ADNAN YILMAZ

(d. 1961 / ö. -)
kemençeli âşık
(Âşık / 20. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Adnan Yılmaz, Trabzon’un Maçka ilçesine bağlı Galyan’ın Ergin köyünde 1961 yılında dünyaya gelmiştir. Yörede Üçüncüoğulları olarak bilinen bir sülaledendir. Ailesi aslen Trabzon’un Köprübaşı’na bağlı Yılmazlar köyünden olup sel felaketi nedeniyle 1929 tarihinde Maçka’ya yerleştirilir. Babasının adı Necmi, annesinin adı Besire’dir. Babası, atma türkü ve kemençe çalmada mahirdir. Yörede Kemençeci Necmi olarak tanınır. Yılmaz, ilkokulu köyünde, ortaokulu Zonguldak’ta tamamlar. 12-13 yaşlarında ailesiyle Trabzon’dan ayrılan âşık, önce Bursa’ya sonra Adapazarı’na taşınır. 1974 yılında ise Almanya giden Yılmaz, 1975’te Adapazarı’na ailesinin yanına geri döner. Zonguldak’ta İmam Hatip Lisesi’ni okurken ikinci sınıfta terk eder. O dönem Türkiye’nin toplumsal ve siyasi olayları sağ-sol davaları nedeniyle okuma hayatına devam edemez. 1979 yılında evlenen Yılmaz, yedi çocuk babasıdır. Askerlik görevini ihtilal zamanı, 1980 yılında İstanbul Beşiktaş’ta asayiş birliğinde tamamlar. Adapazarı’nda müzik hayatına başlayan âşık, Adapazarı’nda 49 gün konservatuarda eğitim görür. Sakarya Halk Eğitim’de kemençe çalıp atma türkü söyler. Genelde kemençeli âşıklık geleneği konusunda Maçka yöresindeki yerel sanatçılardan etkilenmiştir. Yılmaz, öncelikle babasının sonra Erkan Ocaklı’nın tesiri altında kalır ve onları kendine usta olarak kabul eder. Ayrıca Maçkalı Hasan Tunç, Maçkalı Nazım Çubuk, Katip Şadi, Koryanalı Hüseyin, Ali Çinkaya, Sadık Karadeniz, Fahrettin Dilaver ve Hüseyin Dilaver gibi bölgedeki kemençeli âşıklardan da etkilenir. Yılmaz ise erkek kardeşleri Sinan ve Kenan Yılmaz’a ustalık eder. 1982’de “Sen Nasıl Laz Kızısın” adlı kasetini çıkaran Yılmaz, bu alanda büyük bir isteğin, ihtiyacın ve boşluğun olduğunu fark eder. İstanbul Unkapanı’nda kaset firması kurar. Burada Erkan Ocaklı, İsmail Türüt ve Sait Uçar gibi isimlerle çalışır. Karadenizli sanatçıları bu firmada bir araya toplamayı başarır, onları teşvik eder. Genç Karadenizli sanatçıların önünü açar. Gençliğe Karadeniz müziğini ve kemençeyi sevdirir. Kemençeyle diğer çalgı aletlerini birlikte kullanarak yeni bir form oluşturur. Kont Adnan lakabıyla tanınır. Sait Uçar ile özel bir televizyon kanalında Karadeniz Fırtınası adlı bir program yapar. Yurtdışında ve yurtiçinde birçok konsere, düğüne, Kadırga ve yayla şenlikleri gibi etkinliklere katılır; birçok kurum ve dernekten plaket alır. Dijital müzik ortaya çıkınca, firmasını kapatmak durumunda kalır. Radyo ve televizyonlarda programlar yapar. Bazı türkülerine klip çeker. Üniversitede müzik bölümü öğrencilerine imtihanlara girerken ve ödev hazırlarken yardımcı olur. Adnan Yılmaz, 2018’de Kültür Bakanlığı’nda sınava girer ve devlet sanatçısı unvanını kazanır. Sanat faaliyetleriyle birlikte ticaretle de uğraşan Yılmaz, hâlen İstanbul ve Adapazarı’nda ikâmet etmektedir.

Yılmaz’ın 600’ün üzerinde MESAM’a  kayıtlı eseri vardır. Başkalarına da güfte ve beste verir. Kemençe çalabilen Yılmaz’ın doğaçlaması güçlüdür. Birçok âşıkla atışma yapar. Kemençe ile kavalı ilk defa aynı anda kullanır. Ayrıca kemençe ile diğer çalgı aletlerini bir arada kullanarak çağa ve özellikle de gençlere ulaşmaya çalışır.

Yılmaz, günlük yaşama dair hemen her konu üzerine şiirler yazar. Kendi yaşadığı hayat tecrübelerini, gözlemlerini, Karadeniz’in tabiatını, örf ve âdetleri, köyden kente gelen insanın kentleşme sorunu yerel ağız özellikleriyle şiirlerine aktarır. “Kuş Foli Komar Foli” adlı türküyü yaşanılan bir hadiseden hareketle yazdığını ifade eden Yılmaz’ın türküsündeki üslubu; anonim halk edebiyatındaki manzum tekerlemeleri andırır: “O pamuk ellerine kina yakmişti kina/Paluklama atladum karyolanun altina/Oy Allah’um Allah’um oy tereler tereler/Karyolanun altina yedi beni pireler/Bi mektup yazacağum Trabzon’da kaleme/Teti ola kit purdan rezil olduk aleme/Paşum pelaya kirdi kaça uşaklar kaça/Atladumda kurtuldum yandaki dar ağaca/Ağaçtan ineyikan tuştum kirdum komaya/Biri da haber vermiş o Fadime halaya/Halada kitti teti inşaatte Pala’ya/Pala işi tuyinca hep sarildi malaya” (https://sarkisozleri.sitesi.web.tr/adnan-yilmaz/kus-foli.html).

“Faik Dayi”  adlı türküsünde ise Faik Dayı’nın aslında bir simge adam olduğunu, bir serüveni, yaşantıyı, kısacası Karadeniz’de yaşayan insanı yansıttığını ifade eder. Faik Dayi adlı şiiri âdeta meddah hikâyelerini andırır ve Yılmaz da bu şiiri meddah üslubuyla seslendirir. Şiirde; köy yaşantısını, çocukluğunu, komşuluk geleneğini, eski örf ve âdetleri, köyden şehre gelişini, gurbeti ve insanların vefasızlığını Faik Dayi karakteri üzerinden anlatır: “Taş Köprü diye bir mekânımız vardı, hep orada buluşurduk. Üsten aşağıya Faik Dayi gelirdi. Omuzunda Alman bir kayışlı teyip. Kemençe sesi. Erkan Ocaklı’nın Emine’sine yaktığı ağıt çalınca/ Zilma Boğazı’nda yankı yapardı/Vay be mekânın cennet olsun Erkan abi/… Yediği ekmeğe tekme vuranları mı, biz insanlığın bittiğini gördük be Faik Dayi”. Şiirin sonu, şairname niteliğindedir. Etkilendiği, örnek aldığı ve ahirete intikal eden bölge âşıklarının isimlerini birer birer zikrederek rahmette bulunur: “Bu sene Kadirgaya/Yolum düştü uğradım/Eski arkadaşlardan/Kimseye rastlamadum/Nerede Koryanali/Nerde Erkan Ocakli/Nerde Ali Köroğli/Nerde Bahattin Çamur/Nerde Rizeli Koçal/Nerde Maçkalı Nazım/Nerde Aloğun Kazım/Nerde kaldun Çınkaya/Onlar da benum gibi /Dertli geldi dünyaya”. (www.youtube.com/watch?v=m4luqAS).

Yılmaz, dinî ve millî konuları da şiirlerinde coşkulu bir biçimde ele alır. Özellikle Erkan Ocaklı ve İsmail Türüt ile birlikte birçok türkü seslendirir. Millî duygularını paylaştığı “Türkiyem” şiirine dair birkaç dize ise şöyledir : “Dağlarına fidan diktim yetişti/Ovasına kuzu yaydım meleşti/Bu vatanda ne yiğitler güreşti/Kimse sana yan bakamaz Türkiyem, Türkiyem Türkiyem  (www.youtube.com/watch?v=jRP47-HWvhU).

Köyden kente göç etmeyle birlikte ortaya çıkan sorunlardan biri olan geleneklerin terk edilmesini ise “Sen Nasil Laz Kızısın” türküsüyle sorgular: “Değirmene gitmezsun/Mısır ekmek bilmezsun/E kız tarla  ekmezsun/Sen nasil laz kızisun/Ekmek yapamayisun/Sığır sağamayisun/Hamsi kızartmayisun/Sen nasil laz kızisun/Funduk toplamayisun/Çay toplamayisun/Lahana yapmayisun/Sen nasil laz kızisun/Yaylaya gitmesun/Orada duramayisun/İnek sağamayisun/Sen nasil laz kızısun” (www.youtube.com/watch?v=FAc409dwWWA). Köy ve kent çatışmasına yer verdiği bir başka şiir örneği şöyledir: “Anam söyledi bana/Uşağum köyden evlen/Boyle vesiyet etti /Sana rahmetli deden/Aldım şehir kızını/Eşarp bağlatamadım/Lahanalar çürüdü/Yemek yaptıramadum/ Aldım şehir kızını namaz kıldıramadum/ Aldım şehir kızını fındık toplatamadım”.

Kargış türünde maniler de yazar: “Akşam oldı güzelim/Yaksana ışığını/Allah alsın elinden/Kınalı beşiğini/Ettum sana beddua/ Donatmayasın beşük”. “Trabzonsporum”, “Haydi Trabzon”, “Mavi Mavi Bordo Mavi”, “Avni Aker”, “Trabzonspor Geliyor”, “Büyüksün Trabzon” gibi Trabzonspor için de onlarca türkü yazmıştır. “Karadeniz Kızları” adlı şiirinde “Gezelum arkadaşlar/Trabzon köylerini” diyerek Trabzon’un birçok köyünü hikâye anlatır bir üslupla aktarır. “Günlerden sali idi/ Sürmene’nin pazari/Çıktum Köprübaşı’na/Gördüm arkadaşları” (https://www.youtube.com). “Evlerinin önü” ile mani tipiyle başlayan şiirler de kaleme alır: “Evin önü asmaluk/Asmalar kalabaluk/Bu gaybananın kızına/Yakışıyor yosmalık”. Dünyayı etkisi altına alan koronavirüs küresel salgınıyla ilgili de mani söylemiştir: “Geldi sardı dünyayı/Bu gaybana korona/Bu korona geleli/Hasret kaldık horona”. Yılmaz’ın şiirleri, sözlü tarih çalışmaları açısından da birçok önemli unsuru barındırır.

Türkülerinde yöre ağzının özelliklerini sıkça kullanan Yılmaz’ın dili genel olarak sade ve anlaşılırdır. Türkçe dışında Rumca türküler de söyler. Genellikle 7’li hece ölçüsüyle ve mani nazım biçimiyle yazar. Mahlas kullanmayan Yılmaz, bazen atma türküye başlamadan önce “Dinleyin bu Adnan’ı/Bakalım ne diyecek” diyerek bir girizgahta bulunur.

İnternet ortamında birçok performansı kayıtlı olan Yılmaz, üretken bir âşıktır.  Yılmaz hakkında yüksek lisans düzeyinde akademik çalışma henüz yapılmamış ve eserleri kitap olarak basılmamıştır. 

Kaynakça

Çakır, Emine (2020). Adnan Yılmaz, 1961 Trabzon Maçka doğumlu, lise mezunu, âşık, devlet sanatçısı [Emine Çakır tarafından 14 Aralık 2020 tarihinde Adnan Yılmaz ile yapılan görüşme kaydından alınmıştır].

https://sarkisozleri.sitesi.web.tr/adnan-yilmaz/kus-foli.html; erişim tarihi 28 Aralık 2020.

https://www.youtube.com/watch?v=FAc409dwWWA, Sen Nasıl Laz Kızısın; erişim tarihi 28 Aralık 2020.

https://www.youtube.com/watch?v=jRP47-HWvhU; Birlik Olalım (Canım Türkiyem); erişim tarihi 28 Aralık 2020.

https://www.youtube.com/watch?v=jRP47-HWvhU; Türkiyem; erişim tarihi 28 Aralık 2020.

https://www.youtube.com/watch?v=m4luqAS-5RE; Faik Dayi; erişim tarihi 28 Aralık 2020.

https://www.youtube.com/watch?v=wox1TWy8NYA; Karadeniz Kızları; erişim tarihi 28 Aralık 2020.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: Dr. Öğretim Üyesi Emine ÇAKIR
Yayın Tarihi: 01.01.2021
Güncelleme Tarihi: 01.01.2021

İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1SEYYİD ABDULHÂKİM EL HÜSEYNÎd. 1902 - ö. 1972Doğum YeriGörüntüle
2NOKSANÎ, Ahmet Turan Ünald. 1917 - ö. 12.06.1993Doğum YeriGörüntüle
3ATABALA MİRZAYEVd. 1929 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
4İbrahim Dizmand. 15 Ekim 1961 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
5Sultan Okumuşoğlud. 14 Aralık 1961 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
6Fadıl Oktayd. 1961 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
7İbrahim Dizmand. 15 Ekim 1961 - ö. ?Ölüm YılıGörüntüle
8Sultan Okumuşoğlud. 14 Aralık 1961 - ö. ?Ölüm YılıGörüntüle
9Fadıl Oktayd. 1961 - ö. ?Ölüm YılıGörüntüle
10İbrahim Dizmand. 15 Ekim 1961 - ö. ?MeslekGörüntüle
11Sultan Okumuşoğlud. 14 Aralık 1961 - ö. ?MeslekGörüntüle
12Fadıl Oktayd. 1961 - ö. ?MeslekGörüntüle
13İbrahim Dizmand. 15 Ekim 1961 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14Sultan Okumuşoğlud. 14 Aralık 1961 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15Fadıl Oktayd. 1961 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
16İbrahim Dizmand. 15 Ekim 1961 - ö. ?Madde AdıGörüntüle
17Sultan Okumuşoğlud. 14 Aralık 1961 - ö. ?Madde AdıGörüntüle
18Fadıl Oktayd. 1961 - ö. ?Madde AdıGörüntüle