Madde Detay
Bekir Yıldız
(d. 03 Mart 1933 / ö. 8 Ağustos 1998)
Roman yazarı, öykü yazarı, röportaj yazarı, matbaacı
(Yeni Edebiyat / 20. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Şanlıurfa'da doğmuştur. Polis memuru Şükrü Bey ile Hatice Hanım'ın dördüncü çocuğudur. Babasının mesleği dolayısıyla bir yaşında iken önce Şanlıurfa'dan Van'a, ertesi yıl Kastamonu'ya taşınmışlardır. Çocukluk yılları bu şehirde geçmiştir. 1943'te babasının tayini Gaziantep Nizip'e çıkmış, 1944'te ağabeyinin eğitimini sürdürebilmesi nedeniyle annesi ve kardeşleri ile birlikte Şanlıurfa'ya dönmüşlerdir. On iki yaşında Nizip'te azaplık yapan dayısının yanına gönderilmiş, burada ağalık sistemini yakından görmüştür. 1946'da Adana Sanat Enstitüsüne kaydolmuş, üç yıl boyunca eğitimini burada sürdürmüştür. Ağabeyinin eğitimi nedeniyle 1950'de İstanbul'a taşınmışlardır. Yıldız, bu yıllarda aile bütçesine katkı sağlamak amacıyla fabrika ve atölyelerde çalışmıştır. Mersin ve İstanbul'da sürdürdüğü Enstitü'deki eğitimini tamamlamasının ardından 1951'de Matbaacılık Yüksek Okuluna kaydolmuş, eğitimi süresince çeşitli işlerde çalışmayı sürdürmüştür. Askerlik görevine 1957'de Eskişehir'de başlamış; askerlik yıllarında tanıştığı Güler Hanım'la aynı yıl evlenmiş; 1958'de kızı Vildan, 1959'da oğlu Yüce dünyaya gelmiştir.
1962'de matbaacılık kurslarında ders vermeye başlayan Yıldız'ın Makine ile Yazı Dizme Sanatı adlı kitabı bu dönemin ürünüdür. Aynı yıl, ekonomik kaygılarla Almanya'ya işçi olarak gitmek için başvurmuş ve dört yıl boyunca Almanya'da çalışmıştır. Dört yıl sonra yurda dönen Yıldız, Almanya'daki birikimleriyle hedeflediği matbaayı kurabilmiş, 1966'da İstanbul Nuruosmaniye'de Alfabe Matbaacılık'ı (daha sonraki adıyla Asya Matbaacılık) açmıştır. Burası, dönemin yazar ve aydınlarının uğrak yerlerinden biridir. Matbaayı kurmasının ardından yazı serüveni başlayan Yıldız, Türkler Almanya'da adını taşıyan ilk eserini kendi matbaasında basmıştır. Edebiyatla bağı gittikçe artan Yıldız, Almanya günlerinin ardından 1967'de ağabeyinin görev yeri olan Van'a yaptığı ziyaretin sonunda yazılarının odak noktasına Anadolu'yu almış özellikle çocukluk yıllarından kalan izlenimlerini hikayeleştirmeye başlamıştır. Reşo Ağa adlı kitabı, bu dönemin ürünlerindendir.
1974'te Yazarlar Sendikası ikinci başkanlığına seçilmiştir.
1982'de uzun ve sıkıntılı bir sürecin ardından eşinden boşanmış ve aynı yıl Oya Hanım'la evlenmiştir. Bu yıl içerisinde matbaasını kapatarak basım faaliyetlerine son vermiş ve ekonomik sıkıntılarla baş etmek zorunda kalmıştır. İhtilalin ardından doğan siyasal ve sosyal ortama ayak uyduramayan Yıldız, uzun bir küskünlük dönemi geçirmiştir. 1994'te Can Yücel, Demirtaş Ceyhun ve Ataol Behramoğlu gibi isimlerle birlikte katıldığı Varna, Rusya ve Tire’yi kapsayan Karadeniz gezisinde kalp spazmı geçirmiştir. Silivri’deki evinde aniden rahatsızlanan Yıldız, geçirdiği kalp krizinden dolayı 8 Agustos 1998’de vefat etmiştir. Kabri, Karacaahmet Mezarlığı'ndadır.
Kara Vagon'la May Edebiyat Ödülü’nü (1968), Kaçakçı Şahan'la 1971’de Sait Faik Hikâye Armağanı’nı, Allah’ın Gölgesinde Koşanlar adlı röportajıyla 1991 Yunus Nadi Röportaj Ödülü’nü ve Darbe romanıyla 1990 Milliyet Yayınları Roman Ödülü’nü kazanmıştır.
Yıldız'ın Bedrana, Kara Çarşaflı Gelin, Halkalı Köle ve Darbe adlı eserleri sinemaya uyarlanmıştır.
İlk öyküsü 1951 yılında Resimli Tomurcuk adlı çocuk dergisinde yayımlanmıştır. Yıldız, ekonomik nedenlerle edebiyat faaliyetlerine nispeten geç başlamış bir yazardır. Otobiyografik nitelikteki belgesel-romanı Türkler Almanya'da yazarın ilk basılan kitabı olmakla birlikte edebiyat dünyasındaki ününü Reşo Ağa adlı öyküsüne borçludur. Bu eserle birlikte Güneydoğu Anadolu, Türk romanına girmiş ve bu yeni adım, dönem içerisinde ciddi bir yankı uyandırmıştır.
Yıldız’ın öykü ve romanlarının başlıca konuları; Anadolu gelenek ve töreleri, kaçakçılık, ağa-köylü ilişkisi ve çatışması, Almanya’ya göç eden işçilerin çektikleri sıkıntılar ile evlilik kurumunun karmaşık yönleridir. Bu konuların tümü, Yıldız’ın gözlem ve deneyimleriyle ilişkilidir. Bu nedenle Yıldız’ın edebiyatında otobiyografik unsurlara sıklıkla rastlanıldığını söylemek mümkündür.
Toplumcu bir edebiyattan yana olan Yıldız, eserlerini de bu bağlamda sade, anlaşılır ve düz bir anlatımla kaleme almıştır. Gerçekliğe yaslı dili, sanatsal söyleyiş ve betimlemelerden uzaktır. Yazar, aktardığı her şeyi olduğu gibi, bütün çıplaklığıyla aktarmak istemiş ve dolaysız bir üslupla eserlerini meydana getirmiştir. Salt gerçeklikle kurgulanan kahramanları; idealist tavırlardan yoksun, hayatın acısını tatmış kimselerdir. Yazarın bilinçli bir şekilde tercih ettiği bu tavır, onun okurda bir duyarlılık sağlama amacıyla ilişkilendirilebilir. Yazar, kahramanlarını konuştururken de bu gerçekçi tavra bağlı kalmış; kahramanlarını kendi ağız özelliklerine göre konuşturmuştur. Yıldız’ın özellikle Güneydoğu eksenli eserlerinde pek çok yerel söyleyişe rastlamak mümkündür.
Hilmi Yavuz, Milliyet Sanat dergisinde yazarın öykücülüğü hakkında şu tespitlerde bulunmuştur:
Bekir Yıldız’ın hikâyeleri, birbirinden ilk bakışta ayrılan, ama son çözümde bütünleşen iki ayrı kesitte gelişir: Güneydoğu Anadolu bölgesi insanının manevi hayatına katı, acımasız ve giderek bir şiddete (violence) varan disiplinle egemen olan törelere sıkı sıkıya bağlı toplumsal yaşama biçimini işleyen hikâyeler; bu toplumsal yaşama biçiminden çıkıp Almanya’ya göç ederek değişik bir toplumsal örgütlenmenin getirdiği, gene sert ve acımasız ama başka bir düzeyde gerçekleşen kurallara ayak uydurmaya çalışan insanları işleyen hikâyeler. (Yavuz 1973: 27)
Yıldız'ın öyküleri üzerine yüksek lisans tezi hazırlayan Duran, yazarın söylemlerini şu şekilde özetlemiştir: "Bekir Yıldız, eserlerinde yurt içinde ve yurt dışında yapmış olduğu gözlemlerinde, hayatı tüm yalınlığıyla gözler önüne serebilmek için hayatın içinde olmak ve hayatı tüm duyguları tadarak yaşamak gerektiğini, tecrübe edilmeyen bir duygunun tam anlamıyla anlatılmasının mümkün olamayacağını, insanın insana yapıp ettiklerinin sonunun olmadığını, insanın her yaşta ve dönemde nerede ve kiminle birlikte bir yaşam sürerse sürsün mutlaka bir etkileşim içinde olduğunu, eğitimsizliğin ve ekonomik yoksunluğun insanı kişiliksizlik çıkmazına mahkûm ettiğini, insanın anne karnından itibaren toplumsal baskının kıskacına alındığını, insanın kuşatılmış bir hayat yaşadığını, bu kuşatılmışlığın köyde, kasabada ve kentte de devam ettiğini, hayatın sade ve güzel olduğunu, insanın hayatı kendisinin çekilmez yaptığını ve sonra da hayattan şikâyetçi olduğunu, hayatın doğasında mücadelenin olduğunu, fakat bu mücadelenin insanın insana işkencesine dönüşmemesi gerektiğini anlatmaya çalışır (Duran 2018: 97).
Yıldız, göçmen edebiyatının ilk kuşak temsilcilerinden olup göç olgusunu yalnızca giden işçilerin yaşadığı olumsuzluklar boyutuyla ele almamış; işçilerin göç fikirlerinin doğuşu, aileleri ile yaşanan çatışmalar ve devamında yaşanan kopukluklar ve sarsılmalar, işçi kazaları, anavatana dönüş ve sonrasında yaşanan kültürel kaymalara eserlerinde yer vermiştir. Meseleyi bütüncül olarak işleyen yazarın göç olgusunun temeline iş arayışını yerleştirdiği, bunu da sınıfsal birtakım çözümlemelerle anlamlandırdığı görülmektedir (Üstün 2017: 98). Öykü ve romanlarının dışında Almanya’da yaşayan Türk işçilerle yaptığı röportajlardan oluşan eseri Alman Ekmeği de yazarın bu bağlamda değerlendirilebilecek eserlerindedir. Yazar bu eserinde makineleşmek olgusu üzerinden, göçle doğan emek sömürüsüne göstermeye çalışmıştır.
Yıldız’ın ayrıca Arılar Ordusu, Ölümsüz Kavak, Şahinler Vadisi ve Kör Güvercin adlı dört çocuk kitabı vardır. Bu kitaplarda daha önceki eserlerinde yer alan öykülerinden bazıları yeniden basılmıştır.
Kaynakça
Doğan, Abide (2003). “Almanya'daki Türk İşçilerini Konu Alan Romanlar (Türkler Almanya'da, Sancı... Sancı..., A'nın Gizli Yaşamı) Üzerine Bir Değerlendirme”. Türkbilig (2003/6): 56-68.
Baskak, Sevgil (2008). Bekir Yıldız'ın Öykücülüğü. Yüksek Lisans. Adana: Çukurova Üniversitesi.
Cihangiroğlu, Vildan (2003). Bekir Yıldız'ın Romanlarının Tematik ve Yapı Bakımından İncelenmesi. Yüksek Lisans Tezi. Elazığ: Fırat Üniversitesi.
Durukoğlu, Salim (2012). Bekir Yıldız'ın Eserlerinde İzlek ve Yapı. Doktora Tezi. Elazığ: Fırat Üniversitesi.
Ergün, Mehmet (1975). Hikâyemizde Bekir Yıldız Gerçeği. İstanbul: A Yayınları.
Özer, Abdülvahap (2007). Bekir Yıldız’ın Hikâye ve Romanlarında Sosyal Meseleler. Yüksek Lisans Tezi. Konya: Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Zengin, Erkan (2010). “Türk- Alman Edebiyatına Tarihsel Bir Bakış ve Bu Edebiyata İlişkin Kavramlar”. Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi (12): 329-349.
Duran, Sinan (2018). Bekir Yıldız’ın Öykülerinde Şahıs Kadrosu. Yüksek Lisans Tezi. Elazığ: Fırat Üniversitesi.
Üstün, Koray (2017). "İş ve İş Bulma Sorunsalı Ekseninde Bekir Yıldız’ın Kısa Anlatıları". Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi. 61: 81-100.
Yavuz, Hilmi (1973). “Beyaz Türkü”, Milliyet Sanat. 6 Nisan 1973. 27.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DR. KORAY ÜSTÜNYayın Tarihi: 06.11.2019Güncelleme Tarihi: 20.12.2020
Yayın Tarihi: 06.11.2019Güncelleme Tarihi: 20.12.2020
Güncelleme Tarihi: 20.12.2020
Eser Adı | Yayın evi | Basım yılı | Eser türü |
---|---|---|---|
Türkler Almanya'da | Alfabe Yayınları / İstanbul | 1966 | Roman |
Reşo Ağa | May Yayınları / İstanbul | 1968 | Hikâye |
Kara Vagon | May Yayınları / İstanbul | 1969 | Hikâye |
Kaçakçı Şahan | Asya Yayınları / İstanbul | 1970 | Hikâye |
Sahipsizler | Cem Yayınları / İstanbul | 1971 | Hikâye |
Evlilik Şirketi | Sinan Yayınevi / İstanbul | 1972 | Hikâye |
Harran | Cem Yayınları / İstanbul | 1972 | Röportaj |
Beyaz Türkü | Cem Yayınları / İstanbul | 1973 | Hikâye |
Alman Ekmeği | Cem Yayınları / İstanbul | 1974 | Hikâye |
Dünyadan Bir Atlı Geçti | Cem Yayınları / İstanbul | 1975 | Hikâye |
Demir Bebek | Cem Yayınları / İstanbul | 1975 | Hikâye |
İnsan Posası | Cem / İstanbul | 1976 | Röportaj |
Ölümsüz Kavak | Cem / İstanbul | 1977 | Hikâye |
Arılar Ordusu | Cem / İstanbul | 1979 | Hikâye |
Halkalı Köle | Yazko Yayınları / İstanbul | 1980 | Roman |
Harran Berlin | Tekin / İstanbul | 1980 | Röportaj |
Şahinler Vadisi | Yazko / İstanbul | 1981 | Hikâye |
Mahşerin İnsanları | Yazko Yayınları / İstanbul | 1982 | Hikâye |
Yaman Göç | Yazko Yayınları / İstanbul | 1983 | Röportaj |
Aile Savaşları | Varlık Yayınları / İstanbul | 1984 | Roman |
Bozkır Gelini | Varlık Yayınları / İstanbul | 1985 | Hikâye |
Ve Zalim ve İnanmış ve Kerbela | Cem Yayınevi / İstanbul | 1986 | Roman |
Darbe | Cem Yayınları / İstanbul | 1989 | Roman |
Kör Güvercin | Cem / İstanbul | 1991 | Hikâye |
Röportajlar 1 | DD Yayınevi / İstanbul | 1997 | Röportaj |
Röportajlar 2 | DD Yayınevi / İstanbul | 1997 | Röportaj |
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | Kenan Harun | d. 1925 - ö. 12 Şubat 2002 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | A. Hicri İzgören | d. 1950 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | Mehmet Kurtoğlu | d. 01 Ocak 1969 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | Turhan R. Oğuzbaş | d. 14 Mart 1933 - ö. 15 Mayıs 1997 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | MUSTAFA, Mustafa Yiğit | d. 1933 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | Dimitri Karaçoban | d. 1933 - ö. 1986 | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | Mehmed Kemal Kurşunluoğlu | d. 11 Nisan 1921 - ö. 14 Eylül 1998 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | ALİ RIZA DAVUDİ | d. ? - ö. 1998 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | A. Adnan Çakmakçıoğlu | d. 27 Mayıs 1921 - ö. 2 Şubat 1998 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | Hüseyin Toprak | d. 25 Aralık 1942 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
11 | MEHMED FAHREDDÎN, Bursalı | d. 1792 - ö. 1855 | Meslek | Görüntüle |
12 | Sibel Kayalı Türker | d. 1968 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
13 | Miktat Eyüboğlu | d. 1957 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | Zeynep Delav | d. 1980 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | İskender Pala | d. 8 Haziran 1958 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
16 | (ALICIKLI) HİCABÎ/HİCABÎ DERVİŞ, Satılmış Yıldız | d. 1938 - ö. 07.10.2013 | Madde Adı | Görüntüle |
17 | ÂLİM/SİTEMKÂR ÂLİM, Bekir Alim | d. 1962 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
18 | DENİZ, Bekir Karadeniz | d. 1957 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |