Madde Detay
Attilâ İlhan
Ali Kaptanoğlu, Nevin Yıldız, Ömer Haybo, Tilâ-Han, A.İ. Beteroğlu, Orhan Akrep, Abbas Yolcu
(d. 15 Haziran 1925 / ö. 10 Ekim 2005)
Şair, Yazar, Gazeteci, Senarist
(Yeni Edebiyat / 20. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
İzmir / Menemen'de doğdu. Babası Muharrem Bedrettin Bey, Gürünlü bir ailenin çocuğudur. İstanbul'da Mekteb-i Hukuk'u bitirdikten sonra savcı olarak Menemen'e gelmiştir. Annesi Perihan Memnune Hanım ise Menemenli Gemicigil ailesindendir. Attilâ İlhan, ilköğrenimine Karşıyaka'da Cumhuriyet İlkokulu'nda 1932 yılında başladı. İlkokulu bitirince babasının Konya/Ilgın'a gitmesi ve Ilgın'da ortaokulun olmaması nedeniyle 1937-1938 eğitim - öğretim yılında okuyamadı. Ardından Karşıyaka Atatürk Ortaokulu'na kaydoldu. Bir yıl sonra yine babasının görevi nedeniyle Balıkesir'de yatılı okudu. Ortaokul macerası yine Karşıyaka'da tamamlandı. İzmir Atatürk Lisesi birinci sınıfındayken mektuplaştığı bir kıza yazdığı Nazım Hikmet şiirlerinin yakalanmasıyla 1941 Şubat'ında, 16 yaşındayken tutuklandı ve okuldan uzaklaştırıldı. Üç hafta gözaltında kaldı. Kendisine Türkiye'nin hiçbir yerinde okuyamayacağına dair bir belge verilince, eğitim hayatına ara vermek zorunda kaldı. Danıştay kararıyla, 1944 yılında okuma hakkını tekrar kazandı ve İstanbul Işık Lisesi'ne yazıldı. Lise son sınıftayken amcasının kendisinden habersiz katıldığı CHP Şiir Armağanı'nda "Cebbaroğlu Mehemmed" şiiriyle pek çok ünlü şairi geride bırakarak Cahit Sıtkı Tarancı ile Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın arasında ikincilik ödülünü aldı. 1946'ta Işık Lisesi'nden mezun oldu. İstanbul Hukuk Fakültesi'ne kaydoldu. Üniversite hayatının ilk yıllarında başarılı bir öğrenci oldu. Ancak bir taraftan da bu dönemde Yığın ve Gün gibi dergilerde şiirlerini yayımlamaya başladı. 1948'de ilk şiir kitabı Duvar'ı kendi imkânlarıyla çıkardı. 1949 yılında ailesini de ikna ederek, kardeşi Cengiz İlhan ile birlikte ilk kez Paris'e gitti. Çok kısa süren bu Paris macerasından sonra yurda döndü ve Gerçek gazetesinde çalışmaya başladı, siyasal kavgaların içerisine girdi. Bu bakımdan eğitimini de aksatan Attilâ İlhan,1951 yılında Gerçek gazetesinde yer alan bir yazısından dolayı kovuşturmaya uğrayınca tekrar Paris'e gitti.
Fransa'daki bu dönem, Attilâ İlhan'ın Fransızcayı ve Marksizm'i öğrendiği yıllardır. 1950'li yılları İstanbul-İzmir-Paris üçgeni içerisinde geçiren Attilâ İlhan ismini de yavaş yavaş Türkiye çapında duyurmaya başladı. Yurda döndükten sonra, Hukuk Fakültesi'ne devam etti. Ancak son sınıfta gazeteciliğe başlamasıyla beraber öğrenimini yarıda bıraktı. Sinemayla olan ilişkisi, yine bu dönemde, 1953'te Vatan gazetesinde sinema eleştirileri yazmasıyla başladı. 1957'de Erzincan'a askerliğini yapmaya gitti. Dönüşünde sinema çalışmalarına ağırlık verdi. On beşe yakın senaryoya Ali Kaptanoğlu adıyla imza attı. 1960'ta yeniden Paris'e gitti. Bu arada Zenciler Birbirine Benzemez ile Kurtlar Sofrası romanlarını, Ben Sana Mecburum ile Bela Çiçeği şiir kitaplarını yayımladı. Ailevi nedenlerle İzmir'e dönmek zorunda kaldı. Sekiz yıl İzmir'de kaldığı dönemde, Demokrat İzmir gazetesinin başyazarlığını ve genel yayın yönetmenliğini yürüttü. Aynı yıllarda, şiir kitabı olarak Yasak Sevişmek ve "Aynanın İçindekiler" dizisinden Bıçağın Ucu yayımlandı. 1968'de Biket İlhan ile evlendi, 1984 yılına kadar, kendi ifadeleriyle, mutlu bir evlilik sürdürdü.
1973 yılında Bilgi Yayınevi'nin danışmanlığını üstlenerek Ankara'ya taşındı. Bu yıllarda Yeni Ortam gazetesinde köşe yazıları kaleme aldı. Yazılarına müdahale edilince gazeteden ayrıldı. Ankara'daki yıllarda Sırtlan Payı ve Yaraya Tuz Basmak romanlarını kaleme aldı ve yayımladı. 1981'e kadar Ankara'da kalan Attilâ İlhan, sonrasında İstanbul'a yerleşmeye karar verdi. İstanbul'da gazetecilik yaptı. Önce Milliyet'te (2 Mart 1982-15 Kasım 1987), peşinden Gelişim Yayınları'nda çalıştı. Bir süre Güneş gazetesinde görev yapan Attilâ İlhan, 1993-1996 yılları arasında Meydan gazetesinde yazmaya devam etti. 1996 yılından vefat tarihi 2005 yılına kadar köşe yazılarını Cumhuriyet gazetesinde sürdürdü. 1970'lerde Türkiye'de televizyon yayınlarının başlaması ve geniş kitlelere ulaşmasıyla beraber Attilâ İlhan da televizyon için senaryo yazmaya geri dönüş yaptı. "Sekiz Sütuna Manşet", "Kartallar Yüksek Uçar", "Yarın Artık Bugündür", 'Yıdızlar Gece Büyür', "Tele Flaş" dizilerinin senaryolarını kaleme aldı. 1977-1978 döneminde Çalar Saat, 2003 yılına kadar TRT 2'de 2003-2005 yılları arasında da Kanaltürk'te Attilâ İlhan'la Zamanın İçinde Yolculuk adlı sohbet programlarını yaptı. Tutuklunun Günlüğü ile Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü'nü, Sırtlan Payı ile Yunus Nadi Roman Ödülü'nü kazandı. 1980 ortalarından ile 1990 başlarına kadar yayın ömürleri fazla olmayan Sanat Olayı ,Cönk, ve Bakış dergilerinin genel yayın yönetmenliğini yaptı.
10 Ekim 2005'te İstanbul'daki evinde geçirdiği kalp krizi sonucu vefat etti. 13 Ekim'de Aşiyan'da toprağa verildi.
Attilâ İlhan’ı ortalama okurlar öncelikle şairliği çevresinde tanır ve sever. İlk şiirini Yeni Edebiyat dergisinde 1941'de "Balıkçı Türküsü" adıyla yayımlayan Attilâ İlhan'ın şiir serüveni, 60 yılı aşkın süre içerisinde farklı arayışlar çerçevesinde gelişir. Bu gelişme çizgisinin birinci aşaması 1941 ila 1954 arasıdır. Yani Duvar'ın oluşumundan Sisler Bulvarı'na kadar olan dönemdir. İkincisi, Sisler Bulvarı ile Yasak Sevişmek (1955-1968) arasıdır. Yasak Sevişmek’ten ölüm tarihi 2005’e kadar yazdıkları da şiirinin üçüncü aşamasıdır. Bu tanımlama ve tasnif, şiirlerin tema, dil ve biçim bakımından gösterdikleri değişimden kaynaklanmaktadır.
Duvar'ı oluşturan şiirlerde Attilâ İlhan; toplumsal mesajda heyecanı ön plana çıkaran bir şairdir. Şairin estetik tavrını heyecanı şekillendirmektedir. Duvar'daki "Gavurdağları'ndan Rivayet" bölümünde, memleketimizin bir bölgesindeki bağımsızlık mücadelesi, o bölge insanının gerçekliği gözler önüne serilerek destanlaştırılmıştır. Yine bir destan denemesi olan "Şafak Vakti Dünya"da ise, "ben"in toplumcu kimliği heyecanıyla ve duyumlarıyla birleşerek destanı yapar. "Hürriyet Yürüyor", "Karanlıkta Kaynak Yapan Adam" ve "Harp Kaldırımında Aşk" bölümlerinde; toplumcu gerçekçi çizgi "ben"in düşünceleri çevresinde verilir. Ön planda "ben" değil, "ben"in düşünceleri etrafında dile getirilen toplumsal mesajlar vardır. Fakat toplumsal mesajların sunulmasında, toplumcu gerçekçi şiir anlayışına uygun olarak şiirsel olandan vazgeçilmemiştir. Halk şiiri kaynaklarından yararlanma ve mesajı bu anlatımla ahenkli kılma arzusu vardır. Duvar'daki şiirlerde, toplumcu düşüncelerin estetik süzgeçten geçirilerek sunulmasında bilinçli bir tercihin varlığını iddia etmek oldukça zordur. Toplumcu şiir çizgisi Sisler Bulvarı'nın "Yeraltı Ordusu", "Bursa'dan Yaylımateş", "Barakmuslu Mezarlığı"; Yağmur Kaçağı'nın "Acı Ninni" bölümlerine kadar sürer. Adı geçen bölümlerdeki şiirlerde, halk şiiri kaynaklarından yararlanma, köy hayatı, "ben"e ait heyecan ve toplumsal mesajların ön plana çıkması, bizi bu bağlantıyı kurmaya yöneltmiştir. Ben Sana Mecburum'un "Memleket Havası" şiirleri de, Anadolu gerçeğine temas etmesi, halk şiiri kaynaklarına başvurması ve Anadolu'dan insan manzaralarını sunması bakımından "Gavurdağları'ndan Rivayet" bölümüne bağlanabilir.
Attilâ İlhan, bu dönemde kaleme aldığı, özellikle halk edebiyatı etkisinin belirginleştiği şiirlerde, anlattığı konuya uygun bir anlatım tarzını seçer. Şiire konu seçtiği insanı; dili, zevkleri ve yaşama tarzları ile birlikte ele alır. Şiirde köy insanı veya köy hayatı anlatıyorsa, o konuya uygun bölge ağzını kullanır. Ancak buradaki halk şiirinden yararlanma bilinçli bir şiir sentezi olarak düşünülmemelidir. Şiirlerin temasından kaynaklanan ve halk şiirine benzeyen bir dil ve ahenk uyumu söz konusudur.
Sisler Bulvarı ile Yasak Sevişmek çizgisinde büyük şehir yaşantısı içerisindeki ferdin aşkları, isyanları, toplumcu mücadeleden ve büyük şehir hayatının karanlık yaşayışından kaynaklanan gerilimleri söz konusudur. Bu dönemdeki şiirlerde, daha doğrusu "ben"in ön planda olduğu şiirlerde, toplumcu gerçekçi düşünce, imgeler yumağı içerisinde, ferdin yaşadıklarının arkasında sezdirilir. Yani bu defa estetik süzgeç "ben"dir. Bu safhanın ilk şiirleri Sisler Bulvarı'nın "Başka Yerde Olmak" ve "Kaptan" bölümlerindedir. Yağmur Kaçağı'nda bu çizgiyi "Fabrika Durağı" ve "Bulvardia" bölümleri devam ettirir. Aynı çizgi, Ben Sana Mecburum'un "Askıda Yaşamak" ve "Tension a Smyrne" şiir bölümlerinde büyük şehir hayatının (İstanbul ve İzmir) sunduğu gerilim "ben"in yaşadıkları çevresinde estetik süzgeçten geçirilerek yansıtılır. Belâ Çiçeği'nin, Türkiye'nin eğlence merkezi Beyoğlu'nun şiir formu içerisinde bütün gerçekliğiyle dikkatlere sunulduğu "Belâ Çiçeği" ve "Cinnet Çarşısı" bölümlerinde de 20. yüzyıl insanının büyük şehirde yaşadıklarıyla birlikte yine "ben" vardır. Bu şiirlerde sinemaya özgü zaman - korku atmosferini ve ritmini hatırlatan söyleyişlerle çokça karşılaşmak mümkündür.
1968 sonrasında Attilâ İlhan, şirini form ve söyleyiş çerçevesinde yeni arayışlarla kaleme alır. Artık duygu yoğunluğunun yerini sanat hünerleri, şairlik yetenekleri almaya başlamıştır. Bir tarafta hatıraları, geçmişte yaşanan tutuklanmaları, gerilimleri gözden geçirme, böylece toplumsal problemleri sezdirme; bir tarafta insan hayatını ve tabiatı sorgulama, hayatın anlamını araştırma söz konusudur. Yine bu dönem şiirlerinde cinselliği "bireysel diyalektik"in bir parçası sayma ve cinsel çelişkileri konu almak ile tarihin yeniden yorumlanması demek olan tarihsel dönemleri şiir sentezi içerisinde sunma gayretleri dikkati çeker. Ayrıca gazeteciliğin verdiği tecrübeyle şiire, teleks haberlerinin faklı yapısını (Tutuklunun Günlüğü-"Teleks") katmıştır.
Attilâ İlhan Tutuklunun Günlüğü'ndeki "Zincirleme Rubailer" ile tabiatı ve zamanı yorumlamaya, insanın tabiat içerisindeki yerini araştırmaya başlar. Bu, ölüme yaklaşmış veya ölümü hissetmeye başlamış "ben"in, kendini yeniden tanımlaması ya da metafiziğin "ben"i etkisi altına alması şeklinde yorumlanabilir. Aynı şiir damarını Böyle Bir Sevmek'te "Gözlüklü Hamdi'nin Notları", Elde Var Hüzün'de "Rubaiyat", Korkunun Krallığı'nda "Yalnızgezerin Notları", hatta Ayrılık Sevdâya Dâhil'in "Şairin Not Defteri" bölümlerinde izlemek mümkündür. Bunlara divan şiiri etkisiyle yazılmış Elde Var Hüzün, Korkunun Krallığı ve Ayrılık Sevdâya Dâhil'de bulunan "Serbest Gazeller" adlı bölümleri de eklenebilir.
Attilâ İlhan’ın şiirlerindeki önemli bir farklılık da tarihsel dönemlerin şiir formu içerisinde yeniden yorumlanmasıdır. Bu tarz şiirlerin ilki "Gavurdağları'ndan Rivayet" olarak kabul edilebilir. İkinci Dünya Savaşı destanı olma gayesiyle kaleme alınmış olan "Şafak Vakti Dünya" ve onun devamı olan "Yeraltı Ordusu"nda; duyumlar çevresinde, İkinci Dünya Savaşı'nın insanlarda meydana getirdiği çöküntü sezdirilir. Ben Sana Mecburum'un "Cehennem Dairesi" bölümünde ise çağrışımlar vasıtasıyla tarihsel gezinti; Yasak Sevişmek'in "Şehnâz Faslı" bölümündeki "Eski Rumeli", "Hasköy Bahriye Kahvesi", "Bir Özge Muammer Bey" serilerinde, Türk milletinin Balkan Savaşı yıllarından itibaren yaşadığı acılı dönem işlenmiştir. Yasak Sevişmek'teki "Ç Koçaklaması" da, Türk tarihinin belirli dönemlerini, o dönemlere uygun nazım şekilleri içerisinde konu almaktadır. Elde Var Hüzün'ün "Drang Nach Osten", Ayrılık Sevdâya Dâhil'in "O Hangi Zamandı" şiirlerinde de Türk ve Dünya tarihinin (Rusya-Sultan Galiyev) çeşitli dönemleri gözden geçirilir ve yeniden yorumlanır.
Attilâ İlhan, Ben Sana Mecburum'un "Cehennem Dairesi" bölümüyle başlayan, divan şiiri kaynaklarından nazım şekli ve ses açısından yararlanma işini son şiir kitabı Kimi Sevsem Sensin’e dek sürdürür. Divan şiirine ait ilk önemli denemeler Belâ Çiçeği'nin "Mahur Sevişmek" adlı bölümündedir. Yasak Sevişmek'le birlikte şarkı, kaside ve gazel formlarından yararlanmalar dikkati çeker. Bu nazım şekillerinin seçilmesinde, hem konunun tarihin belli bir dönemini ele almasının hem de şiirde mesajın gizlenmesinin payı vardır. Divan şiiri kaynaklarından yararlanma, Elde Var Hüzün'le birlikte kesik mısralı yapı içerisinde gerçekleştirilir. Kesik mısralı şiirlerin şekli üzerinde yapılacak düzenlemelerle, divan edebiyatına ait formlara ulaşılması da dikkat çekicidir. Attilâ İlhan'ın gelenekten yararlanması, Türk şiirinin bileşenlerini yakalama endişesinden kaynaklanmaktadır.
Attilâ İlhan’ın ilk romanları Sokaktaki Adam ve Zenciler Birbirine Benzemez; "Kaptan", "Başka Yerde Olmak", "Fabrika Durağı", "Askıda Yaşamak" şiirlerindeki “ben’in roman kahramanı (Hasan-Mehmet Ali) olarak düzenlenmiş hâlidir denilebilir. Bu eserlerde korku, arayış ve gerilim içerisindeki insanın İstanbul-Paris ikileminde yaşadığı imkânsız aşkların ve maceraların yansımaları görülmektedir.
Cinayet, gazetecilik ve aydın probleminin Mahmut Ersoy ve Gazeteci Ümit gibi roman kahramanları çevresinde kurgulandığı Kurtlar Sofrası; iktisadi hayatın, eğlence ve düşünce dünyasının karşı karşıya getirildiği bir çerçevedir. Bu roman, Attilâ İlhan ile bütünleşecek "Aynanın İçindekiler"e zemin hazırlaması bakımından son derece önemlidir.
"Aynanın İçindekiler" roman dizisinde Türkiye'nin 20. yüzyıldaki toplumsal-tarihsel macerası sorgulanır. Demir, Ferit, Gazeteci Ümit, Suat gibi kahramanların bir kısmı dizi boyunca varlığını devam ettirir. Bu roman dizisini oluşturan altı kitap, yakın tarihimizin 1906-1960 yılları arasında kalan dönemindeki olayları konu edinir. "Attila İlhan'ın roman dünyasında 'Aynanın İçindekiler' roman dizisinin önemli bir konumu vardır. İlhan, beş romandan oluşan dizide Türkiye'nin 20. yüzyıldaki toplumsal-tarihsel macerasını yazınsal bağlamda sorgular. 'Aynanın İçindekiler' dizisi, nehir ya da ırmak romanlar olarak adlandırılan tarihsel bir roman dizisidir. Dizi, bu yönüyle Türk Yazınının en önemli tarihsel roman dizilerinden birisi olma niteliğini taşır. Hatta dizinin bazı romanları tek başına bile oldukça önemli tarihsel romanlar olarak değerlendirilmişlerdir." (Göğebakan 2006: 97).
Bıçağın Ucu'nda, Demokrat Parti-Menderes Dönemi; intihar girişiminde bulunan Suat-Yüzbaşı Demir ve Miralay Ferit çevresinde anlatılır. Sırtlan Payı’nda, Mütareke ve Kurtuluş Savaşı yılları ile 27 Mayıs Devrimi'nin hemen sonrasındaki dönem işlenir. Döneme Miralay Ferit’in anıları hareket noktası alınarak girilir. Romanda anlatılanlara bir askerin Türkiye’nin yaklaşık kırk yılına -1919 Mayıs’ından 1960 Ağustos’una kadar- ait sorgulamaları da denilebilir.
Yaraya Tuz Basmak’ta, Kore savaşı ve Nato’ya girişimiz ile 27 Mayıs 1960 sonrasındaki kadro meselesi işlenmiştir. Yassıada duruşmaları, ihtilal sonrası askerî çevrelerde yaşananlar, Binbaşı Demir ekseninde okuyucuya aktarılır. Dersaadet’te Sabah Ezanları romanında ise Münif Sabri, Neveser ve Bacaksız Abdi tipleri çevresinde, İttihat ve Terakki öncesi ve sonrasındaki oluşumlar, Anadolu’da filizlenen Millî Mücadele dönemine kadar gelir. Burada ezan sesinin Millî Mücadele'deki simgesel rolü, inançla şekillenmiş bir kurtuluşun hikâyesini naklettiğinin göstergesidir. O Karanlıkta Biz romanında; II. Dünya Savaşı’nın dışında kalmak isteyen Türkiye’nin bu uğurda harcadığı çaba ve izlediği denge politikası anlatılır. Dersaadet’te Sabah Ezanları’ndaki kimi kişilerin (Ahmet Ziya, Mizrahiler) varlıklarını sürdürdüğü bu romanda “Donanma Olayı” ve “Karartma Geceleri” gibi bir döneme damga vuran siyasal ayrıntıların işlendiği de görülmektedir. "Aynanın İçindekiler" serisinin son romanı olan Reis Paşa-Allah’ın Süngüleri, “İstanbul’daki ezan sesi”nin Anadolu’ya dalga dalga gelişidir. Roman, Millî Mücadele’de Gazi Mustafa Kemal’in verdiği mücadeleyi konu alır.
Attilâ İlhan’ın diğer iki romanından Fena Halde Leman’da, Leman Korkut’un İzmirli sermaye sahipleriyle ilişkileri ve lezbiyenlik meselesi; Haco Hanım Vay’da ise Şam Defterdarı Feridun Hakkı’nın eşi Haco Hanım’ın yine eşcinsel ilişkileri ele alınır. Attilâ İlhan bu iki romanında kurguladığı problemleri Hangi Seks ve Yanlış Kadınlar Yanlış Erkekler araştırma kitaplarında ayrıntılı olarak araştırmacı kimliğini de ispatlayarak dile getirmektedir.
Attilâ İlhan, kültür tanımını “evrensel” ve “ulusal” başlıkları üzerinden yapar. Evrensel kültürü; “Yahudi/Hristiyan tabanlı Batılı emperyalizmin dünyaya evrensel diye cebren ve hile ile kabul ettirmeye uğraştığı Yunan/Latin kökenli Batı kültürü-kendi kültürü” (Ulusal Kültür Savaşı, 1986: 11) olarak değerlendirir. Kültür emperyalizminin işte bu noktadan başladığını belirtir. Batı toplumlarının medeniyet adı altında kendi kültürlerini Osmanlı toprağına taşıdığını, böylece etki altına aldıkları milleti, kendine özgü geçmiş değerlerinden uzaklaştırdığını açıklar.
Kaynakça
Aytaç, Gürsel (1983). "Attilâ İlhan'ın Yeni Romanı Dersaadet'te Sabah Ezanları'nın Biçim Özellikleri". Yazko Edebiyat. Eylül. s. 103.
Ciravoğlu, Öner (1997). Fotoğraflarla Attilâ İlhan'ın Yaşam Öyküsü-Büyük Yolların Haydudu. İstanbul: Sel Yayıncılık.
Çelik, Yakup (1998). Şubat Yolcusu-Attilâ İlhan’ın Şiiri. Ankara: Akçağ Yayınları.
Çelik, Yakup (2006). "Attilâ İlhan'ın Hayatı". Attilâ İlhan. Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları. s. 3-18.
Çetin, Nurullah (2012). Takma İsimler Sözlüğü. Ankara: Akçağ Yayınları.
Göğebakan, Turgut (2006). "Attilâ İlhan'ın Dumanlı Aynasından Yakın Dönem Manzaraları". Attilâ İlhan. Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları. s. 279-286.
İleri, Selim (2002). Nam-ı Diğer Kaptan-Attilâ İlhan'ı Dinledim. İstanbul: İş Bankası Kültür Yayınları.
Kahraman, Hasan Bülent (2015). Türk Şiiri, Modernizm, Şiir. İstanbul: Kapı Yayınları.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: PROF. DR. YAKUP ÇELİKYayın Tarihi: 03.01.2020Güncelleme Tarihi: 04.03.2022
Yayın Tarihi: 03.01.2020Güncelleme Tarihi: 04.03.2022
Güncelleme Tarihi: 04.03.2022
Eser Adı | Yayın evi | Basım yılı | Eser türü |
---|---|---|---|
Duvar | Işıl Matbaası / İstanbul | 1948 | Şiir |
Sokaktaki Adam | Seçilmiş Hikâyeler Dergisi Kitapları / Ankara | 1954 | Roman |
Sisler Bulvarı | Seçilmiş Hikâyeler Dergisi Kitapları / Ankara | 1954 | Şiir |
Yağmur Kaçağı | Seçilmiş Hikâyeler Dergisi Kitapları / Ankara | 1955 | Şiir |
Abbas Yolcu | Dost Yayınları / Ankara | 1957 | Gezi Yazısı |
Zenciler Birbirine Benzemez | Dost Yayınları / Ankara | 1957 | Roman |
Ben Sana Mecburum | Ataç Kitabevi / İstanbul | 1960 | Şiir |
Kurtlar Sofrası | Ataç Kitabevi / İstanbul | 1961 | Roman |
Bela Çiçeği | Ataç Kitabevi / İstanbul | 1962 | Şiir |
Umut | Acaoğlu Yayınevi / İstanbul | 1967 | Çeviri |
Kanton'da İsyan | Varlık Yayınevi / İstanbul | 1967 | Çeviri |
Yasak Sevişmek | Bilgi Yayınevi / Ankara | 1968 | Şiir |
Çalardı Basel'in Çanları | Altın Kitaplar / İstanbul | 1969 | Çeviri |
Hangi Sol | Varlık Yayınevi / İstanbul | 1970 | Araştırma |
Hangi Batı | Bilgi Yayınevi / Ankara | 1972 | Araştırma |
Tutuklunun Günlüğü | Bilgi Yayınevi / Ankara | 1973 | Şiir |
Bıçağın Ucu | Bilgi Yayınevi / Ankara | 1973 | Roman |
Böyle Bir Sevmek | Bilgi Yayınevi / Ankara | 1977 | Şiir |
Sırtlan Payı | Bilgi Yayınevi / Ankara | 1974 | Roman |
Faşizmin Ayak Sesleri | Bilgi Yayınevi / Ankara | 1975 | Araştırma |
Hangi Seks | Bilgi Yayınevi / Ankara | 1976 | Araştırma |
Yaraya Tuz Basmak | Bilgi Yayınevi / Ankara | 1978 | Roman |
Hangi Sağ | Bilgi Yayınevi / Ankara | 1980 | Araştırma |
Gerçekçilik Savaşı | Yazko Edebiyat / İstanbul | 1980 | Deneme |
Fena Halde Leman | Karacan Yayınları / İstanbul | 1981 | Roman |
Dersaadet'te Sabah Ezanları | Bilgi Yayınevi / Ankara | 1981 | Roman |
Hangi Atatürk | Bilgi Yayınevi / Ankara | 1981 | Araştırma |
Elde Var Hüzün | Adam Yayınları / İstanbul | 1982 | Şiir |
İkinci Yeni Savaşı | Yazko Edebiyat / İstanbul | 1983 | Eleştiri |
Haco Hanım Vay | Altın Kitaplar / İstanbul | 1984 | Roman |
Yanlış Kadınlar Yanlış Erkekler | Özgür Yayın / İstanbul | 1985 | Deneme |
Sağım Solum Sobe | Özgür Yayın / İstanbul | 1985 | Deneme |
Ulusal Kültür Savaşı | Özgür Yayın / İstanbul | 1986 | Deneme |
Korkunun Krallığı | Bilgi Yayınevi / Ankara | 1987 | Şiir |
O Karanlıkta Biz | Bilgi Yayınevi / Ankara | 1988 | Roman |
Aydınlar Savaşı | BDS Yayınları / İstanbul | 1991 | Deneme |
Sosyalizm Asıl Şimdi | BDS Yayınları / İstanbul | 1991 | Deneme |
Kadınlar Savaşı | BDS Yayınları / İstanbul | 1992 | Deneme |
Hangi Edebiyat | Bilgi Yayınevi / Ankara | 1993 | Araştırma |
Ayrılık Sevdaya Dahil | Bilgi Yayınevi / Ankara | 1993 | Şiir |
Hangi Laiklik | Bilgi Yayınevi / Ankara | 1995 | Araştırma |
Hangi Küreselleşme | Bilgi Yayınevi / Ankara | 1997 | Araştırma |
Bir Sap Kırmızı Karanfil | Bilgi Yayınevi / Ankara | 1998 | Deneme |
Ufkun Arkasını Görebilmek | Bilgi Yayınevi / Ankara | 1999 | Deneme |
Yengecin Kıskacı | Bilgi Yayınevi / Ankara | 1999 | Hikâye |
Sultan Galiyef: Avrasya'da Dolaşan Hayalet | Bilgi Yayınevi / Ankara | 2000 | Deneme |
Kimi Sevsem Sensin | Bilgi Yayınevi / Ankara | 2001 | Şiir |
Allah'ın Süngüleri: Reis Paşa | Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / İstanbul | 2002 | Roman |
Dönek Bereketi | Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / İstanbul | 2002 | Deneme |
Yıldız Hilal ve Kalpak | Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / İstanbul | 2004 | Deneme |
Gazi Paşa | Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / İstanbul | 2006 | Roman |
O Sarışın Kurt | Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / İstanbul | 2007 | Diğer |
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | Cem Seyhun Ünbay | d. ? - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | Halim Yazıcı | d. 1954 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | Ahmet Cemil | d. 1880 - ö. 1920 | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | Nüvit Özdoğru | d. 5 Mayıs 1925 - ö. 20 Haziran 2002 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | HARBÎ, Adnan Türközü | d. 1925 - ö. 1982 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | Sadi Uluırmak | d. 1925 - ö. 15 Eylül 1979 | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | Sulhi Dölek | d. 20 Eylül 1948 - ö. 7 Kasım 2005 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | Müfide Güzin Anadol | d. 12.01.1925 - ö. 13 Şubat 2005 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | DEVAMÎ, Hamza Özçelik | d. 1923 - ö. 2005 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | Mihriban İnan Karatepe | d. 19 Temmuz 1972 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
11 | Mehmet Celal | d. 1867 - ö. 25 Ocak 1912 | Meslek | Görüntüle |
12 | Dilek Yazar | d. 1963 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
13 | Yaşar Ürük | d. 11 Ağustos 1952 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | Yaşar Kemal | d. Ekim 1923 - ö. 28 Şubat 2015 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | Ertuğ Uçar | d. 1971 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
16 | KIRBIYIK, Ali Afkar Kırbıyık | d. 1874 - ö. 07.10.1936 | Madde Adı | Görüntüle |
17 | SULTÂN ALÎ MÎRZÂ | d. ? - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
18 | Ali (Direktör) | d. 1846 - ö. 3 Şubat 1899 | Madde Adı | Görüntüle |