FASÎHÎ, Uşşâkî-zâde Mehmed

(d. ?/? - ö. 1065/1655)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 17. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Asıl adı Mehmed’dir. Doğum tarihi bilinmeyen şair, İstanbullu’dur. Babası devrinin ünlü müderrislerinden Uşşâkî-zâde Abdülaziz Efendi’dir. İyi bir eğitim alarak medrese tahsilini tamamladı. Küçük rütbeli medreselerden birine müderris tayin edildi. Belli bir süre sonra rütbesi yükseltilerek 1050 Cemâzilûlâ’sında/Ağustos-Eylül 1640 Sâniye-i Zekeriyyâ Medresesi’ne elli akçe yevmiyeyle görevlendirildi. Buradaki vazifesinden azledilerek Sahn-ı Semân medreselerinden birine tayin edildi. 1054 Safer’inde/Nisan-Mayıs 1644 Kızıl Musluk Medresesi müderrisi oldu. 1059 Receb’inde/Temmuz-Ağustos 1649 Kalenderhâne, 1061 Ramazan’ında/Ağustos-Eylül 1651 Vefâ medreselerinde vazifelendirildi. 1063 Şevval’inde/Ağustos-Eylül 1653 Kuds-i Şerîf kazasına kadı tayin edildi. 1065 Cemâzilûlâ’sında/Mart-Nisan 1655 bilinmeyen bir sebepten dolayı kadılıktan azledildi. İstanbul’a dönüşü esnasında 1655 yılında Hatay’a bağlı, bugünkü adı Yakacık olan Payas denilen mahalde vefat etti. Şiirlerinde Fasîhî mahlasını kullanan, âlim ve ve fâzıl bir şairdir. Dervişâne tavırları olan, kerem sahibi cömert bir zâttır. Şeyhî ve Mehmed Süreyyâ, Fasîhî’nin Divan sahibi olduğunu bildirmiştir. (Özcan 1989: 225; Akbayar 1996: 509) Ayrıca Seyrek-zâde Âsım, şairin bir mecmuasının varlığından bahsetmiştir. (Coşkun 1985: 127) Bugün itibariyle yapılan kütüphane kayıtları ve kataloglarda yapılan taramalarda söz konusu eserlere rastlanmamıştır. Bazı mecmualarda “Fasîhî” mahlaslı şairlere ait şiirler yer almaktadır. Ancak bu şiirlerin hangilerinin Uşşâkî-zâde Fasîhî’ye, hangilerinin “Fasîhî” mahlaslı diğer şairlere (Mustafa Fasîhî, Ahmed Fasîhî, Hasan Fasîhî, Divan kâtibi Fasîhî) ait olduğunu tespit etmek zordur. Kaynaklar Fasîhî’nin şairliğinden övgüyle bahsederler. Yeğeni Uşşâkî-zâde Hasîb, onun Fasîhî mahlasını tercih etmesinin sebebini, fesahat gülistanının şarkılar söyleyen bülbülü, belâgat vadisinin tatlı sözler söyleyen papağanı olmasına bağlar. Gönül açan şiirleri, can yakan beyitleri vardır. (Zeyl-i Şakayık, vr. 123a)

Kaynakça

Abdulkadiroğlu, Abdulkerim (hzl.) (1999). İsmail Beliğ, Nuhbetü’l-Âsâr Li-Zeyli Zübdetü’l-Eş‘âr. Ankara: AKM Yay.

Akbayar, Nuri (hzl.) (1998). Mehmed Süreyyâ  Sicill-i Osmânî . C. 2. İstanbul: KB-Tarih Vakfı Yay. 509.

Coşkun, Ali Osman (hzl.) (1985). Seyrekzâde Mehmet Âsım. Zeyl-i Zübdetül-Eş'âr. Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Gazi Üniversitesi.

İpekten, Halûk, Mustafa İsen, Recep Toparlı, Naci Okçu ve Turgut Karabey (1988). Tezkirelere Göre Divan Edebiyatı İsimler Sözlüğü. Ankara: KTB Yay. 129.

Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi (1979).“ Fasîhî”. C.3. İstanbul: Dergâh Yay. 161.

Kurnaz, Cemal ve Mustafa Tatçı (hzl.)(2001). Mehmed Nâil Tuman, Tuhfe-i Nâilî-Divan Şairlerinin Muhtasar Biyografileri. C.2. Ankara: Bizim Büro Yay. 3253.

Müstakim-zâde Süleymân Sa‘deddin Efendi (2000). Mecelletü’n-Nisâb. Tıpkıbasım. Ankara: KB Yay. vr. 339b.

Özcan, Abdulkadir (hzl.) (1989). Şeyhî Mehmed Efendi Şakâ’ik-i Nu’mâniyye ve Zeyilleri, Vakâyiü’l-Fuzalâ. İstanbul: Çağrı Yay. 225-26.

Seyyid İbrahim Hâsib. Zeyl-i Şakâyık. Süleymaniye Kütüphanesi Hâfid Efendi 242. vr. 123a.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: ARAŞ. GÖR. RAMAZAN EKİNCİ
Yayın Tarihi: 23.02.2014
Güncelleme Tarihi: 09.12.2020

Eserlerinden Örnekler

Anlanur sûz-ı dili dûd-ı kebûd-ı âhdan

Âteş-i aşkun dili âşıkda kârı bellüdür

 

Bîm-i hicr-i yârdan keştî-nişîn-i mihnetün

Zulmet-i ebr-i siyehden rûzgârı bellüdür

 

Rahnedâr-ı seng-i gam âb-ı safâdan dûr olur

Şîşe-i kalbün Fasîhî inkisârı bellüdür

***

Yine tâb-ı câm-ı mülden ruhı gül gül oldı yârün

Hele böyle âb ü tâbın dahi görmedük bahârun

 

İşidüp peyâm-ı vaslın gam-ı bîm-i hicre düşdük

Dahi içmedin şarâbın elemindeyüz humârun

(Abdulkadiroğlu, Abdulkerim (hzl.) (1999). İsmail Beliğ, Nuhbetü’l-Âsâr Li-Zeyli Zübdetü’l-Eş‘âr. Ankara: AKM Yay. 315-16.)


İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1HAKKI, Hacı İbrâhim Hakkı Efendid. 1826 - ö. 1889Doğum YeriGörüntüle
2Ceyhun Atuf Kansud. 7 Aralık 1919 - ö. 17 Mart 1978Doğum YeriGörüntüle
3AZMÎ, Mustafa Azmî Efendid. ? - ö. 1585Doğum YeriGörüntüle
4HAKKI, Hacı İbrâhim Hakkı Efendid. 1826 - ö. 1889Doğum YılıGörüntüle
5Ceyhun Atuf Kansud. 7 Aralık 1919 - ö. 17 Mart 1978Doğum YılıGörüntüle
6AZMÎ, Mustafa Azmî Efendid. ? - ö. 1585Doğum YılıGörüntüle
7HAKKI, Hacı İbrâhim Hakkı Efendid. 1826 - ö. 1889Ölüm YılıGörüntüle
8Ceyhun Atuf Kansud. 7 Aralık 1919 - ö. 17 Mart 1978Ölüm YılıGörüntüle
9AZMÎ, Mustafa Azmî Efendid. ? - ö. 1585Ölüm YılıGörüntüle
10HAKKI, Hacı İbrâhim Hakkı Efendid. 1826 - ö. 1889MeslekGörüntüle
11Ceyhun Atuf Kansud. 7 Aralık 1919 - ö. 17 Mart 1978MeslekGörüntüle
12AZMÎ, Mustafa Azmî Efendid. ? - ö. 1585MeslekGörüntüle
13HAKKI, Hacı İbrâhim Hakkı Efendid. 1826 - ö. 1889Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14Ceyhun Atuf Kansud. 7 Aralık 1919 - ö. 17 Mart 1978Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15AZMÎ, Mustafa Azmî Efendid. ? - ö. 1585Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
16HAKKI, Hacı İbrâhim Hakkı Efendid. 1826 - ö. 1889Madde AdıGörüntüle
17Ceyhun Atuf Kansud. 7 Aralık 1919 - ö. 17 Mart 1978Madde AdıGörüntüle
18AZMÎ, Mustafa Azmî Efendid. ? - ö. 1585Madde AdıGörüntüle