Madde Detay
NÛRÎ, Priştineli Beg-zâde
(d. ?/? - ö. ?/?)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 18. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Priştineli Beg-zâde Nûrî’nin asıl adı Nûreddîn’dir. Doğum ve ölüm tarihi bilinmemektedir. Eserlerinden anlaşıldığı kadarıyla doğum yeri Priştine’dir. Ailesi Priştine’de bulunan şair, bir süre İstanbul’da ikamet etmek zorunda kalmış, daha sonra memleketine dönmüştür. 1188/1774 yılında vefat eden Züleyhâ adlı bir kızı ve 1200/1785 yılında doğan Ömer Sâkıb adlı bir oğlunun olduğu ilk Dîvân'ındaki tarih manzumelerinden; Râşid isimli bir oğlunun varlığı da yine aynı Dîvân’da yer alan manzum mektubundan anlaşılmaktadır. Priştineli Nûrî'nin Dîvân’ında düzenli bir eğitim almadığını ifade eden beyitler bulunmaktadır. Bununla birlikte şiirlerinde İsmail Priştinevî isimli bir şahıstan övgü ile bahsetmesi, bu kişiden tasavvufi bir eğitim almış olduğunu düşündürmektedir. İkinci Dîvân’ından şiirlerin bulunduğu mecmuanın ilk varağında kendi el yazısıyla verdiği bilgiye göre, 1203/1788 yılında İstanbul’dan Priştine’ye dönmüş ve burada yazdığı yeni şiirlerle ikinci bir Dîvân meydana getirmiştir (Egüz 2015: 431). Şairin, söz konusu mecmuanın istinsah tarihi olan 1204/1789’dan sonraki hayatı hakkında ise elimizde bilgi bulunmamaktadır.
Priştineli Beg-zâde Nûreddin’in iki Dîvân’ı vardır.
1. Dîvân: İÜ Nadir Eserler Kütüphanesi TY 348 ve Millet Kütüphanesi AE Manzum 470 numarada kayıtlı olmak üzere iki nüshası vardır. Nüshaların ilki 81, ikincisi 87 varak tutarındadır. Dîvân’daki şiirlerin 6’sı kaside, 393’ü gazel, 7’si mesnevi, 21’i kıta, 42’si beyit, 2’si mısra, 2’si muhammes, 2’si tahmis ve 5’i müseddes nazım şekliyle yazılmıştır. Divân'ın tenkitli metni yüksek lisans tezi olarak hazırlanmıştır (Egüz 2009).
2. Dîvân: Priştineli Beg-zâde Nûreddin’in vatanı Priştine’ye döndükten sonra kaleme aldığı bu Dîvân’ın tam nüshası henüz ele geçmemiştir. Fakat Princeton Üniversitesi Kütüphanesi Garrett Collection’da 2048Y numarada Makâlât adıyla kayıtlı mecmuada şairin ikinci Divan’ından seçtiği ve kendi el yazısıyla kaleme aldığı 110 şiir bulunmaktadır. Bunların ikisi na’t, biri cül’usiyye, ikisi kâr-ı nâtıktır. 105 şiir ise gazel şeklindedir. Tamamı 52 varaktan oluşan ve 1789-1790 yıllarına tarihlenen bu mecmuadaki şiirler bir makale ile tanıtılmıştır (Egüz 2015).
Priştineli Beg-zade Nûreddîn, şiirlerinde Nûrî mahlasını kullanmıştır. İlk Dîvân’ı kendi deyimiyle onun “arz-ı hâl”idir. Bu Dîvân’da yer alan pek çok şiirinde vatanı Priştine’ye duyduğu hasretin izlerini görmek mümkündür. İkinci Dîvân’ında ise artık memleketine dönen şairin, gurbet şiirleri yazmadığı ve âşıkâne şiirlere yöneldiği görülür.
Nûrî’nin lirik şiirlerinin yanı sıra hikemî ve az sayıda da olsa dinî-tasavvufi şiirleri bulunmaktadır. Bazı şiirlerinde Ruhî-i Bağdâdî’nin tesiri vardır. Hikemî şiirlerinde özellikle Koca Râgıb Paşa’nın etkisi görülür. Kimi şiirleri Ziya Paşa’yı andırır. Vatan şiiri ise bir hasretin ötesinde bizi Namık Kemal’e götürür.
Nûrî, şiirlerinde genellikle sade bir Türkçe kullanır. Halk söyleyişlerine ve deyimlere sıklıkla yer verir. O, farklı türlerde yazdığı şiirlerle de eserine zenginlik katmıştır. Musiki terimleri ile örülü "kâr-ı nâtık"ları vardır. Ayrıca ilk Dîvân’ında manzum mektuplar, tarih manzumeleri ve lugazlara da yer vermiştir.
Kaynakça
Egüz, Esra (2009). Priştineli Nûrî Divanı ve İncelenmesi I-II. Yüksek Lisans Tezi. İstanbul: İstanbul Üniversitesi.
Egüz, Esra (2010). “Priştineli Begzâde Nûrî Divanı ve Divan’daki Şifreli Yazılar”. Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi (27): 297-311.
Egüz, Esra (2015). “Priştineli Begzâde Nûrî’nin Bilinmeyen İkinci Divan’ındaki Şiirler”. Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi (37): 427-436.
İstanbul Kütüphanelerindeki Türkçe Yazma Divanlar Katalogu (1967). C. III, Fasikül II. İstanbul: MEB Yay.
Kurnaz, Cemâl ve Mustafa Tatcı (hzl.) (2001). Mehmed Nâil Tuman, Tuhfe-i Nâilî - Divan Şairlerinin Muhtasar Biyografileri. C.II. Ankara: Bizim Büro Yay.
Nûrî, Priştineli Beyzade (1789). Makâlât, Princeton University Library, No: 2048Y.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DR. ÖĞR. ÜYESİ ESRA EGÜZYayın Tarihi: 25.10.2013Güncelleme Tarihi: 14.11.2020Eserlerinden Örnekler
İlk Dîvân
Müseddes
Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilün
Ne ‘aceb dil-keş olur kûy-ı dil-ârâ-yı vatan
Şevk-engîz-i hayâldir bana me’vâ-yı vatan
İtdi tenvîr dil-i fürkat-keşi ma‘nâ-yı vatan
Şimdi bildik ne imiş hubb-ı mezâyâ-yı vatan
Sînemi mahzen-i şevk eyledi sevdâ-yı vatan
Çeşmi nâ-mahrem-i hâb itdi temâşâ-yı vatan
Çıkdı elden n’ideyim sabr-ı ‘inân-ı ârâm
Reh-i fürkatde gönül kaldı garîb ü nâ-kâm
Kimseye yok dil-i üftâde ide ‘arz-ı merâm
Yâ ne mümkin ide dil semt-i visâle reh-nâm
Sînemi mahzen-i şevk eyledi sevdâ-yı vatan
Çeşmi nâ-mahrem-i hâb itdi temâşâ-yı vatan
Subh olunca iderim külbe-i fürkatde figân
Yakdı ser-tâ-be-kadem sînemi nâr-ı hicrân
Beni şâd eylemedi vasl ile hayfâ devrân
Buna bir çâre gerek yok mu visâle imkân
Sînemi mahzen-i şevk eyledi sevdâ-yı vatan
Çeşmi nâ-mahrem-i hâb itdi temâşâ-yı vatan
Reh-i hasretde meded hicr-keş-i yâr oldum
Mihnet-i derd-i firâkdan dahı bîmâr oldum
Âh kim ye’s-i visâle ile dil-efgâr oldum
Elem-i fürkat-i gamla hele nâ-çâr oldum
Sînemi mahzen-i şevk eyledi sevdâ-yı vatan
Çeşmi nâ-mahrem-i hâb itdi temâşâ-yı vatan
İrmedi subh-ı visâle dahı bu şâm-ı firâk
Şeb-i yeldâ gibi oldu heme eyyâm-ı firâk
Ola mı vasla mukârin ‘aceb encâm-ı firâk
Bî-mecâl eyledi âhir beni âlâm-ı firâk
Sînemi mahzen-i şevk eyledi sevdâ-yı vatan
Çeşmi nâ-mahrem-i hâb itdi temâşâ-yı vatan
Sabrı güç hâlimi ‘arz eyleyemem dildâra
Bir yıl oldu dil-i bî-çâre gezer âvâre
Nice takrîr ideyim derd-i derûnum yâre
Yok tesellî ne diyem şimdi dil-i nâ-çâra
Sînemi mahzen-i şevk eyledi sevdâ-yı vatan
Çeşmi nâ-mahrem-i hâb itdi temâşâ-yı vatan
Yâre hâlim dimege kalmadı hîç tende mecâl
Derd-i hicrânı da bilmez o gül-i tâze-nihâl
Âteş-i fürkat ise buldu derûnumda kemâl
İştimâl itdi dil-i Nûrî’yi ârzû-yı visâl
Sînemi mahzen-i şevk eyledi sevdâ-yı vatan
Çeşmi nâ-mahrem-i hâb itdi temâşâ-yı vatan
(Egüz, Esra (2009). Priştineli Nûrî Divanı ve İncelenmesi I-II. Yüksek Lisans Tezi. İstanbul: İstanbul Üniversitesi. 215-216).
İkinci Dîvân
Gazel
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
Çeşm-i insâf ile ey dil bende-i ednâya bak
Hâl-i ‘âlem böyledir gâh şîve-i dünyâya bak
Gâh olur bir bendeye muhtâc olur şâh-ı cihân
Saltanat bâkî degildir devlet-i Dârâ’ya bak
‘İzz ü câhı ‘âlemiñ mânend-i hüsn-i dilberân
Hüsn-i yâr kalmaz ebed zâhir melek-sîmâya bak
Matlabıñ bûy-ı gül-i ma‘nâ ise ‘âlemde ger
Gel hakîkat gülşeninde gonca-i ra‘nâya bak
‘Andelîb-i gülşeniñ sanma tehî feryâdını
Gûş-ı cânıñ aç seherde bülbül-i şeydâya bak
Her ne var dünyâda cümle nüsha-i hikmetdir ol
Nâzır ol eşyâya sen de ‘ibret al ma‘nâya bak
Ser-te-ser evrâk-ı eşcâr Nûriyâ metn-i hikem
Her biri hikmet-nümâdır kudret-i Mevlâ’ya bak
(Nûrî, Priştineli Beyzade (1789). Makâlât, Princeton University Library, No: 2048Y. 12b).
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 25.10.2013Güncelleme Tarihi: 14.11.2020Eserlerinden Örnekler
İlk Dîvân
Müseddes
Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilün
Ne ‘aceb dil-keş olur kûy-ı dil-ârâ-yı vatan
Şevk-engîz-i hayâldir bana me’vâ-yı vatan
İtdi tenvîr dil-i fürkat-keşi ma‘nâ-yı vatan
Şimdi bildik ne imiş hubb-ı mezâyâ-yı vatan
Sînemi mahzen-i şevk eyledi sevdâ-yı vatan
Çeşmi nâ-mahrem-i hâb itdi temâşâ-yı vatan
Çıkdı elden n’ideyim sabr-ı ‘inân-ı ârâm
Reh-i fürkatde gönül kaldı garîb ü nâ-kâm
Kimseye yok dil-i üftâde ide ‘arz-ı merâm
Yâ ne mümkin ide dil semt-i visâle reh-nâm
Sînemi mahzen-i şevk eyledi sevdâ-yı vatan
Çeşmi nâ-mahrem-i hâb itdi temâşâ-yı vatan
Subh olunca iderim külbe-i fürkatde figân
Yakdı ser-tâ-be-kadem sînemi nâr-ı hicrân
Beni şâd eylemedi vasl ile hayfâ devrân
Buna bir çâre gerek yok mu visâle imkân
Sînemi mahzen-i şevk eyledi sevdâ-yı vatan
Çeşmi nâ-mahrem-i hâb itdi temâşâ-yı vatan
Reh-i hasretde meded hicr-keş-i yâr oldum
Mihnet-i derd-i firâkdan dahı bîmâr oldum
Âh kim ye’s-i visâle ile dil-efgâr oldum
Elem-i fürkat-i gamla hele nâ-çâr oldum
Sînemi mahzen-i şevk eyledi sevdâ-yı vatan
Çeşmi nâ-mahrem-i hâb itdi temâşâ-yı vatan
İrmedi subh-ı visâle dahı bu şâm-ı firâk
Şeb-i yeldâ gibi oldu heme eyyâm-ı firâk
Ola mı vasla mukârin ‘aceb encâm-ı firâk
Bî-mecâl eyledi âhir beni âlâm-ı firâk
Sînemi mahzen-i şevk eyledi sevdâ-yı vatan
Çeşmi nâ-mahrem-i hâb itdi temâşâ-yı vatan
Sabrı güç hâlimi ‘arz eyleyemem dildâra
Bir yıl oldu dil-i bî-çâre gezer âvâre
Nice takrîr ideyim derd-i derûnum yâre
Yok tesellî ne diyem şimdi dil-i nâ-çâra
Sînemi mahzen-i şevk eyledi sevdâ-yı vatan
Çeşmi nâ-mahrem-i hâb itdi temâşâ-yı vatan
Yâre hâlim dimege kalmadı hîç tende mecâl
Derd-i hicrânı da bilmez o gül-i tâze-nihâl
Âteş-i fürkat ise buldu derûnumda kemâl
İştimâl itdi dil-i Nûrî’yi ârzû-yı visâl
Sînemi mahzen-i şevk eyledi sevdâ-yı vatan
Çeşmi nâ-mahrem-i hâb itdi temâşâ-yı vatan
(Egüz, Esra (2009). Priştineli Nûrî Divanı ve İncelenmesi I-II. Yüksek Lisans Tezi. İstanbul: İstanbul Üniversitesi. 215-216).
İkinci Dîvân
Gazel
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
Çeşm-i insâf ile ey dil bende-i ednâya bak
Hâl-i ‘âlem böyledir gâh şîve-i dünyâya bak
Gâh olur bir bendeye muhtâc olur şâh-ı cihân
Saltanat bâkî degildir devlet-i Dârâ’ya bak
‘İzz ü câhı ‘âlemiñ mânend-i hüsn-i dilberân
Hüsn-i yâr kalmaz ebed zâhir melek-sîmâya bak
Matlabıñ bûy-ı gül-i ma‘nâ ise ‘âlemde ger
Gel hakîkat gülşeninde gonca-i ra‘nâya bak
‘Andelîb-i gülşeniñ sanma tehî feryâdını
Gûş-ı cânıñ aç seherde bülbül-i şeydâya bak
Her ne var dünyâda cümle nüsha-i hikmetdir ol
Nâzır ol eşyâya sen de ‘ibret al ma‘nâya bak
Ser-te-ser evrâk-ı eşcâr Nûriyâ metn-i hikem
Her biri hikmet-nümâdır kudret-i Mevlâ’ya bak
(Nûrî, Priştineli Beyzade (1789). Makâlât, Princeton University Library, No: 2048Y. 12b).
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 14.11.2020Eserlerinden Örnekler
İlk Dîvân
Müseddes
Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilün
Ne ‘aceb dil-keş olur kûy-ı dil-ârâ-yı vatan
Şevk-engîz-i hayâldir bana me’vâ-yı vatan
İtdi tenvîr dil-i fürkat-keşi ma‘nâ-yı vatan
Şimdi bildik ne imiş hubb-ı mezâyâ-yı vatan
Sînemi mahzen-i şevk eyledi sevdâ-yı vatan
Çeşmi nâ-mahrem-i hâb itdi temâşâ-yı vatan
Çıkdı elden n’ideyim sabr-ı ‘inân-ı ârâm
Reh-i fürkatde gönül kaldı garîb ü nâ-kâm
Kimseye yok dil-i üftâde ide ‘arz-ı merâm
Yâ ne mümkin ide dil semt-i visâle reh-nâm
Sînemi mahzen-i şevk eyledi sevdâ-yı vatan
Çeşmi nâ-mahrem-i hâb itdi temâşâ-yı vatan
Subh olunca iderim külbe-i fürkatde figân
Yakdı ser-tâ-be-kadem sînemi nâr-ı hicrân
Beni şâd eylemedi vasl ile hayfâ devrân
Buna bir çâre gerek yok mu visâle imkân
Sînemi mahzen-i şevk eyledi sevdâ-yı vatan
Çeşmi nâ-mahrem-i hâb itdi temâşâ-yı vatan
Reh-i hasretde meded hicr-keş-i yâr oldum
Mihnet-i derd-i firâkdan dahı bîmâr oldum
Âh kim ye’s-i visâle ile dil-efgâr oldum
Elem-i fürkat-i gamla hele nâ-çâr oldum
Sînemi mahzen-i şevk eyledi sevdâ-yı vatan
Çeşmi nâ-mahrem-i hâb itdi temâşâ-yı vatan
İrmedi subh-ı visâle dahı bu şâm-ı firâk
Şeb-i yeldâ gibi oldu heme eyyâm-ı firâk
Ola mı vasla mukârin ‘aceb encâm-ı firâk
Bî-mecâl eyledi âhir beni âlâm-ı firâk
Sînemi mahzen-i şevk eyledi sevdâ-yı vatan
Çeşmi nâ-mahrem-i hâb itdi temâşâ-yı vatan
Sabrı güç hâlimi ‘arz eyleyemem dildâra
Bir yıl oldu dil-i bî-çâre gezer âvâre
Nice takrîr ideyim derd-i derûnum yâre
Yok tesellî ne diyem şimdi dil-i nâ-çâra
Sînemi mahzen-i şevk eyledi sevdâ-yı vatan
Çeşmi nâ-mahrem-i hâb itdi temâşâ-yı vatan
Yâre hâlim dimege kalmadı hîç tende mecâl
Derd-i hicrânı da bilmez o gül-i tâze-nihâl
Âteş-i fürkat ise buldu derûnumda kemâl
İştimâl itdi dil-i Nûrî’yi ârzû-yı visâl
Sînemi mahzen-i şevk eyledi sevdâ-yı vatan
Çeşmi nâ-mahrem-i hâb itdi temâşâ-yı vatan
(Egüz, Esra (2009). Priştineli Nûrî Divanı ve İncelenmesi I-II. Yüksek Lisans Tezi. İstanbul: İstanbul Üniversitesi. 215-216).
İkinci Dîvân
Gazel
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
Çeşm-i insâf ile ey dil bende-i ednâya bak
Hâl-i ‘âlem böyledir gâh şîve-i dünyâya bak
Gâh olur bir bendeye muhtâc olur şâh-ı cihân
Saltanat bâkî degildir devlet-i Dârâ’ya bak
‘İzz ü câhı ‘âlemiñ mânend-i hüsn-i dilberân
Hüsn-i yâr kalmaz ebed zâhir melek-sîmâya bak
Matlabıñ bûy-ı gül-i ma‘nâ ise ‘âlemde ger
Gel hakîkat gülşeninde gonca-i ra‘nâya bak
‘Andelîb-i gülşeniñ sanma tehî feryâdını
Gûş-ı cânıñ aç seherde bülbül-i şeydâya bak
Her ne var dünyâda cümle nüsha-i hikmetdir ol
Nâzır ol eşyâya sen de ‘ibret al ma‘nâya bak
Ser-te-ser evrâk-ı eşcâr Nûriyâ metn-i hikem
Her biri hikmet-nümâdır kudret-i Mevlâ’ya bak
(Nûrî, Priştineli Beyzade (1789). Makâlât, Princeton University Library, No: 2048Y. 12b).
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
İlk Dîvân
Müseddes
Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilün
Ne ‘aceb dil-keş olur kûy-ı dil-ârâ-yı vatan
Şevk-engîz-i hayâldir bana me’vâ-yı vatan
İtdi tenvîr dil-i fürkat-keşi ma‘nâ-yı vatan
Şimdi bildik ne imiş hubb-ı mezâyâ-yı vatan
Sînemi mahzen-i şevk eyledi sevdâ-yı vatan
Çeşmi nâ-mahrem-i hâb itdi temâşâ-yı vatan
Çıkdı elden n’ideyim sabr-ı ‘inân-ı ârâm
Reh-i fürkatde gönül kaldı garîb ü nâ-kâm
Kimseye yok dil-i üftâde ide ‘arz-ı merâm
Yâ ne mümkin ide dil semt-i visâle reh-nâm
Sînemi mahzen-i şevk eyledi sevdâ-yı vatan
Çeşmi nâ-mahrem-i hâb itdi temâşâ-yı vatan
Subh olunca iderim külbe-i fürkatde figân
Yakdı ser-tâ-be-kadem sînemi nâr-ı hicrân
Beni şâd eylemedi vasl ile hayfâ devrân
Buna bir çâre gerek yok mu visâle imkân
Sînemi mahzen-i şevk eyledi sevdâ-yı vatan
Çeşmi nâ-mahrem-i hâb itdi temâşâ-yı vatan
Reh-i hasretde meded hicr-keş-i yâr oldum
Mihnet-i derd-i firâkdan dahı bîmâr oldum
Âh kim ye’s-i visâle ile dil-efgâr oldum
Elem-i fürkat-i gamla hele nâ-çâr oldum
Sînemi mahzen-i şevk eyledi sevdâ-yı vatan
Çeşmi nâ-mahrem-i hâb itdi temâşâ-yı vatan
İrmedi subh-ı visâle dahı bu şâm-ı firâk
Şeb-i yeldâ gibi oldu heme eyyâm-ı firâk
Ola mı vasla mukârin ‘aceb encâm-ı firâk
Bî-mecâl eyledi âhir beni âlâm-ı firâk
Sînemi mahzen-i şevk eyledi sevdâ-yı vatan
Çeşmi nâ-mahrem-i hâb itdi temâşâ-yı vatan
Sabrı güç hâlimi ‘arz eyleyemem dildâra
Bir yıl oldu dil-i bî-çâre gezer âvâre
Nice takrîr ideyim derd-i derûnum yâre
Yok tesellî ne diyem şimdi dil-i nâ-çâra
Sînemi mahzen-i şevk eyledi sevdâ-yı vatan
Çeşmi nâ-mahrem-i hâb itdi temâşâ-yı vatan
Yâre hâlim dimege kalmadı hîç tende mecâl
Derd-i hicrânı da bilmez o gül-i tâze-nihâl
Âteş-i fürkat ise buldu derûnumda kemâl
İştimâl itdi dil-i Nûrî’yi ârzû-yı visâl
Sînemi mahzen-i şevk eyledi sevdâ-yı vatan
Çeşmi nâ-mahrem-i hâb itdi temâşâ-yı vatan
(Egüz, Esra (2009). Priştineli Nûrî Divanı ve İncelenmesi I-II. Yüksek Lisans Tezi. İstanbul: İstanbul Üniversitesi. 215-216).
İkinci Dîvân
Gazel
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
Çeşm-i insâf ile ey dil bende-i ednâya bak
Hâl-i ‘âlem böyledir gâh şîve-i dünyâya bak
Gâh olur bir bendeye muhtâc olur şâh-ı cihân
Saltanat bâkî degildir devlet-i Dârâ’ya bak
‘İzz ü câhı ‘âlemiñ mânend-i hüsn-i dilberân
Hüsn-i yâr kalmaz ebed zâhir melek-sîmâya bak
Matlabıñ bûy-ı gül-i ma‘nâ ise ‘âlemde ger
Gel hakîkat gülşeninde gonca-i ra‘nâya bak
‘Andelîb-i gülşeniñ sanma tehî feryâdını
Gûş-ı cânıñ aç seherde bülbül-i şeydâya bak
Her ne var dünyâda cümle nüsha-i hikmetdir ol
Nâzır ol eşyâya sen de ‘ibret al ma‘nâya bak
Ser-te-ser evrâk-ı eşcâr Nûriyâ metn-i hikem
Her biri hikmet-nümâdır kudret-i Mevlâ’ya bak
(Nûrî, Priştineli Beyzade (1789). Makâlât, Princeton University Library, No: 2048Y. 12b).
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | NÛHÎ | d. ? - ö. 1533/34 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | HÂTİFÎ, Sipahî-zâde Hâtifî Çelebi | d. ? - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | NASÛH, Matrakçı (Matrakî) Nasûh | d. ? - ö. 28 Nisan 1564 | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | NÛHÎ | d. ? - ö. 1533/34 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | HÂTİFÎ, Sipahî-zâde Hâtifî Çelebi | d. ? - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | NASÛH, Matrakçı (Matrakî) Nasûh | d. ? - ö. 28 Nisan 1564 | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | NÛHÎ | d. ? - ö. 1533/34 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | HÂTİFÎ, Sipahî-zâde Hâtifî Çelebi | d. ? - ö. ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | NASÛH, Matrakçı (Matrakî) Nasûh | d. ? - ö. 28 Nisan 1564 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | NÛHÎ | d. ? - ö. 1533/34 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
11 | HÂTİFÎ, Sipahî-zâde Hâtifî Çelebi | d. ? - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
12 | NASÛH, Matrakçı (Matrakî) Nasûh | d. ? - ö. 28 Nisan 1564 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
13 | NÛHÎ | d. ? - ö. 1533/34 | Madde Adı | Görüntüle |
14 | HÂTİFÎ, Sipahî-zâde Hâtifî Çelebi | d. ? - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
15 | NASÛH, Matrakçı (Matrakî) Nasûh | d. ? - ö. 28 Nisan 1564 | Madde Adı | Görüntüle |