Madde Detay
BÂDÎ, RÂCİH, Ahmed
(d. 1255/1839 - ö. 1325/1908)
divan şairi, tarihçi, hattat
(Divan/Yazılı Edebiyat / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Ahmed Bâdî, 1255/1839 yılında Edirne’nin Kirişhâne semtindeki Kunduk Osman, bugünkü adıyla Talat Paşa Mahallesi’nde dünyaya gelmiştir. Babası, bugün Romanya hudutları içinde bulunan İbrâil’den Kaltakkıran Mehmet Ağa, dedesi 1801 yılında vefat eden Müstecâbî Osman Çelebi’dir. İbrâil, Ruslar tarafından işgal edilince Mehmet Ağa önce Rusçuk’a oradan da Edirne’ye göç ederek Edirneli Yeğen Hacı Ahmet Paşa’nın hizmetine girmiştir. Babasının Kaltakkıran lakabıyla anılması Romanya’dayken bozguncu faaliyetlerde bulunan Etniki Eterya komitacılarıyla verdiği mücadeleden ve bunun yanında bir cirit oyununda gösterdiği başarısından dolayıdır. Bâdî, ilk tahsilini bugün Edirne’deki Kirişhâne semtinde bulunan Kadri Paşa İlköğretim Okulu olan Taş Mektep’te tamamlamıştır. Aynı zamanda sülüs ve nesih yazısını Mevlânâ Mustafa Medhî Efendi’den öğrenip daha sonra onun kardeşi olan Hasan Vasfi Efendi vasıtasıyla Rif‘atî mahlasıyla hat icazeti de almıştır. İyi bir hattat olan şair eserlerini kendisi kaleme almış bunun yanı sıra Edirne’deki bazı tarihi yapıların kitabelerini yazmıştır. Sıbyan mektebinden sonra öğrenim hayatına devam edemeyip Selimiye Camii hocalarından Molla Fenârî'ye kadar Arapça, Dîvân-ı Hâfız'a kadar Farsça ve Mültekâ'ya kadar fıkıh okuyup bunun yanında matematikten de özel dersler alarak genç yaşta meslek hayatına atılmıştır. Yirmi dört yaşındayken ilk olarak 1279/1862-63 yılında seyyar arazi kâtibi olarak devlet hizmetine giren Ahmed Bâdî, 1282 /1866 yılına kadar Filibe, Edirne, Tekirdağ, Vize ve Lüleburgaz’da bu görevini sürdürür. Bu tarihte 3. sınıf emlak kâtibi olarak Edirne’ye atanır. Daha sonra terfi ederek başkâtip olur. 1284/1867 yılında Edirne vilayeti emlâk mümeyyizi görevine getirilir. 1289-1290 /1872-1873 yılları arasında aynı görevi Yanya’da sürdürür. 1290/1873 yılında rahatsızlığı nedeniyle Edirne’ye döner ve iki yıl görev almaz. İyileştikten sonra tekrar vazife alarak emlak mümeyyizi sıfatıyla 1292-1297/1875-1880 yılları arasında Bosna ve Kastamonu’da bulunur. 1297/1880 yılında Trabzon vergi müdürlüğüne getirilen Bâdî aynı zamanda 2. dereceden Osmanlı nişanıyla ödüllendirilir. Bir yıl sonra Trabzon’dan Diyarbakır vergi müdürlüğü görevine nakledilir. Bu görevi de yerine getirdikten sonra 1306/1888 yılında çok sevdiği Edirne’ye vergi müdürü olarak döner. 1314/1896 yılına kadar bu görevi yerine getiren Ahmed Bâdî, oğlunun meşrûtiyetçilerle birlikte olduğu şüphesiyle Konya’ya sürülmesi üzerine becayiş yaparak Konya vergi müdürlüğüne oradan da 1321/1904 yılında gündelik becayiş yoluyla Bursa vergi müdürlüğüne atanır. Başarılı hizmetlerinden dolayı birçok Osmanlı nişanı alan Ahmed Bâdî 1323/1908 yılında kendi isteğiyle emekliye ayrılır. Ancak bir müddet sonra hastalanır ve tedavi amacıyla İstanbul’a götürülür. 1325/1908 yılında orada vefat eder. Mezarı Eyüp Merdivenli Mezarlık’ta, Kaşgârî Tekkesi civarındadır.
Eserleri şunlardır:
1. Riyâz-ı Belde-i Edirne: Edirne'nin fethinden itibaren 1900 yılına kadarki dönemini ele alan Edirne Sancağı ve tüm Trakya bölgesi üzerine yazılmış en kapsamlı ve önemli kaynak eserdir. Ahmed Bâdî Efendi, divan sahibi bir şâir olduğu hâlde daha çok tarihçi yönüyle tanınmıştır. Edirne Tarihi denince akla ilk olarak Ahmed Bâdî ve onun eseri olan Riyâz-ı Belde-i Edirne gelir. Bu yönüyle tarihçiliği şairliğinin önüne geçmiştir. Bütün bu özellikleri yanında onun hat sanatındaki ustalığını da göz ardı etmemek gerekir.
2. Armağan: Mensur 5675 atasözü ve deyimi ihtiva eden ve bunları 5106 beyitle örneklendiren büyük ve önemli bir atasözü kitabıdır.
3. Dîvân: Bâdî'nin şairlik yönünü yansıtan eseridir. Ahmed Bâdī’nin Râcih ve Bâdī olmak üzere iki ayrı mahlas kullandığı Dîvân’ında 113 tarih, 169 gazel, biri nâ-tamâm olmak üzere 10 kaside, 8 tahmis, 2 müseddes, 6 şarkı, 3 tesdis, 1 lugaz, 18 müfred, 34 kıt’a, 9 muammâ, 21 matla, 3 muhammes, 2 muaşşer yer almaktadır. Bâdî, Dîvân'ında kullandığı çokça atasözü ve deyimlerle sosyal hayatın içinde yer almış bir şahsiyettir. Bu yönünü atasözü ve deyimlerin anlatılırken divan şiirinden örneklerin verildiği Armağan adlı eserinde daha da iyi yansıtır. Bunun yanında birçok tarih manzumesi yazarak tarihe ışık tutmuştur. Onun şiirlerinin en önemli kısmını bu tarih manzumeleri oluşturmaktadır. Dîvân'ında 113 tarih manzumesi bulunmaktadır. Ancak, Riyâz-ı Belde-i Edirne’de de birçok tarih kıtası mevcuttur. Bu eserinde bulunan tarih kıtalarının tamamı Dîvân'ında bulunmamaktadır. Edirne’nin bazı tarihî ve mimari eserlerinin yapılışıyla ilgili bunun yanında önemli şahsiyetlerin ölümü üzerine söylemiş olduğu bu tarih kıtaları oldukça önem arz etmektedir.
4. Tavzîhü’l-Ebvâb Alâ Teshîli’l-Hisâb: Rakamlarla dört işlemin anlatıldığı bir matematik eseridir.
Bâdî, Riyâz-ı Belde-i Edirne’nin şairler kısmında alçakgönüllülük göstererek yazdığı şiirlerinin bu esere konulmaya pek layık olmadığını, şiirlerini sadece duaya vesile olması dileğiyle bu kısma aldığını, herkesin bir iyiliği bulunduğunu ve kendisinin de şair olduğu için şiirden başka bir eser bırakamayacağını söyler. Çok yönlü bir kişiliğe sahip olan Ahmed Bâdî, Râcih ve Bâdî mahlaslarını kullandığı şiirlerinde, şairin şöhretini divanının ortaya koyacağını ifade eder. Ancak, uzun memuriyet hayatı ve bu çok yönlü kişiliği ona Dîvân'ını tamamlama fırsatı vermez. Bu nedenle daha sonradan temize çekerim düşüncesiyle yazdığı divanı müsvedde olarak kalmıştır. Şiirlerini rindâne bir eda ile söyleyen şair, tasavvufi unsurlara fazla yer vermeden divan şiirinin unsurlarından olan sevgili ve onun özelliklerini anlatmaya çalışmıştır. Özellikle gazellerinde bu durum daha çok göze çarpmaktadır.
Kaynakça
Adıgüzel, Niyazi (2008). Edirneli Ahmed Bâdî’nin “Riyâz-ı Belde-i Edirne” Adlı Eserinin Tezkire Kısmı. Doktora Tezi. Edirne: Trakya Üniversitesi.
Akbayar, Nuri (hzl.) (1995): Mehmet Süreyya Sicilli Osmânî. İstanbul: Sebil Yay.
Bâdî, Ahmed (1322 h. / 1905). Riyâz-ı Belde-i Edirne. İstanbul Bayezid Devlet Kütüphanesi TY Nr. 10391.
Beyzadeoğlu, Süreyya (1998). Ahmed Bâdî. Edirne: Serhattaki Payitaht. 601-608.
Beyzadeoğlu, Süreyya, Gürgendereli, Müberra, Günay, Fatih (hzl.) (2004). Ahmed Bâdî Efendi, Armağan. Harvard Üniversitesi Yay.
Bursalı Mehmet Tâhir (1972). Osmanlı Müellifleri. C. 2. İstanbul: Meral Yay.
Canım, Rıdvan (1995). Edirne Şâirleri. Ankara: Akçağ Yay.
Çelikkol, Ender (1976). Tekirdağ’ın Tarihi Eserleri ve Bugünkü Durumları; Bâdî Ahmed Efendi’nin Tekirdağ Notları, Riyaz-ı Belde-i Edirne C. III, 46-55). İstanbul. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi. Tarih Bölümü, 77 y.
Gökbilgin, Tayyib (1964). Edirne Hakkında Yazılmış Tarihler ve Enîsü’l-Müsâmirîn, Ankara: TTK Yay.
Günay, Fatih (1994). Ahmed Bâdî’nin “Armağan” Adlı Eserinden 158-206 Sayfaların Transkripsiyonu. Yüksek Lisans Tezi. Edirne: Trakya Üniversitesi.
Güzel, Müberra (1994). Ahmed Bâdî’nin “Armağan” Adlı Eserinden 60 Varak Metin Tesbiti. Yüksek Lisans Tezi. Edirne: Trakya Üniversitesi.
İnal, İbnülemin Mahmut Kemal (1942). Son Asır Türk Şâirleri. İstanbul: Maarif Matbaası.
Kazancıgil, Ratip (). Ahmed Bâdî Efendi, Riyaz-ı Belde-i Edirne = Edirne Şehri Bahçeleri: (Edirne Şehri Tarihi). Edirne: Edirne Valiliği Yay.
Küçük, Serap(1995). Ahmed Bâdî Efendi ve Edirne Yapıları. Yüksek Lisans Tezi. Edirne: Trakya Üniversitesi.
Okmak, Özgür.(2008) Ahmed Bâdî Divanı (İnceleme-Metin). Yüksek Lisans Tezi. Edirne: Trakya Üniversitesi.
Peremeci, Osman Nuri (1935). "Bâdî Ahmed Efendi". Edirne: Altıok Halkevi Dergisi. 2 (23).
Peremeci, Osman Nuri (1939). Edirne Tarihi. İstanbul: Resimli Ay Matbaası.
Somar, Ziya (1940). Ahmed Bâdî Efendi Ve Edirne Tarihi. Edirne: Halkevi Mecmuası.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: DR. ÖĞR. ÜYESİ NİYAZİ ADIGÜZELYayın Tarihi: 19.07.2013Güncelleme Tarihi: 01.12.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Kaşını görmek için mahv-ı vücûd etti kamer
Yüzünü gökte güneş göreli tir tir titrer
Lezzet-i la‘lini vasf eylediğim duysa eğer
Telh olur nâr-ı hased ile dimâg-ı sükker
Cân bahâsına şeker leblerini ver yohsa
Üstüne bir gün apansızca karıncalar üşer
Sebze-i hattına yüz verme eğer âkıl isen
Tohmu gâib olası ekmediğin yerde biter
Tûtî-i tab‘ımın eğlencesidir ey Bâdî
Vasf-ı la‘l-i leb-i dilber ne şekerdir ne şeker
Gazel
Kâf u nûn üzre kurulmuş bir binâdır kâinât
Bak ne âlîdir nasıl hayret-fezâdır kâinât
Buldu çün nûr-ı server-i fahr-i âlemden vücûd
Bâr-ı şâh-ı bâğ-ı hubb-i Mustafâ’dır kâinât
Dem-be-dem sâ‘at-be-sa‘at bâ zebân-ı hâl ü kâl
Zâkir-i nâm-ı cenâb-ı kibriyâdır kâinât
İtmemek kâbil değil bir nesne ifnâ-yı vücûd
Nass-ı kâtı‘la esâsen bî-bekâdır kâinât
An-ı mevcûdâta eyler kudretu’llahı ayân
Bâdiyâ âyîne-i ibret-nümâdır kâinât
Müfredat
Etme fazl-ı eb ile fahr eyle tahsîl-i kemâl
Mâl eder amma kemâl etmez pederden intikâl
Dem-be-dem germâbe-i çarha girip çıkmakda nâs
Nice tenler yıkamış bu eski hammâm eski tâs
Değişmem mihr-i âlem-tâbı çarha Bâdiyâ bi’llah
O ednâ zerreyi kim cüz’ü hâşâk-ı vatandandır
Ey bâd var saçların öp benden ol mehin
Arz et cefâ-yı rişte-i hicrânı mû-be-mû
Girdi rakîb gönlüne âl eyleyib şarâb
Taştan sakınmaz ol delikanlı ayağını
Ruhun vasfında vardır ben gibi bin dâne vassâfın
Saçın bahsinde ammâ kalmadı cem‘iyyet-i ahbâb
(Okmak, Özgür.(2008) Ahmed Bâdî Divanı (İnceleme-Metin). Yüksek Lisans Tezi. Edirne. Trakya Üniversitesi. 136, 137, 236, 233, 234, 218, 134.)
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 19.07.2013Güncelleme Tarihi: 01.12.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Kaşını görmek için mahv-ı vücûd etti kamer
Yüzünü gökte güneş göreli tir tir titrer
Lezzet-i la‘lini vasf eylediğim duysa eğer
Telh olur nâr-ı hased ile dimâg-ı sükker
Cân bahâsına şeker leblerini ver yohsa
Üstüne bir gün apansızca karıncalar üşer
Sebze-i hattına yüz verme eğer âkıl isen
Tohmu gâib olası ekmediğin yerde biter
Tûtî-i tab‘ımın eğlencesidir ey Bâdî
Vasf-ı la‘l-i leb-i dilber ne şekerdir ne şeker
Gazel
Kâf u nûn üzre kurulmuş bir binâdır kâinât
Bak ne âlîdir nasıl hayret-fezâdır kâinât
Buldu çün nûr-ı server-i fahr-i âlemden vücûd
Bâr-ı şâh-ı bâğ-ı hubb-i Mustafâ’dır kâinât
Dem-be-dem sâ‘at-be-sa‘at bâ zebân-ı hâl ü kâl
Zâkir-i nâm-ı cenâb-ı kibriyâdır kâinât
İtmemek kâbil değil bir nesne ifnâ-yı vücûd
Nass-ı kâtı‘la esâsen bî-bekâdır kâinât
An-ı mevcûdâta eyler kudretu’llahı ayân
Bâdiyâ âyîne-i ibret-nümâdır kâinât
Müfredat
Etme fazl-ı eb ile fahr eyle tahsîl-i kemâl
Mâl eder amma kemâl etmez pederden intikâl
Dem-be-dem germâbe-i çarha girip çıkmakda nâs
Nice tenler yıkamış bu eski hammâm eski tâs
Değişmem mihr-i âlem-tâbı çarha Bâdiyâ bi’llah
O ednâ zerreyi kim cüz’ü hâşâk-ı vatandandır
Ey bâd var saçların öp benden ol mehin
Arz et cefâ-yı rişte-i hicrânı mû-be-mû
Girdi rakîb gönlüne âl eyleyib şarâb
Taştan sakınmaz ol delikanlı ayağını
Ruhun vasfında vardır ben gibi bin dâne vassâfın
Saçın bahsinde ammâ kalmadı cem‘iyyet-i ahbâb
(Okmak, Özgür.(2008) Ahmed Bâdî Divanı (İnceleme-Metin). Yüksek Lisans Tezi. Edirne. Trakya Üniversitesi. 136, 137, 236, 233, 234, 218, 134.)
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 01.12.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Kaşını görmek için mahv-ı vücûd etti kamer
Yüzünü gökte güneş göreli tir tir titrer
Lezzet-i la‘lini vasf eylediğim duysa eğer
Telh olur nâr-ı hased ile dimâg-ı sükker
Cân bahâsına şeker leblerini ver yohsa
Üstüne bir gün apansızca karıncalar üşer
Sebze-i hattına yüz verme eğer âkıl isen
Tohmu gâib olası ekmediğin yerde biter
Tûtî-i tab‘ımın eğlencesidir ey Bâdî
Vasf-ı la‘l-i leb-i dilber ne şekerdir ne şeker
Gazel
Kâf u nûn üzre kurulmuş bir binâdır kâinât
Bak ne âlîdir nasıl hayret-fezâdır kâinât
Buldu çün nûr-ı server-i fahr-i âlemden vücûd
Bâr-ı şâh-ı bâğ-ı hubb-i Mustafâ’dır kâinât
Dem-be-dem sâ‘at-be-sa‘at bâ zebân-ı hâl ü kâl
Zâkir-i nâm-ı cenâb-ı kibriyâdır kâinât
İtmemek kâbil değil bir nesne ifnâ-yı vücûd
Nass-ı kâtı‘la esâsen bî-bekâdır kâinât
An-ı mevcûdâta eyler kudretu’llahı ayân
Bâdiyâ âyîne-i ibret-nümâdır kâinât
Müfredat
Etme fazl-ı eb ile fahr eyle tahsîl-i kemâl
Mâl eder amma kemâl etmez pederden intikâl
Dem-be-dem germâbe-i çarha girip çıkmakda nâs
Nice tenler yıkamış bu eski hammâm eski tâs
Değişmem mihr-i âlem-tâbı çarha Bâdiyâ bi’llah
O ednâ zerreyi kim cüz’ü hâşâk-ı vatandandır
Ey bâd var saçların öp benden ol mehin
Arz et cefâ-yı rişte-i hicrânı mû-be-mû
Girdi rakîb gönlüne âl eyleyib şarâb
Taştan sakınmaz ol delikanlı ayağını
Ruhun vasfında vardır ben gibi bin dâne vassâfın
Saçın bahsinde ammâ kalmadı cem‘iyyet-i ahbâb
(Okmak, Özgür.(2008) Ahmed Bâdî Divanı (İnceleme-Metin). Yüksek Lisans Tezi. Edirne. Trakya Üniversitesi. 136, 137, 236, 233, 234, 218, 134.)
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Gazel
Kaşını görmek için mahv-ı vücûd etti kamer
Yüzünü gökte güneş göreli tir tir titrer
Lezzet-i la‘lini vasf eylediğim duysa eğer
Telh olur nâr-ı hased ile dimâg-ı sükker
Cân bahâsına şeker leblerini ver yohsa
Üstüne bir gün apansızca karıncalar üşer
Sebze-i hattına yüz verme eğer âkıl isen
Tohmu gâib olası ekmediğin yerde biter
Tûtî-i tab‘ımın eğlencesidir ey Bâdî
Vasf-ı la‘l-i leb-i dilber ne şekerdir ne şeker
Gazel
Kâf u nûn üzre kurulmuş bir binâdır kâinât
Bak ne âlîdir nasıl hayret-fezâdır kâinât
Buldu çün nûr-ı server-i fahr-i âlemden vücûd
Bâr-ı şâh-ı bâğ-ı hubb-i Mustafâ’dır kâinât
Dem-be-dem sâ‘at-be-sa‘at bâ zebân-ı hâl ü kâl
Zâkir-i nâm-ı cenâb-ı kibriyâdır kâinât
İtmemek kâbil değil bir nesne ifnâ-yı vücûd
Nass-ı kâtı‘la esâsen bî-bekâdır kâinât
An-ı mevcûdâta eyler kudretu’llahı ayân
Bâdiyâ âyîne-i ibret-nümâdır kâinât
Müfredat
Etme fazl-ı eb ile fahr eyle tahsîl-i kemâl
Mâl eder amma kemâl etmez pederden intikâl
Dem-be-dem germâbe-i çarha girip çıkmakda nâs
Nice tenler yıkamış bu eski hammâm eski tâs
Değişmem mihr-i âlem-tâbı çarha Bâdiyâ bi’llah
O ednâ zerreyi kim cüz’ü hâşâk-ı vatandandır
Ey bâd var saçların öp benden ol mehin
Arz et cefâ-yı rişte-i hicrânı mû-be-mû
Girdi rakîb gönlüne âl eyleyib şarâb
Taştan sakınmaz ol delikanlı ayağını
Ruhun vasfında vardır ben gibi bin dâne vassâfın
Saçın bahsinde ammâ kalmadı cem‘iyyet-i ahbâb
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | SÂLİKÎ | d. ? - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | SERVET BEY | d. ? - ö. l890 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | VÂLİHÎ, Kurd-zâde Şeyh Vâlihî Efendi | d. ? - ö. 1585 | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | NA'TÎ, Ahmed Hüsameddin Dede | d. 1839 - ö. 1900 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | NÂZIM | d. 1839 - ö. ? | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | SEYYİD | d. 1839-1840 - ö. 1910 | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | NAZLI GELİN, Ayşe | d. 1860 - ö. 1908 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | HİLMİ (HİLMİ DEDE), Mehmed Ali Hilmi Dedebaba | d. 1842 - ö. 1908 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | BURHANİ, Mehmed Ali | d. 1835 - ö. 1908 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | AHMED BEHÇET | d. 1859 - ö. 1915 | Meslek | Görüntüle |
11 | Halil Nihat Boztepe | d. 1882 - ö. 17 Şubat 1949 | Meslek | Görüntüle |
12 | ADEM ULUTAŞ | d. 06.04.1966 - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
13 | CELÂLÎ, Celâleddîn Çelebi | d. ? - ö. 1870 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | VEHBÎ, Sâlih Vehbî Efendi | d. ? - ö. 1828 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | RİF’AT, Halîl Rif'at Efendi | d. 1829 - ö. 1893 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
16 | FEHMÎ, Baltacı-zâde Abdullâh Efendi | d. ? - ö. 1726-27 | Madde Adı | Görüntüle |
17 | HULDÎ, Mustafa Efendi | d. 1667-68 - ö. 1725-26 | Madde Adı | Görüntüle |
18 | İŞTİBÎ, Abdülkerim Efendi | d. ? - ö. 1606 | Madde Adı | Görüntüle |