Madde Detay

Nuri Gözet, Afyon’un Büyük Çobanlar nahiyesine bağlı Karaköy’de dört çocuklu bir ailenin üçüncü çocuğu olarak 1954 yılında dünyaya gelmiştir (Turan vd. 2010: 306; Gözet yty.: 1). İlkokul beşinci sınıfı bitirdikten sonra çeşitli sebeplerden dolayı okula devam edememiştir. Mimar Sinan’a olan hayranlığından dolayı on yedi yaşında köyden ayrıldıktan sonra yapı kursuna gitmiştir. Askerlik çağı gelinceye kadar İzmir’de çalışmış, askere gidip geldikten sonra Eskişehir’e göç etmiş, on bir sene inşaat işi ile uğraşmış, üç buçuk sene Libya’da inşaatta kalfa olarak çalışmıştır. Libya’dan Belçika’ya gezmek için gelmiş ve Belçika’ya yerleşmiştir. Yedi çocuğu olan Gözet, ilk evliliğini Türkiye’de, ikinci evliliğini ise Belçika’da yapmıştır. Gözet, çocuklarının eğitimi için elinden gelen her şeyi yaptığını ve en büyük mirasın eğitim olduğunu düşünmüştür (Turan vd. 2010: 306). Gözet, evli ve yedi çocuk babası olup hayatını yurt dışında sürdürmektedir (Gözet yty.: 1).

Mahlas olarak ismini kullanan Nuri Gözet, ilk şiirini askerdeyken kaleme almıştır. 1981'de 23 Nisan kutlamalarında çocukların okuması için yeterli sayıda 23 Nisan şiiri bulunamayınca yedi-sekiz şiir yazmış; öğretmeni de yazdığı şiirlere takdirini dile getirince, kendine güveni gelmiş ve yazmaya devam etmiştir. (Turan vd. 2010: 306). Gözet’in ustası olmamıştır ancak kendinden önceki büyük şairlerin yanında Karacaoğlan, Yunus Emre ve Abdurrahim Karakoç’u usta olarak kabul etmiştir. Usta olarak kabul ettiği bu şairlerle ilgili düşüncelerini şöyle ifade eder: “Karacaoğlan’ın şiirlerinden çok etkilendim, Türkçesi çok düzgün, Yunus Emre’ye derya kadar âşığım, Nazım Hikmet’i de çok severim, herkese hakkını vermek lazım. Bunun yanı sıra günümüz şairlerinden Abdurrahim Karakoç’a da hayranım. Ancak ben güzel şiir yazan şairlerin şiirlerini hemen hemen on beş senedir okumuyorum çünkü onların şiirlerini okuduğumda kendim sıfırlanıyorum ve şiir üretemez hâle geliyorum ama kitaplarını çocuklarım okusun diye alıyorum” (Turan vd. 2010: 307). Gözet şiirlerini hece ölçüsünün 8 ve 11’li kalıplarıyla yazmaktadır ancak şiirlerinin şekil ve tür özellikleri hakkında bilgi sahibi değildir, içinden geldiği gibi doğaçlama söyler. Gözet aklına gelen her konuda yazdığını ancak genellikle sosyal konulara ağırlık verdiğini söyler ve bu konuda şunu dile getirir; “Çünkü biz gurbetteyiz ve Türkiye’de olan olumlu ve olumsuz en ufak olay bizi burada çok etkiliyor.” Gözet, ilk önce beşerî aşkla ilgili şiirler yazarken sonrasında o güzelliğin yaratıcısına ilahî aşkla yazmıştır (Turan vd. 2010: 307). Belçika’da gençlere örnek olması için kurduğu bir dernekte de şiir çalışmalarına devam etmiştir (Turan vd. 2010: 307-308). Bazı şiirleri Kültür Bakanlığı arşivinde kayıtlıdır (Gözet yty.: 1).