Madde Detay

Asıl adı Hasan Gül olan Kul Muhibbi, 1940 yılında Sivas’ın Kangal ilçesinin eski adı Zerk olan Çaltepe köyünde doğmuştur. İlkokulu köyünde tamamlayan Gül, askerlik yıllarına kadar köyünde yaşamıtır. Vatani görevini tamamladıktan sonra Ankara Merkez Bankasına işçi olarak girmiş ve emekli olana kadar burada çalışmıştır. Bankadaki işinin yanında marangoz işleri ile de uğraşan Hasan Gül, Alevi kökenli bir aşığımızdır. Özellikle yazları Hacıbektaş'a giderek burada muhabbetlere katılmaktadır. Hasan Gül evli olup ikisi erkek ikisi kız olmak üzere dört çocuk sahibidir (Aydemir 2011: 129). Hayatta olan Hasan Gül halen Ankara'da ikamet etmektedir.

Ellili yaşlarından sonra gelen ilhamla birlikte şiirler yazmaya başlamıştır. Sanatsal kişiliğiyle ilgili kaynaklardaki bilgilerin ve bu yönde yapılan çalışmaların çok sınırlı olduğu âşığın esasında bu alana yönelmesindeki en önemli faktörün köyündeki cem evi toplanmaları olduğu anlaşılmaktadır. Bir ara Gül Muhibbi mahlasını kullanmıştır. Kendisine daha sonradan Kul Muhibbi ismini verense Yusuf Ulusoy’dur. Usta-çırak ilişkisi ile yetişmemiştir. Saz çalabilen ve şiirlerinde umumiyetle tek ayak kullanan Kul Muhibbi’nin şiirlerinin konusu daha ziyade Alevi inancı ve kültürü, sosyal konulardır (Kaya 2009: 620).

Kul Muhibbi "Ayrıldım" başlıklı ilk şiirini yakın arkadaşı Yusuf Kenan Ulusoy’a yazmıştır. Hacı Bektaş Veli dergâhına bağlı Karslı Gedaî soyundan geldiğini belirtir. Hacı Bektaş Veli’yi ise kendine üstat olarak görür. Nesimî, Yeminî, Viranî, Kul Himmet, Fuzûlî ve Yunus Emre’yi de üstat olarak görür ve Âşık Mahzunî Şerif ve Hüdaî’yi beğenir. Şiirlerinde en çok tasavvufi meselelere değinir. Şiirde beşeriyetten ziyade tasavvufun işlenmesi gerektiğini belirtir. Ona göre bu tavır şiirleri kalıcı yapacaktır. Ayrıca üniversitelerde bu geleneğin araştırılmasından ve teknolojinin etkin bir biçimde kullanılmasından büyük memnuniyet duyar. Eski şiirlerini sıklıkla düzenleyen Kul Muhibbi şiirlerinin bir çoğunu büyük bir sandıkta saklar. Kul Muhibbi’nin yetiştirdiği herhangi bir çırağı yoktur. Mahzuni Şerif ve Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı’nın kurucular kurulu üyesidir; ayrıca Ozan-Der, Cem Vakfı ve Atatürkçü Düşünce Derneği gibi birçok vakıf ve derneğin üyesi olmuştur (Aydemir 2011: 129-131).