BELÎĞ, Mehmed Emîn

(d. ?/? - ö. 1174/1760-61)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 18. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Asıl adı Mehmed Emîn'dir. Mora Yenişehir (Larissa)'de doğdu. Doğum tarihi bilinmemektedir. Medrese eğitimini Yenişehir’de gördükten sonra eğitimine İstanbul’da devam etti ve mülazım oldu. Kadılık mesleğini seçerek İstanbul'un çeşitli yerlerinde kadılık görevinde bulundu. Ancak daha sonra İstanbul’da değerinin bilinmediğini düşünerek taşrada görev almak istedi. Bunun üzerine Eski Zağra kadılığına tayin edildi. Buradan da önce Yeni Zağra sonra da Klavrata (Klavna) kadılıklarına gönderildi. Klavrata'nın havasının kötülüğü ve çalışma şartlarının zorluğu sebebiyle hastalandı ve görevinden azledildi. Önce memleketi Yenişehir'e gitti. Oradan da tekrar eki görev yeri Eski Zagra kadılığına tayin edildi ve tayininden kısa bir süre sonra da 1174/1760-61 ylında ölerek aynı yere defnedildi. Ölümü için Râmiz, "Beliğ Mehemmed’e adn-ı berîn ola mesken" mısrası ve "Beliğu'l-Emîn" terkibini tarih düşürdü (Erdem 1995: 42). Bazı kaynaklarda ölümü 1172/1758-59 olarak geçer. Bu da Fatin'in yaptığı yanlışlıktan kaynaklanır (1271: 28). Ondan hareketle Mehmed Süreyyâ ve Bursalı Mehmed Tâhir'de de aynı hata devam ettirilir.

Mahlası dolayısıyla sık sık, kendisinden önce yaşamış olan Bursalı İsmail Belîğ ile karıştırılan şair hemen hemen bütün şiirlerinde "Belîğ" mahlâsını kullanmıştır. Ancak bir şiirinde ismi ve diğerinde de isim ve mahlası bir arada "Emîn Belîğ" olarak geçmektedir (Belîğ 1258: 85, 109; Tansel 1970: 489). Belîğ’in tek eseri  Dîvân'ıdır.

1. Dîvân: Belîğ'in Dîvân'ı Ebuzziya Tevfik tarafından eski harflerle bastırılmıştır (1258). Dîvân'ın tenkitli metni ise yüksek lisans ve doktora tezi olarak hazırlanmıştır (Dereli 1996; Açıkgöz 1994; Demirel 2006). Dîvân'da 11 kaside, 31 tarih, 238’i Türkçe, 5’i de Farsça olmak üzere 243 gazel, 1 sakiname, 54 kıta ve rubai ile "Hammamnâme", "Kefşgernâme", "Hayyatnâme" ve "Berbernâme" başlıklı müseddesler, "Der- Menkıbe-i Sâhil-hâne-i Çerâğân" başlıklı kaside şeklinde manzume, terkib-i bent şeklinde yazılmış "Sâkînâme"si vardır.

Belîğ, kasidelerini devrinin önemli olmayan şahıslara sunmuştur. En çok kasideyi ise, Yenişehirli Râtip Ahmed Paşa için yazmıştır. Gazelleri, kasidelerine göre daha başarılıdır; güçlü ve veciz ifadeleriyle dikkati çeker. Kimi kaynakların Dîvân'dan ayrı müstakil eserler olarak tanıttıkları şiirlerinden, "Kefşgernâme" eski ayakkabıcılık terimleri yönünden zengindir. "Hammâmnâme (-i Dilsûz)" Türk hamamlarıyla ilgili bilgiler vermesi bakımından önemlidir. "Berbernâme" muhteva bakımından Sâbit' in aynı adlı manzumesine benzeyen ve berberlik mesleği ile ilgili bir müseddestir. Türünün güzel bir örneği olan bu manzume eski cemiyet hayatıyla ilgili önemli bilgiler ihtiva eder. "Hayyâtnâme (-i Dilsûz)", devrin terzi esnafından bir "mahbub" çevresinde gelişen olayları anlatır. "Sâkînâme"si türünün basit bir örneğidir. "Der-menkıbe-i Sâhil-hâne-i Çerâğân" adlı uzun kasidesinde ise Çırağan Sarayı ve oradaki eğlenceler anlatılır. Bu manzumeler, canlı ve mizahi tasvirleri, 18. yüzyılın sosyal hayatından izler taşıyan orijinal ve mahallî tasvirleriyle dikkati çeker.

Belîğ, şiirlerinde sadece İstanbul’un At meydanı, Tozkoparan, Fatih, Ok meydanı belli başlı semtlerini değil, Rumeli coğrafyasına ait pek çok yeri de konu edinir. İstanbul’daki meşhur yangınlardan bahsederek bazı önemli tarihî olaylara ışık tutar. Şairin eğitiminde, devrin önemli alim ve şairlerinden olan Akovalızâde Hâtem Efendi’nin önemli bir yeri vardır. O da hocası gibi, devrini iyi gözlemlemiş ve yaşadıklarıyla ilgili gerçekçi tespitlerde bulunmuştur. Toplumsal konulara da dikkat çekerek; gözlemlediği tipleri, şiirlerinde gerçekçi bir şekilde tasvir eder. Dönemin insan portresini, yaşantısını, psikolojisini başarı ile yansıtır. Toplumda var olan uç örnekleri ve tipleri eleştirir. Böylece sosyal hiciv ve eleştiri yeteneğini gözler önüne serer. Şair, yaşadığı dönemden sık sık şikayet eder. Rüşvetin, zulüm, haksızlık ve adaletsizliğin yaygın olmasından, sadece zenginlerin iltifat görmesinden, insanların vefasızlıklarından söz eder. Şiirlerindeki güzellik tasvirleri de son derece gerçekçidir. Dönemin toplumsal yaşantısı, alışveriş hayatı vs. ile ilgili önemli izlenimlerini aktarır.

Belîğ, ele aldığı konu ve sanat dallarının özel diline ait birçok arkaik kelimelerle yüklü şiirleriyle Nedîm ve Sâbit çizgisindeki mahallîleşme akımının önemli bir ismidir (Pala 1992: 417). Şiirlerinde Nedîm'in bilhassa Sâbit'in etkileri görülür. Şiirlerinde lirizmi de ihmal etmez. Türkçe kelime ve deyimleri kullanmaya özel bir önem verir. Arapça ve Farsça kelimeleri halk dilinde kullanıldığı şekliyle yazar. Akıcı bir üslubu vardır. Belîğ, gazelinin dilinden (hem gönül hem de dil anlamında) su gibi akıp gitmesine şaşılmamasını söyler. Renkli, orijinal mazmunlarla yeni tarz şiirler yazma gayretindedir. Eskinin değil yeninin kıymet gördüğünü savunur. Sözün ve mananın birbirinden ayrı düşünülmemesi gereken ve şiirin bel kemiğini oluşturan iki önemli unsur olduğuna inanır. Hayallerindeki incelik ve orijinallik ve zincirleme tamlamalar, ondaki "Sebk-i Hindî"nin etkileri olarak değerlendirilebilir.

Belîğ, Vecdî, Münîf, Koca Râgıb Paşa gibi döneminin şairlerinden de övgüyle bahseder. Bâkî'yi beğenirken Nâbî'yi ise eleştirir. Nâbî'nin güftelerinin nağmesinin bütün dünyaya yayılmasına ve Anadolu'da beğenilmesine şaşar. Kendi şairlik gücünün ondan daha iyi olduğunu söyler. Fakat o yaşadığı dönemde yeterli ilgiyi görememiş, daha çok Tanzimat Dönemi şairlerinden olan Şinasî, Muallim Nâci, Nâmık Kemal tarafından takdir edilmiştir.

Kaynakça

Açıkgöz, Ali (1994). Belîğ Dîvânı, Metin- İndeks.  Yüksek Lisans Tezi. İzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi.

Belîğ Mehmet Emîn (1258). Dîvân. İstanbul.

Çiftçi, Ömer (hzl.). Fatîn Dâvûd Hâtimetü’l- Eş’ âr . http:// ekitap. kulturturizm.gov.tr/dosya/1-219117/h/metin.[erişim tarihi: 17. 07. 2013]

Demirel, Gamze (2005), 18. Yüzyıl Şairlerinden Belîğ Mehmed Emîn Dîvânı: İnceleme- Tenkitli Metin- Tahlil. Doktora Tezi. Elazığ: Fırat Üniversitesi.

Dereli, Üzeyir (1996), Belîğ Mehmed Emîn, Hayatı, Edebî Kişiliği ve Türkçe Eserlerinin Tenkidli Metni. Yüksek Lisans Tezi. Isparta: Süleyman Demirel Üniversitesi.

Erdem, Sadık (hzl.) (1994). Râmiz ve Âdâb-ı Zurafâ’sı. Ankara: AKM Yay.

Gibb, E. J. Wilkinson (1999). Osmanlı Şiir Tarihi, A Hıstory of Ottoman Poetry. C. IV. çev. Ali Çavuşoğlu. Ankara: Akçağ Yay.

Horata, Osman (2006). "Klasik estetikte hazan rüzgârları: Son Klasik Dönem (1700-1800) Şiir". Türk Edebiyatı Tarihi. C. 2. Ankara: KTB Yay. 447-542.

Pala, İskender (1992). “Belîğ, Mehmed Emin”. İslam Ansiklopedisi. C. 5. İstanbul: TDV Yay. 417.

Tansel, Fevziye Abdullah (1970). “Belîğ. Balîg, Muhammed Amîn”. İslam Ansiklopedisi. C. 2. İstanbul: MEB Yay. 488- 489.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: DR. ÖĞR. ÜYESİ GAMZE DEMİREL
Yayın Tarihi: 28.08.2013
Güncelleme Tarihi: 22.11.2020

Eserlerinden Örnekler


Kaside

Der-na’t-i seyyid-i kâ'inat ve bihi nesta'inü aleyhi efzâlü's-salavât

 Solmaz ebedî sünbül-i ferhâl-i Muhammed

Cennet gülidür tâze ruh-ı âl-i Muhammed

Benzer Hacerü’l-esvedine Ka'be-i cânun

Ser-levha rûyında siyeh hâl-i Muhammed

Yüz sürmez idi pâyine secde ile âdem

Bu rûy-ı zemîn olmasa pâ-mâl-i Muhammed

Îdbârı görindi milel-i zulmet ü küfrün

Pertev viricek gün gibi ikbâl-i Muhammed

Bûs itmeğe nevbet dege tâ ins ü melekden

Hâke sürinür dâmen-i iclâl-i Muhammed

Virmezdi cilâ âyîne-i bînişe takdîr

Olmasa eger mazhar-ı timsâl-i Muhammed

Hûrşîd-i münevvirden alır pertevi encüm

Hâlet virür erbâb-ı dile hâl-i Muhammed

Gök hırka geyüp tekye-i ‘aşkında nüh-eflak

Olmış ezelî şevkiyle abdâl-ı Muhammed

Bâzâr-ı cihân içre n'ola bulsa revâyiç

Hâlis zeheb ü fizza gibi kâl-i Muhammed

'Îsî-i nebî gerçi olup rûh-ı İlahî

Mahbûb-ı Hüdâ zât-ı pür-efzâl-i Muhammed

Mahbûbına itmez mi fîdâ rûhını ‘âşık

Bundan bilinür rütbe-i iclâl-i Muhammed

Sultân-ı cihân olmadan indümde e‘azdür

Ferrâşî-i matem-kede-i âl-i Muhammed

Remz eyledügüm madde-i çâr-anâsır

Hâk-i kademi olduguma dâl-i Muhammed

Uçmağa sezâ tâ‘îr-i rûha iki perdür

İsm-i Hak ile nâm-ı pür-iclâl-i Muhammed

Ser-menzîle vâsıl olur elbette Beliğâ

Her kim ki ola reh-rev-i dünbâl-i Muhammed

(Demirel, Gamze (2005). 18. Yüzyıl Şairlerinden Belîğ Mehmed Emîn Dîvânı: İnceleme- Tenkitli Metin- Tahlil. C. 2. Doktora Tezi. Elazığ: Fırat Üniversitesi. 1.)


Gazel

Dehen-i tengine ol dil-berün inşâ sıgmaz

Sığsa da incelür elfazına ma'nâ sıgmaz

Kulzüm-i dânişi hâtır olamaz bahr-i muhît

Kadehün havsala-i tengine deryâ sıgmaz

Baksa âyîneye hengâm-ı tahayyürde nigâr

Tengdür ağzına engüşt-i muhannâ sıgmaz

Tıfl-ı nev-rüsteyedür toğrısı meylim zîrâ

Benüm âğûşuma ol kâmet-i bâlâ sıgmaz

‘Aşk bir mihrdür olmaz dil-i zâhid pervâz

Âşiyân-ı zagana beyza-ı ‘Ankâ sıgmaz

Teng olan dil olamaz kâbil-i güncâyiş-i ‘aşk

Çeşm-i bî-merdümek-i sûzene dünyâ sıgmaz

Şîşe-i pûç-ı felekden mey-i ‘ayş umma Belîğ

Bagal-ı rind-i ğam-endûza o mînâ sıgmaz

(Demirel, Gamze (2005). 18. Yüzyıl Şairlerinden Belîğ Mehmed Emîn Dîvânı: İnceleme- Tenkitli Metin- Tahlil. C. 2. Doktora Tezi. Elazığ: Fırat Üniversitesi. 194. )


Gazel

‘Uşşâka bûs-ı la‘l-i terün yok mıdur senün

Ey nâhl-i ‘işve hîç semerün yok mıdur senün

Ey pîr-i ‘aşk böyle neden nâ-tüvânsın

Bilmem yanında bir püserün yok mıdur senün

Hâlüm mükedder oldı benüm ey hayâl-i yâr

Bilsem ‘aceb ki bir kederün yok mıdur senün

İtdün güşâde sîne-i billûrı nâfe dek

Ey şûh bilmezem kemerün yok mıdur senün

Cem‘eyle kendüni seher ey âh-ı şu‘le-hîz

Eflâk-i heftüme seferün yok mıdur senün

Bâlâ-yı nahl-i mevki'-i kesb-i hevâ ise

Ey gonca başum üzre yerün yok mıdur senün

İtdün visâli herkese va‘d ey zen-i sipihr

Âyâ cihânda gerçek erün yok mıdur senün

‘Asrun kibârı mâl ile Kârun olursa da

Sormaz Belîg sîm ü zerün yok mıdur senün

(Demirel, Gamze (2005). 18. Yüzyıl Şairlerinden Belîğ Mehmed Emîn Dîvânı: İnceleme- Tenkitli Metin- Tahlil. C. 2. Doktora Tezi. Elazığ: Fırat Üniversitesi. 248.)


İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1NİGÂHÎ, Şehlâ Mustafa Nigâhî Çelebid. ? - ö. Nisan-Mayıs 1693Doğum YeriGörüntüle
2Âlî, Âlî Efendid. ? - ö. 1646Doğum YeriGörüntüle
3SEZÂYÎ, Şeyh Hasan Sezâyî Efendid. 1699-1670 - ö. 29.12.1738Doğum YeriGörüntüle
4NİGÂHÎ, Şehlâ Mustafa Nigâhî Çelebid. ? - ö. Nisan-Mayıs 1693Doğum YılıGörüntüle
5Âlî, Âlî Efendid. ? - ö. 1646Doğum YılıGörüntüle
6SEZÂYÎ, Şeyh Hasan Sezâyî Efendid. 1699-1670 - ö. 29.12.1738Doğum YılıGörüntüle
7NİGÂHÎ, Şehlâ Mustafa Nigâhî Çelebid. ? - ö. Nisan-Mayıs 1693Ölüm YılıGörüntüle
8Âlî, Âlî Efendid. ? - ö. 1646Ölüm YılıGörüntüle
9SEZÂYÎ, Şeyh Hasan Sezâyî Efendid. 1699-1670 - ö. 29.12.1738Ölüm YılıGörüntüle
10NİGÂHÎ, Şehlâ Mustafa Nigâhî Çelebid. ? - ö. Nisan-Mayıs 1693MeslekGörüntüle
11Âlî, Âlî Efendid. ? - ö. 1646MeslekGörüntüle
12SEZÂYÎ, Şeyh Hasan Sezâyî Efendid. 1699-1670 - ö. 29.12.1738MeslekGörüntüle
13NİGÂHÎ, Şehlâ Mustafa Nigâhî Çelebid. ? - ö. Nisan-Mayıs 1693Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14Âlî, Âlî Efendid. ? - ö. 1646Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15SEZÂYÎ, Şeyh Hasan Sezâyî Efendid. 1699-1670 - ö. 29.12.1738Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
16NİGÂHÎ, Şehlâ Mustafa Nigâhî Çelebid. ? - ö. Nisan-Mayıs 1693Madde AdıGörüntüle
17Âlî, Âlî Efendid. ? - ö. 1646Madde AdıGörüntüle
18SEZÂYÎ, Şeyh Hasan Sezâyî Efendid. 1699-1670 - ö. 29.12.1738Madde AdıGörüntüle