Madde Detay
FETHÎ, Mustafa Fethi
(d. 1837 / ö. 28.12.1922)
müftü, müderris
(Divan-Tekke / 20. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Asıl adı Mustafa Fethî olan şairin mahlası Fethî’dir. Doğum tarihi Hüseyin Vassaf (Akkuş vd. 2006: 458) ve muhtemelen ondan naklen Mahmud Kemal İnal tarafından 1208 (M. 1793-1794) olarak verilmiştir (1999: 634). Kara (2004: 54), bu bilgiyi aynen kabul etmiştir. Oysa Kara’nın da bibliyografyasında bulunan Asaf Gökbel’in (1940: 7) kitabında bu tarihin yanlışlığı net biçimde ortaya konmuştur. Fethî’nin müellif hattı olan divanında doğum tarihi Muharrem 1253 (Nisan-Mayıs 1837) ve Rumi 1252 olarak kayıtlıdır (Gökbel 1940: 7). Şu durumda Hüseyin Vassaf (Akkuş, Yılmaz 2006: 458) ve İnal’dan (1999: 634) beri devam edegelen 120 yaşını geçmiş olduğu hâlde vefat ettiği bilgisi (Yayın Kurulu 1979: 208; Kara 2004: 54) hatalıdır. Şair, R. 1337 (M. 1921) tarihinde Bozdoğan'da vefat etmiştir (Gökbel 1940: 13). Şairin ölümüne dair Hüseyin Vassaf’ın (Akkuş, Yılmaz 2006: 458) ve muhtemelen ondan naklen, İnal’ın (1999: 634) verdiği 9 Cemaziyelevvel 1341 (28 Aralık 1922) tarihi de Gökbel’e göre hatalıdır (1940: 7-8). Doğum tarihinde Gökbel, ölüm tarihi noktasında ise Hüseyin Vassaf doğru kabul edilebilir. Çünkü Gökbel, şairin kendi doğum tarihini el yazısıyla Dîvân’ında yaşıyla ilgili bir şiirinin yanına kaydettiğini bildiriyor (1940: 7). Hüseyin Vassaf ise şairin vefat tarihini tam olarak vermektedir. Kendisi de Uşşakî şeyhi olan Vassaf’ın, kendisiyle aynı zamanda yaşamış olan bu zâtın ölüm tarihine daha doğru olarak ulaşması mümkündür.
Fethî, Aydın’a bağlı Bozdoğan ilçesinin Yenice mahallesinde doğmuştur. Babası Molla Ahmed, aynı zamanda ilk hocasıdır. Zekâ ve ilme yatkınlığıyla dikkati çekince, babası tarafından Aydın’da bulunan Cihangiroğlu Medresesi’ne gönderilmiş, yörenin önemli âlimlerinden olan Dutağaçlı Molla Mehmed Efendi ve Çakır Ahmedzâde’nin derslerine devam etmiştir. Medrese sıralarındayken tasavvufa da ilgi duyan ve Nakşibendiyye (Gökbel 1940: 9) tarikatının Hâlidiyye koluna (Akkuş vd. 2006: 458; İnal 1999: 634) koluna intisap eden Fethî, akabinde medreseden ilim icazeti almıştır (Gökbel 1940: 10). Şair, bu tarikattan hilafet alarak şeyhlik makamına ulaştı ise de bir gece rüyasında üç kez “Nazilli’ye git. Orada abdest al.” hitabını işitince buraya giderek Uşşakî şeyhlerinden Müftü Mehmed Tevfîk Efendi’ye bağlandı. Ardından bu tarikattan da hilafet almıştır (Akkuş vd. 2006: 458; İnal 1999: 634). Fethî, medreseden mezun olduktan sonra Bidayet mahkemesi azası, naib, müftü ve müderris olarak görev yapmıştır (Gökbel 1940: 10). Hüseyin Vassaf (Akkuş vd. 2006: 459) ve İnal (Cunbur 1999: 634) önce Manisa’nın Kula ilçesinde daha sonra da Bozdoğan’da müftülük yaptığını kaydetmişlerdir. Şairin en az dört çocuğu olmuştur. Bunlardan üçü kendisinden önce vefat etmiş (Gökbel 1940: 13), adı bilinen yegâne çocuğu olan Hüseyin Cemâleddin ise Fethî’den hilafet alıp yerine geçmiştir. Oğlundan başka on kişiye daha hilafet vermiştir (Akkuş, Yılmaz 2006: 463). Şair, 1912’de (Gökbel 1940: 13) Bozdoğan’da yirmi dört odalı bir medrese ile yanında câmi ve tekkesini yaptırmıştır. Bu câminin duvarları kendi yazdığı nu’ût-şerife ile süslüdür (Akkuş vd. 2006: 458-459; Cunbur 1999: 634).
Fethî, medrese yıllarında edebiyatla ilgilenmiş; Molla Câmî ve Yunus Emre başta olmak üzere, Fuzulî, Bâkî, Nedim ve bazı halk şairlerinin eserlerini okumuştur (Gökbel 1940: 7-9). Şairin el yazısıyla yazılmış bir şiir defterini ve Dîvân’ını incelemiş olan Gökbel, defterdeki ilk şiirlerin 1278 tarihli olduğunu tespit ederek, şairin yirmi beş yaşından itibaren şiir yazdığı sonucuna varmıştır. Şair, şiirlerini önce kâğıtlara yazıp beğendiklerini de defterine kaydediyordu (1940: 11). Çok verimli bir şair olduğu Dîvân’ı dışında bazı risaleleri ve birkaç torba dolusu şiiri olmasından bellidir (Gökbel 1940: 3). Eserlerinden sadece Dîvân’ı yayımlanmıştır (Gökbel 1940: 17-99). Ayrıca Bir Âşıkın Seyrânı adlı basılmamış risalesinin güzel bir lisan ve ârifâne bir beyân ile yazıldığı kaydedilmiştir (Akkuş vd. 2006: 459). Mutasavvıf olmasının doğal sonucu olarak Fethî’nin şiirlerinde tasavvuf çok ön plandadır. Buna bağlı olarak ilahî aşk ve vahdet-i vücûd penceresinden algılanan bir dünya anlayışı karşımıza çıkar. Fakat Fethî, bundan fazlasıdır. Çünkü onda dünyayı gerçekliği içinde de görüyoruz. Kendisinden evvel ölen üç çocuğu için yazdığı şiirlerde evlat muhabbetiyle birlikte, acısını; bu devirde baş döndürücü bir hızla gelişen bilim karşısındaki hayranlığını; toplumsal sorunları zarif bir biçimde eleştirmesini (Gökbel 1940: 10-11, 13), dünyaya kayıtsız kalmaması bağlamında ele alabiliriz. Arapça şiirleri de olan (Akkuş vd. 2006: 462) şair, genel olarak divan edebiyatının kelime kadrosuna bağlıdır. Ancak tüm tekke şairlerinde görülen anlaşılmak ve fikirlerini yaymak arzusu onun da sık sık yalın bir dili tercih etmesine yol açmıştır. Yalın dilin tercih edildiği şiirleri de çok defa dörtlükler hâlinde yazılmıştır.
Kaynakça
Akkuş, Mehmet, Ali Yılmaz (Haz.) (2006). Osmanzâde Hüseyin Vassâf. Sefîne-i Evliyâ. C. 4. İstanbul: Kitabevi Yay.
Gökbel, Asaf (1940). Bozdoğanlı Fethi Hayatı, Eserleri ve Divanı. Aydın: Aydın Halkevi Neşriyatı.
İnal, İbnü’l-Emin Mahmud Kemal (1999). Son Asır Türk Şairleri. C. 4. Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Yay.
Kara, Yelda (2004). “Fethi”. Türk Dünyası Edebiyatçıları Ansiklopedisi. C. IV. Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Yay. 54.
Yayın Kurulu (1979). “Fethî, Mustafa”. Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi. C. 3. İstanbul: Dergâh Yay. 208.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DR. ÖĞR. ÜYESİ GÜROL PEHLİVANYayın Tarihi: 18.04.2019Güncelleme Tarihi: 12.12.2020
Yayın Tarihi: 18.04.2019Güncelleme Tarihi: 12.12.2020
Güncelleme Tarihi: 12.12.2020
Eser Adı | Yayın evi | Basım yılı | Eser türü |
---|---|---|---|
Dîvân | Aydın Halkevi / Aydın | 1940 | Şiir |
Bir Âşıkın Seyrânı | - / - | - | Şiir |
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | MÜRÎDÎ, Mürîdî-i Aydınî, Aydınlı Mürîdî | d. ? - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | HULÛSÎ, Ömer | d. 1805 - ö. 1868 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | Seyfettin Ünlü | d. 25 Mart 1965 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | FERÎDE HANIM, Bahâr-zâde | d. 1837 - ö. 1903 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | EMÎN PAŞA, Seyyid Mehmed Emîn Paşa, Ebu'l-Kemâl | d. 1837 - ö. 1908 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | HASAN BEY ZERDÂBÎ | d. 1837 - ö. 1907 | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | FERÎDE HANIM, Bahâr-zâde | d. 1837 - ö. 1903 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | EMÎN PAŞA, Seyyid Mehmed Emîn Paşa, Ebu'l-Kemâl | d. 1837 - ö. 1908 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | HASAN BEY ZERDÂBÎ | d. 1837 - ö. 1907 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | FERÎDE HANIM, Bahâr-zâde | d. 1837 - ö. 1903 | Meslek | Görüntüle |
11 | EMÎN PAŞA, Seyyid Mehmed Emîn Paşa, Ebu'l-Kemâl | d. 1837 - ö. 1908 | Meslek | Görüntüle |
12 | HASAN BEY ZERDÂBÎ | d. 1837 - ö. 1907 | Meslek | Görüntüle |
13 | FERÎDE HANIM, Bahâr-zâde | d. 1837 - ö. 1903 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | EMÎN PAŞA, Seyyid Mehmed Emîn Paşa, Ebu'l-Kemâl | d. 1837 - ö. 1908 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | HASAN BEY ZERDÂBÎ | d. 1837 - ö. 1907 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
16 | FERÎDE HANIM, Bahâr-zâde | d. 1837 - ö. 1903 | Madde Adı | Görüntüle |
17 | EMÎN PAŞA, Seyyid Mehmed Emîn Paşa, Ebu'l-Kemâl | d. 1837 - ö. 1908 | Madde Adı | Görüntüle |
18 | HASAN BEY ZERDÂBÎ | d. 1837 - ö. 1907 | Madde Adı | Görüntüle |