Madde Detay

Şadiye Hanım ve Subay Kazım Bey'in kızları olarak Ankara'da dünyaya geldi. Tam adı Mine Gökte Kırıkkanat'tır. Soyadı ise uçağı Kadifekale'ye çakılan amcasından gelmektedir. Ankara Fevzi Atlıoğlu İlköğretim Okulunu bitirdikten sonra öğrenim hayatı İstanbul'da devam etti. İstanbul Notre Dame de Sion Fransız Lisesi ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümünden mezun oldu. Gazetecilikle yolu kesişmeden önce roman çevirileri yapmaya başladı. Bir otomobil markasının genel sekreterliğini yaptı. Türkiye Turing ve Otomobil Kurumunda sanat ve kültür yönetmenliği görevini üstlendi. Daha sonra başında Çetin Emeç'in bulunduğu Çarşaf dergisi bir yarışma düzenledi. Bu yarışmaya üç kısa fıkrayla katılan Kırıkkanat birinci oldu. Dergi sahibi Emeç'ten iş teklifi alan yazar teklifi kabul ederek bir süre Çarşaf'ta yazmaya devam etti. Daha sonra Cumhuriyet Gazetesi Ciddiyet sayfasında çalışsa da mizahı benimseyemedi ve oradaki işinden ayrıldı. Sonraki on yıl boyunca Fransız Konsolosluğuna bağlı Pierre Loti İlkokulunda öğretmenlik yaptı. Mine Kırıkkanat'ın yazarlık hayatı 1981 yılında evlendiği Fransız eşi İspanya'ya tayin olunca başladı. Oradaki iki yılda bir işi olmayınca bir gün "hasret yazısı" denebilecek bir yazı yazıp Cumhuriyet'e yolladı ve yazı yayımlandı. Yazılar artarak devam ederken 1986 yılında Cumhuriyet'in İspanya basın muhabiri olarak işe başladı. Eşiyle yollarını ayırınca İstanbul'a döndü. Cumhuriyet Gazetesi Fransa temsilciliğine getirildi. 1992-1996 yılları arasında Milliyet gazetesinde çalıştı. Radikal dazetesinde kısa bir süre köşe yazarlığında bulundu. 2005-2010 yılları arasında Vatan Gazetesi'nde köşe yazarlığı yaptı.2010 yılının sonlarına doğru tekrar Cumhuriyet gazetesindeki görevine dönen Mine Kırıkkanat çalışmalarını hâlen burada sürdürmektedir.

1977'de Cumhuriyet gazetesinde yazmış olduğu yazılarla Türkiye'nin ilk kadın mizah yazarı olan Mine Kırıkkanat ülkemizdeki birçok gazetede köşe yazarlığı yapmıştır. Cumhuriyet, Radikal ve Milliyet bu gazetelerin başında gelmektedir. Bu gazetelerde fıkra türünde eser veren Kırıkkanat daha sonra roman, deneme ve hikâyeciliğe de adım atmıştır. Üçücü eşinin Fransız oluşu sebebiyle uzun yıllar yurt dışında da kalmıştır. Buralardaki anılarını ve izlenimlerini anlattığı gezi yazıları da Amerika, Madrid, Pandispanya gibi eserlerin ortaya çıkmasını sağlamıştır. İyi derecede Fransızca bilen yazar "TV5 Monde" kanalının yabancı gazeteciler ekibinde yer almaktadır. Kitapları sadece ülkemizde değil Fransa'da da yayımlanmaktadır. En son romanı, Bir Gün Gece bunlardan biridir. (La Malediction de Constantin, Ed. Metailie 2006). Yazar ağırlıklı olarak; deneme, araştırma, öykü ve roman türünde eserler vermiştir. Daha çok Sinek Sarayı, Bir Gün Gece ve Destina adlı romalarıyla tanınmaktadır. Sinek Sarayı'nda göze çarpan kurgulanmış tarih örgüsü diğer eserlerinde de devamlılık göstermiştir. Yazar, serinin ilk kitabı Sinek Sarayı'nda Cihangir sokaklarındaki renkli manzaraları, çetrefilli ilişkileri, ümitleri ve hayal kırıklıklarını, sevinci ve hüznü son derece sade, canlı ve akıcı bir üslupla kaleme almıştır. Rarçalanmış kimlikleri ve ikiye bölünmüş yaşamları ele alan Mine G. Kırıkkanat, Sinek Sarayı’nda okura insan ruhundan çarpıcı bir kesit sunmuştur.

Kırıkkanat, çok şehir görüp çok insan tanımasının kendisine çok şey kattığını ifade etmiş roman karakterlerine de bunları yansıtmıştır. Serideki karakterlerden Sinan'ın babası Fransız annesinin ise Türk oluşu oluşturduğu kültür ortamının bir sonucudur. Hayatında önemli bir yere sahip Paris için “Büyük kentler insan gibidir. Mangal gibi yürek ister onları sevmek için. İğrençlik ve güzellikleri, cücelik ve yücelikleriyle kucaklamak gerekir. Sabahları Paris’te uyanmak heyecan vericidir. Gözünüzün kucaklamaya yetmediği koca kent, dev bir dizelin muhteşem temposuyla homurdanmaktadır. Gece düşen nabız, sabah beşe doğru güçlenir. Yattığınız yerde kıpırtısız, gözlerinizi sıkı sıkı yumup dışarıda olan biteni dinlersiniz: Binlerce metrosu, treni, arabası, otobüsü ve “Seine” üzerinde hizmete giren hızlı nehir otobüsleriyle, kentin kan dolaşımı çoktan başlamıştır.” (Kırıkkanat 2018) sözlerini söylemiştir. Kırıkkanat'ın Paris'e olan bağlılığı 2016 yılında çıkardığı Hiç Kimse adlı eserinde Paris'te bir suikasti anlatmasına da konu olmuştur. Hiç Kimse, gerçek bir suikastın gerçekdışı bir komploya uyarlanan romanıdır. Yazarın olağanüstü kurgusu, işlenen cinayetlerde uluslararası bir işbirliğini inandırıcı kılarken; Teşkilat’ın yetiştirdiği tetikçilerin sınır ötesi harekâtlarını ve derin devletin sırlarını da gözler önüne sermektedir.

Yazarın gezi yazısı ve romanlarının yanında bir de inceleme kitabı bulunmaktadır: Gülün Öteki Adı. Sosyoloji bölümü mezunu olan yazar Osmanlı tarihi hakkında yazmış olduğu bu eserde Şeyh Bedreddin ve Kathar öğretisinin ortak noktalarını incelediği bu eser 1989’dan beri, Osmanlı döneminde Anadolu dinleri ve özellikle Alevilik tarihi üzerine yazılan pek çok bilimsel kitaba referans olmuş ve dünyada üniversiteler düzeyinde kabul gören bir başyapıttır (Kırmızı Kedi 2017). 2006 yılından bu yana basılı on dört eser ortaya koyan Mine Kırıkkanat edebiyatımıza adını yazdırmıştır ve çalışmalarını hâlen sürdürmektedir.