Madde Detay

Nazlı Karabıyıkoğlu, Sema ve Şeref Karabıyıkoğlu çiftinin çocuğu olarak 1985 yılında Ankara'da doğdu. Aras isimli bir kardeşi bulunan yazar, henüz erken çocukluk döneminde pek çok ilde bulunduktan sonra ilkokula Yalova'da başladı. 1999 yılındaki büyük deprem felaketine dek Yalova'da kalan aile, bu tarihten sonra İstanbul'a taşındı. Yazar, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi İngilizce İşletme Bölümü'nden mezun oldu. Bir müddet büyük şirketlerde çalıştı fakat iş dünyasının eril düzenine tutunamayarak, çalışma hayatına son verdi (nazlikarabiyikoglu.com). Şimdilerde, "gönüllü bir sürgün" olarak, dört kedisiyle birlikte Tiflis'te yaşayan yazar, yakın zamanda Avrupa veya Amerika'ya taşınmayı planlamaktadır (Çetindaş 2019). Karabıyıkoğlu, başlığı değişebilir olmakla birlikte Leyla Erbil romanlarında erkeklikler, erkekliğin hegemonik inşası ve performansları üzerine hazırladığı ve 2020 yılı içerisinde sunacağı tez çalışması ile Boğaziçi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'ndeki yüksek lisans eğitimini de tamamlayacaktır. Kendisini queer feminist olarak tanımlayan ve edebî çalışmalarını da bu yönde oluşturan yazar, üslûbu ve eserlerinde oluşturduğu cinsiyetsizlik ile son dönemin genç yazarları içerisinde dikkat çekmektedir (Çetindaş 2019).

İmzası ilk kez Varlık, Kitaplık, Sözcükler gibi periyodiklerde görünmeye başlayan Karabıyıkoğlu, Naci Girginsoy Öykü Ödülü'nü Delistan isimli dosyasıyla kazandı. 2010 yılının Yaşar Nabi Nayır Gençlik Ödülleri’nde Mansiyon Ödülü'nü Düş Çeperi dosyasıyla aldı. Kadim dünyanın iklimini, Şaman kültür içerisinde harmanladığı ve dişil dilden cinsiyetsizliğe ilerlediği Gök Derinin Altında, yazarın mitik evren ile günümüz yabancılaşması arasında konumlanan, sıra dışı eseridir. Kendisini yeni bir hayatta “Yakutistan’da bir kadın şaman” (www.artfulliving) olarak görmek isteyecek denli arkaik dünyaya bağlı hisseden yazar, bu eserini de Orta Asya'nın mekân öncülüğünde kaleme almıştır. “Bugün sana duyargalarından gelen, yarın hikâyende dünyaya saçılır” (www.artfulliving) cümlesinin, yazarın ilham dünyasını anlatan cümle olduğu düşünüldüğünde, eser, Mary Daly'nin mitsel dilin keşfine dayanan teorileri açısından incelenmeye de uygun olur. Arkaik dili tüm özellikleriyle eserine uyarlayabilen yazar, kültürel alt okumaları oldukça yoğun olan açık yapıt ve nehir anlatı nitelikli bu eserinden sonra, Kadın Kürkünde Rüya isimli romanını kaleme alır. Türlerarasılığa, karnavala ve eklektik metotlara uygun yaklaşımlarıyla bu romanda, geçirdiği uçak kazasının ardından, uzuvları birleştirilerek yeniden var kılınması hedeflenen bir kadının macerasına odaklanılır. Yaradılışa dair farklı bakış açılarının işlendiği roman, yazarın metinlerarası yaklaşımı ile zenginleşirken, özellikle erkeklik timsalleri üzerine getirdiği farklı yaklaşımlarla da dikkati çeker. Hayvanların Tarafı'nda yazar, ekofeminist nitelikte bir anlatı düzlemi oluşturan hikâyeleri, efendi köle diyalektiği içerisinden işleyen metinlerle harmanlarken, Olivya Çıkmazı varoluşsal endişeler ve bunalmışlık üzerine hikâyelerden oluşur. İskele ise doğa üzerine gözlemlerini ekleyen yazarın, gündelik hayata dair hikâyelerinden oluşur.