı Üzerine Makaleleri. İstanbul: Sözler Yayınları. 232-239, 240-248.

Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi (1998). “Vahid Mehmed (Mahtûmî)”. C. 8. İstanbul: Dergâh Yay. 499.

Üngün, Sevim (1965, 1966, 1967). “Vahîd Mahtûmî ve Mora Fetihnâmesi”. İstanbul Üniversitesi Tarih Dergisi. XV (20): 101-116; XVI (21): 63-76; XVII (22): 169-180.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: PROF. DR. BEYHAN KESİK
Yayın Tarihi: 01.05.2014
Güncelleme Tarihi: 12.11.2020

Eserlerinden Örnekler

Gazel

Ben gönül virdüm sana ey fahr-i hûbân ibtidâ

Sen beni kıldun esîr-i ceyş-i hicrân ibtidâ

Kebş-i cânı ben Halîlüm yoluna idüp fedâ

Eyledüm bismilgeh-i aşkunda kurbân ibtidâ

Fevc-i girdâb-ı ademde zâr u ser-gerdân iken

Seyl-i eşkümden nümâyân oldı tûfân ibtidâ

Ben olurdum tîg-i bî-dâd-ı rakîb ile şehîd

Kâbil olsa eylemek dünyâda bir kan ibtidâ

Eyledüm mîr-i livâ-yı nazm olup Mahtûmiyâ

Ehl-i dil yârân içün tertîb-i dîvân ibtidâ

(Kahraman, Bahattin (1995). Vahîd Mahtûmî, Hayatı, Eserleri, Edebî Kişiliği ve Eserlerinin Tenkitli Metni. Cilt 1-2. Doktora Tezi. Konya: Selçuk Üniversitesi. 554.)

Gazel

İtsen n'ola bir nigâh-ı işve

Ey fitne-sipâh-ı şâh-ı işve

Çeşm-i siyehün kemîn-i gamze

Dâmân-ı müjen penâh-ı işve

Rûyun gül-i bâg-ı şîve-kârî

Reyhân-ı hatun giyâh-ı işve

Tîg-i nigehinden ihtirâz it

Mest oldı o kec-külâh-ı işve

Ruhsârın açup o mihr-i enver

Gösterdi Vahîde mâh-ı işve

(Kahraman, Bahattin (1995). Vahîd Mahtûmî, Hayatı, Eserleri, Edebî Kişiliği ve Eserlerinin Tenkitli Metni, Cilt 1-2. Doktora Tezi. Konya: Selçuk Üniversitesi. 554.)

Şarkı

I

Sen de mahzûn eyleme kalb-i hazînüm sevdügüm

Alma yazıkdur sana âh u enînüm sevdügüm

Pister-i gamda ferâmûş eyleme ben hasteni

Gel tabîbüm dostum gel nâzenînüm sevdügüm

II

Fikr-i zülfün oldı bana bâ‘is-i derd-i cünûn

Gönlümi alınca çeşmün itdi bin mekr (ü) füsûn

Ârzû-yı makdemünle olmışam zâr u zebûn

Gel tabîbüm dûstum gel nâzenînüm sevdügüm

III

Dilrübâlar cân virür bir âşık-ı âgâh içün

İncinürsin sen bana ey mâh-rû bir âh içün

Hâlüme rahm eyleyüp insâfa gel Allâh içün

Gel tabîbüm dôstum gel nâzenînüm sevdügüm

IV

Şerbet-i la‘lün görüp hergiz tegâfül idemem

Hidmetünde cân u baş ile tekâsül idemem

Hasteyem ben dâg-ı hicrâna tahammül idemem

Gel tabîbüm dôstum gel nâzenînüm sevdügüm

V

Yokla nabz-ı hâtır-ı Mahtûmi-i bîmârunı

Derd-i hasretle helâk itme meded gam-hârunı

Son nefesde göreyüm âyîne-i ruhsârunı

Gel tabîbüm dôstum gel nâzenînüm sevdügüm

(Kahraman, Bahattin (1995). Vahîd Mahtûmî, Hayatı, Eserleri, Edebî Kişiliği ve Eserlerinin Tenkitli Metni, Cilt 1-2. Doktora Tezi. Konya: Selçuk Üniversitesi. 518.)


İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1EDÎB, Rikabdâr Abdullah Ağa-zâde Hazîneli Süleyman Edîb Beyd. ? - ö. 1721-1722Doğum YeriGörüntüle
2Muhsin Ertuğruld. 07 Mart 1892 - ö. 29 Nisan 1979Doğum YeriGörüntüle
3Berna Morand. 23 Ocak 1921 - ö. 31 Ocak 1993Doğum YeriGörüntüle
4EDÎB, Rikabdâr Abdullah Ağa-zâde Hazîneli Süleyman Edîb Beyd. ? - ö. 1721-1722Doğum YılıGörüntüle
5Muhsin Ertuğruld. 07 Mart 1892 - ö. 29 Nisan 1979Doğum YılıGörüntüle
6Berna Morand. 23 Ocak 1921 - ö. 31 Ocak 1993Doğum YılıGörüntüle
7EDÎB, Rikabdâr Abdullah Ağa-zâde Hazîneli Süleyman Edîb Beyd. ? - ö. 1721-1722Ölüm YılıGörüntüle
8Muhsin Ertuğruld. 07 Mart 1892 - ö. 29 Nisan 1979Ölüm YılıGörüntüle
9Berna Morand. 23 Ocak 1921 - ö. 31 Ocak 1993Ölüm YılıGörüntüle
10EDÎB, Rikabdâr Abdullah Ağa-zâde Hazîneli Süleyman Edîb Beyd. ? - ö. 1721-1722MeslekGörüntüle
11Muhsin Ertuğruld. 07 Mart 1892 - ö. 29 Nisan 1979MeslekGörüntüle
12Berna Morand. 23 Ocak 1921 - ö. 31 Ocak 1993MeslekGörüntüle
13EDÎB, Rikabdâr Abdullah Ağa-zâde Hazîneli Süleyman Edîb Beyd. ? - ö. 1721-1722Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14Muhsin Ertuğruld. 07 Mart 1892 - ö. 29 Nisan 1979Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15Berna Morand. 23 Ocak 1921 - ö. 31 Ocak 1993Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
16EDÎB, Rikabdâr Abdullah Ağa-zâde Hazîneli Süleyman Edîb Beyd. ? - ö. 1721-1722Madde AdıGörüntüle
17Muhsin Ertuğruld. 07 Mart 1892 - ö. 29 Nisan 1979Madde AdıGörüntüle
18Berna Morand. 23 Ocak 1921 - ö. 31 Ocak 1993Madde AdıGörüntüle