EDÎB, Kazancı-zâde Emîn

(d. 1274/1857 - ö. R.1335/1919)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Asıl adı Mehmed Emîn, mahlası Edîb'dir. 15 Aralık 1857 tarihinde Sivas merkez Alibaba Mahallesi'nin Kazancılar Sokağı'nda doğdu. Şairin doğduğu sokağa da adını veren ve Kazancılar (Kazgancılar) diye bilinen ailenin kökleri Buhara’ya dayanmaktadır. Ailenin Sivas’a ne zaman geldiği bilinmemektedir. Emîn Edîb’in babası hafız ve hattat Osmân Efendi’dir. Aynı zamanda bir şair olan Osmân Efendi’nin 1864’te tamamladığı ilm-i ferâizle ilgili Nûr-ı Fâiz Nazm-ı Ferâiz isimli bir mesnevisi ile torunlarından Necip Günaydın’da kendisinin yazmış olduğu bir Kur’an-ı Kerim bulunmaktadır. Emîn Edîb, on yaşında iken annesi Fatma Hanım vefat etmiştir. Çocukluğuna dair detaylı bir bilgimiz olmayan Emîn Edîb’in düzenli bir eğitim almadığı ve kendi kendini yetiştirdiği ifade edilmektedir (Olcaytu 2001: 122). Farsçayı Abdülkâdir Gulâmî (1854-1886)’den öğrenmiştir (Aslanoğlu 2006: I/380). Arapça ve Farsçayı bu dillerde şiir yazacak kadar iyi bilmektedir. Tasavvufi ilimleri şeyhi ve üstadı Şeyh Hacı Şakir Efendi (ö.1896)’den tahsil etmiştir. Sivas Askeri Rüştiyesinde Farsça öğretmenliği yapmıştır. 1903 yılında Hukuk dairesinde, 1907’de ise Hukuk ve Ceza dairesinde aza olarak görev almıştır. İttihat ve Terakki döneminde Osmanlı Mebusan Meclisi’nde 18 Nisan 1912-5 Ağustos 1912 tarihleri ile 1914-1918 yılları arasında iki dönem Sivas mebusluğu görevinde bulunmuştur. 1915 yılı Kasım ayında Sivas müftülüğü için yapılan seçimde aday gösterilmiş, seçim sonucu Müftü Abdurrahîm Efendi ile eşit oy alması üzerine Abdurrahîm Efendi lehine çekilmiştir. Kazancı-zâde Emîn Edîb Nakşibendî tarikatının Hâlidiye koluna bağlıdır. Şeyh Şakir Efendi’den sonra post-nişîn olmuştur. 1896 yılından başlayarak vefat ettiği 1919 yılına kadar irşad makamında kalan Emîn Edîb’in yirmi üç yıl bu görevi devam ettirdiği anlaşılmaktadır. Kendisinden sonra bu görevi kimin devam ettirdiği ve halifeleri hakkında herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. İkinci dönem milletvekilliğinden bir yıl sonra 1919 yılında vefat eden Emîn Edîb, büyük bir kalabalığın katıldığı cenaze namazının ardından Ali Baba Camii haziresine defnedilmiştir. Mezar taşında “Hüve’l-Bâkî Sâdât-ı Nakşbendiyye ve Hulefâ-yı billâhdan Kazgancı-zâde Mehmed Emîn Edîb-i Sivasî kuddise sırruh rûhı’çün el-Fâtiha 1335” ibaresi yer almaktadır.

Kazancı-zâde Emîn Edîb eğitimci, hatip, kanaat önderi, şair ve özelikle de bir mürşid-i kâmildir. Esmer renkli, uzun boylu ve şişmanca bir beden yapısı olan Emîn Edîb, âlim ve sanatkâr bir kişiliğe, parlak bir zekâya, üstün bir anlayışa sahiptir. Her hâliyle emsallerinden üstün olduğu için bazı arkadaşlarının hasedine maruz kalmıştır. Sivas’ta döneminin üstatlarından biri olarak kabul edilmektedir.

Hayatı ile ilgili bilgi veren kaynaklarda Emîn Edîb’in; Tuhfetü’l-Edîb, Nesrü’l-Leâlî, Usûl-i Hadîs, Nuhbetü’l-Fikr isimli dört eserinin basıldığı, bunlardan başka Gülşen-i Râz, Kasîde-i Tâiyye ve Kasîde-i Hamriyye isimli çevirileri olduğu bilgisine yer verilmektedir (İnal 1988:2111). Ancak şairin bugün elimizde yazma hâlinde üç eseri bulunmaktadır.

1. Dîvânçe: El yazması tek nüshası Sivas’ta Almanca öğretmeni olarak çalışan Mustafa Okurkan Bey’in kitaplığında bulunmaktadır. Dîvânçe’nin herhangi bir sayfasında istinsah tarihi ve müstensih ismine rastlanılmamaktadır. Özensiz bir yazı şekline sahip olan Dîvânçe’de oldukça çok yazım hatası bulunmaktadır. Yirmi iki şiirin sonunda şiirlerin yazıldığı tarihler yer almaktadır. Bu tarihler 1881’den 1914’e kadarki tarihleri kapsamaktadır. Şairin Dîvânçe’sinde toplam 77 şiir bulunmaktadır. Genelde gazellerden oluşan Dîvânçe’de gazellerin sıralamasında harf tertibine dikkat edilmemiştir. Şairin gazel başta olmak üzere murabba, muhammes, muaşşer, mesnevi, tahmis, terkib-i bend, terci-i bend, kıta-ı kebire, koşma, kıta ve müfred nazım şekilleriyle yazılan şiirleri mevcuttur.

2. Tuhfetü'l-Edîb li-men Erâde'l-Habîb: Tasavvufla ilgili bir risaledir. Eserin iki nüshası bulunmaktadır. Bunlardan biri Mustafa Okurkan’da diğeri ise Millî Kütüphane’dedir. Mustafa Okurkan nüshasında sayfa numarası verilmiştir ve toplam 20 sayfadır. Nüshanın sonunda 19 Cemâziyelevvel 1326/19 Haziran 1908 tarihi bulunmaktadır. Ankara Millî Kütüphane Adnan Ötüken İl Halk Kütüphanesi Koleksiyonu’nda 06 Hk 2891/2 numarasıyla kayıtlı ve müellif hattı olan nüsha toplam 10 varaktan (23b-33b) ibarettir ve bu nüshanın sonunda da yine aynı tarih yer almaktadır.

3. Tuhfetü'r-Râşid fî Vahdeti'l-Ehadi'l-Vâhid: Tasavvufla ilgili bir risaledir. Bu eserin de iki ayrı nüshası bulunmaktadır. Nüshalardan biri 30 sayfa olup Mustafa Okurkan’dadır. Ankara Millî Kütüphane Adnan Ötüken İl Halk Kütüphanesi Koleksiyonu’nda 06 Hk 2891/3 numarasıyla kayıtlı olan ikinci nüsha 1312/1896-97’de kaleme alınmıştır. Toplam 18 varaktan (35b-53a) oluşmaktadır. Şair tarafından Sivas Adliye Mahkemesi Ceza Reisi Mehmed Râşid Efendi’ye ithaf edildiği için risaleye Tuhfetü’r-Râşid ismi verildiği eserin sonunda belirtmiştir.

Edebî yönden oldukça güçlü bir şair olan Emîn Edîb’in yaşadığı yıllar şiirimizin yeni bir devreye girdiği dönemdir. Klasik şiirimiz sona ermiş, Tanzimat'la birlikte batının etkisinde gelişen yeni bir edebiyatın ürünleri ortaya çıkmaya başlamıştır. Tanzimat, Servet-i Fünûn ve Millî Edebiyat cereyanlarına şahit olan şair, aruz vezniyle şiirler yazmaya devam ederken az da olsa hece veznini de kullanmıştır. Şekil açısından şiirinde yeni Türk edebiyatının tüm özellikleri görülmese de bu edebiyattan etkilenmemiş olması düşünülemez.

Tasavvufi bir muhit içerisinde yetişmesi ve kendisinin de bir mutasavvıf olması sebebiyle şiirlerinde tasavvufi içerik oldukça yoğundur. Asırların bir birikimi olan tasavvufi şiir geleneğine hâkim olan şair, İran şiirinin sultanları olan Hâfız-ı Şîrâzî, Mollâ Câmî gibi şairleri orijinallerinden okuyup onlara tahmis yapacak kudrettedir. Her ne kadar elimizde olmasa da İbn-i Fârız gibi Arap şairlerinden manzum tercümeler yapması Arapçaya olan hâkimiyetini de göstermektedir. Dolayısıyla Arap, İran ve Türk şiirinin özellikle tasavvufi birikimine sahip bir şair olarak yeni ve orijinal şiirler yazmıştır.

Kaynakça

Aslanoğlu, İbrahim (2006). Geçmişten Günümüze Sivas Meşhurları. C. I. Sivas: Sivas 1000 Temel Eser.

Aşkun, Vehbi Cem (1948). Sivas Şairleri. Sivas: Kamil Matbaası.

Günaydın, Ahmet Necip (2012). “Şair, Müderris, Mebus Kazancızade Emin Edib Efendi (1857-1919)”. Hayat Ağacı (8): 80-88.

İnal, İbnü'l-Emin Mahmud Kemal (1988). Son Asır Türk Şairleri. C. IV. İstanbul: Dergâh Yay.

O. G. (1938). “Sivas Şairlerinden Emin Edip Kazancıoğlu”. Ortayayla Halk Evi Dergisi. 3 (15).

Olcaytu, İbrahim (2001). Folklor Defterleri-II (1907-1945). Ankara.

Kurnaz, Cemal ve Mustafa Tatçı (hzl.) (2001). Mehmet Nâil Tuman, Tuhfe-i Nâilî-Divan Şairlerinin Muhtasar Biyografileri. Ankara: Bizim Büro Yay.

Yıldız, Alim (2013). Kazancızâde Emin Edîb Divançesi. Sivas: Buruciye Yay.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: PROF. DR. ALİM YILDIZ
Yayın Tarihi: 11.09.2013
Güncelleme Tarihi: 02.12.2020

Eserlerinden Örnekler

Gazel

Rûyun göreli ben gül-i rânâdan usandım

Kaddin göreli serv-i dilârâdan usandım

Bâbında gedâ olalı ey şâh-ı melâhat

Âyîn-i Cem ü haşmet-i Dârâ’dan usandım

Arz etme bana bûy-ı gülü sünbül-i dehri

Gîsûn göreli anber-i sârâdan usandım

Sînemde takarrür edeli hikmet-i hüsnün

Ben hikmet-i Bû-Nasr ile Sînâ’dan usandım

Geç vesveseden müntesib ol pîr-i mugâna

Çokdandır Edîb ben kuru davâdan usandım

(Aslanoğlu, İbrahim (2006). Geçmişten Günümüze Sivas Meşhurları. C. I. Sivas: Sivas 1000 Temel Eser. 291-292.)

Gazel

Kim ki cânın pek sever cânâneden

Âşıkım deyi ona davâ neden

Kim ki fikr-i cân eder aşk içre ol

Bezm-i aşkda sayılır bîgâneden

Kim ki vahdet kûşesin kıldı makâm

Eylemez fark-ı gedâ şâhâneden

Kim ki kendinden haberdârdır gönül

Zümre-i uşşâkda o şeydâ neden

Sîne-i pür-süfteni eyle hedef

Yağsa müjgân oku her bir yaneden

Bendelikde var ise sende nişân

Teslîm ol ger yoksa bu kavgâ neden

Yokluk ile var ona yalvar yakar

Yoksa bu varlık yıkar bir yaneden

Olsa bir zerre vücûdundan eser

Şirk imiş dûr ol şehim bu hâneden

Mezhebini meşreb-i pîr eyle var

Eyleme fark Kâbe’yi puthâneden

Vâh ki kaldın perde-i pindârda

Ey Edîb bu yok yere sevdâ neden

(Yıldız, Alim (2013). Kazancızâde Emin Edîb Divançesi. Sivas: Buruciye Yay. 103.)


İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1DESTANÎ, Süleyman Ulutaşd. 30.01.1954 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
2OZAN VEYSEL, Veysel Çakmakd. 1962 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
3SEYFİ, Seyfeddin Gökçed. 1885 - ö. 27.10.1969Doğum YeriGörüntüle
4Ali Emîrîd. 1857 - ö. 23 Ocak 1924Doğum YılıGörüntüle
5RIZÂ, Mehmed Rızâ Safvet Beyd. 1857 - ö. 1911Doğum YılıGörüntüle
6FEVZÎ, Hasand. 1857 - ö. 1917Doğum YılıGörüntüle
7NİHÂNÎ, İskenderd. 1967 - ö. 1919Ölüm YılıGörüntüle
8ÂYETULLÂH BEYd. ? - ö. 1919Ölüm YılıGörüntüle
9Hasan Remzid. 1871 - ö. 1919Ölüm YılıGörüntüle
10Türkay Korkmazd. 17 Kasım 1948 - ö. ?MeslekGörüntüle
11Yahya Akengind. 01 Şubat 1946 - ö. ?MeslekGörüntüle
12Saadet Ulçugürd. 01 Ocak 1926 - ö. 07 Ekim 1985MeslekGörüntüle
13NÂZIM, Nâzım Efendi, İstanbullud. ? - ö. 1852Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14ÂRİF, Muhammed Ârif Ağad. 1769-70 - ö. 1824Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15RÜŞDÎ, Yemez-zâde Süleymând. 1770 - ö. 1834Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
16HÂTİF, Eğerci-zâde/Semerci-zâde/Sarrâc-zâde Hasan Hâtif Efendid. 1666-67 - ö. 1744-45Madde AdıGörüntüle
17NEFÎSÎd. 1523 - ö. 1557Madde AdıGörüntüle
18CEVÂNÎ, Mustafad. ? - ö. 1027 ŞabanMadde AdıGörüntüle