Mario Levi

(d. 25 Şubat 1957 / ö. -)
yazar, gazeteci, radyocu, reklam yazarı
(Yeni Edebiyat / 20. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Tam adı Mario Moris Levi olan yazarın ataları, 1400'lerden itibaren Endülüs'ten ayrılarak Osmanlı'ya gelen ve İstanbul'a yerleşen Seferad Yahudilerdendir. İstanbul kökenli Polet Leyla Hanım, yazarın annesi; Bulgaristan Varna kökenli bir tüccar olan Eliya Levi, babasıdır. Çocukluğunu, azınlıkların çoğunlukta olduğu Şişli'de, Feriköy, Tatavla ve Osmanbey mahallerinde yaşadı. Yazar, anneannesi dolayısıyla Fransızca ve Batı sanatını öğrenirken, babaannesinden geleneksel Osmanlı hayatını öğrendi. Türkçe ve Fransızca yanında Yahudi İspanyolcası denilebilecek olan Ladino dilini de kullandı (Doğan 2011). Erken çocukluk dönemlerini astım hastalığıyla mücadele ederek geçirdi. Şişli On Dokuz Mayıs İlköğretim Okulu'nda, Saint Michel Fransız Lisesi'nde ve İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Fransız ve Roman Filolojisi Bölümü'nde okudu. Mezuniyetinin ardından bir yıl kadar Beyoğlu Anadolu Lisesi'nde Fransızca öğretmenliği yaptı. Daha sonra dedesinden kalan ithalat işlerinin başına geçti ve yaklaşık on yıl ticaretle uğraştı. Edebiyatı, bir sığınak çolarak kabul etmesinin ardından üniversite çağlarından beri kazandığı asıl uğraşı yazarlık oldu. TRT'de ve Açık Radyo'da dünya müziği üzerine programlar hazırladı. Gazetecilik, radyoculuk, reklam yazarlığı ve tur rehberliği yaptı. 1984-1985 yıllarını bir cilt hastalığından muzdarip olarak geçirdi. 1997'de İstanbul Yeditepe Üniversitesi'nde yaratıcı yazarlık dersleri vermeye başladı. Ayrılıkla sonuçlanan iki evliliğinden sonra, eski bir öğrencisi ve aynı zamanda da yazar olan Ece Erdoğuş ile bir evlilik gerçekleştirdi. 2003'te yaratıcı yazarlık derslerini yazı atölyesine taşıdı. 2014 yılında İsrail’e karşı gerçekleştirilen boykot sonucunda eserleri boykot edildi fakat boykot kısa sürdü. Türkiye Şizofreni Derneği tarafından düzenlenen ve sadece şizofreni tanısı olanların katılabildiği öykü yarışmasında üç yıl seçici kurul başkanlığı yaptı ve daha sonra bu öykülerin kitaplaşması sürecinde de editörlük görevini üstlendi. Ayrıca Gila Kohen Öykü Yarışması’nda da jüri üyeliği yaptı. 2015-2016 yılları yayın sezonunda NTV'de yayımlanan Önce Söz Vardı isimli programı Ahmet Ümit ve İskender Pala ile birlikte hazırladı ve sundu. PEN yazarlar derneği üyesi olan yazar, Yeditepe Üniversitesi’nde, Mim Sanat Merkezi’nde, Atölye Maçka’da ve İstanbul Modern’de yaratıcı yazarlık dersleri vermeye devam etmektedir. Yazarın eserleri, Fransızca, İspanyolca ve Almanca başta olmak üzere, dünyada pek çok dile çevrilmiştir (TBEA).

Kendisini herhangi bir edebiyat ekolüne bağlı kabul etmeyen (Milliyet 2017) Levi, Kafka ve Dönüşüm'ü işlediği ilk yazısını 1984 yılında kendisinin de bir yıl kadar kültür sanat bölümünü yönettiği Şalom'da yayımlar. Hokka, Cumhuriyet, Stüdyo İmge, Milliyet Sanat, Gösteri, Müzik, Argos, Gergedan, Varlık, Marine Deal, Ve Sinema gibi periyodiklerde yazar. 1984-2004 yılları arasında kaleme aldığı yazılarından bazılarını Bir Yaz Yağmuruydu isimli eserinde toplar ve 2005 yılında kitaplaştırır. Eserde yazarın hem otobiyografisine dair veriler hem de kimi eserlerine dair açıklamalar bulmak mümkündür. "Bir Şehre Gidememek" isimli ilk öyküsü Selim İleri yönetmenliğindeki Argos'ta yayımlanır. Daha sonra yazar aynı isimli öykü dosyasıyla Haldun Taner Öykü Ödülü'nü kazanır. 1991 yılında ikinci öykü kitabı olan Madam Floridis Dönmeyebilir yayımlanır. İstanbullu azınlıkların, Türkiye hayatına uyum sağlama süreçlerini işleyen hikâyelerden oluşan eserde, insanî duygular ön plana alınır. Yazarın ilk yaşantı romanı olan En Güzel Aşk Hikâyemiz, 1992 yılında yayımlanır. Uzun hikâye olarak da okunabilecek metinde bir aşk teması merkezdedir. 1999 yılında yayımlanan İstanbul Bir Masaldı, yazara Yunus Nadi Roman Ödülü'nü kazandırır. Yazarın kendisini ruhen bağladığı İstanbul, bu romanda başkahramandır ve eser, her şeyden önce bir mekan roman olarak da okunabilir. Eserde Yahudi kültür ve düşünce dünyası, gündelik İstanbul hayatı ekseninde anlatılır. İstanbul'un nostaljik ve modern dönemleri arasındaki fark, aslında Yahudilerin aile tarihleri ve İstanbul'daki hayatları arasındaki fark gibi sunulur. Hem ailede hem de İstanbul'da zaman geçtikçe dağılma, modernleşme ve yalnızlaşma başlar. Kent hafızasının önemli ölçüde yansıdığı bu romanda yazarın geçmiş ve şimdiye dayalı İstanbul kıyas ve yorumlamaları dikkat çekicidir. Kişiler, mekanla olan bağları ekseninde ve mekan psikolojisi içerisinde değerlendirilir. Fotoğraf karelerinden doğan epifanik anların, geniş bir şahıs kadrosu eşliğinde anlatıldığı eser, oldukça uzundur. Romanda anlatılan kahramanların ortak özellikleri azınlık oluşları, mutsuzlukları ve kaybetmiş bireyler olarak görünmeleridir. Eserde yazarın bir tarih oluşturma arzusu yanında hayata dair panoramik bir yaklaşım arayışı da söz konusudur. Hızlan, bu eseri Levi'nin romanı olarak tanımlar (Hızlan 2014). 1940-1980 dönemi, romanın aktüel zamanı olarak sunulursa da zaman, geriye anıştırmalarla 1908'e; kıyaslarla da 1990'lara kadar götürülebilir ve ayrıştırıcı olmamakla birlikte, azınlıkların ötekileştirildiği iddiası romanda göze çarpar ve okuyucuya alternatif bir tarih okuma imkanı verilir. Romanın alt planında bir aile ya da grup tarihi yazmak fikri de dikkati çeker. Şahıs kadrosu oldukça geniş olan bu romanda mektup gibi teknikler kullanılır ki bu teknikler, katartik etkiyi artırır. 2001 yılında birkaç yazarla birlikte, Levi'nin de bir denemesini içeren Artrit ve Sanat isimli anlatı yayımlanır. Cem Mumcu’nun editörlüğünde hazırlanan Türkiye’nin Çıplak Tarihi adlı 1946’dan 2014’e kadarki atmış dokuz yılın atmış dokuz ayrı yazar tarafından anlatıldığı alternatif tarih kitabında, Mario Levi de yer alır ve 1989 yılını anlatır. Ancak eserin ilk baskısında, elli dokuz yazar, elli dokuz yılı anlatmıştır. Eser, devlet ile azınlıklar arasındaki ilişkiyi, resmî tarihten farklı bir gözle işler. Lunapark Kapandı, 2005 yılında yayımlanır. Eserde yazar anlatıcının eşi, çocukları ve sevgilisi arasındaki bocalamaları, kararsızlığı ve savrulan hayatı işlenir. Yine otobiyografik etkiler taşıyan fakat siyasî bir yönlendirmesi olmayan roman, sıklıkla bireysel bir iç hesaplaşma ve iç dökmeye dönüşür. Romanın sonunda yazar anlatıcının sevgilisi intihar eder ve bu intiharı açıklayan da bir mektup kurguda yer alır. Böylece vakanın inandırıcılığı artırılır. Yazarın Türkiye siyasî hayatıyla kendi gençliğini birleştirdiği romanı Karanlık Çökerken Neredeydiniz 2009'da yayımlanır. Eser yine Yahudiler ve Rumlar başta olmak üzere, İstanbul'da yaşayan azınlıkların hayatlarını işler. Etnik, siyasi ve kültürel anlamda bir ötekileştirme yaşadığına inanan ve grup psikolojisinin imkânlarına sığınmak isteyen İzak, lise dönemlerine geri dönmek ve o çağlarda Artistler Takımı olarak anıldıkları tiyatro arkadaşlarıyla birlikte, İstanbul Hayatım isimli piyeslerini tekrar sunabilmek adına, lise günlerinden otuz yıl sonra, bir girişimde bulunarak arkadaşlarına ulaşmaya çalışır. Nihayetinde geçmişten gelen arkadaşlık ve kader birliklerinin, bu altı arkadaş için devam ettiğini görür fakat bu romanda da herkes kaybetmiş, hayatlarında arzuladıkları hiçbir nesneye ulaşamamış, mutsuz kişilerdir. Türkiye'nin sancılı yılları olan 1970'lere dair sunulan tanıklık da önemlidir. Ellili yaşlarında buluşan arkadaşları, 12 Eylül bir kez daha ayırır. İçimdeki İstanbul Fotoğrafları, 2010 yılında yayımlanır ve yazarın dedesine odaklanan bir nekroloji görünümündedir. Türkiye'nin yakın tarihine dair değerlendirmeler taşıyan romanda İstanbul da fotoğraflama tekniğiyle romanın içerisindedir. Yazarın şahsî hafızası ile mekân hafızası birleştirilir ve dedeye dair nostaljik bir kurgu oluşturulur. Eser, bir yaşantı romanı olarak da değerlendirilebilir. Size Pandispanya Yaptım, yazarın köklerine dair anılarını yemekler eşliğinde sunan bir romandır ve 2013 yılında yayımlanır. İki kız kardeşin hayatına odaklanılan roman, Sefarad Yahudilerinin geleneksel hayatlarına dair geniş bir kültür aktarımı içerir. Bir Türk genci ile bir Yahudi kızının aşkı üzerine inşa edilen vaka örgüsünde hatıra defteri ile özdeş bir defterin bulunmasının ardından yaşanan geçmişin hatırlanması söz konusu olur. Levi'nin azınlık hayatları dışında yalnızca Türk Müslümanları konu edindiği romanı Bu Oyunda Gitmek Vardı 2015 yılında yayımlanır. Yazarın iki anlatıcı ve iki ayrı son ile kurguladığı bu roman, farklı teknikleri ile dikkati çeker. Eser, tiyatro oyunu biçiminde kurgulanır. 2016 yılında Levi, Bir Cümlelik Aşklar isimli hikâye kitabını yayımlar. Bu eserde, yüz aşk, yüz cümle vardır ve her aşk bir cümle ile anlatılır. Küçürek hikâye kurgusundan değil, aforizmalardan bahsetmek, bu eser için daha yerinde görünür. İstanbul'un bir mahallesi üzerinden, bu mahallede yaşayan insanların yanlış tercihlerini ve ıskalanmış hayatlarını konu edinen Yanlış Tercihler Mahallesi 2017 yılında yayımlanır. Birbirinden bağımsız görülen kişilerin hayatları ve öyküleri, daha sonra birbirine bağlanır ve kurgu tamamlanır. 2018 yılında birkaç yazarla birlikte, Levi'nin de içerisinde yer aldığı bir seçki olan İstanbul'un Sakinleri yayımlanır. 2019 yılında yazarın Bir Cuma Rüzgârı isimli eseri görülür. Yazarın bir seri olarak kurguladığını beyan ettiği dizisinin ilk cildi olan eser, Kadıköy'ü anlatır. Bir semt anlatısı olan kitapta, bellek ve mekân hafızası işlenirken, İstanbul'un bu semtine de romantik ve nostaljik bir bakışla yaklaşılır.
Daha çok romanları ile tanınan Levi, eserlerinde yaşantı romancılığının örneklerini verir. Otobiyografik verilerin yoğun bulunduğu eserlerinde yazar, genellikle azınlıkların hayatlarını konu edinir. Kendisini bir İstanbul yazarı (Fındıkoğlu 2010) olarak kabul eden Levi'nin roman ve hikâyelerinde de İstanbul, bir kültür ve kimlik mekânı olarak mühim yer tutar. Kent hafızasının görünür olduğu bu eserlerde, kente ait mahallelerin, yeme içme mekânlarının, yazlık sinema ve plajların ve genel olarak eski İstanbul kültürünün nostalji ile modern arasındaki kıyaslaması göze çarpar. Yazarın romanlarının başkahramanı değişmez şekilde İstanbul'dur ve romanlar, kent romanları olarak okunmaya uygundur.

Anlatmak ve yazmak, Levi için bir ihtiyaçtır. İlk olarak "anlatmayı, hayal kurmayı ve yalan söylemeyi çok sevdiği" için; ikinci olaraksa "bu dünyaya tahammül edebilmek için" yazdığını belirtir (Milliyet 2017). Çünkü "masal anlatmak, hikâye anlatmak da aslında bir hayatta kalma çabasıdır. Tıpkı Şehrazat gibi..." (Türkili 2016). Yazar, romancılığının kaynaklarına da okuma sevgisini, İstanbul’u, tarih şuur ve sevgisi ile aşkı ve otobiyografik verileri ekler.

Kaynakça

Doğan, Sibel (2011). "Yazarlık Karanlık Bir Mağaraya İnmek Gibidir", Notos 27, Nisan Mayıs.

Fındıkoğlu, Güneş (2010). “Mürekkebi İstanbul Olan Yazar”, DQ, S.8, Sonbahar.

Hızlan, Doğan (24.10.2014) “Kuşağı olan yazar” Hürriyet.

Levi, Mario "Dünyaya tahammül edebilmek için yazıyorum", Milliyet, 18 Ekim.

Tanzimat'tan Bugüne Edebiyatçılar Ansiklopedisi (2001). C. 2. İstanbul: YKY.

Türkili, Mine (2016). “Mario Levi’nin İstanbul’u”, TSDE Kİ, S 4.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: DOÇ. DR. DİLEK ÇETİNDAŞ
Yayın Tarihi: 29.08.2019
Güncelleme Tarihi: 04.12.2021

Eser AdıYayın eviBasım yılıEser türü
Jacques Brel: Bir Yalnız AdamAhtapot / İstanbul1986Biyografi
Bir Şehre GidememekAfa / İstanbul1990Hikâye
Madam Floridis DönmeyebilirRemzi / İstanbul1991Hikâye
En Güzel Aşk HikâyemizAfa / İstanbul1992Roman
İstanbul Bir MasaldıRemzi / İstanbul1999Roman
Artrit ve SanatOkuyan Us / İstanbul2001Diğer
Türkiye'nin Çıplak TarihiOkuyan Us / İstanbul2004Diğer
Lunapark KapandıDoğan / İstanbul2005Roman
Bir Yaz YağmuruyduDoğan / İstanbul2005Deneme
Karanlık Çökerken NeredeydinizDoğan / İstanbul2009Roman
İçimdeki İstanbul FotoğraflarıDoğan / İstanbul2010Roman
Size Pandispanya YaptımDoğan / İstanbul2013Roman
Bu Oyunda Gitmek VardıEverest / İstanbul2015Roman
Bir Cümlelik AşklarEverest / İstanbul2016Hikâye
Yanlış Tercihler MahallesiEverest / İstanbul2017Roman
İstanbul'un SakinleriTimaş / İstanbul2017Hikâye
Bir Cuma RüzgârıEverest / İstanbul2019Roman
Pazarın Yalnızları - BeyoğluEverest / İstanbul2021Diğer

İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1AHMED ŞU'AYB BEY, İstanbullud. 1876 - ö. 1910Doğum YeriGörüntüle
2Türkân Gedik Bengid. 1942 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
3HARÂBÎ, Ahmed Edîbd. 1853 - ö. 1916Doğum YeriGörüntüle
4Mehmet Fehmi İmred. 13 Şubat 1957 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
5Muzaffer Kaled. 22 Ocak 1957 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
6SALİH, Salih Çelikd. 1957 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
7Emine Şenlikoğlud. 27 Mayıs 1953 - ö. ?MeslekGörüntüle
8Lütfi Seyfullahd. 15 Ocak 1926 - ö. 25 Mayıs 2005MeslekGörüntüle
9Hakan Albayrakd. 04 Haziran 1968 - ö. ?MeslekGörüntüle
10Sibel Erasland. 1967 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
11Osman Attilâd. 1922 - ö. 20 Nisan 1978Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
12Türkan İldenizd. 07 Ocak 1938 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle