Madde Detay
Rasim Özdenören
Celil Kahveci, A. Gaffar Taşkın
(d. 20 Mayıs 1940 / ö. 23 Temmuz 2022)
Hikâyeci, Denemeci, Yazar
(Yeni Edebiyat / 20. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Mühendis Hakkı Özdenören ile Ayşe Özdenören’in oğlu olarak Kahramanmaraş’ta dünyaya geldi. Şair Alâeddin Özdenören ikiz kardeşi olan Özdenören, baba tarafından İstanbullu, anne tarafından da Maraşlıdır. Yazar, annesi dolayısıyla da Necip Fazıl Kısakürek ile akrabadır. (Uysal 2011: 14) İlkokul öğrenimine Maraş’ta başlayan yazar, babasının tayini nedeniyle gittikleri 1952 yılında Malatya Gazi İlkokulu’nu, 1955’te de Tunceli Ortaokulu’nu bitirdi. 1958 yılında mezun olacağı Maraş Lisesi’nden sıra arkadaşları arasında Erdem Bayazıt, Sait ve Cahit Zarifoğlu kardeşler ile Hasan Seyithanoğlu gibi isimler vardı. (Uysal 2011: 15) Lise yıllarındaki arkadaşlıkları sayesinde yazar için bu dönem sanat ve edebiyat açısından verimli bir dönemdi. Üniversite öğrenimi için yazarın İstanbul’a gidişi sonrası tüm aile İstanbul’a taşındı. İstanbul Üniversitesi, İktisat Fakültesi Gazetecilik Enstitüsü’nü 1964 yılında bitiren yazar, aynı üniversitenin Hukuk Fakültesi’nden de 1967’de mezun oldu. Burayı müteakip Ankara’ya gitti ve burada, Devlet Planlama Teşkilatı’na uzman yardımcısı olarak girdi. 1969 yılında Nuri Pakdil’in yayımladığı Edebiyat adlı dergide Akif İnan ve Erdem Bayazıt gibi isimlerle görüldü. Devlet Planlama Teşkilatı’nda çalışırken “Kalkınma İktisadı” konulu yüksek lisans çalışması için Amerika’ya gitti. 1970- 71 yıllarında bulunduğu New Mexico Üniversitesi’nde tezini tamamlayamadan ülkeye geri döndü. Amerika dönüşü Ayşe Çalkaya’yla evlenen yazar, bir süre sonra da askere gitti. Şırnak’ta askerdeyken baba olan Özdenören bir yandan da buradan öykü yayımlamaya devam etti. 1972’de girdiği Devlet Planlama Teşkilatı’ndan 1975 yılında istifa ederek ayrıldı. Aynı yıl Kültür Bakanlığı’na müşavir olarak girdi ve 1978’e dek burada çalışmaya devam etti. Aralık 1976’da Cahit Zarifoğlu, Alâeddin Özdenören, Erdem Bayazıt, Akif İnan ve Nazif Gürdoğan ile Mavera dergisini çıkardı ve Akabe Yayınları’nı kurdu. (Tosun 2017: 24) 1978’de ayrıldığı Kültür Bakanlığı’ndan sonra 1980’de Devlet Planlama Teşkilat’ına geri döndü. Burada uzman, yayın ve temsil dairesi başkanlığı, genel sekreter yardımcılığı ve müşavirlik gibi çeşitli görevlerde bulunduktan sonra genel sekreter iken 2005 yılında bu kurumdan emekli oldu.
Yazarın, Çok Sesli Bir Ölüm adlı öyküsünden uyarlanan film, 1978’de Uluslararası Prag TV Filmleri Yarışmasında jüri özel ödülünü aldı. Özdenören, İki Dünya ile 1979 Türkiye Milli Kültür Vakfı Jüri Özel Ödülü; Denize Açılan Kapı ile 1984 Türkiye Yazarlar Birliği Yılın Hikâyecisi Ödülü; Ruhun Malzemeleri ile 1986 Türkiye Yazarlar Birliği Yılın Denemecisi Ödüllerinin de sahibidir. 2006’da 50. Sanat yılını kutladı. Rasim Özdenören, 2009’da TBMM tarafından Üstün Hizmet Ödülüne layık görüldü. 2015 yılında Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü’nün sahibi oldu. Aynı yıl Necip Fazıl Saygı Ödülü’ne layık görüldü. Yine 2015 yılında “Hece” dergisinin genel yayın yönetmenliğini üstlendi. Bunun yanı sıra Yeni Devir, Zaman ve Yeni Şafak gazetelerinde köşe yazarlığı yaptı. Öykü ve denemelerini haftalık Yeni İstiklâl gazetesi ile Soyut, Diriliş, Hamle, Dost, Hisar, Edebiyat ve Mavera dergilerinde yayımladı. TRT’de kendisinin de katılımıyla hazırlanan Maveraya Yolculuk adlı programın bölümlerinde yer aldı. Ankara’da yaşayan yazar, evli ve iki çocuk babasıdır. 23 Temmuz 2022'de Ankara'da vefat etti.
Lise yıllarında edebiyat dünyasında varlık göstermeye başlayan Özdenören’in ilk öyküsü prestijli ve önemli dergilerin başında gelen Varlık’ta yayımlandı. Özdenören, “yazarlık pasaportu(nu)”(Uysal 2011: 15) bu derginin ocak ayı sayısında yayımlanan “Akar Su” adlı öyküsü ile aldı. Maraş Lisesi’nde edebiyatla ilgili bir çevrenin içinde olan yazar için bu yıllardaki arkadaşlıkların ayrı bir önemi vardı. Daha sonraları “Yedi Güzel Adam” olarak anılacak olan isimlerden Cahit Zarifoğlu, Erdem Bayazıt, Mehmet Akif İnan ve Aleaddin Özdenören’le burada kurduğu temas yazın hayatı boyunca sürdü. Liseden sonra üniversite öğrenimi için İstanbul’a gelen Özdenören’in, burada kendisi ile aynı kente gelen Akif İnan ve Erdem Bayazıt ile münasebeti kökleşti. Daha sonraları bu kentte tanıştığı isimler arasında Necip Fazıl Kısakürek, Sezai Karakoç, Nuri Pakdil olacaktı. 1962 yılında tanıştığı Sezai Karakoç’tan çokça etkilendi. Yazma sürecine Karakoç’un etkisiyle bir süre ara verdi. 1964 yılında George Orwell’in ünlü eseri Hayvan Çiftliği’ni Hayvan Çiftiliği Domuzlar Diktatoryası adıyla çevirerek Türkçeye kazandırdı. Türkçeye ayrıca Ebû-l A’lâ- El-Mevdûdî’den, İslâm’da Devlet Nizamı (1967) ile Dr. S. A. Sıddıkî’den İslâm Devletinde Malî Yapı (1972) adlı çalışmaları da çevirdi. 1964-1965 yılları arasında Yeni İstiklâl gazetesinin sanat sayfasını yönetti ve bazı öykülerini burada yayımladı. 1966 yılında Sezai Karakoç’un Diriliş dergisinin yayın hayatına dâhil olmasına katkı sundu. 1967’de Ankara’ya gitti ve burada, Devlet Planlama Teşkilatı’na uzman yardımcısı olarak girdi. İstanbul’la ve dolayısıyla Sezai Karakoç’la olan münasebetini buradan sürdürmeye çalıştı. Soyut ve Diriliş dergileri ile Yeni İstiklâl gazetesinde çıkan öykülerini 1967 yılında Hastalar ve Işıklar adı altında toplayıp Karakoç’un rehberliği eşliğinde yayımladı. Bu ilk kitabında Özdenören, hem kendisiyle hem de çevresiyle sürekli çatışma halinde olan “birey”i ele aldı. (Tosun 2017: 13) Toplumsal bağlardan koparılan insanın içine düştüğü bireysellikte çırpınışı ile yabancılaşma eksenli öykülerdir bunlar. Bu içeriği yazar 1973 tarihli ikinci öykü kitabı Çözülme’de de sürdürdü. Bireyin daha geniş bir zeminde yaşadığı sorunların anlatıldığı öykülerde temel hareket noktası “aile” kavramıdır. Gittikçe bireyselleşen toplumun ailedeki çözülmeye neden olduğu ve bunun da beraberinde kaçınılmaz olarak getirdiği açmazlar, çarpıklıklar ve çelişkiler anlatıldı. (Tosun 2017: 13) Özdenören, Çok Sesli Bir Ölüm’de (1974) bireyin ruhsal durumuna, bilinçaltı derinliğine inerek çözümlemelerde bulundu. Dış dünyayla uyumsuzluk yaşayan bireyin ruhsal problemlerinin sosyolojik, tarihsel ve ekonomik arka planını bu öykülerinde anlattı. Çarpılmışlar’da (1977) yazar; dinden ve manevi değerlerden uzaklaşan, uzaklaştırılan insanın içine düştüğü derin açmazları ve çevresine karşı yaşadığı yabancılaşma halini anlattı. 1979 tarihli ilk romanı olan ve geniş bir okur kitlesine ulaşan Gül Yetiştiren Adam’da Özdenören; Batılılaşma ve modernizm dayatmaları karşısında değişime ayak direyen, kendince protesto eden bireyi ele alırken bunun yanında tek parti döneminin, Anadolu’nun bir kentinden nasıl göründüğünü de anlatmayı başardı. 1983’te okurla buluşan Denize Açılan Kapı’da Özdenören, ağırlıklı olarak tasavvufa yer vererek kendi öykü çizgisinde yeni bir yola girdi. Burada yazar, manevi boşlukların içlerinde açtığı derin mutsuzlukları tasavvufa yönelerek aşmaya çalışanları ele aldı. Yazarın kendi öykücülüğünde açtığı bu yeni yolun devamı denilebilecek öyküleri okur ancak on altı yıl sonra yayımlanan 1999’daki Kuyu’da tekrar okuma fırsatı buldu. Bu kadar uzun bir süre öykü yayımlamayan yazarın tekrar tasavvuf mevzusu üzerinden anlatılarını kaleme alması önemlidir. Öykü kitabına adını veren anlatının merkezinde Hz. Yusuf Kıssası yer alırken ne aradığını bilmeyen, arayışlar içinde derin mutsuzluklar yaşayan birinin açmazlarına değindi. Özdenören tasavvufî çizgisini sürdürdüğü Ansızın Yola Çıkmak’ı 2000 yılında okuruyla buluşturdu. Bu kitabındaki öykülerinde bireyin arayışlarına iç çatışmalarına bu kez kendini aşma deneyimini eklemledi. Aynı yıl çıkan Hışırtı’da ise kadın merkezli öyküler kaleme aldı. Buradaki öykülerinde evliliğe, aşka, cinselliğe, aile kurumuna ve çocuk olgusuna kadının nasıl baktığını irdeledi. Bir sorun olarak aldatma mevzusu ve boşanmalara da eğilen yazar, ortada kalan mutsuz çocukların dramlarını anlattı. (Tosun 2017: 14) Özdenören, gerçeküstücü bir yaklaşımla kaleme aldığı öykülerinden oluşan 2002 tarihli Toz’da ise günaha itilmiş insanların açmazlarını konu edindi. Yazar, İmkânsız Öyküler adı altında iletişimsizlik ve yalnızlık temaları etrafında örülen minimal öykülerini 2009’da okurlarıyla buluşturdu. 2015 tarihli Uyumsuzlar’da da aynı çizgiyi sürdürdü. Yazar; aşk, özlem, kıskançlık, ihanet etrafında örülen öykülerinin ana izleğini “uyumsuzluk” kavramı etrafında ördü.
Denemeleriyle “Türkçemizde ‘yerli kültüre dayalı bir edebiyat ortamı’nın oluşmasından yadsınmaz bir işlev üstlenmiş ol(an)” (Karataş 2011: 303) Yazar İki Dünya’da (1977) yer alan yazılarında Türkiye’nin Batılılaşma serüvenindeki tepeden inmeci, dayatmacı tutumun Müslüman bir toplumda ortaya çıkardığı çelişkileri ve bunalımları anlattı. Rasim Özdenören 80’li yılların ortalarından itibaren gazetelerde muhtelif olarak yayımladığı yazılarını Müslümanca Düşünme Üzerine Denemeler (1985), ve Yaşadığımız Günler (1985), Ruhun Malzemeleri (1986), Yeniden İnanmak (1987) adlarıyla kitaplaştırdı. Müslümanca Düşünme Üzerine Denemeler’de yazar; İslam konusunda bilgi sahibi olmak ile Müslümanca düşünmek arasındaki farkı irdeledi ve burada İslam’ın özü ile kaynaştırılan bilginin ehemmiyeti üzerinde durdu. Yaşadığımız Günler’de ise yazar son yılların ve modern çağın problemlerini masaya yatırdı. Sanat ve edebiyat yazılarından oluşan Ruhun Malzemeleri’nde Özdenören, siyasal ve toplumsal gelişmelerin neden olduğu kültürel kopukluk meselesini ve İslamî edebiyat tartışmalarını incelediği görüldü. Yeniden İnanmak’da (1986) yazar, okuruna yeni bir başlangıç önerisinde bulundu. Şöyle ki metin, İslam’la ilgili hiçbir bilgiye sahip olunmamışçasına İslam’ı ve İslamî düşüncenin keşfinin önerisi niteliğindedir. Yumurtayı Hangi Ucundan Kırmalı’da (1987) yazar, Batı ve İslam kültürlerinin arasındaki farklara odaklandı. Özdenören; Türkiye’de Batılılaşma algısının ne olduğu sorusunun yanıtını aradığı metninde Batı medeniyetinin paradoksları üzerine de kafa yordu. Çapraz İlişkiler’de (1987) yazar, dış politika konusundaki gözlem ve önerilerine yer verdi. Kafa Karıştıran Kelimeler’de (1987) Özdenören bilim, diyalektik, rasyonalizm, pozitivizm, hümanizm, kültür, gelenek, demokrasi, özgürlük gibi kavramları ele alırken, bir Müslüman’ın bu kavramları nasıl algılaması gerektiğine dair öneriler sundu. Müslümanca Yaşamak’da (1988) yazar; İslam’ın bugün layıkıyla nasıl yaşanacağına dair önerilerde bulunurken, Müslüman bireyin kendi iç oluşumunu gerçekleştirmesi gerekliliğinin altını çizdi. Red Yazıları’nda (1988) ise bir Müslüman’ın hangi konularda tarafgir olup hangi konularda tarafsız olacağı sorusunun yanıtını aradı. Yeni Dünya Düzeninin Sefaleti’nde (1996) Özdenören; çağın yükselen değerleri olarak benimsetilmeye çalışılan; demokrasi, küreselleşme, liberalizm, insan hakları ve laiklik kavramlarının eleştirisini İslamî perspektifle ortaya koydu. Özdenören, Ben ve Hayat ve Ölüm’de (1997) Özdenören kendi ben'inin dolayımında hayat ve ölüm olgusuna eğildi. Bunun yanı sıra bu anlatısında yazar; zaaf, yalnızlık, kıskançlık, suç, ceza, kibir, rüya, aşk, savaş... gibi kavramları kendi tecrübe süzgecinden geçirerek okurlarına bunları yeniden düşünme imkânı sundu. Otuza yakın denemesinin yer aldığı İpin Ucu’nda’da (1997) Özdenören “ip metaforunu” iletişimin temel dayanağı olarak kullandı. Bu ipin kimi zaman bir ucunda kendisi bir ucunda başkaları kimi zaman da ipin iki ucunda farklı topluluklara yer verdi. Acemi Yolcu’da (1997) Özdenören, bireysel deneyimlerini aktardı ve bu metininde insanın maddi yolculuktan manevi yolculuğa geçişine yer verdi. Kent İlişkileri (1998) yazarın deneme anı arasındaki eserlerinden biridir. Burada yazar; kent olgusunu, kadim kent kültürünü, modern kent yaşamını ve kent mabet ilişkisini irdeledi. Yüzler’de (1999) yazar; Othello, Hamlet, Suç ve Ceza’dan Raskolnikov, Karamazov Kardeşler’den İvan gibi karakterler özelinde insanî değerlerden ayrılmanın yarattığı yıkımları anlattı. Özdenören’in sanat ve edebiyat içerikli düşüncelerinden oluşan yazılarını bir araya getirdiği Köpekçe Düşünceler’de (1999) İslamî bir edebiyat oluşturmadaki temel argümanlar nelerdir sorusu ile roman tarih ilişkisi, sanat eserinin özelikleri, eleştiriden beklenen unsurlar gibi mevzulara eğildi. Eşikte Duran İnsan (2000), Modern dünya ile Müslüman idealleri arasında sıkışan bireye yol gösterme iddiasındaki bir metindir. Özdenören burada; tasavvufî tecrübe, teslimiyet, özgürlük, hicret, fetih, rahmet, kardeşlik, sabır ve arınma gibi İslam dininin temel kavramlarını masaya yatırdı. Özdenören’in niçin yazı yazdığı sorusuna etraflıca yanıt verdiği Yazı, İmge ve Gerçeklik (2002), yazarın edebiyat ve sanat içerikli yazılarından oluşan bir diğer metnidir. Aşkın Diyalektiği’nde (2002) Özdenören aşkın beşerî ve ilahî boyutlarını ele alırken aşk hallerini çağdaş düşünce, felsefî gelenek ve dinî yaklaşımlar ışığında derinlemesine irdeledi. Bu görüşlerini “…özellikle Leyla ile Mecnun, Tahir ile Zühre, Ferhat ile Şirin, Kerem ile Aslı gibi geleneksel metinlerden yola çıkarak geleneksel estetiğimizde ifadesi bulan mazmunlarla somutlaştır(dı).” (Bulut 2013: 79) Düşünsel Duruş’taki (2004) yazılarda yazar diğer denemelerinde yer verdiği Batılılaşma, Müslümanca düşünme, modernizm, dış politika, kapitalizm ve sosyalizm konularına tekrar eğildi ve Müslüman bireyin düşünsel duruşunun hatlarını ortaya koydu. Siyasal İstiareler’de (2010) ise Türkiye’deki siyasetin dili ve medyanın kullandığı dil meselelerine eğildi. Özdenören, 1965 yılında Yeni İstiklâl gazetesindeki “Açık Mektup” köşesine gönderilen edebiyat içerikli mektuplara verdiği yanıtların bir araya getirilmesiyle oluşturulan Açık Mektuplar’da (2013) okura, edebiyat üzerine düşüncelerini okuma fırsatını sundu. Hadislerin Işığında Hz. Muhammed’de (2018) yazar, kendi hadis okuma süreci ile hadiselerin hayatındaki örtüşürlüklerini okuruyla paylaştı.
Özdenören; öykülerinde genellikle yeniye uyum sağlama gayreti içindeyken geleneksel olanla bağı kopmuş, koparılmış bireyin bocalamasını, toplum içinde yalnızlaşmasını ve tüm değerlerine ve hatta kendine yabancılaşmanın doğurduğu krizi, “çözülme”yi anlattı. Özdenören öykülerinde kurgulaştırdığı meseleleri denemelerinde enine boyuna ele aldı. Yazar, denemelerinde “…Doğu-Batı çatışması, Müslümanların nasıl yaşamaları gerektiği ve İslamî yaşam tarzından uzaklaşılması neticesinde toplumda oluşan menfi durumları vurgulamaya çalışmıştır.” (Eronat 1995: 203)
İçerikte medeniyetten, gelenekselden ve maneviyattan kopuşun doğurduğu çelişkileri, çözülmeleri, buhranları anlatan yazar modern okumalar eşliğinde tezini sağlamlaştırdı. Özdenören’in geleneksel ve modern harmanlaması diline de sirayet etti. “Rasim Bey’in dilini ilginç ve önemli kılan yönlerden biri de Osmanlıca sözcüklerle öz Türkçe; Batı’dan gelmiş sözcüklerle Osmanlıca ve öz Türkçe sözcüklerin bir arada kullanılmasıdır ve bu kullanımın müthiş bir ahenk oluşturmasıdır.” (İpek 2011: 334) Bilinç akışı tekniğine sıklıkla başvuran yazar için bu anlatım biçimi “kıstırılmışlık, çıkışsızlık ve hastalıklı halleri izah için” büyük bir olanak sunmuştur. (Tosun 2017: 37)
Kaynakça
Ayhan, Bulut (2013) Rasim Özdenören Hakkında Bir Monografi Çalışması, Doktora Tezi, Ankara, Gazi Üniversitesi.
Eronat, Kamuran, (1995) Türk Hikâyeciliği ve Rasim Özdenören, Yüksek Lisans Tezi, Elazığ, Fırat Üniversitesi.
Gül Yetiştiren Adam, Rasim Özdenören Özel Sayısı. (1999) Yedi İklim-Aylık-Sanat -Kültür ve Edebiyat Dergisi, Sayı:107-108 Şubat/Mart 1999
Karataş, Turan (2011) “Rasim Özdenören’in Deneme Yazarlığı”, Medeniyetin Burçları, Rasim Özdenören Kitabı, Kayseri, 2011, s.300-304.
Necatigil, Behçet (1991) Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü, İstanbul, Varlık Yayınları.
Tosun, Necip (2017), Türk Öykücülüğünde Rasim Özdenören, İstanbul, İz Yayıncılık, 2. Baskı.
Yedi Güzel Adamdan Biri Rasim Özdenören, (2011) Hece Dergisi, Ankara, Yıl 15, Sayı169, Özel Sayı: 21, Ocak.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DOÇ. DR. KAMURAN ERONATYayın Tarihi: 16.11.2019Güncelleme Tarihi: 24.07.2022
Yayın Tarihi: 16.11.2019Güncelleme Tarihi: 24.07.2022
Güncelleme Tarihi: 24.07.2022
Eser Adı | Yayın evi | Basım yılı | Eser türü |
---|---|---|---|
Hayvan Çiftliği Domuzlar Diktatoryası | Bedir Yayınevi / İstanbul | 1964 | Çeviri |
Hastalar ve Işıklar | Fatih Yayınevi / İstanbul | 1967 | Hikâye |
Mevdûdî’den, İslâm’da Devlet Nizamı | Hilal Yayınları / Ankara | 1967 | Çeviri |
İslâm Devletinde Malî Yapı | Fikir Yayınları / İstanbul | 1972 | Çeviri |
Çözülme | Edebiyat Dergisi Yayınları / Ankara | 1973 | Hikâye |
Çok Sesli Bir Ölüm | Edebiyat Dergisi Yayınları / Ankara | 1974 | Hikâye |
Çarpılmışlar | Akabe Yayınları / Ankara | 1977 | Hikâye |
İki Dünya | Akabe Yayınları / Ankara | 1977 | Deneme |
Gül Yetiştiren Adam | Akabe Yayınları / Ankara | 1979 | Roman |
Denize Açılan Kapı | Akabe Yayınları / İstanbul | 1983 | Hikâye |
Müslümanca Düşünme Üzerine Denemeler | İnsan Yayınları / İstanbul | 1985 | Deneme |
Yaşadığımız Günler | İnsan Yayınları / İstanbul | 1985 | Deneme |
Ruhun Malzemeleri | Risale Yayınları / İstanbul | 1986 | Deneme |
Yeniden İnanmak | Nehir Yayıncılık / İstanbul | 1986 | Deneme |
Yumurtayı Hangi Ucundan Kırmalı | Akabe Yayınları / İstanbul | 1987 | Deneme |
Çapraz İlişkiler | Risale Yayınları / İstanbul | 1987 | Deneme |
Kafa Karıştıran Kelimeler | İnsan Yayınları / İstanbul | 1987 | Deneme |
Müslümanca Yaşamak | Akabe Yayınları / İstanbul | 1988 | Deneme |
Red Yazıları | Beyan Yayınları / İstanbul | 1988 | Deneme |
Yeni Dünya Düzeninin Sefaleti | İz Yayıncılık / İstanbul | 1996 | Deneme |
Ben ve Hayat ve Ölüm | İz Yayıncılık / İstanbul | 1997 | Deneme |
İpin Ucu | İz Yayıncılık / İstanbul | 1997 | Deneme |
Acemi Yolcu | İz Yayıncılık / İstanbul | 1997 | Deneme |
Kent İlişkileri | İz Yayıncılık / İstanbul | 1998 | Deneme |
Kuyu | İz Yayıncılık / İstanbul | 1999 | Hikâye |
Yüzler | İz Yayıncılık / İstanbul | 1999 | Deneme |
Köpekçe Düşünceler | İz Yayıncılık / İstanbul | 1999 | Deneme |
Ansızın Yola Çıkmak | İz Yayıncılık / İstanbul | 2000 | Hikâye |
Hışırtı | İz Yayıncılık / İstanbul | 2000 | Hikâye |
Eşikte Duran İnsan | İz Yayıncılık / İstanbul | 2000 | Deneme |
Toz | İz Yayıncılık / İstanbul | 2002 | Hikâye |
Yazı, İmge ve Gerçeklik | İz Yayıncılık / İstanbul | 2002 | Deneme |
Aşkın Diyalektiği | İz Yayıncılık / İstanbul | 2002 | Deneme |
Düşünsel Duruş | İz Yayıncılık / İstanbul | 2004 | Deneme |
İmkansız Öyküler | İz Yayıncılık / İstanbul | 2009 | Hikâye |
Siyasal İstiareler | İz Yayıncılık / İstanbul | 2010 | Deneme |
Açık Mektuplar | İz Yayıncılık / İstanbul | 2013 | Mektup |
Uyumsuzlar | İz Yayıncılık / İstanbul | 2015 | Hikâye |
Hadislerin Işığında Hz. Muhammed | İz Yayıncılık / İstanbul | 2018 | İnceleme |
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | Mevlânâ İdris Zengin | d. 15 Mart 1966 - ö. 7 Haziran 2022 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | Ayşen Bayazıt Melik | d. 26 Nisan 1966 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | İsmail Kıllıoğlu | d. 11 Nisan 1947 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | HÜDÂİ, Sabri Orak | d. 1940 - ö. 23.11.2001 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | Mehmet Akif İnan | d. 12 Temmuz 1940 - ö. 6 Ocak 2000 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | İsmail Aşıkoğlu | d. 10 Haziran 1940 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | Halit Kıvanç | d. 18 Şubat 1925 - ö. 25 Ekim 2022 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | Civan Canova | d. 28 Haziran 1955 - ö. 20 Ağustos 2022 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | Ahmet Tulgar | d. 26 Nisan 1959 - ö. 26 Ekim 2022 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | Muhtar Körükçü | d. 16 Kasım 1915 - ö. 5 Ocak 1985 | Meslek | Görüntüle |
11 | Petri Yalıncı | d. 1964 - ö. 2002 | Meslek | Görüntüle |
12 | İbrahim Ulvi Yavuz | d. 09 Mart 1942 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
13 | Nadir Gezer | d. 19 Mayıs 1930 - ö. 10 Şubat 2020 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | Ahmet Tural | d. 1942 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | Ayşegül Tercan | d. 1965 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
16 | Ahmet Rasim | d. 1865 - ö. 21 Eylül 1932 | Madde Adı | Görüntüle |
17 | GAFFÂR / GAFFÂRÎ | d. ? - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
18 | FERDÎ, Rasim | d. 1854 - ö. 1907-1909? | Madde Adı | Görüntüle |