Madde Detay
Nazlı Eray
(d. 28 Haziran 1945 / ö. -)
Öykü, roman, anı, deneme ve çocuk kitabı yazarı
(Yeni Edebiyat / 20. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Ankara’da doğdu. Çocukluğu ve ilk gençlik yılları ailesinin yaşadığı İstanbul’da geçti. Babası Anayasa Mahkemesi üyeliği ve Türkiye İş Bankası Dışişleri müdürlüğü görevlerinde bulunmuş Lütfullah (Bütün) Bey, annesi Şermin Hanım’dır. Sofya müftüsünün kızı olan anneannesi Süreyya Hanım, İkdam gazetesi başyazarı ve Bağdat büyükelçisi, Atatürk’ün silah arkadaşı ve politikacı Tahir Lütfi Tokay’ın eşidir. Okul çağına geldiğinde babası Nazlı’yı okula göndermeye kıyamamış, eğitimi için evde özel hocalar tutmuştur. Ankara’da anneannesinin yanında, Sarar İlkokulu’na ikinci sınıftan başlamış, üçüncü sınıfa gelince, yine İstanbul’da evde özel hocalardan ders almıştır. Sonraki yıl, Şişhane Yokuşu’ndaki Evliya Çelebi İlkokuluna gönderilmiştir. 1958 yılında İstanbul İngiliz Kız Ortaokulunu, 1962’de Arnavutköy Amerikan Kız Kolejini bitiren Eray, İstanbul Hukuk Fakültesi üçüncü sınıftan ayrılarak Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümüne geçmiş, ancak öğrenimini yarıda bırakmıştır. 1965’te, kısa bir süre kalmak niyetiyle İstanbul'dan anneannesinin yanına giden Nazlı Eray'ın bundan sonraki yaşamı Ankara’da geçecektir.
Nazlı Eray, Ankara'ya geldiği yıl Turizm ve Tanıtma Bakanlığına “mütercim radyo dinleyicisi” kadrosuyla memur olarak girer. İki yıl sonra, Erses Eray ile evlenir. İkiz kızları Banu ve Ebru’nun doğumuyla 1968’de işinden ayrılır. 1971’de mekanik bağırsak düğümlenmesi nedeniyle Gülhane Hastanesi’nde üst üste üç ameliyat geçiren Eray, bir yıl hastanede kalır. Ancak tedaviden sonuç alınamayınca Londra’ya götürülür. Orada geçirdiği iki ameliyat ve toplam iki buçuk yıl süren hastane günlerinden sonra sağlığına kavuşur. Ölümle burun buruna geldiği bu günlerde yaşadıkları, Türk edebiyatına “Mutluluk” ve “Acının Öyküsü” başlıklı iki eşsiz öykü kazandırmış; hastanede tanıdığı insanlar, öykü ve romanlarında yarattığı birçok kişiye kaynaklık etmiştir.
Nazlı Eray 1975’te eşinden boşanır. On altı yaşında başlayıp uzun süre ara verdiği yazı hayatına dönüş yaparak 1976’da Ah Bayım Ah öykü kitabını yayımlar. 1959’da, ortaokul son sınıftayken kaleme aldığı ilk öyküsü “Mösyö Hristo” bu kitapta yer alır. İngilizce, Fransızca, Almanca, İspanyolca, Hintçe, Urduca ve Arapçaya çevrilen ve dünya antolojilerinde yer alan, çocuk yaşta yazdığı bu öykü, Eray’ın kendine özgü yazma tarzının tipik bir örneğini verir. Varlık ve Türk Dili dergisinde ilk öyküleri çıktığı sırada Bilgi Yayınevi'nin yayın yönetmeni olan Attilâ İlhan yepyeni bir öykü tarzıyla karşılaştığını belirterek öykülerini kitaplaştırması için Eray'ı teşvik etmiş ve bu ilk kitabının editörlüğünü yapmıştır.
İlk kitabının yankısı, 1977’de Uluslararası Yazarlar Birliği’nin konuğu olarak, yaratıcı yazarlık dersleri vermek üzere, ABD Iowa City’ye çağrılmasına neden olur. Yolculuğunun ilk durağı New York’tur. Eserlerinde tutkuyla bağlı olduğu şehirleri canlı bir organizma gibi anlatarak Türk anlatı edebiyatına yeni bir boyut getiren Eray, New York'la karşılaşmasını şöyle dile getirir: “Yaşamın nabzının sokaklarda attığı bu ülke görür görmez büyüledi beni. Amerika tam bedenime göre bir ceketti” (Şenkon 1998: 31). ABD Iowa Üniversitesi'nde konuk öğretim üyesi olarak bir dönem “Yaratıcı Edebiyat” dersi verir. Farklı ülkelerin yazarlarıyla bir araya geldiği bu programda Gabriel Garcia Màrquez’de vardır. Eray, yolunu uzatarak Amerika'dan Türkiye’ye Pasifik üzerinden döner. Honolulu, Manila, Tokyo, Penang ve Singapur gibi Pasifik ülkelerine tek başına yaptığı bu Uzak Doğu seyahatinin izlenimleri, daha sonra Pasifik Günleri (1981) başlıklı gezi-romanını oluşturacaktır.
Eray’ın, sıra dışı bir hayal gücüyle yarattığı fantastik kurgulamaları, zengin, renkli ve mizahlı dili, Türk edebiyatına yepyeni bir hayal dünyasının kapılarını açarken kitapları birbiri ardına gelir. İkinci öykü kitabı Geceyi Tanıdım’ı (1979), Kız Öpme Kuyruğu (1982) izler. Ardından ise ilk romanı Orphée (1983) gelir. Hazır Dünya (1984), Eski Gece Parçaları (1986) Yoldan Geçen Öyküler (1987) kitaplarıyla öyküye devam eder. Bu son kitabında yer alan "Karanfil Gece Kursu" öyküsüyle 1988 Haldun Taner Öykü Ödülü’nü alan Eray, bundan sonra bütünüyle romana yönelir. 1980 sonrası edebiyat dünyasının en renkli simalarından biri olarak onun zengin hayal dünyasını, içtenlikle dile getirdiği duygularını, ince duyarlığını ve insan sevgisini paylaşan özel bir okur kitlesi oluşur.
1990’da tiyatro ve sanat tarihçisi, bilim adamı Prof. Dr. Metin And ile evlenir. 1992’de CHP İl Meclisine girerek aktif siyaset içinde bulunursa da birkaç yıl sonra ayrılır. Parti’yle ilgili anılarına Sis Kelebekleri (2003) adlı romanında yer veren yazar, bu farklı deneyimi için şöyle diyecektir: “Hayatımda birkaç çok büyük okul var; biri devlet dairesi, biri hastane, biri CHP Genel Merkezi” (Bildirici 20.06.2010).
Eray’ın, Ay Falcısı romanı ve Tozlu Altın Kafes başlıklı anı kitabında göndermeler yaptığı, Metin And’la altı yıl süren evliliği sona erer; 1998’de boşanırlar. 2002’de Aşkı Giyinen Adam romanı ile Yunus Nadi Ödülü’nü alır. 2009’da Türk Kütüphaneciler Derneği En İyi Romancı Ödülü alan Eray'a, 2010’da Başkent Rotary Kulübü Meslek Ödülü verilir. 2014’te Fantazya ve Bilimkurgu Sanatları Derneğinin Mavi Anka Ödülü’nü ilk alan yazar olur. 2016'da Ankara Kulübü Derneği’nin ‘Ankara’ya Değer Katan Yazar Ödülü’ ve 2019’da Dünya Kitle İletişimi Araştırma Vakfı tarafından Ankaralı yazarlara verilen “Sanat Çınarı Ödülü”, tutkuyla bağlı olduğu ve eserlerinde sıra dışı bir anlatımla yer alan Ankara'nın ona verdiği armağanlardır. Eray'ın aldığı ödüllerden bir diğeri de, 2017 yılında Dünya Kardeşlik Birliği Mevlana Yüce Vakfı ‘Evrensel Kardeşlikten Dünya Barışına Katkı Ödülü’dür.
Nazlı Eray’ın 2018’de en son olarak yirmi üçüncü romanı Sinek Valesi Nizamettin yayımlanmıştır. 2011’de Kalbinde Kadın Taşıyan Erkekler Birahanesi başlıklı bir öykü kitabı daha yayımlayan yazarın böylece toplam on öykü kitabı olmuştur. Çok üretken bir yazar olan Nazlı Eray'ın anı kitabı ve denemeleri yanında, kendine özgü fantastiğiyle kurguladığı çocuk ve gençlik kitapları Türk çocuk edebiyatını büyülü bir dünyaya taşımıştır. Ayrıca ressamlık yönü de olan yazar, 27 Mart 1998'de kişisel resim sergisi açmıştır.
Varlık, Türk Dili, Adam Öykü, Dönemeç, Oluşum, Gösteri, Yazko Edebiyat, Notos dergilerinde; Cumhuriyet, Güneş, Radikal ve Akşam gazetelerinde öykü ve yazıları çıkan Eray, 1978'ten beri Türkiye Yazarlar Sendikası ve Uluslararası PEN üyesidir. İngilizce ve Fransızca bilmektedir.
Nazlı Eray, edebiyat dünyasına ilk kitabı Ah Bayım Ah'la yeni bir yazma biçimiyle girdiğinde, bu biçimin tanımı sorununu da birlikte getirdi. Öykü, roman, anı ve deneme türündekiler dâhil olmak üzere hemen hepsi, düşsellik ve gerçeklik arasında geçişlerle kurgulanan eserleri bir süre, "fantastik", "fantastik gerçekçi" olarak adlandırıldı. Atillâ İlhan, Cemal Süreya, Ferit Edgü, Gürsel Aytaç ve Yıldız Ecevit gibi eleştirmenlerin Eray’ın eseriyle ilgili değerlendirmeleri fantastik ve fantastik gerçekçilik kavramı çerçevesindeyken Selim İleri, Füsun Akatlı ve Berna Moran bu anlatma biçimi için fantezi terimini kullandılar. Büyülü gerçekçilik akımının Latin Amerika sınırlarından çıkıp dünyanın farklı edebiyatlarında biçim değiştirmesi ve Türkiye’de de tanınmasından sonra, Eray’ın anlatı biçimi bu kavram içinde yerini buldu. En temel özelliğiyle, gerçek ile gerçek dışı; olması mümkün olan ile olağanüstü arasındaki sınırların ortadan kalktığı bir dünya kurgulamasında, olup bitenlerin olağan, sıradan olgularmış gibi sunulması demek olan büyülü gerçekçilik, yazarın kendisi tarafından da benimsenen bir tanım oldu. Eray’ın kurmacasında rüya ögesinin etkin biçimde kullanılması araştırmacıların dikkatini çektiğinden metinlerini rüya olgusuyla da ilişkilendirdiler (Kozalı 2003: 36). Yazarın kendisi de Örümceğin Kitabı ve Ayışığı Sofrası kitaplarından söz ederken yazdıklarını “rüyayaşam” terimiyle niteledi (Çetaku 2005: 27). Nihayet Arslan ise Nazlı Eray'ın kurmaca sistematiğinin “rüya görme”nin mantığıyla benzerliğini ortaya koyarak bu yazma biçimini “rüya formu” olarak yeni bir terimle adlandırdı (Arslan 2008).
Eray’ın, her özgün yazar gibi mevcut retoriğin, türlerin ve akımların ötesinde bir yaratıcılıkla oluşturduğu yapıtlarına genel olarak bakıldığında, hemen ilk bakışta göze çarpan temel özellik, yoğun biçimde fantastik ve otobiyografik ögeleri içermeleridir. Ancak Eray yaratıcılığı ve kullanış biçimiyle bu ögeleri eserinde özgülleştirir. Freud’un “insan daima kendiyle ilgili rüya görür” önermesi, bu fantastik ve otobiyografik ögelerin Eray’a özgü “rüya formu” tekniğinde bütünleşmesini açıklar. Gerçek hayattaki yazar Nazlı Eray'ın hem anlatıcı hem kahraman olarak yer aldığı, üzerinde "roman" yazılı herhangi bir kitabında, gerçeklikle gerçekdışı arasında doğal geçişlerle bir rüyanın akışına benzer biçimde seyreden, çağrışımların sürüklediği bir olay örgüsü kurulur. Böylelikle yaratıcılığın ve kurmacanın ağır bastığı bu yapıtlar, bilinen özellikleriyle otobiyografik romandan ayrılır. Yapıtları bütün olarak ele alındığında kolayca yazarın yaşamöyküsünün izini sürmek mümkün görünüyor olsa da, özellikle mekân ve zamanda sıçramalarla kurmacaya dâhil olan fantastik boyut, gerçekliğin kırılmasına ve anlatının bir oyuna dönüşmesine neden olur. “Eray’ın romanlarında zamanın “durduğu” bir ortamda olaylar o kadar hızlı gelişir ki, okur ana karakterin çocukluğunu, gençliğini ve yetişkinliğini bir anda yan yana görebilir”(Çetaku 2005: 92). Eray’ın, kimi eleştirmenlerin değerlendirmelerinde eğlendirici boyutuna gereğinden fazla vurgu yapılan bu yaratma “oyun”unun temelinde ise varoluşa ilişkin bir arayış vardır. Felsefi düzleme taşınmayan, sanatsallığın sınırları içinde kalan bu arayış Eray’da, hayatın anlamını sezmeye ve duyumsamaya (çözmeye değil) ve varoluşun sızılarına katlanmaya bir yöneliş olarak kendini gösterir.
Eserini oluştururken, zengin bir birikime sahip olduğu müzik, resim, sinema gibi diğer sanatların imkânlarından bol bol yararlanan Nazlı Eray, hayal gücünün ve yazma tarzının kendisine sağladığı özgün bir dil kullanır. Yalın anlatımıyla günlük konuşma dilinin sınırları içinde kaldığı izlenimi yaratan bu dili özel kılan ise fantastiğin yarattığı “tersine dünya” kurgusudur. Bunu sağlayan, Eray’ın, gerçekliğin koşullarını en olmadık biçimde değiştirerek yeni bir dilin gerçekliğini kuran fantastiği çok iyi kullanmasıdır. Böylece Eray’da dil alışılmış statikliğinden kurtulur, başka olanaklara açılır; farklılaşır, şaşırtıcı ve mizahlı bir dil olur. Yazar fantastikle, doğal gerçekliğin kurallarına karşı gelen başka bir gerçekliğin kurallarının egemen olduğu farklı bir düzlemde anlam üretir. Alışılmamış bağdaştırmaların, birbiriyle normalde bir araya gelemeyecek yapıların oluşturduğu söylemler, hem okurun imgeleminin genişlemesine hem de mizaha yol açar. Gerçekliğin mantığına dayalı dilin yerini, rüyanın/fantastiğin mantığına dayalı bir dile bırakan Eray’ın anlatımı, insandan nesneye doğru olan genel bakış açısını değiştirerek nesneden insana yönelen bir bakış açısını hâkim kılar (Arslan 2008).
Eray’ın anlatılarında, fantastik alanının kapsadığı olağanüstü/masal, bilimkurgu, fantezi, büyülü gerçekçilik gibi anlatım biçimleri yanında mitoloji (Orphée, Euridice); dinî/efsaneler (Hızır, Yedi Uyurlar) ve batıl inançlar gibi folklorik anlatı biçimleri ve ögeleri içi içe geçer. Buna karşılık Eray, fantastik edebiyat türünde sık rastlanan özelliklerden gizeme, deliliğe ve korkuya eserlerinde yer vermez.
Eray’ın eserleri, kendini tanıma, hayatın anlamını ve mutluluğu arayış temelinde; aşk, ölüm, geçmişe özlem, aile bağları izlekleri üzerine kuruludur. Tanınmış, tarihe mal olmuş kişiliklerin yanı sıra, sıradan insanların yaşamlarını bireysel yönden ele alarak insanlığın ortak duygu ve hayallerine dokunur.
Postmodern edebiyat tekniklerinden üst kurmacayı sıklıkla kullanan yazar, metinler arası ve sanatlar arası ilişkiler bağlamında biyografi, anı kitabı ve mektup gibi kurgu olmayan edebiyattan aldıklarını eserlerinde kurmacaya dönüştürerek sunar. Doğu edebiyatı geleneğinden gelen çerçeve hikâye tekniğini, postmodern anlayış içinde metin oluşturmada kullanır. Öyküleri, roman ve çocuk kitapları dışında, anı, gezi, deneme gibi kurgusal olmayan türlerdeki eserlerinde de kurmaca unsurlarını kullanan Eray’ın eserleri, postmodern ya da büyülü gerçekçi metinlerde görüldüğü üzere, türlerin sınırlarının ihlal edildiği melez anlatılar olarak biçimlenir.
Kaynakça
Akatlı, Füsun. (1984). “Hazır Dünya”. Milliyet Sanat 98 (Haziran): 48.
Arslan, Nihayet. (2008). Nazlı Eray: Bir Okuma Denemesi. Ankara: Phoenix Yay.
Aytaç, Gürsel. (2001). ‘“Uyku İstasyonu’ Fantastik Bir Nazlı Eray Romanı”. Edebiyat Yazıları: 1995-2000. İstanbul: Multilingual: 116-18.
Çetaku, Drita. (2005). Nazlı Eray’ın Yapıtlarında (Oto)Biyografik Öğeler. Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Bilkent Üniversitesi.
Ecevit, Yıldız. (2001). “Yetmiş Sonrası Türk Romanında Estetik Devrim”. Türk Romanında Postmodernist Açılımlar. İstanbul: İletişim Yay. 83-94.
Ertem, Cengiz. (2003). “Fantastik Edebiyat ve Aşkı Giyinen Adam". Edebiyat ve Eleştiri 66 (Nisan-Mayıs): 73-79.
Kozalı, Şükran. (2003). “Bir Rüya Metni Sis Kelebekleri: Nazlı Eray”. Varlık 1155 (Aralık): 36-38.
Moran, Berna. (1998). “Türk Romanında Fantastiğin Serüveni”. Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış III: Sevgi Soysal’dan Bilge Karasu’ya. İstanbul: İletişim Yay. 59-74.
Şenkon, Atilla. (1998). Bütün Düşler Nazlı’dır. İstanbul: Can Yay.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: PROF. DR. NİHAYET ARSLANYayın Tarihi: 05.09.2019Güncelleme Tarihi: 16.11.2022
Yayın Tarihi: 05.09.2019Güncelleme Tarihi: 16.11.2022
Güncelleme Tarihi: 16.11.2022
Eser Adı | Yayın evi | Basım yılı | Eser türü |
---|---|---|---|
Ah Bayım Ah | Bilgi Yayınevi / Ankara | 1976 | Hikâye |
Geceyi Tanıdım | Ada Yayınları / İstanbul | 1979 | Hikâye |
Pasifik Günleri | Ada Yayınları / İstanbul | 1981 | Roman |
Kız Öpme Kuyruğu | Ada Yayınları / İstanbul | 1982 | Hikâye |
Orphée | Kaynak Yayınları / İstanbul | 1983 | Roman |
Hazır Dünya | Kaynak Yayınları / İstanbul | 1984 | Hikâye |
Deniz Kenarında Pazartesi | Kaynak Yayınları / Ankara | 1984 | Hatıra |
Geceyi Tanıdım, Erostratus | İletişim Yayınları / İstanbul | 1985 | Hikâye |
Eski Gece Parçaları | Adam Yayınları / İstanbul | 1986 | Hikâye |
Phantastische symphonie | Galgenberg / Hamburg | 1986 | Hikâye |
Yoldan Geçen Öyküler | Can Yayınları / İstanbul | 1987 | Hikâye |
Aşk Artık Burada Oturmuyor | Can Yayınları / İstanbul | 1989 | Hikâye |
Arzu Sapağında İnecek Var | Can Yayınları / İstanbul | 1989 | Roman |
Kuş Kafesindeki Tenor | Can Yayınları / İstanbul | 1991 | Hikâye |
Ay Falcısı | Can Yayınları / İstanbul | 1992 | Roman |
Yıldızlar Mektup Yazar | Can Yayınları / İstanbul | 1993 | Roman |
Uyku İstasyonu | Can Yayınları / İstanbul | 1994 | Roman |
Düş İşleri Bülteni | Ümit Yayınları / İstanbul | 1994 | Deneme |
Âşık Papağan Barı | Can Yayınları / İstanbul | 1995 | Roman |
İmparator Çay Bahçesi | Can Yayınları / İstanbul | 1997 | Roman |
Örümceğin Kitabı | Can Yayınları / İstanbul | 1998 | Roman |
Elyazması Rüyalar | Can Yayınları / İstanbul | 1999 | Roman |
Ayışığı Sofrası | Can Yayınları / İstanbul | 2000 | Roman |
Aşkı Giyinen Adam | Can Yayınları / İstanbul | 2001 | Roman |
On Üç Büyülü Öykü 13 Yazar, 13 Öykü | Can Yayınları / İstanbul | 2002 | Hikâye |
Gece Öyküleri 10 Yazar 10 Öykü | Can Yayınları / İstanbul | 2002 | Hikâye |
Yalancı Öyküler 9 Yazar, 9 Öykü | Can Yayınları / İstanbul | 2003 | Hikâye |
Sis Kelebekleri | Can Yayınları / İstanbul | 2003 | Roman |
Kapıyı Vurmadan Gir | Kapital Yayınları / İstanbul | 2004 | Diğer |
Beyoğlu’nda Gezersin | Can Yayınları / İstanbul | 2005 | Roman |
Ekmek Arası Rüya | Can Yayınları / İstanbul | 2006 | Deneme |
Orpheus | Center for Middle Eastern Studies, The University of Texas at Austin / Austin | 2006 | Roman |
Farklı Rüyalar Sokağı | Merkez Kitaplar Yayınları / İstanbul | 2007 | Roman |
Kayıp Gölgeler Kenti | Turkuvaz Yayıncılık / İstanbul | 2008 | Roman |
Gece Çiçeği İstanbul | Doğan ve Egmont Yayıncılık / İstanbul | 2009 | Diğer |
Naz ve Köşkteki Vampir | Turkuvaz Kitap / İstanbul | 2009 | Diğer |
Naz ve Büyülü Bahçe | Turkuvaz Kitap / İstanbul | 2009 | Diğer |
Frej Apartmanı'nın Esrarı: Nazlı ile Osman'ın Maceraları | Doğan ve Egmont Yayıncılık / İstanbul | 2009 | Diğer |
Marilyn: Venüs’ün Son Gecesi | Doğan Kitap / İstanbul | 2010 | Roman |
Kalbinde Kadın Taşıyan Erkekler Birahanesi | Postiga Yayınları / İstanbul | 2011 | Hikâye |
Karga Feramuz'un Aşkı | Doğan ve Egmont Yayıncılık / İstanbul | 2011 | Diğer |
Tozlu Altın Kafes: Yaşamımdan Anılar 1 | Doğan Kitap / İstanbul | 2011 | Hatıra |
Halfeti’nin Siyah Gülü | Doğan Kitap / İstanbul | 2012 | Roman |
İki Kafalı Topaç Villy | Doğan ve Egmont Yayıncılık / İstanbul | 2012 | Diğer |
Çığlık Atan Mumya | Doğan ve Egmont Yayıncılık / İstanbul | 2013 | Diğer |
The emperor tea garden | Syracuse University Press / New York | 2013 | Roman |
Bir Rüya Gibi Hatırlıyorum Seni: Yaşamımdan Anılar 2 | Doğan Kitap / İstanbul | 2013 | Hatıra |
Aydaki Adam Tanpınar | Doğan Kitap / İstanbul | 2014 | Roman |
Sihirli Saray | Doğan ve Egmont Yayıncılık / İstanbul | 2014 | Diğer |
Bir Böcek Sevdim | Doğan ve Egmont Yayıncılık / İstanbul | 2015 | Diğer |
Gören Gözler Duyan Kulaklar | Doğan ve Egmont Yayıncılık / İstanbul | 2015 | Diğer |
Billur Ahtapot ile Mor İnci: Nazlı ile Osman'ın Maceraları | Doğan ve Egmont Yayıncılık / İstanbul | 2016 | Diğer |
Rüya Yolcusu | Everest Yayınları / İstanbul | 2016 | Roman |
Geceyi Tanıdım, Yoldan Geçen Öyküler: Toplu Öyküler 1. | Everest Yayınları / İstanbul | 2016 | Hikâye |
Ölüm Limuzini | Everest Yayınları / İstanbul | 2017 | Roman |
Büyülü Beyoğlu-İki Kafalı Topaç Villy | Everest Yayınları / İstanbul | 2017 | Diğer |
Ah Bayım Ah; Kız Öpme Kuyruğu: Toplu Öyküler 2. | Everest Yayınları / İstanbul | 2017 | Hikâye |
Sinek Valesi Nizamettin | Everest Yayınları / İstanbul | 2018 | Roman |
Aşk Yeniden İcat Edilmeli | Everest Yayınları / İstanbul | 2018 | Roman |
Kalbin Güney Batısı | Everest Yayınları / İstanbul | 2020 | Roman |
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | Gamze Güller | d. 1970 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | Özge Hatunoğlu | d. 1981 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | Irmak Bahçeci | d. 15 Mart 1983 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | SELMANİ/GİRYANİ, Selman Arız | d. 1945 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | Semra Aktunç | d. 01 Kasım 1945 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | FUADÎ, Fuat Zorlu | d. 02.04.1945 - ö. 13.01.2011 | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | Mustafa Kutlu | d. 6 Mart 1947 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
8 | Nur Akalın | d. 08 Şubat 1963 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
9 | Refik Erduran | d. 13 Şubat 1928 - ö. 7 Ocak 2017 | Meslek | Görüntüle |
10 | İskender Savaşır | d. 1955 - ö. 17 Haziran 2018 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
11 | Ümit Kıvanç | d. 1956 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
12 | İskender Pala | d. 8 Haziran 1958 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
13 | Nazlı Karabıyıkoğlu | d. 1985 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
14 | NAZLI GELİN, Ayşe | d. 1860 - ö. 1908 | Madde Adı | Görüntüle |
15 | MUSTAFA ERAY | d. 1922 - ö. 1959 | Madde Adı | Görüntüle |