HÜSEYİN

(d. ?/1811 - ö. ?/1891)
Âşık
(Âşık / 19. Yüzyıl / Azeri)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Asıl adı Hüseyin olan âşık, eserlerinde adını çoğu zaman Söyün şeklinde kullandı. Baba adı Kurban, anne adı Zehra'dır. Şair Molla Penah Vakıf'ın yeğeni olduğu yönünde bilgiler vardır. Bazı kayıtlarda ana adının Heyransa, Heyransa'nın ise Vakıf'ın ablası Tükezban'ın kızı olduğu belirtilir. Bu akrabalık bağına istinaden aslen Gazah ilinin Dağ Kesemen köyünden olduğu belirtilir. Hüseyin 1811 yılında Şemkir ilinin Kapanlı köyünde doğdu. Çiftçilikle uğraşan bir ailenin çocuğudur. (Efendiyev 1981: 202; Aras 1997:108; Memmedova 1999:8; Namazov 2004: 186; Paşayev 2004: 581-585). Babası Kurban'ın edebiyata meraklı, saz çalabilen, yer yer âşık meclislerinde iştirak eden, fakat âşıklığı bir meslek olarak icra etmeyen birisi olduğu söylenir. Kurban oğlunun sanata olan merakını görünce Alabaşlı Köyü'ndeki Mecnun mahlası ile şiirler söyleyen demirci Kerbelâyı Bağır'a çırak olarak verir. Hüseyin'in âşıklıkla birlikte demircilik mesleğini de öğrendiği söylenir (Ahundov 1983:299; Aras 1997:108; Memmedova 1999:8; Paşayev 2004: 581; Namazov 2004: 186). Gençlik yıllarında yaşadığı bir adavet yüzünden Karacaemirli Köyü'ne taşınmak zorunda kalır. Besti Hanım'la yaptığı evlilikten doğan oğlu Çoban (d.t:1840) da devrinin önemli saz şairlerindendir (Namazov 2004: 185-186; Paşayev 2004: 581). Şemkirli aşık Hüseyinem / Men burada yer eyledim / Urum, Selmas, Marağa / İsfahanı zar eyledim / Gezdim Çeçeni, Çerkezi / Ne korkdum, ne ara eyledim / Demir kapı Derbend,Guba / Gürcistanı var eyeldim vb. mısralarından gezgin bir âşık olduğu anlaşılır. Kayıtlarda ise on yıl kadar Türkiye, İran, Rusya, Gürcistan, Dağıstan gibi ülkelerde bulunduğu bilgisi verilir (Memmedova 1999: 4-11; Aras 1997: 110). Çiftçilikle uğraşan âşık 1891 yılında vefat eder. Ölümüne sebep olarak kışın davet edildiği düğüne giderken tipiye yakalanması, atının karla dolu çukura düşmesi, âşığın da boğularak ölmesi (Rüsetmzade 1991:4-5; Aras 1997: 112), bazı kayıtlarda ise daha sonra vefat ettiği gösterilir (Namazov 2004:187). Ölümünün bu olaya ilgili olmadığını, bir yaz günü yaylakta iken vefat ettiğini bildiren kayıtlar da var (Ahundov 1983:299). Mezar yeri bilinmemektedir. Gedebey ilinin Çaykarışan Köy mezarlığına defnedildiği bilgisi ile birlikte (Namazov 2004: 187, Memmedova 1999: 8-9), aynı ilinin Kalekent mezarlığına gömüldüğünü belirtenler de bulunmaktadır (Paşayev 2004: 581).

Hakkındaki ilk yazılı bilgi 1926 yılında "Dan Ulduzu" dergisinde Şemçicedid tarafından verilmiştir. Hayatı ve eserleri hakkında Veli Huluflu'nun, Selman Mümtaz'ın, Himmet Alizade'nin, Ehliiman Ahundov'un, Settra Ahundov'un, Sednik Paşayev'in, Rüstem Rüstemzade'nin, Muharrem Kasımlı'nın, Kara Namazov'un, Nezaket Memmedova'nın, Türkiye'de ise Nizamettin Onk'un, Zeynel Abidin Makas'ın, Öcal Oğuz'un, Enver Aras'ın çalışmaları bulunmaktadır.

Hüseyin'in repertuvarından iyi bir eğitim aldığı, üstadından âşıklıkla yansıra dinî bilgileri, Arapça, Farsça ve klasik edebiyat geleneğini; Gencelî Nizâmî'yi, Fuzûlî'yi, Nesîmî'yi, Hatȃyî'yi, Molla Veli Vidâdî ve Kasım Bey Zâkir'i okuduğu anlaşılır (Memmedova 1999:8-12; Aras 1997:108; Paşayev 2004: 581). Molla Penah Vâkıf'in tesirinde kalmasının esas sebebi ise akrabalık ilişkisinden kaynaklanır. Vâkıf'ın "Oynasın", "Olar" redifli koşmalarına söylediği nazireler bu bağlılığı gösteren önemli bir işarettir. Karacaoğlan'ı, Tufarkanlı Abbas'ı, Hasta Kasım'ı, Âşık Valeh'i, Yahya Bey Digem'i tânzir eder. Ali Esger'le dostluğu, onunla meclislerde bulunması, atışma yapması vb. Hüseyin'in sanatçı kişiliğinin oluşmasında etkin rol oynar (Rüstemzade 1991: 4-5; Aras 1997: 122; Namazov 2004: 186; Memmedova 1999: 12-24). Âşığın "Rüya Motifi" tespit edilmemiştir. Kırklar piri özü verib dersimi / Şair cergesinde sana düşmüşem / Ârif meclisinde, alim yanında / Neçe defe imtahana düşmüşem / mısralarından bade konusundan haberdar olduğu anlaşılır.

Elli yıl kadar âşıklık yapan Hüseyin'in günümüze gelen şiir sayısı 1000 bentten fazladır (Ahundov 1983:299). Rivayetlerde kendi şiirlerini yazıya geçirerek bir araya getirdiği, fakat ölümünden sonra bunların kaybolduğu anlatılır. Hatta Ermeni çırağı Mıgıç'ın bu yazmaları çalarak yaktırdığı da söylenir (Memmedova 1999: 9). Namazov (2004: 186) âşığın bir kısım şiirlerinin Ermeni çırakları tarafından benimsendiğini, bir kısmının ise kendisinde tutan bir Ermeni'nin 1930'lu yıllarda Şemkir tiren istasyonunda satmak istediğini, fakat alıcı bulamayınca "Ey Müslümanlar, Hüseyin'in sözlerini almadınız, ben de onları yakıyorum" diyerek çantasından çıkararak yaktığını bildirir. Şemkirli'nin geniş repertuvara sahip olduğu anlaşılır. Sanatçı hemen hemen âşık şiirinin tüm şekil ve türlerinde eser vermiş: Koşma; güzelleme, tecnis, çığalı tecnis, dudakdeğmez, dudakdeğmez tecnis, geraylı, Hayadrî, divanî, muhammes; divanî muhammes, ciğali muhammes, zincirleme muhammes, çığalı muhammes-müseddes, üstatname, kıfılbent / muamma/, elif-lam / elifname/ vb. örneklerde yüksek ustalık ve şairlik mahareti sergilemiştir. Şiirlerinden kendine kadarki üstat âşıklar tarafından ortaya konan saz söz servetini mükemmel şekilde benimsediği, bestecilik, destancılık ve eşsiz ifacılık becerisini elde ettiği, folklor kaynaklarından yaratıcı tefekkürle faydalandığı anlatılır (Mememdova 1999: 14). Âşık şiirinde üç başlı tecnis örneği ilk defa Şemkirli tarafından söylemiştir (Paşayev 2004: 583). Bazı şiirlerinin diğer âşıklarla karıştırıldığı bilinir.

Eserlerinin asıl teması beşerî aşktır. Âşığın şiirlerinin kahramanları olan Besdi, Cevahir, Beyaz, Fatma, Gövher, Güllü, Gülgez, Zuhre, Heyat, Huri, Lale, Melek, Nabat, Ülker, Peri, Senem, Ziba vb. isimler âşığın günlük hayatta karşılaştığı kadınlardır ve özellik bakımından birbirlerine benzerler. Güzellemelerinde kullandığı "ağ beden", "ahu göz", "gül yanak", "sarhoş bakış", ince bel", "kara zülüf", "uca boy", "keman kaş", "maral duruş", "şirin dil" vb. tasvirler oldukça canlıdır. Koyubdur ter kınanı / Ak nazik ele kırmızı / Meclis içinde sâki / Elde piyale kırmızı / Mey üstünden nuş edibdir / Lebleri lale kırmızı / vb mısralardan âşığın kullandığı tasvirleri sıradan ve peş peşe dizmediği, düşünülerek bir harmoniye riayet ettiği anlaşılır. Sanatçının insana bakışı âşık şiirinin geleneksel ifadeleri ile birebirdir. İyilik yapma, ihsanda bulunma, iyilerle dost olma, hâlden anlama, vefasız, acımasız ve sadece kendi menfaatlerini düşünenlerden uzak durma âşığın eserlerindeki insan portresinin önemli çizgilerindendir. Hüseyin dinî ve tasavvufî düşüncelerini ayet ve surelerle destekler. İslâm dinine sevgi ile bağlıdır. Hz. Ali ve Ehlî Beyit sevgisini açıktan beyan eder. Dinî terimlerden istifade eden âşık genellikle kıssalardan telmih yoluyla faydalanır. Didaktik şiirlerinde ahlâkî, felsefî fikirler ön plandadır. Felekten ve dünyadan şikayet, ayrılık, göz yaşı, keder ve acı geleneksel kalıplar ve ifadeler içerisinde sunulur. Tabiat ve vatan konusu güzellerin tasviri ile iç içe takdim edilir. Çarlık Rusya'nın bölgelerdeki siyaseti ve âşığın yapılan uygulamalara karşı tavrı taşlamaların önemli konularındandır.

Eserlerinin dili sadedir, âşık kelime kullanımında seçkindir. Mısralarda aliterasyon ve asonans gibi ahenk unsurlarına geniş yer verir. Halkın kullandığı dili üstün tutar. Leyli köçdü, Mecnun ağlar, dağ ağlar / Ehvalıma sayru ağlar, sağ ağlar / Güneş ağlar, bostan ağlar, bağ ağlar / Gülşenim vay, güllüyüm vay, gülüm vay / gibi mısralardan âşığın anlatımda aydın ve akıcı bir üslup sergilediği görülür. Şiirlerinde edebi sanatlardan, atasözü ve deyimlerden faydalanır. Söyün yara bağlar / Baykular yara bağlar / Yaramı yar bağlasın / Yar yahşi yara bağlar/ vb. cinasları düşündürücüdür. "Sarı Gül" koşması anonim türkü olarak söylenir. Eserlerinde klasik edebiyatın mazmunlarından geniş faydalanır. "Âşık Hüseynî (Dastanî)", "Sarayî", "Şemkir Güzellemesi", "Zeynalabidin", "Dilgemî","Ovşarı", "Zarıncı" adlı âşık makamları onun eseridir (Efendiyev 1981: 203; Memmedova 1999: 25-88; Aras 1997: 181-212; Paşayev 2004: 583; Namazov 2004: 186).

Şemkirli hikâye musannifi ve anlatıcısıdır. Hikayelerinin sayısında farklı mülahazaların (üç veyahut dört olması) meydana gelmesinin sebebi hikaye adlarının karıştırılmış olması, hikaye metinlerinin bazen tek metin halinde, bazen ayrı ayrı metinler olarak sunulması ile ilgilidir (Memmedova 1999: 48). Hayatı etrafında teşekkül etmiş "Âşık Hüseyn ve Reyhan Hanım" hikayesi bazen "Âşık Hüseynin Nahçivan Seferi" adı ile de bilinir. Hikaye 1866 (H1233) yılında Nahçıvan'dan döndükten sonra âşık tarafından kaleme alınmıştır. Âşığın adı ile ilgili ikinci hikaye "Hüseyin ve Beyçoban" veyahut "Âşık Hüseyin ve Han Çoban" adlı metindir. Bu hikaye çoğu zaman "Âşık Hüseyn ve Reyhan Hanım" hikayesi ile bir hikaye metni olarak da anlatılır. "Âşık Hüseyin ile Âşık Ali Asker'in Görüşü" ve "Vakıf'in Destanı" hikaye metinlerinin Şemkirli'ye ait olduğu ise tartışmalı konular arasındadır. Âşığın hikayelerinde seyahatleri sırasında karşılaştığı olaylarla ilgili epizotlara geniş yer verilir (Efendiyev 1981: 204-205; Aras 1997: 213-232; Memmedova 1999 :47-60; Rüstem Rüstemzade 1988: 37-45 ).

Şemkirli, Penah Seyfeli, Âşık Kasım, Âşık Ahmet, Âşık Mehemmed Borçalı gibi bir çok meşhur sanatçının üstadıdır. Kaynaklar Şemkirli'nin çırakları arasında bir çok Ermeni'nin olduğunu belirterek onlardan Çardaklı Âşık Mıgıç'ın, Âşık Kahraman'ın, Âşık Şehri'nin Türkçe'yi iyi şekilde kullanan sanatkârlar olduğunu bildirir (Efendiyev 1981: 202; Ahundov 1983: 299; Memmedova 1999 :47-60; Namazov 2004: 186).

 

Kaynakça

Ahundov, Ehliman (hzl). (1971). Aşık Hüseyn Şemkirli. Bakü: Genclik Neşriyatı.

Ahundov, Ehliman (hzl). (1983). Azerbaycan Aşıkları ve El Şairleri. C. I. Bakü: Elm Neşriyatı.

Ahundov, Ehliman (hzl). (1983) Azerbaycan Halk Dastanları. Bakü: Yazıçı Neşriyatı.

Aras, Enver (1997). Azerbaycan'da Âşıklık Geleneği ve Âşık Hüseyin Şemkirli (Hayati, Sanatı, Şiir ve Hikâyeleri). Yayımlanmamış Doktora Tezi. Elazığ: Fırat Üniversitesi.

Araslı, Hemid (1960). Âşık Yaradıcılığı. Bakü: Birleşmiş Neşriyat.

Efendiyеv, Paşa (1981). Azerbaycan Şifahi Halk Edebiyatı. Bakü: Maarif Neşriyatı.

Kasımlı, Muharrem (2003). Aşıq sənəti. Bakü: Оzan Matbaası.

Makas, Zeynel Abidin (1981). "Hüseyin (Şemkirli)", Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi, C. IV. 297.

Memmedova, Nazile (hzl). (1983). Ustad Aşıqlar. Bakü: Genclik Neşriyatı.

Memmedova, Nazile (1999). Azerbaycan Poeziyasında Mövzu ve Janr Ehatesi. (Aşıq Hüseyn Şemkirlinin Poetikası Esasında). Bakü: ADPU Neşriyatı.

Namazov, Qara (2004). Âşıklar. Bakü: Seda Neşriyatı.

Oğuz, M. Öcal. (1992) "Azerbaycanlı Âşık Hüseyin Şemkirli", Millî Folklor. 13: 35-38.

Oğuz, M.Öcal. (1998). "Azerbaycan ve Türkiye Sahasında Aşık Edebiyatının XIX. Yüzyılı", Pertev Naili Boratav Armağanı. Ankara: T.C. Kültür Bakanlığı Yay. 425-446.

Onk, Nizamettin (1978). "Şemkirli Âşık Hüseyin-Göğçeli Âşık Elesker Karşılaşması", Türk Folklor Araştırmaları. 18 (344): 8270-8274.

Paşayev, Sednik (1990). XIX. Esr Azerbaycan Aşıq Yaradıcılığı. Bakü: ADPİ Neşriyatı.

Paşayev, Sednik. (2004). "Aşık Hüseyn Şemkirli", Azerbaycan Edebiyatı Tarihi. I. C. (Şifahi Halk Edebiyatı). Bakü: Elm Neşriyatı. 581-586.

Rüstemzade, Rüstem (hzl). (1991). Aşıq Hüseyn Şemkirli. Bakü: Yazıçı Neşriyatı.

Rüstemzade, Rüstem (hzl). (1988). Aşık Revayetleri. Bakü: Genclik Neşriyatı.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: DR. SEYRAN QAYIBOV
Yayın Tarihi: 14.06.2014
Güncelleme Tarihi: 02.12.2020

Eserlerinden Örnekler

Başıma

Zalim felek, senden şikayetim var,

Aman felek, ne getirdin başıma!

Meni cida saldın sen tay-tuşumdan,

Niye zeher katdın şirin aşıma.

 

Bele yerler kalsın görüm virana,

Elim çatmır indi dağa, arana,

Bir atımı verdim tipi borana,

Bir bakan yok gözden akan yaşıma.

 

Men Hüseynem, yada saldım elimi,

Soyuk tutdu dehanımı, dilimi,

Bir bülbülem, cida saldım gülümü,

Dost sözün almadım ebes gûşuma.

Ahundov, Ehliman (hzl). (1983). Azerbaycan Aşıkları ve El Şairleri. C. I. Bakü: Elm Neşriyatı. 305.

 

Sarı Gül

Yarın bağçasında uç gül açılıb,

Ağ gül, kırmızı gül, bir de san gül.

Her üçü de birbirinden öymeli,

Ağ gül, kırmızı gül, bir de san gül.

 

O ağ gülün kapısından bakmalı,

Kızıl gülü siyah tele takmalı.

Sarı gülü deste tutub kokmalı,

Ağ gül, kırmızı gül, bir de san gül.

 

Ağ gülü benzetdim göyde laçına,

Kızıl gülü takdım yarın saçına.

Söyün müştak olub gülün üçüne,

Ağ gül, kırmızı gül, bir de san gül.

 

Ahundov, Ehliman (hzl). (1983). Azerbaycan Aşıkları ve El Şairleri. C. I. Bakü: Elm Neşriyatı. 306

 

Oynasın

 

Başına döndüyüm, toy adamları,

Siz de deyin, teze gelin oynasın.

Adını demirem, elden ayıbdı,

Gamzesi bağrımı delen oynasın.

 

Bir tuba boyludu, zülfleri deste,

Derdini çekmekden olmuşam heste.

İşaret eylerem anlayan kesde,

Dostunun gedrini bilen oynasın.

 

Duman geldi uca dağı bürüdü,

Yar kahrın çekmekden canım çürüdü,

Bu meclisde eyleşenin biridi,

Yaşmağın altından gülen oynasın.

 

Dostlar arasında, hey ola düzlük,

Olmaya hayınlık, hem ikiyüzlük,

Her elinde vardır bir ala yüzlük,

Yüzlüyü eline alan oynasın.

 

Şemkirli Söyünem, elerem feğan,

Yaş yerine didelerim töker kan,

Hem gelindi, hem gözeldi, hem cavani

Meni bu derdlere salan oynasın.

 

Ahundov, Ehliman (hzl). (1983). Azerbaycan Aşıkları ve El Şairleri.C. I. Bakü: Elm Neşriyatı. 309.

 

On beş il

Belke meni nezerinden salan var,

Yada salmaz üç il, beş il, on beş il.

Heç demez mi menim derdim çeken var,

Hesret kalar, üç il, beş il, on beş il.

 

Derya elmim vermek olmaz ay ada,

Tebib olan, çağır gelsin aya da,

Göz görmese, ağıl salmaz a yada,

Gel görmeye , üç il, beş il, on beş il.

 

Âşıq Söyün kalıb derd ayağında,

Heste sefa bular derd ayağında.,

Ahu seyr eyleyer derd ayağında,

Ovçu gözler üç il, beş il, on beş il.

 

Ahundov, Ehliman (hzl). (1983). Azerbaycan Aşıkları ve El Şairleri. C. I. Bakü: Elm Neşriyatı. 313.

 


İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1KURBANİ MİRZABAĞI OĞLU AHMEDOVd. 1934 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
2EKBER PERVİNÎd. 1931 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
3HASTA BAYRAMALİd. 1898 - ö. 1952Doğum YeriGörüntüle
4CEMÂLÎd. 1811 - ö. 1871Doğum YılıGörüntüle
5HÂLİD, Silivrilid. 1811 - ö. 1855 ds.Doğum YılıGörüntüle
6HİMMETÎ, Arifd. 1811 - ö. 1891Doğum YılıGörüntüle
7SA'ÎD PAŞA, Divan Efendisi-zâde Mehmed Sa'îd Paşad. 1832 - ö. 1891Ölüm YılıGörüntüle
8KUMRÎ, Mirzâ Muhammed Nakîd. 1819 - ö. 1891Ölüm YılıGörüntüle
9RÂGIB, Gaffârd. 1818 - ö. 1891Ölüm YılıGörüntüle
10NİDAİ, Nidai Bağçed. 1932 - ö. 1987MeslekGörüntüle
11SÜMMÂNÎd. 1861 - ö. 1915MeslekGörüntüle
12KUL SEMAÎ, Muharrem Oylumd. 1933 - ö. 10.10.1995MeslekGörüntüle
13TELİMHANd. 1742 - ö. 1829Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14DERVİŞ MAHMUDd. ? - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15MEFTUN, Abdürrezzâk Dünbülîd. 1762/63 - ö. 1827/28Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
16HATIR, Hatır Tunçd. 1963 - ö. ?Madde AdıGörüntüle
17CELALÎ, Celalettin Tokmakd. 1976 - ö. ?Madde AdıGörüntüle
18KEREMd. 1885 - ö. 11.03.1940Madde AdıGörüntüle