ÜFTÂDE, Mehmed Muhyiddin

(d. 895/1490 - ö. 989/1581)
Tekke Şairi
(Tekke / 16. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Asıl adı Mehmet (Muhammed) Muhyiddin olup, Üftâde adıyla meşhur olmuştur. Çeşitli camilerde müezzinlik ve imamlık yaparken hizmetleri karşılığında verilen ücret nedeniyle bir gün rüyasında kendisine mertebeden düştüğü ve üftâde olduğu ikazı yapılmıştır. Bunun üzerine maaşı terk eder ve kendisine "Üftâde" denilmesini ister. Üftâde, düşkün ve âşık anlamına gelmektedir. Üftâde Hazretleri, Bursa’nın Araplar Mahallesi’nde dünyaya gelmiştir. Kanuni Sultan Süleyman zamanında yaşayan Üftâde Hazretlerinin 1490 yılında doğduğu bilinmektedir. Babası Manyaslı Mehmet Efendi olarak bilinmektedir. Annesi hakkında kalp gözü açık bir bayan olduğu ve bir gün rüyasında oğlunun büyük bir süt deryasında yüzdüğünü gördüğü dışında herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Annesinin gördüğü bu rüya kocası tarafından oğlunun büyüyünce büyük bir alim ya da evliya olacağı yönünde tabir edilmiştir. Babası tarafından küçük yaşta ipek ticareti yapan bir tüccarın yanına çırak olarak verilen Üftâde Hazretleri, babasının vefatı üzerine burada çalışmak suretiyle ailesinin nafakasını temin etmeye çalışmıştır. Fırsat buldukça kendini yetiştirmek için gayret gösteren Üftâde Hazretleri Bursa'daki medreselere giderek burada zahirî ilimleri öğrenmiştir. İlmî açıdan belli bir seviyeye ulaştıktan sonra Bursa Ulu Camii'nde müezzinlik yapmaya başlamış, daha sonra ise Doğan Bey Camii'nde imam olarak vazife yapmıştır. Üftâde Hazretleri, tasavvuf yolunda kendini yetiştirme gayesiyle mürşid ararken Karacabeyli Hızır Dede olarak bilinen büyük bir zata talebe olmuş ve ondan tasavvufun inceliklerini öğrenmiştir. Hocasının vefatından sonra talebe yetiştirme işini omuzlarında hisseden Üftâde Hazretleri, Aziz Mahmud Hüdâyî Hazretleri gibi büyük bir evliya yetiştirmiş ve vefatında kendisine vekil olacağını beyan etmiştir. Birçok tasavvuf büyüğünden dersler alan ve arkasında Aziz Mahmud Hüdâyî gibi birçok evliya bırakan Üftâde Hazretleri, 1581 yılında rahatsızlanarak son nasihatlerini talebelerine yaptıktan sonra vefat etmiş ve sağlığında kendi yaptırdığı camiinin bahçesine defnedilmiştir.

 Gayet akıcı ve anlaşılır bir dille vaaz eden Üftâde Hazretleri, Farsça bilmediği halde Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin rüyadaki himmeti sayesinde Mesnevi'den vaaz ü nasihat etmiştir. Bu nasihatleri talebesi Aziz Mahmut Hüdâyî Hazretleri tarafından Vâkı'at adlı eserde toplanmıştır. Arapça olarak kaleme alınan bu eserde Aziz Mahmud Hüdâyî, Üftâde Hazretlerine intisab ettiği günden beri hocasının yapmış olduğu nasihatleri tarihleri ile birlikte not tutmuş ve notlarını bu eserde toplamıştır. Bundan başka Divan'ının yanında Hutbe Mecmuası adlı eserleri günümüze kadar ulaşmıştır. Divan'ı günümüz Türkçesi ile ilk kez Bursa'da Mustafa Bahadıroğlu tarafından yayına hazırlanmıştır (Meral 2012: 11). Sonraları ise Paul Ballafant eseri Fransızca'ya Le Dîvân de Hazret-i Pîr Üftâde adıyla tercüme etmiş ve bu eseri The Nightingale in the Garden of Love adlı İngilizce tercümesi takip etmiştir.

 Edebî kişiliğini ve tasavvufi görüşlerini besleyen ve oluşturan temel dinamik, Bayramiye tarikatının piri Hızır Dede'den aldığı derslerdir. Bundan sonra ise bâtıni ilimlerde yol alan Üftâde Hazretleri, Celvetiye tarikini ictihad ederek talebelerini bu yol üzere yetiştirmiş ve eserlerini bu doğrultuda oluşturmuştur. Eserlerinde Arapça ve Farsça kelimeleri sıkça kullanan Üftâde Hazretleri, Kuran-ı Kerim'e telmihte bulunmak suretiyle birçok ayeti eserlerinde zikretmiştir. Hatta Ulu Camii'nin batı kapısında yazılı olan Arapça beyitini buna örnek olarak göstermek mümkündür: “Yâ Câmi’al-kebîr ve yâ mecma’alkibâr /Tûbâ limen yezûrüke fil-leyli ven-nehâr”. "Ey Ulu Cami! Ey âlimlerin ve evliyaların toplandığı kutsal yer! Seni gece ve gündüz ziyaret edenlere müjdeler olsun". Üftâde Hazretlerinin Arapça ve Farsça kelimeleri sıkça kullandığı şiirlerin yanında saf ve halkın anlayacağı yalınlıkta bir dil kullanarak yazdığı / söylediği şiirleri de mevcuttur. Bu şiirlerde Allah'a âşık olunması ve cemalini görmeyle müşerref olunması ile tarikata bağlılık vurgusu yapılmış, kalp gözünün açılıp Cemalullah' ı görmeye layık hale gelinmesi hususunda Allah'tan hidayet talebinde bulunulmuştur. Eserlerinde Celvetiye tarikatının esasları ve adaplarının yanında seyr-ü süluk, ilahi marifetler ve vahdet-i vücud gibi konular ağır basmaktadır. Şiirlerini genel olarak dörtlüklerle yazan Üftâde Hazretleri, yer yer beyitlerle de şiirler yazmıştır. Bu durumu ve kullanmış olduğu kelimeleri tema ile birlikte değerlendirilecek olunursa, şiirlerinde divan şiirinin etkisinin görüldüğünü söylemek mümkün olacaktır. Ancak yaşadığı dönem itibariyle ve irşad maslahatına binaen söylediği dörtlükler halkın rahat anlayabileceği tarzdadır. Bu bakımdan halk şiiri diyebileceğimiz tarzda şiirleri de vardır. Genel olarak şiirde Yunus Emre'nin yolundan gider ve sade üslubu tercih eder. İlahi olarak bestelenen ve söylenen şiirleri bu görüşümüzü desteklemektedir. Vermiş olduğu vaazlarda ise başta Mevlana'nın Mesnevi'si olmak üzere birçok eserden iktibaslar yapmak suretiyle çok yönlü ve kendi bilgileriyle yoğrulmuş birçok konuyu halkın rahat anlayabileceği tarzda izah etmiştir. Üftâde Hazretleri, keşif ve kerametlerin ifşasına karşı çıkarken, aklın sınırlarını zorlayan ifadelerden de sakınmıştır. Halk tarafından çok sevilen ve ayrı bir değer atfedilen Üftâde Hazretlerinin kerametleri bugün bile dilden dile anlatılmaktadır. 

 Halifelerinin ve talebelerinin tamamı bilinemezken, en meşhurlarının Üftâdezâde Şeyh Mehmed Efendi (994/1586), Muabbir Veli Dede (1010/1601), Üftâdezâde Şeyh Mustafa Efendi (1017/1608), Aziz Mahmud Hüdâyî (1038/1623) gibi isimler olduğu rivayet edilmektedir (Kara 2001: 298). Kendisine halife olarak yaşı diğer kardeşlerinden oldukça küçük olmasına rağmen oğullarından Mehmed Efendi'yi vasiyet ettiği de bu rivayetler arasındadır.

Kaynakça

Bahadıroğlu, Mustafa (2000). Üftâde Divanı. Bursa: Üftade Yay.

Kara, Mustafa (2001). Bursa’da Tarikatlar ve Tekkeler. İstanbul: Sır Yay.

Meral, Arzu (2012). Dîvân-ı Hazret-i Üftâde. İstanbul: Revak Yay.

Özdamar, Mustafa (2005). Mehmed Muhyiddin Üftâde. İstanbul: Kırk Kandil Yay.

Ulusoy, Mehmed Şemseddin (1997). Bursa Dergahları- Yadigar-ı Şemsi I-II. Bursa: Uludağ Yay.

Yünal, Abdurrahman (1996). Menakıb-ı Üftâde. İstanbul: Seçil Ofset.



 

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: DR. MURAT KARACA
Yayın Tarihi: 21.12.2013
Güncelleme Tarihi: 12.12.2020

Eserlerinden Örnekler

Divan-ı Hazreti Üftâde

Gece Gündüz Edelim Zâr-ü Efgân

Gece gündüz edelim zâr ü efgân

Hidâyet eyleye Allâhu Gufrân

Kılavuz ola bize ehl-i irfân

Hidâyet eyleye Allâhu Gufrân

 

Cemâlin görmeğe eyleye lâyık

Tarîkatde olalım Hakk’a sâdık

Gönülden olalım Allâh’a âşık

Hidâyet eyleye Allâhu Gufrân

 

Keremden ilete dârü’l-celâle

Merâtib erişe cümle kemâle

Ede gözlerimiz lâyık cemâle

Hidâyet eyleye Allâhu Gufrân

 

Nebîlerle velîlerle buluşup

Ki ellerin öpüp anda görüşüp

Cemâlin keşfine cümle erişüp

Hidâyet eyleye Allâhu Gufrân

 

Cemâlin sîretin ere safâsı

Ziyâde erişe Hakk’ın atâsı

Tecellî eyleye Hakk’ın bekâsı

Hidâyet eyleye Allâhu Gufrân

 

Rızâsıyla ede bize ziyâfet

Ki firkatden olup cümle selâmet

Diye râzî mısız benden temâmet

Hidâyet eyleye Allâhu Gufrân

 

Garîb Üftâde’ye Hakk’ın Habîb’i

Şefîʻ olmak ola Hakk’dan nasîbi

Ki oldur firkatin canda tabîbi

Hidâyet eyleye Allâh u Gufrân

Meral, Arzu (2012). Dîvân-ı Hazret-i Üftâde. İstanbul: Revak Yay. 3-4.

 

Göster Cemâlin Nûrunu

Göster cemâlin nûrunu

Şevk eylesün âşıkların

Kes gayrıdan gönüllerin

Zevk eylesün âşıkların

 

Aç gözlerinin perdesin

Gark eylegil envârına

Göster cemâlin yolunu

Azmeylesün âşıkların

 

Bahr-i muhîte gark edüp

Ummâna sal canlarını

Ummân içinde kendüyü

Yoğ eylesün âşıkların

 

Görmeğe kim kâdirdürür

Senin cemâlin nûrunu

Sensin yine seni bilen

Sabreylesün âşıkların

 

Doymadı dağlar nûruna

Yanubeni mahvoldular

Yanubeni kül olmağı

Dâim diler âşıkların

 

Olan cemâline hicâb

Varlığıdır dervişlerin

Al bunların varlığını

Bulsun safâ âşıkların

 

Herkes diler senden seni

Üftâde’nin umar cânı

Lûtfedüben Yâ Ganî

Görsün yüzün âşıkların

Meral, Arzu (2012). Dîvân-ı Hazret-i Üftâde. İstanbul: Revak Yay. 5-6.


Yâ İlâhî Zikrin İle Ver Gönüllere Cilâ

Yâ İlâhî zikrin ile ver gönüllere cilâ

Görüne tevhîd içinde hûb cemâlin ey Hudâ

 

Rehber eyle zikrini olsun vesîle zâtına

Zikr içinde erdiler cümle erenler hep Hakk’a

 

Cânımıza zikrin ile ver hayât-ı câvidân

Kim fenâdan kurtulup zikrin ile bulsun bekâ

 

Götürüp gözden hicâbı açıla envâr-ı Zât

Nûruna gark eylegil âşıklarını ey Hudâ

 

Kim cemâlin vaʻdesidir bunlara veren sükût

Anın içün dâimâ ederler hamd ile senâ

 

Muntazırlardır bular güzel cemâlin görmeğe

Bundan özge yokdurur arzûları önden sona

 

Derd-mend Üftâde’nin kalbini kurtar gayrıdan

Tâ cemâlin nûruna vâsıl olup bula safâ


Meral, Arzu (2012). Dîvân-ı Hazret-i Üftâde, İstanbul: Revak Yay. 7.

 

Ey Tarikat Erenleri

Ey tarîkat erenleri

Dost yolunun serverleri

Tâliblerin rehberleri

Dostdan haber verin bana

 

Düşdü yüreğime firâk

Dostumdan oldum ben ırâk

Edemedim hergiz yarâk

Dostdan haber verin bana

 

Hicrân içinde kalmışam

Derd ü gam ile dolmuşam

Çok gussalara dalmışam

Dostdan haber verin bana

 

Bulmayan anda yârini

Şâd olmaz anın hiç cânı

Benlikden alsun ol beni

Dostdan haber verin bana

 

Anınla bulam ben anı

Terk eyleyem cân ü teni

Yol açıvere ol Ganî

Dostdan haber verin bana

 

Varam visaline erem

Sâdıklar yoluna girem

Anda cemâlini görem

Dostdan haber verin bana

 

Miskîn fakîr Üftâde’yi

İçi dışı pür-yâreyi

Terk etmeyin bî-çâreyi

Dostdan haber verin bana


Meral, Arzu (2012). Dîvân-ı Hazret-i Üftâde. İstanbul: Revak Yay. 8-9.


İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1BURSEVÎ, Muhyiddin Efendid. ? - ö. 1680Doğum YeriGörüntüle
2ULVÎ, Yegânoğlu Ulvî Çelebid. ? - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
3Nezihe Meriçd. 28 Şubat 1924 - ö. 18 Ağustos 2009Doğum YeriGörüntüle
4EBUSSUUD EFENDİ, Hâce Çelebid. 1490 - ö. 1574Doğum YılıGörüntüle
5ME'ÂLÎd. 1490 - ö. 1535/36Doğum YılıGörüntüle
6NİŞÂNÎ, Koca Nişancı/Celâl-zâde/ Nişancı Mustafa Bey b. Tosyalı Kadı Celâl Efendi/Mustafa Çelebid. 1490/1491? - ö. 1567Doğum YılıGörüntüle
7YUSUF, Mehmed bin Sinânüddîn Yûsuf Efendid. ? - ö. 1581Ölüm YılıGörüntüle
8CÛYÎd. ? - ö. 1581’den sonra?Ölüm YılıGörüntüle
9HÂLETÎ, Seyyid Mehmed Hâletî Efendi bin Şeyh Ali Sufûtî Efendi bin Şeyh Ahmed Hayâlî Efendi bin Şeyh Seyyid İbrâhîm Gülşenîd. 1552 - ö. 1581Ölüm YılıGörüntüle
10CEMÂLÎ, Şeyh Cemâleddîn İshâk Efendid. ? - ö. 1526-27MeslekGörüntüle
11ŞAH ÇELEBİ, Kadı Hurrem Çelebi-zâded. ? - ö. 1591MeslekGörüntüle
12KÂMÎ, Şa'ban Kâmî Efendid. 1805 - ö. 1884MeslekGörüntüle
13MEŞREBÎ, Kalenderd. ? - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14ARMAĞANd. ? - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15AZMÎ (Azmî Baba)d. ? - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
16ZÂKİR, Kasım Beyd. 1784 - ö. 1857Madde AdıGörüntüle
17SERVÎ/SÜRÛRÎ, Derviş Sürûrî-i Mevlevîd. ? - ö. 1591Madde AdıGörüntüle
18SALİH, Törnüklü Şeyh Salihd. 1892 - ö. 1956Madde AdıGörüntüle