AZADI, Dövletmemmet

(d. 1111-12/1700 - ö. 1173/1760)
Çağatay sahası divan şairi, eğitimci
(Divan/Yazılı Edebiyat / 18. Yüzyıl / Çağatay)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Dövletmemmet Azadı, Türkmenlerin Göklen boyunun Gerkez aşiretindendir. Babası Mahtumkulu Yonaçı gümüş ustalığı ve çiftçilik yapmanın yanında şiir de yazdı. Bazı kaynaklarda doğum tarihi 1695 olarak geçmekle birlikte 1111-12/1700 yılında doğduğu anlaşılmaktadır. İlk eğitimini köyündeki okulda Niyaz Salih Molla’dan aldı. Daha sonra Hive'de medrese eğitimi gördü. Esas mesleği çiftçilik olan Azadı aynı zamanda muallimliği sebebiyle “Garrı Molla” lakabıyla anıldı. Kendisi için “Garrı Şahır” lakabı da kullanıldı. İlk eşi Orazbagt’tan altı çocuğu oldu. Bunlar, Muhammet Sapa, Abdılla, Mahtumkulu, Gayrımkulu, Güyde ve Zübeyde’dir. İlk eşini kaybettikten sonra ikinci defa evlendi ve bu eşinden de Çakı ve Yarı adlı iki oğlu oldu. Şair, luv yılının (balık yılı) nevruz günü yani Hicrî 1173 yılının Şaban ayının dördünde, Miladi 1760 yılının 22 Mart’ında 60 yaşında vefat etti ve Etrek Çayı ile Sonu Dağı arasındaki “Garrı Molla” denilen mezarlığa defnedildi. Ölümüne, oğlu Mahtumkulu “Atamıñ” adlı şiirinde şöyle tarih düşürmüştür:

Altmış yaşda, novruz güni, luv yılı,

Turdı acal, yolun tutdı atamı. (Atayew 1988: 33)

(Altmış yaşında, nevruz günü, balık yılı,

Durdu ecel, yolunu tuttu atamın.)

Azadı’nın manzum nasihatname türünde mesnevileri ile gazelleri ve rubaileri vardır. Hekayat-i Cabir Ensar adlı eseri henüz elimize ulaşmamıştır. 

1. Vagz-ı Azad: Şairin eserleri arasında gerek hacim gerek muhteva yönüyle en önemlisi 2319 beyitten ve dört bölümden oluşan Vagz-ı Azad adlı mesnevisidir. Azadı’nın yaşadığı asır, Türkmenlerin hem ülkedeki iç karışıklıklar hem de dış tehditler nedeniyle oldukça sıkıntılı günler geçirdiği bir dönemdir. Vagz-ı Azad, böylesine zor ve çetin şartlar altında zor günler geçiren Türkmen halkına ve yöneticilerine, bu kötü durumdan kurtulmanın yollarını gösteren manzum bir nasihatnamedir. Birinci bölümü muhtevası yönüyle siyasetname özelliği gösterir. Bu bölümde, dağınık yaşayan Türkmen boylarının adaletli bir şah etrafında birleşmeleri gerektiğini söyleyerek “Türkmen birliği”ni vurgular ve devlet görevlilerinin taşıması gereken vasıfları ortaya koyar. Eserin diğer bölümlerinde ise Türkmen halkına huzurlu bir yaşam geçirmeleri için sosyal ve iktisadi hayatta nelere dikkat etmeleri gerektiği bir vaiz edasıyla dile getirilir. Namaz, oruç ve zekât gibi ibadetlerin fazileti anlatılır, ilim ve din adamlarının taşımaları gereken vasıflar belirtilir, tarımsal konular, ticaret, cömertlik, hayırseverlik, sadaka vermek, aile ilişkileri, çocukların eğitimi, öğretmen öğrenci ilişkisi gibi hayatın her alanıyla ilgili hususlarda nasihatlerde bulunulur. 

2. Behiştnama: 483 beyitten oluşan bu mesnevide, âyet ve hadislerden yararlanılarak sekiz cennetin güzelliklerinden bahsedilmiş ve burada kimlerin olacağı anlatılmıştır.

3. Hekayat: Kabir ehli ve azabı, kıyamet günü, şeytan, evliyaların kerameti, âb-ı nisan, ilim, çocuk okutmak ve namaz gibi konuların ele alındığı dinî muhtevalı 459 beyitlik bir mesnevidir. 

4. Beş Namaz: Namazın faziletinin ve öneminin anlatıldığı bu eser 315 beyittir.

Azadı’nın eserleri, Türkmenistan İlimler Akademisi Gol Yazmaları Enstitüsü'ndedir. Bunların hepsi 19-20. yüzyıllarda Arap alfabesiyle yazılmış metinlerdir (Muhammedova 1982: 6). Azadı’nın Hekayat dışındaki bütün eserleri Soner Sağlam tarafından doktora tezi olarak çalışılmıştır (2011). Azadı’nın bütün eserleri bir araya getirilerek Türkmence olarak yayımlanmıştır (Godarow 2012). 

Azadı, yazdığı eserleriyle 18. yüzyıl Türkmen edebiyatında didaktik geleneğin en önemli temsilcisi olmuş ve bu konuda başta oğlu Mahtumkulu olmak üzere pek çok Türkmen şairini etkilemiştir. O, Arap ve Fars dillerini öğrenerek bu dillerde yazılmış kaynakları okumuştur.Sanatında Firdevsî, Hoca Ahmed Yesevî, Nizâmî, Sa'dî, Câmî ve Nevâî gibi şairlerin etkisi hissedilmektedir. Azadı’nın eserlerini incelediğimizde onun ileri seviyede Kur’ân ve hadis bilgisine sahip olduğunu da görmekteyiz.

Azadı’nın edebî yaratıcılığının temelinde, merkezî bir otoritenin yokluğundan kaynaklanan sıkıntıların farkında olmak vardır. Şair, görevlerini layıkıyla yapmayan devlet yöneticilerinden ve din adamlarından şikâyetçi olurken, aslında Türkmen halkının o devirdeki hislerine tercüman olmuştur. Azadı’nın şiiri Türkmen halk yaratıcılığı ile büyük derecede bağlantılıdır. Şair, Türkmen halk yaratıcılığının ürünlerinden masal, rivayet, atasözleri gibi türlerden başarıyla yararlanmıştır. Padişahlara adaletli olmayı, zulmetmemeyi; zenginlere cömert, halka da çalışkan olmayı öğütlerken düşüncelerini bu türdeki anlatmalarla zenginleştiren şair, anlatımına da edebîlik kazandırmıştır. 

Behiştnama adlı mesnevisinin son bölümde, bu eseri “Türkler için Türkçe yazdım” der. Yaşadığı dönemde Türkçeye itibar gösterilmemesinden şikâyet eder. Bu onun sahip olduğu dil bilincinin bir göstergesidir:

Arab, farsı tilinge danışım yok,  

Arablar, parsılar birlen işim yok.  

(Arap ve Fars dillerinde bilgim yok,

Araplar ve Farslar ile işim yok.)

 

Bunı Türkî yarlara nazım tüzetdim, 

Doga birle añarlar diyb göz etdim. (Godarow 2012: 327)

(Bunu Türkî dostlara nazım düzdüm,

Dua ile anarlar deyip göz ettim.) 

Yukarıdaki mısralar, Arapça ve Farsça yazma geleneğini bilinçli bir şekilde reddettiğini göstermektedir. Nitekim oğlu büyük Türkmen şairi Mahtumkulu Pıragı, babasının bu anlayışını daha da ileriye götürüp Türkmen Türkçesini yazı dili seviyesine ulaştırmıştır.

Azadı’nın eserlerinde her zaman ön planda olan unsur insandır. Şairin bütün gayesi insanın yaşayışını düzeltmek ve refahını yükseltmektir. O, başta Vagz-ı Azad olmak üzere diğer eserlerinde de genel olarak doğrudan anlatımı tercih edip, bir vaiz edasıyla okuruna tavsiyelerde bulunmuştur. Ancak bu eserler kuru birer nasihat kitabı da değildir. Dinî, ahlaki ve didaktik özelliklerde yazılan bu mesnevilerde, düşüncelerin doğrudan aktarımı eseri edebî olmaktan uzaklaştırıp kuruluğa mahkûm edeceğinden, Azadı, anlatımını zenginleştirmek için tahkiyenin imkânlarından mümkün olduğunca yararlanmıştır. Şair, yer yer rivayetler, peygamber kıssaları ve kısa hikâyeler anlatmış; ayet, hadis ve önemli din büyüklerinin sözlerine yer vermiş ve diyaloglarla anlatımını zenginleştirmiştir.

Kaynakça

 

Çakır, Ramazan ve  A. Dinç (2008). Türkmen Kültürü ve Türkmenlerin Sosyo-İktisadi Düşüncesi. İstanbul: Ayrıkotu Yay.

Godarow, Rahmanberdi (2012). Dövletmammet Azady Eserler Yygyndysy. Bursa: Uludağ Üniversitesi Basımevi.

Muhammedova, Z.B. (hzl.) (1982). Dövletmemmet Azadı, Saylanan Eserler. Aşkabat: İlim Neşriyatı.

Sağlam, Soner (2011). Azadı (Hayatı, Edebî Şahsiyeti, Eserleri). Doktora Tezi. İzmir: Ege Üniversitesi.

Türkmen Edebiyatının Tarıhı (1975). ed. S. A. Garrıyev vd. Aşkabat: Ilım Neşriyatı. 

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: DR. ÖĞR. ÜYESİ SONER SAĞLAM
Yayın Tarihi: 17.04.2013
Güncelleme Tarihi: 22.11.2020

Eserlerinden Örnekler

Vagz-ı Azad   

 …

I. Bab

Babı-ovval padışalar vasfını,

Yarı verse, vasf eter, rebbi-ganı.

Serveri-alem Muhammed Mustafa,

Din üçin canıga verdi çoh cefa.

Adl ile sövdi adıllıknı özi,

Adl edin diyp barçaga boldı sözi.

Hak tagaladan adalat rahmet ol,

Fathı-bab-u dövlet-u hem nusrat ol.

Ol resuldan son yene birinçe yar,

Adl ile alemde boldı berkarar.

Tanrı ayatında adl eylan tiydi,

Hak söver her kim adalat eyledi.

Halk üze häkim olursa her bir ar,

Adl ile hökm eylegey leyl-u nahar.

 …

Din öyinin sakçısıdur padışah,

Ol sebab emrin tutun diymiş ilah.

 Ahli-dini kim anıñ soltanı yok,

 Surata menzar, içinde canı yok.

 Kovluhu Ta’gala: “Etiullaha ve etiyur-resule ve ulil-emri minküm”

 Yer yüzinin zınatıdur padışah,

 Halk-u dövlet nusratıdur padışah.

 Padışası bolmasa bir ülkenin,

 Bolmaz ermiş hayr-u ıhsanı anın.

 Zulm-u cevr birle bolur halk pişesi,

 Ahıretden bolmagay endişesi.

 Bir-bire cebir eylegen dek gurt, guş,

 Halk eterler bir-biri birle uruş.

 …

 Mahmud Şahnın Biakıl İstegeninin Beyanı

 Halk era hökm etdi ol Mahmud şah,

 Biakıl tabsun diyib ol zil-lillah.

 Kim tapay diyb istedi bu halk heme,

 Tabmadılar barça tüşdiler gama.

 Kim meger anlar birevin tabdılar,

 İttifakan üşbu kimdur tiydiler.

 Çıkmış agaç pudagına üşbu ar,

 Elgine palta alıb tüybin keser.

 Ol kişi ger kesse agaç tüybini,

 Tüşse yerge galmagay can-u teni.

 İttifakan tiydiler bu kim turur,

 Munda yok can teşvişi, bigam turur.

 Bu kişini padışahga eltdiler,

 Kılgay işin hem ana nakl etdiler.

 Tiydi şah Mahmud bularga: “Ey mehan,

 Halk era zulm etgüci şahı-cahan.

 Aklı kemdur bu kişiden aklı kem,

 Zulmı öz kökin gazab, eylar adem”

 Padışah kim işi zulm etmek bolur,

 Biakıldur, ahır öz kökin salur.

 …

 El-Bab Es-Sanı

 Fi Beyan El-Hayrat ve Tovsıfı Sahıbıhı

 İkinci bab kimse hayrat ederler,

 Yahşı hayrın niyet eylab giderler.

 Anların kim vasfı-halın bu ayar,

 Tagrıfın üşbu cahan içre yayar.

 Hudanı istanige hayr öküşdir,

 Sahavat tanrıdan yahşı ülüşdir.

 Ana siz sahavat eyesi baylar,

 Ki mahrum olmasun sizden gedaylar.

 …

 Fasl

 Diymişdurlar hadıs üşbu kovulı,

 Eger dünyaden ötse adam oglı.

 Kesilgey ol kişiden barça agmal,

 Kesilmes ılla andan bu üç agmal.

 Biri hayrat erur carı kılungan,

 Huda yolıga yagnı vakf olungan.

 Biri ferzendi-salıh, bilgil anı,

 Ki Kur’an okısa, kılsa doganı.

 Ribat-u köfridur üçünci agmal,

 Gapı ersen kılagör, kılma ihmal.

 Ana dayım bolub hayrat sovabı,

 Akar ruhı üze kim misli abı.

 Kesilmes ta kıyamat kayım olsa,

 Eger tikgen nışanı dayım olsa.

 Nedür, bilgil anın tikgen nışanı,

 Mesacıd, medresedur, dinle anı.

 Ribat-u hanıkah, hova, köprilerdur,

 Vakıp bolgan guduk, akgan suvlardur.

 Dahı Kur’an kitabı vakıp, ey yar,

 Teşe, palta ile ise halka derkar.

 Bularnı vakp edib, hayrat ederler,

 Cahanda hak üçin bunyad ederler.

  ...

 Fasl

 Diydi pıgamber ki magraç gicesi,

 Cennetni, dovzahnı seyr etdim besi.

 Dovzah içre gördim eyle, ey aman,

 Yasamışdur tabutı otgan heman.

 Tabut içre hoş yatıbdur bir kişi,

 Üşbu otnın yok anın birle işi.

 Bardur anı yanında iki melek,

 Issı, savık eylemez anı helak.

 Yagnı ataş ıssısı yetmes ana,

 Gördim üşbu işi çün galdım tana.

 Ot içinde bolmış ol otdan aman,

 Eyleyür görgen anı tahsin heman.

 Sordım ol Cebrayıla kimdur bu tebab,

 Diydi Hatam Tay arabdur der cevab.

 Küfri birle dovzaha girdi dahı,

 Eyledi otdan aman kari-sahı.

 Bu sahılık kafire nefg eylemiş,

 Dovzah otın, gör niçük, defg eylemiş.

 Gelse goldan sen dahı kılgıl saha,

 Bolsa her derdine bu bergey şefa.

 Ey huda-ya, renci-ataşdan yana,

 Bu sahavatnın suvın tökgil ana.

Taki sönsün, galmasun bir uçgunı

 Fazl eyesi, ey kerim, kadır ganı.

(Godarow, Rahmanberdi (2012). Dövletmammet Azady Eserler Yygyndysy. Bursa: Uludağ Üniversitesi Basımevi.37-107.)


İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1Berdi Kerbabayevd. 15 Mart 1894 - ö. 1974Doğum YeriGörüntüle
2Berdinazar Hudaynazarovd. 15 Nisan 1927 - ö. 14 Kasım 2001Doğum YeriGörüntüle
3Annaguli Nurmemmetd. 25 Mayıs 1959 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
4Nİ'MET, Ni'metullâh Efendid. 1700 - ö. 1773Doğum YılıGörüntüle
5EMÎN, Ayaklı Kütüphane Müftü-zâde Seyyid Mehmed Emin Efendid. 1700-01 - ö. Temmuz-Ağustos 1797Doğum YılıGörüntüle
6KEMTER, KEMTERÎ, Buhûrî-zâde Şeyh Zâkir Abdülkerim Efendid. 1700-1701 - ö. 1778Doğum YılıGörüntüle
7ÇELEBİ-ZÂDE ÂSIM, İsmâ'ild. 1685? - ö. 1760Ölüm YılıGörüntüle
8BELÎĞ, Mehmed Emînd. ? - ö. 1760-61Ölüm YılıGörüntüle
9SAHVÎ, Sâlih Mehmed Efendi (Îsâ-zâde)d. 1682 - ö. 1759-1760Ölüm YılıGörüntüle
10NEVVÂB, Mir Möhsünd. 1833 - ö. 1919MeslekGörüntüle
11YAMAN DEDE, Mehmet Kadir Keçeoğlud. 29.07.1887 - ö. 03.05.1962MeslekGörüntüle
12UMMANÎ, Güzel Akçiçekd. 1934 - ö. 2003MeslekGörüntüle
13HOTENÎ, İbrahimd. ? - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14NEVBETÎ, Ömer Karimd. 1690-91 - ö. 1759-60?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15NAZÎMÂ, Rahmetullâh Efendid. ? - ö. 1751-52Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
16GÜVENÇ DEDE, Ali Ergünd. 05.05.1955 - ö. ?Madde AdıGörüntüle
17FÂ'İK, Süleymân Fâ'ik Efendi, Bağdatlıd. 1815 - ö. 1855 ds.Madde AdıGörüntüle
18İSMET, Mustafa İsmet Efendi, Pepe İsmetd. 1833 - ö. 1892Madde AdıGörüntüle