Madde Detay
EŞREFOĞLU, Abdullah
(d. 754/1353 - ö. 874/1469)
tekke şairi
(Tekke / Başlangıç-15. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Asıl adı Abdullah olan Eşrefoğlu Rûmî, daha çok Eşrefoğlu Abdullah-ı Rûmî, İbnü’l-Eşref, Eşrefzâde, Abdullah-ı İznikî, Abdullah-ı Rûmî, Rûmî ve İznikî gibi mahlas ve isimlerle bilinir. Eşrefoğlu Rûmî’nin babası Eşref b. Ahmed (Şair Eşref)’in, H. 8. yüzyılın başlarında ailesi ile birlikte Anadolu’ya geldiği rivayet edilir. Şair Eşref b. Ahmed’in, Mısır veya Mekke’den ayrıldıktan sonra bir süre Hama’da bulunduğu ve ardından Anadolu’da önce Manisa’ya, daha sonra da İznik’i mekân tuttuğu bilinir. İznik’te dünyaya gelen Eşrefoğlu Abdullah-ı Rûmî’nin doğum tarihi ile ilgili olarak kaynaklarda verilen farklı tarihlerden en doğrusunun 754/1353 olduğu söylenebilir.İlk eğitimini doğum yeri olan İznik’te tamamlayan Eşrefoğlu Rûmî, daha sonra Bursa’ya gelerek Çelebi Sultan Mehmed medresesine devam eder. Eşrefoğlu Rûmî, eğitim gördüğü Bursa Abdal Mehmed Medresesi’nden ayrılarak aynı şehirde bulunan büyük bilge Emir Sultan’ın dergâhına gelir ve kendisini öğrenciliğe kabul etmesini talep eder.
Emir Sultan, Eşrefoğlu Rûmî’ye, kuzu biz yaşlıyız ve vefatımız çok yakındır. Sen, Ankara’da Hacı Bayram-ı Veli kardeşimize teslim ol. O, sana istediğini verir, der. Eşrefzâde, Ankara’ya gidip Hacı Bayram-ı Veli’nin dergâhındaki tövbe ve giriş izninden sonra, hemen çileye girer. Söz konusu çile ve riyazet döneminin ardından Eşrefzâde’nin, on bir sene Hacı Bayram-ı Veli’nin hizmetinde bulunarak dergâhın imamlığını yaptığı bilinir. Hacı Bayram-ı Veli, Eşrefzâde’ye, ilk geldiği zaman, dergâhın temizlik işleri görevini verir. Eşrefzâde, hiç düşünmeden, baş üstüne, işittim, kabul ettim, diyerek söz konusu görevi üstlenir ve eline ibrik, kürek ve süpürge alarak her türlü temizlik işiyle meşgul olur. Eşrefzâde, bu hususu şöyle dile getirir: Ben, şeyhime on bir sene hizmet ettim. Şeyhim, bu süre zarfında benimle hiç konuşmadı ve sadece bir defa şunu söyledi. Bilgelerin katında çok konuşmak küstahlıktır, çok konuşma. Ben bu sözü, edep diye tabir ettim.
Eşrefzâde, birkaç gün sonra kendi kendine, bu kadar uzak yoldan geldim, ailemin durumu nasıl, benim hâl ve derdimin çaresi nedir? Der. Bu düşünce, onu çok rahatsız eder. Hüseyin-i Hamavî’nin himmeti ile hanımına bu düşünce malum olur. Eşi, kızına der ki Kızım! Babacığının kapısına var, ona şöyle söyle: Babacığım! Kalbindeki huzuru bozma. Mutlu bir şekilde zikrine devam et. Bize bir oda verildi. Yiyecek konusunda da sıkıntımız yoktur. Bizim için üzülme. Eşrefzâde, bu sözü duyunca: Yâ Rabbi! Beni bu endişeden kurtardığın için sana sonsuz şükürler olsun, diyerek secde eder. Hüseyin-i Hamavî, bir zaman sonra Eşrefzâde’nin yanına gelip kulağına, ya Rumî, Hu! Diye seslenir, cevap gelmez, bir daha Hu! derler. Yine cevap gelmez. Arkasından bir daha Hu! Derler. Eşrefzâde: Buyurun Sultanım! Bana kıydınız, der ve oturur. Oradakiler bu sözün, beni burada uzun zaman aç ve susuz bırakarak öldürmeye kalktınız, şeklinde anlaşılmaması gerektiğini iyi bilirler. Eşrefzâde, beni, dalmış olduğum derin âlemden ayırıp uyandırdınız, anlamında bana kıydınız, demek istemiştir.
Şeyh Hüseyin-i Hamavî, buyurur ki Hacı Bayram-ı Veli kardeşimizin kıyafeti, üzerinde kalsın. Artık sen, önemli bir tasavvufî rütbe ve sorumluluk sahibi oldun. Başındaki altı pulun yanına bunu da kat ki yedi olsun. Eşrefzâde, başım ve gözüm üstüne, diyerek derhal söylenilenleri yapar. Eşrefzâde, hemen vatanına ulaşmak için yolculuğa niyet eder. Şeyhi, ayrılırken ona şu nasihatte bulunur: Ey Rûmî! Anadolu erenlerinin hemen hepsine yetişip onlarla görüştün, sonunda buraya geldin. Bizim seyr ü sülûkumuzun sonuna ulaşmak istersen memleketine gidip yedi sene boyunca günde yedi tane siyah üzüm yiyerek riyazetine devam et. Eşrefzâde, baş üstüne diyerek yola çıkar ve uzun bir yolculuktan sonra İznik kasabasına gelir.
Eşrefoğlu’na bu haber ulaştırıldığı zaman izn-i ilahî yoktur, gidemem, diye karşılık verir. Fatih’in emri ile bir kez daha gerekli emir Eşrefoğlu’na iletilince yine aynı karşılığı verir. Bu defa sultan iyice öfkelenir ve gidin onu katledin, diye emir verir. Söz konusu emir gereği saray kapıcıları Eşrefoğlu’nu boğmaya giderler. Şarap tulumları ile dergâha gelen kapıcılara Eşrefoğlu öyle heybetli bir şekilde görünür ki hepsi korkarak kaçmaya başlar. Unuttukları tulumlar içindeki şaraplar da Eşrefoğlu’nun nazarıyla bal hâline gelir. Kaçmaya kalkan kapıcıları yakalatan Eşrefoğlu, izn-i ilahî çıktığını ve artık saraya gidebileceğini bildirir. Sultan tarafından Karamürsel’e bir kadırga gönderilerek büyük veli İstanbul’a getirilir. Fatih, Demirkapı’da Eşrefoğlu’nu karşılar ve ondan, bağışlanmasını talep eder. Eşrefoğlu, valide sultanı iyileştirdikten sonra kendisine hediye olarak verilen parayı saray kapısındaki görevlilere dağıtarak İznik’e döner. Onun, dost ve talebelerinin yanına döndüğü zaman, ellerini kaldırıp, Sultanları, bizim kalbimizden, bizi de sultanların kalbinden çıkar, şeklinde dua ettiği bilinir. Eşrefoğlu, H. 874 / M. 1469 tarihinde yüz yaşının üzerinde hayata veda eder.
Eserleri şunlardır:
Divân: Eşrefoğlu Rûmî’nin, tek manzum eseri Divanıdır. Eşrefoğlu Rûmî’nin, şiirlerinde daha çok Yunus Emre tesiri görülür. Hece ve aruz vezniyle; gazel, mesnevi, koşma ve kıt'a nazım biçimi ve ilahî nazım türü ile yazdığı şiirlerden meydana gelen Divanda toplam iki yüz yirmi şiir bulunmaktadır. Divanıyla, iyi bir Yunus takipçisi olduğunu gösteren şairin, Türkçenin gelişimi yolunda çok önemli bir görevi yerine getirdiği söylenebilir.
Müzekki'n-Nüfûs: Dinî, ahlâkî ve tasavvufî mahiyette kaleme alınmış bir eserdir. İslâm ahlâkını, tarikat âdâbını, nefisle mücadelenin lüzumunu, seyr ü sülûk şartlarını ve çeşitli tasavvufî konuları anlatan eser, 852 /1448'de telif edilmiştir. Kur'an, Hadis ve büyük mutasavvıfların sözlerinden verilen örneklerle, tasavvuf esasları halkın seviyesine göre yazılan eser, Kadirîliğin Eşrefiyye şubesinin temel kitabı kabul edilir. Bir mukaddime ve iki babdan meydana gelen Müzekki'n-Nüfûs, Türk tasavvuf kültürüne ait ilk uygulamalı eserdir. Eser, sade bir Türkçe ile yazılmış olması yönüyle Türk dil tarihi açısından büyük önem taşır.
Tarikat-nâme: Mensur bir eser olan Tarikat-nâme'de Allah'ın emirlerine, Hz. Peygamber’in sünnetine uymanın ve ulu'l-emre itaat etmenin insanlara kazandıracağı faydalar çeşitli örneklerle zenginleştirilerek anlatılır. Eserine, ulu'l-emr hakkındaki yorumlarıyla başlayan yazar, bu konuda şu yorumu getirir: Amma bu ulu'l-emirlik Hazret-i Resûl'den sonra şol kimesnelerün hakkıdur ki eşrefü'n-nas ve ilm-i zâhirde vü bâtında kâmil ola. Ve zâhir ilmiyle müslümanları adl ü hıfz ide vü bâtın ilmiyle âşıkları terbiyet ide Hakka ulaşdura. Eşrefoğlu, bu özelliklere sahip devlet büyüklerine itaat etmenin vacip olduğunu söyler ve yöneticilere itaatten sonra en önemli vazifenin, bir mürşidin önderliğinde imanı geliştirmek olduğunu belirtir.
Kaynakça
Bayramoğlu, Fuat (1989). Hacı Bayram Veli Yaşamı-Soyu-Vakfı. I. Ankara: Türk Tarih Kurumu Yay.
Bursalı Mehmed Tahir Efendi (yty). Osmanlı Müellifleri 1299-1915, I. (Sadeleştirenler: A. Fikri Yavuz-İsmail Özen), İstanbul: Meral Yay.
Bursalı Mehmed Tahir Efendi (2000). Osmanlı Müellifleri ve Ahmed Remzî Akyürek Miftâhü’l-Kütüb ve Esâmî-i Müellifîn Fihristi. hzl. Mustafa Tatcı-Cemal Kurnaz. Ankara: Bizim Büro Basımevi Yay.
Cebecioğlu, Ethem (1991). Hacı Bayram Velî. Ankara: Kültür Bakanlığı Yay.
Çelebi, Asaf Halet (2000). Eşrefoğlu Dîvânı. İstanbul: Hece Yay.
Güneş, Mustafa, Eşrefoğlu Rûmî ve Dîvânı (İnceleme-Metin) (1994). Doktora Tezi. Malatya: İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Güneş, Mustafa (1998). Eşrefoğlu Rûmî. İstanbul: Timaş Yay.
Güneş, Mustafa (1999). Eşrefoğlu Rûmî Hayatı, Eserleri ve Dîvânı’ndan Seçmeler. Ankara: Kültür Bakanlığı Yay.
Güneş, Mustafa (2000). Eşrefoğlu Rûmî Dîvânı (İnceleme-Karşılaştırmalı Metin). Ankara: Bizim Büro Basımevi Yay.
Güneş, Mustafa (2003). Menakıb-ı Eşref-zâde Bursalı Mehmed Veliyyüddin, Menâkıb-ı Eşrefzâde. Ankara: Bizim Büro Basımevi Yay.
Güneş, Mustafa (2006). İznikli Eşrefoğlu Rûmî’nin Menkıbeleri (Menâkıb-ı Eşrefzâde-İznikli Eşrefoğlu Rûmî’nin Menkıbevî Hayatı- Bursalı Mehmed Veliyyüddin). İstanbul: Sahhaflar Kitap Sarayı Yay.
Güneş, Mustafa (2006). İznikli Eşrefoğlu Rûmî’nin Hayatı-Eserleri ve Dîvânı, İstanbul: Sahhaflar Kitap Sarayı Yay.
İsmail Beliğ (1998). Güldeste-i Riyâz-ı İrfân ve Vefeyât-ı Dânişverân-ı Nâdiredân (Tıpkıbasım). Ankara: Anıl Matbaacılık.
Köprülü, Orhan (1939). Tarihi Kaynak Olarak XIV. ve XV. Asırlardaki Bazı Türk Menakıbnâmeleri (1951). Yayımlanmamış Doktora Tezi. İstanbul: İstanbul Üniversitesi.
Kufralı, Kasım (1964). “Eşrefiyye”, MEB İslâm Ansiklopedisi. C. IV. İstanbul. 396-397.
M. Ali Aynî (1986). Hacı Bayram Velî. İstanbul: Akabe Yay.
Nev’izâde Atayî (1989). Hadâiku’l-Hakâyık fî-Tekmileti’l-Şakâik. İstanbul: Çağrı Yay.
Pekolcay, A. Neclâ-Uçman Abdullah (1995). “Eşrefoğlu Rûmî-Kadiriyye Tarikatının Eşrefiyye Kolunun Kurucusu, Mutasavvıf-Şair” Türkiye Diyanet Vakfi İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) İslam Ansiklopedisi. XI. İstanbul: yyy. 480-482.
Şeyh Eşref b. Ahmed (1992). Fütüvvet-nâme. hzl. Orhan Bilgin. İstanbul: yyy.
Uçman, Abdullah, Önder Akıncı (1976). Eşrefoğlu Rûmî: Hayatı-Menkîbeleri-Şiirleri. İstanbul: Bedir Yay.
Uçman, Abdullah (hzl.) (2007). Eşrefoğlu Rûmî, Müzekki’n-Nüfûs. İstanbul: İnsan Yay.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DOÇ. DR. MUSTAFA GÜNEŞYayın Tarihi: 03.03.2015Güncelleme Tarihi: 06.12.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Hep fesâd işlerüme estagfiru'llah tevbe
Yaman teşvîşlerüme estagfiru'llah tevbe
Gözümün bakdugına gönlümün akdugına
Kulagum çakdugına estagfiru'llah tevbe
Dilümün gıybetine nefsümün lezzetine
Her a‘zam zilletine estagfiru'llah tevbe
Bildüm suçumı bildüm döndüm Çalabum döndüm
Geldüm kapuna geldüm estagfiru'llah tevbe
Benden suçumı sorma ‘aybun yüzüme urma
Mahrûm beni döndürme estagfiru'llah tevbe
Settârü’l-‘uyûb sensin Gaffârü'z-zünûb sensin
Fettâhü’l-kulûb sensin estagfiru'llah tevbe
Gerçi ki günâhum çok rahmetün dahı artuk
‘Âsüne kapun açuk estagfiru'llah tevbe
Nefs bendine tutıldum şeytâna esîr oldum
Her hatâ ki ben kıldum estagfiru'llah tevbe
Tevbeyi tâ‘cil idün gelün uçmaka gidün
İy mü’minler siz idün estagfiru'llah tevbe
Arzû yılanlarınun cânları sokdugınun
Tiryâki ol agunun estagfiru'llah tevbe
Eşrefoglu Rûmînün şol çok günâhlarınun
Keffâretidür anun estagfiru'llah tevbe
Güneş, Mustafa (1994). Eşrefoğlu Rumi ve Divanı (İnceleme-Metin). Yayımlanmamış Doktora Tezi. Malatya: İnönü Üniversitesi. 377-378.
Gazel
Ko bu agyârı sen gel yârı gözle
Gönül virme fenâya varı gözle
Cihânda lokma içün gussa çekme
Yidürme nefsüne murdârı gözle
Kanâ‘at zencîriyle nefsün itin
Ki bagla yırtmasun deyyârı gözle
Hevâ-yı nefse uyup cîfe koma
Bulup cân bülbülin gül-zârı gözle
Bu taşra halkıla bâzârı terk it
Gönül sırrına gir esrârı gözle
Sakın Bagdâdunı ugurlamasun
Hevâyıla bu nefs ‘ayyârı gözle
Ezelden Hakkıla va‘de idüp sen
Hakka tap gayrı ko ikrârı gözle
Dirüp divşürme koyup gideceksin
Ne aldı gitdi gidenleri gözle
Bu derbendi geç Eşrefoglı Rûmî
İriş kâfileye sâlârı gözle
Turu gel kârubân göçdi uyuma
Yâbânda kaldı usanları gözle
Güneş, Mustafa (1994). Eşrefoğlu Rumi ve Divanı (İnceleme-Metin). Yayımlanmamış Doktora Tezi. Malatya: İnönü Üniversitesi. 367.
Dörtlük
Bu yola ol delîlile yüridi
Delîl oldı ana Cebrâ’il indi
Getürdi Cebrâ’il çekdi Burakı
Resûl mi‘râca gitdi ana bindi
Güneş, Mustafa (2006). İznikli Eşrefoğlu Rûmî’nin Hayatı-Eserleri ve Dîvânı. İstanbul: Sahhaflar Kitap Sarayı Yay. 430.
Dörtlük
Yogıdı levh ü kalem ‘ışk varıdı
‘Âşık u ma‘şûk u ‘ışk bir yârıdı
‘Işkıla ‘âşık u ma‘şûk bir iken
Cebrâ’il ol arada agyârıdı
Güneş, Mustafa (2006). İznikli Eşrefoğlu Rûmî’nin Hayatı-Eserleri ve Dîvânı, İstanbul: Sahhaflar Kitap Sarayı Yay. 432.
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 03.03.2015Güncelleme Tarihi: 06.12.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Hep fesâd işlerüme estagfiru'llah tevbe
Yaman teşvîşlerüme estagfiru'llah tevbe
Gözümün bakdugına gönlümün akdugına
Kulagum çakdugına estagfiru'llah tevbe
Dilümün gıybetine nefsümün lezzetine
Her a‘zam zilletine estagfiru'llah tevbe
Bildüm suçumı bildüm döndüm Çalabum döndüm
Geldüm kapuna geldüm estagfiru'llah tevbe
Benden suçumı sorma ‘aybun yüzüme urma
Mahrûm beni döndürme estagfiru'llah tevbe
Settârü’l-‘uyûb sensin Gaffârü'z-zünûb sensin
Fettâhü’l-kulûb sensin estagfiru'llah tevbe
Gerçi ki günâhum çok rahmetün dahı artuk
‘Âsüne kapun açuk estagfiru'llah tevbe
Nefs bendine tutıldum şeytâna esîr oldum
Her hatâ ki ben kıldum estagfiru'llah tevbe
Tevbeyi tâ‘cil idün gelün uçmaka gidün
İy mü’minler siz idün estagfiru'llah tevbe
Arzû yılanlarınun cânları sokdugınun
Tiryâki ol agunun estagfiru'llah tevbe
Eşrefoglu Rûmînün şol çok günâhlarınun
Keffâretidür anun estagfiru'llah tevbe
Güneş, Mustafa (1994). Eşrefoğlu Rumi ve Divanı (İnceleme-Metin). Yayımlanmamış Doktora Tezi. Malatya: İnönü Üniversitesi. 377-378.
Gazel
Ko bu agyârı sen gel yârı gözle
Gönül virme fenâya varı gözle
Cihânda lokma içün gussa çekme
Yidürme nefsüne murdârı gözle
Kanâ‘at zencîriyle nefsün itin
Ki bagla yırtmasun deyyârı gözle
Hevâ-yı nefse uyup cîfe koma
Bulup cân bülbülin gül-zârı gözle
Bu taşra halkıla bâzârı terk it
Gönül sırrına gir esrârı gözle
Sakın Bagdâdunı ugurlamasun
Hevâyıla bu nefs ‘ayyârı gözle
Ezelden Hakkıla va‘de idüp sen
Hakka tap gayrı ko ikrârı gözle
Dirüp divşürme koyup gideceksin
Ne aldı gitdi gidenleri gözle
Bu derbendi geç Eşrefoglı Rûmî
İriş kâfileye sâlârı gözle
Turu gel kârubân göçdi uyuma
Yâbânda kaldı usanları gözle
Güneş, Mustafa (1994). Eşrefoğlu Rumi ve Divanı (İnceleme-Metin). Yayımlanmamış Doktora Tezi. Malatya: İnönü Üniversitesi. 367.
Dörtlük
Bu yola ol delîlile yüridi
Delîl oldı ana Cebrâ’il indi
Getürdi Cebrâ’il çekdi Burakı
Resûl mi‘râca gitdi ana bindi
Güneş, Mustafa (2006). İznikli Eşrefoğlu Rûmî’nin Hayatı-Eserleri ve Dîvânı. İstanbul: Sahhaflar Kitap Sarayı Yay. 430.
Dörtlük
Yogıdı levh ü kalem ‘ışk varıdı
‘Âşık u ma‘şûk u ‘ışk bir yârıdı
‘Işkıla ‘âşık u ma‘şûk bir iken
Cebrâ’il ol arada agyârıdı
Güneş, Mustafa (2006). İznikli Eşrefoğlu Rûmî’nin Hayatı-Eserleri ve Dîvânı, İstanbul: Sahhaflar Kitap Sarayı Yay. 432.
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 06.12.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Hep fesâd işlerüme estagfiru'llah tevbe
Yaman teşvîşlerüme estagfiru'llah tevbe
Gözümün bakdugına gönlümün akdugına
Kulagum çakdugına estagfiru'llah tevbe
Dilümün gıybetine nefsümün lezzetine
Her a‘zam zilletine estagfiru'llah tevbe
Bildüm suçumı bildüm döndüm Çalabum döndüm
Geldüm kapuna geldüm estagfiru'llah tevbe
Benden suçumı sorma ‘aybun yüzüme urma
Mahrûm beni döndürme estagfiru'llah tevbe
Settârü’l-‘uyûb sensin Gaffârü'z-zünûb sensin
Fettâhü’l-kulûb sensin estagfiru'llah tevbe
Gerçi ki günâhum çok rahmetün dahı artuk
‘Âsüne kapun açuk estagfiru'llah tevbe
Nefs bendine tutıldum şeytâna esîr oldum
Her hatâ ki ben kıldum estagfiru'llah tevbe
Tevbeyi tâ‘cil idün gelün uçmaka gidün
İy mü’minler siz idün estagfiru'llah tevbe
Arzû yılanlarınun cânları sokdugınun
Tiryâki ol agunun estagfiru'llah tevbe
Eşrefoglu Rûmînün şol çok günâhlarınun
Keffâretidür anun estagfiru'llah tevbe
Güneş, Mustafa (1994). Eşrefoğlu Rumi ve Divanı (İnceleme-Metin). Yayımlanmamış Doktora Tezi. Malatya: İnönü Üniversitesi. 377-378.
Gazel
Ko bu agyârı sen gel yârı gözle
Gönül virme fenâya varı gözle
Cihânda lokma içün gussa çekme
Yidürme nefsüne murdârı gözle
Kanâ‘at zencîriyle nefsün itin
Ki bagla yırtmasun deyyârı gözle
Hevâ-yı nefse uyup cîfe koma
Bulup cân bülbülin gül-zârı gözle
Bu taşra halkıla bâzârı terk it
Gönül sırrına gir esrârı gözle
Sakın Bagdâdunı ugurlamasun
Hevâyıla bu nefs ‘ayyârı gözle
Ezelden Hakkıla va‘de idüp sen
Hakka tap gayrı ko ikrârı gözle
Dirüp divşürme koyup gideceksin
Ne aldı gitdi gidenleri gözle
Bu derbendi geç Eşrefoglı Rûmî
İriş kâfileye sâlârı gözle
Turu gel kârubân göçdi uyuma
Yâbânda kaldı usanları gözle
Güneş, Mustafa (1994). Eşrefoğlu Rumi ve Divanı (İnceleme-Metin). Yayımlanmamış Doktora Tezi. Malatya: İnönü Üniversitesi. 367.
Dörtlük
Bu yola ol delîlile yüridi
Delîl oldı ana Cebrâ’il indi
Getürdi Cebrâ’il çekdi Burakı
Resûl mi‘râca gitdi ana bindi
Güneş, Mustafa (2006). İznikli Eşrefoğlu Rûmî’nin Hayatı-Eserleri ve Dîvânı. İstanbul: Sahhaflar Kitap Sarayı Yay. 430.
Dörtlük
Yogıdı levh ü kalem ‘ışk varıdı
‘Âşık u ma‘şûk u ‘ışk bir yârıdı
‘Işkıla ‘âşık u ma‘şûk bir iken
Cebrâ’il ol arada agyârıdı
Güneş, Mustafa (2006). İznikli Eşrefoğlu Rûmî’nin Hayatı-Eserleri ve Dîvânı, İstanbul: Sahhaflar Kitap Sarayı Yay. 432.
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Gazel
Hep fesâd işlerüme estagfiru'llah tevbe
Yaman teşvîşlerüme estagfiru'llah tevbe
Gözümün bakdugına gönlümün akdugına
Kulagum çakdugına estagfiru'llah tevbe
Dilümün gıybetine nefsümün lezzetine
Her a‘zam zilletine estagfiru'llah tevbe
Bildüm suçumı bildüm döndüm Çalabum döndüm
Geldüm kapuna geldüm estagfiru'llah tevbe
Benden suçumı sorma ‘aybun yüzüme urma
Mahrûm beni döndürme estagfiru'llah tevbe
Settârü’l-‘uyûb sensin Gaffârü'z-zünûb sensin
Fettâhü’l-kulûb sensin estagfiru'llah tevbe
Gerçi ki günâhum çok rahmetün dahı artuk
‘Âsüne kapun açuk estagfiru'llah tevbe
Nefs bendine tutıldum şeytâna esîr oldum
Her hatâ ki ben kıldum estagfiru'llah tevbe
Tevbeyi tâ‘cil idün gelün uçmaka gidün
İy mü’minler siz idün estagfiru'llah tevbe
Arzû yılanlarınun cânları sokdugınun
Tiryâki ol agunun estagfiru'llah tevbe
Eşrefoglu Rûmînün şol çok günâhlarınun
Keffâretidür anun estagfiru'llah tevbe
Güneş, Mustafa (1994). Eşrefoğlu Rumi ve Divanı (İnceleme-Metin). Yayımlanmamış Doktora Tezi. Malatya: İnönü Üniversitesi. 377-378.
Gazel
Ko bu agyârı sen gel yârı gözle
Gönül virme fenâya varı gözle
Cihânda lokma içün gussa çekme
Yidürme nefsüne murdârı gözle
Kanâ‘at zencîriyle nefsün itin
Ki bagla yırtmasun deyyârı gözle
Hevâ-yı nefse uyup cîfe koma
Bulup cân bülbülin gül-zârı gözle
Bu taşra halkıla bâzârı terk it
Gönül sırrına gir esrârı gözle
Sakın Bagdâdunı ugurlamasun
Hevâyıla bu nefs ‘ayyârı gözle
Ezelden Hakkıla va‘de idüp sen
Hakka tap gayrı ko ikrârı gözle
Dirüp divşürme koyup gideceksin
Ne aldı gitdi gidenleri gözle
Bu derbendi geç Eşrefoglı Rûmî
İriş kâfileye sâlârı gözle
Turu gel kârubân göçdi uyuma
Yâbânda kaldı usanları gözle
Güneş, Mustafa (1994). Eşrefoğlu Rumi ve Divanı (İnceleme-Metin). Yayımlanmamış Doktora Tezi. Malatya: İnönü Üniversitesi. 367.
Dörtlük
Bu yola ol delîlile yüridi
Delîl oldı ana Cebrâ’il indi
Getürdi Cebrâ’il çekdi Burakı
Resûl mi‘râca gitdi ana bindi
Güneş, Mustafa (2006). İznikli Eşrefoğlu Rûmî’nin Hayatı-Eserleri ve Dîvânı. İstanbul: Sahhaflar Kitap Sarayı Yay. 430.
Dörtlük
Yogıdı levh ü kalem ‘ışk varıdı
‘Âşık u ma‘şûk u ‘ışk bir yârıdı
‘Işkıla ‘âşık u ma‘şûk bir iken
Cebrâ’il ol arada agyârıdı
Güneş, Mustafa (2006). İznikli Eşrefoğlu Rûmî’nin Hayatı-Eserleri ve Dîvânı, İstanbul: Sahhaflar Kitap Sarayı Yay. 432.
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | NİKÂBÎ | d. ? - ö. 1533/34 ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | MECİKLİOĞLU, Sadrî Efendi | d. ? - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | VAHYÎ-ZÂDE, Abdullah Hilmî Efendi | d. 1534 - ö. 1609 | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | HACI BAYRAM-I VELÎ | d. 1352-1353 - ö. 1429 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | KARAMANLI NİZȂMÎ, Nizâmî-i Karamanî | d. 1435-1440 ? - ö. 1469-1473 ? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
6 | LA'LÎ/FENAYÎ, Şeyh La'lî Efendi | d. ? - ö. Mayıs-Haziran 1701 | Meslek | Görüntüle |
7 | FERRUH, Çelebi Ferruh Mehmed Efendi | d. ? - ö. 1592? | Meslek | Görüntüle |
8 | HÜSNÎ, Mehmed Hüsnî Efendi, Konyalı | d. 1851 - ö. 1888 | Meslek | Görüntüle |
9 | FAHREDDİN MEHMED | d. 1236-1241 - ö. 1317-1323 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
10 | KÜÇÜK, Güccük Abdal | d. ? - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
11 | MUHİBBÎ,Celal | d. ? - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
12 | ÂŞIK AHMED | d. ? - ö. 1439-40’tan sonra ? | Madde Adı | Görüntüle |
13 | ÂNÎ, Fâtıma Ânî Hanım | d. ? - ö. Mart 1710 | Madde Adı | Görüntüle |
14 | RÂİF, İskenderpaşa-zâde Yûsuf Râif Efendi | d. ? - ö. 1888 | Madde Adı | Görüntüle |