AHMED CELALEDDİN DEDE, Ahmet Celalettin Baykara

(d. 1853 / ö. 1946)
şair, mesnevihan, neyzen, müderris
(Tekke / 20. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Asıl adı Ahmed Celaleddin Baykara olan şair 1853'te Çanakkale Gelibolu’da doğmuştur. Doğum tarihi tam olarak bilinmeyen şairin ailesi, dedesi Kara Mustafa Dede’nin Gelibolu Mevlevihanesine tayin olmasıyla buraya taşınır. Onun oğlu Ali İzzet Dede ve onun da oğlu olan Hüseyin Azmi Dede de aynı tekkede şeyhlik yapar. Ahmed Celaleddin Dede de Hüseyin Azmi Dede’nin oğludur. Galata Mevlevihanesi şeyhleri arasındadır. Gelibolu’da ilköğrenimini gördükten sonra babasına intisap eder. Hüseyin Azmi Dede, 1870 yılında Mısır Mevlevihanesine tayin olunca oğlunu da yanında götürür. Ahmed Celaleddin Dede, o zamanlar on yedi yaşındadır. Bu zatın birçok Türkçe eseri bulunmaktadır. Mısır Mevlevihanesi postnişinlerinden biri Ahmed Celaleddin Dede’nin erkek kardeşi Muhammed Şemseddin Efendi'dir. Birinci Dünya Savaşı esnasında vefat eder. Yerine oğlu Mustafa Dede Efendi şeyh olur. Babasıyla birlikte Mısır’a gittikten sonra dinî ilimleri hakkıyla tahsil edip İslam hükemâları arasında haklı bir üne sahip olur. Mısır’da bulunduğu süre zarfında Camiülezher’de öğrenim görür ve Sabit Efendi ve Vecdi Efendi gibi isimlerden özel dersler alarak icazetname almaya muvaffak olur. Bir yandan da dergâhta edebiyat ve musiki dersleri görür. Klasik musiki ile Mevlevi âyin ve naatlarını öğrenir. Ayrıca Mısır hidivinin kölesi neyzen Mehmed Subhi Bey’den ney üflemesini öğrenir ve Manastırlı Naili Efendi’den de Farsça dersleri alır. 1873 yılında çileye girer. Ayakçılıktan başlamak üzere meydancılık ve kazancılık hizmetlerini yerine getirir. Çileden çıktıktan sonra Kahire Mevlevihanesinde kudümzenbaşılık ve neyzenbaşılık yapar. Aziz Dede ve Tavşanlılı Mehmed Dede gibi devrin seçkin neyzenleri arasında yerini alır (Vassaf 2015: 271; Everdi 1977: 57; Uçman 1989: 53; Ergun 1943: 664-665; İnal 1988: 219; Şehsuvaroğlu 1974: 35; Koçu 1944: 214). Babasının ihtiyarlığı sebebiyle tekkenin bütün işlerini üstlenir. 1893’te babası ölünce tekkenin şeyhliği ağabeyi Ahmed Bahaeddin Dede’ye verilir. Ahmed Celaleddin Dede de bir süre sonra İstanbul’a döner. Üsküdar’daki mevlevihanenin yakınında satın aldığı evinde uzun bir süre münzevi bir hayat yaşar. Meşrutiyet ilan edildiği dönemde 1908 yılında önce vekaleten, sonra asaleten Üsküdar Mevlevihanesine şeyh olarak atanır. Burada üç buçuk sene şeyhlik ve mesnevihanlık yapar. 1910 senesinde, Ataullah Efendi vefat edince Galata Mevlevihanesi şeyhi ve mesnevihanı olur. Yenikapı Mevlevi şeyhi Abdülbaki Efendi, bu göreve gelişi üzerine bir tarih şiiri söyler. Gerek Üsküdar’da gerekse Galata’da Veled Çelebi’ye halef olduğu belirtilir. 30 Kasım 1925 tarihinde tekke ve zaviyelerin kapatılması kanununa kadar görevini sürdürür (Vassaf 2015: 271; Everdi 1977: 57; Uçman 1989: 53; Ergun 1943: 665; İnal 1988: 219; Şehsuvaroğlu 1974: 35-37; Koçu 1944: 214). Ahmed Celaleddin Dede’nin ağır tabiatlı, vakar ve keramet sahibi biri olduğu söylenir. Şöhreti sevmeyen bir tabiatı olup inzivaya çekilmeyi seven bir şahıstır. Döneminin iftihar sahibi hükemâsındandır ve irfan sahibi şeyhlerindendir. Remzi Dede, Üsküdar Mevlevihanesi adlı eserinde ondan övgüyle söz eder (Vassaf 2015: 274; İnal 1988: 220). 1946 yılında İstanbul’da vefat eden şairin vefat tarihi kaynaklarda tam tarih olarak belirtilmez. Kabri Karacaahmet Mezarlığı’ndaki Miskinler Tekkesi’nin arkasında bulunur (Everdi 1977: 57; Uçman 1989: 53; Şehsuvaroğlu 1974: 38).

Tasavvufi bilgisi geniş olan şair, şiire genç yaşta başlar. Bir divançe teşkil edecek kadar şiiri olmasına rağmen bunları toplamaz. Kudretli bir ifade kabiliyetine sahiptir. İbnülemin Mahmut Kemal’e gönderdiği varakada mektubatı olduğundan bahseder. Yine bu varakada Arapça ve Türkçe olmak üzere çeşitli konulara dair tertip ettiği dualara değinir. Bu duaların bir araya getirilmesiyle mükemmel bir dua mecmuasının vücut bulacağını belirtir (Everdi 1977: 57; Uçman 1989: 53; İnal 1988: 220; Şehsuvaroğlu 1974: 37-38). Türkçe, Farsça ve Arapça olmak üzere üç dilde şiir yazacak kadar mahir bir şairdir. Methiye, kaside, tarih, kıta, gazel ve rübailerden ibaret bir divanı bulunur. Divanında bilhassa Sultan Divânî, Ağazade Mehmed Dede, Rasih, Reisülküttab Hayri, Bahariye Mevlevihanesi şeyhi Hüseyin Fahreddin, Veled Çelebi gibi şairlerin gazellerine tahmisler yazar. Hafızası oldukça güçlüdür. Pek çok hadisi, eseri ve Mevlevi güftesini ezbere bilir. Mevlevi büyükleri hakkındaki menkıbelere ve hal tercümelerine vakıftır (Vassaf 2015: 271; Şehsuvaroğlu 1974: 37; Koçu 1944: 214). Mesnevi-yi Şerif’e hakkıyla ve çok ince hususiyetlerine dikkatle vakıftır. On sekiz yıl mesnevi dersleri verir. Naathanlık ve âyinhanlık da yapan şairin birçok talebesi bulunur (Vassaf 2015: 274; Everdi 1977: 57; Uçman 1989: 53; Ergun 1943: 666; İnal 1988: 219; Şehsuvaroğlu 1974: 38). Abdülbaki Gölpınarlı, Mevlana’dan Sonra Mevlevilik adlı eserinde, Mevlevi âyinlerinde okunan şiirlerden ve âyinlerde yapılan değişikliklerden bahsederken Ahmed Celaleddin Dede’nin ismini zikreder ve yaptığı katkıları anlatır (Gölpınarlı 1953: 458-459). Kaynaklarda Hamparsum ve Batı notalarını çok iyi bildiği, kıymetli bir nota koleksiyonuna sahip olduğu ve mevlevihanelerde okunan âyin ve naatların tümünü bildiği belirtilir (Uçman 1989: 53; Ergun 1943: 665; Şehsuvaroğlu 1974: 35). Sadettin Nüzhet Ergun, Ahmed Celaleddin Dede’den bir takım âyinleri memleket dâhilinde umuma yayan neyzen ve naathan olarak bahseder ve musikiyle ciddi bir şekilde alakadar olduğunu belirtir. Kendisine verdiği bir varakada ney üstadının Mısır Mevlevihanesi şeyhi Mustafa Nakşi Dede’nin yetiştirdiği Mehmed Subhi Bey olduğunu belirtir. Zamanının en maruf dedegahından da istifade ettiğini söyler (Ergun 1943: 664-665; Koçu 1944: 214). Çargah, Şetaraban gibi bir takım âyinlerin unutulmamasında yegane amil olarak görülür. Herhangi bir bestesi bulunmaz. Bununla beraber pek çok eser üzerinde çalışır ve öğrendiği eserler üzerinde hiçbir tahrifte bulunmaz. Türk dinî musikisinin değerli şahsiyetlerinden biridir (Ergun 1943: 665-666).

Kaynakça

Ergun, Sadeddin Nüzhet (1943). Türk Musikisi Antolojisi. C. 2. İstanbul: Rıza Koskun Matbaası.

Everdi, Ezel; Mustafa Kutlu; İsmail Kara (1977). “Ahmed Celaleddin Dede”. Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi. C. 1. İstanbul: Dergah Yay. 57.

Gölpınarlı, Abdülbaki (1953). Mevlana’dan Sonra Mevlevilik. İstanbul: İnkılap Kitabevi.

İnal, İbnülemin Mahmut Kemal (1988). Son Asır Türk Şairleri. C. 1. İstanbul: Dergah Yay.

Koçu, Reşad Ekrem (1944). “Ahmed Celaleddin Dede”. İstanbul Ansiklopedisi. C. 1. İstanbul: Tan Matbaası. 214.

Osmanzade Hüseyin Vassaf (2015). Sefine-i Evliya. C. 5. İstanbul: Kitabevi Yay.

Şehsuvaroğlu, Bedi N. (1974). Eczacı Yarbay Nayzen Halil Can (1905-1973). İstanbul: Hüsnütabiat Matbaası.

Uçman, Abdullah (1989). "Ahmed Celaleddin Dede". TDV İslam Ansiklopedisi. C. 2. İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yay. 53.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: BÜNYAMİN TAN
Yayın Tarihi: 02.01.2019
Güncelleme Tarihi: 05.12.2020

İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1TERÂŞÎ, Cerrah-zâde Mehmed Terâşî Efendid. ? - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
2Şükran Binarkd. 9 Temmuz 1962 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
3HUZÛRÎ, Gelibolulud. ? - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
4SA'DÎ, Muallim Sa'dî Efendid. 1853 - ö. 1916Doğum YılıGörüntüle
5Feraizcizade Mehmed Şakird. 1853 - ö. 1911Doğum YılıGörüntüle
6ŞEVKÎ, Muhemmed Resûld. 1853-1854 - ö. ?Doğum YılıGörüntüle
7İshak Refet Işıtmand. 1891 - ö. 17 Ekim 1946Ölüm YılıGörüntüle
8DERUNÎ, Hüseyin Avni Başokd. ? - ö. 1946Ölüm YılıGörüntüle
9Hasan Basri Lostard. 1890 - ö. 25 Ekim 1946Ölüm YılıGörüntüle
10Beyza Sinem Çağlard. 1982 - ö. ?MeslekGörüntüle
11HÂSİM, İbrahim Hâsim Efendid. 1665 - ö. 1738-39MeslekGörüntüle
12KERÎMÎ, Abdülkerîmd. ? - ö. ?MeslekGörüntüle
13ŞEYH MEHMET HALİTd. 1865 - ö. 27.07.1931Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14DELİ OZAN, Fikret İnançd. 1976 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15SEFİL ALİ, Ali Tombakoğlud. 1885 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
16NA'ÎMÎ, Seyyid Hasan Naîmî Efendid. ? - ö. Aralık-Ocak 1668-69Madde AdıGörüntüle
17ÇERKEŞÎ, Mehmet Hilmid. 1843 - ö. 1907Madde AdıGörüntüle
18ŞÂNÎ, Tarak-zâde Salih Şânî Efendid. ? - ö. 1602-03Madde AdıGörüntüle