Madde Detay
Hilmi Yavuz
İrfan Külyutmaz
(d. 14 Nisan 1936 / ö. -)
Şair, Öğretim Görevlisi, Yazar, Gazeteci
(Yeni Edebiyat / 20. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Hilmi Yavuz, 14 Nisan 1936’da İstanbul’da doğdu.
Babası Yahya Hikmet ve annesi Vecide Hanım Abdülkerimzâdeler olarak bilinen bir
aileye mensup, akrabadırlar. 1898 yılında Siirt’te doğan Yahya Hikmet, Birinci
Dünya Savaşı’na katılmış ve Millî Mücadele başlamadan önce, henüz idadî/lise
öğrencisiyken Siirt’te Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin kurulmasında rol almıştır.
Cumhuriyet dönemi Türkiye’sinin ilk kaymakamlarından olan Yahya Hikmet Bey,
oğlu Hilmi Yavuz’un şahsiyetinde önemli yere sahiptir. Şiire ilgisi, babasının
evde zaman zaman Tevfik Fikret’ten, Süleyman Nesip’ten şiirler okuması ile
başlar. (Yavuz 1998: 205). Annesi Vecide Hanım, 1900 yılında dünyaya gelir.
Yahya Hikmet Yavuz’un amcası, Hacı Abdülaziz’in kızıdır. Hilmi Yavuz, annesinden
mistik anlamda etkilenir, hüznü ve lirizmi ondan edinir; bu nedenle Vecide
Hanım’ı daha çok şiirlerinde anar. Hilmi Yavuz babasını düzyazıya, annesini daha
çok şiire yakıştırır; buna göre babası aklı (apollonik), annesi lirizmi (dionizyak)
temsil eder (Yavuz 2005: 52-53).
Ailenin tek çocuğu olan Hilmi Yavuz, kardeşten yoksun
büyür. Çocukluğu babasının kaymakamlık yaptığı Samsun’un Terme, Giresun’un
Şebinkarahisar, Bursa’nın Orhangazi ilçelerinde geçer. Döneme göre yaşlı
ebeveyne sahip olan Yavuz’un evlerine hâkim olan sessizlik, babasının görevi
gereği yer değiştirmeleri kişiliğinin oluşumunda belirleyici olur. Bundan ötürü
yolculuk ve yalnızlık bilinçaltında önemli yer edinir. Babası emekli olduktan sonra
bir süre Siirt’te yaşarlar; Hilmi Yavuz, ortaokulun son sınıfını burada okur.
Lise eğitimi için annesi, Vecide Hanım’ın ısrarı ile İstanbul’a göç ederler ve
Kabataş Erkek Lisesi’ne kaydolur. Hilmi Yavuz’un lise yılları edebi ve
entelektüel yaşamında önemli bir eşik olur. 1950- 1954 yılları arasında
edebiyatın ve felsefenin önemli isimlerinden Behçet Necatigil, Faik Dranaz ve
Ziya Somar gibi hocalardan dersler alır. Necatigil, şiir anlayışında
belirleyici rol oynar (Yavuz 2001: 51). Hilmi Yavuz, yükseköğrenimde edebiyat
veya felsefe okuma eğiliminde olmasına karşın babasının isteği üzerine İstanbul
Hukuk Fakültesi’ne kaydolur ancak öğrenimini sürdürmez. Yükseköğrenimini 1969
yılında, BBC’nin Türkçe Yayın Servisi’nde çalışmak üzere gittiği İngiltere’de,
Londra Üniversitesi’ne bağlı University College Felsefe Bölümünde tamamlar.
Şiiri: Hilmi Yavuz’un şiirle ilk teması,
babasının görevi münasebetiyle bulundukları Terme’de başlar. Bir yıl boyunca Terme’den
ortaokulu olan en yakın ilçeye, Çarşamba’ya gitmek zorunda kalır. Burada güzel
anılar edinir; Hürrem adlı sınıf arkadaşının şiir yazması ve Türkçe
öğretmeninin ona ilgisi şiire merak duymasında etkili olur (Yavuz 1997: 68). “Sabahların
Türküsü” adlı ilk şiirini Kabataş Lisesi’nde öğrenciyken Dönüm dergisinde,
1 Aralık 1952’de yayımlar. Hilmi Yavuz genel olarak şiir hakkında, özelde ise
kendi şiiri üzerine konuşmaktan çekinmeyen bir şairdir. Bu yönüyle Türk
edebiyatında şiirinden en fazla görüş bildiren şairler arasında yer alır. Onun
için şiir var olma nedeni, sığınılan bir adadır. Şiiri ile ulaşmak istediği
hedef, parçası olduğu Türk şiir geleneğine katkı sağlamaktır. Hocası, Behçet
Necatigil’in poetik olarak dile getirdiği, “Şiir geçmişe yapılan atıflarla
ilerler.” görüşünü kendine ilke edinen Hilmi Yavuz, şiirini Türk şiir geleneği
üzerine kurmaya çalışır. Kadim birikime sahip Türk şiirini ve yaklaşık iki
yüzyıldır etkisinde olunan Batı şiirini, kendi deyimiyle temellük edinen Hilmi
Yavuz şiirini bu gelenekler üzerine inşa eder. Türk ve Batı şiiri ile kurduğu
bağ, bunun için başvurduğu metinler arası ilişki şiirini özel bir yerde
konumlandırır. Bu nedenle her iki şiir geleneğine ve dolayısıyla kültürüne
aşina olan okura seslenir. Doğan Hızlan, sade ve sıradan bir okuyucu olmanın
Hilmi Yavuz’un şiirleri için yeterli olmayacağını, onu daha iyi anlamak için
düz yazılarını okumanın gerektiğini düşünür (2000: 46). Şiirlerindeki metinler
arası ilişkiler ve göndermeler çok katmanlı, derinlikli anlam dünyasına yol
açar, bu durum şiirlerinin kolay anlaşılmasını güçleştirir. Şiirinin bu
özelliğinden ötürü kendisine yöneltilen eleştirilere Şeyh Galip’ten bir dize
ile cevap verir; “Eş’arımı fehm eylememek ‘ayb olmaz”. Bu yönü onu, herkesin
anladığı şairi sıradanlıkla itham eden Ahmet Haşim’e ve şiirin bir eğitim
meselesi olduğunu savunan Stéphane Mallermé’ye yakınlaştırır. Son dönem Türk
şiirinde, özellikle genç şairlerin geleneğin farkına varmalarında etkili olan
Hilmi Yavuz, özellikle 1980 sonrası Türk şiirine yön veren şairler arasında yer
alır. Onu, gelenekten beslenen ‘kültür (bilgisi) şairi’ olarak nitelendiren
Memet Fuat, gençlere örnek olmasını önemli bulur (Yavuz 1996: 13).
Hilmi Yavuz’un şiir kitapları birbirlerinin devamı izlenimi
verir, bu nedenle her şiir kitabı bir sonrakini işaret eder. Felsefeci kimliği
şiiri kuramsal bir problem olarak ele almasında etkili olduğu kadar yazmasında
da belirleyici olur. Ona göre bir üretim eylemi olmasından ötürü şiir, ilhamdan
ziyade bir emeğin ürünüdür. Buna karşın ilhamı tamamen yok saymaz, onu şiirin
başlangıcındaki bilinçdışı hammadde olarak tanımlar (Yavuz 2006: 23). İmge
şairi olan Hilmi Yavuz’un şiirleri Türk edebiyatında özel bir yere sahiptir.
İmge üretmede ve onlara işlev kazandırmada ustadır. İmge üretimi şiirin
temasına ve şairin dil yeteneğine bağlı oluşur. Füsun Akatlı, onun şiirinde
imge ve dilin oluşturduğu güçlü yapıyı tunçtan alışım olarak değerlendirir (2000:
78).
Hilmi Yavuz’un şiir serüveni ya da yolculuğu evrelere
ayrılabilir; buna göre ilk dönem şiirlerini Bakış Kuşu kitabında
bir araya getirir. 1975’te yayımladığı Bedreddin Üzerine Şiirler’i
kitabı ile şiirinde ikinci dönem başlar. Öyküsel bir anlatıma sahip bu kitabını
1977’de yayımladığı, benzer üsluba, yaklaşıma sahip Doğu Şiirleri ve
peşi sıra Mustafa Subhi Üzerine Şiirler izler. Herhangi bir
dönüşüm ve değişim içermeyen bu evredeki kitapları ideolojik boyutlu,
birbirleriyle benzeşen şiirlerden oluşur. 1981 yılında yayınlanan Yaz
Şiirleri, şiir poetikasında önemli bir kırılmayı imler. Şiir seyrinde
gerçekleşen geniş oylumlu bu farklılaşmayı kısmen değişen içerik ve biçimdeki
diğer şiir kitapları izler. 1981 yılından sonraki şiirleriyle 1970’li yıllarda
yazdığı ideolojik içerikteki şiirlerin hem retoriğinden hem de öyküleyici
dilinden uzaklaşır. Bu bağlamda Yaz Şiirleri, Gizemli
Şiirleri, Söylen Şiirleri ve Zaman Şiirleri ayrı
bir öbek oluştururlar. Öznesini merkeze aldığı bu şiirlerde imgesel bir anlatıma
ağırlık verir. Ahmet Oktay, bu kitaplarda gelenek ve tasavvufla kurduğu bağdan
ötürü Hilmi Yavuz’un dingin ve ermiş bir sese ulaştığını belirtir (1987: 11). 1980
sonrası şiirlerinde imgelemini ideolojik tarih perspektifinden ve sosyal yaşam algısından
uzaklaştırır; bunun yerine ağırlıklı olarak öznesi ve duyguları etrafında
gezdirmeye başlar. Bu yolculukta kendine geleneğin büyük ustalarını; imtidadın
şairi Yahya Kemal Beyatlı’yı, değişerek devamın esas olduğuna inanan Ahmet
Hamdi Tanpınar’ı ve şiir geçmişe yapılan atıflarla ilerlediğini dile getiren
Behçet Necatigil‘i kılavuz edinir. Onlardan edindiği perspektifle Nazım
Hikmet’in, Necip Fazıl’ın, Asaf Halet Çelebi’nin ve Ahmet Muhip Dıranas’ın
şiiri ile kendi poetikası arasında bağ kurar. Şiire has bu soy ağacı aynı
zamanda genç şairlere takip edilmesi gereken yolu işaret eder. Hilmi Yavuz’un Türk
şiirine ilişkin söylem ve yazılarının özünde bu şiir damarı yer alır. (Yavuz
1999: 118).
Geleneğin önemli kaynağı olan tasavvuf Hilmi Yavuz’un şiirlerinde
önemli yere sahiptir. Ancak Yavuz, kendi ifadesi ile tasavvufu içeriden değil
dışarıdan kuşatmayı, onu bir motif biçiminde şiirlerinde konumlandırmayı tercih
eder. Böylece tasavvuf lirizme katkı sağlayan şiirsel bir yapı taşına dönüşür. Söylen
Şiirleri’nde imge yüklü sembolik bir dil kullanır. Bu kitabındaki şiirleri Doğu
ve Batı’ya özgü mitoloji ve mistisizmle besler. Zaman Şiirleri’nde
ise felsefeden yararlanır. Şiirde doğrudan felsefe yapmaktan kaçınarak yeri ve
sırası geldikçe felsefi söylemi tarihî ya da mitik söyleme dönüştürmeyi
benimser. Zaman Şiirleri’nde özellikle Heidegger’in Hölderlin için yaptığı
yorumlardan çok yararlandığını belirtir (Yavuz 1999: 53-54). Ayna Şiirleri,
kendine özgülüğüyle Hilmi Yavuz’un şiir seyrinde farklı bir yer tutar. Bu
kitaptaki şiirler hem biçim hem de içerik bakımından diğer kitaplarından ayrılır.
Yer yer yaşamından açık ve kapalı kesitler içermesi Ayna Şiirleri’ni
ilk kitabı, Bakış Kuşu’na yakın kılar. Kendi öznesini ve özelini,
yaşadığı kentten ve aşktan usancını bu şiirlerin söylemi yapar. Ayna
Şiirleri’nde bazı şiirlerin bölümlerinde dize sayısı farklılık gösterse
bile ağırlıklı olarak soneyi tercih eder.
Çöl Şiirleri ve sonrasında yazdığı
kitaplarda bir başka Hilmi Yavuz şiiri okunur. İç dünyasına yönelik
yazdığı Çöl Şiirleri’ni, benzer karaktere sahip Akşam
Şiirleri ve Yolculuk Şiirleri izler. Bu kitapların
adları şiirlerin temel izleğini oluşturur. Her üç eserde de tasavvufun yanı
sıra Doğu ve Batı medeniyetini temellük edinen bir şair olarak okuyucularının
karşısına çıkar. Bunun için Çöl Şiirleri, Akşam Şiirleri ve Yolculuk
Şiirleri’nin bölüm adlarına bakmak yeterlidir. Çöl Şiirleri’nin
ilk bölümünün adı, Teslis ile Hristiyanlık; Tesniye ile Musevilik, Tevhid ile
de İslâm dini vurgulanır. Bu gruptaki kitaplarda temel konunun dışına
çıkılmaz. Akşam Şiirleri’nde, Hilmi Yavuz’un lirik düzlemde geçmişe
yaptığı bellek yolculukları okunur. Yalnızdır, kimsesizliği akşamları kendini
daha ziyade hissettirir. Çöl Şiirleri ve Akşam
Şiirleri‘nde genellikle dörtlükler kullanır. Bu iki kitabından sonra
yazdığı Yolculuk Şiirleri ile bu halka tamamlanır. Yolculuk
Şiirleri, kendinden önceki akşam, çöl konulu iki kitabının düzen ve biçim
özelliklerini yansıtır.
Hilmi Yavuz’un şiir serüveninde adına değişim
denilebilecek birtakım kopmalar gerçekleşir. Ancak tümü özünde aynı şiir
madeninden beslenirler. Hurufî Şiirler temelde aynı, görünüşte
farklı bir yeniliği, dönüşümü imler. Önceki şiir çizgisinin devamı
sayılabilecek son dönem şiirlerinde daha dar alandaki konuları izlek
edinir. Hurufî Şiirler ile başlayan bu süreçte hikmet burcuna
girmiş bir şairin şiirleri ile karşılaşılır. Şiirlerinde mesaja ve didaktizme
dayalı hikmetle lirizmi bir araya getirmesi önemlidir. Son evrenin kitapları; Hurufî
Şiirleri, Kayboluş Şiirleri, Yara Şiirleri, Lânet
Şiirleri ve Talan Şiirleri’dir. Bu şiir kitaplarının ortak özelliği
tasavvufu artık dıştan değil içeriden kuşatmaya çalışmasıdır. Ancak bu
kitaplarının bazı şiirlerinde yer yer toplumsal ve güncel göndermelerin olması
dikkat çekici boyuttadır. Yavuz önceki şiir kitaplarında olduğu gibi bu
eserlerinde de felsefeye, Doğu ve Batı medeniyetine dair değerleri şiirsel
düzlemde irdeler. Bu tavrı şiirlerinde metinler arası ilişkiler ağının belirgin
olmasına neden olur.
Denemeciliği: Hilmi Yavuz’un deneme yazıları lirik
ve eleştirel kimliklidir. Bu bağlamda yayımlanan ilk yazısı, 15 Nisan 1954’te,
Edip Cansever’in Dirlik Düzenlik adını taşıyan şiir kitabı
üzerine yazdığı Dönüm dergisindeki kritiğidir. Daha çok dergi
ve gazetelerde yayımladığı yazıları fıkradan ziyade deneme özelliği taşır. Bu
durum daha çok Yavuz’un konulara oldukça dikkatli bakışından ve eleştirel
yaklaşımından kaynaklanır. Nitekim süreli yayınlarda eleştirel yazılarının bir
kısmında İrfan Külyutmaz takma adını kullanır. Hayata, kadınlara ve kente
ilişkin yazdığı denemelerinde kullandığı dil ve üslup şair kimliğinden izler
taşır. Bu bağlamda kaleme aldığı denemelerinde bakış açısı, yaklaşımı ve dili edebi
boyutludur. Hilmi Yavuz’un deneme kitaplarının çoğunluğu dergi ve gazetelerde
yayımladığı yazıların birer seçkisidir. Füsun Akatlı, son dönem Türk
denemecileri arasında Yavuz’un önemli bir yere sahip olduğunu dile getirerek şairliğiyle
denemeciliğinin iç içe olmasından ötürü yazılarının bir okuma şölenine
dönüştüğünü belirtir. (2003: 15-16).
Şiir kitaplarında olduğu gibi deneme kitaplarını
ağırlıklı olarak bir konu etrafında yazan Hilmi Yavuz’un yazıları daha çok
İstanbul, Bodrum ve Siirt; kadın, şiir, roman, şairler ve yazarlar; aydınlanma,
oryantalizm ve kültür bağlamındadır. Eleştirel kimliğine eşlik eden mizahî ve
yer yer ironik yaklaşımı denemelerine gülen düşünce olarak yansır. Okuyucuya
samimilik hissi veren üslubundaki rahatlık ve akıcılık denemelerini doğrudan
eleştiri yazısından, makale kimliğinden uzaklaştırır. Bir dönem gazete
muhabirliği yapmış olması kolay ve rahat yazmasında etkili olur (Yavuz 2001:
95).
Defterler: Hilmi
Yavuz’un belirli aralıklarla yazdığı ve adlarını Defterler olarak koyduğu Geçmiş
Yaz Defterleri, Bulanık Defterler, Lirik Defterler diğer
deneme kitaplarından dil ve üslup bakımından ayrılır. Deneme adı altında kaleme
aldığı ancak denemeden öte anı, günlük ve hatta mektup gibi düzyazının diğer
türlerini çağrıştıran Defterler’in ilkini 1998’te, Geçmiş Yaz Defterleri,
2005’te Bulanık Defterler, 2018’de
Lirik Defterler olarak yayımlar. Tür açısından Defterler’in ne olduğuna dair
tereddüdü yazarı olarak kendi de yaşar:
“Bu yazdıklarım nedir? Günlük mü, felsefe mi, anı mı? Hepsi ve hiçbiri! Ben
‘Tin yazımı’ diyorum: ‘Psychegraphie’! Kuşkusuz, tam olarak ne olduklarını
bildirmiyor bu sözcük- yer yer Gövdemi de yazıyorum çünkü. Gene de Tin yazımını
yeğliyorum.” (Yavuz 1998: 115).
Bulanık Defterler, defterler
serisinin ikinci kitabıdır. Bulanıklık, tematik olarak adını yaşlanmadan
almakla birlikte üslup bakımından ise dilini ve anlatımını anımsatır. Geçmiş
Yaz Defterleri gibi Bodrum’da yazarın adlandırışı ile Halikarnassos’ta
yazılmıştır. Hilmi Yavuz, yaşlılığının yazlarını ve bu mevsimin, yazın
duyumsadıklarını yaşına özgü duygulanım ve dillle anlatır. Serinin son kitabı,
Lirik Defterler’dir. Bu kitap diğerlerinden kısmen farklıdır; hatıralarıyla
birlikte okumalarına, felsefî önermelere ve fikrî çağrışımlara yer verir.
Anlatılar: Hilmi Yavuz’un 1990’dan itibaren
kaleme aldığı anlatıları, postmodern bir anlatım aracı olan üstkurmaca tekniği
bakımından zengindirler. İlk basımı 1995 yılında yapılan Üç Anlatı; Taormina (1990), Fehmi
K.’nın Acayip Serüvenleri (1991) ve Kuyu (1994) olmak
üzere üç farklı anlatı bölümünden oluşur. Üç Anlatı’nın
postmodern boyutu en fazla olay örgüsü ve anlatıcı düzleminde kendini gösterir.
Klasik ve modern dönem romanlarında olay örgüsü ve belirli bir anlatıcının
yerini postmodern eserlerde belirli olay örgüsünün ve anlatıcının olmadığı
anlatılar alır. Bu nedenle de anlatı pek çok açıdan muğlak, okuyucunun anlaması
için çözümlemesi gereken bir bilmeceye dönüşür.
Hilmi Yavuz, tarihi mirasa ve geleneğe dayalı olarak
geliştirdiği sanat poetikasını ve anlayışını şiirlerinde olduğu gibi
anlatılarına da yansıtır. Postmodern biçimde kaleme aldığı anlatılarında gelenekle
kurduğu bağı bir adım daha ileriye taşır. Zira bu tür eserler metinler arası
ilişkiye şiirden daha fazla açıktırlar. Hilmi Yavuz Üç Anlatı’da
yazar, anlatıcı, eleştirmen ve okuyucu olarak eserde görülür. Dil oyunlarına
sıklıkla rastlanan anlatılarda bir anlatıcı bilmecesi yaşanır. Yazıldığı dönem
dikkate alındığında Üç Anlatı Türk edebiyatının ilklerinden
sayılmalıdır.
Anlatılarda Yavuz çocukluğuna ve bilinçdışına yapılan
istem dışı yolculuklara çıkar. Dolayısıyla Üç Anlatı felsefi
ve psikolojik boyutta ilerleyen üstkurmaca bir eser özelliği kazanır. Hilmi
Yavuz, Taormina’da sığınma mekânı olarak tasarladığı hayali kent
düşüncesini kurgu biçiminde esere yansıtır. Anlatıda geçen ayna imgesi bilinçli
tercihtir, gerçek yaşam gibi bilinçaltını da yansıtır.
Fehmi K.’nın Acayip Serüvenleri’nde kurmaca kahraman olan Fehmi K.
ile anlatının yazarı olarak Hilmi Yavuz’un benzerliği dikkat çeker. Üstkurmaca
bağlamında gerçekleştirilen kurmaca ile hakikat arasındaki bağ bu kez kahraman
yazar olarak Hilmi Yavuz çevresinde gelişir. Fehmi K.’nın Acayip
Serüvenleri’nin Türk edebiyatında üstkurmacanın en çarpıcı örneklerinden
biri olduğunu düşünen Yıldız Ecevit, bu anlatıda Hilmi Yavuz’un yazar/anlatıcı
sıfatıyla metninin kurgusunu nasıl yönlendireceğini meta düzlemden okuruna
ilettiğini belirtir (Ecevit 2001: 98).
Anlatıların sonuncusu olan Kuyu’da yazar
anlatıcı ile kahraman anlatıcın birbirine dönüşür. Yazar anlatıcı konumunda
bulunan Hilmi Yavuz, kendi ölümünü yazmayı tasarlar. Bunun içinde kendine uygun
bir kuyu bulmaya çalışır. Kuyu’da metinler arası düzlemde Psikanalizimle
birlikte başta Wittgenstein olmak üzere kimi filozoflara göndermeler yapılır. Kuyu’da
yazar, kendi çocukluk belleğine doğru çıktığı yolculuğu ve entelektüel
gelişimini okuyucuları ile paylaşır.
Hilmi Yavuz, son dönem Türk şiirinde yer edinmiş bir
şairdir. Bununla birlikte edebiyatın pek çok dalında önemli eserler kaleme
alır. Yazın hayatındaki çeşitliliğe üstkurmaca örneği olarak Üç Anlatı’yı
da katar. Anlatılarının baskın yönü felsefi oluşlarıdır. Hacim bakımından zayıf
fakat içerik açısından oldukça güçlü olan bu anlatılarda Yavuz kendi var
oluşunu, toplumu, hayatı, dünyayı ve evreni sorgular. Yaşama daha faklı bakmayı
ve bakılabileceğini öğretir. Üç Anlatı’da kendini yazar,
eleştirmen, anlatı kişisi ve okuyucu biçiminde konumlandırarak hem metinler
arası ilişkiyi güçlendirir hem de üstkurmaca tekniklerinin çoğunu uygular.
Kaynakça
Akatlı, Füsun (2000). "Kültür Adamı, Felsefeci,
Yazar, Şair Hilmi Yavuz'a Yaklaşımlar". Dil dergisi Hilmi Yavuz Özel
Sayısı S. 91: 70-78.
Akatlı, Füsun (2003). Felsefe Gözüyle
Edebiyat. İstanbul: Dünya Kitapları.
Aksan, Doğan (1999). Şiir Dili ve Türk Şiir
Dili. Ankara: Engin Yayınevi.
Aktaş, Şerif (1991). Roman Sanatı ve Roman
İncelemesine Giriş. Ankara: Akçağ Yayınları.
Aktulum, Kubilây (2000). Metinlerarası
İlişkiler. Ankara: Öteki Yayınevi.
Anderews, Walter G. (2003). Şiirin Sesi
Toplumun Şarkısı. İstanbul: İletişim Yayınları.
Arıkan, Seda (2015). "Kayboluştan Yeniden Doğuşa:
Üç Anlatı'da Yazarın Tin Yazımı". TAED. S. 54. Erzurum. 375-401.
Atabaş, Hüseyin (2001). Türkiye'de Eleştiri ve
Deneme. Ankara: Tömer Yayınları.
Bakırcıoğlu, N. Ziya (1999). Başlangıcından
Günümüze Türk Romanı. İstanbul: Ötüken Yayınları.
Birsel, Salâh (2001). Şiirin İlkeleri. İstanbul:
Adam Yayınları.
Cevizci, Ahmet (2002). Felsefe Sözlüğü. İstanbul:
Paradigma Yayınları.
Demir, Yavuz (2002). Bir Üstkurmaca Olarak
Müşahedat. İstanbul: Dergâh Yayınları.
Doltaş, Dilek (1996). "Türk Yazınında
Postmodernizm I: Fehmi K'nın Acayip Serüvenleri". Varlık S. 1070: 20-23
Eagleton, Tery (2004). Edebiyat Kuramı. çev.
T. Birkan. İstanbul: Ayrıntı Yayınları.
Ecevit, Yıldız (2001). Türk Romanında
Postmodernist Açılımlar. İstanbul: İletişim Yayınları.
Eden, Esin (2005). Neler Yedim Neler,
Maydanozlu Köfteler. İstanbul: Oğlak Yayınları.
Emre, İsmet (2004). Postmodernizm ve Edebiyat. Ankara:
Anı Yayınları.
Hızlan, Doğan (2000). “Düz Yazı Şiirle Bilardo
Oynuyor”. Dil dergisi Hilmi Yavuz Özel Sayısı. S. 91: 45-46.
Kaplan, Mehmet (1982). Tanpınar’ın Şiir
Dünyası. İstanbul: Dergâh Yayınları.
Kaplan, Mehmet (1987). Tevfik Fikret. İstanbul:
Dergâh Yayınları.
Karaca, Alâattin (2005). İkinci Yeni
Poetikası. İstanbul: Hece Yayınları.
Korkmaz, Sakine (2012). Şairin Zihin
Tarihi. İstanbul: Granada Yayınları.
Macit, Muhsin (1996). Gelenekten Geleceğe. Ankara:
Akçağ Yayınları.
Memet Fuat (1996). “Kültür Şiiri”. Cumhuriyet
gazetesi, s. 15.
Moran, Berna (1997). Berna Moran’a Armağan. hzl.
N. Aksoy ve B. Aksoy. İstanbul: İletişim Yayınları.
Okay, Ahmet (1987). “Hilmi Yavuz’un Ufku”, Milliyet
gazetesi. s. 11.
Onay, Ahmet Talat (1992). Eski Türk
Edebiyatında Mazmunlar. hzl. C. Kurnaz. Ankara: Diyanet Vakfı
Yayınları.
Schimmel, Annemarie (1998). Sayıların Gizemi. çev.
M. Küpçüoğlu. İstanbul: Kabalcı Yayınları.
Soldan, Uğur (2003). Şiirin Aynasındaki
Simurg. İstanbul: Can Yayınları.
Şaylan, Gencay (2002). Postmodernizm. Ankara:
İmge Kitabevi.
Timuçin, Afşar (2003). Yeni Şiirimizin Kısa
Romanı. İstanbul: Bulut Yayınları.
Todorov, Tzvetan (2001). Poetikaya
Giriş. çev. K. Şahin. İstanbul: Metis Yayınları.
Todorov, Tzvetan (2004). Fantastik. çev.
N. Öztokat. İstanbul: Metis Yayınları. 175 s.
Tökel, Dursun Ali (2003). Divan Şiirinde Harf
Simgeciliği. Ankara: Hece Yayınları. 238 s.
Yavuz, Hilmi (1997). Kendime, İstanbul’a, Kadınlara Dair. İstanbul: Boyut Kitapları.
Yavuz, Hilmi (1998). Denemeler. İstanbul: Boyut Kitapları. 2. Baskı.
Yavuz, Hilmi (1998). Geçmiş Yaz Defterleri. İstanbul: Can Yayınları. 2. Baskı..
Yavuz, Hilmi (1999). Şiir Henüz. İstanbul: Est&Non Yayınları.
Yavuz, Hilmi (2001). Ceviz Sandıktaki Anılar. İstanbul: Can Yayınları.
Yavuz, Hilmi (2003). Söz’ün Gücü. İstanbul:
Dünya Kitapları.
Yavuz, Hilmi (2005). Bulanık Defterler. İstanbul:
Yapı Kredi Yayınları.
Yavuz, Hilmi (2005). Edebiyat ve Sanat Üzerine
Yazılar. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.
Yavuz, Hilmi (2006). Hilmi Yavuz Kitabı.
hzl. İ. H. Baran. İstanbul: Yom Yayınları.
Yavuz, Hilmi (2006). Yüzler ve İzler. Ankara:
Aşina Kitaplar.
Yavuz, Hilmi (2006). “Türk Şiir Geleneğinde Kaybolmaya
Yüz Tutan Bir Damarı Yakalamaya Çalışıyorum”. Konuşan: Mehmet Nuri Yardım. Türk
Edebiyatı Dergisi S. 390: 6.
Yavuz, Hilmi (2006). “Doğru Bildiklerimi, Düşman
Edinebileceğimi Bile Bile Söylüyorum”. Konuşan: Mustafa Fırat. Hürriyet Gösteri
S. 285: 23.
Yavuz, Hilmi (2007). Kayboluş Şiirleri. İstanbul:
Yapı Kredi Yayınları.
Yavuz, Hilmi (2010). Büyü’sün Yaz! Toplu
Şiirler. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.
Yavuz, Hilmi (2012). Yara Şiirleri. İstanbul:
Yapı Kredi Yayınları.
Yavuz, Hilmi (2015). Edebiyat Okumaları. İstanbul:
Timaş Yayınları.
Yavuz, Hilmi (2017). Lânet Şiirleri. İstanbul: Yapı
Kredi Yayınları.
Yılmaz, Ercan (2014). Şairsin Hüznünden
Belli. İstanbul: Meserret Yayınları.
Yiğitbaş, Maksut (2007). Gülün Ustası Hilmi Yavuz. İstanbul: Karakutu Yayınları.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DR. ÖĞR. ÜYESİ MAKSUT YİĞİTBAŞYayın Tarihi: 05.09.2019Güncelleme Tarihi: 07.11.2022
Yayın Tarihi: 05.09.2019Güncelleme Tarihi: 07.11.2022
Güncelleme Tarihi: 07.11.2022
Eser Adı | Yayın evi | Basım yılı | Eser türü |
---|---|---|---|
Bakış Kuşu | Yeditepe Yayınları / İstanbul | 1969 | Şiir |
Şiirler | Cem Yayınevi / İstanbul | 1971 | Çeviri |
Bilim ve Din Yüzyıllardır Süren Savaş | Varlık Yayınları / İstanbul | 1972 | Çeviri |
Felsefe ve Ulusal Kültür | Çağdaş Yayınları / İstanbul | 1975 | İnceleme |
Bedreddin Üzerine Şiirler | Cem Yayınevi / İstanbul | 1976 | Şiir |
Roman Kavramı ve Türk Romanı | Bilgi Yayınevi / Ankara | 1977 | İnceleme |
Doğu Şiirleri | Cem Yayınevi / İstanbul | 1977 | Şiir |
Yaz Şiirleri | Cem Yayınevi / İstanbul | 1981 | Şiir |
Gizemli Şiirler | Cem Yayınevi / İstanbul | 1984 | Şiir |
Zaman Şiirleri | Şiir Atı Yayıncılık / İstanbul | 1987 | Şiir |
Kültür Üzerine | Bağlam Yayınları / İstanbul | 1987 | Araştırma |
Felsefe Üzerine | Bağlam Yayınları / İstanbul | 1987 | İnceleme |
Yazın Üzerine | Bağlam Yayınları / İstanbul | 1987 | İnceleme |
Çeviri Şiirler | Cem Yayınevi / İstanbul | 1987 | Çeviri |
Şiirler | Bağlam Yayınları / İstanbul | 1987 | Çeviri |
Denemeler Karşı Denemeler | Bağlam Yayınları / İstanbul | 1988 | Eleştiri |
Söylen Şiirleri | Arba Yayınları / İstanbul | 1989 | Şiir |
Hüzün ki En Çok Yakışandır Bize | Can Yayınları / İstanbul | 1989 | Şiir |
Taormina | Afa Yayınları / İstanbul | 1990 | Diğer |
Fehmi K'nın Acayip Serüvenleri | Afa Yayınları / İstanbul | 1991 | Diğer |
Dilin Dili | Arma Yayınları / İstanbul | 1991 | İnceleme |
İstanbul Yazıları | Anadolu Sanat Yayınları / İstanbul | 1991 | Deneme |
Ayna Şiirleri | Anadolu Sanat Yayınları / İstanbul | 1992 | Şiir |
Gülün Ustası Yoktur | Can Yayınları / İstanbul | 1993 | Şiir |
Erguvan Sözler | Can Yayınları / İstanbul | 1993 | Şiir |
İstanbul'u Dinliyorum | Anadolu Sanat Yayınları / İstanbul | 1993 | Deneme |
Okuma Notları | Simavi Yayınları / İstanbul | 1993 | İnceleme |
Bilim ve Din | Cem Yayınevi / İstanbul | 1993 | Çeviri |
Kuyu | Afa Yayınları / İstanbul | 1994 | Diğer |
Üç Anlatı | Can Yayınları / İstanbul | 1995 | Diğer |
Ah Kadınlar! | Parantez Yayınları / İstanbul | 1996 | Deneme |
Çöl Şiirleri | Varlık Yayınları / İstanbul | 1996 | Şiir |
Denemeler | Boyut Kitapları / İstanbul | 1996 | Deneme |
Osmanlılık, Kültür, Kimlik | Boyut Kitapları / İstanbul | 1996 | Diğer |
Yazın, Dil ve Sanat | Boyut Kitapları / İstanbul | 1996 | İnceleme |
Kendime, İstanbul'a, Kadınlara Dair | Boyut Kitapları / İstanbul | 1997 | Hatıra |
Felsefe Yazıları | Boyut Kitapları / İstanbul | 1997 | İnceleme |
Akşam Şiirleri | Varlık Yayınları / İstanbul | 1998 | Şiir |
Modernleşme, Oryantalizm ve İslam | Boyut Kitapları / İstanbul | 1998 | İnceleme |
Memleketimin Münevverlerine Dâir | İz Yayıncılık / İstanbul | 1998 | Eleştiri |
Geçmiş Yaz Defterleri | Can Yayınları / İstanbul | 1998 | Hatıra |
İslam ve Sivil Toplum Üzerine Yazılar | Boyut Kitapları / İstanbul | 1999 | Araştırma |
İnsanlar, Mekânlar, Yolculuklar | Boyut Kitapları / İstanbul | 1999 | Deneme |
Şiir Henüz | Est&Non Yayınları / İstanbul | 1999 | Sohbet |
Yolculuk Şiirleri | Can Yayınları / İstanbul | 2001 | Şiir |
Türk Müslümanlığı ve İslâm Üzerine | Zaman Cep Kitapları / İstanbul | 2001 | İnceleme |
Ceviz Sandıktaki Anılar | Can Yayınları / İstanbul | 2001 | Hatıra |
Özel Hayat'tan Küreselleşme'ye | Boyut Yayınları / İstanbul | 2001 | Deneme |
Budalalığın Keşfi | Can Yayınları / İstanbul | 2002 | Deneme |
Kara Güneş | Can Yayınları / İstanbul | 2003 | Deneme |
Hilmi Yavuz ile Doğu'ya ve Batı'ya Yolculuk | Ufuk Kitapları / İstanbul | 2003 | Sohbet |
Söz'ün Gücü | Dünya Kitapları / İstanbul | 2003 | Deneme |
Hurufî Şiirleri | Yapı Kredi Yayınları / İstanbul | 2004 | Şiir |
Bulanık Defterler | Yapı Kredi Yayınları / İstanbul | 2005 | Deneme |
Edebiyat ve Sanat Üzerine Yazılar | Yapı Kredi Yayınları / İstanbul | 2005 | İnceleme |
Yüzler ve İzler | Aşina Kitaplar / Ankara | 2006 | Hatıra |
Büyü'sün Yaz! | Yapı Kredi Yayınları / İstanbul | 2006 | Şiir |
Şiirim Gibi Yaşadım | Dünya Kitapları / İstanbul | 2006 | Sohbet |
Biz Bu Dünyadan Değil miydik? | Dünya Kitapları / İstanbul | 2007 | Eleştiri |
Kayboluş Şiirleri | Yapı Kredi Yayınları / İstanbul | 2007 | Şiir |
Batı Uygarlık Tarihine Teorik Bir Giriş | Aşina Yayınları / Ankara | 2008 | Araştırma |
İslam'ın Zihin Tarihi | Timaş Yayınları / İstanbul | 2009 | İnceleme |
Türkiye'nin Zihin Tarihi | Timaş Yayınları / İstanbul | 2009 | İnceleme |
Alafrangalığın Tarihi | Timaş Yayınları / İstanbul | 2009 | İnceleme |
Okuma Biçimleri | Timaş Yayınları / İstanbul | 2010 | Deneme |
Belleğin Kuytularından | Timaş Yayınları / İstanbul | 2010 | Deneme |
Yara Şiirleri | Yapı Kredi Yayınları / İstanbul | 2012 | Şiir |
Hüzün ve Ben | Timaş Yayınları / İstanbul | 2013 | Deneme |
Bu Gece En Hüzünlü Şiirleri Yazabilirim | Meserret Yayınları / İstanbul | 2014 | Çeviri |
Edebiyat Okumaları | Timaş Yayınları / İstanbul | 2015 | İnceleme |
Lânet Şiirleri | Yapı Kredi Yayınları / İstanbul | 2017 | Şiir |
Lirik Defterler | Yapı Kredi Yayınları / İstanbul | 2018 | Deneme |
Behçet Hoca | Everest Yayınları / İstanbul | 2019 | Hatıra |
Talan Şiirleri | Everest Yayınları / İstanbul | 2020 | Şiir |
Sanki Her Şey Daha Dün Gibi | Everest Yayınları / İstanbul | 2021 | Hatıra |
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | Birgül Oğuz | d. 1981 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | KÂZIM, Çorlulu-zâde Eyyûbî Kâzım Efendi | d. ? - ö. 1726-27 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | Cenk Eden | d. 18 Eylül 1969 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | HAMİT, Hamit Bölücek | d. 1936 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | MURTAZA, Murtaza Çelik | d. 1936 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | Erol Toy | d. 1 Ekim 1936 - ö. 13 Mart 2021 | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | Özlem Aytek | d. 19 Aralık 1969 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
8 | M. Uluğ Turanlıoğlu | d. 1913 (1912) - ö. 12 Temmuz 2002 | Meslek | Görüntüle |
9 | Yıldırım Keskin | d. 28 Mart 1932 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
10 | Füruzan Toprak | d. 1926 - ö. 13 Ocak 2010 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
11 | Mehmet Eroğlu | d. 02 Ağustos 1948 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
12 | Fatma Akerson | d. 1945 - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
13 | İsmail Hilmi Soykut | d. 1906 - ö. 1974 | Madde Adı | Görüntüle |
14 | HİLMÎ, Mostârî | d. ? - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
15 | SELÎMÎ, Yavuz Sultân Selîm, Sultân Selîm-i Evvel, I. Selîm | d. 1467 ?, 1468?, 1470? - ö. 21 Eylül 1520 | Madde Adı | Görüntüle |