Madde Detay
HÜSEYİN CAVAN/FERMAN, Hüseyin Cavan
(d. 1916 / ö. 14.11.1985)
?
(Âşık / 20. Yüzyıl / Azeri)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Hüseyin Cavan, 1916'da Karadağ'ın Kermedüz bölgesinin Ütü köyünde, fakir bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Küçük yaşta babasını kaybeder. Annesi ve kardeşleriyle birlikte 1926 yılında Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Ağdam bölgesindeki Şerif Hanlı köyüne, bir süre sonra da Kasım İsmailov (şimdiki adı Goranboy) rayonunun (ilçesinin) Deli Mehemmedli köyüne göç eder ve bu köylerde çobanlık yapar (Feyzullahî Vahid 1990: 223; Himmetcu 1999: 4; Kalan 2011: 9).
Millî Hükûmet’in 1946’da dağıtılmasının ardından, önce Karadağ’a, oradan da Bakü’ye kaçan Cavan, burada Azerbaycan Devlet Filarmoni Orkestrası’nda solist olarak çalışmaya başlar. 1948’de Azerbaycan Yazıcılar Birliğinin üyesi olur. Bakü’de yapılan Âşıklar Kurultayı’nın dördüne İran Türklerinin temsilcisi olarak katılır. 1959’da Moskova’da “Azerbaycan Edebiyatı ve İnce Sanatı On Günlüğü” programında şeref nişanesi ödülüne layık görülür (Kafkasyalı 2009: 70-71; Kalan 2011: 14). Aldığı bir diğer ödül de 1967’de Azerbaycan Hükûmeti tarafından verilen “Azerbaycan Emektar Medeniyet İşçisi Fahrî Unvanı”dır (Kafkasyalı 2009: 71). 14 Kasım 1985’te Goranboy ilçesinin Deli Mehemmedli köyünde vefat eden âşık bu köyde defnedilir (Kafkasyalı 2009: 71; Kalan 2011: 10; Vahid 2013).
Bu köylerdeki düğünlerde âşıklığa meyleden ve dinlediği birçok şiiri ve destanı ezberleyen âşık; Elesger’in kardeşi Mehemmed, yeğeni Necef ve oğlu Talip’in yönlendirmesiyle âşıklık eğitimi almaya karar verir ve Elesger’in yeğeni Musa’nın yanında 1927-1934 yıllarında âşıklık eğitimi gördükten sonra âşıklığa başlar (Kafkasyalı 2009: 70; Kalan 2011: 9-10).
Âşıklığının ilk yıllarında "usta malı" şiirler okuyan âşık, şiir yaratmaya 1940’lı yıllarda başlar ve “Gül Azerbaycan”, “Oyan”, Ana Vatan”, “Oktyabr” gibi ilk şiirlerini, Tebriz’de yayınlanan “Vatan Yolunda” adlı gazetede neşreder (Kafkasyalı 2009: 70). Sonrasında yarattığı şiirleri ise “Azerbaycan”, “Kızıl Asker” ve “Yeni Şark” adlı gazete ve dergilerde yayımlar (Kalan 2011: 13).
“Hüseyin Cavan ile Servinaz”, “Bakü Kızları”, “Kelbecer Hatıraları”, “Karadağ Seferi”, “Settar Han”, “Moskova”, “Âşık Elesger”, “Talih ile Hakikat”, “Seyidî ve Kişverî” ve “Tembel Ahmet’in Nağılı” gibi destanları tasnif eden âşık, yaşadığı dönemde olduğu kadar günümüzde de hem Güney hem de Kuzey Azerbaycan’da usta kabul edilen âşıklardan birisi olmuştur (Kafkasyalı 2009: 71; Kalan 2011: 14). Yarattığı ilk şiirlerinde Ferman, sonrakilerde ise Hüseyin, Cavan, Cavan Hüseyin mahlaslarını kullanan, onlarca destan anlatabilen, destan tasnif eden, hayatı hakkında destan tasnif edilen ve yüzlerce usta malı şiir okuyabilen âşık, hem Güney hem de Kuzey Azerbaycan âşıklık geleneğinin temsilcilerindir ve iki bölge âşıklık geleneğine mensup âşıklar tarafından da usta âşık kabul edilmektedir. Daha önce bulunduğu Azerbaycan'dan 1938’de İran’a dönen Cavan; Tebriz, Urmiye, Merend, Miyana, Zencan, Eher, Keleyber ve Tahran başta olmak üzere İran’ın birçok şehrinde toy ve çeşitli programlara katılır (Kalan 2011: 10).
İran’a döndükten kısa bir süre sonra Pişeverî önderliğinde 1945’te başlayan “Millî Demokratik Azerbaycan Hükûmeti”ne destek veren Cavan, kısa sürede bağımsızlık hareketinin sembollerinden birisi olur. Tebriz’de “Âşıklar Topluluğu”nun başkanı olur. Ayrıca Pişeverî hükûmeti siyasi, sosyal ve edebî faaliyetlerinden ötürü ona hem “Halk Sanatçısı” unvanını verir hem de “21 Azer” madalyası ile ödüllendirilir (Kafkasyalı 2009: 70). Millî hükûmetin 1946’da Avrupalı devletlerin desteğiyle kanlı bir şekilde bastırılması, âşıkta derin bir iz ve bitmeyen öfke bırakır. Bu öfkesini de Muhammed Rıza Pehlevî’ye ithafen yarattığı şiirinde; “Şah, men unutmadım, sen de unutma/ Sabunlu kendiri, darağacını” veya “Hüseyin’em, deyirem; olacak inan/ Hakk seni torpağa salacak inan/ Tarih öz eliyle alacak inan/ Başına koyduğu zalim tacını.” diyerek dile getirir. Şah tarafından başına 100.000 Manat ödül konulan âşık, Şah’a duyduğu nefretini ona “baykuş” diyerek ifade eder (Hekimov 1997: 121; Kalan 2011: 12-13).
Yaşadığı dönem içinde 1950’de Âşığın Arzuları ve Azadlık Mahnıları; 1953’de Şiirler; 1956’da Sedefli Saz; 1957’de Koşmalar; 1962’de Şiirler; 1966’da Danış Telli Sazım; 1979’da Bahar Kimi kitaplarını yayımlar (Kalan 2011: 14). Âşık; gaytarma geraylı, hetengi, ciğalı geraylı, çaresiz kafiye, sallama geraylı, nefes çekme, geder gelmez, gaytarma, bayatı, geraylı, tecnis, koşma, muhammes, atışma, divani gibi türlerde şiirler yaratır (Hekimov 1997: 127). Bu şiirlerinde bireysel olduğu kadar toplumsal konuları işleyen âşığın her şiirinde yaşadığı vatan, o vatan üzerinde yaşayan milletinin düşüncesidir. Şiirlerinde bazen bir sevgilinin peşinden koşar bazen de bağımsızlık uğruna savaşan askerlere kahramanlık türküleri söyler. Kurulan millî hükûmetin başarılı olması ve milletinin bağımsızlığa kavuşması için dua eden âşık, bağımsızlığın gerçekleştiği gün gözünün arkada kalmayacağını dile getirir (Kerimov ve Ahmedov 2007: 195).
Dünyada savaşın ve ölümün sebeplerini ve sonuçlarını konu edindiği şiirlerinde âşık için yaşadığı topraklarda savaşın sona ermesi için tek yol; “Çırpınıb özüne yol tapsın gerek/ Eller azadlığa goşulmasaydı” diye anlattığı bağımsızlıktır (Feyzullahî Vahid 1990: 223). Âşığın şiirlerindeki temel konulardan biri vatandır. Onun için vatan, bir şiirindeki; “Adın mukaddestir kıble gâh kimi” mısralarında görüldüğü gibi kutsaldır ve onun için her şey feda edilebilir. Çünkü kötü günde sığınacağı yer yine de odur; “Adalet hükmündür, hakikat yolun/ Dar günü boynuma dolandı kolun” (Saî 2010: 88). 1946’da Pişeverî Hükûmeti dağıtılınca âşık, Azerbaycan’a kaçmadan önce bir süre Karadağ’da saklanır. Doğduğu bu topraklar, başı sıkışınca tekrar sığındığı yer olmuştur. O da Karadağ’ın bu özelliğini bilir ve şiirinde; “Tebriz bir anadır, sen de oğlusan" diyerek açıklar (Kalan 2011: 179).
Çeşitli zorluklar hatta sürgünler yaşasa da halkının hissettiklerini gönlünde hisseden âşığın şiirlerinde tabii olarak sevgili ve ona duyulan aşk da vardır. Günümüzde aynı zamanda bestelenmiş de olan “boylana boylana” redifli geraylısında âşık için sevgilinin her özelliği tabiatın birer yansımasıdır (Cavan 1999: 3; Anar 2000: 175).
Kaynakça
Anar, Yavuz Akpınar (2000). Bin Yılın Yüz Şairi - Azerbaycan Şiiri Antolojisi. Ankara: Kültür Bakanlığı Yay.
Cavan, Âşık Hüseyin (1378/1999). Kuşlar Uyanır. Hzl. Perviz Himmetcu. Tebriz: Cemali.
Feyzullahî Vahid, Hüseyin (1369/1990). Âşıklar (Muasır Azerbaycan Âşıkları). Tebriz: Müessese-i İntişarat-ı Yârân.
Hekimov, Mürsel (1997). “Âşık Hüseyin Cavan’ın Hayatı, Yaradıcılığı ve Sanatkârlığı”. Akt. Şahin Köktürk, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi. 10 (1): 121-138.
Himmetcu, Perviz (1378/1999). “Âşık Hüseyin Cavan’ın Hayatı ve Irsına Bir Bahış”. Kuşlar Uyanır. Tebriz: Cemali.
Kafkasyalı, Ali (2009). İran Türkleri Âşık Muhitleri. 2. Baskı. Erzurum: Salkımsöğüt Yay.
Kalan, Möhsün Şükrü (1390/2011). Bahar Sorağında-Âşık Hüseyin Cavan. Tebriz: Ahtar Neşriyatı.
Kerimov, Rauf, Elnur Ahmedov (2007). Parçalanmış Milletin Harayı (Hasret Şiirleri ve Bayatıları). Bakü: Nurlar.
Saî, Âşık Hüseyin (1389/2010). Solmasın Gülzarın Dağlar-Âşık Hüseyin Cavan. Tebriz: Danyal Neşriyatı.
Vahid, Terane (2013). "Koca Dünyanın Hüseyn Cavan'ı: Hak Âşığı". Medeniyyet Gazetesi, 15.05.2013, 38.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DR. FAZIL ÖZDAMARYayın Tarihi: 21.01.2019Güncelleme Tarihi: 02.12.2020
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 21.01.2019Güncelleme Tarihi: 02.12.2020
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 02.12.2020
İlişkili Maddeler
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | DELİ OZAN, Fikret İnanç | d. 1976 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | VELİ BOZALGANLI | d. 1880 - ö. 1933 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | KAHRAMAN, Ali Kahraman | d. 1948 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | Samim Kocagöz | d. 1332/ 1916 - ö. 05 Eylül 1993 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | Behçet Necatigil | d. 14 Nisan 1916 - ö. 13 Aralık 1979 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | OLİYA GULİ YEGÂNEH | d. 1916 - ö. 1986 | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | Samim Kocagöz | d. 1332/ 1916 - ö. 05 Eylül 1993 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | Behçet Necatigil | d. 14 Nisan 1916 - ö. 13 Aralık 1979 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | OLİYA GULİ YEGÂNEH | d. 1916 - ö. 1986 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | Samim Kocagöz | d. 1332/ 1916 - ö. 05 Eylül 1993 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
11 | Behçet Necatigil | d. 14 Nisan 1916 - ö. 13 Aralık 1979 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
12 | OLİYA GULİ YEGÂNEH | d. 1916 - ö. 1986 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
13 | Samim Kocagöz | d. 1332/ 1916 - ö. 05 Eylül 1993 | Madde Adı | Görüntüle |
14 | Behçet Necatigil | d. 14 Nisan 1916 - ö. 13 Aralık 1979 | Madde Adı | Görüntüle |
15 | OLİYA GULİ YEGÂNEH | d. 1916 - ö. 1986 | Madde Adı | Görüntüle |