Madde Detay
DEVAMÎ, Ali, Silleli
(d. 1278/1279/1862 - ö. 1329/1330/1913)
Âşık
(Âşık / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
Asıl adı Ali olan âşık 1862 yılında Konya’nın Sille mahallesinde doğdu. Doğum tarihi Fuat Köprülü ve Ali Çelik tarafından 1862 olarak verilirken (Köprülü 1962: 542; Çelik 2006: 240), Emir Kalkan Devâmî’nin 1864 yılında doğduğunu belirtmektedir (1991: 97). Babası Silleli Âşık Feşânî’dir. Geçimini Tekel idaresinde kolculuk, çömlekçilik ve bahçıvanlık yaparak sağladı (Kalkan 1991: 97). Bahçe düzenlemesi için götürüldüğü Karabağ’ın Gülbahçe köyünde, Köprülü'ye göre 1913'te vefat etti (1962: 542). Vefat tarihi Çelik tarafından 1916 (2006: 240), Kalkan tarafından 1920 olarak verilir.
Devâmî’nin bu mahlasını, kendisini babası Âşık Feşanî’nin devamı olarak gördüğü için aldığı belirtilmektedir (Çelik 2006: 240). Konya âşıklık geleneğinin usta temsilcilerinden olan Devâmî, âşık sanatını usta-çırak yöntemiyle kazandı. Ustası Silleli âşıklardan aynı zamanda babası olan Feşânî’dir. Gençliğinde klarnet ve keman çaldı. Öncelikle usta malı deyişler söyleyerek kendini tanıttı. Yaşadığı dönemde sazı ve sözüyle ün yaptı. Silleli Âşık Nigârî ile birlikte seyahatler yaptı. Pek çok yeri dolaşarak sanatını icra etti. Bu seyahatleri sırasında dönemin diğer âşıklarıyla da tanışarak atışmalar yapma fırsatı buldu (Kalkan 1991: 97).
Devâmî, 19. yüzyılda Silleli âşıklar arasında Konya âşıklık geleneğini temsil eden önemli bir âşıktır. Şiirlerinde hece ve aruz veznini kullandı. Silleli Sururî, Feşânî, Nigârî gibi âşıkların etkisinde kaldı. Âşık tarzı Türk şiirinin koşma, divan, semai ve destan türlerinde eserler verdi. Şiirlerini bir defterde topladı. Fakat Devâmî’nin şiirlerini kendi el yazısıyla oluşturduğu belirtilen bu defter henüz bulunamadığı için elde çok az şiiri mevcuttur.
Şair hakkında bilgi veren en eski yazılı kaynak Fuat Köprülü’nün Türk Saz Şairleri adlı eseridir. Şiirleri diğer saz şiiri/ halk şiiri/ âşık şiirini konu alan kimi antoloji ve ansiklopedilerde yer alır.
Kaynakça
Çelik, Ali (2006). Türk Halk Şiiri Antolojisi. İstanbul: Timaş Yay.
Kalkan, Emir (1991). XX. Yüzyıl Türk Halk Şairleri Antolojisi. Ankara: Kültür Bakanlığı Yay.
Köprülü, M. Fuad (1962). Türk Saz Şairleri. C. I-V. Ankara: Millî Kültür Yay.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: PROF. DR. ALİ YAKICIYayın Tarihi: 03.03.2015Güncelleme Tarihi: 06.12.2020Eserlerinden Örnekler
Koşma
Rahm eyleyin benim garip halime
Kalmışım gurbette ararım yoktur
Terk eyledi bülbül konmaz dalıma
Gezerim çöllerde kararım yoktur
Bir onulmaz derde düştüm ararım
Aşk narına ciğerciğim dağlarım
Kaygundur yaralar sargı bağlarım
Merhem edip bana sararım yoktur
Yazılmış alnımın yazısı kara
Benim bu derdime bulunmaz çare
Gece gündüz düştüm ben ah u zara
Hâlin nedir deyip sorarım yoktur
Perişan halimden kimse bilmedi
Akan çeşmim yaşın gelip silmedi
Coştu Tuna gibi hiç eksilmedi
Perişan zülüfler tararım yoktur
Kurtulup bu dertten iyi olamam
O nazlı yârimi gayrı bulamam
Devâmî’yim ben gurbette kalamam
Benim bir kimseye zararım yoktur
Köprülü, M. Fuad (1962). Türk Saz Şairleri C. I-V. Ankara: Millî Kültür Yay. 601.
Destan
Şu yalan dünyada kılsan namaz
Bakıp da sözüne uyma şeytana
Edersen hesodluk olursan gammaz
Sonunda çekecek bak seni isyana
Koymazlar adamı kendi haline
Erdirmez destini zerre malına
Girerler dört kişi anın salına
Ol vakit atarlar seni zindana
Eda eyle farzı tut sen orucu
Kabirde başına gelir sorucu
Kıyamette üfler Sur’u borucu
Girer can cesede çıkan meydana
Her yanların üryan düşersin yola
Saçını başını hem yola yola
Var ise sermayen bir medar ola
Varır dayanırsın sen de Mizan’a
Huda’nın emriyle Mizan kurulur
Haklının haksızdan hakkı sorulur
Var ise kusurun elbet zor olur
Girersin ol vakit nâr-ı sûzana
Günahın miktarı yakarlar canı
Anın arşa çıkar ah ü figanı
Müminin ümidi şefaat kanı
Edelim ümmetlik o bir Sultan’a
Dile bir murada ermek istersen
Hakkın didarını görmek istersen
Cenneti âlâya girmek istersen
Sıdk ile niyaz et sen de Sübhân’a
Şu yalan dünyada istemen malı
Olmak isterseniz o nârdan hâli
Sonu viranlıktır bunun ahali
Güvenir Devamî ulu Yezdan’a
Köprülü, M. Fuad (1962). Türk Saz Şairleri C. I-V. Ankara: Millî Kültür Yay. 602-603.
Divan
Şahsına baksan iydiştir hergeleye öğreklenir
Burkulmuş aygır misali taşaksız yoksa sen misin?
Zerrece yoktur cesaret kendine böğreklenir
Rahi aşkta zeybek ol bıçaksız yoksa sen misin?
Dost deyü uryan olup da mâsivâyı terk eden
Okuyup aşkın kitabın gece gündüz ders eden
Han, hamam, kahve köşesin bekleyip de derc eden
Bit boğup da öldüren yavşaksız yoksa sen misin?
Ol bezirgân defterinde kaydı çok kısır olan
Her kilim keçe yerine altına hasır alan
Bal veren arılar gibi daima kısır kalan
Şu cihanda derbeder uşaksız yoksa sen misin?
Züğürtlükte namdardır saltanat sahibi olan
İflaslıkta muteberdir darlıkta nema bulan
Müflisin kibarı cavlak daima işi yalan
Ey Devamî belde yok kuşaksız yoksa sen misin?
Kalkan, Emir (1991). XX. Yüzyıl Türk Halk Şairleri Antolojisi. Ankara: Kültür Bakanlığı Yay. 98.
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 03.03.2015Güncelleme Tarihi: 06.12.2020Eserlerinden Örnekler
Koşma
Rahm eyleyin benim garip halime
Kalmışım gurbette ararım yoktur
Terk eyledi bülbül konmaz dalıma
Gezerim çöllerde kararım yoktur
Bir onulmaz derde düştüm ararım
Aşk narına ciğerciğim dağlarım
Kaygundur yaralar sargı bağlarım
Merhem edip bana sararım yoktur
Yazılmış alnımın yazısı kara
Benim bu derdime bulunmaz çare
Gece gündüz düştüm ben ah u zara
Hâlin nedir deyip sorarım yoktur
Perişan halimden kimse bilmedi
Akan çeşmim yaşın gelip silmedi
Coştu Tuna gibi hiç eksilmedi
Perişan zülüfler tararım yoktur
Kurtulup bu dertten iyi olamam
O nazlı yârimi gayrı bulamam
Devâmî’yim ben gurbette kalamam
Benim bir kimseye zararım yoktur
Köprülü, M. Fuad (1962). Türk Saz Şairleri C. I-V. Ankara: Millî Kültür Yay. 601.
Destan
Şu yalan dünyada kılsan namaz
Bakıp da sözüne uyma şeytana
Edersen hesodluk olursan gammaz
Sonunda çekecek bak seni isyana
Koymazlar adamı kendi haline
Erdirmez destini zerre malına
Girerler dört kişi anın salına
Ol vakit atarlar seni zindana
Eda eyle farzı tut sen orucu
Kabirde başına gelir sorucu
Kıyamette üfler Sur’u borucu
Girer can cesede çıkan meydana
Her yanların üryan düşersin yola
Saçını başını hem yola yola
Var ise sermayen bir medar ola
Varır dayanırsın sen de Mizan’a
Huda’nın emriyle Mizan kurulur
Haklının haksızdan hakkı sorulur
Var ise kusurun elbet zor olur
Girersin ol vakit nâr-ı sûzana
Günahın miktarı yakarlar canı
Anın arşa çıkar ah ü figanı
Müminin ümidi şefaat kanı
Edelim ümmetlik o bir Sultan’a
Dile bir murada ermek istersen
Hakkın didarını görmek istersen
Cenneti âlâya girmek istersen
Sıdk ile niyaz et sen de Sübhân’a
Şu yalan dünyada istemen malı
Olmak isterseniz o nârdan hâli
Sonu viranlıktır bunun ahali
Güvenir Devamî ulu Yezdan’a
Köprülü, M. Fuad (1962). Türk Saz Şairleri C. I-V. Ankara: Millî Kültür Yay. 602-603.
Divan
Şahsına baksan iydiştir hergeleye öğreklenir
Burkulmuş aygır misali taşaksız yoksa sen misin?
Zerrece yoktur cesaret kendine böğreklenir
Rahi aşkta zeybek ol bıçaksız yoksa sen misin?
Dost deyü uryan olup da mâsivâyı terk eden
Okuyup aşkın kitabın gece gündüz ders eden
Han, hamam, kahve köşesin bekleyip de derc eden
Bit boğup da öldüren yavşaksız yoksa sen misin?
Ol bezirgân defterinde kaydı çok kısır olan
Her kilim keçe yerine altına hasır alan
Bal veren arılar gibi daima kısır kalan
Şu cihanda derbeder uşaksız yoksa sen misin?
Züğürtlükte namdardır saltanat sahibi olan
İflaslıkta muteberdir darlıkta nema bulan
Müflisin kibarı cavlak daima işi yalan
Ey Devamî belde yok kuşaksız yoksa sen misin?
Kalkan, Emir (1991). XX. Yüzyıl Türk Halk Şairleri Antolojisi. Ankara: Kültür Bakanlığı Yay. 98.
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 06.12.2020Eserlerinden Örnekler
Koşma
Rahm eyleyin benim garip halime
Kalmışım gurbette ararım yoktur
Terk eyledi bülbül konmaz dalıma
Gezerim çöllerde kararım yoktur
Bir onulmaz derde düştüm ararım
Aşk narına ciğerciğim dağlarım
Kaygundur yaralar sargı bağlarım
Merhem edip bana sararım yoktur
Yazılmış alnımın yazısı kara
Benim bu derdime bulunmaz çare
Gece gündüz düştüm ben ah u zara
Hâlin nedir deyip sorarım yoktur
Perişan halimden kimse bilmedi
Akan çeşmim yaşın gelip silmedi
Coştu Tuna gibi hiç eksilmedi
Perişan zülüfler tararım yoktur
Kurtulup bu dertten iyi olamam
O nazlı yârimi gayrı bulamam
Devâmî’yim ben gurbette kalamam
Benim bir kimseye zararım yoktur
Köprülü, M. Fuad (1962). Türk Saz Şairleri C. I-V. Ankara: Millî Kültür Yay. 601.
Destan
Şu yalan dünyada kılsan namaz
Bakıp da sözüne uyma şeytana
Edersen hesodluk olursan gammaz
Sonunda çekecek bak seni isyana
Koymazlar adamı kendi haline
Erdirmez destini zerre malına
Girerler dört kişi anın salına
Ol vakit atarlar seni zindana
Eda eyle farzı tut sen orucu
Kabirde başına gelir sorucu
Kıyamette üfler Sur’u borucu
Girer can cesede çıkan meydana
Her yanların üryan düşersin yola
Saçını başını hem yola yola
Var ise sermayen bir medar ola
Varır dayanırsın sen de Mizan’a
Huda’nın emriyle Mizan kurulur
Haklının haksızdan hakkı sorulur
Var ise kusurun elbet zor olur
Girersin ol vakit nâr-ı sûzana
Günahın miktarı yakarlar canı
Anın arşa çıkar ah ü figanı
Müminin ümidi şefaat kanı
Edelim ümmetlik o bir Sultan’a
Dile bir murada ermek istersen
Hakkın didarını görmek istersen
Cenneti âlâya girmek istersen
Sıdk ile niyaz et sen de Sübhân’a
Şu yalan dünyada istemen malı
Olmak isterseniz o nârdan hâli
Sonu viranlıktır bunun ahali
Güvenir Devamî ulu Yezdan’a
Köprülü, M. Fuad (1962). Türk Saz Şairleri C. I-V. Ankara: Millî Kültür Yay. 602-603.
Divan
Şahsına baksan iydiştir hergeleye öğreklenir
Burkulmuş aygır misali taşaksız yoksa sen misin?
Zerrece yoktur cesaret kendine böğreklenir
Rahi aşkta zeybek ol bıçaksız yoksa sen misin?
Dost deyü uryan olup da mâsivâyı terk eden
Okuyup aşkın kitabın gece gündüz ders eden
Han, hamam, kahve köşesin bekleyip de derc eden
Bit boğup da öldüren yavşaksız yoksa sen misin?
Ol bezirgân defterinde kaydı çok kısır olan
Her kilim keçe yerine altına hasır alan
Bal veren arılar gibi daima kısır kalan
Şu cihanda derbeder uşaksız yoksa sen misin?
Züğürtlükte namdardır saltanat sahibi olan
İflaslıkta muteberdir darlıkta nema bulan
Müflisin kibarı cavlak daima işi yalan
Ey Devamî belde yok kuşaksız yoksa sen misin?
Kalkan, Emir (1991). XX. Yüzyıl Türk Halk Şairleri Antolojisi. Ankara: Kültür Bakanlığı Yay. 98.
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Koşma
Rahm eyleyin benim garip halime
Kalmışım gurbette ararım yoktur
Terk eyledi bülbül konmaz dalıma
Gezerim çöllerde kararım yoktur
Bir onulmaz derde düştüm ararım
Aşk narına ciğerciğim dağlarım
Kaygundur yaralar sargı bağlarım
Merhem edip bana sararım yoktur
Yazılmış alnımın yazısı kara
Benim bu derdime bulunmaz çare
Gece gündüz düştüm ben ah u zara
Hâlin nedir deyip sorarım yoktur
Perişan halimden kimse bilmedi
Akan çeşmim yaşın gelip silmedi
Coştu Tuna gibi hiç eksilmedi
Perişan zülüfler tararım yoktur
Kurtulup bu dertten iyi olamam
O nazlı yârimi gayrı bulamam
Devâmî’yim ben gurbette kalamam
Benim bir kimseye zararım yoktur
Köprülü, M. Fuad (1962). Türk Saz Şairleri C. I-V. Ankara: Millî Kültür Yay. 601.
Destan
Şu yalan dünyada kılsan namaz
Bakıp da sözüne uyma şeytana
Edersen hesodluk olursan gammaz
Sonunda çekecek bak seni isyana
Koymazlar adamı kendi haline
Erdirmez destini zerre malına
Girerler dört kişi anın salına
Ol vakit atarlar seni zindana
Eda eyle farzı tut sen orucu
Kabirde başına gelir sorucu
Kıyamette üfler Sur’u borucu
Girer can cesede çıkan meydana
Her yanların üryan düşersin yola
Saçını başını hem yola yola
Var ise sermayen bir medar ola
Varır dayanırsın sen de Mizan’a
Huda’nın emriyle Mizan kurulur
Haklının haksızdan hakkı sorulur
Var ise kusurun elbet zor olur
Girersin ol vakit nâr-ı sûzana
Günahın miktarı yakarlar canı
Anın arşa çıkar ah ü figanı
Müminin ümidi şefaat kanı
Edelim ümmetlik o bir Sultan’a
Dile bir murada ermek istersen
Hakkın didarını görmek istersen
Cenneti âlâya girmek istersen
Sıdk ile niyaz et sen de Sübhân’a
Şu yalan dünyada istemen malı
Olmak isterseniz o nârdan hâli
Sonu viranlıktır bunun ahali
Güvenir Devamî ulu Yezdan’a
Köprülü, M. Fuad (1962). Türk Saz Şairleri C. I-V. Ankara: Millî Kültür Yay. 602-603.
Divan
Şahsına baksan iydiştir hergeleye öğreklenir
Burkulmuş aygır misali taşaksız yoksa sen misin?
Zerrece yoktur cesaret kendine böğreklenir
Rahi aşkta zeybek ol bıçaksız yoksa sen misin?
Dost deyü uryan olup da mâsivâyı terk eden
Okuyup aşkın kitabın gece gündüz ders eden
Han, hamam, kahve köşesin bekleyip de derc eden
Bit boğup da öldüren yavşaksız yoksa sen misin?
Ol bezirgân defterinde kaydı çok kısır olan
Her kilim keçe yerine altına hasır alan
Bal veren arılar gibi daima kısır kalan
Şu cihanda derbeder uşaksız yoksa sen misin?
Züğürtlükte namdardır saltanat sahibi olan
İflaslıkta muteberdir darlıkta nema bulan
Müflisin kibarı cavlak daima işi yalan
Ey Devamî belde yok kuşaksız yoksa sen misin?
Kalkan, Emir (1991). XX. Yüzyıl Türk Halk Şairleri Antolojisi. Ankara: Kültür Bakanlığı Yay. 98.
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | TEVFİK, Abdullah | d. ? - ö. 1854-1855 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | ÖZHANÎ, Zekeriya Özhan | d. 12.10.1965 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | KURBAN | d. ? - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | BÂNÛ, Cevheriye Banu | d. 1862-1864? - ö. 1914-1916? | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | ZEYNELÂBİDÎN | d. 1862-63 - ö. 1913-14? | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | ŞEHVÂRÎ, Ahmed Şükrü | d. 1862/1863 - ö. 1914-1915 | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | HIFZÎ, Mehmet | d. 1860 - ö. 1913 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | PESENDÎ ALİ DEDE, Kütahyalı | d. 1813 - ö. 1913 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | HASAN | d. 1887 - ö. 1913/1914? | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | HASAN ÖZCAN | d. 1913 - ö. 23.01.1995 | Meslek | Görüntüle |
11 | HİRKATÎ, Muhammed Emin Hocamkulu | d. 1620 - ö. 1670 | Meslek | Görüntüle |
12 | RUFAÎ, Yusuf | d. ? - ö. 1878 | Meslek | Görüntüle |
13 | DERVİŞOĞLU/RECEP, Recep | d. 1845 - ö. 27.05.1915 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | FATMA BACI | d. ? - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | IŞIĞI, Emrah Ahıskalı | d. ? - ö. ? | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
16 | NAZİLE, Nazile Demir | d. 1955 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
17 | BATTAL HOCA, Battal | d. ? - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
18 | UCAR, Hayri Ucar | d. 1933 - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |