Madde Detay
MELÎHÎ
(d. ?/? - ö. 900 civarı/1494-95 civarı)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / Başlangıç-15. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Melîhî’nin asıl adı bilinmemektedir. Kaynaklarda memleketi olarak Tokat, Kastamonu ve Sinop olmak üzere üç ayrı şehir gösterilmektedir. Âşık Çelebi Tezkiresi’nde bu belirsizliğe dikkat çekilerek “Ya Sinobî ya Kastamonîdür” denmektedir (Meredith-Owens 1971: 126b). Mecdî ise “Anadolu vilâyetindendür” demekle yetinmiştir (Özcan 1989: 232). Memleketinde başladığı eğitimini İran’da tamamlamıştır. Horasan’da bulunduğu esnada Molla Câmî ile tanışmıştır. Fethin ilk yıllarında İstanbul’a dönmüş, burada harâbât ehliyle düşüp kalkmaya başlamış, bu nedenle de “Sarhoş Melîhî” diye anılmıştır. Sehî ve Âşık Çelebi onun şarapla olan ünsiyetine dair türlü hikâyeler anlatmıştır. İstanbul’da tatlı sohbeti ve olağanüstü hitabet kabiliyetiyle kısa zamanda tanınarak -Latîfî’ye göre şair Ahmed Paşa’nın aracılığıyla (1314: 315)- Fâtih Sultân Mehmed’in musahipleri arasına girmiştir. Hatta Fâtih’in başbaşa sohbet etmekten hoşlandığı, onsuz sohbeti tatsız tuzsuz yemeğe benzettiği arkadaşlarından biri olmuştur. İçkiye aşırı düşkünlüğü, ayyaşlığı ve son dereceye varan kayıtsızlığı kaynaklarda üzerinde en çok durulan özelliğidir. Şairin, şarap alabilmek için birkaç kere cübbe ve destarını meyhaneciye rehin bıraktığını söyleyen Latîfî’nin ayrıntılarıyla anlattığına göre Fâtih, Melîhî’yi içki düşkünlüğünden vaz geçirmek için içmesini yasaklamış, Melîhî’ de tövbe etmiş, ama buna rağmen vazgeçmeyince Fâtih de artık onunla görüşmek istememiştir. Bu ayrı düşüş, Melîhî’nin yoksul ve kimsesiz bir şekilde II. Bâyezîd devrindeki (1482-1512) ölümüne kadar sürmüştür. Kınalı-zâde Hasan Çelebi’ye göre (Kutluk 1989: 924) ölümüne ayyaşlığı sebep olmuştur. Riyâzî, şairin Sultân Bâyezîd saltanatının başlarında 900/1494-95’te öldüğünü kaydetmiştir (Es’ad Ef. Nu. 3871. vr. 101a).
Sicill-i Osmânî’de, sınıf arkadaşı Molla Câmî’nin yeni yazdığı bir eseri eline geçince “O sâlih oldu, ben fâcir oldum.” diye hayıflandığı belirtilen (Mehmed Süreyyâ 1311: 511) Melîhî’nin, dîvânı veya başka bir eseri olup olmadığı bilinmemektedir. Sadece nazire mecmualarında pek çok şiirine raslanmaktadır. Eğridirli Hacı Kemâl’in Câmi’u’n-Nezâ’ir’inde 17, Pervâne Bey Mecmû’ası’nda 3, Edirneli Nazmî’nin Mecma’u’n-Nezâ’ir’inde 2 şiiri vardır. Pervâne Bey Mecmû’ası’ndaki 1, Mecma’u’n-Nezâ’ir’deki 2 şiiri zemin şiirdir. Bu şiirlerine Zâtî, Kemâl-i Zerd, Mesîhî, Cem Sultân, Muhibbî, Tâcî-zâde Ca’fer Çelebi, Bihiştî, Me’âlî gibi devrin önde gelen şairlerinin nazire yazmaları, onun şiirlerinin sayıca az olsa da etkili olduğunu göstermektedir. Melîhî’nin, başta Ahmed Paşa olmak üzere devrin şairleriyle sürekli görüştüğü ve şiir meclislerinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Sehî, şiir ilmi konusunda çok çalıştığını söylediği Melîhî’yi, “Ahmed Paşa’nın şiirdeki üstadı ve önderi” kabul etmektedir. Onun şiirlerini beğendiğini de devri şairlerinin hepsinden üstün olduğunu belirtmek, şiirlerini tatlı, sözünü nazik ve şirin, gazellerini de gönül alıcı ve renkli olarak nitelemek suretiyle ifade etmektedir (Sehî 1325: 62). Latîfî’nin (1314: 317) şiir ilmine hâkim olduğunu söylediği şairin gazelleri Âşık Çelebi’ye göre de gönül açıcı ve şûhânedir (Meredith-Owens 1971: 126b-127a). Melîhî, hemen bütün kaynaklarda sadece şairliğiyle değil pek çok ilimdeki maharetiyle de tanıtılmaktadır.
Kaynakça
Eğridirli Hâcı Kemâl. Câmi’u’n-Nezâ’ir. Bayezıd Kütüphanesi. No. 5782. vr. 38a, 104b, 122b.
Ergin, Muharrem (1946). “Melîhî”. İÜEF Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi 2 (1-2): 59-78.
Köksal, M. Fatih (hzl.) (2012). Edirneli Nazmî, Mecma’u’n-Nezâ’ir. http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/dosya/1-292688/h/edirneli-nazmi-mecmaun-nezair.pdf. [erişim tarihi: 28.06.2013].
Köprülüzâde, Mehmed Fuad (1918). “Harâbât Erenleri: Melîhî”. Yeni Mecmua (2): 85-86.
Kurnaz, Cemâl ve Mustafa Tatçı (hzl.) (2001). Mehmed Nâil Tuman, Tuhfe-i Nâilî - Divan Şairlerinin Muhtasar Biyografileri. C.II. Ankara: Bizim Büro Yay.
Kutluk, İbrahim (hzl.) (1989). Kınalı-zâde Hasan Çelebi, Tezkiretü’ş-Şu’arâ. C. 2. Ankara: TTK Yay.
Latîfî (1314). Tezkire-i Latîfî. İstanbul.
Mehmed Süreyyâ (1311). Sicill-i Osmânî. C. 4. İstanbul.
Meredith-Owens, G. M. (hzl.) (1971). Âşık Çelebi, Meşâ’irü’ş-Şu’arâ (Meşâ’irü’ş-Şu’arâ or Tezkire of Âşık Çelebi). London: Brydone Printers Ltd. vr. 126b-127a.
Özcan, Abdülkadir (hzl.) (1989). Mecdî Mehmed Efendi, Hadâiku’ş-Şakâik (Şakâik-ı Nu’mâniyye ve Zeyilleri). C. 2. İstanbul: Çağrı Yay.
Pervâne Bey. Mecmû’a-i Nezâ’ir. Topkapı Sarayı Kütüphanesi. Bağdat. No. 406. vr. 183a, 532b, 634b.
Riyâzî. Riyâzü’ş-Şu’arâ. Süleymaniye Kütüphanesi. Es’ad Efendi. No. 3871. vr. 101a.
Sehî (1325). Tezkire-i Sehî. İstanbul.
Şemseddîn Sâmî (1316). Kâmûsu’l-A’lâm. C. 6. İstanbul.
Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi. (1986). C. 6. “Melîhî”. İstanbul: Dergâh Yay. 242.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: PROF. DR. MEHMET FATİH KÖKSALYayın Tarihi: 02.10.2013Güncelleme Tarihi: 04.11.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Yüzün nûrından alur pertevi mâh
Melâhat mülkine tapun durur şâh
Dehânun bilmediler hurde-dânlar
Nihânî râzdan kim ola âgâh
Senün zülf ü ruhun vasfıdur ey dûst
Bana zikr-i şeb ü vird-i sehergâh
Kapunda itlerünle hem-dem olmak
Bize âlemde yiter izzet ü câh
İderem giceler kûyunda efgân
İşitmezsin benüm feryâdumı âh
Yaşum kapunda sâyil olsa tan mı
Çün ol işikde yok men’-i ‘ale’llâh
Melîhî ışka tevbe_itdi dimişler
Hatâdur işbu söz estagfuru’llâh
(Köksal, M. Fatih (hzl.) (2012). Edirneli Nazmî, Mecma’u’n-Nezâ’ir. http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/dosya/1-292688/h/edirneli-nazmi-mecmaun-nezair.pdf. [erişim tarihi: 28.06.2013]. 2460.)
Gazel
Micmer göricek sûzumı içi oda yandı
Şem’ agladugum gördi yaşı kana boyandı
Âşık ki meded isteye âh ile yaşından
San tekyelenüp yile varup suya tayandı
Bî-vakt bitürdün şekerün üzre nebâtı
Bu haste ciger kanda lebün kandine kandı
Göz karasıla dil çü saçun bendine düşdi
Birez kara bahtına ilendi vü karandı
Öpüp lebüni zülfüne el urup uzandum
Gûyâ ki hayât âbın içüp ömri uzandı
Dil şîşesini seng-i cefâ ile uşatma
Çün kim bütün olmaz dahı ol şîşe ki_uşandı
Ey dil-ber-i cânâne iriş kim bu Melîhî
Mercân lebünün hecrile cânından usandı
(Köksal, M. Fatih (hzl.) (2012). Edirneli Nazmî, Mecma’u’n-Nezâ’ir. http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/dosya/1-292688/h/edirneli-nazmi-mecmaun-nezair.pdf. [erişim tarihi: 28.06.2013]. 2917.)
Gazel
Benden ruh-ı zîbânı nihân eyledün ey dost
Âhir beni rüsvâ-yı cihân eyledün ey dost
Ben kavlüm-ile sana vefâdâr dir-idüm
Sen fi’lün-ile beni yalan eyledün ey dost
Pinhân idüben la’l-i dürer-pûşunı benden
Uş çeşmümi yâkût-feşân eyledün ey dost
Ben eylemedüm kendümi senden hele dil-teng
Sen gonca gibi bagrumı kan eyledün ey dost
Kılmaz şeh olan mülkini târâc niçün sen
Yagmâ-yı dil ü gâret-i cân eyledün ey dost
Bir nokta-i mevhûm güneş dâ’iresinde
Gösterdün ü adını dehân eyledün ey dost
Dimiş ki uram tîg Melîhî’ye (…….)
Bu ahde anı key nigerân eyledün ey dost
(Eğridirli Hâcı Kemâl. Câmi’u’n-Nezâ’ir. Bayezıd Kütüphanesi. No. 5782. vr. 38a.)
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 02.10.2013Güncelleme Tarihi: 04.11.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Yüzün nûrından alur pertevi mâh
Melâhat mülkine tapun durur şâh
Dehânun bilmediler hurde-dânlar
Nihânî râzdan kim ola âgâh
Senün zülf ü ruhun vasfıdur ey dûst
Bana zikr-i şeb ü vird-i sehergâh
Kapunda itlerünle hem-dem olmak
Bize âlemde yiter izzet ü câh
İderem giceler kûyunda efgân
İşitmezsin benüm feryâdumı âh
Yaşum kapunda sâyil olsa tan mı
Çün ol işikde yok men’-i ‘ale’llâh
Melîhî ışka tevbe_itdi dimişler
Hatâdur işbu söz estagfuru’llâh
(Köksal, M. Fatih (hzl.) (2012). Edirneli Nazmî, Mecma’u’n-Nezâ’ir. http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/dosya/1-292688/h/edirneli-nazmi-mecmaun-nezair.pdf. [erişim tarihi: 28.06.2013]. 2460.)
Gazel
Micmer göricek sûzumı içi oda yandı
Şem’ agladugum gördi yaşı kana boyandı
Âşık ki meded isteye âh ile yaşından
San tekyelenüp yile varup suya tayandı
Bî-vakt bitürdün şekerün üzre nebâtı
Bu haste ciger kanda lebün kandine kandı
Göz karasıla dil çü saçun bendine düşdi
Birez kara bahtına ilendi vü karandı
Öpüp lebüni zülfüne el urup uzandum
Gûyâ ki hayât âbın içüp ömri uzandı
Dil şîşesini seng-i cefâ ile uşatma
Çün kim bütün olmaz dahı ol şîşe ki_uşandı
Ey dil-ber-i cânâne iriş kim bu Melîhî
Mercân lebünün hecrile cânından usandı
(Köksal, M. Fatih (hzl.) (2012). Edirneli Nazmî, Mecma’u’n-Nezâ’ir. http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/dosya/1-292688/h/edirneli-nazmi-mecmaun-nezair.pdf. [erişim tarihi: 28.06.2013]. 2917.)
Gazel
Benden ruh-ı zîbânı nihân eyledün ey dost
Âhir beni rüsvâ-yı cihân eyledün ey dost
Ben kavlüm-ile sana vefâdâr dir-idüm
Sen fi’lün-ile beni yalan eyledün ey dost
Pinhân idüben la’l-i dürer-pûşunı benden
Uş çeşmümi yâkût-feşân eyledün ey dost
Ben eylemedüm kendümi senden hele dil-teng
Sen gonca gibi bagrumı kan eyledün ey dost
Kılmaz şeh olan mülkini târâc niçün sen
Yagmâ-yı dil ü gâret-i cân eyledün ey dost
Bir nokta-i mevhûm güneş dâ’iresinde
Gösterdün ü adını dehân eyledün ey dost
Dimiş ki uram tîg Melîhî’ye (…….)
Bu ahde anı key nigerân eyledün ey dost
(Eğridirli Hâcı Kemâl. Câmi’u’n-Nezâ’ir. Bayezıd Kütüphanesi. No. 5782. vr. 38a.)
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 04.11.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Yüzün nûrından alur pertevi mâh
Melâhat mülkine tapun durur şâh
Dehânun bilmediler hurde-dânlar
Nihânî râzdan kim ola âgâh
Senün zülf ü ruhun vasfıdur ey dûst
Bana zikr-i şeb ü vird-i sehergâh
Kapunda itlerünle hem-dem olmak
Bize âlemde yiter izzet ü câh
İderem giceler kûyunda efgân
İşitmezsin benüm feryâdumı âh
Yaşum kapunda sâyil olsa tan mı
Çün ol işikde yok men’-i ‘ale’llâh
Melîhî ışka tevbe_itdi dimişler
Hatâdur işbu söz estagfuru’llâh
(Köksal, M. Fatih (hzl.) (2012). Edirneli Nazmî, Mecma’u’n-Nezâ’ir. http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/dosya/1-292688/h/edirneli-nazmi-mecmaun-nezair.pdf. [erişim tarihi: 28.06.2013]. 2460.)
Gazel
Micmer göricek sûzumı içi oda yandı
Şem’ agladugum gördi yaşı kana boyandı
Âşık ki meded isteye âh ile yaşından
San tekyelenüp yile varup suya tayandı
Bî-vakt bitürdün şekerün üzre nebâtı
Bu haste ciger kanda lebün kandine kandı
Göz karasıla dil çü saçun bendine düşdi
Birez kara bahtına ilendi vü karandı
Öpüp lebüni zülfüne el urup uzandum
Gûyâ ki hayât âbın içüp ömri uzandı
Dil şîşesini seng-i cefâ ile uşatma
Çün kim bütün olmaz dahı ol şîşe ki_uşandı
Ey dil-ber-i cânâne iriş kim bu Melîhî
Mercân lebünün hecrile cânından usandı
(Köksal, M. Fatih (hzl.) (2012). Edirneli Nazmî, Mecma’u’n-Nezâ’ir. http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/dosya/1-292688/h/edirneli-nazmi-mecmaun-nezair.pdf. [erişim tarihi: 28.06.2013]. 2917.)
Gazel
Benden ruh-ı zîbânı nihân eyledün ey dost
Âhir beni rüsvâ-yı cihân eyledün ey dost
Ben kavlüm-ile sana vefâdâr dir-idüm
Sen fi’lün-ile beni yalan eyledün ey dost
Pinhân idüben la’l-i dürer-pûşunı benden
Uş çeşmümi yâkût-feşân eyledün ey dost
Ben eylemedüm kendümi senden hele dil-teng
Sen gonca gibi bagrumı kan eyledün ey dost
Kılmaz şeh olan mülkini târâc niçün sen
Yagmâ-yı dil ü gâret-i cân eyledün ey dost
Bir nokta-i mevhûm güneş dâ’iresinde
Gösterdün ü adını dehân eyledün ey dost
Dimiş ki uram tîg Melîhî’ye (…….)
Bu ahde anı key nigerân eyledün ey dost
(Eğridirli Hâcı Kemâl. Câmi’u’n-Nezâ’ir. Bayezıd Kütüphanesi. No. 5782. vr. 38a.)
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Gazel
Yüzün nûrından alur pertevi mâh
Melâhat mülkine tapun durur şâh
Dehânun bilmediler hurde-dânlar
Nihânî râzdan kim ola âgâh
Senün zülf ü ruhun vasfıdur ey dûst
Bana zikr-i şeb ü vird-i sehergâh
Kapunda itlerünle hem-dem olmak
Bize âlemde yiter izzet ü câh
İderem giceler kûyunda efgân
İşitmezsin benüm feryâdumı âh
Yaşum kapunda sâyil olsa tan mı
Çün ol işikde yok men’-i ‘ale’llâh
Melîhî ışka tevbe_itdi dimişler
Hatâdur işbu söz estagfuru’llâh
(Köksal, M. Fatih (hzl.) (2012). Edirneli Nazmî, Mecma’u’n-Nezâ’ir. http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/dosya/1-292688/h/edirneli-nazmi-mecmaun-nezair.pdf. [erişim tarihi: 28.06.2013]. 2460.)
Gazel
Micmer göricek sûzumı içi oda yandı
Şem’ agladugum gördi yaşı kana boyandı
Âşık ki meded isteye âh ile yaşından
San tekyelenüp yile varup suya tayandı
Bî-vakt bitürdün şekerün üzre nebâtı
Bu haste ciger kanda lebün kandine kandı
Göz karasıla dil çü saçun bendine düşdi
Birez kara bahtına ilendi vü karandı
Öpüp lebüni zülfüne el urup uzandum
Gûyâ ki hayât âbın içüp ömri uzandı
Dil şîşesini seng-i cefâ ile uşatma
Çün kim bütün olmaz dahı ol şîşe ki_uşandı
Ey dil-ber-i cânâne iriş kim bu Melîhî
Mercân lebünün hecrile cânından usandı
(Köksal, M. Fatih (hzl.) (2012). Edirneli Nazmî, Mecma’u’n-Nezâ’ir. http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/dosya/1-292688/h/edirneli-nazmi-mecmaun-nezair.pdf. [erişim tarihi: 28.06.2013]. 2917.)
Gazel
Benden ruh-ı zîbânı nihân eyledün ey dost
Âhir beni rüsvâ-yı cihân eyledün ey dost
Ben kavlüm-ile sana vefâdâr dir-idüm
Sen fi’lün-ile beni yalan eyledün ey dost
Pinhân idüben la’l-i dürer-pûşunı benden
Uş çeşmümi yâkût-feşân eyledün ey dost
Ben eylemedüm kendümi senden hele dil-teng
Sen gonca gibi bagrumı kan eyledün ey dost
Kılmaz şeh olan mülkini târâc niçün sen
Yagmâ-yı dil ü gâret-i cân eyledün ey dost
Bir nokta-i mevhûm güneş dâ’iresinde
Gösterdün ü adını dehân eyledün ey dost
Dimiş ki uram tîg Melîhî’ye (…….)
Bu ahde anı key nigerân eyledün ey dost
(Eğridirli Hâcı Kemâl. Câmi’u’n-Nezâ’ir. Bayezıd Kütüphanesi. No. 5782. vr. 38a.)
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | CEYHUNÎ, Çördük Oğlu Ömer | d. 1847 - ö. 1912 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | SUN’Î, Mevlânâ Sun’î Çelebi | d. ? - ö. 1509-10 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | Bedrettin Aykın | d. 20 Ekim 1936 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | CEYHUNÎ, Çördük Oğlu Ömer | d. 1847 - ö. 1912 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | SUN’Î, Mevlânâ Sun’î Çelebi | d. ? - ö. 1509-10 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | Bedrettin Aykın | d. 20 Ekim 1936 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | CEYHUNÎ, Çördük Oğlu Ömer | d. 1847 - ö. 1912 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | SUN’Î, Mevlânâ Sun’î Çelebi | d. ? - ö. 1509-10 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | Bedrettin Aykın | d. 20 Ekim 1936 - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | CEYHUNÎ, Çördük Oğlu Ömer | d. 1847 - ö. 1912 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
11 | SUN’Î, Mevlânâ Sun’î Çelebi | d. ? - ö. 1509-10 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
12 | Bedrettin Aykın | d. 20 Ekim 1936 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
13 | CEYHUNÎ, Çördük Oğlu Ömer | d. 1847 - ö. 1912 | Madde Adı | Görüntüle |
14 | SUN’Î, Mevlânâ Sun’î Çelebi | d. ? - ö. 1509-10 | Madde Adı | Görüntüle |
15 | Bedrettin Aykın | d. 20 Ekim 1936 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |