MAH TURNA, Selime Yaşar

(d. 1951 / ö. -)
âşık
(Âşık / 20. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Asıl adı Selime Yaşar olan Âşık Mah Turna, 1951 yılının ocak ayında Diyarbakır’ın Bismil ilçesinin Türkmenhacı köyünde dünyaya gelmiştir. Babası, köyün Horasan’dan göçle gelmiş ailelerinden olup çiftçilikle uğraşan Abdülsemed, annesi ise Hayriye’dir. Kendisi dışında altı kardeşi olan Mah Turna, ailenin ikinci çocuğudur. Mah Turna, henüz bir yaşındayken, babasının evde bulunmadığı bir sırada ağır bir göz rahatsızlığı geçirmiştir. Gözlerinin şiddetli ağrısına rağmen annesinin bilinçsizliği nedeniyle doktora götürülmemiş ve evde yapılan yanlış tedavi sonucu her iki gözünü kaybetmiştir. Bu nedenle de ileriki yıllarda okuma yazma öğrenememiştir. Âşık Mah Turna’nın doğup yaşadığı köy olan Türkmenhacı köyü, Alevi inancına mensup bir Türkmen köyüdür. Bu sebeple Mah Turna çocuk yaşlardan itibaren Alevi inancının temel ritüelleri olan cemlerde ve âşıklık ile zâkirlik geleneği içerisinde yetişmiştir. Bilhassa Muharrem aylarında düzenli olarak yapılan ritüeller ve bu ritüellerde okunan “Maktel-i Hüseyin”, “Hadîkatü’s-Sü’eda” ve “Kumru” adı verilen eserlerin manzum kısımları onu çok etkilemiştir. Ayrıca cemlerde âşıkların ve cem zâkirlerinin saz eşliğinde okudukları deyişler, duvaz imamlar, nefesler, tevhidler ve mersiyeler onun için ayrı birer ilham kaynağı olmuş, büyük bir hevesle âşıkları ve zâkirleri dinleyerek onlardan feyz almıştır. Çocukluk ve gençlik yıllarında okuma-yazma bilen arkadaşlarına ve büyüklerine sürekli Pir Sultan Abdal, Şah İsmail Hatayî, Kul Himmet gibi Alevi şairlerinin şiirlerini okutan ve bu şiirleri dinleyen Mah Turna, her zaman âşık olmayı ve bu şiirlere benzer şiirler söyleyebilmeyi arzulamıştır (Akın 2017: 19-20).

Mah Turna’nın ilk şiirini okuması ve âşıklık kervanına katılması 1967 yılında gördüğü bir rüya ile başlamıştır. Rüyasında hangi eren olduğunu söylemek istemediği bir ermiş zat ona; “gözlerini mi verelim, yoksa âşıklığı mı istersin?” diye sormuş, o da cevaben her ikisini de istediğini söylemiştir. Bunun üzerine eren ona, “biz gözlerini verirsek sen dünya âlemine dalarsın, ama âşıklığı verirsek seni dünya âlem tanır, Hak ile Hak olursun” demiştir. Kendisinden bir tercih yapması istenen Mah Turna, “ben âşıklığı istiyorum” demiş ve rüyasındaki erenden “sen en doğru ve en güzel yolu seçtin” cevabını almıştır. Bunun üzerine kendisine âşıklığı ne zaman vereceklerini sormuş, eren de, “senden daha önce bu makama gelenler var ve senin üç ay daha beklemen gerek.” diye cevap vermiştir. Bu rüyadan birkaç ay sonra, aynı yılın haziran ayında da “Çaresizim yareliyim” redifli ilk şiirini söylemiştir (Akın 2017: 21).

Mah Turna’nın mahlas alışı ve bâde içişi ile ilgili anlattığı öyküsü şöyledir: 1971 yılında, Mah Turna’nın da aralarında bulunduğu Diyarbakır’da yapılan âşıklar toplantısına katılan âşıklar arasında Âşık Mahzuni Şerif de vardır. Bu toplantıda, Selime’yi dinleyen Mahzuni Şerif, ona Mah Turna mahlasını vererek plak yapması için yardımcı olacağını belirtmiştir. Selime, ilk başta bu mahlası istememiş ve kendi adının aynı zamanda da mahlası olduğunu söylemiştir. Bu olaydan kısa bir süre sonra, bir gece rüyasında, Mahzuni ile birlikte yağmurlu bir günde arabayla yolculuk yaptıklarını görmüş ve rüyada, arabanın önüne bir zat çıkarak onlara nereye gittiklerini sormuştur. Mahzuni Şerif, “bu bacımıza plak yapmaya gidiyoruz.” deyince, o zat da Mahzuni’ye, “sen Allah’a, Mah Turna da sana emanet.” demiştir. Mah Turna zatın kim olduğunu sorunca Mahzuni, onun Hz. Muhammed olduğunu söylemiş ve arabadan inerek elini öpmüştür. Hz. Muhammed, Mahzuni Şerif’e bir bâde vermiş, o da bâdenin yarısını içtikten sonra, diğer yarısını Mah Turna’ya uzatmıştır. Bunun üzerine Hz. Muhammed, “sen iç, ben ona veririm.” demiştir. Mah Turna arabadan inip Peygamberin elini öpmek istemiş, ama o buna müsaade etmeyerek bir bâde daha doldurup kendisine vermiştir. Selime, önce Hz. Muhammed’in elini öpmüş ardından da bâdeyi içmiştir. Bâdeyi içtikten sonra, Hz. Muhammed gözden kaybolmuş ve yola devam ederken Mahzuni Şerif Mah Turna’ya bir yüzük uzatmıştır. Mah Turna, yüzük parmağına büyük gelince, Mahzuni’ye geri vermiş ve rüyadan uyanmıştır. Bu rüyanın da etkisiyle daha önce söylemiş olduğu elliye yakın şiirindeki Selime mahlasını “Mah Turna” olarak değiştiren âşık, bundan sonra “Mah Turna” mahlası kullanmaya devam etmiştir (Akın 2017: 22-23).

Uzun yıllar sırtına sazı ile Şanlıurfa, Adıyaman, Gaziantep, Adana, Kahramanmaraş, Ankara, Nevşehir ve Sivas illerine bağlı birçok Alevi köyünü gezen âşık, 1972 yılında da iki plak yapmıştır. 1993 yılında kadar düzenli olarak her yıl Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesine gidip gelen Mah Turna, 1985 yılında Bektaşi olan Hayriye Ana’ya intisap etmiştir. 1993 yılında ise Hacıbektaş’tan bir ev alarak buraya yerleşmiş ve hâlen kız kardeşiyle birlikte burada yaşamaktadır (Akın 2017: 23-28).

Çocukluk yıllarından itibaren Alevi cemlerinde büyüyen Mah Turna, öteden beri saz çalmaya heveslidir. 1971 yılında köyün zâkirlerinden Bektaş Atabay Mah Turna’ya divan sazı çalmayı öğretmiş, uzun yıllar bu saz eşliğinde şiirlerini söyleyen âşık, 1993 yılında da Hanifi Atabay’dan bir ay gibi kısa bir sürede kısa bağlama (çöğür) çalmayı öğrenmiştir. Bu tarihten itibaren de şiirlerini Veysel Düzeni adı verilen akortla bu saz eşliğinde söylemeye devam etmiştir (Akın 2017: 23).

Âşık Mah Turna, halk şiirimizde en sık rastladığımız 7, 8 ve 11’li hece kalıplarının yanı sıra 5’li ve 15’li hece kalıplarıyla da şiirler söylemiştir. Bilhassa 15’li ölçüyle söylediği iki dizeli şiirleri aruzla yazılmış beyitleri andırmaktadır. Şiirlerinde Alevi-Bektaşi inancının temel kavramlarına ve konularına geniş yer veren Mah Turna, aşk, sevgi, gurbet, ayrılık, tabiat, ölüm ve toplumsal konuları da işlemiştir. Âşık Garip, Şah Senem, Kerem, Aslı, Ferhat, Şirin gibi birçok halk hikâyesi kahramanına telmihte bulunmuş ve şiirlerinde diğer halk edebiyatı motiflerine bolca yer vermiştir. Alevi inancı çerçevesinde bilhassa düvaz imam ve mersiye türlerinde çokça şiiri mevcuttur. Şiirlerinde Alevi-Bektaşi inancının tüm temel öğelerini bulmak mümkündür (Akın 2017: 28-56).

Kaynakça

Akın, Bülent (2017). Diyarbakırlı Bir Halk Şairi Âşık Mah Turna. Ankara: Yol Yay.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: DR. BÜLENT AKIN
Yayın Tarihi: 03.01.2019
Güncelleme Tarihi: 08.12.2020

İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1NUSRETÎ, Nusret Efendid. ? - ö. 1748Doğum YeriGörüntüle
2SEFİLÎ, Hasan Yaşard. 01.01.1938 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
3FİGÂNÎ, Papuççular Şeyhid. ? - ö. 1840Doğum YeriGörüntüle
4ALİ DİVANÎ, Ali Kiziroğlud. 01.02.1951 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
5Gültekin Özkand. 31 Mayıs 1951 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
6Müslim Çelikd. 09 Aralık 1951 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
7SEYLABİ, Tortumlud. ? - ö. ?MeslekGörüntüle
8ÖYSÜZLÜ, Elesgerd. 1886 - ö. 1936MeslekGörüntüle
9KAYHANÎ, Nizamettin Kayhand. 1957 - ö. 1999MeslekGörüntüle
10CEFADARÎ, Mehmet Çetinkayad. 1895 - ö. 1971Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
11DERDİÇOK, Ömer Lütfi Derdiçokd. 1874 - ö. 1937Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
12TURAL, Ömer Turald. 03.04.1957 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
13MARAL (SALYANLI) MEHERREMOVAd. 1898 - ö. ?Madde AdıGörüntüle
14KARAKUŞ, Süleyman Şahinerd. 1942 - ö. ?Madde AdıGörüntüle
15MİHMANÎ, Hüseyin Soğukd. 1957 - ö. ?Madde AdıGörüntüle