Madde Detay
ÜMMÎ SİNAN, İbrahim
(d. 893/1488 - ö. 976/1568)
divan-tekke şairi
(Divan-Tekke / 16. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Başlangıcında Halvetiliğin Ahmediyye koluna bağlı, daha sonra müstakil bir tarikat hâline gelen Sinani tarikatı, Şeyh Ümmî Sinan tarafından kurulmuştur. Ümmî Sinan'ın asıl adı İbrahim'dir. Âlim bir zat olmasına rağmen, görmüş olduğu bir rüya nedeniyle "Ümmî" mahlasını kullanmaya başlamıştır (Serin 1984: 164). İbrahim Ümmî Sinan, mahlası nedeniyle kendisinden bir yüzyıl sonra yaşayan bir başka mutasavvıf şair ile karıştırılmaktadır. 17. yüzyılda Antalya'nın Elmalı kasabasında yaşayan ve hem "Ümmî Sinan" hem de "Sinan Ümmî" mahlasını kullanan mutasavvıf şair, Niyazî-i Mısrî’nın hocasıdır ve asıl adı Yusuf'tur. Doğum tarihi kesin olarak bilinmemesine rağmen, ölüm tarihi 1067/1658 olarak bilinmektedir. İbrahim Ümmî Sinan ise, Elmalılı Ümmî Sinan’dan bir asır önce yaşamıştır (Bilgin 2000: IX-XI; Aşkar 1998: 74-89). Hüseyin Vassaf, Sefine-i Evliya adlı eserinde, Ümmî Sinan ve Sinan Ümmî'nin karıştırılmaması için; "Bir Ümmî Sinan bir de Sinan Ümmî vardır. Sinan Ümmî, Niyazi Mısr-i'nin şeyhi olan zatı alidir. Hazreti Pir Ümmî Sinan'dan yüz sene sonra dünyaya gelmiştir. Divanı vardır. Divanında Sinan Ümmî ismini kullanmıştır. Ümmî Sinan dememesi Hazreti Pir ile isim benzemesinden sakındığı içindir." bilgisini vermiştir (Yılmaz vd. 2011: 257).
A. Azmi Bilgin, kullandıkları mahlasları nedeniyle iki mutasavvıf şaire ait şiirlerin karıştırıldığını ifade eder ve İstanbul kitaplıkları Yazma Divanlar Kataloğu’nda İstanbul Üniversitesi (TY. Nr. 512) ve Beyazıt Devlet (nr. 3356) kütüphanelerindeki Elmalılı Yusuf Ümmî Sinan'a ait divan nüshalarının karıştırılarak İbrahim Ümmî Sinan adına kaydedildiğini ifade eder ve çeşitli eserlerdeki karışıklığı örnekler (Bilgin 2000: XI-XII). İbrahim Ümmî Sinan'ın doğum yeri ve doğum tarihi hakkında kaynaklarda farklı bilgiler mevcuttur. Hafız Hüseyin Ayvansarâyî, "Vefeyât-ı Ayvansarâyî" adlı eserinde Ümmî Sinan'ın Arnavutluk'tan geldiğini ifade eder (Ekinci 2012: 16). Müstakimzade de "Meşayihnâme" adlı eserinde Ümmî Sinan'ın Arnavutluk'tan olduğunu bildirmiştir. Harîrizâde Tibyanü't turuk adlı eserinde, bazı icazetnamelerde Ümmî Sinan'ın Bursalı olduğunu tespit etmiştir (Serin 1984: 164-165).
Bursalı Mehmet Tahir Bey, Osmanlı Müellifleri adlı eserinde Ümmî Sinan'ın Prizrenli olduğu söylenmekle birlikte, aslen Bursalı olduğunu, memleketinin Karaman olduğuna dair bilgilerin de mevcut olduğu bilgisini vermektedir (2000: I/20-21). A. Azmi Bilgin, Ümmî Sinan’ın memleketinin Bursa olduğunu ifade etmektedir (2000: XI). Balkanlar'da tarikatlar hakkında çalışmalar yapan Metin İzeti, Ümmî Sinan'ın Prizren'de doğduğunu bildirmektedir (2004: 175). Kosovalı araştırmacı Raif Vırmiça da Ümmî Sinan'ın doğum yerini Prizren olarak kabul eden araştırmacılardandır (2008: 66). Ümmî Sinan'ın doğum tarihine ilişkin kaynaklarda 882/1477 ve 893/1488 olmak üzere iki farklı tarih yer almaktadır (Öztürk 2003: 106). Osmanzade Hüseyin Vassaf, doğum tarihini 893/1488 olarak kabul etmektedir (Yılmaz vd. 2011: 245). İbrahim Ümmî Sinan'ın hayatıyla ilgili yeterli bilgi bulunmamaktadır. Kaynaklarda Ümmî Sinan'ın İstanbul'da eğitim gördüğü bilgisi mevcuttur. Yalnız Haririzade Tibyanü'tturuk adlı eserinde Ümmî Sinan'ın Bursa'da eğitim gördüğünü ifade etmektedir (Haririzade Tibyanü'tturuk 142/b'den akt. Serin 1984: 165). Ayvansarâyî'nin vermiş olduğu bilgilere göre; Ümmî Sinan İstanbul'da eğitim gördükten sonra, Karaman'da Şeyh Karamanî Ali'den inabet alıp, Şeyh Karamanî Ali'nin şeyhi olan Yiğitbaşı Ahmed Efendi'den Amasya'da hilafet alarak İstanbul'a dönmüştür ve burada bir tekke inşa ettirmiştir (Ekinci 20012: 16). Sadık Vicdanî'nin hazırladığı Halvetiye Silsilenâmesi'nde Ümmî Sinan'ın Kasım Çelebî'den, (ö. 947/1540) onun ise Şeyh İzzeddin-i Karamanî (ö. 933/1527) hazretlerinden hilafet aldığı yazılmıştır. Bu şekilde Ümmî Sinan'ın silsilesi Ahmed Şemseddîn-i Marmaravî'ye ulaştırılmaktadır (Sadık Vicdanî Tomar-ı Turuk Aliyye s.99'dan akt. Serin 1984: 165; Öztürk 2003: 107). Hüseyin Vassaf, Sefine-i Evliya adlı eserinde Ümmî Sinan'ın silsilesini; Seyyid Yahyâ-yı Şirvânî, Şeyh Pîr Muhammed Erzincânî, Şeyh İbrâhîm Tâceddîn-i Kayserî, Şeyh Alâeddîn-i Uşşâkî, Şeyh Ahmed Şemseddîn-i Marmaravî, Şeyh el-Hâc İzzeddîn-i Karamânî ve Pîr İbrahim Ümmî Sinan olarak vermektedir (Yılmaz vd. 2011: 245). Ümmî Sinan hilafet aldıktan sonra, Manisa ve Uşak'a gelerek bu şehirlerde faaliyette bulunmuştur (Yılmaz vd. 2011: 251). İstanbul'a geldikten sonra 958/1551 tarihinde Topkapı ve Şehremini arasındaki bugünkü Arpa Emini mahallesindeki Kürkçü (Kanlı) Bostan sokakta kendi adıyla anılan tekkeyi inşa ettirmiş ve burada irşad faaliyetlerini sürdürmüştür (Tanman 1994: 338). Eyüp'te bulunan bu tekkede pek çok kişi hilafet almış, bu şekilde Sinanilik hızla yayılmaya başlamıştır. İbrahim Ümmî Sinan'ın kurmuş olduğu Sinânilik, Anadolu ve Balkanlarda yaygın bir tarikat hâline gelmiştir. 1925 yılında tekke ve zaviyelerin kapatılmasına kadar, İstanbul'da faaliyet gösteren üç Sinani tekkesi bulunmaktadır. Bu tarihten sonra Balkanlardaki tekkeler daha aktif hâle gelmiştir. Ümmî Sinan'ın tekkesi, kendisinden sonra kızı Abide Banu'nun eşi ve Ümmî Sinan'ın halifesi olan Mir Ali Alemdar ve ondan sonra damadı Halepli Mehmed Şerif Efendi ve soyundan gelen şeyhlerce idare edilmiştir. Aile dışından Nizamî Şeyh Mustafa Efendi ve Gülşenî Şeyhi Ali Efendi'nin ardından, Sinaniyye intisabı bulunan Şabanî-Nasuhî şeyhi şair Mustafa Zekâî Efendi şeyhlik yapmıştır. Bu dönemden itibaren bu tekke "Zekâî" veya "Zekâîzade" Tekkesi olarak adlandırılmıştır. Halk arasında "Oruç Baba" diye tanınan Mustafa Zekâî Efendi'nin kabrini Ramazan ayının ilk günü ziyaret ederek, orada iftar etmek bir gelenek hâline gelmiştir (http://www.islamansiklopedisi.info/dia/pdf/c37/c370157.pdf). Üç yüz kadar halife yetiştirdiği tahmin edilen Ümmî Sinan'ın en tanınmış halifesi Seyyid Nizamoğlu olarak tanınan ehl-i beyt sevgisini dile getirdiği şiirleriyle meşhur, Seyyid Seyfullah Efendidir (Yılmaz vd. 2011: 256; Öztürk 2003: 112; Serin 1984: 166).
İbrahim Ümmî Sinan, 976/1568 senesinde İstanbul'da vefat etmiştir (Yılmaz vd. 2011: 245; Bilgin 2000: IX-XI; Vırmiça: 67; İzeti :175). Bursalı Mehmet Tahir ve Ahmet Kabaklı, Ümmî Sinan’ın ölüm tarihini 958 (1551) olarak vermemektedir (Bursalı Mehmet Tahir 2000: 21; Kabaklı 1973: 235). Ayvansarâyi, Müstakimzade'nin Ümmî Sinan'ın ölümü için;"Ol şeyh-i hakkânî-cemâl buldı visâl-i zü'l celâl/ Târîhin eyler sofiyâ bu lafz-ı şeyhu'llâh beyân" şeklinde 976 senesini tarih düşürdüğü bilgisini vermektedir (Ekinci 2012: 16). Sadık Vicdanî de, "Sofî" mahlaslı bir mutasavvıf şairin şeyhin ölümü için aşağıdaki beyitle 976 senesini tarih düşürdüğünü ifade etmiştir; "Elli sekizde rıhleti, yazıldı, lakin sıhhati/ Allah'ü â'lem haliya, gûş et bu beyt eder ayan./ Ol şeyh-i hakanı Cemal, buldu visal-i Zülcelâl/Tarîhi eyler Sofiya bu lâfz-ı "Şeyhullah" beyan." (Sadık Vicdanî Tomar-ı Turuk Aliyye s.99'dan aktaran Serin 1984: 165). Ümmî Sinan'ın cenaze namazı Fatih Camii'nde kılındıktan sonra kendi tekkesine götürülürken, yolda ortaya çıkan manevi bir işaretten etkilenilerek, halifesi Şeyh Nasuh'un Eyüp'te yaptırmış olduğu zaviyeye götürülmüş ve orada defnedilmiştir (http://www.islamansiklopedisi.info/dia/pdf/c37/c370157.pdf). Bugün kabri, halifesi "Ümmî Sinan Tekkesi" olarak adlandırılan Şeyh Nasuh'un Eyüp'ün Oluklubayır mahalinde yaptırmış olduğu zaviyenin içindeki türbede bulunmaktadır (Tanman 1994: 336; Öztürk 2003: 107; Serin 1984: 165; Ekinci 2012: 16).
Şeyh İbrahim Ümmî Sinan’ın bilinen iki eseri vardır. Bunlardan ilki Risale-i Şerife-i İstanbulî Ümmî Sinan ve diğeri ise Divandır (Öztürk 2003: 108). Risale-i Şerife-i İstanbulî Ümmî Sinan hakkında yeterli bilgi yoktur. Divan'ı ilahilerinden oluşmaktadır. Eserin az sayıda bilinen nüshası vardır. Ümmî Sinan'ın Dîvan'ı, Şevket Gürel tarafından 2001 senesinde yayımlanmıştır. Şevket Gürel'in hazırladığı yayında toplam 128 ilahi bulunmaktadır. Gürel, bu eseri şahıslar elinde bulunan iki nüsha ile Beyazıt Kütüphanesi nüshalarından faydalanılarak hazırlamıştır (Gürel 2001).
Ümmî Sinan’ın ilahileri Prizren ve Rumeli’de yaygın olarak bilinen ilahilerdir (Vırmiça 67; İzeti 175.) Sade bir söyleyişe sahip olan Ümmî Sinan'ın ilahilerinin büyük bir kısmında Allah aşkı işlenmektedir. Ümmî Sinan, şiirlerinde âlemin ve insanın yaratılışına sebep olan aşkı dile getirmektedir. Nefis terbiyesi öğütlemekte ve nefse uyan kişiler eleştirmektedir. Şiirlerinde tasavvuf yoluna girmenin faziletlerini işlemekte olan Ümmî Sinan; dünyanın geçiciliğine aldanmadan, Hak yolunda olmayı tavsiye etmekte ve Allah'ın bu dünyada olan ve olmayan her şeyin sebebi olduğuna ve alemde bulunan her şeyin Allah'ın bir parçası olduğuna dair görüşlerini dile getirmektedir. Birçoğu günümüzde dahi makamıyla icra edilen bu ilahilerde, Ümmî Sinan daha çok hece veznini kullanmıştır. Bununla birlikte elimizde az sayıda aruz vezniyle yazılmış şiiri de bulunmaktadır (Kuzay Demir 2013: 372, 374, 377).
Kaynakça
Aşkar, Mustafa (1998). Niyazî-i Mısrî ve Tasavvuf Anlayışı. Ankara: Kültür Bakanlığı Yay.
Bilgin, A. Azmi (2000). Ümmî Sinan Divanı (İnceleme-Metin). İstanbul: Millî Eğitim Bakanlığı Yay.
Bursalı Mehmet Tahir (2000). Osmanlı Müellefleri I-II-III ve Ahmed Remzî Akyürek Miftâhu’l-Kütüb ve Esâmî-i Müellifîn Fihristi. Ankara: Bizim Büro Yay.
Ekinci, Ramazan (hzl.) (2012). Hafız Hüseyin Ayvansarâyî Vefeyât-ı Ayvansarâyî (İnceleme-Tenkitli Metin). İzmir: Tibyan Yay.
Gürel, Şevket (2001). Ümmî Sinan Divanı. İstanbul: Bayrak Matbaası.
http://www.islamansiklopedisi.info/dia/pdf/c37/c370157.pdf [erişim tarihi: 10.09.2014].
İzeti, Metin (2004). Balkanlarda Tasavvuf. İstanbul: Gelenek Yay.
Kabaklı, Ahmet (1973). Türk Edebiyatı. C. 2. İstanbul: Türkiye Yay.
Kuzay Demir, Gonca (2013). Kosova Türk Halk Şiiri (İnceleme-Metin). Doktora Tezi. İzmir: Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü.
Öztürk, Ali (2003). 16. Yüzyıl Halveti Şiirinde Din ve Tasavvuf. Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Serin, Rahmi (1984). İslam Tasavvufunda Halvetilik ve Halvetiler. İstanbul: Petek Yay.
Tanman, M. Baha (1994). “Ümmi Sinan Tekkesi”. DBİA. C. VII. Yay. Hzl: İlhan Tekeli. İstanbul: Kültür Bakanlığı ve Tarih Vakfı. 338.
Vırmiça, Raif (2008). Prizren’de Kültür, Sanat ve Âşıklık Geleneği. Prizren: Kosova Türk Araştırmacılar Derneği Yay.
Yılmaz, Ali, M. Akkuş (hzl) (2011). Osmanzade Hüseyin Vassaf, Sefine-i Evliya. C. IV. İstanbul: Kitabevi Yay.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DR. GONCA KUZAY DEMİRYayın Tarihi: 08.11.2014Güncelleme Tarihi: 12.12.2020Eserlerinden Örnekler
İlahi
Gelmişim vahdet elinden aşkla cihâna ben
İçmişim cam'ezelden olmuşum mestâne ben
Ta ezelden dest-i kudret böyle yazmış başıma
Anın çün yoktur kararım düşmüşüm cevlâna ben
Çünkü "Kerremnâ beni âdem" dedi Kur'an'da Hâkk
Ayineveş suret oldu cisimle canana ben
Can uyandı çün dilim müşkiller bes oldu ayan
Açdı dost gönlüm gözüm basdım kademi irfâne ben
Gönlüme nur tecelli Hakk cemâlinden doğar
Şem yine pervane oldum aşka yana yana ben
Ümmî Sinan aşk makamı pes rizai Hakk'tır
Padişahım hizmetinde durmuşum divane ben
Vırmiça, Raif (2008). Prizren’de Kültür, Sanat ve Âşıklık Geleneği. Prizren: Kosova Türk Araştırmacılar Derneği Yay. 69.
İlahi
Acep bu fani dünyada dostdan vefa bulmayım mı?
Dün ü günüm ah ile zar ömrüm geçe gülmeyim mi?
Ben derim ben ad sanı ko yaneyin dün günü
Behey dertlü yürek seni dilim dilim delmeyim mi?
Neylerim ben mal mülkü eğlemen elde hem belki
Bena her dem bakar şol ki acep onu bulmayım mı?
Akar gözlerimin yaşı önlenmez bağrımın başı
Benim derdime bir kişi dost halim bilmeyim mi?
Geçip pazar kesretinden içip ol yar vahdetinden
Acep bu derd hayretinden her kes akla gelmeyim mi?
Kim ki bulur aşkın yolun kimse bilmez olur halin
A sultanım z'aslın gülen can bülbülü bulmayım mı?
Ümmî Sînan'in gör işin Hakk yoluna komuş başın
Eder pirim gözün yaşın acep gelip silmeyim mi?
Virmıça, Raif (2008). Prizren’de Kültür, Sanat ve Âşıklık Geleneği. Prizren: Kosova Türk Araştırmacılar Derneği Yay. 68-69.
İlahi
Aciz kaldım ben bu nefsin elinden
Bu dünyanın şöhretine doyamaz
Dün ü gün dünyalığına çalışır
Ömrü ahır olur bir gün duyamaz
Gafil derler gaflet donun giyene
Er demezler yavuz nefse uyana
Kazanır kazanır verir ziyana
Hakk yoluna bir pulunu kıyamaz
Bak şu adem oğlanının halini
Varıp tutmaz bir mürşidin elini
Kazanır kazanır dünya malını
Ele nasip olur kendi yiyemez
Ey Allah'ım sana döndüm özümü
Didarında kara etme yüzümü
Dinlemezler Ümmî Sinan sözünü
Nefse uyar bir mürşide uyamaz
Virmıça, Raif (2008). Prizren’de Kültür, Sanat ve Âşıklık Geleneği. Prizren: Kosova Türk Araştırmacılar Derneği Yay. 68.
İlahi
Seyrinde bir şehre vardım gördüm sarayı güldür gül
Başında tacı tahtı bağı, divan güldür gül
Kurusu güldür, yaşı güldür; yaprağı güldür,
Taşı gül bahçenin içindeki servi çınarı güldür gül
Gül alırlar gül satarlar, gülden terazi tutarlar
Gül ile biterler çarşı pazarı güldür gül
Gülden kurumuş bir çadır içinde nimeti hazır
Kapıcusu İlyas Hızır nan şarabı güldür gül
Gülden değirmeni yürür yine, gülden gül öğüdür
Akan suyu, dönen çarhı bend i pınarı güldür gül
Ümmî Sinan gel vasfeyle gül ile bülbül halini
Yine bu şeyda bülbülün ah ile zarı güldür gül
Virmıça, Raif (2008). Prizren’de Kültür, Sanat ve Âşıklık Geleneği. Prizren: Kosova Türk Araştırmacılar Derneği Yay. 69.
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 08.11.2014Güncelleme Tarihi: 12.12.2020Eserlerinden Örnekler
İlahi
Gelmişim vahdet elinden aşkla cihâna ben
İçmişim cam'ezelden olmuşum mestâne ben
Ta ezelden dest-i kudret böyle yazmış başıma
Anın çün yoktur kararım düşmüşüm cevlâna ben
Çünkü "Kerremnâ beni âdem" dedi Kur'an'da Hâkk
Ayineveş suret oldu cisimle canana ben
Can uyandı çün dilim müşkiller bes oldu ayan
Açdı dost gönlüm gözüm basdım kademi irfâne ben
Gönlüme nur tecelli Hakk cemâlinden doğar
Şem yine pervane oldum aşka yana yana ben
Ümmî Sinan aşk makamı pes rizai Hakk'tır
Padişahım hizmetinde durmuşum divane ben
Vırmiça, Raif (2008). Prizren’de Kültür, Sanat ve Âşıklık Geleneği. Prizren: Kosova Türk Araştırmacılar Derneği Yay. 69.
İlahi
Acep bu fani dünyada dostdan vefa bulmayım mı?
Dün ü günüm ah ile zar ömrüm geçe gülmeyim mi?
Ben derim ben ad sanı ko yaneyin dün günü
Behey dertlü yürek seni dilim dilim delmeyim mi?
Neylerim ben mal mülkü eğlemen elde hem belki
Bena her dem bakar şol ki acep onu bulmayım mı?
Akar gözlerimin yaşı önlenmez bağrımın başı
Benim derdime bir kişi dost halim bilmeyim mi?
Geçip pazar kesretinden içip ol yar vahdetinden
Acep bu derd hayretinden her kes akla gelmeyim mi?
Kim ki bulur aşkın yolun kimse bilmez olur halin
A sultanım z'aslın gülen can bülbülü bulmayım mı?
Ümmî Sînan'in gör işin Hakk yoluna komuş başın
Eder pirim gözün yaşın acep gelip silmeyim mi?
Virmıça, Raif (2008). Prizren’de Kültür, Sanat ve Âşıklık Geleneği. Prizren: Kosova Türk Araştırmacılar Derneği Yay. 68-69.
İlahi
Aciz kaldım ben bu nefsin elinden
Bu dünyanın şöhretine doyamaz
Dün ü gün dünyalığına çalışır
Ömrü ahır olur bir gün duyamaz
Gafil derler gaflet donun giyene
Er demezler yavuz nefse uyana
Kazanır kazanır verir ziyana
Hakk yoluna bir pulunu kıyamaz
Bak şu adem oğlanının halini
Varıp tutmaz bir mürşidin elini
Kazanır kazanır dünya malını
Ele nasip olur kendi yiyemez
Ey Allah'ım sana döndüm özümü
Didarında kara etme yüzümü
Dinlemezler Ümmî Sinan sözünü
Nefse uyar bir mürşide uyamaz
Virmıça, Raif (2008). Prizren’de Kültür, Sanat ve Âşıklık Geleneği. Prizren: Kosova Türk Araştırmacılar Derneği Yay. 68.
İlahi
Seyrinde bir şehre vardım gördüm sarayı güldür gül
Başında tacı tahtı bağı, divan güldür gül
Kurusu güldür, yaşı güldür; yaprağı güldür,
Taşı gül bahçenin içindeki servi çınarı güldür gül
Gül alırlar gül satarlar, gülden terazi tutarlar
Gül ile biterler çarşı pazarı güldür gül
Gülden kurumuş bir çadır içinde nimeti hazır
Kapıcusu İlyas Hızır nan şarabı güldür gül
Gülden değirmeni yürür yine, gülden gül öğüdür
Akan suyu, dönen çarhı bend i pınarı güldür gül
Ümmî Sinan gel vasfeyle gül ile bülbül halini
Yine bu şeyda bülbülün ah ile zarı güldür gül
Virmıça, Raif (2008). Prizren’de Kültür, Sanat ve Âşıklık Geleneği. Prizren: Kosova Türk Araştırmacılar Derneği Yay. 69.
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 12.12.2020Eserlerinden Örnekler
İlahi
Gelmişim vahdet elinden aşkla cihâna ben
İçmişim cam'ezelden olmuşum mestâne ben
Ta ezelden dest-i kudret böyle yazmış başıma
Anın çün yoktur kararım düşmüşüm cevlâna ben
Çünkü "Kerremnâ beni âdem" dedi Kur'an'da Hâkk
Ayineveş suret oldu cisimle canana ben
Can uyandı çün dilim müşkiller bes oldu ayan
Açdı dost gönlüm gözüm basdım kademi irfâne ben
Gönlüme nur tecelli Hakk cemâlinden doğar
Şem yine pervane oldum aşka yana yana ben
Ümmî Sinan aşk makamı pes rizai Hakk'tır
Padişahım hizmetinde durmuşum divane ben
Vırmiça, Raif (2008). Prizren’de Kültür, Sanat ve Âşıklık Geleneği. Prizren: Kosova Türk Araştırmacılar Derneği Yay. 69.
İlahi
Acep bu fani dünyada dostdan vefa bulmayım mı?
Dün ü günüm ah ile zar ömrüm geçe gülmeyim mi?
Ben derim ben ad sanı ko yaneyin dün günü
Behey dertlü yürek seni dilim dilim delmeyim mi?
Neylerim ben mal mülkü eğlemen elde hem belki
Bena her dem bakar şol ki acep onu bulmayım mı?
Akar gözlerimin yaşı önlenmez bağrımın başı
Benim derdime bir kişi dost halim bilmeyim mi?
Geçip pazar kesretinden içip ol yar vahdetinden
Acep bu derd hayretinden her kes akla gelmeyim mi?
Kim ki bulur aşkın yolun kimse bilmez olur halin
A sultanım z'aslın gülen can bülbülü bulmayım mı?
Ümmî Sînan'in gör işin Hakk yoluna komuş başın
Eder pirim gözün yaşın acep gelip silmeyim mi?
Virmıça, Raif (2008). Prizren’de Kültür, Sanat ve Âşıklık Geleneği. Prizren: Kosova Türk Araştırmacılar Derneği Yay. 68-69.
İlahi
Aciz kaldım ben bu nefsin elinden
Bu dünyanın şöhretine doyamaz
Dün ü gün dünyalığına çalışır
Ömrü ahır olur bir gün duyamaz
Gafil derler gaflet donun giyene
Er demezler yavuz nefse uyana
Kazanır kazanır verir ziyana
Hakk yoluna bir pulunu kıyamaz
Bak şu adem oğlanının halini
Varıp tutmaz bir mürşidin elini
Kazanır kazanır dünya malını
Ele nasip olur kendi yiyemez
Ey Allah'ım sana döndüm özümü
Didarında kara etme yüzümü
Dinlemezler Ümmî Sinan sözünü
Nefse uyar bir mürşide uyamaz
Virmıça, Raif (2008). Prizren’de Kültür, Sanat ve Âşıklık Geleneği. Prizren: Kosova Türk Araştırmacılar Derneği Yay. 68.
İlahi
Seyrinde bir şehre vardım gördüm sarayı güldür gül
Başında tacı tahtı bağı, divan güldür gül
Kurusu güldür, yaşı güldür; yaprağı güldür,
Taşı gül bahçenin içindeki servi çınarı güldür gül
Gül alırlar gül satarlar, gülden terazi tutarlar
Gül ile biterler çarşı pazarı güldür gül
Gülden kurumuş bir çadır içinde nimeti hazır
Kapıcusu İlyas Hızır nan şarabı güldür gül
Gülden değirmeni yürür yine, gülden gül öğüdür
Akan suyu, dönen çarhı bend i pınarı güldür gül
Ümmî Sinan gel vasfeyle gül ile bülbül halini
Yine bu şeyda bülbülün ah ile zarı güldür gül
Virmıça, Raif (2008). Prizren’de Kültür, Sanat ve Âşıklık Geleneği. Prizren: Kosova Türk Araştırmacılar Derneği Yay. 69.
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
İlahi
Gelmişim vahdet elinden aşkla cihâna ben
İçmişim cam'ezelden olmuşum mestâne ben
Ta ezelden dest-i kudret böyle yazmış başıma
Anın çün yoktur kararım düşmüşüm cevlâna ben
Çünkü "Kerremnâ beni âdem" dedi Kur'an'da Hâkk
Ayineveş suret oldu cisimle canana ben
Can uyandı çün dilim müşkiller bes oldu ayan
Açdı dost gönlüm gözüm basdım kademi irfâne ben
Gönlüme nur tecelli Hakk cemâlinden doğar
Şem yine pervane oldum aşka yana yana ben
Ümmî Sinan aşk makamı pes rizai Hakk'tır
Padişahım hizmetinde durmuşum divane ben
Vırmiça, Raif (2008). Prizren’de Kültür, Sanat ve Âşıklık Geleneği. Prizren: Kosova Türk Araştırmacılar Derneği Yay. 69.
İlahi
Acep bu fani dünyada dostdan vefa bulmayım mı?
Dün ü günüm ah ile zar ömrüm geçe gülmeyim mi?
Ben derim ben ad sanı ko yaneyin dün günü
Behey dertlü yürek seni dilim dilim delmeyim mi?
Neylerim ben mal mülkü eğlemen elde hem belki
Bena her dem bakar şol ki acep onu bulmayım mı?
Akar gözlerimin yaşı önlenmez bağrımın başı
Benim derdime bir kişi dost halim bilmeyim mi?
Geçip pazar kesretinden içip ol yar vahdetinden
Acep bu derd hayretinden her kes akla gelmeyim mi?
Kim ki bulur aşkın yolun kimse bilmez olur halin
A sultanım z'aslın gülen can bülbülü bulmayım mı?
Ümmî Sînan'in gör işin Hakk yoluna komuş başın
Eder pirim gözün yaşın acep gelip silmeyim mi?
Virmıça, Raif (2008). Prizren’de Kültür, Sanat ve Âşıklık Geleneği. Prizren: Kosova Türk Araştırmacılar Derneği Yay. 68-69.
İlahi
Aciz kaldım ben bu nefsin elinden
Bu dünyanın şöhretine doyamaz
Dün ü gün dünyalığına çalışır
Ömrü ahır olur bir gün duyamaz
Gafil derler gaflet donun giyene
Er demezler yavuz nefse uyana
Kazanır kazanır verir ziyana
Hakk yoluna bir pulunu kıyamaz
Bak şu adem oğlanının halini
Varıp tutmaz bir mürşidin elini
Kazanır kazanır dünya malını
Ele nasip olur kendi yiyemez
Ey Allah'ım sana döndüm özümü
Didarında kara etme yüzümü
Dinlemezler Ümmî Sinan sözünü
Nefse uyar bir mürşide uyamaz
Virmıça, Raif (2008). Prizren’de Kültür, Sanat ve Âşıklık Geleneği. Prizren: Kosova Türk Araştırmacılar Derneği Yay. 68.
İlahi
Seyrinde bir şehre vardım gördüm sarayı güldür gül
Başında tacı tahtı bağı, divan güldür gül
Kurusu güldür, yaşı güldür; yaprağı güldür,
Taşı gül bahçenin içindeki servi çınarı güldür gül
Gül alırlar gül satarlar, gülden terazi tutarlar
Gül ile biterler çarşı pazarı güldür gül
Gülden kurumuş bir çadır içinde nimeti hazır
Kapıcusu İlyas Hızır nan şarabı güldür gül
Gülden değirmeni yürür yine, gülden gül öğüdür
Akan suyu, dönen çarhı bend i pınarı güldür gül
Ümmî Sinan gel vasfeyle gül ile bülbül halini
Yine bu şeyda bülbülün ah ile zarı güldür gül
Virmıça, Raif (2008). Prizren’de Kültür, Sanat ve Âşıklık Geleneği. Prizren: Kosova Türk Araştırmacılar Derneği Yay. 69.
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | HÂŞİMÎ, Bakkâl-zâde Seyyid Mehmed Çelebi | d. ? - ö. 1641\\\'den sonra | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | EDÎB, Halîl Edîb Bey | d. 1863 - ö. 1912 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | YÛSUF, İlâhî-zade Seyyid Yusuf Efendi | d. ? - ö. 1627 | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | LÜTFÎ PAŞA | d. 1488? - ö. 1563-64 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | MEVLANA EFSERÎ | d. ? - ö. 1568 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
6 | İLMÎ, Yahya İlmî Çelebi | d. ? - ö. 975/1568\'den önce | Ölüm Yılı | Görüntüle |
7 | VEDÂ’Î, Mehmed Vedâ’î Efendi | d. ? - ö. 1568\'de sağ | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | Şahin Taş | d. 02 Mart 1966 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
9 | Ömer Ateş Kızıltuğ | d. 10 Nisan 1957 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
10 | Ali Hikmet Eren | d. 10 Mart 1972 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
11 | MUSTAFA EFENDİ, Bostan-zâde | d. 1498 - ö. 1570 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
12 | HASAN-I RUMİ | d. ? - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
13 | SENÂYÎ | d. ? - ö. 1543-1544 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | DÂÎ, Dâî Fâzıl | d. ? - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
15 | MÜŞTÂK, Müştâk Baba, Bitlisli | d. 1759 - ö. 1832 | Madde Adı | Görüntüle |
16 | ABDURRAHMAN, Abdurrahman İbni Ahmed efendi | d. ? - ö. 1756 | Madde Adı | Görüntüle |