Madde Detay
Nüzhet Erman
(d. 28 Nisan 1926 / ö. 11 Kasım 1996)
Bürokrat, Şair
(Yeni Edebiyat / 20. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
İstanbul'da, Sultanahmet’teki Nahilbent Sokağı’nda doğan Erman, emniyet amiri olan babasının görevi dolayısıyla ilköğrenimini Konya´da, ortaöğrenimi Siirt ve Isparta´da tamamladıktan sonra liseyi Afyon´da okumuştur. 1944 yılında Afyon Lisesi fen şubesinden mezun olmuştur.
Erman, Afyon Lisesi’nden mezun olduktan sonra, çocukken geçirdiği ölümcül bir ateşli hastalık sırasında onu iyileştiren Doktor Yüzbaşı Salih Bey’e öykünerek İstanbul Tıp Fakültesi'ne girmek istemiş, ancak yurdun her yerinde görev yapabileceğine dair heyeti sıhhiye raporu alamadığı için fakülteye kabul edilmemiştir. Hayal kırıklığı ile İstanbul Teknik Üniversitesi'ne kaydını yaptırmaya gitmiştir. 1947 yılında Mülkiye´den mezun olmuş ve Hukuk Fakültesi fark sınavını vererek hukuk diplomasını almıştır.
Eğitimini Ankara´da devam ettirme kararının en büyük nedeni olan, Yeşil (1948) adlı ilk şiir kitabını ithaf ettiği, uzaktan akrabası Şeminur Aziz ile 1948 yılında evlenmiştir. Mülkiye´yi bitirdikten sonra 1947 yılında Emniyet Genel Müdürlüğü'nde komiser muavini olarak göreve başlamıştır. Sonra sırasıyla Ankara ve Tekirdağ İl Maiyet Memurluğu, Kazan Bucak Müdürlüğü, Demirköy Kaymakam Vekilliği, Güney, Akçadağ, Kızılcahamam ve Altındağ Kaymakamlıklarında bulunmuştur (1947-1960).
1960 yılında Altındağ Kaymakamı olarak Ankara Vali Muavinliğine vekalet etmiştir. 27 Mayıs 1960 ihtilalinden sonra ise Ilgaz Kaymakamlığına tayin edilmiştir. 30 Temmuz 1960 tarihinde atandığı bu görevden 13 Ekim 1960 tarihinde istifa ederek ayrılmıştır. 1960-1966 yılları arasında Danıştay Kanun Sözcülüğünde, Başyardımcılığında, Anayasa Mahkemesi Raportörlüğünde bulunmuştur. 1966 yılında çok sevdiği idarecilik mesleğine tekrar geri dönmüş ve Nevşehir’e vali olarak atanmıştır. 54 yaşında resmen emekliliğe sevk edildiği 1980 yılına kadar sırasıyla Antalya, Rize, Muğla ve Tekirdağ illerinde valilik yapmıştır. 1980 yılından sonra Gazi Üniversitesi'nde iki dönem İnkılâp Tarihi dersi vermiştir.
Kısa süren rahatsızlığının ardından 11 Kasım 1996 tarihinde Ankara´daki evinde hayata gözlerini kapamıştır. Ölüm yıl dönümü olan 11 Kasım tarihinde Nüzhet Erman adına, ailesi tarafından yapılan düzenleme ile, genç şairleri desteklemek, onların yazın hayatında daha görünür olmasını desteklemek amacı ile her yıl Nüzhet Erman Şiir Ödülü verilmektedir.
Nüzhet Erman, Cumhuriyet döneminin öz şiir arayışı içinde halk kültürünü ve yaşayışını kendine özgü üslubu ile aktaran gelenekçi diyebileceğimiz şairlerimizden biridir. Gerek şiir anlayışı ve gerekse ele aldığı konu bakımından şairin, Hisar çevresinde oluşan ortak anlayışı benimsediği görülmektedir. Şiirleri 1942 yılından başlayarak Yedigün, İnkılapçı Gençlik, Millet, Kaynak, Ülkü, Varlık, Hisar ve Türk Dili dergilerinde yayımlanır. İlkokul ve ortaokulda o dönemin tanınmış şairlerinden beğendiği şiirleri en güzel yazısı ile şiir defterlerine geçiren ve Çocuk Sesi gibi dergilerde şiirleri yayınlanan Erman, lise yıllarından itibaren Ülkü, Servet-i Fünun ve Varlık dergilerine şiir yazmaya başlar. O sıralarda Ülkü dergisini yöneten Ahmet Kutsi Tecer ve Varlık dergisini yayımlayan Yaşar Nabi Nayır, Erman´ı mektupları ile yüreklendirirler (http://nuzheterman.com/). Bu şiirler Erman’ın uyguladığı bir özellik olarak tematik bütünlüğüne sahiptir. Yani şair, kitaplarını meydana getirirken aynı meseleyi farklı yönleriyle ifade etme amacı taşımaktadır. 1970’te tanık olduğu Anadolu fakirliği ve sefaletinin şiirlerine taşındığı görülür. Gazi Mustafa Kemal Atatürk adlı şiir kitabında Atatürk’ün Gençlik yıllarından başlayarak kronolojik bir biçimde yaptıklarını nazma döker. Keza Halk Haktır’da da Ahilik’in temel ve kaidelerinin manzumlaştırılması söz konusudur. Her Gün Yeniden Doğarız Türk tarihinin âdeta şiirle özetlenmesidir. Bu tavır bütüncül bakışın bir tarafını oluşturur (Dinçer 2011: 273).
Erman’ın şiirlerindeki lirizme dikkat çekmek gerekir. Şiirlerindeki sert tavrının şiirin bütününe hâkim olduğunu söylemek yanlış olacaktır. Şair bir çok şiirinde Anadolu coğrafyasına ait dekorlara başvurur. Bir arının yaptığı petek, bir iğde ağacı, bir ağaç gölgesi veya bir çardak şair için o coğrafyaya açılmak anlamına gelir.
Nüzhet Erman’ın şiirlerinin temasını oluşturan en önemli unsur, içinde yaşayan insanıyla birlikte Anadolu coğrafyasıdır. Yukarıda da bahsedildiği gibi Erman’ın idareci kimliği Anadolu’yu şiirlerine taşımasında etkili olmuştur. Bu kimliği, aynı zamanda belki de kimsenin bakamadığı bir gözle Anadolu’ya Anadolu insanına bakmasını sağlamıştır. Bu nedenle şiirlerinde çoğunlukla bütün gerçekliğiyle aç, fakir, yarı çıplak bir halk çarpıcı bir biçimde gözler önüne serilir. “… şair, sert ifadesiyle dikkat çeker. İdareci olarak Anadolu’da görev yapan Nüzhet Erman, işlenmeyi, hizmet görülmeyi bekleyen yurt topraklarına sevgi ile yaklaşır ama gördükleri karşısında duyduğu şiddetli isyan da, bu şiirlerde hissedilir.” (Enginün 2004: 102) Özellikle "Çarıklı Erkânıharp" şiiri bu öfkenin dışavurumunu göstermesi bakımından önemlidir. Erman, Anadolu’ya bakış açısını şiirlerinin yanı sıra söylemleriyle de ortaya koyar: “Yeryüzünde hürriyet ve sosyal güvenlik içindeki tok, sağlıklı ve okumuş insan özlemiyle dolu olan eserlerimde, akvaryum aydınlarının keyfini kaçıran sanat anlayışının tam bir kesitini, özellikle epeski ve taptaze Anadolu’yu bulmak mümkündür.” (Kabaklı 1991: 311)
Türk tarihini şiirle işlemek gayretine girişen şair, Her Gün Yeniden Doğarız adlı şiir kitabıyla tarihî temalı şiir örnekleri verir. Baba İshak adındaki bir şahsın Kaygusuz Abdal’ı var edişi, İstanbul’un fethinde görev alan Cebe Ali adlı bir erenin Nasıl Cibali olduğunu, İnebahtı Savaşını ve bunun gibi birçok tarihe geçmiş, fakat unutulup gitmiş olay ve şahsiyet Erman’ın şiirlerinde yeniden doğar (Dinçer 2011: 281).
Şair tarihe doğru uzanırken yanında Anadolu'da yeşeren Türk kültürünün inşasında önemli yeri olan Ahiliği de şiirlerine taşır. Türklüğün mayalarından biri olarak addedilebilecek Ahilik ve onun öğretisi şiirlerinin birçoğunda bulunur. Ahiliği şiirle anlattığı Halk Haktır’da Erman şöyle der: “Ben, bize, dört başı mâmur, destânî bir yaşam şekli olarak intikal eden bu dinî ve ekonomik davranışlar manzumesini, yine destânî yaşam şekilleriyle, hâl ve tavırlarıyla, söz ve şiirleriyle, duâ ve nefesleriyle (edebiyatımızda da) başlatıp sürdüren; zaman içinde, Ahîliğin yolunu açan ve aydınlatan kalem ve keramet erbabını kendi dilleriyle, şiirle anarak, Ahîliğe, karınca kararınca yaklaşmaya çalışacağım.” (Erman 1990: 6)
Eserleri hür iradeli, bağımsız, sosyal güvenlik hakkına sahip, sağlıklı ve okumuş insan özlemiyle dolu olan Erman´in şiirleri kendine özgüdür. Erman'ın şiirlerini biçim ve içerik bakımından ayırt etmek mümkündür. Şiirlerinin merkezine Anadolu insanını yerleştirmiştir. Bürokrat kimliğin verdiği sorumlulukla birlikte, Anadolu insanını, onların yaşantılarını, onları anlayıp sevmenin, dertlerine ortak ve çare olmanın şart olduğunu anlamıştır. Şiirlerindeki bir diğer özellik olayları tarafsız bir gözlemle yorumlayabilmesi, gerektiğinde yanlış bulduğu meseleleri rahatlıkla eleştirebilmesidir. "O, şiirinde politika yapmaz. Sonu çürük doktrinlere sapmaz. Halka eğilir, halkın diliyle, yine halkın dertlerini söyler. Halkın özlemi, arzuları, acıları, dertleri ve şikâyetleri Erman'ın şiirlerinde ifadesini bulur.” (Bıldırki 1969: 23)
Nüzhet Erman’ın oluşturduğu şiirler, bilinçli bir hareketin ürünleridirler. Erman idareci kimliğinin getirdiği sorumluluk duygusuyla ilk olarak Anadolu insanının kimsesiz ve çaresiz kalışını seslendirmiştir. Ardından bir ideale ulaşma çabası içinde geçmişine, tarihine yönelmiş; oradan aldıklarını âdeta şiirle yeniden üretmiştir. Şair, tarihi bir şuur oluşturma gayesine uygun olarak şiirleştirmiş, bunu yaparken de Anadolu’ya taşınmış kültürümüzün inşasında önemli dinamiklerinden olan Ahilik kültürünü kendine has söyleyişiyle günümüze taşımıştır. Erman’ın şiirlerinde dikkat çeken Türk milletini oluşturan her ögenin bir bütün hâlinde şiire taşınması, bir potada eritilip sunulmasıdır. Onun şiiri, aynı dili konuşan halk, ortak coğrafya ve tarih bilincinin bir arada verilme arzusunun bir ürünüdür.
Kaynakça
Bıldırki, Oyhan Hasan (1969). "Şiirimizde Toplumculuk ve Nüzhet Erman". Hisar Dergisi. S. 63. s. 23-24.
Dinçer, Fatih (2011). "Nüzhet Erman’ın Şiir Dünyası Ve Şiirlerinde Ahilik Kültürünün İzleri". Uluslararası Ahilik Kültürü ve Kırşehir Sempozyumu (15-17 Ekim 2008). Kırşehir-Bildiriler. C. 1. s. 273-283.
Enginün, İnci (2004). Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı. İstanbul: Dergâh Yay.
Erman, Nüzhet (1990). Halk Haktır (Ahilik Yol ve Töresi). Ankara: Eroğlu Matbaası.
http://nuzheterman.com/
KABAKLI, Ahmet (1991). Türk Edebiyatı (20. Yüzyıl Türk Edebiyatı Tarihi). C. 4. İstanbul: Türk Edebiyatı Vakfı Yay.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DR. FATİH DİNÇERYayın Tarihi: 11.09.2019Güncelleme Tarihi: 09.11.2020
Yayın Tarihi: 11.09.2019Güncelleme Tarihi: 09.11.2020
Güncelleme Tarihi: 09.11.2020
Eser Adı | Yayın evi | Basım yılı | Eser türü |
---|---|---|---|
Yeşil | - / - | 1948 | Şiir |
A Benim Canım Efendim | Ayyıldız Matbaası / Ankara | 1958 | Şiir |
Anadolu 1970 | Ceylan Yayınları / İstanbul | 1970 | Şiir |
Gazi Mustafa Kemal Atatürk | Kültür Bakanlığı Yayınevi / Ankara | 1973 | Şiir |
Hem Hürriyet Hem Ekmek | Bilgi Basımevi / Ankara | 1974 | Şiir |
Türk | Eroğlu Matbaası / Ankara | 1990 | Şiir |
Halk Haktır (Ahilik Yol ve Töresi) | Eroğlu Matbaası / Ankara | 1990 | Şiir |
Her Gün Yeniden Doğarız (Osman Gazi'den Mustafa Kemal'e) | Ecdad Yayınları / Ankara | 1996 | Şiir |
Nasreddin Hoca-İpe Un Seren Adam | Kültür Bakanlığı Yayınları / Ankara | 2000 | Şiir |
Gazi Mustafa Kemal Atatürk: Güldeste | Sümerbank Kültür Yayınları / Ankara | 1973 | Şiir |
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | ŞEFÎK, Mehmed | d. ? - ö. 1715 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | Ceyhun Atuf Kansu | d. 7 Aralık 1919 - ö. 17 Mart 1978 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | SEYFÎ, Dülger-zâde Mustafa S.Efendi | d. ? - ö. 1523 | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | Ahmet Şerifov | d. 1926 - ö. 2000 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | Mahir Ünlü | d. 1926 - ö. 1 Haziran 2017 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | Ümit Yaşar Oğuzcan | d. 22 Ağustos 1926 - ö. 4 Kasım 1984 | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | Abbas Cılga | d. 1935 - ö. Temmuz 1996 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | Kemalettin Tuğcu | d. 27 Aralık 1902 - ö. 18 Ekim 1996 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | FERMAN BABA, Fermani Kızılateş | d. 1922 - ö. 1996 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | İsmail Kılıçarslan | d. 1976 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
11 | M. Necati Özsu | d. 1922 - ö. 1999 | Meslek | Görüntüle |
12 | Gültekin Karabulut | d. 02 Ocak 1937 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
13 | Nilüfer Altunkaya | d. 13 Temmuz 1975 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | Nusret Kemal Otyam | d. 11 Eylül 1922 - ö. 2 Şubat 2015 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | Nuri Taner | d. 23 Şubat 1952 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
16 | NÜZHET, Mehmed Nüzhet | d. 1828 - ö. 1887 | Madde Adı | Görüntüle |
17 | NÜZHET | d. ? - ö. 1920 | Madde Adı | Görüntüle |
18 | NÜZHET, Ömer N. Efendi | d. d. ? - ö. d. ? | Madde Adı | Görüntüle |