Madde Detay
Zeynep Aliye
Aliye Yavuz, Aliye Erkan, Deniz
(d. 15 Ağustos 1952 / ö. -)
Öğretmen, Hikâyeci, Yazar, Şair
(Yeni Edebiyat / 20. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Nazire Hanım ile müteahhit Ahmet Yavuz’un kızı olarak Samsun’da dünyaya geldi. Asıl adı Aliye Dündar olan sanatçı, eserlerini "Zeynep Aliye" adıyla yayımladı. Aliye Yavuz, Aliye Erkan ve Deniz imzalarını da kullandı. İlk ve orta öğrenimini Samsun'da tamamladı. Namık Kemal Ortaokulu ve 19 Mayıs Lisesini (1969) bitirdi. İstanbul Atatürk Eğitim Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden 1976 yılında mezun oldu. Daha sonra Anadolu Üniversitesi AÖF’de lisans bitirdi. 1979-1983 yılları arasında İstanbul ve Almanya’da Türkçe öğretmeni olarak görev yaptı. Yazarlar Dünyası genel yayın yönetmenliği, TYS genel sekreterliği, Özerk Sanat Konseyi sekreterliği, Yaşasan Edebiyat dergisi yazı kurulu üyeliği ve Bilgi Yayınevi İstanbul temsilciliği gibi görevler üstlendi. Zeynep Aliye; Etos’s Universal Culture House’ın Art Contest 93 yarışmasında öykü dalında birincilik ödülü, Diş İzleri (1995) ile 1996’da Orhan Kemal Öykü Ödülü, 1997’de Haldun Taner Öykü Ödülü Üçüncülüğü ve Raylardaki Merdivenler (1998) ile 1998’de Sabahattin Ali Öykü Ödülü ve Vahşi Kelebek (2002) ile 2002 Yunus Nadi Öykü Ödülü (M. Sadık Aslankara ile paylaştı.) gibi ödüllere layık görüldü. Türkiye Yazarlar Sendikası, BESAM ve Özerk Sanat Konseyi üyesidir.
Hikâye, şiir ve söyleşi türlerinde eserler veren Zeynep Aliye, daha çok "hikâyeci" kimliğiyle öne çıkmıştır. Lise birinci sınıftan itibaren yazılarını ve şiirlerini yayımlamaya başlamış, ilk yazısı 1968'de Samsun’da çıkarılan Demokrat Canik gazetesinde yer almıştır. Bu tarihten sonra Varlık, Cumhuriyet Kitap, Şiir-lik, Karşı Edebiyat, Hürriyet, Gösteri, Milliyet Sanat, Yeni Biçem, Sombahar, Atika, Düşler Öykü, Düşler Şiir, Adam Öykü, E, Türk Dili, Şiir-lik, Şiir Oku ve Yaşasın Edebiyat gibi dergilerde kalem ürünlerini yayımlamayı sürdürmüştür. İlk şiiiri ise 1996'da Şiir-lik dergisinde yer almıştır. Yazarın edebiyat çevrelerinde dikkat çekmesinde, aldığı ödüllerden ziyade metinlerinde kendine has bir dil kurması, imge dünyası oluşturması ve hikâye türünde istikrarını koruması daha etkili olmuştur. Zeynep Aliye'nin şiirsel bir dili vardır. Ona göre şiir bütün edebî türlerin anasıdır. Hikâye ile şiiri birlikte uzun yıllar kol kola yürütmesi, tabii olarak kurmaca metinlerinin diline yansımıştır. Kimi zaman şiir öne geçmiş, kimi zaman hikâye ama her ikisi de onun hayatında varlığını hep sürdürmüştür. Hikâyelerinde belirgin bir şekilde sezilen şiirsel dilini kendine özgü imge ve sembollerin yanı sıra söz sanatlarıyla harmanlamıştır. Bununla birlikte hikâyelerde doğrudan bir şairane söyleyiş görülmez. Çünkü yazar şiiri yaratıcı nefha olarak algılar ve dili ön planda tutar. Ataol Behramoğlu, okurları Zeynep Aliye'nin gizemli, duygulu, gerçekçi, öykü dünyalannda yolculuğa davet etmekte ve onu şu cümlelerle değerlendirmektedir: "Zeynep Aliye gerçekten de şairdir. Şiir de yazdığı için değil. Öykülerinde de şairdir o. öykülerinin gizemli dünyası, sinema tekniğini anımsatan kurgu ustalığı, sizi bir şiirdeki gibi kucaklar..." (Behramoğlu 1998). Cümlelerindeki sağlam söz dizimi, geniş söz varlığı, titiz ve incelikli yazma tutumu, kendini sürekli yenileme gayreti ilk kitabından sonuncusuna kadar irtifa kazanarak devam etmiştir.
Zeynep Aliye'nin hikâyeleri kendini kolay kolay ele vermez ve okumuş, donanımlı okur ister: "Ben okurun öykülerimin caddelerinde, sokaklannda, çıkmazlarında, yeraltı geçitlerinde, dolaşıp yakaladığı ipuçlanyla yeni farklı boyutlar yakalamasını istiyorum. Didiklesin öykümü, öyküm yeniden kurulsun. Pek çok olasılığı, ben de düşünüyorum, düşlüyorum. Ama her şeye karşın öyküm okurun bilincinde yeni kanatçıklarla uçabiliyor diye düşünüyorum. Ben çaba harcayan okurdan yanayım. İnsanın güzellikleri yakalayabilmesinin çaba harcayarak olabileceğine inanıyorum." (Şahin 1998). Dekorla, kostümle, efektle sağlanan, somut olarak bu kavramlarla tarif edilen bir ortam onun hikâyelerinin ruhuna aykırıdır: "Bir salonun duvarın öyküsünü, o odadaki eşyaları tek tek tüm aynntılanyla vererek anlatamazsınız. Daha doğrusu bir öykücü için bu tür ayrıntıların es geçilmesi gerektiğine inanıyorum. Yaşam ayrıntıfar toplamıdır ama, bu tip ayrıntılardan çok ruhsal dünyamızdakı ayrıntılardır kastedilen. Yaşamımız da öyle değil midir, kimi basit şeyleri ancak yıllar sonra yakalayabilmişiz ve buna da şaşmışızdır..." Onun hikâyelerinin çekirdeğinde gizlenen olaylar ve belirsiz motifler gibi ritimle, kokuyla ve renkle oluşturduğu atmosfer de belirgin değildir. Yazar bu sayade okurun hikâyelere adım adım girmesini ve her adımında bir başka düğümü çözmesini, bir başka bağlantıyı yakalamasını amaçlamıştır. İlk bakışta fark edilmeyen sesler, kokular ve renkler; alegorik anlatımı kullanması ve şiirselliği hikâyesi için çok önemli bulması yoluyla ortaya çıkabilir.
Muzaffer İzgü'ye göre Zeynep Aliye'nin hikâyelerinde duygu yoğunluğu ile katı gerçek iç içe, ustaca eritilmiştir. Yazar için insan ve insanın hayattaki konumlanışı son derece önemlidir. Birey ekseninde toplumu ele alan Zeynep Aliye, Orhan Kemal'den toplumcu anlayış yönüyle etkilenmiştir. Orhan Kemal ile Zeynep Aliye; insanları bütün zayıflıkları, çirkinlikleri, güzellikleri, iyilikleri ve kötülükleriyle, korkulan ve yüreklilikleriyle, bencillikleri ve özverileriyle görüp kabul etme ve anlatma yönleriyle ortak paydada buluşmaktadırlar. Zeynep Aliye, hızla akan bir nehirden çok, gerçek bir yeraltı nehrine donüşmesini amaçladığı bir damlacık suyu anlatır. Hikâyelerini olaya değil kurguya dayandırır ve her ânın, her durumun hikâyeleştirilebıleceğını düşünür. Aslankara; Zeynep Aliye öykülerinin gözden geçirildiğinde, başlangıçta kısa öykülerden oluştuğunu, dördüncü kitapla birlikte öykülerin biçim olarak uzadığını, hatta yer yer uzun öykü nitelemesini hak edecek bir biçimsellik kazandığını öne vurgulamıştır (Aslankara 2012). Her yeni öykünün öncekilere eklenmesiyle dil, kurgu ve içerikten oluşan resmin bir parçasının daha ortaya çıktığı görüşünde olan yazar, bir öykü yaratmak için özgün bir olay ve durum beklememeden tek bir işarete odaklanır. İnsanın güzellikleri yakalayabilmesinin çaba harcayarak olabileceğine inanır (Şahin 1998). İnsan ilişkilerine eğildiği ilk hikâye kitabı Yaşamak Masal Değil (1990)'de, çeşitli kesimlerden ele aldığı olayları işlerken, doğruları ortaya koymaktan kaçmaz. Kahramanlar, öncelikle insan olmanın onuruyla donanımlıdır. Zeynep Aliye, ilk kitabında fazla belirgin olmayan alegorik anlatımın dozunu yavaş yavaş artırmayı sürdürmüştür. Yine bu ilk hikâye kitabında dikkatli okurların sezebildiği sadomazoşist dünyanın varlığı da Raylardaki Merdivenler (1998)'de daha belirginleşimiştir.
İlk hikâyelerden son hikâyelere kadar aşk temasını problematik düzlemde ele alan yazar, ağırlıklı olarak; cinsellik, tecavüz, şiddet, bekâret, iki cinsin farklı birlikteliği gibi temaları işlemiştir. Kadın duyarlılığı, kadın bakışı onun hikâyelerinin belirgin özelliğidir. Öztokat'a göre Zeynep Aliye’nin yayımladığı her öykü kitabı bir öncekinin içerdiği yetkinliği aşan bir yapı sunar ve yazar, edebî çıtayı her eserinde bir üst düzeye taşır: "Her yeni kitap bildiğimiz insanların bildiğimiz öykülerini yepyeni teknik ve dilsel ustalıklarla anlatır. 1995 tarihli Dolunay Vardı bireyin gündelik sorunlarla başa çıkma/çıkamama gerilimini kimi zaman gülümseten bir fantastikle anlatıyordu. 1998 tarihli Diş İzleri ve Raylardaki Merdivenler ise yepyeni bir fantastiğin, insanın ruhsal labirentlerinde gözüpek bir serüvene atılmış bir yazarın öykü dünyasıyla çetin bir mücadelesini duyuruyordu okura. (…) Raylardaki Merdivenler’de de tutku öyküleri yer alır, ancak bunlar mesleğine, sanatına tutkulu kişileri anlatan, son derece geniş bir bilgilenme sürecinden geçtiği belli olan damıtılmış, inceltilmiş öykülerdir. (…) Vahşi Kelebek yazarın yükselen çizgisinin ulaştığı son nokta: baş döndürücü, acıtan, sarsan, soluksuz bırakan öyküler birbiri ardına okuru sarmalıyor.” (Öztokat 2003). Yazar, kadın-erkek ilişkileri bağlamında; cinsel yönelişler, kadının çocukluktan olgunluğa anneyle, babayla ilişkilenişi ve erotizm gibi alt temaları; ekonomik, sınıfsal, dinsel, ahlâksal baskılar ve toplumsal cinsiyet rolleriyle birlikte, kendine has üslûbuyla tekrara düşmeden ele almıştır.
Şiirlerini Bir Neon Kayması (1999) ve Çöl Kapısı (2008)'ta toplayan Zeynep Aliye'nin, Attilâ İlhan'la, 1998 Eylülünde başlayıp 2001 Mayısına kadar aralıklı olarak gerçekleştirdiği söyleşiler Mavi Adam (2001) adıyla kitaplaşmıştır. Kitap, okurun sadece Attilâ İlhan'ın edebi kimliğine, yapıtlarına ve yaşamına farklı pencerelerden bakmasını sağlamakla kalmaz aynı zamanda, Türkiye'nin yarım yüzyıllık kültür-sanat-ekonomi-politika dünyasına da güçlü bir projektör doğrultur. Yüz Yüze Edebiyat (2001); Attilâ İlhan'dan, Sevgi Soysal'dan Ataol Behramoğlu'na, Şükran Kurdakul'a, Gürsel Aytaç'a, Orhan Koloğlu'na, yaşamlarını Türk kültür-sanat yaşamına adamış, büyük çoğunluğu Türkiye'nin en zor, en sorunlu dönemlerinde çok şey pahasına yazma mücadelelerini sürdürmüş, aydın edebiyatçılarımızın kitabıdır. Zeynep Aliye'nin çalışmasının önemli bir bölümünü, edebiyatçılarımızın edebi kimliğiyle ilgili araştırmalar oluşturmaktadır. Öte yandan, onları, kitaplarının dışında, canlı yaşam içindeki kimliğiyle de okuyucuya tanıtmaya çalışmaktadır. "Her şiir, şairin durmaksızın yazdığı o tek büyük şiirin bir parçasıysa eğer, her öykü de yazarının oluşturmaya çalıştığı o tek, büyük metnin bir parçasıdır... Öyleyse son satıra 'SON' sözcüğünü yerleştirmekle sona erdirmek mümkün olabilir mi bir öyküyü, yazılacak ya da yazılmış her öykü bir öncekinin eksiğini tamamlamak kaygısını taşıyorken içinde?.. Bu yüzden de bir öykünün hiçbir zaman gerçek anlamda bitebileceğine inanmıyor bu öykünün yazarı... Biçilen her son, öykünün yeniden doğuşundan başka nedir ki?.." diyen Zeynep Aliye, hikâyedeki duruşunu bozmamış ve eserleriyle çağdaş Türk edebiyatında adı anılması gereken bir yazar olmuştur.
Kaynakça
Atasü, Erendüz (1999). "Zeynep Aliye ya da Öykücüde Gizli Şair". Papirüs. S. 27.
Behramoğlu, Ataol (1999). "Zeynep Aliye'nin Gizemli Dünyasında Yolculuk". Cumhuriyet Kitap. S. 453. 22 Ekim 1998. s. 5.
Çeri, Bahriye (2000). "Zeynep Aliye''nin Öykülerinde Temel Anlatım Teknikleri". Hürriyet Gösteri. S. 218. s. 38-39.
Emre , Gültekin (1998). "Öykücünün Öyküsü". Cumhuriyet Kitap. S. 453. 22 Ekim 1998. s. 6.
Erden, Aysu (2002). "Deneysel Bir Öykü Kitabı". Cumhuriyet Kitap. S. 1675. 23 Ocak 2003. s. 10.
Şahin, Leyla (1998). "Yaşamak Masal Değil'den Diş İzleri'ne". Cumhuriyet Kitap. S. 453. 22 Ekim 1998. s. 1.
Tanyolaç Öztokat, Nedret (2003). "Vahşi Kelebek ve Zeynep Aliye'nin Öykü Sanatı". Varlık. S. 1144. s. 9-10.
Uyguner, Muzaffer (1993). "Aliye'nin Öyküleri". Türk Dili. C. 6. S. 35. s. 59-61.
Yeşildağ, Yılmaz (1998). "Zeynep Aliye Öykülepinde Tipler". Cumhuriyet Kitap. S. 453. 22 Ekim 1998. s. 7.
https://www.bilgiyayinevi.com.tr/zeynep-aliye [Erişim Tarihi: 11. 09. 2019]
https://www.onkajans.com/zeynep-aliye/ [Erişim Tarihi: 11. 09. 2019]
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: İSA KOYUNCUYayın Tarihi: 16.09.2019Güncelleme Tarihi: 13.09.2021
Yayın Tarihi: 16.09.2019Güncelleme Tarihi: 13.09.2021
Güncelleme Tarihi: 13.09.2021
Eser Adı | Yayın evi | Basım yılı | Eser türü |
---|---|---|---|
Yaşamak Masal Değil | Gerçek Sanat / İstanbul | 1990 | Hikâye |
Aliye’nin Öyküleri | Cem Yayınevi / İstanbul | 1992 | Hikâye |
Dolunay Vardı | Altın Kitaplar / İstanbul | 1995 | Hikâye |
Diş İzleri | Bilgi Yayınevi / Ankara | 1998 | Hikâye |
Raylardaki Merdivenler | Bilgi Yayınevi / Ankara | 1998 | Hikâye |
Bir Neon Kayması | Bilgi Yayınevi / İstanbul | 1999 | Şiir |
Mavi Adam | Bilgi Yayınevi / İstanbul | 2001 | Röportaj |
Yüz Yüze Edebiyat | Bilgi Yayınevi / Ankara | 2001 | Röportaj |
Vahşi Kelebek | Bilgi Yayınevi / İstanbul | 2002 | Hikâye |
Çıplak Güvercinler | İskele Yayıncılık / İstanbul | 2005 | Hikâye |
Çöl Kapısı | SArtshop Yayıncılık / İstanbul | 2008 | Şiir |
Bekaret Boncuğu | Kavis Kitap / İstanbul | 2011 | Hikâye |
Sırnaşık | Koza / Ankara | 2011 | Roman |
Tiki ile Sırnaşık | Koza / Ankara | 2013 | Roman |
Prinkipo Fırtına Burcunda | Heyamola Yayınları / İstnabul | 2014 | Hikâye |
Kavşakta | Cumhuriyet Kitapları / İstanbul | 2021 | Roman |
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | Onat Bahadır | d. 23 Ekim 1975 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | Yılmaz Aybar | d. 10 Ocak 1931 - ö. 13 Haziran 2014 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | RASİM GENÇ | d. 01.01.1963 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | KADİR, Kadir Tuncer | d. 1952 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | Haşim Şahin | d. 9 Şubat 1952 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | Leyla Ruhan Okyay | d. 1952 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | Emel Koşar | d. 10 Haziran 1981 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
8 | Abdürehim Esedoğlu Hakverdiyev | d. 4 Mayıs 1870 - ö. 12 Aralık 1933 | Meslek | Görüntüle |
9 | Samih Rifat | d. 16 Nisan 1874 - ö. 3 Aralık 1932 | Meslek | Görüntüle |
10 | Oğuz Özdeş | d. 1920 - ö. 7 Haziran 1979 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
11 | İbrahim Hakkı Gündoğdu | d. 1954 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
12 | Mine G. Kırıkkanat | d. 1951 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
13 | Elvan Pektaş Deniz | d. 1962 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
14 | Zeynep Tezcan | d. 1979 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
15 | Yavuz Ekinci | d. 02 Haziran 1979 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |