Madde Detay
ABDURRAHMAN SÜREYYÂ, Mîrdûhî-zâde
(d. 1257/1841 - ö. 1322/1904)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Abdurrahmân Süreyyâ 1257/1841 yılında Bağdat'ta doğdu. Süleymaniye'nin Mîrdûhî ailesine mensuptur. Babasının adı Ebû Hâmid Muhammed'dir. Doğum yerinde başlayan öğrenimine İstanbul'da devam etti. Ulûm-ı Âliye ve Âliye-i Arabiyye dersleri aldı. Arapça ve Farsça'yı klasik metinleri bütün incelikleriyle anlayıp şerh ve izah edecek derecede öğrendi, bunların yanında Kürtçe ve Fransızca da bilmekteydi. Adana ve Konya gibi bazı vilayetlerde idari görevlerde bulundu. İstanbul'da 1867'de Beylerbeyi Rüşdiyesi'nde, 1870'te Dârulmu'allimîn'de Farsça, 1876'da Mahrec-i Aklâm'da Arapça, 1884 yılında Mekteb-i Hukûk'ta ve Dâru'l-fünûn'da Edebiyât-ı Osmâniyye ile Ta'lîm-i Hitâbet ve Ta'lîm-i Edebiyat hocalığı, Cerîde-i Askeriyye ve Hakîkat resmî gazetelerinde baş muharrirlik yaptı. 1890-1891'de Lizbon'da toplanan Müsteşrikler Kongresi'ne gönderildi. 1902 yılında emekli oldu ve 1322/1904 yılında İstanbul'da vefat etti. Eyüp Câmii civarına defnedildi (Yetiş 2002: 68).
Eserleri şunlardır:
1. Ta'lîkât-ı Belâgat-ı Osmâniyye: Cevdet Paşa'nın meşhur Belâgat-ı Osmâniyye adlı eserinin ilk cüzünün tenkididir. 1299 yılında 59 sayfa hâlinde İstanbul'da basıldı.
2. Tahlîl-i Hâl: Abdurrahmân Süreyyâ Cevdet Paşa'nın Belâgat-ı Osmâniyye adlı eserinin ilk cüzünün tenkidi olarak Ta'lîkât-ı Belâgat-ı Osmâniyye adlı eserini yazmıştı. Bu konuda açılan tartışmalarda Abdurrahmân Süreyyâ Cerîde-i Havâdis, Vakit, Tercümân-ı Hakîkat gazetelerinde yazılar yazdı, kendine yapılan tenkitleri ise bu Tahlîl-i Hâl adlı kitabında cevapladı. Bu eser 1299 yılında 85 sayfa olarak İstanbul'da basıldı.
3. Mîzânü'l-Belâga: Mekteb-i Hukûk'ta okuttuğu Edebiyât-ı Osmâniye derslerinin mahsulüdür. Mîzânü'l-Belâga'nın özellikle me'ânî bahsi yazarın Türkçe belâgat üzerinde bir hayli düşündüğünü gösteren önemli bir eserdir. 1303 yılında 410 sayfa olarak İstanbul'da basılmıştır.
4. Sefîne-i Belâgat: Bu eser de bir nevi Mekteb-i Hukûk'ta okuttuğu Edebiyât-ı Osmâniye derslerinin mahsulüdür. Mîzânu'l-Belâga'yı okuturken sınıfta ilave ettiği açıklamalardan meydana gelmiştir. Önsözünde kitabın ikinci kısmının Mîzânü'l-Hitâbe olacağına dair bir kayıt varsa da bu kısım muhtemelen neşredilmemiştir. 1305 yılında 200 sayfa olarak İstanbul'da basılmıştır.
5. Mukaddime-i Akvemü'l-Mesâlik fî Ma'rifeti'l-Ahvâli'l-Memâlik Tercümesi: Tunuslu Hayreddin Paşa'nın Arapça olarak 1284 yılında Tunus'ta basılan Akvemü'l-Mesâlik fî Ma'rifeti'l-Ahvâli'l-Memâlik adlı batı medeniyeti karşısında Osmanlının ve İslam dünyasının problemlerini ele alan fevkalade önemli eserinin mukaddimesinin Arapçadan Türkçeye çevirisidir. 1296 yılında 155 sayfa olarak İstanbul'da basılmıştır.
6. Uhuvvet-i Askeriyye (Terbiye-i Ma'neviyye-i Askeriyye): 1298 yılında 80 sayfa hâlinde İstanbul'da basılmıştır.
Pek çok kaynakta ona ait olarak gösterilen ve 1290 yılında 183 sayfa hâlinde İstanbul'da basılmış olan Fezâ'il-i Askeriyye adlı eser, Mehmed ait değil Mustafa Hâmî Paşa'ya aittir (Yetiş 2002: 69). Ona ait olarak gösterilen Râhatü'l-Ervâh - Mukaddime-i Mesnevî Şerhi, Burhânü's-Sâkıb fî İsbâti'l-Vâcib gibi bazı eserler daha vardır ki (Bursalı Mehmed Tahir 1333: 339) onun olduğu tevsik edilememiştir.
Kaynakça
Bursalı Mehmed Tahir (1333). Osmanlı Müellifleri. C. II. İstanbul.
Yetiş, Kâzım (1988). "Abdurrahman Süreyyâ, Mirduhî-zâde". İslam Ansiklopedisi. C. I. İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yay.
Yetiş, Kâzım (2002). "Abdurrahman Süreyya". Türk Dünyası Edebiyatçıları Ansiklopedisi. C. I. Ankara: AKM Yay.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: PROF. DR. MEHMET ARSLANYayın Tarihi: 12.06.2014Güncelleme Tarihi: 21.08.2021Eserlerinden Örnekler
Mîzânü'l-Belâga'dan
On Beşinci Ders:
Müsnedün-ileyhin tavsîfi, te'kîdi, beyânı, müsned, müsnedin hazfi, taglîb.
Müsnedün-ileyhin tavsîfi ref'-i ihtimâl içündür. Yorgancı Ahmed Efendi geldi, mektûbcu Kadrî Bey gitdi, gibi.
Takınsun dil-rübâlar gamzelerden tîg-ı âşık-küş
Bizim de âhımızdan nâvek-i dil-dûzumuz vardır
Şi'rinde tîgın âşık-küşlükle, nâvekin dil-dûzlukla tavsîfi ref'-i ihtimâl içündür.
Ba'zı kere müsnedün-ileyhin tavsîfi medh, zemm, terahhum ma'nâlarını mutazammın olur. Meselâ:
Metâ'-ı kâsidi hüsn-i kabûl-i tab'a nâ-çesbân
Hayâl-i fâsidi dûşîze-i ma'nâya nâ-mahrem
Beytindeki "metâ"ın "kâsid"le, "hayâl"in fâsid"le tavsîfi zemm ve takdîh nüktesine müstenid olduğu gibi "Bu gibi fâzıl adam nerede olsa mazhar-ı hürmet olur, bîçâre çocuk pek hastadır"f ıkralarında müsnedün-ileyhin tavsîfi dahi medh ve terahhumu mutazammındır. Ba'zen müsnedün-ileyhin tavsîfi te'kîd-i ma'nâ içündür: "Elinden uçan kuş kurtulmaz, buna akan sular durur" gibi.
(Mehmed Süreyyâ (1303). Mîzânü'l-Belâga. İstanbul. 175, 176.)
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 12.06.2014Güncelleme Tarihi: 21.08.2021Eserlerinden Örnekler
Mîzânü'l-Belâga'dan
On Beşinci Ders:
Müsnedün-ileyhin tavsîfi, te'kîdi, beyânı, müsned, müsnedin hazfi, taglîb.
Müsnedün-ileyhin tavsîfi ref'-i ihtimâl içündür. Yorgancı Ahmed Efendi geldi, mektûbcu Kadrî Bey gitdi, gibi.
Takınsun dil-rübâlar gamzelerden tîg-ı âşık-küş
Bizim de âhımızdan nâvek-i dil-dûzumuz vardır
Şi'rinde tîgın âşık-küşlükle, nâvekin dil-dûzlukla tavsîfi ref'-i ihtimâl içündür.
Ba'zı kere müsnedün-ileyhin tavsîfi medh, zemm, terahhum ma'nâlarını mutazammın olur. Meselâ:
Metâ'-ı kâsidi hüsn-i kabûl-i tab'a nâ-çesbân
Hayâl-i fâsidi dûşîze-i ma'nâya nâ-mahrem
Beytindeki "metâ"ın "kâsid"le, "hayâl"in fâsid"le tavsîfi zemm ve takdîh nüktesine müstenid olduğu gibi "Bu gibi fâzıl adam nerede olsa mazhar-ı hürmet olur, bîçâre çocuk pek hastadır"f ıkralarında müsnedün-ileyhin tavsîfi dahi medh ve terahhumu mutazammındır. Ba'zen müsnedün-ileyhin tavsîfi te'kîd-i ma'nâ içündür: "Elinden uçan kuş kurtulmaz, buna akan sular durur" gibi.
(Mehmed Süreyyâ (1303). Mîzânü'l-Belâga. İstanbul. 175, 176.)
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 21.08.2021Eserlerinden Örnekler
Mîzânü'l-Belâga'dan
On Beşinci Ders:
Müsnedün-ileyhin tavsîfi, te'kîdi, beyânı, müsned, müsnedin hazfi, taglîb.
Müsnedün-ileyhin tavsîfi ref'-i ihtimâl içündür. Yorgancı Ahmed Efendi geldi, mektûbcu Kadrî Bey gitdi, gibi.
Takınsun dil-rübâlar gamzelerden tîg-ı âşık-küş
Bizim de âhımızdan nâvek-i dil-dûzumuz vardır
Şi'rinde tîgın âşık-küşlükle, nâvekin dil-dûzlukla tavsîfi ref'-i ihtimâl içündür.
Ba'zı kere müsnedün-ileyhin tavsîfi medh, zemm, terahhum ma'nâlarını mutazammın olur. Meselâ:
Metâ'-ı kâsidi hüsn-i kabûl-i tab'a nâ-çesbân
Hayâl-i fâsidi dûşîze-i ma'nâya nâ-mahrem
Beytindeki "metâ"ın "kâsid"le, "hayâl"in fâsid"le tavsîfi zemm ve takdîh nüktesine müstenid olduğu gibi "Bu gibi fâzıl adam nerede olsa mazhar-ı hürmet olur, bîçâre çocuk pek hastadır"f ıkralarında müsnedün-ileyhin tavsîfi dahi medh ve terahhumu mutazammındır. Ba'zen müsnedün-ileyhin tavsîfi te'kîd-i ma'nâ içündür: "Elinden uçan kuş kurtulmaz, buna akan sular durur" gibi.
(Mehmed Süreyyâ (1303). Mîzânü'l-Belâga. İstanbul. 175, 176.)
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Mîzânü'l-Belâga'dan
On Beşinci Ders:
Müsnedün-ileyhin tavsîfi, te'kîdi, beyânı, müsned, müsnedin hazfi, taglîb.
Müsnedün-ileyhin tavsîfi ref'-i ihtimâl içündür. Yorgancı Ahmed Efendi geldi, mektûbcu Kadrî Bey gitdi, gibi.
Takınsun dil-rübâlar gamzelerden tîg-ı âşık-küş
Bizim de âhımızdan nâvek-i dil-dûzumuz vardır
Şi'rinde tîgın âşık-küşlükle, nâvekin dil-dûzlukla tavsîfi ref'-i ihtimâl içündür.
Ba'zı kere müsnedün-ileyhin tavsîfi medh, zemm, terahhum ma'nâlarını mutazammın olur. Meselâ:
Metâ'-ı kâsidi hüsn-i kabûl-i tab'a nâ-çesbân
Hayâl-i fâsidi dûşîze-i ma'nâya nâ-mahrem
Beytindeki "metâ"ın "kâsid"le, "hayâl"in fâsid"le tavsîfi zemm ve takdîh nüktesine müstenid olduğu gibi "Bu gibi fâzıl adam nerede olsa mazhar-ı hürmet olur, bîçâre çocuk pek hastadır"f ıkralarında müsnedün-ileyhin tavsîfi dahi medh ve terahhumu mutazammındır. Ba'zen müsnedün-ileyhin tavsîfi te'kîd-i ma'nâ içündür: "Elinden uçan kuş kurtulmaz, buna akan sular durur" gibi.
(Mehmed Süreyyâ (1303). Mîzânü'l-Belâga. İstanbul. 175, 176.)
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | HÂLÎ, Hâlî Bey | d. ? - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | DÂ’Î, Şemseddîn-i Acem, Şemseddîn-i Tusterî/Desgûrî, Molla Şemseddin | d. 1597 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | NÂDİRÎ | d. ? - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | SIDKÎ, Abdurrahman | d. 1841/1842 - ö. 1903 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | ES'AD DEDE, Mehmed Es'ad Dede | d. 1841 - ö. 1911 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | ŞEREF, Şerefüddîn Şuayb Efendi | d. 1841 - ö. 1911 | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | Vecihi | d. 1869 - ö. 1904 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | CEVLÂNÎ, Muhammed | d. 1845 - ö. 1904/1919? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | NURİ, Nuri Baba | d. 1841? - ö. 1904-1906? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | HÜSNÎ, Sarıhatip-zâde Hüseyin | d. 1843 - ö. 1917 | Meslek | Görüntüle |
11 | CEVHERÎ, İBN-İ YEMÎN | d. ? - ö. 1582/1590? | Meslek | Görüntüle |
12 | GIYÂSÎ, Gıyâseddîn Mehmed Efendi | d. ? - ö. 1520 | Meslek | Görüntüle |
13 | İBRÂHÎM, Diyarbakırlı | d. ? - ö. 1839 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | CELÂLÎ, Celâleddîn Çelebi | d. ? - ö. 1870 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | FÂTİH, Fâtih Efendi | d. 1826 - ö. 1849 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
16 | ZÂRÎ, Karaca Hasanoğlu, Hoca Hasan-zâde | d. ? - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
17 | SAFVET, Mustafa Efendi | d. ? - ö. 1847 | Madde Adı | Görüntüle |
18 | MUKÎM, Mehmed Dede | d. ? - ö. 1717-18 | Madde Adı | Görüntüle |