Madde Detay
GÂLİB, Mehmed Sa'îd Paşa
(d. 1177/1763 - ö. 1244/1829)
divan şairi, devlet adamı
(Divan/Yazılı Edebiyat / 19. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4
1177/1763 yılında İstanbul'da doğdu. Asıl adı Seyyid Mehmed Sa'îd Gâlib Paşa'dır. Mektûbî-i Sadâret-i Âlî Kalemi başhalifesi olan Seyyid Ahmed Efendi'nin oğludur. Babasının 1774 yılında vefatı üzerine aynı kalemde babasının halefi olan Berrî Abdullah Efendi tarafından himaye edildi. 1791'de Mükâleme Meclisi kâtipliğiyle göreve başladı. 1795 yılında Mektûbî-i Sadâret-i Âlî Kalemi'nde başhalife olduysa da ertesi yıl bu görevinden alınarak cebeciler kâtipliğine ve ardından âmedciliğe getirildi. 1802 yılında Fransa ile yapılacak müzakerelere katılmak üzere murahhas olarak Paris'e gönderildi. Burada Talleyrand ve Napolyon Bonapart ile görüşen Gâlib Efendi, Fransa kralının Mısır seferi yüzünden bozulmuş olan dostluk ilişkilerinin yeniden canlandırılması için iki devlet arasında barış yapılmasını temine çalıştı. Zira onun görevleri arasında Fransa ile eski dostluğu yeniden tesis ederek Nizâm-ı Cedîd programının yürütülebilmesi için gerekli subay ve uzmanları bu ülkeden sağlamak da vardı. Nitekim Bonapart'ın, Fransa'nın Karadeniz'de ticaret yapmak için Osmanlı devletinden ısrarla istediği ruhsatnamenin verilmesi gerektiğini Bâbıâlî'ye bildirmiş ve III. Selîm'in onayını almıştı. Böylece 1798 yılından beri iki devlet arasında hukuki bakımdan süregelmekte olan savaş hâline 25 Haziran 1802'de Paris'te imzalanan antlaşma ile son verilmiş oldu. Gâlib Efendi 1803 yılı başlarında İstanbul'a döndü ve büyük tezkireciliğe getirildi. Ekim 1806'da Ahmed Vâsıf Efendi'nin yerine reisülküttablığa tayin edildi. III. Selîm'in tahttan indirilerek IV. Mustafa'nın tahta geçirilmesi (Mayıs 1807) üzerine görevinden azledildi. Reisülküttablık görevinde bulunmamasına rağmen Gâlib Efendi, Ruslarla barış antlaşması yapmakla görevlendirildi ve 25 Ağustos 1807'de Yergöğü mütarekesini imzaladı. 16 Nisan 1808'de ikinci defa reisülküttab oldu. IV. Mustafa'nın tahttan indirilip II. Mahmûd'un tahta çıkarılması sırasında mevkiini korudu. 1808 yılı sonlarında Rusya ile yapılması düşünülen barış için birinci murahhas tayin edilerek Yaş'a gönderildi. Fakat Rusya'nın Memleketeyn üzerinde ısrarı karşısında görüşmelere son vererek İstanbul'a döndü ve böylece Rusya ile savaş kaçınılmaz hâle geldi. Reisülküttab sıfatıyla 1809 seferine katılan Gâlib Efendi, 1811 yılı ortalarında sadaret kethudası oldu. 1812 yılında üçüncü defa reisülküttablığa getirildi. Birkaç ay sonra azledilerek Kütahya'ya sürüldü. Kısa bir süre sonra affedilen Gâlib Efendi'ye 1814 yılının ortalarında vezirlik rütbesiyle Bolu ve Viranşehir sancakları tevdi edildi. Sonra sırasıyla 1815'te Sivas, 1816'da Niğde ve Yenişehir, sonra Ankara ve Çankırı, sonra ikinci defa Bolu ve Kastamonu valisi oldu. 1821 yılı ortalarında vezareti kaldırılıp Konya'da mecburi ikamete tabi tutuldu. 1822 yılında vezirliği geri verilerek Kayseri ve Bozok sancakları mutasarrıflığına tayin edildi. 1823 Kasımında ise Hüdavendigar ve Kocaeli sancakları ilavesiyle Karadeniz Boğazı'nın Rumeli sahilleri muhafızlığına getirildi. 14 Aralık 1823'te Mora'da çıkan Rum isyanı sırasında sadrazamlığa getirilen Gâlib Paşa'nın bu görevi dokuz ay kadar sürdü, sonra azledildi. Vezirliği kaldırılarak Gelibolu'da ikamete mecbur tutulan Gâlib Paşa'nın sürgün yeri beş altı ay kadar sonra Manisa'ya çevrildi; ancak daha oraya varmadan vezirliği iade edilip Erzurum valiliğiyle Şark seraskerliğine gönderildi. Erzurum'da bulunduğu sırada Bâbıâli'ye gönderdiği yazılarında ısrarla Rusların Osmanlı devletine karşı savaşa hazırlandıklarını, bu bakımdan Anadolu'daki sınır boylarında düzenli asker sayısının artırılmasını istedi. Gerçekten Ruslar 1828 yılının ortalarında Rumeli'de ve Doğu Anadolu'da saldırıya geçtiler. Mühimmat, topçu yetersizliği ve karışık halkın ilgisizliği yüzünden Gâlib Paşa, Kars Kalesi'ni Ruslara terketmek zorunda kaldı. Onun bu hareketi padişaha korkaklık şeklinde yansıtılınca Sultan Mahmûd tarafından görevinden alındı ve Balıkesir'e sürgüne gönderildi. 1829 yılında bu haksız muamele dolayısıyla üzüntüsünden hastalandı ve sürgünde bulunduğu Balıkesir'de 1244/1829 yılında vefat etti. Mezarı Zağanos Paşa Camii haziresindedir.
Kütahya'da bulunduğu sırada buradaki Mevlevî ve Kadirî Tekkesi şeyhlerinin ikameti için bir ev yaptırmış, İstanbul'da Kâsım Çavuş Camii'ni tamir ettirmiştir (Köprülü 1996: 329-331). Mehmed Süreyya'ya göre kısa boylu, güzel yüzlü bir zat imiş. Parasının hesabını bilemediğinden öldüğünde bıraktıkları borçlarını karşılamaya yetmemiştir. Evlendiyse de hiç çocuğu olmamıştır (Mehmed Süreyya 1311: 616).
Eserleri şunlardır:
1. Dîvânçe: Yazma hâlindedir.
2. Fransa Sefâretnâmesi: Millet Kütüphanesi AE Tarih Nr. 832'de bulunan eksik nüshası Edebiyyât-ı Umûmiyye Mecmuası'nda yayımlanmıştır.
3. Revâbitü'l-Ukûd: Vekâyi kitabetinde bulunduğu Yaş ve Ziştovi antlaşmalarının mazbatalarıdır, basılmıştır.
Gâlib Paşa XIX. yüzyılın ilk yarısında yetişmiş devlet adamlarının önde gelenlerindendir. Çeşitli görevleri sırasında yazdığı resmî yazıları Avrupa siyasetine olan vukufunun başlıca delilleridir. Âmedciliği sırasında Paris'ten gönderdiği mektuplar da bu hükmü doğrulamaktadır. Sefâretnâme'si kendisinin iyi bir müdekkik olduğunu göstermektedir. Yabancı dil bilmemesine rağmen el attığı işlerin künhüne nüfuz etmesini bilen Gâlib Paşa'nın manzumeleri de bulunmaktadır. Gâlib Paşa adam yetiştirmeye büyük önem vermiş ve Pertev Mehmed Sa'îd Paşa'yı yetiştirmiştir. Bunun da Mustafa Reşid Paşa'yı yetiştirdiği göz önünde tutulursa Gâlib Paşa'nın bir bakıma modern Türk diplomasisinin kurucusu olduğu söylenebilir (Köprülü 1996: 331). Şemseddîn Sâmî'ye göre münşî ve şair, hüsn-i hatta malik, o zamana göre yabancı ülkelerin işlerine aşina, cömert ve kerim bir zat idi (1314: 3246).
Kaynakça
Bursalı Mehmed Tahir (1342). Osmanlı Müellifleri. C. III. İstanbul.
Fatîn Dâvud (1271). Hâtimetü'l‑Eş‘âr. İstanbul.
Köprülü, Orhan F. (1996). "Gâlib Paşa". İslam Ansiklopedisi. C. XIII. İstanbul: TDV Yay.
Kurnaz, Cemal ve Mustafa Tatcı (hzl.) (2001). Mehmed Nail Tuman, Tuhfe-i Nâ'ilî-Divan Şairlerinin Muhtasar Biyografileri. C. II. Ankara: Bizim Büro Yay.
Mehmed Süreyya (1311). Sicill-i Osmânî. C. III. İstanbul.
Şemseddin Sâmî (1314). Kâmûsü'l‑A‘lâm. C. V. İstanbul.
Unat, Faik Reşit (1968). Osmanlı Sefirleri ve Sefaretnâmeleri. Ankara.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: PROF. DR. MEHMET ARSLANYayın Tarihi: 13.06.2014Güncelleme Tarihi: 02.12.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Her bûseye ol şûh güzel gerdeni bensiz
Hulkında da hüsninde de gûyâ ki dehensiz
Ruhsârına ol sebze-i hat virdi letâfet
Yok revnakı bâğın eger olursa çemensiz
Tiz gelse devâmı olamaz devlet-i dehrin
Yok lezzeti vaslın olıcak hecr ü mihensiz
Fasl oldı bahâr sayf ile hem köhnesi geldi
Dil istemedi azm-i reh-i gülşeni sensiz
Gâlib çalışur peyrev-i irfân olayım dir
De'b-i şu'arâ şöyle ki durmazdı sühansız
(Fatîn Dâvud (1271). Hâtimetü'l‑Eş‘âr. İstanbul. 310.)
İlişkili Maddeler
Yayın Tarihi: 13.06.2014Güncelleme Tarihi: 02.12.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Her bûseye ol şûh güzel gerdeni bensiz
Hulkında da hüsninde de gûyâ ki dehensiz
Ruhsârına ol sebze-i hat virdi letâfet
Yok revnakı bâğın eger olursa çemensiz
Tiz gelse devâmı olamaz devlet-i dehrin
Yok lezzeti vaslın olıcak hecr ü mihensiz
Fasl oldı bahâr sayf ile hem köhnesi geldi
Dil istemedi azm-i reh-i gülşeni sensiz
Gâlib çalışur peyrev-i irfân olayım dir
De'b-i şu'arâ şöyle ki durmazdı sühansız
(Fatîn Dâvud (1271). Hâtimetü'l‑Eş‘âr. İstanbul. 310.)
İlişkili Maddeler
Güncelleme Tarihi: 02.12.2020Eserlerinden Örnekler
Gazel
Her bûseye ol şûh güzel gerdeni bensiz
Hulkında da hüsninde de gûyâ ki dehensiz
Ruhsârına ol sebze-i hat virdi letâfet
Yok revnakı bâğın eger olursa çemensiz
Tiz gelse devâmı olamaz devlet-i dehrin
Yok lezzeti vaslın olıcak hecr ü mihensiz
Fasl oldı bahâr sayf ile hem köhnesi geldi
Dil istemedi azm-i reh-i gülşeni sensiz
Gâlib çalışur peyrev-i irfân olayım dir
De'b-i şu'arâ şöyle ki durmazdı sühansız
(Fatîn Dâvud (1271). Hâtimetü'l‑Eş‘âr. İstanbul. 310.)
İlişkili Maddeler
Eserlerinden Örnekler
Gazel
Her bûseye ol şûh güzel gerdeni bensiz
Hulkında da hüsninde de gûyâ ki dehensiz
Ruhsârına ol sebze-i hat virdi letâfet
Yok revnakı bâğın eger olursa çemensiz
Tiz gelse devâmı olamaz devlet-i dehrin
Yok lezzeti vaslın olıcak hecr ü mihensiz
Fasl oldı bahâr sayf ile hem köhnesi geldi
Dil istemedi azm-i reh-i gülşeni sensiz
Gâlib çalışur peyrev-i irfân olayım dir
De'b-i şu'arâ şöyle ki durmazdı sühansız
(Fatîn Dâvud (1271). Hâtimetü'l‑Eş‘âr. İstanbul. 310.)
İlişkili Maddeler
Sn. | Madde Adı | D.Tarihi / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | ZİHNÎ, Mehmed Zihnî Efendi | d. 1846 - ö. 1913 | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | FASÎHÎ, Uşşâkî-zâde Mehmed | d. ? - ö. 1655 | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | Zeynep Özdal | d. 09 Ekim 1985 - ö. ? | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | NECÎB, İbrahim Bey | d. 1763-64 - ö. 1818-19 | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | MUSTAFA VÂZIH | d. 1763 - ö. 1831? | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | HÜSNÎ, Hasan Hüsnî Efendi | d. ? - ö. 1829 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
7 | PİR MEHMED, Pir Mehmed Dede | d. 1755 - ö. 1829 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | ÂRİF, Ârif Mehmed Efendi, Tüfenkçibaşı | d. 1757 - ö. 1829 | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | EYYÛB SABRÎ PAŞA, Yenişehirli | d. ? - ö. 1890 | Meslek | Görüntüle |
10 | SEHEND/RAZÎ, Bulud Karaçorlu | d. 1922? - ö. 11.04.1977 | Meslek | Görüntüle |
11 | Ali Hüseyin (Hüseyinzâde) Turan | d. 8 Mart 1864 - ö. 17 Mart 1940 | Meslek | Görüntüle |
12 | EŞREF, Eşref Halîl Efendi | d. ? - ö. 1876 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
13 | ZİYÂ, Yûsuf Ziyâeddîn Efendi | d. ? - ö. 1853-1861 yılları arası | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | BEDRÎ, Ebu Bekir-zâde Mustafa Bedrî, Mustafa Bedreddîn | d. 1743-44 - ö. 1820-21 | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | Mehmed Şem'î | d. ? - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
16 | ÜMMÎ ÎSÂ | d. ? - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
17 | RESMÎ | d. ? - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |