Cihat Burak

(d. 8 Ağustos 1915 / ö. 4 Mart 1994)
Öykücü, Mimar, Ressam
(Yeni Edebiyat / 20. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

İstanbul Aksaray'da doğdu. İzmir'de başladığı ilkokulu, İstanbul'da bitirdi (Batur 2000: 334). Resim sanatıyla ilgilenmeye ortaokul yıllarında başladı. Galatasaray Lisesi'ni ve İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi Mimarlık Bölümü'nü bitirdi (1943). Tekel Genel Müdürlüğü ve Bayındırlık Bakanlığı'nda mimar olarak görev yaptı. 1952'de Birleşmiş Milletler bursuyla Paris'e gitti. 1955'te Türkiye'ye döndü ve yine Bayındırlık Bakanlığı'nda çalıştı. İlk kişisel sergisini 1957 yılında İstanbul Beyoğlu Şehir Galerisi’nde açtı, Fransa’da yaptığı resimlerini de sergilediği bu sergiden sonra Fransa, Almanya gibi ülkelerde sergiler gerçekleştirdi. Gaziantep Hükümet Konağı, İzmit Adliyesi, Ankara Banknot Matbaası, Rize Adliyesi, Beşiktaş Şair Nedim İlkokulu gibi yapıların projelerini çizdi. 1961'de yeniden Paris'e gönderildi. Bu sırada bakanlıktaki görevinden ayrılarak resim çalışmalarına ağırlık verdi. Cihat Burak'ın ressamlık hayatında, ilki 1953-1955 arasını, ikincisi 1961-1965 arasını kapsayan iki Paris dönemi olmuş, bunun yapıtının gelişmesinde ciddi pay tuttuğu görülmüştür. Fransa sergileriyle adını yurtdışında duyuran Burak'ın, 1965'te İstanbul'a dönüşüyle başlayan, 1991'deki retrospektifine kadar aralıksız devam eden sergi faaliyeti, resmimizin büyük ustalarından biri sayılmasını sağlamıştır (Batur 2000: 334). 1965'te Türkiye'ye döndükten sonra yurt içinde ve dışında çeşitli sergiler açtı, karma sergilere katıldı. 1964 Utrillo Ödülü (Fransa); 1967 Türkiye Çağdaş Ressamlar Birliği Birincilik Ödülü; 1973 Devlet Resim ve Heykel Sergisi Başarı Ödülü; 1982 Sedat Simavi Vakfı Resim Ödülü'nün sahibi olan Cihat Burak, Yakutiler adlı öykü kitabı ile 1992 Yunus Nadi Yayımlanmamış Öykü Ödülü'ne değer görüldü. Cihat Burak, 4 Mart 1994 tarihinde İstanbul'da öldü.

Cihat Burak, yozlaşan değerlere eleştiri ve mizah duygusuyla yaklaştığı yapıtlarında günlük yaşam sahnelerini anılara bağlayarak gerçekleri fantastik bir bağlam içinde ele aldı ve bilinen, tanıdık nesneleri bir düş dünyasının yaratıklarına dönüştürdü. 1970'lerden sonraki resimlerinde ölüm düşüncesini yoğun olarak işledi. Ece Ayhan'ın Türk resminde Yüksel Arslan ile birlikte başköşeye oturtulması gerektiğini söylediği Burak'ın yazarlığı hakkında Enis Batur şu değerlendirmeyi yapar: "Yağlıboya çalışmalarının yanı sıra desenleri ve baskı çalışmalarıyla da resim dünyasının çevrenini durmadan genişleten Cihat Burak'ın, ikinci bir koldan yazarlık serüvenini de sürdürdüğü göze çarpar: Yaşamöykü yanı ağır basan öykülerine de plastik bir tat aktarmış, özellikle Cardonlar (1981) başlıklı kitabında gerçekçi bir yaklaşımla fantastiğin sınırında gezen öğeleri başarıyla iç içe geçirdiği gözlemlenmiştir." (Batur 2000: 334). Cihat Burak'ın ilk öykü kitabı Cardonlar 1981'de yayımlandı, yazar bu kitabında 1940-1976 yılları arasında yayımladığı öykülerini bir araya getirdi. Cihat Burak’ın sağlığında yayımladığı ikinci ve son öykü kitabı Yakutiler (1992)'dir. Yakutiler’de yazarın 1960-1992 yılları arasında kaleme aldığı öyküler bulunur. Zenci Kalınız! adlı üçüncü öykü kitabı ise 2004 yılında yazarın ölümünün ardından kitaplaşmıştır. Kitapta 1935-1993 tarihleri arasında kaleme alınan öyküler yer almıştır. Yazarın öykülerinde klasik öykü dilinin kalıplarını kırmaya çalışan farklı tarzlar denediği, çoğu zaman otobiyografik öğelerden beslendiği ve konuşma dilini bütün canlılığı ile yansıtmaya çalıştığı görülür. Ozan Öztepe, Cihat Burak'ın öykü dünyasını şu cümlelerle değerlendirdi: "Cihat Burak’ın öykü ve resimlerinde zaman vurgusunu ön plana çıkarır. Eski olanı ve moderni eşzamanlı yaşamak, bireylerin bu hızlı değişim sürecine karşı takındıkları tavır, yeni yeni yerleşmeye başlayan bürokrasinin tıkadığı devlet aygıtları, Burak’ın öykülerine ironi ve mizah kullanımı aracılığıyla yansır. Bu bağlamda kentin yaşadığı fiziksel yıkım hâli ile bu durumu gözlemleyen öznenin dramatik bir kurgu ile aktarıldığı “Sühat Çocuk”, devlet aygıtının eleştirildiği “Hiçbir Şey Yapmama Bölge Müdürlüğü” ve toplum dışına itilmişliği kritize eden “Konsül Romana” öyküleri Burak’ın toplum ve birey özelinde ironi kullanımının karakteristik metinleridir.

Yayımlanan üç öykü kitabı (Cardonlar, 1981; Yakutiler, 1992; Zenci Kalınız, 2003) bütününde değerlendirildiğinde Burak’ın kaleme aldığı öyküler anı ağırlıklı olan yaşam-öyküler ve fantastik kurguya sahip masalsı öyküler olarak okunabilir. Cihat Burak, öykülerini iki farklı dilde kaleme almıştır; Osmanlıca ve Türkçe. Bu durum Burak’ın her iki dilde de düşünme ve imge yaratma yetisini ortaya koyar. Osmanlıca ve Türkçeye koşut olarak Burak kimi çalışmalarında Fransızca olarak kaleme aldığı metinleri de figürlerinin arasında sanatına dâhil etmiştir. Cihat Burak verdiği birçok röportajda Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nin kendisi için bir başucu kitabı olduğunu belirtir. Burak, Evliya Çelebi’nin metinlerinin gücünün herhangi bir sanat endişesi duymaksızın gözlemlenen fiziksel çevrenin ve o çevre insanlarının özgün bir üslup ile dile getirilmesinden kaynaklandığını aktarır. Evliya Çelebi’nin metinlerinde kullandığı yalın ve naif dil Burak’ın da öykü ve anılarında belirginleşir. Zaman zaman gündelik konuşma diline yaslanan metinlerinde Burak 20. yüzyıl başı İstanbul’unun sıradan karakterlerine beden verir. Bu karakterlerin çoğunluğu bizatihi Burak’ın yaşamına dâhil olmuş karakterlerdir.

Burak’ın metinleri bir nevi kendi yaşadığı kentte semt semt tanık olduğu fiziksel ve sosyo-kültürel değişimleri tanımladığı modern bir seyahatname olarak yorumlanabilir. Burak gerek resimlerinde gerekse öykülerinde aformal, sınırlarını özgünce tanımladığı, Burakça bir sanat yorumu geliştirmiştir. Modern Türk resim sanatında her daim tartışılan akademi-tatbiki dualizmi çerçevesinde Burak’ın ortaya koyduğu öznel sanatsal düşünce, resimlerinde olduğu gibi öykü dilinde de kendisini belirginleştirir. Burak’ın çocukluk ve gençlik anılarından yazıya aktardığı gerçek yaşamöykülerinin aksine tamamen fantastik kurguya sahip “Denizin Sevgilisi” (1948), “Dev Sanson” (1966) gibi öyküler ve “Azteklerin Sonu”, “Deli Ali Reis” gibi masal ögesinden faydalandığı metinler de bulunmaktadır. Burak’ın öykülerindeki fantastik öge çoğu zaman resimlerinde figür olarak beden bulur. Burak’ın öykülerinde dile getirdiği insan mozaiği İstanbul özelinde şekillenir; her daim sarhoş gezen Otur Niyazi, Beyoğlu Fransız Tiyatrosu’nun şahsına münhasır çalışanlarından Eşek Nuri Efendi, Galatasaray Lisesi hocalarından Gaffar Bey, “Yürüyor Abi” isimli öyküsünün trafik keşmekeşinden içi geçen dolmuş şoförü, İstanbul beyefendisi Sühat Çocuk… Burak’ın öykülerindeki birbirlerinden farklı öykü karakterleri paralel şekilde resimlerinde de belirir. İstanbul kentinin fiziksel değişim süreci, mimari yozlaşma, kültürel değerlerin yok oluşu resim karakterleri özelinde resmedilmiş ve kentin yaşlanması, kent yaşantısını kuran evvelki kent sakinlerinin yavaş yavaş kaybolması olarak betimlenmiştir. Cihat Burak, yayımladığı birçok öyküde mimarlık pratiğinden edindiği mekân algısını öykü karakterleri ile ilişkilendirerek yaşantı’lar ortaya çıkarmıştır. Burak öykülerinde özne ile mekân arasında kurduğu ilişkiyi bellek, zaman ve öznenin mekâna atfettiği anlam özelinde belirginleştirir. Mimarlık öğrencisi olduğu zamanlarda geçen “Yerebatan Konağı” isimli anı-öyküsünde Burak o zamanki hocası Sedat Hakkı Eldem’in talebi üzerine rölöve almak için ziyaret ettiği ve her bir odasında başka bir ailenin yaşamını sürdürmeye çalıştığı tarihî konağı içinde bulunan özneleri zaman-mekân-insan arakesitinde dile getirir. Her bir karakter yaşadığı mekân ile özdeşleşir ve mekân tasviri koşut şekilde okuyucuda karakter tahayyülüne imkân verir. 1966 tarihinde kaleme aldığı “Cardonlar” isimli öyküde ise kendi tabiriyle kedi büyüklüğündeki sıçanların yaklaşık yarım asırlık zaman dilimi içerisinde birçok yaşantının paylaşıldığı konağı yavaş yavaş ele geçirişi art zamanlı bir anlatımla aktarılır. Ahşap konağın zaman içinde fiziksel yıkıma uğraması içerisinde yaşayan öznelerin ruhsal yaşantıları ile özdeşleştirilir ve mekân özne ilişkisi bağlamında imgelem ortaya konulur (Öztepe 2017: 55-58).

Levent Çalıkoğlu sanatçının anlatım dili ile ilgili şu yorumları yapar: "Dünya, sözlü bir atlas, görsel bir coğrafya kitabıdır onun için. Bakar, okur, dinler, notlar alır, biriktirdiklerinden kuşku duyar, dünyayı bir toplumbilimci gibi sebep ve sonuçları üzerinden inceden inceye analiz eder. Sadece izlediklerini değil, gördüklerinin dünyaya yayılmış tüm damarlarını ve akrabalarını bulur, birbirine teyeller. Çalışmalarındaki zengin anlatım dilinin kaynağı budur. Var olan düz bilgi, diğer bilgilerin içerisinden süzülür, daha sonra kendi başına büyük bir imge oluşturur. Dünya tekrar tekrar okunmaya açık bir kitaptır, yılmaz, yorulmaz, kendisini görünüş ve anlam dünyasına adar, biriktirdiği her şeyi bir nakkaş gibi yüzeylere istif eder (Çalıkoğlu 2007: 12). Doğan Hızlan ise Cihat Burak'ın öykülerinde öykünün alışılmış kurallarının, "önü ilikli ilkeleri"nin bulunmadığını, Burak'ın Türk öykücülüğüne "buruk, acı ama nitelikli bir tat" getirdiğini belirtir (Hızlan 1996: 157-159).

Kaynakça

Ayhan, Ece (1998). Sivil Denemeler Kara. İstanbul: Yapı Kredi Yay.

Batur, Enis (2000). "Cihat Burak". Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi içinde. İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yay. C. 2. s. 334.

Çalıkoğlu, Levent (2007). Cihat Burak Retrospektifi. İstanbul: İstanbul Modern Yay.

Hızlan, Doğan (1996). Kitaplar Kitabı. İstanbul: Yapı Kredi Yay.

Öztepe, Ozan (Mart-2017). “Burakça: Cihat Burak İmgeleminin Kaynakları”. Varlık. S. 1314. s. 55-58.

Yalçın, Murat (Ed., 2010). Tanzimat'tan Bugüne Edebiyatçılar Ansiklopedisi (3. Baskı). İstanbul: Yapı Kredi Yay. C. 1. s. 250.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: DR. NECATİ TONGA
Yayın Tarihi: 03.06.2019
Güncelleme Tarihi: 31.10.2020

Eser AdıYayın eviBasım yılıEser türü
CardonlarAda Yay. / İstanbul1981Hikâye
YakutilerSimavi Yay. / İstanbul1992Hikâye
Zenci Kalınız!Yapı Kredi Yay. / İstanbul2003Hikâye

İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1Suavi Süalpd. 23 Nisan 1926 - ö. 14 Nisan 1981Doğum YeriGörüntüle
2NASUHÎ, Mehmed Efendid. 1648-1650? - ö. 1717-1718?Doğum YeriGörüntüle
3Ömer F. Oyald. 1959 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
4Baki Süha Edipoğlud. 1915 - ö. 15 Eylül 1972Doğum YılıGörüntüle
5YOLCU, Fikret Memişoğlud. 1915 - ö. 20.07.1968Doğum YılıGörüntüle
6Muhtar Körükçüd. 16 Kasım 1915 - ö. 5 Ocak 1985Doğum YılıGörüntüle
7ZAMAN MUHARRAMOVd. 1933 - ö. 1994Ölüm YılıGörüntüle
8Burhan Arpadd. 19 Mayıs 1910 - ö. 3 Aralık 1994Ölüm YılıGörüntüle
9FATMA, Fatma Şimşekd. 12.09.1906 - ö. 06.02.1994Ölüm YılıGörüntüle
10Nail Gürelid. 13 Şubat 1932 - ö. 26 Ekim 2016MeslekGörüntüle
11OZAN İNCİ, Şükran Gürçayırd. 1973 - ö. ?MeslekGörüntüle
12Erdal Erkutd. 10 Mayıs 1935 - ö. ?MeslekGörüntüle
13Ali Mustafa Soylud. 1907 - ö. 31 Mayıs 1974Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14İsmet Kemal Karadayıd. 5 Haziran 1927 - ö. 29 Temmuz 2006Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15Çetin Altand. 22 Haziran 1927 - ö. 22 Ekim 2015Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
16Burak Mikail Uçard. 19 Ekim 1968 - ö. ?Madde AdıGörüntüle
17Burak Özdemird. 31 Ağustos 1974 - ö. ?Madde AdıGörüntüle
18Sevim Burakd. 29 Haziran 1931 - ö. 30 Aralık 1983Madde AdıGörüntüle