Madde Detay
HAYDAR, Ali Haydar Efendi, İstanbullu
(d. 1253/1837 - ö. 1321/1903)
divan şairi
(Divan/Yazılı Edebiyat / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
İstanbul'da 1253/1837 senesinde doğdu. Asıl adı Ali Haydar Efendi'dir. Şiirlerinde Haydar mahlasını kullandı. Babası Kısmet-i Askeriyye Mahkemesi kâtiplerinden Kastamonulu Nu'mân Efendi'dir. Mutasavvıf ve şeyh Nasûhî Efendi'nin torunlarındandır. Annesinin babası 1241/1825 senesinde Rusya ile yapılan mütarekede murahhas-ı sânî olarak görev yapan vekayi kâtibi İbrâhim İffet Efendi, Şeyh Nasûhî sülalesinden olduğu için Haydar Efendi de Nasûhî-zâde Hafîdi sanıyla anılırdı. Sıbyan Mektebi'nde ilk tahsilini tamamladıktan sonra Kuran-ı Kerim'i hıfzederek ilm-i vücûh-ı kırâ'ati de tahsil etti. Önce Dâru'l-Ma'ârif, sonra da Mu'allimhâne-i Nüvvâb'a devam ederek diploma aldı. Daha sonra Fatih'te Rusçuklu Hoca Mustafa Efendi'den, onun ölümü üzerine de Tikveşli Yûsuf Efendi'den tahsilini tamamlayarak icazet aldı. Ayrıca zamanının meşhur alimlerinden Şeyh Gâlib Efendi'den usûl-i fıkıh; Ma'ârif Nezâreti Encümeni teftiş ve muayene üyesi olan Hoca Şâkir Efendi'den coğrafya, heyet, cebir, hendese, müsellesat; tabib miralay Ahmed Bey'den mevalid, hikmet-i tabiiyye, kimya, nazari teşrih dersleri alarak kendisini yetiştirdi. Kadı yetiştirmek için kurulan Mu'allim-hâne-i Nüvvâb'da 1274/1857 senesinde müdür yardımcılığına, 1280/1863 senesinde de bu okulun fıkıh ve feraiz muallimliğine atandı. Daha sonra sırasıyla Bosna vilayeti Müfettiş-i Hükkamlığı'nda; merkez niyabetinde; birkaç defa vali vekaletinde; Bosna, Tuna, İzmir kadılıklarında; Tuna ve İzmir Dîvân-ı Temyîz başkanlığında; Meclis-i Tedkîkât-ı Şer'iyye üyeliğinde; 1295/1878 senesinde ikinci defa İzmir naipliğinde görev aldı. 1297/1880 yılında hayratın şerait-i vakfiyyesinin idaresi ve ıslahı memuriyetiyle Şarkî Rumeli'ye gönderildi. 1299/1882 yılında Şûrâ-yı Devlet Tanzimat dairesi üyeliğinde bulundu. 1302/1885 senesinde Meclis-i Kebîr-i Ma'ârif riyasetine tayin olundu. 1303/1886 yılında Anadolu kazaskerliği payesi tevcih edildi. Sonra ilave-i memuriyet olarak Şarkî Rumeli Cemaat-ı İslamiyyesi nezaretine atandı. İstanbul Hukuk Mektebi'nde 1301/1884 yılında Mecelle, 1318/1900 senesinde ise Usûl-i Fıkıh derslerini okuttu. Meclis-i Kebir-i Maarif başkanlığı da yapan Ali Haydar Efendi, son görevi olan Şarkî Rumeli Cemaat-ı İslamiyyesi Nâzırlığı görevinde iken 1321/1903 senesinde İstanbul'da vefat etti. Nasûhî Efendi Dergâhı'na defnedildi.
Eserleri şunlardır:
1. Mecelle-i Ahkâm-ı Adliye Şerhi: Mekteb-i Hukûk'ta verdiği ders notlarıdır.
2. Risâle: Romanya, Bulgaristan, Sırbistan, Yunanistan ile Bosna-Hersek ve Karadağ'da bulunan İslam ahalisinin mezheplerinin özelliklerine dair şeyhülislamlığın emriyle kaleme aldığı bir eserdir.
3. Ta'lîmâtnâme: Şarkî Rumeli ile Bulgaristan'da bulunan İslam cemaatinin görevleri, müftüleri, cemaat meclisleri ve buradaki İslami vakıflar ile ilgili bir eserdir. Üç talimatnameyi içermektedir.
4. Usûl-i Fıkıh Dersleri: İstanbul'da 1326/1910 senesinde 558 sayfa hâlinde basılmıştır.
Bunlardan başka Haydar Efendi'nin bir Dîvânçe teşkil edecek kadar şiirleri olduğunu ve bunların, kitaplarının bir kısmı ile birlikte Aksaray'daki büyük yangında yandığını İbnü'l-Emin söylemektedir (İnal 1988: 571).
Hukuk Mektebi hocalarından Küçük Haydar Efendi'den ayırmak için Büyük Haydar Efendi, ayrıca Haydar Molla adlarıyla da anılan Ali Haydar Efendi, Osmanlı Müellifleri'ne göre fıkıh alimi, faziletli, edib, çok iyi tarih bilen, nüktedan, şiir kabiliyeti takdire şayan, Osmanlı ve Arap edebiyatına vakıf bir kimse idi (Bursalı Mehmed Tahir 1333: 388). Son Asır Türk Şairleri'nde de Haydar Efendi için şunlar söylenmektedir: "Kısa boylu, zayfı bünyeli, fikirleri çok güçlü, zeki, faziletli, fıkıh ve usûl-i fıkıhta mütahassıs, edebiyata ve Osmanlı tarihine vakıf idi" (İnal 1988: 571).
Kaynakça
Bursalı Mehmed Tahir (1333). Osmanlı Müellifleri. C. I. İstanbul.
Gövsa, İbrahim Alaeddin (1945). Türk Meşhurları Ansiklopedisi. İstanbul: Yedigün Neşriyatı.
İnal, İbnü'l-Emin Mahmud Kemal (1988). Son Asır Türk Şairleri. C. I. İstanbul: Dergah Yay.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: PROF. DR. MEHMET ARSLANYayın Tarihi: 26.11.2014Güncelleme Tarihi: 02.12.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Tezâhüm itse de esbâb te'sîri hederdir hep
Umûr-ı halk-ı âlem beste-i hükm-i kaderdir hep
Bisât-ı kâ'inâtı öyle gördüm ki cihân der-hâb
Hemîşe güft ü gû efsâne-i bî-pâ vü serdir hep
Reg-i gonca gibi pây-ı nigeh pür-hûn olmaz mı
Bize hâr-ı sitem bu gülsitânda nîşterdir hep
Mutavveldir ma'ânî-i bedî'-i hâl-i dil şerhi
Beyân-ı sırr-ı kevneyn ana nisbet muhtasardır hep
Verir her hâdise bir şekl içün bin sûret-i ma'nâ
Bu evzâ'-ı felek hayret-dih-i akl u beşerdir hep
Kitâb-ı sun'a Haydar çeşm-i dikkatle nazar eyle
Ki her satr-ı varak zîbende-i nakş-ı iberdir hep
(Bursalı Mehmed Tahir (1333). Osmanlı Müellifleri. C. I. İstanbul. 389.)
Gazel
Rûz u şeb subh u mesâ sayf u zemistân geçiyor
Vaktimiz bîhude vü bî-ser ü sâmân geçiyor
Bize mümkin mi bu âlemde vusûl âmâle
Ömrümüz seyl-i revân gibi şitâbân geçiyor
Sığmıyor şâh-reh-i devlete erbâb-ı tama'
Birbirin sebkat içün arbede-cûyân geçiyor
İhtilâf üzre güzer-gâh-ı fenâda insân
Kimi gam-nâk kimi hurrem ü handân geçiyor
Âh kim terk-i adem eyler idi varlık içün
Her gelen kantara-i dehre peşîmân geçiyor
Geçelim zülfi hevâsından o kâfir-beçenin
Andan elbette sabâ dahi perîşân geçiyor
Târumâr itmek içün dildeki hâtır cem'in
Haydar'a leşker-i gam bî-had ü pâyân geçiyor
(İnal, İbnü'l-Emin Mahmud Kemal (1988). Son Asır Türk Şairleri. C. I. İstanbul: Dergah Yay. 572.)
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 26.11.2014Güncelleme Tarihi: 02.12.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Tezâhüm itse de esbâb te'sîri hederdir hep
Umûr-ı halk-ı âlem beste-i hükm-i kaderdir hep
Bisât-ı kâ'inâtı öyle gördüm ki cihân der-hâb
Hemîşe güft ü gû efsâne-i bî-pâ vü serdir hep
Reg-i gonca gibi pây-ı nigeh pür-hûn olmaz mı
Bize hâr-ı sitem bu gülsitânda nîşterdir hep
Mutavveldir ma'ânî-i bedî'-i hâl-i dil şerhi
Beyân-ı sırr-ı kevneyn ana nisbet muhtasardır hep
Verir her hâdise bir şekl içün bin sûret-i ma'nâ
Bu evzâ'-ı felek hayret-dih-i akl u beşerdir hep
Kitâb-ı sun'a Haydar çeşm-i dikkatle nazar eyle
Ki her satr-ı varak zîbende-i nakş-ı iberdir hep
(Bursalı Mehmed Tahir (1333). Osmanlı Müellifleri. C. I. İstanbul. 389.)
Gazel
Rûz u şeb subh u mesâ sayf u zemistân geçiyor
Vaktimiz bîhude vü bî-ser ü sâmân geçiyor
Bize mümkin mi bu âlemde vusûl âmâle
Ömrümüz seyl-i revân gibi şitâbân geçiyor
Sığmıyor şâh-reh-i devlete erbâb-ı tama'
Birbirin sebkat içün arbede-cûyân geçiyor
İhtilâf üzre güzer-gâh-ı fenâda insân
Kimi gam-nâk kimi hurrem ü handân geçiyor
Âh kim terk-i adem eyler idi varlık içün
Her gelen kantara-i dehre peşîmân geçiyor
Geçelim zülfi hevâsından o kâfir-beçenin
Andan elbette sabâ dahi perîşân geçiyor
Târumâr itmek içün dildeki hâtır cem'in
Haydar'a leşker-i gam bî-had ü pâyân geçiyor
(İnal, İbnü'l-Emin Mahmud Kemal (1988). Son Asır Türk Şairleri. C. I. İstanbul: Dergah Yay. 572.)
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 02.12.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Tezâhüm itse de esbâb te'sîri hederdir hep
Umûr-ı halk-ı âlem beste-i hükm-i kaderdir hep
Bisât-ı kâ'inâtı öyle gördüm ki cihân der-hâb
Hemîşe güft ü gû efsâne-i bî-pâ vü serdir hep
Reg-i gonca gibi pây-ı nigeh pür-hûn olmaz mı
Bize hâr-ı sitem bu gülsitânda nîşterdir hep
Mutavveldir ma'ânî-i bedî'-i hâl-i dil şerhi
Beyân-ı sırr-ı kevneyn ana nisbet muhtasardır hep
Verir her hâdise bir şekl içün bin sûret-i ma'nâ
Bu evzâ'-ı felek hayret-dih-i akl u beşerdir hep
Kitâb-ı sun'a Haydar çeşm-i dikkatle nazar eyle
Ki her satr-ı varak zîbende-i nakş-ı iberdir hep
(Bursalı Mehmed Tahir (1333). Osmanlı Müellifleri. C. I. İstanbul. 389.)
Gazel
Rûz u şeb subh u mesâ sayf u zemistân geçiyor
Vaktimiz bîhude vü bî-ser ü sâmân geçiyor
Bize mümkin mi bu âlemde vusûl âmâle
Ömrümüz seyl-i revân gibi şitâbân geçiyor
Sığmıyor şâh-reh-i devlete erbâb-ı tama'
Birbirin sebkat içün arbede-cûyân geçiyor
İhtilâf üzre güzer-gâh-ı fenâda insân
Kimi gam-nâk kimi hurrem ü handân geçiyor
Âh kim terk-i adem eyler idi varlık içün
Her gelen kantara-i dehre peşîmân geçiyor
Geçelim zülfi hevâsından o kâfir-beçenin
Andan elbette sabâ dahi perîşân geçiyor
Târumâr itmek içün dildeki hâtır cem'in
Haydar'a leşker-i gam bî-had ü pâyân geçiyor
(İnal, İbnü'l-Emin Mahmud Kemal (1988). Son Asır Türk Şairleri. C. I. İstanbul: Dergah Yay. 572.)
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Gazel
Tezâhüm itse de esbâb te'sîri hederdir hep
Umûr-ı halk-ı âlem beste-i hükm-i kaderdir hep
Bisât-ı kâ'inâtı öyle gördüm ki cihân der-hâb
Hemîşe güft ü gû efsâne-i bî-pâ vü serdir hep
Reg-i gonca gibi pây-ı nigeh pür-hûn olmaz mı
Bize hâr-ı sitem bu gülsitânda nîşterdir hep
Mutavveldir ma'ânî-i bedî'-i hâl-i dil şerhi
Beyân-ı sırr-ı kevneyn ana nisbet muhtasardır hep
Verir her hâdise bir şekl içün bin sûret-i ma'nâ
Bu evzâ'-ı felek hayret-dih-i akl u beşerdir hep
Kitâb-ı sun'a Haydar çeşm-i dikkatle nazar eyle
Ki her satr-ı varak zîbende-i nakş-ı iberdir hep
(Bursalı Mehmed Tahir (1333). Osmanlı Müellifleri. C. I. İstanbul. 389.)
Gazel
Rûz u şeb subh u mesâ sayf u zemistân geçiyor
Vaktimiz bîhude vü bî-ser ü sâmân geçiyor
Bize mümkin mi bu âlemde vusûl âmâle
Ömrümüz seyl-i revân gibi şitâbân geçiyor
Sığmıyor şâh-reh-i devlete erbâb-ı tama'
Birbirin sebkat içün arbede-cûyân geçiyor
İhtilâf üzre güzer-gâh-ı fenâda insân
Kimi gam-nâk kimi hurrem ü handân geçiyor
Âh kim terk-i adem eyler idi varlık içün
Her gelen kantara-i dehre peşîmân geçiyor
Geçelim zülfi hevâsından o kâfir-beçenin
Andan elbette sabâ dahi perîşân geçiyor
Târumâr itmek içün dildeki hâtır cem'in
Haydar'a leşker-i gam bî-had ü pâyân geçiyor
(İnal, İbnü'l-Emin Mahmud Kemal (1988). Son Asır Türk Şairleri. C. I. İstanbul: Dergah Yay. 572.)
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | Emre Miyasoğlu | d. 26 Ekim 1981 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | SÂHİB, Pîrî-zâde Osman Sâhib Efendi | d. 1710-11 - ö. 2 Mart 1770 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | Seçkin Gündüz | d. 1949 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | ÂKİF, Âkif Efendi | d. 1837-38 - ö. 1898-99 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | RE'FET, Karavâiz-zâde Hasan Efendi | d. 1837 - ö. 1912 | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | VEHBÎ, Hacı Şeyh Mehmed | d. 1837 - ö. 1885 | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | HİLMÎ, Ahmed Muhtar Hilmî Efendi | d. 1838 - ö. 1903 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | ÂGÂHÎ | d. 1838 - ö. 1903 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | MÜNÎRE | d. 1825 - ö. 1903 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | M. Naci Ünver | d. 1938 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
11 | Orhan Hançerlioğlu | d. 19 Ağustos 1916 - ö. 9 Temmuz 1991 | Meslek | Görüntüle |
12 | RIZA | d. 1858 - ö. 1899 | Meslek | Görüntüle |
13 | ZULMÎ, Molla Ali Efendi | d. ? - ö. 19. yy. | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | DÂVUD ES'AD PAŞA, Manastırlı | d. ? - ö. 19. yy. | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | AHMED HAMDİ, Şirvânî | d. ? - ö. 1890 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
16 | RIZÂ, Ali | d. 1832-33 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
17 | FENNÎ, Tesalya Yenişehirli | d. ? - ö. 1888 | Madde Adı | Görüntüle |
18 | SAFVETÎ, Mehmed Çelebi | d. ? - ö. 1664-65 | Madde Adı | Görüntüle |