Madde Detay
Samet Ağaoğlu
(d. 1909 / ö. 6 Ağustos 1982)
Şair, Yazar, Politikacı
(Yeni Edebiyat / 20. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı yazarlarından Samet Ağaoğlu, 1909 yılında Karabağ’da doğdu. Babası, Azerbaycan’dan Avrupa’ya tahsile giden ilk Türk olması bakımından önem arz eden ve Meşrutiyet yıllarının Türkçü isimlerinden Ahmet Ağaoğlu’dur. Yazarın “Annem, tâ ölüm döşeğine düştüğü güne kadar daima babamın yanında idi. Okuyup yazmaktan başka tahsili yoktu. Fakat eski, asil bir Azerî ailesinin maddî, manevî zenginliği içinde inkişaf eden ince zekâsının, hassas ruhunun yarattığı romantik mizacı, bir halk adamı olan babamın hırçın, asabî, müsamahasız zekâ ve karakteri ile durmadan çarpıştı. Bu zekâ ve karakterin kaba taraflarını silerek Ağaoğlu ailesinin toplum içindeki yerini almasına en büyük yardımı yaptı. Babamın düşmanları bile bu kadının karşısında kinlerini, hasetlerini unutmak, hiç değilse göstermemek mecburiyetini duydular.” (Sanay 1996: 15) sözleriyle tanıttığı annesi, köklü bir Azeri ailesinin kızı Sitare Hanım’dır. Hem yetişmesinde hem de edebî kişiliğinin şekillenmesinde babası Ahmet Ağaoğlu’nun büyük etkisi vardır. Kültürlü bir ailede yetişen Ahmet Ağaoğlu; küçük yaşta Farsça, Arapça ve Rusçayı öğrendi. Liseden sonra eğitim için önce Petersburg’a, sonrasında Paris’e giderek burada hukuk okudu. Atatürk’e bağlılık, cesaret, dürüstlük ve disiplin gibi özellikleri babasından alan Samet Ağaoğlu’nun Süreyya, Tezer, Abdurrahman ve Gültekin olmak üzere dört kardeşi vardır. Ablası Süreyya Ağaoğlu’nun “Aile hayatımızda hepimize çok tesir eden bir denge vardı. Annem gayet sakin, yumuşak, sabırlı, babam ise muntazam, her şeyle ilgili, çabuk parlayan insanlardı. Babam sofrada tuzluğun yer değiştirmesine bile razı olmazdı. Parladığı vakit annem, o anda hiç cevap vermez, ertesi gün o konuya değinirdi ve babam, fevrî davranışından ötürü mahcup olurdu... Ve bana öyle geliyor ki bizim ailenin sonradan başına gelen her sıkıntıya metanetle göğüs germesi, ne ikbale, ne de ikbalden düşmeye önem vermemesi, iyi bir aileye ve her yönden örnek bir anne babaya sahip olmamız sayesindedir” (Sanay 1996: 18) ifadelerinden anlayacağımız üzere düzenli ve kültürlü bir ailede yetişen Samet Ağaoğlu ve ailesinin düzeni, kardeşi Beşir’in henüz 1,5 yaşındayken ölmesiyle ve sonrasında Aksaray’da oturdukları evin yanmasıyla bozuldu. Yangından sonra Saraçhanebaşı’ndaki bir köşke yerleşen aile, baba Ahmet Ağaoğlu’nun “asayişi bozmak ve Ermenilere zorbalık etmek” suçuyla 25 Mart 1918’de tutuklanmasıyla tekrar sarsıldı. Ziya Gökalp ile Bekirağa Bölüğüne hapsedildikten sonra Eylül 1919’da Malta’ya sürülen Ahmet Ağaoğlu, Mayıs 1921’e kadar Malta’da kalmak zorunda kaldı.
Öğrenimine İstanbul Madam Colbe’nin Fransız Mektebi'nde ve Çarşıkapı İttihad Mektebi'nde başlayan Samet Ağaoğlu, ilk ve ortaöğrenimini İstanbul Beyazıt Fevziye Mektebi'nde tamamladı. Babasının Malta sürgününden dönmesiyle ailesiyle Ankara’ya yerleşti ve öğrenimine burada devam etti. 1927’de Ankara Lisesi'ni, 1932’de Ankara Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Doktora eğitimi için gittiği Strazburg’ta tanıştığı Neriman Hanım ile evlendi. Bu evliliğinden Tektaş, Mustafa Kemal ve Fatma Sitare olmak üzere üç çocuğu oldu. Strazburg’tan döndüğünde Kasım 1933’ten Ocak 1934’e kadar İstanbul Kız Öğretmen Lisesi'nde Türkçe öğretmen vekilliği yaptı. Haziran 1934’te İktisat ve Ticaret Bakanlıklarında çalıştı. 1946’da memurluktan ayrıldı ve avukatlığa başladı. Temmuz 1946’da Demokrat Parti’ye geçti ve böylelikle Ağaoğlu’nun siyasi hayatı başladı. 1950 seçimlerinde Manisa milletvekili olarak meclise girdi. Haziran 1950’de Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı olarak görevlendirildi. 1952’de Çalışma Bakanlığına, 1954’te İşletmeler Bakanlığına, 1957’de Sanayi Bakanlığına, 1958’de Devlet Bakanlığı ile Başbakan Yardımcılığına atandı. 27 Mayıs 1960 İhtilali'ne kadar milletvekili olarak görev yapan Samet Ağaoğlu, İhtilalden sonra 17 Haziran gecesi Ankara’dan Yassıada’ya sürüldü. 15 Eylül 1961’de vatana ihanetten müebbet hapse mahkûm edildi ve İmralı adasına gönderildi. 7 Ekim 1964’te Yassıada mahkûmları için çıkarılan aftan yararlandı. 6 Ağustos 1982’de tedavi gördüğü Çapa Tıp Fakültesi'nde geçirdiği kalp krizi neticesinde vefat etti. 8 Ağustos 1982’de Feriköy aile kabristanına defnedildi.
Beyazıt Fevziye Mektebi'ndeyken Ali Canip Yöntem, Akil Koyuncu, Süleyman Şevket gibi hocalardan ders alan Samet Ağaoğlu’nun edebiyata ilgisi burada başlar ve Fuzuli’den Tevfik Fikret, Namık Kemal, Abdülhak Hamit’e; Halit Ziya’dan Orhan Seyfi, Faruk Nafiz, Halide Edip’e kadar önemli edebiyatçıları bu okulda öğrenir. Ankara Lisesi'nin son sınıfındayken “Ama ne yalan söyliyeyim, ne şiirleri, ne roman ve hikâyeleri beni mesela, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Muhip Dranas, Cahit Sıtkı Tarancı, Necip Fazıl Kısakürek, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Sait Faik Abasıyanık gibi şâir ve romancı ve hikayecilerin yazıları kadar sarmadı, düşündürmedi.” (Karadişoğulları 1999: 24) dediği Ahmet Hamdi Tanpınar dersine girer. Edebiyata dair hatıralarını anlattığı İlk Köşe isimli kitabında “Evet edebiyat ve yazarlık hatıralarım Genç Türk Edebiyat Birliği ve Hep Gençlik dergisi ile başlar. Ama bu başlangıcın hedefi büsbütün başka idi. Yıl 1929. Ankara Hukuk Fakültesi’nde öğrenciyim.” (Ağaoğlu 1978: 16) cümleleriyle Ankara Hukuk Fakültesi öğrencisiyken çevresinde edebiyatı seven arkadaşları olduğunu, edebî faaliyetlerine Genç Türk Edebiyatı Birliği ve Hep Gençlik dergisi ile başladığını ifade eder. Öyle ki Ocak 1929’da Genç Türk Edebiyatı Birliği'ni kurarak birliğin başkanı olur ve Mehmet Emin Yurdakul da fahri başkanlığa getirilir. Mart 1930’da ise birliğin yayın organı Hep Gençlik dergisini çıkarır. Üç sayı çıkabilen dergide Ahmet Muhip Dıranas, Behçet Kemal Çağlar, Ahmet Feridun Kurt, Attila Ali Rüştü, Edip Alp Hilmi, Sıtkı Korkmaz, Zeki Kenan gibi isimler yazar. “Solnes lö konstrüktör”, “Kendini Peygamber Zanneden Adam”, “Yakup Kadri’ye Verilen Cevap” Samet Ağaoğlu’nun dergide çıkan yazılarıdır. Bununla birlikte “Adnan Sacit” takma adıyla “Gittikçe Azalan Şey”, “Otobüs ve Yaylı” (yayımlanan ilk hikâyesi), “Ben ve Oğlum” yazılarını yazar. Dergide yayımlanan yazılar arasında en dikkat çekeni, Yakup Kadri’nin Sodom ve Gomore romanını eleştirdiği “Kendini Peygamber Zanneden Adam”dır. Derginin yayın hayatı 1932’ye kadar devam eder. 1932’de doktora yapmak amacıyla gittiği ve “Ben Dostoyevski’nin Ölüler Evinin Hatıraları’nı ve Meczuplar’ını orada okudum ve etrafımdaki insanların bu kitaplarda anlatılmış insanların aynı olduğunu gördüm.” sözleriyle anlattığı Fransa-Strazburg, Ağaoğlu’nun edebî hayatında önemli bir yere sahiptir. Zira hem Strazburg hem de yaşadığı yerler ile bu yerlerdeki hatıraları, Ağaoğlu’nun hikâyelerine konu olur. Hep Gençlik dergisinden sonra, 1934’te Varlık dergisinde “Strazburg Geceleri” başlığıyla daha sonra “Strazburg Hatıraları” adıyla bir araya getireceği anı-hikâyelerinin ilkini yayımlar. Yücel, Şadırvan, Çığır, Ülkü, 20. Asır dergileri yazılarının çıktığı diğer dergilerdir. Siyasetle ilgili yazıları 1946-1950 yılları arasında Kuvvet ve Kudret gazetelerinde çıkar. Yaşar Nabi’nin ve Yaşar Kemal’in de içinde bulunduğu ve 1954’te kurulan Türk Edebiyatçılar Birliği'nin de kurucu üyelerindendir.
“Siyasetle uğraşmam edebiyat yolunda az eser vermemi gerektirdi. Ama bir şeye dikkat ettim. Siyasî hayatımın bütün konuşmalarında, hatta yazılarında sanat yönümü ihmal etmemeye çalıştım. Sanattan ayrılmadım, diyebilirim. Bunun sebebi siyasete girmiş olduğum hâlde sanat heyecanımın devam etmesiydi.” (Ağaoğlu 1978: 6) diyen Ağaoğlu; siyasî hayatıyla ön plana çıkarak edebî anlamda geri planda kalır. Şiir, hikâye, hatıra, deneme, gezi yazısı, portre gibi farklı türlerde eser veren Ağaoğlu’nun hikâyelerinde on beş yaşından beri okuduğu ve “büyük psikolog romancı” diye betimlediği Dostoyevski’nin etkisi vardır (Tarhan 2008: 20). Strazburg Hatıraları, Zürriyet, Öğretmen Gafur, Büyük Aile, Hücredeki Adam, Katırın Ölümü olmak üzere altı hikâye kitabı vardır. İyi bir gözlem yeteneğine sahiptir. “Hikâyelerimin hepsi gerçek hayattan, bir kısmı da kendi yaşantımdan aldığım ilhamlarla yazılmıştır.” (Ağaoğlu 1978: 6) sözleriyle hikâyelerinin konusunu gerçek hayattan ya da anılarından aldığı üzerinde durur. “Bu çağda vezin, kafiye hayal; felsefe hâkimdi. Roman ve hikâyeye toplum içinde insan psikolojisinin çeşitli belirtileri ve insanla toplumun birbirleri üzerindeki karşılıklı etkileri yer alıyordu.” (Ağaoğlu 1978: 129) diyerek eserlerinin insan prototipini genellikle hasta ruhlu, bunalımlı ya da saplantılı insanların oluşturduğunu belirtir. Cevdet Kudret; Ağaoğlu’nun hikâyelerinde yer verdiği ruh hastası kişilerin bunalım, kuruntu, saplantı ve eylemlerinin gerçeğe uygun ve inandırıcı olmadığını, anı kitaplarında ele aldığı gerçek kişilerde çok başarılı olduğunu söyler. Cevdet Kudret’le benzer düşünceleri savunan Olcay Önertoy’a göre ise hikâye kişileri yaşamdan kopmuş, aşağılık duygusu taşıyan, suç eğilimleri olan, en mutlu olayları bile felaket durumuna getiren hasta ruhlu insanlardır (Karadişoğulları 1999: 40). Ağaoğlu’nun annesinin hasta olması, çocukken kendisinin geçirdiği ağır rahatsızlıklar, ailesinin çektiği sıkıntılar onun hassas veya melankolik bir bakış açısıyla olaylara bakmasının ve hikâyelerinde karamsarlığın hâkim olmasının önünü açar. Bununla birlikte psikoloji ve felsefeyi, bir yazarın vazgeçemeyeceği unsurlar olarak görür.
27 Mayıs sonrası, içinde bulunduğu sıkıntılı durum neticesinde şiirlerini kaleme alan Ağaoğlu’nun şiirlerinde hem konu itibarıyla hem de karamsar bir ruhun izlenimlerini vermesi açısından Servet-i Fünun şiirlerinin izleri vardır. “Bu satırlarda ne vezin, ne kafiye, ne ahenk var. Çocukların, hem de sanatkârlığı az çocukların yaptıkları resimlere benziyorlar. Ama bütün o eğri büğrü şiir denemelerinde ruhumdan sesler var.” (Ağaoğlu 1978: 135) dediği bu şiirler, serbest vezinle ve gelişigüzel yazılsa da sanatkârın iç dünyasını vererek yaşadığı karamsarlığı gözler önüne sermesi bakımından önem taşır. Şair olarak Necip Fazıl Kısakürek, Fazıl Hüsnü Dağlarca ve Ahmet Muhip Dıranas etkilendiği isimlerdendir. Hikâyeleri ve şiirleri dışında Küçük Sanat Meseleleri “Türkiye’de ve Başka Yerlerde”, Türkiye’de İş Hukuku “İş Hukuku Tarihi” (Selâhattin Hüdâioğlu ile birlikte), Küçük Sanat Davası, Türkiye İktisadî Teşkilâtında Ticaret ve Sanayi Odaları, Esnaf Odaları ve Ticaret Borsaları (Celal Yerman ile), Suçlu Çocuklarımız-Ankara Çocuk Islah Evi’nde Bir Araştırma (Tezer Taşkıran’la birlikte), Kuvâ-yı Milliye Ruhu “Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi, İki Parti Arasındaki Farklar, Siyasi Günlük: Demokrat Parti’nin Kuruluşu incelemeleri; Babamdan Hatıralar, Babamın Arkadaşları, Aşina Yüzler, Arkadaşım Menderes, Marmara’da Bir Ada, Demokrat Partinin Doğuş ve Yükseliş Sebepleri Bir Soru, İlk Köşe (Edebiyat Hâtıraları) hatıraları; Sovyet Rusya İmparatorluğu gezi yazısıdır.
Kaynakça
Ağaoğlu, Samet (1978). İlk Köşe. İstanbul: Ağaoğlu Yayınevi.
Çandır, Muzaffer (2001). Samet Ağaoğlu’nun Hayatı ve Edebî Eserleri Üzerinde Bir Araştırma. Doktora Tezi. İzmir: Ege Üniversitesi.
Enginün, İnci (2016). Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı. İstanbul: Dergâh Yayınları.
Gür, Âlim; Engin Ertan (Ed.) (2015). Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı. Ankara: Akçağ Yayınları.
Karadişoğulları, Ekrem (1999). Samet Ağaoğlu (İnsan-Eser). Doktora Tezi. Erzurum: Atatürk Üniversitesi.
Korkmaz, Ramazan (Ed.) (2005). Yeni Türk Edebiyatı El Kitabı (1839-2000). Ankara: Grafiker Yayınları.
Sanay, Belkıs (1996). Samet Ağaoğlu’nun Hayatı, Sanatı, Eserleri. Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Hacettepe Üniversitesi.
Sarıçoban, Gülay (2010). Samet Ağaoğlu’nun Siyasî Biyografisi. Doktora Tezi. Ankara: Hacettepe Üniversitesi.
Tarhan, Cemile (2008). Edebiyat-Siyaset Bağlamında Samet Ağaoğlu ve Samet Ağaoğlu’nun Eserleri. Yüksek Lisans Tezi. Edirne: Trakya Üniversitesi.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DR. ÖĞR. ÜYESİ ZEHRA YAZBAHARYayın Tarihi: 19.10.2019Güncelleme Tarihi: 12.11.2020
Yayın Tarihi: 19.10.2019Güncelleme Tarihi: 12.11.2020
Güncelleme Tarihi: 12.11.2020
Eser Adı | Yayın evi | Basım yılı | Eser türü |
---|---|---|---|
Küçük Sanat Meseleleri “Türkiye’de ve Başka Yerlerde” | Üniversite Kitabevi / İstanbul | 1939 | İnceleme |
Türkiye’de İş Hukuku “İş Hukuku Tarihi” (Selâhattin Hüdâioğlu ile birlikte) | Merkez Basımevi / ? | 1939 | İnceleme |
Küçük Sanat Davası | Güneş Matbaası / İstanbul | 1940 | İnceleme |
Babamdan Hatıralar | Ağaoğlu Yayınları / İstanbul | 1940 | Hatıra |
Türkiye İktisadî Teşkilâtında Ticaret ve Sanayi Odaları, Esnaf Odaları ve Ticaret Borsaları (1943), İncelemeler (Celal Yerman ile) | Titaş Basımevi / İstanbul | 1943 | İnceleme |
Suçlu Çocuklarımız-Ankara Çocuk Islah Evi’nde Bir Araştırma (Tezer Taşkıran’la birlikte) | Titaş Basımevi / Ankara | 1943 | İnceleme |
Kuvâ-yı Milliye Ruhu “Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi | Nebioğlu Yayınları / İstanbul | 1944 | İnceleme |
Strazburg Hatıraları | Nebioğlu Yayınevi / İstanbul | 1945 | Hikâye |
İki Parti Arasındaki Farklar | Arbas Matbaası / Ankara | 1947 | İnceleme |
Öğretmen Gafur | Varlık Yayınları / İstanbul | 1953 | Hikâye |
Büyük Aile | Varlık Yayınları / İstanbul | 1957 | Hikâye |
Zürriyet | Varlık Yayınları / İstanbul | 1958 | Hikâye |
Babamın Arkadaşları | Nebioğlu Yayınları / İstanbul | 1959 | Hatıra |
Hücredeki Adam | Ağaoğlu Yayınları / İstanbul | 1964 | Hikâye |
Katırın Ölümü | Ağaoğlu Yayınları / İstanbul | 1965 | Hikâye |
Aşina Yüzler | Ağaoğlu Yayınları / İstanbul | 1965 | Hatıra |
Arkadaşım Menderes | Ağaoğlu Yayınları / İstanbul | 1967 | Hatıra |
Sovyet Rusya İmparatorluğu | Ağaoğlu Yayınları / İstanbul | 1967 | Gezi Yazısı |
Marmara’da Bir Ada | Baha Yayınları / İstanbul | 1972 | Hatıra |
Demokrat Partinin Doğuş ve Yükseliş Sebepleri Bir Soru | Baha Yayınları / İstanbul | 1972 | Hatıra |
İlk Köşe (Edebiyat Hatıraları) | Ağaoğlu Yayınları / İstanbul | 1978 | Hatıra |
Siyasi Günlük: Demokrat Parti’nin Kuruluşu | İletişim Yayınları / İstanbul | 1993 | İnceleme |
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | KÂMİL, İshâk-zâde Mehmed Kâmil Çelebi | d. ? - ö. 1735-36 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | ŞÂKİR, Baba Bey | d. ? - ö. 1844-45 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | NEVA, Cefergulu Han | d. ? - ö. 1866 | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | Mualla Anıl | d. 1909 - ö. 23 Ekim 1985 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | Ertuğrul Şevket Avaroğlu | d. 1909 - ö. 18 Kasım 1987 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | Sabahattin Volkan | d. 22 Şubat 1909 - ö. 10 Mart 1989 | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | BABACANLI, Kadir Veliyev | d. 1908 - ö. 1982 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | Feridun Fazıl Türlbentçi | d. 1912 - ö. 6 Ağustos 1982 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | Suat Taşer | d. 1919 - ö. 16 Kasım 1982 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | Mehmet Murat İldan | d. 16 Mayıs 1965 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
11 | Filiz Aygündüz | d. 1971 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
12 | Mahir Ünsal Eriş | d. 1980 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
13 | İsmail Gerçeksöz | d. 1925 - ö. 4 Nisan 1980 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | Nadir Aşçı | d. 1977 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | Cemal Süreya Seber | d. 1931 - ö. 09 Ocak 1990 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
16 | Esra Ağaoğlu | d. 1979 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
17 | Mim Kaf Agayef | d. 07 Şubat 1939 - ö. 20 Ekim 1999 | Madde Adı | Görüntüle |
18 | AHMET AĞAOĞLU | d. 1869 - ö. 19 Mayıs 1939 | Madde Adı | Görüntüle |