RESMÎ, Açıkbaş Mahmud Efendi

(d. 1010/1601 - ö. 1077/1666)
tekke şairi
(Tekke / 17. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
ISBN: 978-9944-237-86-4

Açıkbaş Mahmûd Efendi’nin adı Seyyid Mahmûd bin Seyyid Mehmed en-Nakşibend el-Urmevî olup, şiirlerinde Resmî, Âcizî, Diyârbekrî mahlaslarını kullanmıştır. Yaz kış başı açık dolaştığı için “Açıkbaş” olarak isimlendirilmiştir. Mahmûd Efendi 1010/1601 tarihinde Diyarbakır’da doğmuştur. Ailesi aslen Urmiyeli olup, Safevilerin bu bölgeyi işgal etmelerinden dolayı Diyarbakır’a göç etmiştir. Mahmûd Efendi Diyarbakır’da devrin âlimlerinden ilim tahsil etmiştir. O dönemin yöneticileri ile yaptığı sohbetlerden de etkilenerek yönetici olmaya karar vermiş ve ilk olarak Mardin Voyvodası tayin edilmiş, bir müddet bu görevde bulunmuştur. Ancak devlet görevlisi olarak çalışmayı bırakarak tekrar Diyarbakır’a dönmüş ve o dönemde Doğu Anadolu’nun manevi mürşidi sayılan amcası Azîz Mahmûd Urmevî’ye intisab ederek kendisinden icazet almıştır. Azîz Mahmûd Efendi, babasından aldığı tasavvufî eğitimi Diyarbakır’da kurduğu tekkede müridlerine aktarmış, ayrıca tahsil ettiği dinî ilimleri de tekesinin yanına inşa ettirdiği medrese talebelerine tahsil ettirmiştir. Müridlerinin sayısı gün geçtikçe artan Azîz Mahmûd Efendi, kendisini çekemeyen bazı kimselerin şikâyeti üzerine IV. Murad’ın Bağdat seferinden sonra 1047/1638 tarihinde idam edilmiştir. Şeyhi ve amcasının idam edilmesinden sonra Diyarbakır’ı terk eden Mahmûd Efendi, başta Kahire, Bağdat ve İstanbul olmak üzere dönemin ilim merkezlerini dolaşmış ve Bursa’ya gelerek bu şehirde karar kılmıştır. Burada başta Dâye Hâtun Câmii olmak üzere farklı camilerde, daha sonra da Darbhane Mahallesi’nde (bugünkü Tophane semtinde) bir dergâh kurarak irşad faaliyetlerinde bulunmuştur. Kurduğu dergâhının ismi daha sonra kurulan Nakşî Cizyedarzâde Zâviyesi ile karışmaması için Nakşibendî-i Atik ismiyle anılmaya devam etmiştir. Kurduğu dergâhta Nakşîlerde esas olan hafî zikrin aksine, cehri zikir yapmayı tercih etmiştir. Kabına sığmayan davranışları ve cezbeli hayatı nedeniyle şikâyet edilmiş ve İstanbul’da mahkeme edilen Şeyh Mahmûd Efendi’nin bazı kayıtlarda sürgün edildiği de yazılmıştır. Sürgün hayatı sona eren Şeyh Mahmûd Efendi tekrar Bursa’ya dönmüş, 15 Rebiülâhir 1077/15 Ekim 1666 Cuma günü ikindi vaktinde vefat etmiş ve bir müddet imamlık yaptığı Dâye Hâtun Câmii haziresine defnedilmiştir. Vefatına kendisini sevenlerden birisi şu beyitle tarih düşürmüştür: "Gûş idüp naklin didim târîhini Rahmetin kıla ziyâde ol Mu’în"  h. 1077/m.1666. Açıkbaş Mahmûd Efendi tarafından kurulan dergâh; uzun yıllar Nakşî dergâhı olarak 1925 yılında tekke ve zâviyelerin kapatılmasına kadar hizmet vermeye devam etmiş ancak binası günümüze kadar gelememiştir.

Eserleri şunlardır:

Risâle-i Nûrbahşiyye: Tasavvufa dair bir eser olup, Kübreviyye ve bu tarikatın bir kolu olan Nûrbahşiyye’nin silsilesi ve evrâdı hakkında bilgiler yer almaktadır. Eserin bilinen tek nüshası Süleymaniye Kütüphanesi, H. Hayri-Abdullah Efendi Bölümü, nu. 146’da kayıtlı olup, 112b-117a varakları arasında bulunmaktadır. Nesih hatla yazılan risâlenin her sayfasında 17 satır bulunmaktadır.

Şerh-i Evrâdü’l-Fethiyye: Seyyid Ali Hemedânî tarafından kaleme alınan Evrâd-ı Fethiyye adlı evrâd kitabının Türkçeye tercüme edilmesinin yanı sıra şerh edilmesinden ibarettir. Mahmûd Efendi şerhi yaparken, âyet ve hadislerin yanı sıra birçok klasik eserden de istifade etmiş, bazen Arapça ve Farsça şiirlerle şerhi desteklemiştir. Eserin en güzel nüshası Süleymaniye Kütüphanesi, H. Hayri-Abdullah Efendi Bölümü, 146 numarada bulunup, Risâle-i Nûrbahşiyye ile aynı mecmua içinde, 51b-111a varakları arasında bulunmaktadır.

Güzîde: Türkçe yazılan bir Kur’ân tecvididir. Açıkbaş Mahmûd Efendi bu eserin baş tarafında, Kur’ân’ı tecvidle okumanın önemine değinmiş ve bu eseri niçin kaleme aldığını izah etmiştir. Daha sonra diğer eserlerinde olduğu gibi bu kitabı yazarken hangi kaynakları kullandığını yazmıştır. Eserini birçok kitaptan derlediği için adını “Güzîde” koyduğunu ve 29 bab olarak yazdığını da burada açıklamıştır. Bu bablar tecvidin konularına göre sıralanmıştır. Süleymaniye Kütüphanesi, H. Hayri-Abdullah Ef., Bölümü, 146 numara, 1b-51b varakları arasında yer alan nüshanın baş tarafından bir yaprak eksiktir. Müstensih: Mehmed bin Abdullah, İstinsah tarihi: 1055/1645, 17 satırdır. Bu nüsha, Açıkbaş Mahmûd Efendi’nin diğer iki eseri (Şerh-i Evrâdü’l-Fethiyye ve Risâle-i Nûrbahşiyye) ile aynı mecmua içinde yer alıp, en eski tarihli olanıdır.

Şiirleri: Türkçe, Farsça ve Arapça şiir yazan ve şiirlerinde Resmî, Âcizî ve Diyârbekrî mahlaslarını kullanan Mahmûd Efendi’nin Resmî Divânçesi’nden bahsedilmekle beraber böyle bir eser henüz tespit edilememiştir. Resmî mahlasıyla şiir yazan başka şairler de olmakla beraber, şimdiye kadar Açıkbaş Mahmûd Efendi’ye ait birkaç şiir tespit edilebilmiştir.

Mahmûd Efendi’nin üç risâlesi ile Resmî mahlasıyla yazdığı kimi şiirleri tesbit edilmiştir. Eserlerini yazarken Farsça ve Arapça kaynaklardan alıntı yapmış olması her iki dile de vâkıf olduğunu göstermektedir. Eserlerinde kullandığı kimi Türkçe kelimelerden hareketle O’nun Eski Anadolu Türkçesi’ni başarılı bir şekilde kullandığını söylemek mümkündür. Kullanılan yigrek, tapşurmak, gökçek, yücerek, ulurak gibi kelimeler bunun bazı örnekleridir. Resmî mahlasıyla yazdığı şiirlerinde, özellikle gazel yazmada başarılı bir divân şairi olduğu, ayrıca tarih düşürmede mahir olduğu, hakkında bilgi veren tezkirelerde yer almaktadır. Kendisinden önce yazan kimi şairlere nazire, muasırlarıyla karşılıklı şiirler, daha sonra yaşayan şairlerin de ona nazireler yazması kayda değer bir şair olduğunu göstermektedir. Açıkbaş Mahmûd Efendi Nakşî olmasına rağmen eserlerinde hem Nûrbahşî, hem de Kübrevî tarikatlarının izleri görmek mümkündür. Ayrıca şiirlerinden anlaşıldığı kadarıyla, O’nda kısmen bir Melâmet neşvesi de görülmektedir. Yazdığı eserlerde dinî kavramları tasavvufî bir dille açıklamaya çalışmıştır. Özellikle kelâm alimlerinin Allah’ın sıfatlarını değerlendirdikleri kategorik ayrımı tasavvufî bakış açısıyla değerlendirmiştir.

 

Kaynakça

Açıkbaş Mahmûd Efendi. Risâle-i Nûrbahşiyye. Süleymaniye Ktp. H. Hayri-Abdullah Efendi Bölümü. no: 146. vr. 112b-117a.

Açıkbaş Mahmûd Efendi. Şerh-i Evrâdü’l-Fethiyye. Süleymaniye Ktp. H. Hayri-Abdullah Efendi Bölümü. no: 146. vr. 51b-111a.

Ali Emîrî. Diyarbakır A’yânının Mevâkıb ve Eşrâfının Terceme-i Hâlleri. Fatih Millet Ktp. Ali Emîrî. Tarih, no: 750. vr. 140b-141a.

Ali Emîrî. Esâmi-i Şuarâ-i Âmid, Fatih Millet Ktp. Ali Emîrî Tarih. no. 781/1. vr. 20b.

Ali Emîrî (1328). Tezkire-i Şuarâ-i Âmid. Dersaadet: Matbaa-i Âmidi.

Atlansoy, Kadir (1998). Bursa Şairleri. Bursa: Asa Kitabevi.

Bakırcı Mehmed Raşid. Zübdetü’l-Vekayi’ der Belde-i Celile-i Burusa. İstanbul, Millet Ktp. Ali Emirî. Tarih. nu. 89. vr. 204a-b.

Baldırzâde Selîsî Şeyh Mehmed (2000). Ravza-i Evliya. (Hzl. Mefail Hızlı-Murat Yurtsever). Bursa: Arasta Yay.

İsmail Beliğ (1302/1884). Güldeste-i Riyâz-ı İrfân ve Vefeyât-ı Dânişverân-ı Nâdiredân (Tıpkıbasım). Bursa: Hüdavendigâr Vilayeti Mat.

Kara, Mustafa (2012). Bursa’da Tarikatlar ve Tekkeler. Bursa: Bursa Büyükşehir Belediyesi.

Mehmed Şemseddin (1997). Yâdigâr-ı Şemsî Bursa Dergâhları (Hzl. Mustafa Kara-Kadir Atlansoy). Bursa: Uludağ Yay.

Öcalan, Hasan Basri (2012). Melâmet Zindanında Bir Nakşî Açıkbaş Mahmûd Efendi. Bursa: Gaye Kitabevi.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: DOÇ. DR. HASAN BASRİ ÖCALAN
Yayın Tarihi: 26.08.2013
Güncelleme Tarihi: 10.12.2020

Eserlerinden Örnekler

 

                                       Gazel

Bu âlem-i fânîde ne mîrem ne vezirem

Üftâde-i vâdî-i fenâ merd-i hakîrem

 

El minnetü li’llâh ki olup cân ile bende

Meydân-ı mahabbetde nazar-gerde-i pîrem

 

Olsam n'ola Yakûb sıfat hecr ile giryân

Yusûf gibi zindân-ı melâmetde esirem

 

Bârîye şükr mâlik-i gencîne-i râzem

Yok sîm ü zerim gerçi bu dünyâda fakîrem

 

Geh pâdişeh-i pür hışm-ı âlem-i ışkem

Geh tekye-i tevfikde bir merd-i hakîrem

 

Resmî gibi sihr-âver-i muciz kelimâtım

Geh Hızır geh İlyas gehi sun’-ı Kadîrem

 

Gazel

Yedi zencîr cünûnum yedi iklîme değer

Yedi nahçîr fünûnum yedi iklîme değer

 

Yedi dildür yedi sünbül yedi iklîme değer

Yedi güldür yedi bülbül yedi iklime değer

 

Yedi âşık yedi ma’şûk yedi iklime değer

Yedi Azrâ yedi Vâmık yedi iklime değer

 

Yedi Resmî yedilerdür yedi iklime değer

Yedi mahfî yedilerdür yedi iklime değer

 

 

Sultan III. Murad’ın yazdığı şu beyte:

 

Râh-ı aşkı tutalım rehber-i hûbân olalım

Kasd-ı dil-dâr idelim rûyına hayrân olalım

 

 Yazdığı nazire:

Şer’ ile yürüyelim âleme bürhân olalım

İttifâk ile gözüm mahrem-i Sultân olalım

 

Öcalan, Hasan Basri (2012). Melâmet Zindanında Bir Nakşî Açıkbaş Mahmûd Efendi. Bursa: Gaye Kitabevi. 109-117.


İlişkili Maddeler

Sn.Madde AdıD.Tarihi / Ö.TarihiBenzerlikİncele
1HİLMÎ, Ahmed Muhtar Hilmî Efendid. 1838 - ö. 1903Doğum YeriGörüntüle
2MUSA, Musa Kargınd. 1966 - ö. ?Doğum YeriGörüntüle
3Ferit Öngörend. 30 Haziran 1932 - ö. 8 Haziran 2010Doğum YeriGörüntüle
4BAHÂYÎ, Şeyhülislam Bahâyî, Azîz-zâde, Mehmed Efendid. 1601 - ö. 1654Doğum YılıGörüntüle
5HEVÂ’Î (ÜSKÜFÎ), Muhammed Bosnevîd. 1601 - ö. 1651Doğum YılıGörüntüle
6TAB'Î, Mehmed Ağad. ? - ö. 1666-67Ölüm YılıGörüntüle
7MES'ÛD, Hoca-zâde Mes'ûd Efendid. ? - ö. 1 Ağustos 1666Ölüm YılıGörüntüle
8Âcizî, Baba Muhlis, Şeyh Seyyid Mahmud Resmî-i Nakşibendîd. ? - ö. 1666Ölüm YılıGörüntüle
9AKŞEMSEDDİN, Şemseddin Mehmedd. 1390 - ö. 1459MeslekGörüntüle
10BÎÇÂREd. 1600 - ö. 1657MeslekGörüntüle
11REMZİYE BACId. 1890 - ö. 1946MeslekGörüntüle
12EYYÛBd. 1660 - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
13KUL KÂTİBd. ? - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
14KASIMÎ, Derviş Kasımîd. ? - ö. ?Alan/Yüzyıl/SahaGörüntüle
15BÂHİR, Sokullu-zâde İbrahim Hanoğlu İsmail Bâhir Beyd. ? - ö. 1750-51Madde AdıGörüntüle
16BEKRÎ, Hacı Bekir Beyd. ? - ö. 1835Madde AdıGörüntüle
17PERİŞAN GÜZEL, Güzel Kösed. 1918 - ö. 2000Madde AdıGörüntüle