Madde Detay
VÂSİÎ/ABDÜLVÂSÎ', Abdulvâsi'/Vâsiî Çelebi
(d. ?/? - ö. 945/1538)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 16. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Vâsiî Çelebi'nin asıl adı Abdülvasî olup, şimdi Yunanistan sınırları içindeki Dimetoka'dandır. Öğrenimini Edirne'de tamamladı ve devrinin sayılı âlimlerinden oldu. Hayreddin Hızır Bey'in oğludur. Kaynakların ifadesine göre Edirne'de adına bir medrese, Dimetoka'da da bir camii varmış. Latifi Tezkiresi'nde verilen bilgiye göre, Mevlânâ Lûtfî'nin çevresinde oluşan aşere-i muhabbese (on habis) arasındaydı. Bu gurup daha çok felsefeyle meşgul olup genel inanca karşı çıkışları ile tanındı. Faaliyetleri bir ara takibata uğradı. Her biri kaçıp memleketi terk etti. Latîfî, Vâsiî'nin de İran'a gittiğini, uzun süre orada kaldığını ve zamanla hadisenin unutulması üzerine tekrar İstanbul'a dönerek kadı ve hatta kazasker olduğunu belirtir. Sicill-i Osmanî kadılığını Bursa'da yaptığını belirtiyor. Aynı kaynağa göre 927 / 1520-21'de İstanbul kadısı ve iki gün sonra da Anadolu kazaskeri ve o sene Rumeli kazaskeri oldu. 939 / 1532-33 senesinde azledildi ve emekli oldu. Abdurrahman Hıbrî, Rumeli'de ordu kadılığı yaptıktan sonra İbni kemal Paşazâde'nin ölümüyle boşalan Şeyhülislâmlığa atanmayışına gücenip tüm kitaplarını Edirne bilginlerine vakfettiğinden söz eder. Sehi, Kafzâde Fâizî, Abdurrahman Hıbrî ve Osman Nuri Peremeci ise, şairin Mekke'ye gittiğini ve 945/1538 yılında orada vefat ettiğini yazmaktadır.Sicill-i Osmanî'de bu tarih 944/1537'dir. Vefatı tarihini Riyazî'nin 905 / 1500 göstermesi yanlıştır.
Sehî, Abdülvâsi'yi hoş tabiatli, nazik ve dindar bir kişilik olarak takdim eder. Herhangi bir eserinin olup olmadığına dair kaynaklarda bilgi bulunmamaktadır. Latîfî, Vâsi’î’nin yaratılışının şiire uygun olduğunu; ancak şaire ait şiir sayısının çok az olduğunu belirtir. Kafzâde Fâizî ise Zübdetü’l-Eşâr adlı tezkiresinde şairin divanını gördüğünü belirtiyor. Bu bilgi doğru olmalıdır. Çünkü Fâizî'nin örnek olarak aldığı iki beyit diğer kaynaklarda bulunmamaktadır. Ayrıca şairin çeşitli mecmualarda bazı şiirlerine rastlanmaktadır.
Kaynakça
Bağdatlı İsmail Paşa (1945). Keşf el-Zunun Zeyli. C. I. İstanbul. 525, 1/818.
İsen, Mustafa (1990). Latifî Tezkiresi. Ankara: KB Yay.
İsen, Mustafa (hzl.) (1998). Sehî Bey. Tezkire Heşt Behişt. Ankara: Akçağ Yay.
Kaya, Hasan (2002). Pervâne Beg Nazire Mecmuası (165a-199b). Transkripsiyonlu ve Edisyon Kritikli Metin. Yüksek Lisans Tezi. İstanbul: Marmara Üniversitesi.
Kayabaşı, Bekir (1996). Kafzade Faizî'nin Zübdetü’l-Eşârı. Doktora Tezi. Malatya: İnönü Üniversitesi.
Kazancıgil, Ratip (hzl.). (1996) Riyâz-ı Belde-i Edirne, Bâdî Ahmed. İstanbul. Edirne:Türk Kütüphaneciler Derneği Yay.
Kurnaz, Cemal-Mustafa Tatcı (hzl.). (2001). Tuhfe-i Nâilî, Mehmet Nâil Tuman. Ankara: Bizim Büro Yay.
Mehmed Süreyyâ (1308-15/ 1890-97). Sicill-i Osmânî. İstanbul: Matbaa-i Âmire.
Özcan, Abdülkadir (hzl.) (1989). Şeyhî Mehmed Efendi, Vekâyiü’l-Fuzalâ. Şakâyık-ı Nu'mâniye ve Zeyilleri. İstanbul: Çağrı Yay.
Peremeci, Osman Nuri (2011). Edirne Tarihi. İstanbul: Bellek Yay.
Riyazi. Riyazü'ş-Şuara. Nuruosmaniye Kütüphanesi. 3724, 144a.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: PROF. DR. İSMAİL HAKKI AKSOYAK & DR. ÖĞR. ÜYESİ YUNUS KAPLANYayın Tarihi: 01.12.2014Güncelleme Tarihi: 28.10.2020Eserlerinden Örnekler
Kaşın kemânlarıyla gamzen kim atar oklar
Uşşâkı sînesinden sihriyle bir bir oklar
***
Dedim ey şâhım yüzünde der mi bu yâ dür midür
Dedi şol dürdür ki bu dürden durur derde devâ
***
Âşıkun hakkında çok söz söylermişler dilbere
Çok söz işidür uyarsa düşmâna cânânumuz
Çeşmün bakalıdan bana hışm ile ya kaşlar
Ceyhûn u Furat'a gözüm ögretdi akışlar
İsen, Mustafa (1990). Latifî Tezkiresi. Ankara: KB Yay. 156, Peremeci, Osman Nuri (2011). Edirne Tarihi. İstanbul: Bellek Yay. 219.
Gubâr oldugına gam çekmez idüm bu ten-i hâki
Kapundan ayrıla korkdum budur ki rûzgâr ile
Çeküp zahmetler ana cûy-ı şîr akıtmak isterdi
Meger ki kûh-ken-i cennet sanurdı kûy-ı şîrîni
Kayabaşı, Bekir (1996). Kafzade Faizî'nin Zübdetü’l-Eşârı. Doktora Tezi. Malatya: İnönü Üniversitesi. 814.
Çâk olan dest-i cefâ-y-ile girîbânumdur
İlişen hâr-ı gam u mihnete dâmânumdur
Tîg-ı müjgânına cân virmek igen sehl idi ger
Ol cefâ-pîşe bir agız dise kurbânumdur
Eşk-i çeşm-ile hadengini savarsam n'ola kim
Bâg-ı sînemde biten serv-i hırâmânumdur
Görüp âşüftelügüm teşne-i meyden sanman
Beni ser-hoş iden ol gözleri mestânumdur
Kıssa-i Leylî vü Mecnûn unuduldı Vâsi'
Söylenen dilde benüm yâr ile destânumdur
Kaya, Hasan (2002). Pervâne Beg Nazire Mecmuası (165a-199b). Transkripsiyonlu ve Edisyon Kritikli Metin. Yüksek Lisans Tezi. İstanbul: Marmara Üniversitesi. 42.
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 01.12.2014Güncelleme Tarihi: 28.10.2020Eserlerinden Örnekler
Kaşın kemânlarıyla gamzen kim atar oklar
Uşşâkı sînesinden sihriyle bir bir oklar
***
Dedim ey şâhım yüzünde der mi bu yâ dür midür
Dedi şol dürdür ki bu dürden durur derde devâ
***
Âşıkun hakkında çok söz söylermişler dilbere
Çok söz işidür uyarsa düşmâna cânânumuz
Çeşmün bakalıdan bana hışm ile ya kaşlar
Ceyhûn u Furat'a gözüm ögretdi akışlar
İsen, Mustafa (1990). Latifî Tezkiresi. Ankara: KB Yay. 156, Peremeci, Osman Nuri (2011). Edirne Tarihi. İstanbul: Bellek Yay. 219.
Gubâr oldugına gam çekmez idüm bu ten-i hâki
Kapundan ayrıla korkdum budur ki rûzgâr ile
Çeküp zahmetler ana cûy-ı şîr akıtmak isterdi
Meger ki kûh-ken-i cennet sanurdı kûy-ı şîrîni
Kayabaşı, Bekir (1996). Kafzade Faizî'nin Zübdetü’l-Eşârı. Doktora Tezi. Malatya: İnönü Üniversitesi. 814.
Çâk olan dest-i cefâ-y-ile girîbânumdur
İlişen hâr-ı gam u mihnete dâmânumdur
Tîg-ı müjgânına cân virmek igen sehl idi ger
Ol cefâ-pîşe bir agız dise kurbânumdur
Eşk-i çeşm-ile hadengini savarsam n'ola kim
Bâg-ı sînemde biten serv-i hırâmânumdur
Görüp âşüftelügüm teşne-i meyden sanman
Beni ser-hoş iden ol gözleri mestânumdur
Kıssa-i Leylî vü Mecnûn unuduldı Vâsi'
Söylenen dilde benüm yâr ile destânumdur
Kaya, Hasan (2002). Pervâne Beg Nazire Mecmuası (165a-199b). Transkripsiyonlu ve Edisyon Kritikli Metin. Yüksek Lisans Tezi. İstanbul: Marmara Üniversitesi. 42.
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 28.10.2020Eserlerinden Örnekler
Kaşın kemânlarıyla gamzen kim atar oklar
Uşşâkı sînesinden sihriyle bir bir oklar
***
Dedim ey şâhım yüzünde der mi bu yâ dür midür
Dedi şol dürdür ki bu dürden durur derde devâ
***
Âşıkun hakkında çok söz söylermişler dilbere
Çok söz işidür uyarsa düşmâna cânânumuz
Çeşmün bakalıdan bana hışm ile ya kaşlar
Ceyhûn u Furat'a gözüm ögretdi akışlar
İsen, Mustafa (1990). Latifî Tezkiresi. Ankara: KB Yay. 156, Peremeci, Osman Nuri (2011). Edirne Tarihi. İstanbul: Bellek Yay. 219.
Gubâr oldugına gam çekmez idüm bu ten-i hâki
Kapundan ayrıla korkdum budur ki rûzgâr ile
Çeküp zahmetler ana cûy-ı şîr akıtmak isterdi
Meger ki kûh-ken-i cennet sanurdı kûy-ı şîrîni
Kayabaşı, Bekir (1996). Kafzade Faizî'nin Zübdetü’l-Eşârı. Doktora Tezi. Malatya: İnönü Üniversitesi. 814.
Çâk olan dest-i cefâ-y-ile girîbânumdur
İlişen hâr-ı gam u mihnete dâmânumdur
Tîg-ı müjgânına cân virmek igen sehl idi ger
Ol cefâ-pîşe bir agız dise kurbânumdur
Eşk-i çeşm-ile hadengini savarsam n'ola kim
Bâg-ı sînemde biten serv-i hırâmânumdur
Görüp âşüftelügüm teşne-i meyden sanman
Beni ser-hoş iden ol gözleri mestânumdur
Kıssa-i Leylî vü Mecnûn unuduldı Vâsi'
Söylenen dilde benüm yâr ile destânumdur
Kaya, Hasan (2002). Pervâne Beg Nazire Mecmuası (165a-199b). Transkripsiyonlu ve Edisyon Kritikli Metin. Yüksek Lisans Tezi. İstanbul: Marmara Üniversitesi. 42.
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Kaşın kemânlarıyla gamzen kim atar oklar
Uşşâkı sînesinden sihriyle bir bir oklar
***
Dedim ey şâhım yüzünde der mi bu yâ dür midür
Dedi şol dürdür ki bu dürden durur derde devâ
***
Âşıkun hakkında çok söz söylermişler dilbere
Çok söz işidür uyarsa düşmâna cânânumuz
Çeşmün bakalıdan bana hışm ile ya kaşlar
Ceyhûn u Furat'a gözüm ögretdi akışlar
İsen, Mustafa (1990). Latifî Tezkiresi. Ankara: KB Yay. 156, Peremeci, Osman Nuri (2011). Edirne Tarihi. İstanbul: Bellek Yay. 219.
Gubâr oldugına gam çekmez idüm bu ten-i hâki
Kapundan ayrıla korkdum budur ki rûzgâr ile
Çeküp zahmetler ana cûy-ı şîr akıtmak isterdi
Meger ki kûh-ken-i cennet sanurdı kûy-ı şîrîni
Kayabaşı, Bekir (1996). Kafzade Faizî'nin Zübdetü’l-Eşârı. Doktora Tezi. Malatya: İnönü Üniversitesi. 814.
Çâk olan dest-i cefâ-y-ile girîbânumdur
İlişen hâr-ı gam u mihnete dâmânumdur
Tîg-ı müjgânına cân virmek igen sehl idi ger
Ol cefâ-pîşe bir agız dise kurbânumdur
Eşk-i çeşm-ile hadengini savarsam n'ola kim
Bâg-ı sînemde biten serv-i hırâmânumdur
Görüp âşüftelügüm teşne-i meyden sanman
Beni ser-hoş iden ol gözleri mestânumdur
Kıssa-i Leylî vü Mecnûn unuduldı Vâsi'
Söylenen dilde benüm yâr ile destânumdur
Kaya, Hasan (2002). Pervâne Beg Nazire Mecmuası (165a-199b). Transkripsiyonlu ve Edisyon Kritikli Metin. Yüksek Lisans Tezi. İstanbul: Marmara Üniversitesi. 42.
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | ADLÎ, Sultân Bâyezîd-i Velî bin Fâtih Sultân Mehmed | d. 3 Aralık 1447 - ö. 26 Mayıs 1512 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | MEHMED, Silahdar Seyyid Mehmed Paşa | d. ? - ö. Eylül 1757 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | BALIM SULTAN, Hızır Bali | d. 1462 ? - ö. 1516 ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | ZARÎFÎ, Mehmed Zarîfî Efendi | d. ? - ö. 1538-39\\\'dan sonra | Ölüm Yılı | Görüntüle |
5 | FAKÎH, Hâce Fakîh Karamanî, Hoca Kara Fakîh | d. ? - ö. 1538-39’dan önce | Ölüm Yılı | Görüntüle |
6 | İSHÂK ÇELEBİ | d. - - ö. 1538 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
7 | SELÎM, Kavsara-zâde Mehmed | d. 1661 - ö. 1725-26 | Meslek | Görüntüle |
8 | FÂ'İZ/FÂ'İZÎ, Kerîm-zâde Fâ'iz Abdullâh Efendi | d. ? - ö. 1689 | Meslek | Görüntüle |
9 | NİZÂMÎ, Müneccel /Mincel Ahmed Nizâmî Efendi | d. ? - ö. Şubat-Mart 1697 | Meslek | Görüntüle |
10 | GANÎ, Emîrşâh-zâde Abdülganî Efendi | d. ? - ö. 1587 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
11 | MÜNÎRÎ, İbrâhîm | d. ? - ö. 1617 ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
12 | İSHÂK ÇELEBİ | d. - - ö. 1538 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
13 | BÂKÎ-ZÂDE REMZÎ, İsmail | d. 1641-42 - ö. 01 Mayıs 1703 | Madde Adı | Görüntüle |
14 | NÂDİM, Molla Hudâ-yı Nazar | d. ? - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
15 | BOSNAVÎ | d. ? - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |