Madde Detay

Bursa, Çekirge’de doğdu. Galatasaray Lisesi ve İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesinden mezun oldu. 2003’e kadar basın ve yayın alanında; aralarında Cumhuriyet gazetesi Kültür Servisi, İyi Şeyler Yayıncılık ve Yapı Kredi Yayınlarının da bulunduğu çeşitli kurumlarda çalıştı. YKY’den çıkan kitap-lık dergisinin editörlüğünü yaptı; çeşitli dergilerde sanat, gezi, fotoğraf yazıları, denemeleri, söyleşileri ve şiirleri yayımlandı. 2003’ten itibaren yazar, editör, eğitmen ve danışman olarak bağımsız çalışmaktadır. 2005’te Latife Tekin Kitabı (söyleşi, Birinci Baskı, Everest Yayınları, İkinci Baskı, İletişim Yayınları 2015), 2007’de Cam Kulübeler (haiku, Roll), 2011’de 17 Haziran (roman, Alef Yayınları), 2014’te Uzay Çiçeği-Weltallblume (Almanca-Türkçe Seçme Şiirler, Çevirenler: Barbara Yurtdaş, Hüseyin Yurtdaş, SpielbergVerlag-Almanya), Atlasın Bir Ucunda (şiir, Alef Yayınları) ve Beyaz Ev (Kırmızı Kedi Yayınevi, 2019) adlı kitapları çıktı. Şiir, yazı ve söyleşileri çeşitli dergilerde hâlen yayımlanmaktadır. Şiirleriyle pek çok uluslararası şiir festivaline konuk oldu, atölyelere katıldı. Şiirleri Almanca, Fransızca ve İngilizcenin yanı sıra Çekçe, Bulgarca, Litvanca, Romence, Japonca gibi çeşitli dünya dillerine çevrildi. 2010’da Boğaziçi Kitap Fuarı Haiku Yarışması’nda bir haikusuyla Jüri Özel Ödülü’ne değer görüldü, 2012’de 17 Haziran romanıyla Doğan Kitap tarafından verilen Duygu Asena Roman Ödülü’nü kazandı. 2018’den bu yana Gümüşlük Akademisi’nde kendi geliştirdiği “Öğretilemeyen Şeyler Atölyesi” kapsamında “Kendinin Editörü Olmak” üzerine dersler vermektedir. Eylül 2019’da Butik Global (www.butikglobal.com) çatısı altında online “Editörlük Atölyesi”ne başladı. Profesyonel ve amatör yazarlara özel danışmanlık ve eğitmenlik yaparken yazı çalışmalarını aralıksız sürdüren Pelin Özer farklı türlerin etkileşiminden ve diyaloğundan yararlanarak yazıda yeni olanaklar keşfetmenin izindedir.

Pelin Özer, Çağdaş Türk Edebiyatı'nın şiir, roman, söyleşi, deneme türünde eser veren sanatçılarındandır. 2005’te yayımlanan Latife Tekin Kitabı, Pelin Özer'in Latife Tekin ile yaklaşık üç yıl boyunca yaptığı söyleşilerden oluşmaktadır. Tüzül, eseri şu cümlerle değerlendirmiştir: "Kitabı hazırlayan Pelin Özer ne güzel yapmış; okura soru ve cevaplar arasında gidip geleceği bir nehir söyleşi sunmak yerine, sahnenin gerisine çekilmiş, sayfaları tamamen Latife Tekin’in cümlelerine bırakmış. Latife Tekin’i ve romanlarını yine onun cümleleri ile dinlemenin tadı ile baş başa bırakmış okuru. (...) Kitap, okuru Latife Tekin kitaplarının sırrına dair ipuçları ile doyururken, ‘bir yazar nasıl olunur’un o sancılı sürecine de tanıklık ediyoruz. Latife Tekin gibi bir yazar nasıl olunur?" (Tüzül 2015). Cam Kulübeler (2007) adlı ilk şiir kitabı Pelin Özer'in haiku tarzında yazdığı şiirlerinden oluşmaktadır. Oğuz, Cam Kulübeler'i "Pelin Özer'in haiku'ları kentin içinde gizli kalmış, sıkıştırılmış doğanın sesi. Cam Kulübeler'deki 202 haiku, İstanbul'un orasına burasına yayılmış, içine sızmış, şairinin gezgin ruhu yaylalara, kırlara, göllere, yollara, dağlara, tepelere taşmış..." cümleleriyle değerlendirmiştir. Cam Kulübeler'deki haikular Oğuz'un belirttiği gibi sadece İstanbul'da değil farklı coğrafyalarda, "kentte ve doğada" kaleme alnmıştır. Sanatçının Almanca-Türkçe seçme şiirlerden oluşan Uzay Çiçeği-Weltallblume (Çevirenler: Barbara Yurtdaş, Hüseyin Yurtdaş, Spielberg Verlag-Almanya) adlı eseri ise 2014'te yayımlanmıştır.

Arınma ve soyutlanma duygularının sezildiği Atlasın Bir Ucunda (2012) adlı ikinci şiir kitabında Pelin Özer; okuru, atlasın bir ucunda, belki yakındaki bir adada, hep doğadan geçerek şiirle karşılaşan bir dağardan yansıyanlarla buluşturmaktadır. Kitap, dört parçadan oluşan bir uzun şiir olsa da içinde bölünerek okunabilecek bütünlük adaları bulunmaktadır. Özer, yalnızlık, dert, acı gibi temaları dizelere işlerken olumsuz duygu durumlara teslim olmaz. Kadere razı oluş tavrı içine girmeden içinde bulunduğu durumla başa çıkabildiğini hissettirir: "Kader fikri bende atıl bir bekleyişten, olumsuz bir güce boyun eğişten, bir ilahi buyruktan ziyade hak ediş ve ödül gibi, sonunda hep yüz güldüren görüntülerle yan yana." Şiirlerinde titiz bir dize ve dil hassasiyeti bulunan Özer, şairi yazdığına ikna olma sürecinde en ağır işçi olarak görür: "Yazdığına ikna olma sürecinde en ağır işçi o, aynı zamanda da, eğer o ilk doğuşu rahat ettirebildiğine ikna olduysa, yazdığını tamamladığında en hafiflemiş kişi." (Akdemir 2015). Yazı hayatında kurmacaya da yer veren Özer, 17 Haziran (2011) adlı zamansız, mekânsız, cinsiyetsiz bir düzlemde kurduğu ilk romanında otobiyografik ve evrensel bir yolculuğu, düşünsel, şiirsel boyutlarıyla öyküleştirerek ele almıştır. Pek çok türün bileşim ve etkileşiminden oluşan son kitabı Beyaz Ev (2019)'de bütün evi kendi ezgisiyle ve beş duyu üzerinden anlatarak, ahşabın tene ne kadar yakın olduğunu dile getirmiştir. Beyaz Ev aslında yazarının deyimiyle "Mülksüzlük mülküdür. Var ile yok arasındadır. Hem görünür hem görünmez. Duyulur duyulmaz bir sessizliğin korunağıdır." (Duman 2019).