RÛZÎ, Mehmed Emin

(d. 1254/1839 - ö. 1317/1899)
âşık
(Âşık / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Asıl adı Mehmed Emin’dir (Fındıkoğlu 1928’den akt. Koz 2009: 61; Güven 1993: 1; Güven 2000: 109; Deniz 2012: 23; AŞE XXII: 6). Bazı kaynaklarda adı ‘Mehmed’ şeklinde de geçmektedir (Pakalın 2008: 122; Deniz 1987: 25). 1839 yılında Kayseri’nin Taceddin Mahallesi’nde doğmuştur (Fındıkoğlu 1928’den aktaran Koz 2009: 61; Güven 1993: 1; Güven 2000: 109). Rasim Deniz’e göre, Kayseri’nin Yenice İsmail Mahallesi’ndendir (Deniz 2012: 23). Sıbyan Mektebi’ne gitmiş, burada Kur’an’ı hatmettikten sonra medreseye başlamış ve bir süre sarf ve nahiv okumuştur (Pakalın 2008: 122). Ahmet Şükrü Esen defterlerinde Maksud’a kadar ders gördüğü belirtilmektedir (AŞE XXII: 6). Kaynaklarda Rûzî’nin ebeveyni hakkında ayrıntılı bilgi bulunmamaktadır. Rasim Deniz, Rûzî’nin babasının adının ‘Mahmud’ olduğunu kaydetmiştir (Deniz 2012: 23). Kayserili Âşık Hüznî’nin Rûzî için söylemiş olduğu taşlamaya göre baba tarafının Kahramanmaraşlı olduğunu söyleyebiliriz (Çapraz 2008: 295). Rûzî’nin ‘Fatma’ adında bir eşinin; ‘Faik’ ve ‘Mahmud’ adlarında iki oğlunun bulunduğu muhtelif kaynaklarda aktarılmaktadır (AŞE VI: 29/1; Çapraz 2008: 122-123). Rûzî, önceleri âşıklık geleneğine bağlı olarak geçimini temin etmiş, son zamanlarında saz çalmayı bırakarak kendi mesleği olan çubukçuluk ile meşgul olmuştur. Bu yüzden ‘Çubukçu Rûzî’ lakabıyla da meşhur olan şairin bu mesleğini kendisinden sonra oğulları da devam ettirmiştir (Fındıkoğlu 1928’den aktaran Koz 2009: 61; Güven 1993: 2; Güven 2000: 109; Deniz 2012: 25; AŞEVI: 29/1; AŞE XXII: 6). Hacca gittiği için ‘Hacı Rûzî’ olarak da tanınmıştır (Pakalın 2008: 122). 1317/1899 yılında Kayseri’de vefat etmiştir (Pakalın 2008: 122; Güven 2000: 109). 1315/1897 yılında vefat ettiğini belirten kaynaklar da vardır (Fındıkoğlu 1928’den aktaran Koz 2009: 61; Güven 1993: 1). Fakat, Ahmet Remzi Akyürek’in Rûzî’nin vefatına düştüğü tarihe bakarak 1317/1899 tarihini kabul etmek doğru olur (Mazıoğlu 1987: 233). Mezarı Kayseri’de Seyyid Burhaneddin Mezarlığı’nda bulunmaktadır (Pakalın 2008: 122). 1314/1896 yılında Rûzî ile görüşen Ürgüplü şair ve yazar Nuri Gökaşan, onu “gayet meclis-ârâ, sevimli bir zat” (AMŞK: 8, 119; AŞE VI: 29/1) olarak tanıtmaktadır. Sicill-i Osmanî Zeyli’nde ise, “ak sakallı, orta boylu, hoş sohbet” (Pakalın 2008: 122) biri şeklinde kaydedilmiştir.

 Nuri Gökaşan’ın edindiği bilgilere göre mürettep bir divanı vardır (AŞE VI: 29/1). Fakat, bu divana henüz ulaşılamamıştır. Sicill-i Osmanî Zeyli’nde ise, basılmış iki şiir mecmuası olduğu bildirilmektedir (Pakalın 2008: 122). Bu şiir mecmuaları da henüz ele geçirilememiştir. Rûzî’nin orijinal surette sadece, Hilal Matbaası’nda basılmış, altında da mührünün bulunduğu tek yapraktan ibaret bir ‘Esnaf Destanı’ bulunmaktadır. Rûzî’ye ait şiirlerin çoğu, muhtelif cönk, mecmua ve defterler ile Kayserili araştırmacıların eserlerinde bulunmaktadır. Fahri Bilge’ye ait FB 426 numaralı defterde Rûzî’nin kendi el yazısı olmayan bir divançesi mevcuttur (Çapraz 2008: 122-140). Bu divançede Rûzî’ye ait koşma, destan, semai, divan ve gazel tarzında yazılmış kırk iki adet şiir bulunmaktadır. Bu şiirler Ahmet Emin Güven tarafından iki şiir daha ilave edilmek suretiyle kitap haline getirilmiştir (Güven 1993). Ahmet Şükrü Esen’e ait defterlerde ise çeşitlenmeleriyle birlikte yüz seksen altı adet şiiri bulunmaktadır (AŞE VI; AŞE XIX; AŞE XXII; AŞE XXIV; AŞE XXVII). Bu şiirlerin tamamı heceli olup, koşma şekliyle kaydedilmiştir. Rasim Deniz, henüz yayımlamadığı eserinde hece ve aruzla yazılmış Rûzî’ye ait yüz elli şiirin bulunduğunu bildirmektedir (Deniz 2012: 25). Millî Kütüphane’de bulunan Kayserili şairlere yer veren muhtelif cönklerdeki Rûzî’ye ait şiirleri de hesaba kattığımız zaman elimizde ona ait hece ve aruzla yazılmış yüz altmış altı adet şiir bulunmaktadır.

 Rûzî’den -ismen de olsa- ilk bahseden kişi Köprülüzâde Mehmed Fuad’dır. O, İkdam gazetesinde (Köprülüzâde 1914) çıkan bir yazısında tarihî sürece bağlı olarak ortaya çıkan saz şairleri hakkında bilgi verirken, 19. yüzyılın son yarısından sonlarına kadar yetişen âşıklar arasında az çok temayüz edenlerden biri olarak Kayserili Rûzî’ye zikretmektedir. Bu yazıda Rûzî’nin, Bayburtlu Zihnî, Dertli, Tokatlı Nûrî ve Erzurumlu Emrah gibi meşhur halk şairleri arasında zikredilmiş olması onun âşıklık kudretinin mahiyetini gösteren bir işaret olması bakımından önemlidir.

Kayseri’de zamanın ileri gelen halk şairlerinden biri olarak kabul edilen Rûzî, saz çalıp âşık fasıllarına katılmış gezgin bir âşıktır (Pakalın 2008: 122). Zamanında Kayseri mutasarrıfı Nâzım Paşa’dan daima iltifat görmüştür (Çapraz 2008: 130-131). Sazda ve sözde Hüznî, Rüşdî, Çivicizâde Galip Efendi ve Himmetî gibi Kayseri’nin önde gelen şairlerinin çoğunu etkilemiştir. Ahmet Şükrü Esen’e ait bir defterde (XXIV: 231) ve Fahri Bilge’ye ait defterde yer alan bilgilere göre (Çapraz 2008: 326), Kayseri’de yaşamış Ermeni Âşık Mahcûbî Baba’nın ustası olma ihtimali bulunmaktadır. Dil ve üslup bakımından Erzurumlu Emrah’ın etkisinde kalan Rûzî, Erzurumlu Emrah, Bağdatlı Rûhî, Devrî, Halîmî, Kıbrıslı Kenzî, Ürgüplü Fethî gibi önde gelen halk ve divan şairlerine nazireler yazmıştır. Ayrıca, Kayserili Rüşdî ve Ürgüplü Nuri Gökaşan tarafından da kendisine nazireler yazılmıştır.

 Rûzî, şiirlerini daha çok halk şiiri geleneği çerçevesinde söylemiş-yazmış bir âşıktır. Fahri Bilge tarafından evrak-ı perişanından şiirler yazılmış olması onun aynı zamanda kalem şairi olduğunu göstermektedir. Kaynaklarda yer alan şiirlerin çoğu hece vezninde ve koşma tarzındadır. Tamamen klasik edebiyata mensup sayılabilecek gazeller de yazmıştır. Şiirlerinde Arapça ve Farsça kelimeleri sık ve yerinde kullanmıştır. Gazellerinin dili, koşmalarına göre biraz ağırdır. Yalın ve içten bir ifade tarzı vardır. Eserlerinde klasik edebiyatta yaygın görülen benzetmelere yer vermiştir. Şiirlerinde ayet ve hadisler de görülen Rûzî, ehl-i tarik (Bektaşi) olduğu için Bektaşiliğin kavram ve remizlerini de kullanmıştır.

 Rûzî’nin şiirlerinde dinî ve felsefi bir derinlik mevcuttur. Nitekim Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu, Rûzî’nin eserleri için mistik, felsefi ve fikrî olduğu değerlendirmesini yaptıktan sonra, “alelumûm tarikat sahibi halk şairlerinin mukavemet ettikleri bir cereyânın şahsiyetini temsil ediyor.” (Fındıkoğlu 1928’den aktaran Koz 2009: 61) şeklinde görüş belirtmiştir. Rûzî, aynı zamanda döneminin ünlü bir hiciv üstadı olarak görülmüştür. Son devir divan şairlerinden Kayserili Çivicizâde Galip Efendi’nin hiciv tarzına yönelmesinde Âşık Rûzî’den etkilendiği rivayet edilmektedir (Parlak 1984: 23). Bu itibarla şiirlerinden bazılarında dönemin sivrilen tiplerinin eleştirildiği görülmektedir. Şiirlerinde ağırlıklı olarak ‘aşk’ konusunu işlemiştir. Tasavvufî bir anlayışla örülmüş şiirlerinde Bektaşi inanç sistemini yansıtan konulara da yer vermiştir. Kaynaklarda beş adet destanı bulunan Rûzî, bunlardan ikisinde dinî birtakım telkinlerde bulunurken; diğerlerini esnaf, seyahat ve isyan (Ermeni isyanı) için söylemiştir. Destanlar, âşık tarzı destanlarda en çok tercih edilen biçim olan düz koşma şeklinde söylenmiştir. Ayrıca destanlarda anlatım tutumu bakımından yermeye ve bilgilendirmeye yönelik işleyiş tarzının ön planda olduğu görülmektedir.

Kaynakça

AMŞK: Nuri Gökaşan, [Defter]. “Anadolu Millî Şiirler Külliyatı”. Defterin fotokopisi Erhan Çapraz’ın arşivindedir.

AŞE VI: “Ahmet Şükrü Esen Defterleri”. 6 numaralı defter. Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı, Pertev Naili Boratav Arşivi.

AŞE XIX: “Ahmet Şükrü Esen Defterleri”. 19 numaralı defter. Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı, Pertev Naili Boratav Arşivi.

AŞE XXII: “Ahmet Şükrü Esen Defterleri”. 22 numaralı defter. Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı, Pertev Naili Boratav Arşivi.

AŞE XXIV: “Ahmet Şükrü Esen Defterleri”. 24 numaralı defter. Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı, Pertev Naili Boratav Arşivi.

AŞE XXVII: “Ahmet Şükrü Esen Defterleri”. 27 numaralı defter. Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı, Pertev Naili Boratav Arşivi.

[Fındıkoğlu], Ziyaeddin Fahri (1928). “İki Şair ve Koşmaları”. Hâkimiyet-i Milliye S.2339. 10 Kânûn-ı Sânî 1928.

Güven, Ahmet Emin (1993). Kayseri Yakın Tarihinden Kültürel Araştırmalar III-Kayserili Mehmet Emîn Efendi (Rûzî). Ankara:yyy

Güven, Ahmet Emin (2000). Kayseri Yakın Tarihinden Kültürel Araştırmalar VII-Kayseri’de Yazma Mecmualar ve Muhtevalarından Seçmeler. Kayseri: Erciyes Üniversitesi Yay.

Çapraz, Erhan (2008). Fahri Bilge Defterleri Işığında Kayseri ve Yöresi Halk Şairleri. Kayseri: Laçin Yay.

Deniz, Rasim (1987). “Kayserili Halk Şairleri ve Dadaloğlu”, Erciyes Dergisi 10 (115): 22-30.

Deniz, Rasim (2012). “Halk Şairi Kayserili Rûzî”, Alkış Dergisi 11 (64): 23-26.

Koz, Sabri (2009). Ahmet Şükrü Esen’e Armağan. (hzl. Sabri Koz). İstanbul: Özal Matbaası.

Köprülüzâde, M. Fuad (1914). “Mübahasat-ı Lisaniye ve Edebiye – Saz Şâirleri 7 – Malumat-ı Tarihiye”. İkdam. 2 Mayıs 1914.

Mazıoğlu, Hasibe (1987). Ahmet Remzi Akyürek ve Şiirleri. Ankara: Sevinç Matbaası.

Pakalın, Mehmet Zeki (2008). Sicill-i Osmanî Zeyli: Son Devir Osmanlı Meşhurları Ansiklopedisi. C.15. hzl. Ayhan Öztürk. Ankara: Türk Tarih Kurumu Yay.

Parlak, Mustafa (1984). “Çivicizâde (İbnüsseyit) Mehmet Gâlip Efendi”, Erciyes Dergisi 7 (75): 22-26.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: ERHAN ÇAPRAZ
Yayın Tarihi: 09.09.2013
Güncelleme Tarihi: 11.12.2020

Eserlerinden Örnekler

Koşma

Ne otlar bitirdin başımda felek

Ben ki bir Leylâ’ya Mecnûn olalı

Hayâl oldu bize oğşayıp sevmek

Güzellere cefâ kanûn olalı

 

Tıfılken büyüttüm yâri sinemde

Iyş ü işret ile safâ-yı demde

Şimdi hâlim sorma kûşe-i gamde

Boynum buruk kalbim mahzûn olalı

 

Severiz mahbûbu işve-kârından

Cândan geçer âşık geçmez yârından

Geçtim bu âlemin küllî varından

Rûzî bir dilbere meftûn olalı

 Çapraz, Erhan (2008). Fahri Bilge Defterleri Işığında Kayseri ve Yöresi Halk Şairleri. Kayseri: Laçin Yay., 124.

 

Koşma

Hoca dinlemeyiz lâf u güzâfı

Men Aref dersinin i’lâliyiz biz

Okuduk hatmettik ayın şın kaf’ı

Mâzî müstakbelin icmâliyiz biz

 

Ne güzel halk etmiş güzeli güzel

Güzeller içinde güzel lem-yezel

Müştâk-ı dîdârız ezelden ezel

Sanma hûrî cennet meyyâliyiz biz

 

Rûzî bihamdillâh bende-i pîriz

Bir kalender meşreb gerçi hakîriz

Ne vezîr ne müşîr ve ne de mîriz

Âsitân-ı aşkın âbdâlıyız biz

 Çapraz, Erhan (2008). Fahri Bilge Defterleri Işığında Kayseri ve Yöresi Halk Şairleri. Kayseri: Laçin Yay., 125.

 

Gazel

Etti aklım ey perî yağma senin kaşın gözün

Ehl-i aşka bir azim gavga senin kaşın gözün

 

Tîr-i gamzen bir belâ hâl-i siyâhın bin belâ

Gâlibâ kim fitne-i dünyâ senin kaşın gözün

 

Genc-i hüsne tutmuş istihkâmı ejderler gibi

Cân alır kanlar döker hâlâ senin kaşın gözün

 

Tâ Kızıl Elma’ya uc vermiş siyâh hâlin henüz

Hükmeder Fas mülküne güyâ senin kaşın gözün

 

Ârızın ham-ı gîsûların silk-i nizâm

Ok atar âşıklara ammâ senin kaşın gözün

 

Lâ’l-veştir ruhlerin hokka dehân tûtî-lisân

Hoştur ammâ her yerin illâ senin kaşın gözün

 

Rûzî te’lif eyledi hüsnün kitâbın muhtasar

Şerh olunmaz ey melek-sîmâ senin kaşın gözün

 Çapraz, Erhan (2008). Fahri Bilge Defterleri Işığında Kayseri ve Yöresi Halk Şairleri. Kayseri: Laçin Yay., 131-132.


İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1GÂLİB, Çivici-zâded. 1876 - ö. 1906Doğum YeriGörüntüle
2Galip Ayatad. 11 Haziran 1945 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
3Doğan Ümit Akseld. 1946 - ö. 3 Nisan 2008Doğum YeriGörüntüle
4HİKMET, Hersekli Ârif Hikmet Beyd. 1839 - ö. 1903Doğum YılıGörüntüle
5CELÂL, Mahmûd Celâleddîn Paşad. 1839-40 - ö. 1899Doğum YılıGörüntüle
6NÂKÂMd. 1839 - ö. 1906Doğum YılıGörüntüle
7FETHÎ, Abdulfettâh Efendid. 1837 - ö. 1899Ölüm YılıGörüntüle
8HAYRANÎ, Hüseyind. ? - ö. 1899Ölüm YılıGörüntüle
9İBRÂHÎM, İbrâhîm Câvid, Rusçuklud. 1285 - ö. 1899Ölüm YılıGörüntüle
10RUHÎd. ? - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
11ÖMERÎ, Adild. ? - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
12YÂDÎ, Osmand. ? - ö. 1883Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
13NÂMIK MEHMED PAŞA, Darendelid. 1731-32 - ö. 26 Ağustos 1783Madde AdıGörüntüle
14SEFEROV MEHEMMED HEMİD OĞLUd. 1903 - ö. 1977Madde AdıGörüntüle
15İSMAİL ŞAHMURADİd. ? - ö. 1996Madde AdıGörüntüle