Madde Detay

Zehra Tapunç, üç çocuklu bir ailenin en küçük çocuğu olarak Mersin’de doğdu. Ailesi yazarın doğumuyla İstanbul’a taşındığı için Tapunç’un çocukluk ve gençliği İstanbul’da geçti. Sultantepe İlkokulu, Halide Edip Adıvar Ortaokulu, Üsküdar Kız Lisesi’nde eğitim gören yazar, İstanbul Üniversitesi Eskiçağ Tarihi Bölümü’nden 1984 yılında mezun oldu. Aynı yıl Boğaziçi Üniversitesi Türk Dili Edebiyatı Bölümü’ne girdi ve iki yıl devam etti. Ardından çalışma hayatına başladı ve sekiz yıl boyunca uçuş hostesliği yaptı. Bu yıllarda üniversiteden arkadaşı Suha Tapunç ile hayatını birleştirdi. Tapunç ailesinin bu evlilikten Kaan ve Dilayda adında iki çocuğu dünyaya geldi. 1996 yılında havayollarındaki görevinden ayrılan Tapunç, öğretmenliğe başladı. Öğretmenlikle birlikte on yıl boyunca Harlequin Yayınevi için çeviriler yapan yazar, İngilizce ve İtalyanca da bilmektedir. 2007 yılında Masal Kenti Çocukları adlı romanı Gülten Dayıoğlu Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Vakfı Roman Ödülü’nü kazandı. Tapınağın Sırrı romanı 2011 Tudem Edebiyat Ödülleri ikinciliğine, Taş Devri Çocukları romanı ise 2015 Tudem Edebiyat Ödülleri üçüncülüğüne layık görüldü.

Zehra Tapunç, çocukluk yıllarından itibaren okumaya ve yazmaya ilgi duydu. Kitaplar, okumaya başladığı andan itibaren hayatının parçası oldu. Öyle ki kitap okurken yemek yemeyi, sokağa çıkmayı, kısacası etrafındaki dünyayı unuturdu. Bitirdiği her romanın kahramanlarıyla arkadaş olduğunu hayal eder, çoğunlukla hikâyenin ilerleyişiyle ilgili farklı yollar üretirdi. İlkokul yıllarında çocuk klasiklerini bitirdi. Daha sonraları ise kendi deyimiyle bulduğu her şeyi okudu. Yazmaya ortaokul yıllarında Türkçe öğretmeninin teşvikiyle başladı ve o yıllarda yeterince hazır olduğunda kitaplarını yayımlatmaya karar verdi. Zehra Tapunç, çocukluğunda okumaktan hoşlandığı maceraları kaleme alma tutkusundan hiç vazgeçmedi. Sonunda asıl amacının öncelikle içindeki çocuğu memnun etmek olduğunu keşfetti. 2007’de kaleme aldığı Hattuşalı Hataş adlı eserinde eski bir Anadolu medeniyeti olan Hitit ülkesinde yaşayan on yaşlarında, postacılık yapan Hataş adında kimsesiz bir çocuğun başından geçenleri kaleme aldı. Altın Ülkesi Lidya adlı eserini 2007’de kaleme alan yazar, eserde Lida ve Alyattes adlı kardeşlerin yaşamları ekseninde altının işlenmesi ve paranın buluşuna dek süren maceraları anlattı. Yazarın 2007’de kaleme aldığı bir diğer eseriyse Definenin Sırrı adlı öyküsüdür. Tapunç eserde dört kafadarın çatı katında buldukları eski bir haritadan yola çıkarak gizemli bir defineyi bulma çabalarını kaleme aldı. Aynı yıl Kral Midas’ın Çocukları adlı eserini yayımlayan yazar, eserde Frigya ülkesindeki Gordion Yetimhanesi’nde bulunan dört arkadaşın yaşamlarını anlattı. Yazarın 2008’de yazdığı Masal Kenti Çocukları adlı ödüllü romanında antik Bergama kentinde yaşayan dört arkadaşın ödüllü bir yarışma için yaptıkları icat ve serüven dolu olaylar anlatılmaktadır. 2009’da kaleme aldığı Urartulu Çocuklar adlı eserinde yazar, Taişeba ve Arubani’nin Tuşpa’ya yaptıkları macera dolu öyküyü kaleme aldı. Aynı yıl yazdığı Nano Cezmi adlı eserinde yazar, evlatlık edinilen Cezmi adında kimsesiz bir çocuğun başından geçen ilginç olaylarla sürüklendiği tehlike dolu maceraları kaleme almıştır. 2011’de yazdığı Tapınağın Sırrı adlı romanında yazar, Kares ve Melissa adlı kardeşlerin başından geçenlerle okurlarını antik Efes kentinin görkemli günlerine macera dolu bir yolculuğa çıkarmaktadır. 2011’de yayımladığı Aşka Yolculuk adlı romanında yazar, kalabalıklar içinde var olma mücadelesini anlattığı kadın kahramanın iç âlemindeki arayışları mizahi ve sıra dışı bir anlatımla kaleme aldı. 2012’de kaleme aldığı Büyük Sır isimli eserinde Nepal’in başkenti olan Katmandu’da bir yetimhanede öğretmenlik yapan annesiyle birlikte yaşayan Birke’nin yaşadıkları anlatılmaktadır. Yazarın 2014’te kaleme aldığı Sihirli Madalyon adlı eserde Kaan ve Dilayda kardeşlerin kuzenleriyle birlikte yaptığı yaramazlıklar ve bulunan sihirli bir madalyonla başlayan macera dolu olaylar ele alınmaktadır. 2014 yılında yazdığı Sihirli Yüzük isimli eserinde çekingen ve ürkek bir kız olan Özge’nin sihirli olduğuna inandığı bir yüzük sayesinde korkularından kurtulması ve özgüven kazanması serüvenini dile getirdi. Tapunç, 2016’da yazdığı Leo’nun Renkleri adlı romanında, İtalya’nın Vinci adlı küçük bir kasabasında yaşayan Leo aracılığıyla okurlarını gizemli bir pusulanın peşinde Leonardo Da Vinci’yle tanıştırmaktadır. Tapunç, çocuklar için yazdığı eserlerinde kullandığı sade ve sürükleyici dili, sıra dışı, başarılı kurgusu sayesinde okurlarının yüreğine dokunmayı bilmiştir.