Madde Detay
Yalçın Tosun
(d. 14 Mayıs 1977 / ö. -)
Yazar, Şair, Akademisyen
(Yeni Edebiyat / 20. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Ankara’da doğdu. 2000'de Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. Aynı üniversitede özel hukuk doktorasını tamamladı (2008). 2009 yılında yayımlanan ilk öykü kitabı Anne, Baba ve Diğer Ölümcül Şeyler, Notre Dame de Sion Edebiyat Ödülü’ne; ikinci öykü kitabı Peruk Gibi Hüzünlü (2011) ise 2012 Sait Faik Hikâye Armağanı’na değer görüldü. Üçüncü kitabı Dokunma Dersleri 2013’te, dördüncü ve son öykü kitabı Bir Nedene Sunuldum ise 2015 yılında basıldı. Bir Nedene Sunuldum ile 2016 Yunus Nadi Öykü Ödülü’nü kazandı. Tek şiir kitabı Kendini Tutan Su, 2016 yılında Sel Yayıncılık tarafından yayımlandı. Cemal Bâli Akal’la birlikte hazırladıkları Edebiyat, Hukuk ve Sair Tuhaflıklar ise Dost Kitabevi Yayınları tarafından 2015’te basıldı. Öykü yazmaya devam eden Yalçın Tosun, İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesinde öğretim görevlisi olarak çalışmaktadır.
Yalçın Tosun; André Gide’in, “Senin için kendi ailen kadar, kendi odan kadar, kendi geçmişin kadar tehlikeli bir şey yoktur.” epigrafıyla açılan ilk kitabı Anne, Baba ve Diğer Ölümcül Şeyler’de aile kavramına odaklanarak aile ortamında yaşanan sorunları ve travmaları öyküleştirdi. Kitapta yer alan on altı öyküde anne, baba ve çocuk arasındaki ilişkilerin kırılma noktalarıyla, mutsuz aile ortamlarını betimledi. İnsanın kötücül yanını vurguladı. Toplumsal cinsiyet rollerinin birey üzerindeki baskılarını ve bunun hayata yansıyan yanlarını gösterdi. Cinsel şiddet, ensest ve taciz gibi söze dökülmekte zorlanılan konuları işleyen öyküler yazdı. Örneğin “Pasta” öyküsünde evlenme yaşına geldiğini düşünen bir memur kadının babasından gördüğü muameleyi üstü kapalı bir dille anlatırken ensest ilişki temasına yer verdi. Öykünün, “Çocukken nasıldı? Nasıldık Biz? Çocuk da mı olduk bir zamanlar?” (Tosun, 2012: 40) diye soran anlatıcısı, tüm öykülerde karşımıza çıktığı üzere yaşanamamış çocukluğun acısını dile getirir. Peruk Gibi Hüzünlü’de çocukluk ve ergenlik döneminde yaşanan sorunları ele alırken büyümek, masumiyet ve şiddet temalarına ağırlık verdi. Aşk, sevgi, cinsellik, nefret, tutku, keder, dostluk ve yalnızlık temalarını da işledi. Dört bölümden oluşan ve her biri o bölümde işlenen temalarla ilgisi olan cümlelerle açılan kitapta tüm bölümlerin kendi içinde bir tutarlılığı ve bütünlüğü vardır. Örneğin “çocuklar tekinsizdir, annelerse uçurum;/ olur olmaz düşülür” cümlesiyle açılan ilk bölümdeki “Muzaffer ve Muz”, “Altın Günü”, “Masumiyet” ve “Beyaz Sabun” adlı dört öykü de çocukluk dönemi izlenimlerinin öyküleştirilmesinden meydana gelir. Burada özellikle çocukluk dönemindeki masumiyet kavramı sorgulanmıştır. Tosun, “Altın Günü” öyküsünde olduğu gibi birçok öyküsünde kadın karakterlere yer vermiştir. “Bazı Köfteler”, “Muzaffer ve Muz” ve “Masumiyet” gibi öyküler ise çocuk anlatıcıların gözünden yazılmıştır. “Hayatım boyunca, çocukluğu kullanarak öyküler yazabilirim, orada bitmeyen bir cevher var bence” (Yerlikaya, 2010) diyen Tosun, çocukluk döneminde yaşananların hayatımızı ne kadar etkilediğini göstermek istemiştir. Tosun, ilk iki kitabında da yer verdiği toplumsal cinsiyet meselesini Dokunma Dersleri kitabında daha da derinleştirir. “Cinsiyet belası”nın hem kadın hem de erkek üzerindeki olumsuz etkilerini dile getirirken toplumun “öteki”leri olarak görülen LGBTİ bireylerin hak ve yaşam savaşlarını dile getirmeyi ihmal etmedi. Eşcinsel, gay ve trans karakterlerin yaşamlarını öyküleştirirken cinsiyetsiz bir dil yaratma çabasına girdiği görüldü. “Kendisi olamayanların ülkesinde arayan, sorgulayan, hoşnutsuz, cinsellikten ve kendinden korkmayan kahramanlarım var benim” (Tohumcu, 2016) diyen Tosun, kendi bireyliğini ortaya koymaya çalışan “öteki”lerin seslerini duyuran öyküler yazmıştır. “Arzuyu Örtüsünden”, “Tanıdık Yabancılar Makamı”, “Bilindik Sırlar Makamı” ve “Küçük Kesikler” isimli dört bölümden oluşan Dokunma Dersleri de Peruk Gibi Hüzünlü’ye benzer şekilde tematik bir kitaptır. Yazar, burada özellikle kitaba da adını veren “dokunma” duyusundan hareketle bedenin ilişkilerimizdeki rolüne değinen öyküler yazmıştır. Hivren Demir-Atay’ın da belirttiği gibi dokunma, Yalçın Tosun’un öykülerinde “queer” bir niteliğe bürünür. Tosun’un öykülerinde “ötekileştiren, sembolik kategoriler üreten, “ben”i ve “biz”i kuran sevgi, korku, nefret gibi duyguların yerini burada bedenlerle rahat bir ilişki kuramamaktan kaynaklanan duygulanma anları alı[r] (2016: 43).
Tosun, son kitabı Bir Nedene Sunuldum’da cinsel kimliklerle ilgili dertleri ele almaya devam ederken aşk, cinsellik ve erotizm temalarına da yer verdi. Her bölümün yine bir epigrafla açıldığı kitapta, yazarın önceki kitaplarında olduğu gibi bir bütünlük duygusu yaratılmıştır. Bir Nedene Sunuldum’da Tosun, “heteronormatif yaşam kurgusunun ikiyüzlü, düzleştirici ve yok sayıcı boyutlarını” (Demir-Atay, 2016: 39) edebiyat aracılığıyla dile getirmeye devam etmiştir.
Yalçın Tosun’un öykülerindeki en belirgin özelliklerden birisi farklı bakış açılarını aynı öykü içinde kullanmasıdır. Örneğin Anne, Baba ve Diğer Ölümcül Şeyler’de yer alan “Kereviz” öyküsünde ilk anlatıcı anne, ikinci anlatıcı ise yıllardır görmediği kızıdır. Aralarında duygusal bir mesafe olan anne-kızın, yıllar sonra tekrar buluştuklarında birbirlerine söyleyemedikleri sözler, iç monologları aracılığıyla okura aktarılır. Peruk Gibi Hüzünlü kitabındaki “Üç Kadınlı Şehir”de ise İstanbul’da yaşayan ve farklı hayat koşullarına sahip üç kadının -Zehra, Zöhre, Zeren- hikâyesi, kadınların isimlerini taşıyan başlıklar altında anlatılırken, son anlatıcı ise “İstanbul” başlığı altında bu kadınları bağrında taşıyan şehrin ta kendisidir.
Tosun’un yalın ve çarpıcı bir dili vardır. Kısa öykünün doğasına uygun olarak okura tamamlayacağı boşluklar bırakmayı sever. Bazı öykülerinde mektup ve günlük gibi türlere yer verirken bazılarında da sinema ve tiyatronun kimi tekniklerinden faydalanmıştır. Yalçın Tosun’un öykülerinde dikkat çeken başka bir unsur da İstanbul’da yaşayan farklı milliyet ve inançlardan insanlara yer vermesidir. Örneğin Peruk Gibi Hüzünlü’deki “Madam Marini’nin Tamamlanmış Bir Resmi” öyküsünde bütün yakınları Atina’ya göç ettikten sonra İstanbul’da tek başına kalan Rum Madam Marini’nin yalnızlığı konu edilmiştir. Tosun, Dokunma Dersleri’ndeki “Ruhsar Hanım’la Levon Bey’in Beş Çayı” öyküsünde ise farklı yaşam koşullarına sahip bir kadınla erkeğin aşk yaşayabilme ihtimali üzerinde durur. Tosun’un Tomris Uyar, Füruzan, Yıldırım Türker, Sevim Burak ve Raymond Carver gibi yazarlara öykü ithaf ettiği düşünülürse yazın yaşamında bu yazarlardan etkilendiği söylenebilir.
Kaynakça
Demir-Atay, Hivren (2016). "Dünyadan Özür Dilemek": Yalçın Tosun'un Öykülerinde Utangaçlık, Queer Hisler ve Sınırların İhlali. Öykülem. Sayı.3, 39-45.
Tohumcu, Aslı (15 Şubat 2016). "Kendimizden Bahsetme İştahımız Midemi Kaldırıyor". http://www.artfulliving.com.tr/edebiyat/kendimizden-bahsetme-istahimiz-midemi-kaldiriyor-i-5162. [Erişim tarihi: 15.05.2019]
Tosun, Yalçın (2012). Anne, Baba ve Diğer Ölümcül Şeyler. (4. Baskı). Yapı Kredi Yayınları: İstanbul.
Yerlikaya, Çağlar (2010). "Anne, Baba ve Diğer Ölümcül Şeyler". http://caglaryerlikaya.blogspot.com/2010/03/anne-baba-ve-diger-olumcul-seyler-yalcn.html. [Erişim tarihi: 15.05.2019]
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DR. SİBEL YILMAZYayın Tarihi: 19.05.2019Güncelleme Tarihi: 13.11.2020
Yayın Tarihi: 19.05.2019Güncelleme Tarihi: 13.11.2020
Güncelleme Tarihi: 13.11.2020
Eser Adı | Yayın evi | Basım yılı | Eser türü |
---|---|---|---|
Anne, Baba ve Diğer Ölümcül Şeyler | Yapı Kredi Yayınları / İstanbul | 2009 | Hikâye |
Peruk Gibi Hüzünlü | Yapı Kredi Yayınları / İstanbul | 2011 | Hikâye |
Dokunma Dersleri | Yapı Kredi Yayınları / İstanbul | 2013 | Hikâye |
Bir Nedene Sunuldum | Yapı Kredi Yayınları / İstanbul | 2015 | Hikâye |
Edebiyat, Hukuk ve Sair Tuhaflıklar | Dost Kitabevi / Ankara | 2015 | İnceleme |
Kendini Tutan Su | Sel Yayıncılık / İstanbul | 2016 | Şiir |
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | Ünal Ersözlü | d. 21 Eylül 1959 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | C. Hakan Arslan | d. 1966 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | Talip Uluşan | d. 15 Mart 1938 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | Eren Safi | d. 03 Mart 1977 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | Burcu Bahar | d. 11 Mayıs 1977 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | Berkun Oya | d. 3 Mart 1977 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | Sara Gürbüz Özeren | d. 12 Şubat 1956 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
8 | Annaguli Nurmemmet | d. 25 Mayıs 1959 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
9 | Necmettin Halil Onan | d. 1902 - ö. 17 Ağustos 1968 | Meslek | Görüntüle |
10 | Özgür Savaşçı | d. 10 Haziran 1955 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
11 | Aysel Yüksel | d. 1937 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
12 | Hatice Meryem | d. 02 Kasım 1968 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
13 | Cevdet Yalçın | d. 03 Temmuz 1943 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
14 | Özkan Yalçın | d. 1949 - ö. 17 Mart 1998 | Madde Adı | Görüntüle |
15 | Selim Sırrı Yalçın | d. 1921 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |