Madde Detay

Fikret Dikmen, Niğde Bor ilçesinin Gökbez köyünde 1950'de dünyaya gelmiştir. Onun ifadesiyle 1950'de annesi hamileyken Havuzlu köyüne düğüne gitmiş ve kendisini orada dünyaya getirmiştir. Babasının adı Hüsamettin, annesinin adı Ayşe'dir. İlkokulu köyünde bitirir. Tahsiline devam etmek ister, ancak maddi imkânlar el vermez. Babasıyla birlikte çiftçilikle uğraşır ve çobanlık yapar. 1967'de Ankara'ya gurbete gider ve orada çalışır. Ardından bir yıl da İzmir'de gurbet hayatı yaşar. Daha sonra memleketi Niğde'ye geri döner. 1971'de askerlik görevini yapmak üzere Denizli'ye gider. Acemi birliğinden sonra usta birliği için Muş'a gönderilir. 1973'te vatani görevini tamamlar. Askerden döndüğü yıl Kırıkkale'de barut fabrikasında memur olarak işe girer. Bir yıl Kırıkkale'de çalıştıktan sonra kendi isteğiyle işten ayrılır ve İstanbul'a gider. İstanbul'da 1979'a kadar çeşitli işlerde çalışır. 1979'un haziran ayında Niğde Kooperatifler (Tarım) İl Müdürlüğünde işçi olarak çalışmaya başlar. 1997 yılında kendi isteğiyle emekliye ayrılır (Bakırcı 2017: 50).

Fikret Dikmen düzenlenen pek çok şiir yarışmasına katılmış ve bu yarışmalarda çeşitli ödüller almıştır. Bu ödüller arasında "Hacı Bektaş Felsefesi" adlı şiiri 2009 yılında Hacı Bektaş Veli'nin 800. doğum yılında açılan uluslar arası yarışmada birincilik ödülüne; "Kendinde Ara" adlı şiiri 2007 yılında uluslar arası Hacı Bektaş Veli'yi anma töreni münasebetiyle yapılan yarışmada mansiyon ödülüne; "Sayarız" adlı şiiri Mahsuni Şerif'in 8. ölüm yıldönümü dolayısıyla İzmir Narlıdere Belediyesi tarafından açılan beste yarışmasında birincilik ödülüne; "İncitme Diye" adlı şiiri 2009 yılında uluslar arası Hacı Bektaş Veli'yi anma töreni münasebetiyle yapılan yarışmada mansiyon ödülüne; "Feyzullah Çınar" adlı şiiri uluslar arası Hacı Bektaş Veli Kültür Derneği ile Ozander'in ortaklaşa Feyzullah Çınar anısına düzenledikleri şiir yarışmasında mansiyon ödülüne layık görülmüştür. Fikret Dikmen 1981'de Himmetli köyünden Nuray Hanımla evlenir. Nuray Hanımdan iki kızı (Gonca, Cansu) olan âşık, hâlen Niğde'de ikamet etmektedir.

İlk şiir kitabını 1997 yılında Duygudan Gönüllere adıyla çıkarmıştır. Bugüne kadar yayımlanmış Duygudan Gönüllere adlı şiir kitabının dışında Sulara Türkü Yazdım, Pervane Misali, Yüreğim Bir Anadolu, Güneşi Harman Yaptım, Türküler Toprak Kokar, Umuda Giden Yolcu, Nar-ı Sevde, Kalem Damlası, Dugu Harmanı ve Yüreğimin Ucundan Tut adlarını taşıyan on bir şiir kitabı vardır.

Fikret Dikmen, herhangi bir âşıktan veya ustadan eğitim almamıştır. Düğünde doğan Fikret'e arkadaşları şiir yazma merakının nereden geldiğini sorduklarında o, "Beni anam düğünde doğurdu, saza söze doğuştan aşinayım. Onun için şiire meraklıyım." demektedir. Ancak ilkokul yıllarından itibaren Karaca Oğlan, Seyranî ve Âşık Veysel şiirlerini okuyarak büyümüş ve o yıllardan itibaren şiire merak salmıştır. En çok etkisinde kaldığı âşık Karacaoğlan'dır. İlk şiirini 1960 yılında köyündeki Halil'in hazin ölümü üzerine "Halil'e Ağıt" adıyla yazmış ve bu şiir Tercüman Gazetesinde de yayımlanmıştır. Daha sonra ara ara köydeki kişilere mizahî şiirler de yazmıştır. Asıl şiir yazmaya 35 yaşında sonra başlamıştır. Şair, daha önce yazdığı şiirlerini amatörce yazılmış şiirler olarak değerlendirmektedir. Bugüne kadar 1500'e yakın şiir yazmıştır. Ömrünün yettiği kadar şiir yazmaya devam edeceğini de ifade etmiştir. Dikmen, 26 yaşında saz çalmaya başlamıştır. Bugün kendi şiirlerini amatörce çalıp söylemektedir.

Âşık tarzı şiir geleneği çerçevesinde şiirler söylemeye ve yazmaya başlayan şair, Fikret mahlasıyla şiirler yazmaktadır (Özmen 2009: 820; Atılgan 2002: 32). Bazı şiirlerinde ise adı ve soyadını mahlas olarak kullanmıştır. Yetiştiği çevre, tabiat ve insanlar duygu dünyasını besleyen unsurlar olmuştur. Aşk ve sevgi, şiirlerinde en çok işlediği konudur. Kendisi en çok bu konuları şiirlerinde işlemesini Karacaoğlan'a bağlamaktadır. Şiirlerinden de anlaşılacağı üzere içinde bulunduğu hayat onu daha çok sosyal konularda şiir yazmaya yöneltmiştir. Bu yüzden de toplumun aksayan yönlerini hicvetmiştir.

İnsan ve tabiata karşı duyduğu sevgi onun vazgeçilmez özelliklerindendir. Dolayısıyla bütün canlıların mutlu yaşamasını samimiyetle istemektedir. Şiirlerinde en çok barış, sevgi, dostluk ve insanlık gibi konular ön plana çıkmaktadır. Özellikle Hacı Bektaş felsefesi onun düsturu olmuştur. Hacı Bektaş Felsefesi adlı şiirinden bir dörtlük örnek olarak vermek istiyoruz: "Bir olup, iri olup, diri olup can cana /İlimden gidin diye haber saldı cihana /İncitmedi kimseyi, kem bakmadı insana /Hacıbektaş Veli’nin hümanist felsefesi/ Hoşgörüydü serveti, sevgiydi sermayesi".

Âşık tarzı şiir geleneğinin inceliklerini kendi kendine öğrenip şiirler yazmıştır. Şiirlerinde hece veznini kusursuz kullanmıştır. Şiirlerinde 7, 8 ve 11 ve 14 heceli ölçüyü kullanmış, en çok 11'li hece ölçüsünü tercih etmiştir.

Dikmen'in 62 şiiri bestelenmiş ve çeşitli sanatçılar tarafından okunmuştur. Şairin bestelenen şiirlerini okuyan sanatçılar arasında Gül Kardeşler, Nurettin Rençber, Musa Eroğlu, Seyfi Doğanay, Kıvırcık Ali, Sevcan Orhan, Selahattin Alpay, Güler Duman, Nevzat Soydan, Celal Yarıcı, Sevgi Aslan, Orhan Ölmez, Mehmet Kundak, Barış Eryılmaz, İsmail Altınsaray, Bülent Serttaş gibi pek çok tanınmış sanatçı sayılabilir.

Başta TRT olmak üzere 35'e yakın özel televizyon ve radyo programlarına katılmıştır. Özellikle TRT radyolarında yayımlanan birçok programa şiirlerini göndermiştir. Mahalli olarak Hamle ve Anadolu Haber gazetelerinde her gün bir şiiri yayımlanmaktadır. Karınca, Akpınar, Dört Mevsim Niğde, Başkent Niğde gibi dergilerde de şiirleri yayımlanmaya devam etmektedir.

Fikret Dikmen, yakın bir zamanda bir projesini hayata geçirmek istemektedir. Bu proje "Türküler ve Türkü Emektarları" adını taşımaktadır. Kırk türkü ve kırk türkü emektarı için birer şiir yazıp kitap hâline dönüştürmektir. Bu emektarlar arasında Âşık Veysel, Âşık Davut Sularî, Muzaffer Sarısözen, Muharrem Ertaş, Çekiç Ali, Hacı Taştan, Neşet Ertaş, Ali Ekber Çiçek, Özay Gönlüm gibi pek çok isim sayılabilir.