SEFİL ALİ

(d. ?/1847 - ö. ?/1907)
tekke şairi
(Tekke / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Asıl adı Ali olan âşık, 1847 yılında Çorum ilinin Boğazkale ilçesine bağlı Yazır köyünde dünyaya gelmiştir. Sefil Ali’nin ailesinin soyu Türkmen boylarından olup, yörede Devecioğulları olarak tanınan bir sülaleden gelmektedir. Anne ve babasını kendisi çocukken ortaya çıkan bir salgın hastalıkta kaybetmiştir. Kaynaklarda okuma-yazma bilmediği aktarılmaktadır. Çocukluk yıllarında köyde çobanlık yapmıştır. Sefil Ali ömrünün büyük bir kısmını sazı elinde tekke, türbe ve dergâhları gezerek, dostlarını ziyaret ederek dervişane bir tarzda geçirmiştir. Çorum, Amasya, Yozgat, Tokat, Kırşehir ve Malatya illerini dolaşmış, en çok Merzifon, Gümüşhacıköy, Havza, Rumi Hoca ve Tokat’a bağlı köylerde bulunmuştur. Şair Suzi, Fikri, Deli Boran, Sefil Ahmet, Âşık Kul Fakir, Sıtkı Baba ve Seyit Süleyman gibi halk ve tekke şairlerinin çağdaşı olup hepsiyle tanışmış, bu âşıklarla beraber çeşitli tekke ve dergâhlarda düzenlenen cemlerde ve muhabbet meclislerinde çalıp, söyleme şansı bulmuştur (Çevik 2007: 12-15). Sefil Ali’nin vefat tarihiyle ilgili olarak kaynaklarda birbirinden farklı bilgiler yer almaktadır. İsmail Özmen, Hayrettin İvgin’in araştırmalarını kaynak göstererek Sefil Ali’nin 1867 yılında vefat ettiğini ifade ederken, Ziya Gürel ise 1894 yılında vefat ettiğini ileri sürmektedir. Sefil Ali hakkında detaylı araştırma ve derlemeleri bulunan Mehmet Çevik ise, Sefil Ali’nin Keçeci Baba evlatlarından Derunî’nin vefatı üzerine söylediği şiirin “Sene bin üç yüz on üç babında / Muharrem yakında siyam ayında / Güller açar iken bahar çağında / Gül yüzlü Deruni göçtüğü zaman” şeklindeki dörtlüğüne işaret ederek hicri 1313, miladi 1896 yılında hayatta olduğunu öne sürmekte ve âşığın 1907 yılında vefat ettiğini belirtmektedir (Çevik 2007: 12-17).

Sefil Ali’nin âşıklığı rüyasında pir elinden içtiği bade ile başlar. Babasıyla köyün sığırlarını güttüğü sırada sığırları çeşmeye indiren Ali, orada uyuya kalır. Rüyasında büyük bir kazanın başında duran Seyit Ali Sultan (Kızıldeli Sultan), o kazandan kendisine bir dolu sunar. Ali, doluyu içtikten sonra Seyit Ali Sultan, Ali’nin gözlerini ve sırtını sıvazlayarak “benim yerim Kırşehir Hacı Bektaş” der ve gözden kaybolur. Ali uyandığında elindeki değneğini saz gibi tutup deyişler söylemeye başlar (Çevik 2007: 12-13).

Hayatı hakkında çeşitli menkıbeler bulunan Sefil Ali’nin şiirlerinde, Alevi ve Bektaşi inancını ve tasavvufunu konu edindiği görülür. Yaşadığı dönemde çevresinde yaşanan olumsuzluklara duyarsız kalmamış ve şiirlerinde bunları Alevi inanç sisteminin erkân ve ahlak anlayışı çerçevesinde eleştirmiştir. Akıcı ve coşkun bir söyleyişi olan âşık, zaman zaman da nasihat verici ve öğretici bir üslup tercih etmiştir. Alevi ve Bektaşi edebiyatında çokça örneklerini gördüğümüz düvaz imam, mersiye, tevhid ve devriye türlerinde çok sayıda şiiri mevcuttur. Ayrıca, elifnâme türünde birçok şiiri mevcuttur. Sefil Ali’nin şiirleri Alevi ve Bektaşi cemlerinde zâkirler ve âşıklar tarafından günümüze kadar söylene gelmiş ve birçok düvaz imamı ve deyişi çeşitli saz ve ses sanatçıları tarafından müzik albümlerinde icra edilmiştir.

Kaynakça

Çevik, Mehmet (2007). Âşık Sefil Ali Hayatı-Deyişleri. Çorum: Lider Matbaacılık. 

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: ARAŞ. GÖR. BÜLENT AKIN
Yayın Tarihi: 21.11.2014
Güncelleme Tarihi: 11.12.2020

Eserlerinden Örnekler

Nefes

Hatm-i bimillahsın İncil içinde ismin İlya

Lâ fetâ illâ Ali lâ seyfe illâ Zülfikar

“Errahmanirrahim” okunur Zülcelâl Kibriya

Lâ fetâ illâ Ali lâ seyfe illâ Zülfikar

 

Elif Lam Mim’sin cihanın nuru Haydar-ı Kerrâr

Zâlike’l-kitâb ü şanına indi Ahmet server

“Lâ reybe fih”sin gözümün nuru şebberi şübber

Lâ fetâ illâ Ali lâ seyfe illâ Zülfikar

 

“Hüdelli’l-müttakîn”sin cümlenin hem dest-gîri

“Ellezine yü’minûne” hatmi pirlerin piri

“Bi’l-ğaybi” nutkullahın dedi ol Cenab-ı bari

Lâ fetâ illâ Ali lâ seyfe illâ Zülfikar

 

“Ve yukîmûne’s-salâte” buyurdu sırr-ı Cebbar

“Ve mimmâ razaknâhüm” coşa geldi hem Zülfikar

İnnâ fetahnâ leke fethan” kıldı târ ü mâr

Lâ fetâ illâ Ali lâ seyfe illâ Zülfikar

 

“Yunfikûn” şanına indi kutb-i âlem Hünkâr’ın

“Ve’llezîne yü’minûne” şekli pir-i piykarın

“Bimâ ünzile ileyke” küllü maksut dîdârın

Lâ fetâ illâ Ali lâ seyfe illâ Zülfikar

 

“Vemâ ünzile min kablik” buyurdu ecma-i zat

“Ve bi’l-âhireti hüm” yedi Mushaf yedi ayet

Fatihatü’l ümmül kitapsın yûkinûn vilayet

Lâ fetâ illâ Ali lâ seyfe illâ Zülfikar

 

“Ulâike âla hüden” indi billahi zate

“Mir-rabbihim” vallâhi “ve ulâike hümü’l heleta

Hem Esmaü’l Hüsna’sın hem “müflihûn”sun la feta

Lâ fetâ illâ Ali lâ seyfe illâ Zülfikar

 

“Sadakllahü’l mevlanel” azimsin vallah

“Sübhâne Rabbike” cümle âlemine Allah

Çün bu “Rabbi’l-izzeti” hakkı nuru kudretullah

Lâ fetâ illâ Ali lâ seyfe illâ Zülfikar

 

“Ammâ yasifûn” dedi Hakk La İlahe İllallah

“Ve’s selâmün ale’l-mürselin” Aliyyü’n Veliyullah

“Ve’l-hamdül li’llâhi” sen oldun sırr-ı sırullah

Lâ fetâ illâ Ali lâ seyfe illâ Zülfikar

 

“Rabbi’l-âlemin”sin “Kul Huvallahu Ahed”

El fatiha zikrullahımızsın hatm-i salâvat

İncil, Tevrat, Zeburi Kur’an dört kitapsın kâinat

Lâ fetâ illâ Ali lâ seyfe illâ Zülfikar

 

Ali, Hasan, Hüseyin, Zeynel, Bakır perverdigâr

Cafer Sadık, Kâzım Musa, Rıza, Taki’dir serdar

Aliyyü’l Naki, Askeri gele Mehdi Şehsuvar

Lâ fetâ illâ Ali lâ seyfe illâ Zülfikar

 

Sefil Ali’m tuta geldim Hakk’ın yedullah elin

Âşık-ı sadık olanlar vird eder penah dilin

Din serveri Şah-ı Kerbela nur-i ayne’l mümin

Lâ fetâ illâ Ali lâ seyfe illâ Zülfikar 

Çevik, Mehmet (2007). Âşık Sefil Ali Hayatı-Deyişleri. Çorum: Lider Matbaacılık. 36-38.

 

Mersiye

Erdi çün mah-ı muharrem ibni Ali’nin yası

Şah Hüseyn-i Kerbelâ’dır dü cihanın ihyası

Yüzü kara Hariciler oldular Hakk’a asi

Onlara lanet okuyan olur gaziler hası

 

Erdi çün mah-ı muharrem müminin yası cedit

Oku Yezit’e laneti Hüseyn’in yasını tut

 

Sitretü’l müntehaya çıkınca gördü Ahmet

Anda dü satır yazılmış Kerbelâ ismi şiddet

Biri şiddet biri sulh yazılmış levhde dü hat

Derunundan bir ah çekti dedi ey sırr-ı hikmet

 

Erdi çün mah-ı muharrem müminin yası cedit

Oku Yezit’e laneti Hüseyn’in yasını tut

 

Ol demde bab-ı miraçtan gördü etti niyazı

Doksan bin kelam danıştı nice bin etti nazı

Dedi ey sırr-ı hakikat levhde gördüm dü yazı

Öyle bir harfe geldimki eyledim ihtirazı

 

Erdi çün mah-ı muharrem müminin yası cedit

Oku Yezit’e laneti Hüseyn’in yasını tut

 

Habibim Kerbelâ’da bir meydan olsa gerek

Fatıma’nın kuzuları mihnette kalsa gerek

Kurretü’l aynın Hüseyn’in hem şehit olsa gerek

Haşre dek Hüseyniler ah u zar kılsa gerek

 

Erdi çün mah-ı muharrem müminin yası cedit

Oku Yezit’e laneti Hüseyn’in yasını tut

 

Ol demde âfitap nuru geldi miraç-ı dardan

Dedi ey Fatıma dinleki şebber ü şübberden

Onlar şehit olsa gerek Yezid-i şekl-i hardan

Haşre dek ah eyleye Hüseyniler ciğerden

 

Erdi çün mah-ı muharrem müminin yası cedit

Oku Yezit’e laneti Hüseyn’in yasını tut

 

Ol demde ah etti Fatıma dedi ata el aman

Hüseyn’in matemin tutup yasın edin her zaman

Hak bana bir hüccet versin el koyayım heman

Ya Hüseyin diyenleri azat etsin bi güman

 

Erdi çün mah-ı muharrem müminin yası cedit

Oku Yezit’e laneti Hüseyn’in yasını tut

 

Ol demde geldi Cebrail ey Fatıma kevneyn

Hak sana saldı hücceti sensin cümleye muin

Senin hüsnün ziyasından dü cihan oldu zeyin

Arş yüzünde ah eder melekler ya Hüseyin

 

Erdi çün mah-ı muharrem müminin yası cedit

Oku Yezit’e laneti Hüseyn’in yasını tut

 

Kim ki ah ününü etti Şah Hüseyin yasına

Miski amber saçılıptır giydiği giydiği libasına

Sakın ha gör yakın olma ol Hakk’ın adüsüne

Sefil Ali lanet eyle Yezit’in tabisine

 

Erdi çün mah-ı muharrem müminin yası cedit

Oku Yezit’e laneti Hüseyn’in yasını tut

Çevik, Mehmet (2007). Âşık Sefil Ali Hayatı-Deyişleri. Çorum: Lider Matbaacılık. 66-68.


İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1Uğur Kökdend. 7 Temmuz 1934 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
2SİBEL, Sibel Köpürd. 1978 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
3KEVSER EZGİLİd. 1969 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
4Eşrefd. 1847 - ö. 22 Mayıs 1912Doğum YılıGörüntüle
5CELÂL, Abdullah Celâleddîn Paşad. 1847 - ö. 1903Doğum YılıGörüntüle
6HAFIZ BABA, Mehmed Salih Babad. 1847 - ö. 1917Doğum YılıGörüntüle
7HESTE, Abdulla Ahun Şerîf Ahun Oğlud. 1854 - ö. 1907Ölüm YılıGörüntüle
8ÇERKEŞÎ, Mehmet Hilmid. 1843 - ö. 1907Ölüm YılıGörüntüle
9ÇEŞM-İ ÂFETd. ? - ö. 1907Ölüm YılıGörüntüle
10SERVET BEYBABA, Ahmed Tevfikd. 1845 - ö. 1895Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
11İSMAİL FAİKd. ? - ö. 1913Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
12RASİH, Hacı Rasih Efendid. ? - ö. 1897Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
13FERDÎ, Hüseyin Arayıcı-zâde Hüseyin Ferdî Efendid. ? - ö. 1708-1710Madde AdıGörüntüle
14RE'FET, Mehmed Re'fet Efendid. 1783-84 - ö. 1813Madde AdıGörüntüle
15VEFÂ'Î, İmam Kulu Mirza b. Şah Ruh Mirzad. ? - ö. 1798-99Madde AdıGörüntüle